Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Doktorların ve medyanın uzuv nakli fantazisi! [Tartışma]

Şaşkınmısnız nesiniz.
Doktorlar ameliyatın başarılı geçeceğinin garantisinimi veriyolar.
Bu hastayla doktor arasında ortak alınan bi karar.
 
bense 4 uzuvu birden degilde ya kolları ya bacakları kabul etmeliydi vücüt bir organı zor kabul ederken 4 organ takmaları bence yanlıştı ölen arkadaşımıza allahtan rahmet kalanlarada sabırdiliyorum
 
Hayırlı olsun 75 lik Deniz baykal kollarını bacaklarını bağışlamış.


Yürümek için proteze destek olmayanlar. Devleti soymak için pahalı ameliyat fantezileri üretiyorlar.
 
insanin yuzune bakilmasa bile 75 yasindaki birinin yuzunu istemez herhalde :eek:
saka bi yana bayiliyorum saww arkadasimizin yorumlarina :)cok iyi dogru tesbitler ama iste:eek:birazicik macolugunu torpulese:)
olsun ben gene cok severek okuyorum sawwin yadiklarini tesekkurler saww:eek:
 
Hayırlı olsun 75 lik Deniz baykal kollarını bacaklarını bağışlamış.


Yürümek için proteze destek olmayanlar. Devleti soymak için pahalı ameliyat fantezileri üretiyorlar.

Aslında bu haber biraz magazinleştirilmiş... :)
Aslında Baykal hastane ziyareti sırasında eski organ bağış formunu yenilemiş ve yeni form da kol-bacak-yüz gibi doku bağışları için de bir bölüm var. Elbette Baykal'ın ne yüzü, ne eli, ne kolu bağış olarak alınamaz. Çünkü yaş sınırının üstünde bulunuyor. Hatta diğer organlarının bile alınabileceği şüpheli... 20 yaşında bir hastaya 75 yaşında bir kalbi nakledebilir misiniz? :)

Ama olayın bir de şu boyutu var. Kamu önünde olan önemli kişilerin bu tür eylemlerde bulunması önemlidir. İnsanların önem verdiği kişiler bu tür bağışlar yaptığında toplumun diğer kesimlerine de örnek olurlar ve onları teşvik ederler. Başbakanın, Cumhurbaşkanının da bu tür bağışlar yapması sembolik önem taşır.

Bu kol bacak nakillerinin de bu kadar abartılmaması lazım. Bunlar tek tük yapılan, rutin hale gelmemiş pilot vakalardır. Organ bağışlayan çok kişi olmasına rağmen hayati organların temini ve nakli bile oldukça sınırlıdır.

Bir de bu bağış meselesini fazla büyütmemek lazım. Önemli olan yakınlarının bağışı kabul etmesidir. Siz isterseniz noterden taahütname verin, ölünce yine yakınlarınızın onayı olmadan organlarınızı alamazlar. Organı bırakın, kadavra olarak dahi bedeni kullanamazlar. O yüzden, gerçekten bağış yapmak isteyenlerin bu iradelerini 1. derece yakınlarına açıkca ve ısrarla söylemesi, yani vasiyet etmesi gerekir.
 
Hangi başarı Şirine?
Bir insan öldü bu mudur başarı!
Üstelik,daha 1 ay olmamış 2 kol 1 bacak naklinde tüm uzuvların nakli yapılamamış kalkıp 4 uzuv ameliyatına girişilmiş.

Cesaret öyle mi?
İnsan hayatını riske atarak cesaret gösterisi.

Neyi takdir ettin anlamak güç.
.
Evet hem fikiriz.Daha önce yapılmamış olsa belki bilinemiyor denirdi.Ama yapıldı ve vücut hepsini idare edemedi,
Ve hemen ayak alındı.Ve vücüt iyileşmeye,onarmaya başladı kendini. Demekki insan denen makina sadece iki uzvu zorlada olsa kaldırabiliyor.Bizler evimizde bunu göre biliyoruz bunu da; kocaman etiketli,kasım kasım kasılan proflar neden göremedi. ve görmeyenin ve buna izin verenlerin cezası ne oldu.Neden kişiler cezalandırılmıyor.Neden mahkeme edilmiyor. Birde organlar sanki bir pislik gibi yerlerde sürüklendi.Bu saygısızlığa nasıl izin veriliyor.Bunların diplomaları sahte olmalı.Olmasa bir mevtaya bu yapılırmı.Kendileride ayakların altında kalmak isterlermi vefat edince.Bütün dinlerde ölüye saygı vardır.islamiyette ise bu doruklardadır.Bu rezilliği seyreden sorumlularda ceza almadı.sadece okula ceza verildi. Burda hesap sorulamıyorsa,muhakkak bir gün sorulacaktır.Böyle olmamalı. benim ülkem daha adil olmayı hak ediyor

