AB: "Engelliler için şunları yap!"
TC: "O kadara gerek yok, şu-k-kadar yeter!"
TC: "O kadara gerek yok, şu-k-kadar yeter!"
- Ayşe Önal: "... sizin için yaptıklarını iddia ettikleri her şeyi aslında AB tarama sürecinde mecbur tutuldukları için yapıyorlar, ama onun bile içini boşaltıyorlar."
____
Türkiye’nin en büyük sessiz çoğunluğuna (özürlülere) mektup
Ayşe Önal
3 Nisan 2007, Salı
Çoğunuz bu mektubu okuyamayacaksınız, zaten okuyabilseydiniz şu anda içinde bulunduğunuz durumda olmazdınız. Siz etinden sütünden yününden yararlanılabilecek en elverişli çoğunluksunuz. Nasıl olsa bir gücünüz bir itibarınız da yok toplumda..
Size yalan söylüyorlar. Sizden bilgi gizliyorlar ve sizi siyasetteki makamları ve hayattaki itibarları merhametliliğin kullanma tahtası yapıyorlar.
Size ülkenin insan çöplüğü muamelesini layık görenlerin, kamuoyuna karşı sizi en yüce makam koltuğunda oturtmuş gibi davranmaları canınızı yakıyor mu? Fakat kızmayın lütfen, nasıl size yaptıklarını nasıl söyleyebilirler ki!
Siz işgal edilmiş bir gecekondu arazisinden çok daha fazla rant getiriyorsunuz. Bu toplumda akraba evlilikleri, siyasal şiddet, günlük şiddet, trafik kazaları, bebek sağlığı ihmalleri yeryüzünün en yüksek toplumlarından biri..
Size binlerce yalan söylediler ama ben sadece birini hatırlatmak istiyorum. Avrupa Birliği Tarama Sürecinde siz sizi yönetenler tarafından değil kendi ülkelerindeki özürlü insanları toplumun en imtiyazlı kişileri haline getirenler tarafından hatırlandınız. Sizi hatırlayanlar kendi dillerinde İngilizce olarak sizi yönetenleri sizin hayat şartlarınızı düzeltme konusunda mecbur bıraktılar. İmzalar attırdılar. Sizi yönetenler ise imzaladıklarını anlamayın diye size tercüme bile etmediler. Sizin için oturup ben tercüme ettim. Ama elbette en acı olan bu değil. Avrupa’da ki insan refahı standartlarını iyi bildiklerini iddia edenler bile size ait yaptırımlara bakmamışlar, haberleri bile yok.
Ayrıca sizin için yaptıklarını iddia ettikleri her şeyi aslında AB tarama sürecinde mecbur tutuldukları için yapıyorlar ama onun bile içini boşaltıyorlar.
Nasıl mı? Avrupa Birliği görüşmelerinde sizin müreffeh yurttaşlar olmanız için mecburen imzaladıkları haklarını vermek için sizin yüzde doksan sakat olduğunuzu ispatlamanız gerek. Nasıl ispatlayacaksınız?
Çocuk felci filan geçirmişseniz, (üstelik çocuk felci tamamen size zamanında aşı yaptırmayan devletin sorumluğudur) hiç koşturmayın hastanelere. Sakatlık kapsamına bile alınmazsınız. Devletiniz sizin tekerlekli sandalyeleri alıp yolsuzluk yapacağınızdan emin. Onun için yıllarca çok böbürlendikleri annelerinizin bu kez sırtlarında odun denkleri yerine siz sakat çocuklarınızı taşıması milli aile değerlerini güçlü kılıyor. Avrupalı bir gavur bunu yapar mı?
Bunların görmezden gelemeyeceği kadar vahim sakatsanız, size yüzde elli değil 49 verecekler ellerindeki ırkçı cetvele bakıp, böylece size bakan aileniz bir puan farklı dört yüz milyon olan yardımı alamayacak.
Eğer sakatlık derecenizi yüzde doksandan yukarı çıkamıyorsanız bu durumda ne özürlü araçları satın alırken hakkınız olan vergi indiriminden yararlanabilirsiniz ne AB’nin dayattığı özürlü tanımına girebilirsiniz.
Sizde bir hayat biçimi olarak özürlü olmayı seçerken kendinizi devletinizin kurallarına uygun şekilde sakatlasınız bunlar olmayacak değil mi canım kardeşim? Mesela sol bacağınızı mayına basacağınıza sağ bacağınızı bassanız cetvel metvel hiç uğraştırmayacaktınız devletimizi..
Size Hıristiyan Kulübü AB'nin, Müslüman ülkenin siz özürlü yurttaşları için hükümetimizi imzalamaya mecbur tuttuğu tarama süreci raporunu sunuyorum.
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) engellilerle ilgili tarama süreci raporuna ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz [/quote]