Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Denize Şiir Okumak adlı kitabım çıktı.

sayın monalisa öncelikle kitabınız için sizi tebrik ediyorum ,yazar olmak için gerekli olan kaideleri belirtmişsiniz,akademik anlamda haklı olabilirsiniz,fakat hiç bukowski okudunuz mu,ya da arthur rimbaud a bir göz attınız mı,kuralsızlıkta bir kural yerini alabiliyor,bukowski nin ömrü hep ucuz kiralık evlerde otellerde geçmiş,hep hamamböcekleriyle,farelerle içiçe yaşamış,en büyük hayali hep zengin olmak mış,ve kitaplarından kazandığı parayla çok zengin olmuş,fakat zenginliğinde aradığı şey olmadığını anlayınca ,kendisini kemeriyle banyoda asarak intihar etmiş,ben size yazarlara en sık sorulan soruyu sormak istiyorum,neden yazıyorsunuz,ne için yazıyorsunuz, örneğin ego tatmini için mi,sırlarınızı paylaşmak için mi,para kazanmak için mi,belirli bir kitlenin sıkıntılarını dil olmak için mi
 
aman matayy soralrinn da ecel haaa birakk ablamiz burdaa mutluugnu yasasinn.... sen kaklimisnn armut fittootoyu anlatiyorsun alemlesin...;)bizene kendini asip oldurmuss heriftennn;) bence buugne kadar hic bir yazarr sirf para diye kitap yazmadi... cunkuu para iicn bu dert cekilmez ve deymezzz:rolleyes:
 
emre bey siz yazar olmadığınız için lütfen yazarlar adına konuşmayınız,anne olmayan biri annelik duygusundan ne kadar anlayabilir ki
 
okadar cok merakliysan elestiri yapmaya.... al once kitabi oku matay... sonra gel elstiirni yap.... okumdan kitabi elstiri yapman hic adil degil:mad:mantikta kabul etmiyorr...:cool:
 
ben kitabı ya da monalisa hanımı kesinlikle eleştirmedim,okumadığım bir kitabı eleştirecek kadar da budala değilim,hatta kitabın yazarı olan hanımefendiyi tebrikte ettim,emre bey amacınız nedir ,benimle monalisa hanımın arasını bozmaya çalışıyorsunuz,hiç şık değil
 
resmen hanfendiye para iicn yaziyorsaniz sizde kendinizi asin diyorsunuz matay bey ornek bile vermisnn:mad:

matay;

suraya eklemem yapalimm belli olmazz sillebirsinn sonraaa;)
 
Sevgili matay,

Belki bir gün başka başlık altında ya da başka ortamlarda edebiyat ve yazarlarla ilgili olarak tartışma fırsatı buluruz da uzun uzun konuşuruz umarım:)

Konu bu başlığı aşar:)

Yalnız şu kadarını söyleyebilirim... İnsan için yazıyorum...

Sevgiyle...
 
helal sana ablamm:)kisa ve oz cevabiini verdin ona;)bizde biliyoruz insan icin yazdiginaa:) sen amtaya bakma matay kendinii bi sosyetik bi bilim bi hayvan inasna haklari korumacsii bi saglikci bi diyetisyeci bibibibiiibbiiiiiiiiiiiiii bbiibii .....................vs saniyorrrr;)
 
tebrik ederim kitabın ismi çok güzel ..içinide okursak yorum yaparız : )
 
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Sevgili monalisa,[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kitabınızı almak için kitapçılara gelmesini beklemek konusunda sürdürdüğüm anlamsız inadımdan vazgeçtim ve idefix’den siparişimi vererek okudum nihayet. [/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Elinize, kaleminize sağlık. Okuyanın hafızasından silinip gitmeyecek, soluğunuzu, sesinizi, parmak izinizi taşıyan öykülerle yüreklerde iz bıraktınız, bırakacaksınız. [/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kurgularınızdaki ustalık; öykülerin içine, savaşınıza, gerçekliğe alıp götürüyor insanı. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Her öykünün başında, “hayır, ben mağdur edebiyatını sevmiyorum” önyargısı ile başlasam da satırlara, kurguladığınız gerçekliğin suratıma tokat gibi çarpmasından ve darmadağınık olmaktan alıkoyamadım kendimi. [/FONT][/SIZE]