Şaşkınmısnız nesiniz.
Doktorlar ameliyatın başarılı geçeceğinin garantisinimi veriyolar.
Bu hastayla doktor arasında ortak alınan bi karar.
.
Kusura kalmayın ama insan sormak istiyor size.Allah göstermesin ama bu fikriniz kendi aileniz içinde geçerli olabilirmi,yoksa sadece sineklerden mi bahsediyorsunuz
 
Ama olayın bir de şu boyutu var. Kamu önünde olan önemli kişilerin bu tür eylemlerde bulunması önemlidir. İnsanların önem verdiği kişiler bu tür bağışlar yaptığında toplumun diğer kesimlerine de örnek olurlar ve onları teşvik ederler. Başbakanın, Cumhurbaşkanının da bu tür bağışlar yapması sembolik önem taşır.

İyi hoş söylüyorsunda, bu yapılanlar benim aleyhime gelişiyor.
Onun teşviki bana protezsizlik olarak yansıyor.
Yüz naklinin maliyeti 250 bin tl imiş.
Madem öyle banada bunun yarısı kadar bütçe ayırabilirler.
Ben zararlı ilaç yutup, böbrek, karaciğerimden olmak istemiyorum.

Oberschenkelamputierter mit Prothese im Hochseilgarten - YouTube
Sayın Pavey, de bundan kullanıyor. Çokmu zor bunun insanlara takılmasına ön ayak olmak?:confused:
En azından kendi kusuru olmadan kolunu bacağını kaybedene temin etmek çok mu zor?

Çok güzel örnek oluyorlar. Bravo bu siyasetçiye...
Swinger le süper örnek oluyorlar:)

*************************
Eli olmayan arkadaşıma da bu teknoloji yeter.
Patricks Leben mit der Hightech-Prothese - YouTube


Yurtdışında hekimler proteze yönlendiriyorlar.
 
İyi hoş söylüyorsunda, bu yapılanlar benim aleyhime gelişiyor.
Onun teşviki bana protezsizlik olarak yansıyor.
Yüz naklinin maliyeti 250 bin tl imiş.
Madem öyle banada bunun yarısı kadar bütçe ayırabilirler.
Ben zararlı ilaç yutup, böbrek, karaciğerimden olmak istemiyorum.
.

Protez konusunda çok haklısın.. Değil yarısı, 500.000TL olsa bile protez imkanı sağlanmasına sonuna kadar katılırım.

Ama yüz, böbrek, karaciğer vs. gibi organların en azından şu an için protezle yerine konulması mümkün değil. Konvansiyonel yöntemlere ihtiyaç var.

Kısa süre sonra böbrek, karaciğer gibi dokuların temininin büyük ölçüde gen teknolojisi ile çözüleceğine inanıyorum. Elektronik protezlerin ise insanın kendi uzuvları kadar yetkin hale geleceğini beklemek çok hayalcilik olmaz.

Zararlı ilaç kısmını pek anlamadım? Şu Greenpeace raporundan bahsediyorsan, onlar "güneş doğudan doğar" deseler bile inanmam. :) Tamamen ticari saiklerle hareken eden "güya" non-profit bir organizasyon... Parasal kaynakları nereden geliyor sorgulamak lazım. :) :)
 
Zararlı ilaç kısmını pek anlamadım? Şu Greenpeace raporundan bahsediyorsan, onlar "güneş doğudan doğar" deseler bile inanmam. :) Tamamen ticari saiklerle hareken eden "güya" non-profit bir organizasyon... Parasal kaynakları nereden geliyor sorgulamak lazım. :) :)

Ahmet Turan Alkan son zamanlarda patlak veren bu ameliyatlar hakkında bir yazı yazmış, durumu gayet güzel özetliyor aslında.


"Türkiye’de ilk yüz nakli gerçekleştirildiğinde, şüphesiz cerrahlarımız adına gurur duymuştum.

Hastanın yeni yüzüyle basına dağıtılan görüntüleriyle operasyon arasında pek kısa bir süre geçmiş olması beni tedirgin etti. “Biraz acele edilmedi mi?” diye düşünmeye kalmadı, ardından kol ve bacak nakilleri gündeme geldi. Bu işleri kimden sorup öğrenmeli diye bizim Çekirge’yi çağırdım. “Nedir bu olup bitenler, ne oluyoruz Çekirge” demeye kalmadı, “Bir dokun bin âh dinle bu kâse-i fağfûrdan” denildiği üzre başladı anlatmaya.

