İlk olarak şunu söyleyeceğim. İnsan kendisi gibi birisiyle mutlu olabilir denen şey, basmakalıp basit bir düşüncenin ürünüdür. Kesinlikle katılmıyorum. İnsan, insanla mutlu olur, okadar. Çünkü insanın insana ihtiyacı vardır. İnsan yaradılışı itibariyle sosyalleşmeye muhtaçtır. Bir insanı , milyonlarca çeşit canlının yaşadıgı bir adaya bırakın, ama birtane insan yoksa kafayı yer yaşayamaz. Ama bir insanı hiçbir canlının yaşayamadığı bir adada bir insanla bırakın, bir şekilde yaşarlar.
Düşle, sana gelecek olursak. Sizdeki durumun kavramsal bir adı oldugu konusunda bir bilgim yok. Ancak fikirlerim var. Fiziksel sorunları olan bireylerimize, gerek aileleri gerek çevreleri bazen, benim bir önceki mesajımda uzun uzun anlattığım fikirlerin biraz yanlış versiyonuyla geliyorlar. "Sen normalsin, normali de bu!" ya da "sen en iyi seni anlayan birisiyle mutlu olabilir, seni de en iyi senin gibi birisi anlar" gibi yanlış mantık yaklaşımlarıyla. Bunlar inanılmaz derece sıkıntılı durumlar. Bu sefer de kişi, kendini daha da soyutluyor kendisi gibi sorunları olan insanları arıyor. Bu sefer ne oluyor, biraz evvel yazımda bahsettiğim negatif ayrımcılıktan pozitif (!) pozitif ayrımcılığa dönüyor. Negatif veya pozitif, ayrımcılıgın hepsi hastalıktır. Tekerlekli sandalyede de olsak, koltuk değnekleriyle de, protezlerle de olsak olmasak da hepimizin damarlarında 5lt kan var. O kadar. Bacağımız olsa da olmasa da tutsa da tutmasa da, hepimiz insanız. Ve İNSAN İNSANI ARZULADIĞI SÜRECE İNSANDIR.
Devotee konusunda ise benim kafama yerleşmiş hep bir takım örnekler vardır.
Bir erkek "Ben minyon kadınlardan tahrik oluyorum abi" dediğinde kimse ona negatif yaklaşmaz, bir kadın "Ben uzun boylu erkeklerden tahrik oluyorum" dediğinde kimse ona negatif yaklaşmaz. Hepimiz birşeyler isteriz, saçları sarı olsun boyu uzun olsun elleri güzel olsun ayakları güzel olsun kaşları şöyle olsun burnu hokka olsun dudakları dolgun olsun döşü kıllı olsun bacakları tüysüz olsun vs vs vs vs bunların hepsi bir takım fiziksel özellikler bireyin sahip olduğu. Ve kimseyi rahatsız etmeyen şeyler? Neden , herkes bunlara sahip olmak istiyorda ondan.
Ama adamın biri kalkıyor, beni tekerlekli sandalyedeki bir bayan tahrik ediyor diyor.
Düşünüyoruz, " hmmm, tekerlekli sandalye de olmak, aciz kötü ve istenmeyen bir durum, ve hiçbirimiz istemeyiz. Neden? Çünkü, tekerlekli sandalyedeki bir insan sakattır, engellidir. Bu adam engelli ve yardıma muhtaç birisinin kendisini tahrik ettiğini söylüyor, OLAMAZ!!! BU ADAM BİR SAPIK!!!! "...
Hemen bir durum çözümlemesi yapalım: Tekerlekli sandalyedeki bir kişi neden tekerlekli sandalyede? Büyük ihtimal ya felç ya da bacakları yok. Neden aciz? Nefes alamıyor mu? Koku alamıyor mu? Sevemiyor mu? Hissedemiyor mu? Zevk alamıyor mu? Cinsel dürtüleri yok mu? Aklı mantığı yok mu? Peki düşünemiyor mu?... Bi dk ya, evet bu kadın tekerlekli sandalyede ama bu insana has yetilerin hepsi onda var!... Yahu sevebiliyor, hissedebiliyor, zevk alabiliyor, cinsel dürtüleri var, aklı var, mantığı var, düşünebiliyor. Yahu bırakın birisi onu arzulamış birşeyinden dolayı, arzulasın! SİZE NE ARKADAŞ! Boyu kısa diye arzulasaydı sorun yoktu. Saçı sarı diye arzuladıysa sorun yoktu. Elleri güzel burnu güzel diye arzulasaydı sorun yoktu. Bunların hepsi bize bahşedilen dürtüler arzular. Onu da bu çekmiş ne yapalım yani öldürelim mi ?... (HOŞ gördüşüm kadarıyla bazı arkadaşların eline verseler öldürürler böyle birisini seve seve) O yüzden kasmamak en doğalı...
Kategorize kısmına gelelim. Evet kategorize bir durum söz konusu ama. Hayatta hiçbirşey kategorize edilmeyecek diye bir mottoyla çıkarsak yola, yola çıktıgımız gibi şanzımanı dağıtır kalırız yolda. Bazı şeyler belirtilmeli, belirtilmeden bilinemezler. Kimi devotee kimi değil, kimi fetişist kimi değil, kimi zevkli kimi değil, kimi hassas kimi değil... Bu tarz kategoriler bizi ayrıştırmaz, birleştirir. Nasıl birleştirir, ruhsal kimliklerimizi döker ortaya, ve herkes birinin ruhunu daha iyi tanır. Fiziksel kategorilerden uzak durmak, Zihinsel kategorilere ulaşmak bence çok daha güzel, çok daha verimli. İnanın insanları sağcı solcu diye ayırmak bile (ki hiç sevmediğim bir ayrımdır) Engelli insan - normal insan diye ayırmaktan (Mecbur kaldığım için kullanıyorum bu normal kelimesini, kendime çok kızarak kullanıyorum) kat kat daha iyi.
Devotee kelimesinin direk çevirimi : "hayran" dır. Aslında hepimiz birşeylere devoteeyiz. Ellere ayaklara uzunlara kısalara güzellere çirkinlere yakışıklılara kıllılara vs vs vs.. Kimiz ampute devotee. Kimimiz para-devotee... Ancak konu bize dayatılan bir toplum öğretisi olan "engelliler şöyle narindir böyle hassastır engellilere şöyle yaklaşalım böyle yaklaşalım" savsatalarıyla çakışınca, Hoooop, sapık oluyoruz
Ancak kılsa tüyse kaşsa gözse derdimiz, oooh gayet normal gayet sağlıklı insanlarız. Engelli veya değil. Yukarda belirttiğim duygulara yetilere sahip insan insandır! Ve insan insanı arzular! okadar. Yürümek, iki bacağa iki kola sahip olmak belden aşşağısı hissetmek vs vs... Bunlar insanı insan yapan yetiler değil. Basit , sıradan dünyasal ve fiziksel kavramlar. Saygılarımla....
Not: Düşle, şahsi düşüncelerimi tecrübe ve hislerimi burdan anlatmayı pek tercih etmiyorum. Özele gelirsen eğer merak ettiğin şeyleri ordan da anlatabilirim dilim döndüğünce