[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Naçizane, ilgimi çeken bir konuya da değinmek istedim hazır yazarına ulaşma şansım varken (sonra meşhur olup, buralarda yazacak ve forumlara girecek vakit bulamayacaksınız nasılsa:D). [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]“Yıldız Çiçekleri” sanki sizin kurgunuz değilmiş, sanki başka bir kitaba, başka bir yere aitmiş gibi, ya da ne bileyim forumlarda yazdığınız yazıların bir parçasıymış gibi ayrıksı geldi bana. Diğer öykülerin kurgusundan ya da tarzından farklı gibi, onca metafora rağmen biraz didaktik gibi… Elbette çok sevdim yıldız çiçekli tülü ama diğer öykülerden farklıydı işte…:confused:[/FONT][/SIZE]

[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Sevgilerimle ve kısa zamanda devamının gelmesi dileği ile [/FONT][/SIZE]
 
Hayırlı uğurlu olsun, tebrik ederim.
 
Bugün bir başka arkadaşımla öykülerim üzerine konuştuk. Denize Şiir Okumak adlı öyküdeki öykü karakterinden çok etkilendiğini söyledi. Çok güzel bir karakter yaratmışsın dedi. Bu arada eleştirileri de vardı. Onları da dile getirdi. Şimdi bu konuda o ayrıntılara girecek değilim. Ama genelde olumlu yaklaşımlar alıyorum.

Sizin de değerlendirmelerinize teşekkür ederim.

Benim edebiyatta temel ilkem, insan araştırmasıdır. İnsanı anlatmak için çıktım yola.

Yıldız Çiçekleri adlı öykümün benim için bir başka anlamı vardır. Ötekilerden ayrıksı durması doğaldır. Çünkü, o öyküde bir nesneyi kişiselleştirerek bu toplumda fiziki görünüşünden dolayı ayrımcılığa uğrayan insanları simgeleştirmek istedim. Öykü karakteri hem tül perde. Hem de fiziki görünüşünden dolayı dışlanan engelliler... Bir engelli olarak engellilerin yaşadığı sorunları bizzat yaşadım. Ya da onların yaşadığı sorunlara tanık oldum. Bir yazar da çoğu kez, yaşadıklarını ya da gözlemlediklerini, tanık olduklarını dile getirir. Türkiye'de engelli olmak, toplumun "çingeneleri" olmakla eşdeğerdir. Ben de içimde kanayan yarayı durdurmak için yazdım. Yazdım. Böylece hem kendimi oluşturmaya çalıştım. Hem de topluma vermek istediğim iletiler vardı. Sizin didaktik dediğiniz öğeler, benim yıllarca kafamı kurcaladı. Yıllarca bu konuyla ilgili olarak kendi kendime konuştum. Bir yanım kabullendi. Öteki yanım itiraz etti. Bu toplumdaki tüm önyargıları yıkıp atmak istiyordum. Bu önyargıların kişilerin tinsel dünyasına nasıl yansıdığını göstermek istedim.

Evet, "Yıldız Çiçekleri" adlı öykü, diğerlerinden ayrıksı... Çünkü, o öykü tüm dışlananların sesi... Ya da fiziki görünüşünden dolayı ayrımcılığa uğrayanların çığlığı...

Önyargılı tavırlarla aydınlık bir dünya kurulamazdı. Öğrendikleri gibi yaşayanlara bir tepkiydi. Yıllarca bana önyargılı davrananlara karşı mücadele ettim. Tül perde, bendim. Ya da Bayke'ydi. Veya Kuyucak'tı. Tüm engellilerdi. Bir yanda dışlananları anlatırken öte yanda dışlayanları da anlatmalıydım. Peki, tüm bunlar bir öyküye nasıl sığacaktı? Ben de ikili diyalogla toplumla birey arasındaki çatışmayı sizin didaktik dediğiniz biçimde verdim.

Kaldı ki, sanatın işlevleri arasında, sanatın insanları dönüştürme işlevi de vardır.

Evet, bu öykü size yabancı gelmedi. Çünkü, siz de engelliler içindesiniz. Engellilerin yaşadığı sorunları az çok biliyorsunuz. Tıpkı benim gibi. Yaşanan gerçekliklerden yola çıkan bir öykü...

