Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Edebiyat Dünyasından Haberler..

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
673
Mesajlar
57,953
Reaksiyonlar
305
Rüya Gibi Bir Başarı ..

ORHAN PAMUK

nobel.jpg



2006 Nobel Edebiyat Ödülü Orhan Pamuk'un

Orhan Pamuk modern romanın dünyadaki en önemli temsilcilerinden biridir. Bu nedenle, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanması çok olağandır. "Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan" Orhan Pamuk'u yayıncısı olarak kutluyoruz. Orhan Pamuk'a verilen bu ödül edebiyatımız için kıvanç vericidir. Bize bu onuru yaşattığı için kendisine teşekkür ederiz.

KİTAPLARI

CEVDET BEY VE OĞULLARI
cbvo.gif

Abdülhamit’in son yıllarında küçük dükkan sahibi, ilk Müslüman tüccarlardan Cevdet Bey’in ve oğullarının, yüzyıl başından günümüze uzanan “üç kuşaklık” hikayesi, bir anlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin özel hayatının da hikayesidir. Nişantaşılı bir ailenin serüvenleri üzerinden ev içleri, yeni apartman hayatı, Batılılaşan büyük aileler, Beyoğlu’na çıkıp alışveriş etmeler, radyo dinlenen pazar öğleden sonraları...

SESSİZ EV
sessizev.gif

Biri tarihçi, biri devrimci, biri de zengin olmayı aklına koymuş üç torun babaannelerini ziyaret eder, dedelerinin yetmiş yıl önce sürgün edildiğinde yaptırdığı evde bir hafta kalırlar. Babaannenin anıları yavaş yavaş aralanırken dedenin Doğu’yla Batı arasındaki uçurumu kapatacağını sandığı ansiklopediyi yazışı hatırlanır. Kuşaklar arasında köprüler kurulurken, duvarların ötesinde de başkaları vardır... Orhan Pamuk’un ikinci romanı.

BEYAZ KALE
beyazkale.gif

17. yüzyılda Türk korsanlarınca tutsak edilen, astronomiden, fizikten ve resimden anladığına inanan bir Venedikli köle... Aynı ilgileri paylaşan, Batı bilimini öğrenmek isteyen bir Türk: efendi... Aralarında garip bir benzerlik bulunan bu iki insanın, hikayeleri ve serüvenleri, onları, veba salgınının kol gezdiği İstanbul sokaklarına, Çocuk Sultan’ın düşsel dünyasına, inanılmaz bir silahın yapımına, “ben neden benim?” sorusuna götürecektir.

KARA KİTAP
karakitap.jpg

Galip, çocukluk aşkı, arkadaşı, amcasının kızı, sevgilisi ve kayıp karısı Rüya’yı karlı bir kış günü İstanbul’da aramaya başlar. Okuyucu, bir esrarlı alemin işaretleriyle dolu İstanbul’da Galip’in araştırmalarını ve karşılaştığı kişileri izlerken, bir yandan da bu araştırmaları değişik işaretler ve tuhaf hikayelerle tamamlayan köşe yazarı Celal’in satırlarıyla karşılaşır. Bu araştırma Galip’i hem Rüya’ya hem de hayatımızın içine gömüldüğü kayıp esrara doğru çekecektir.

GİZLİ YÜZ
gizliyuz.gif

Türk sinemasının sıradışı filmlerinden birinin, Gizli Yüz’ün senaryosu. Orhan Pamuk’la yönetmen Ömer Kavur’un birlikte kurguladıkları, Orhan Pamuk’un “istediği gibi yazdığı” hikaye. Daha doğrusu, kadın’ın hikayesiyle adam’ın hikayesinden saat yönündeki bir üçüncü hikayeye doğru akan ilginç bir kurgu... Bir film senaryosunun diyalog ve monologlarla “okumalık” hale gelen yüzü...

