Serkan,
Son yazdıklarını hiç yakıştıramadım sana.
Ben hiçbir tarikata mensup olmamakla beraber ''geri kafalı tarikatçılar'' sözünü oldukça yadırgadım.
Tarikat Herşeyini Kur'an'dan almıştır,İslam'ın kendisidir.
Tarikat tasavvuftur.
İslâmiyet, ana hatlarıyla iman, ibadet ve ahlaktan ibarettir. Kelâm ilmi imanı, fıkıh ilmi ibadeti, tasavvuf ilmi de ahlakı ele alır. Tasavvuf, İslâmı derûnî bir şekilde yaşamaktır. Ruhî ve vicdanî bir duyuşun mahsulüdür. Şekilden mânâya geçmek, kabuktan öze ulaşmaktır.
[SIZE=4][FONT=Times New Roman,Times,Verdana] [/FONT][/SIZE]İslam Fıkhının dört asıl kaynağına (kitap, sünnet, icmâ, kıyâs) sımsıkı sarılmaktan, farz, vacip ve sünnetleri eksiksiz îfâ ve icrâdan, kötü ahlâk ve alışkanlıklardan kaçınıp, güzel ahlaklarla donanmaktan, zikrullah, fikrullah, nafile ibadet ve tâ'at ile meşgul olmaktan ibarettir tarikat.
Bunu biri, başka amaçlarla yazsa idi, bu şekilde yazmaya gerek bile duymazdım.
''düşmanın attığı taş incitmez de,dostun attığı gül yaralar''mış kardeşim.
Ben tarikat/tasavvuf mensubu değilim,mürid değilim,ama onlar hakkında düşüncelerim çok içten ve sevgi saygıyla dopdolu.
Tasavvuf imanımızı her daim capcanlı tutabilmek, ibadetlerinde Rabbiyle başbaşaymışcasına huşu içerisinde olabilmek,Yüce Mevla'ya korkunun ötesinde içten bir aşk ile bağlanabilmek için gereklidir de...
Tasavvuf,namazın ortasında ağlayabilmek,tasavvuf,Kur'an'ın sayfalarını gözyaşlarıyla ıslatabilmektir.
Lütfen o kelimeleri yazından çıkar Serkan kardeşim.