*
-Nooluyor Çekirge, birdenbire organ nakillerinde beklenmeyen bir yoğunlukla karşılaştık, nedir mesele?
-Kabağın neticede benim başıma patlayacağını kestirdiğim için biraz ön araştırma yaptım hocam; arz edeyim. Efendim plastik cerrahi camiası tanıtıma biraz da gösterişe önem verirmiş; hastanın iyiliği ve haklarını ön planda tutsalar da ara sıra bazı ihmaller de duyulurmuş bu camiada. Meselâ şartlar zorlanır, daha basit tekniklerle hastaya faydalı olunulabilecekken teknik geliştirme, uluslararası yayın yapma, belirli bir teknikle ilgili yeterli sayıda seri oluşturma gibi nedenlerle daha komplike ve riskli prosedürler uygulanır, işin ilginç tarafı da bunlar zaman zaman başarılı da olurmuş ama bu arada hastalar da epey bir cereme çekerlermiş, öyle diyorlar…
-Vay canına, nereden biliyorsun bunca ayrıntıyı bakayım sen?
-Ee, ömür boyu stajyer Çekirge kalacak değiliz herhalde; bizim kendimize göre çevremiz, haber kaynaklarımız var. Neyse sözümü tamamlayım: Akdeniz ekibi geçen yıl yaptıkları çift önkol ve rahim nakli ile de gündeme gelmişlerdi hani. Rahim nakli dünyada ilk idi ama bunun hayati gereklilik taşımayan bir yöntem olduğunu söylemeye gerek görmüyorum. Bu şekilde gebe kalıp çocuk sahibi olan kimse henüz görülmemiş. Konunun asıl püf noktası şu: İnsandan insana bütün nakillerde vücut dokuyu neredeyse % 100 reddedermiş. İki istisnası var ama: İlki tek yumurta ikizleri, bir de kornea nakli. Bunun haricinde nakledilen tüm dokular istisnasız reddedilirmiş. Son 40 yılda bağışıklığı baskı altında tutan ilaçların gelişmesi ile bazı organların nakli konusunda başarılar elde edilmiş. Bu operasyonların ardındaki asıl aktör, aslında bu ilaçlar. Karaciğer ve böbrek gibi hayati organların nakli belli merkezlerde rutin uygulamalar arasına girdi; ancak bu hastalara ömür boyu bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaç kullanmak gerekiyordu. Hastaların zaten böbrek veya karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatları tehdit altında olduğu için bağışıklı baskılayıcı ilaç kullanımı göze alınabiliyormuş… Bu arada rahim nakli geçiren hastanın alacağı bağışıklık baskılayıcı ilaçların bebekte sakatlık oluşturma riskini unutmamak lazım. O ilaçların hepsi bebek üzerinde sakatlık oluşturma riski olan ilaçlar.
-Baksana sen, boş zamanlarında çaktırmadan tıp fakültesine filan mı gidiyorsun sen; nereden öğrendin bakayım bu lâfları?
-Aman hocam, iltifat ediyorsunuz, müsaadenizle devam edeyim: Son yıllarda bazı ülkelerde iki kolu olmayan insanlara ve yüzünün büyük bölümünü kaybeden insanlara bu tür nakiller yapıldı. Bunların sayısı fazla değil, çünkü bu ameliyatlarla elde edilenler, hayat kalitesi açısından önemli olsa da hayati önem taşımayan kazançlardı ama buna mukabil ömür boyu bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanmak gerekecekti. Bu yüzden nakiller yurtdışında çok tartışılıyormuş hocam… İlaçlar çok ciddi problemler doğurabiliyormuş. Diğer insanları çok fazla etkilemeyen basit enfeksiyonların bu hastalarda ciddi sorunlara yol açması, kullanılan ilaçların karaciğer ve böbreklere zararlı etkilerden bahsediyorum. Hatta bu ilaçları genç yaşta kullanmaya başlayanlarda ortalama ömür beklentisinin göreceli azalarak azalacağı bile söylenebilir.
-Vay canına, peki Türkiye’ye gelirsek…
-Geliyoruz hocam; işte böyle bir ortamda geçen sene çift önkol nakli yapıldı. Teknik olarak başarılı geçen bu nakilden bir yıl sonra hasta basın toplantısına çıkarıldı hatırlarsanız. Tabii öncelikle hastada iki adet el gören gazeteciler ve hatta hekimler etkilendiler. Halbuki burada asıl önemli olan nokta, nakil kolun iyi planlanmış bir proteze kıyasla üstünlüğü olup olmamasıdır. Toplantıda el fonksiyonları sergilenmedi, sadece hasta bardak tuttu, imza attı. Bunlar başarı olarak gösterildi. Hastanın etkili bir tutma hareketi yapıp yapmadığı, ince el hareketlerini başarıp başaramadığı, bırakın bunu elini yumruk yapıp yapamadığı, el bileğini hareket ettirip ettiremediği bile gösterilmedi ama bu bir başarı olarak sunuldu. Hastaya 40-50 bin liralık kaliteli bir protezi çok gören devlet, bu ameliyata 100 bin liranın üzerinde harcama yaptı ve hastanın ömür boyu bağışıklık baskılayıcı ilaçlarını ödeyecek; ayrıca hastanın muhtemelen ağır geçecek bundan sonraki enfeksiyonları nedeniyle yoğun bakım tedavilerini karşılayacak.