Ben de o gerçeklikleri dile getirdim. Bu dünyada birleştirici gücün sevgi olduğuna inanıyorum... İnsan, ancak, bir başkasıyla kendisini bütünleştirdiği zaman toplumsal bir varlık olur.

Yıldız Çiçekleri tüm engelliler... Onlara adadım bu öyküyü... Yıldız Çiçekleri hep yağmuru çağıracak... Önyargılar silinip gidecek yeryüzünden.... Daha ne olsun sevgili Empatizan!
 
Sahi sonradan ayırt ettim. " Mağdur edebiyat" ne demek! Böyle bir izlenimi öykülerimden nasıl çıkarttığınızı merak ettim empatizancığım...
 
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Yıldız Çiçeklerindeki metaforlar son derece anlaşılır ve mesaj da gayet açık Monalisacığım. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Sadece kurgu ve anlatım diğer hikayelerden çok farklı olduğu için “aynı kitabın devamını mı okuyorum?” duygusu uyandırdı. Belki diğerleri başlı başına metaforlar üzerine kurgulanmadığı, hikaye kahramanları gerçek kişiler olarak tanıtıldığı içindir. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Hayatın gerçeğini tüm öykülerinizde kendinize özgü bir kurgu ve yalın bir üslupla anlatmışsınız. Hayatın dilini, gerçekliğin tanıklığını, horlanmış olmanın acısını, bunun getirdiği incinmişliği, kendini aşağılamayı, isyanı, gücenmişliği, hıncı, başkaları tarafından görülme isteğini gayet nesnel, bir o kadar içinizden geldiği gibi, kurgulamışsınız. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]“Mağdur edebiyatı” ile neyi kastettiğim uzun mesele. Hani yine bir Yeşilçam melodramı ya da bizim jenerasyonun gözyaşı pınarlarını kurutan Kemalettin Tuğcu hikayelerinden birisi mi acaba endişesi gibi bir şey :)[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Nurdan Gürbilek’in “Mağdurun Dili” isimli bir kitabı var. Ezilmişin, tutunamayanın dilinin, edebiyatta ele alınışının incelendiği bir kitap. Sanırım ne demek istediğimi oradaki bir cümle ile ifade edebilirim: “Beceriksiz ellerde melodrama dönüşen, gülünç hale gelen, bilinçsiz duygu seli yaratan mağduriyet durumu duygular üzerine kurulan eserler, usta ellerde hayatın bir parçasının güzel anlatımına dönüşüyor, güçlü bir edebiyat yapıtına dönüşüyor .”[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İşte sizin hikayeleriniz de güçlü ve nesnel bir anlatımla insanı sarıveren, iz bırakanlardan. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Ben sizin ne demek istediğinizi gayet net anladığımı düşünüyorum (hem kitabınızda hem de yukarıdaki cevabınızda). Umarım ben de anlatabilmişimdir ne demek istediğimi.:eek:[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Sevgiler[/FONT][/SIZE]
 
[FONT=Verdana]Şimdi değerlendirmelerinizi okuduğumda aklıma ne geldi biliyor musunuz? Bir zamanlar bana “ pek ben düşündüklerimi ifade edemiyorum” gibi bir şeyler söylemiştiniz. Bence kendinize haksızlık yapmışsınız. Hatta siz de öyle bir cevher gördüm ki, rahatlıkla kitap tanıtımı yapabilirsiniz. Bu da benden bir öneri[/FONT][FONT=Wingdings][FONT=Wingdings]J[/FONT][/FONT]

[FONT=Verdana]Evet, konuyu açımlayınca şimdi ne demek istediğinizi tam olarak anladım.[/FONT]

[FONT=Verdana]Beni yazmaya iten nedenlerinden biri, engelli sorunlarını kamuoyuna aktararak engellilik bilinci yaratma istediğiydi. Bu nedenle öykü yazmaya başlamadan önce de çeşitli dergilerde engellilerin sorunlarını dile getiriyordum. Sevgi Çemberi ve Beyaz Ay Dergilerinde gerek denemeler gerek makaleler yazmıştım. Yani çalışırken yazmaktan uzak değildim. Kitapta iki öykü engelli olmakla ilgili. Ama artık sıradan olmanın ötesine geçmek ya da kendime farklı bir biçim bulmak istiyordum. Ama bu biçim özden uzak olmayacak bir biçim olmalıydı. Bu nedenle de Yıldız Çiçekleri adlı öyküde metaforlar kullanmaya karar verdim. Bu konuda çok haklısınız. Eğer ben sizin dediğiniz gibi, horlanmanın ve aşağılanmanın acısını ve isyanını insanlara anlatabilmişsem, bir tek insanda değişim ve dönüşüme yol açabilsem, amaçlarımdan birine ulaşabilmişim demektir. [/FONT]