[h=3]Dokunaklı iş teklifi[/h]-Ee, kol nakli yapılmasın mı demek oluyor bu anlattıkların?..
-Değil tabii, ön kol nakli yapılmaması gereken bir ameliyat değildir, ancak risklerin çok açık bir şekilde, sadece bu ameliyatı uygulayacak cerrah tarafından da değil, hatta belki tam tersine bu tür ameliyatlara muhalif biri tarafından da hastanın bilgilendirilmesi lazımdır diyorlar. Ayrıca hastaya kaliteli bir protezle bir süre yaşadıktan sonra bu ameliyatı yine de istiyor musun diye sormak gerekir diyorlar. İyi de hastaların çoğu kaliteli bir protezi görmemişlerdir bile, yine de açık konuşalım; iyi bir protez uygulaması Tv seyircisi açısından câzip haber değildir.
-Yüz nakli konusunda ne diyor Tıp camiası Çekirge?
-Yüz nakli dünyada daha önce sınırlı sayıda denenmiş ve genellikle gerçekten çok ciddi doku kayıplarının olduğu durumlarda başvurulmuş. ABD’de yapılan ilk nakil esnasında sıradışı gizlilik tedbirleri alınmış olduğunu duydum. Basına ilk açıklamayı da operasyondan epey bir süre sonra yapmış adamlar. Nakil yapılan bayanın ağız ve burnu köpeği tarafından tamamen parçalanmış. Yani hasarla iş riski arasında mâkul bir denge söz konusu. Bizdeki hastaların ikisinde de bu kadar ağır bir bozukluk yok bildiğim kadarıyla: Yüzleri var, dudakları var, mimik kasları hareket ediyor. Dokunma duyuları var. Daha ilginci benzer ârızalara sahip o kadar çok hasta var ki… Bunların hepsine yüz naklini karşılayabilir mi devlet ?
-Hatırlıyorum Çekirge; nakil yapılan hastanın basına ameliyattan önce ameliyat gerekçesini açıklarken söylediği sözler çok dokunaklıydı. Dedi ki, “Çocuklar benden korkuyordu, bir de iş bulamadım, kimse iş vermiyordu”. Gerçekten ağır yük.
-İyi ama üstadım, basit bir rehabilitasyon ve rehberlik hizmeti ile hayata kazandırılabilecek bu delikanlı, şimdi dediğiniz gibi ağır bir yük daha üstlendi. Nakledilen yüzün bedeli, ömür boyu bağışıklık baskılayıcı ilaç ve muhtemelen buna bağlı problemler. Yüzün dokunma duyusu asla eskisi gibi olmayacak. Eskisi derken yanık öncesi halini değil, nakilden hemen önceki halini kastediyorum. Ameliyatı yapan hekim basına dokunma duyusunun geri geleceğini söylüyor gerçi ama… bu tür hasta sayısı çok az diyorlar; biz de inşallah diyelim.
-Zamanla düzelir mi acaba?
-Bu biraz izafi bir mesele galiba hocam. Normalde hassas olan yüzde kaba dokunma ve basınç duyusunu, aaa hissediyor, diye başarı gibi sunmamak gerek görüşü hakim iyi haber kaynaklarda. Bu yüzlerde dokunma duyusunun daha kötü olacağı çok aşikar, zira üst tarafı yanık olsa da altı sağlam olan tüm dokuları çıkarılmış. Hastanın çalışan dudakları, dudak kasları da çıkarılmış, yerine çalışmayan sarkan dudaklar konulmuş. Zamanla düzelir mi? İnternette yüz nakli geçiren hastaların ameliyattan uzun dönem sonraki videoları var; hemen hiç birinde dudaklar oynamıyor, sadece çene hareketleri var. Mesela yüz sinirinin korunmasından bahsediliyor. Güzel ama dudakları çıkarıldı, yerine sinir olmayan dudaklar konuldu. Zaten dikkat edilirse hastanın son basın toplantısında alt dudağı sarkıyordu ve eli ile düzeltti. Kibarca sıkıntısını da söyledi.
Yeri gelmişken şunu da ilave edeyim hocam; hastaya üniversite tarafından iş teklif edilmesi bana çok dokunaklı geldi. Hasta, ‘hele bir iyileşeyim düşünürüm’ dedi ya, “Bu imkânı ameliyattan önce sağlasalar, bu kadar zahmete gerek kalmayabilirdi.” Diye düşünmeden edemedim.
-Aferin Çekirge, yakında araştırmacı gazeteci dünyasına bir isim daha katılacak gibi görünüyor bu gidişle; aferin!
-Aman hocam; hık-mık!.."