[FONT=Verdana]İşte insanlarla bir tek amaçta buluşabilmenin büyüsü! Yazmanın büyüsü! [/FONT]

[FONT=Verdana]Bana okumayı sevdiren yazarlardan biridir Kemalettin Tuğcu. İlkokul sıralarındayken her kitabını yutarcasına okuduğum yazar. Edebi yönü tartışılır. Kitaplarını beğenir ya da beğenmeyiz. Ama gençlere önerim şudur. Elinize ne geçerse okuyun. Her yapıttan alabileceğimiz bir şeyler vardır. [/FONT]

[FONT=Verdana]Orhan Kemal’e sormuşlar… [/FONT]
[FONT=Verdana]Neden hep ezilenleri yazıyorsun diye… O da şöyle yanıtlamış. Çünkü onların içindeyim demiş. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ben de varoşların çocuğuyum. Oralardaki yaşamın içinden geldim. Öykülerimdeki kişiler de yaşadığı yoksulluğu aşmak isteyenler, ezilen kadınlar, engelliler, işçiler ya da küçük burjuvalar… Yani, ayakta kalmak için savaşanlar… [/FONT]

[FONT=Verdana]İlginize ve değerlendirmelerinize teşekkür ediyorum. Sizinle öykülerim üzerine konuşmak benim için büyük bir mutluluk oldu. Her ne kadar sizi şahsen tanımasam da…[/FONT]

[FONT=Verdana]Ne güzel değil mi? [/FONT]

[FONT=Verdana]Tanımadığın, bilmediğin insanlarla yazarak bir duygu ve düşünce birliği oluşturmak… İşte edebiyatın gücü! [/FONT]

[FONT=Verdana]İnsanlardan aldığım bu güç bana cesaret veriyor… [/FONT]

[FONT=Verdana]Sevgiyle ve dostça kalın sevgili dost! [/FONT]
 
Kitabın İsmi Çok Güzel.
En Kısa Zamanda Okumak İsterim ..

Tebrik Ediyorum, Başarılarının Devamını Diliyorum Monalisa ..)
 
Tüm tebrik eden arkadaşlara teşekkürlerimi sunuyor, değerlendirmelerini ve yorumlarını bekliyorum...
 
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İşte insan meşhur olunca ”ben sizi tanımıyorum” der geçermiş diye kızdırayım dostumu. :D[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Tamam, bir takım plansız programsız yüz yüze tanışma girişimlerini gerçekleştiremedik ama şahsen tanışmadığımızı söylemenize asla ve kata razı gelemem. “Ben bu kitabın yazarını şahsen tanıyorum” diyerek yaşadığım mutluluğu elimden alma hakkınız yok monalisacığım. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Bana özel bir imza gününe randevu almak için araya hatırlı kişiler koymaya da hiç niyetim yok. Sözünüz var unutmayın. Önceden arayıp randevu almayı ihmal etmem bu sefer :eek:[/FONT][/SIZE]
 
Senin gibi gönül dostlarına her zaman kapım açık sevgili güzel insan! Evet, belki ayrı şehirlerdeyiz... Evet, belki bir koşturmaca içinde yüzyüze görüşme fırsatını yakalayamadık. Ama bu sitede bir iki tane de olsa, çok değerli dostlar edindim... Onlardan biri de sensin...

Yepyeni başlangıçlara yepyeni insanlarla birlikte keşfe çıkmak için sabırsızlanıyorum... Randevu almak ne demek... Ben çat kapı gelen dostları severim en çok... Gönül bahçeme beklerim efendim...

Sevgiler...
 
öncelikle yazmış olduğunuz kitaptan dolayı sizi tebrik ederim ne mutlu sizlere..
 
Üst Alt