Bilgi açısından.
Yukarıdaki alıntı yazı baya yeterli gözüküyor.
Zararlı ilaç derken: nakil öncesi ve sonrası kullanılan ilaçların yan etkileriydi kastım.
Bi arkadaş annesini kaybetmiş. Karaciğeri iflas etmiş bu ilaçlardan dolayı.
Böbrek nakli bile önermiyor. Eğer diyalizle yaşamak mümkünse!
 
bizim bi akraba annesinden bobrek nakli olmustu annesi yasli oldugu halde oglundan 8 sene daha yasadi bobrek nakli olan yakinimiz kanserden 3 yil sonra vefat etti 35 yasinda
 
O dertten bende çektim. Geçicide olsa bende diyaliz gördüm.
Günde 4 sa makineye bağlanmak hoş değil elbet.
Ama kullanılan ilaçlar başka organa hasar veriyorsa yapıcak bişey yok.
Öneriyi yapan ben değilim. Annesini kaybeden kişi diyor.
 
Yapılan işlemlerden sonra ömür boyu ilaç kullanılacka olması ve heran bu uzuvların red noktasına gelebileceğini düşünürsek bu riske değermi?İşin bana kalan mantıklı yanı yapay uzuvların arge çalışmasıyla geliştirilerek yaşamı maksımum kolaylaştıracak aletler üretilmesi ve devletin bun u desteklemesini sağlamak gerekir.İşin gerçeği bedensel yanını geçtik ruhsal olarak bir başkasının yüzü kolu bacağını kullanmak bu kolay bir durum değil ve herkesin kaldırabileceği bir olgu değil.Çok fazla meşaketli bir duurm değermi bilemeyiz.
 
Organ naklinde vücudun organı reddetmemesi için bazı ilaçlar ömür boyu zorunluymuş. biz bunu yeni öğrendik.Bir ağaç aşılanır ve tutarsa yeşerir gider.Ve ağacın bir parçası olur.Veya kurur aşı tutmaz.Bizler organ naklini aşılama gibi diye biliyorduk.Yani bir müddet ilaçlar alınır ve 3-5 sene içinde organlar vücudun bir parçası olur zannediyorduk.Bunun doğru olmadığını ömür boyu ilaçlara bağımlı olunduğunu öğrendik.Ve bakışımız tamamen değişti.Saww dahil bir çok arkadaşımız haklılık kazandı.Kendilerinden özür diliyoruz.Artık diyorum ki ,hayati tehlike yoksa,zorunluluk yoksa organ nakli yapılmamalı.allah bütün zordaki arkadaşlarımıza sabır güç versin.
 
101 gün sonra balon patladı.
Sanki ameliyatlar bedava.:confused:
o paraya 5 kişiye biyonik kol takarsınız.
 
Allah rahmet eylesin:(
Vallahi gözlerin görmediği halde sana makam mevki vermişler!.
Demek benim gözleri görmeyen kardeşime iş verdin!
Yazıklar olsun bu lafı sana yedirmeyen 12 milyon engelliye!
Hodri meydan bir gelişmiş ülkenin sağlık bakanına bu suali soralım bakalım cevabı ne olucak?:confused:

Gerçekten bu ülkede haberci yok mu? Bizdeki bakanlar engelliye hakaret ediyor.
Üstüne imza alıp kobaylık yaptıryor. Sizde böyle şeyler oluyormu?
Sonrada bakana izletelim belki oda doğası gereği insan olduğunu hatırlarda hatasından döner belki.:confused:
 
Üst Alt