YENİ HAYAT
yenihayat.gif

"Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti." Kitaplar ve onların hayatımızı değiştiren sihirli etkileriyle ilgili bir roman. Okuduğu kitaptan fışkıran ışığa bütün hayatını veren, kitabın vaadettiği ‘yeni hayat’ın peşinden koşan kahraman bir yandan Hayat’ın, Eşsiz Anlar’ın, Ölüm’ün, Yazı’nın, Kaza’nın sırlarına, bir yandan da çocukluğa, resimli romanlara, bir meleğin görünüp kayboluşuna, Dante’-ye, Rilke’ye açılan kapılardan geçip başka bir hayata girer.

BENİM ADIM KIRMIZI
bak.gif

Orhan Pamuk’un “en renkli ve en iyimser romanım”, dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbul’da karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine yeni bir koca, sevgili aramaya başlayınca, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi altında Osmanlı Padişahı’nın gizlice yaptırttığı bir kitap için Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürülünce... Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine bu kitap, aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.

KAR
kar.gif

On iki yıldır Almanya’da sürgün olan şair Ka Türkiye’ye dönüşünden dört gün sonra, bir röportaj için Kars şehrinde bulur kendini. Ağır ağır ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkân dükkân bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanlarını tanımaya çalışır. Kars’ta ağzına kadar işsizlerle dolu çayhaneler, dışırıdan gelmiş ve kardan mahsur kalmış gezgin bir tiyatro kumpanyası, intihar eden ve türban direnişi yapan kızlar, çeşitli siyasal gruplar, dedikodular, söylentiler, Karpalas Oteli ve sahibi Turgut Bey ile kızları İpek ve Kadife ve Ka için bir aşk ve mutluluk vaadi vardır.
“O ne bir ideolog, ne bir siyasetçi, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romancı.”
New York Times


BİYOGRAFİ

orhan_pamuk.jpg


Orhan Pamuk 1952'de İstanbul'da doğdu. Cevdet Bey ve Oğulları ve Kara Kitap romanlarında anlattığına benzer kalabalık bir ailede, şehrin Batılılaşmış, zengin semti Nişantaşı'nda büyüdü. Otobiyografik kitabı İstanbul'da anlattığı gibi çocukluğundan yirmi iki yaşına kadar yoğun bir şekilde resim yaparak ve ileride ressam olacağını düşleyerek yaşadı. Liseyi İstanbul'daki Amerikan lisesi Robert College'de okudu. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde üç yıl mimarlık okuduktan sonra, mimar ve ressam olmayacağına karar verip okulu bıraktı. İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik okudu, ama bu işi de hiç yapmadı. Pamuk, yirmi üç yaşından sonra romancı olmaya karar vererek başka her şeyi bıraktı ve kendini evine kapatıp yazmaya başladı.

İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları 1982'de yayımlandı. İstanbullu, zengin ve Pamuk gibi Nişantaşı'nda yaşayan bir ailenin üç kuşaklık hikâyesi olan bu roman Orhan Kemal ve Milliyet Roman Ödülleri?ni aldı. Pamuk ertesi yıl Sessiz Ev adlı romanını yayımladı ve bu kitabın Fransızca çevirisiyle 1991?de Prix de la Découverte Européene'i kazandı.Venedikli bir köle ile bir Osmanlı âlimi arasındaki gerilimi ve dostluğu anlatan romanı Beyaz Kale (1985), 1990'dan sonra başta İngilizce olmak üzere pek çok dilde yayımlanarak Pamuk'a uluslararası ününü sağlayan ilk romanı oldu. Aynı yıl karısıyla Amerika'ya gitti ve 1985-88 arasında New York'ta Columbia Üniversitesi'nde "misafir alim" olarak bulundu. Büyük bir çoğunluğunu burada yazdığı, İstanbul'un sokaklarını, geçmişini, kimyasını ve dokusunu, kayıp karısını arayan bir avukat aracılığıyla anlatan Kara Kitap 1990'da Türkiye'de yayımladı. Fransızca çevirisiyle Prix France Culture Ödülü'nü kazanan bu roman hem popüler hem de deneysel olabilen, geçmişten ve bugünden aynı heyecanla söz edebilen bir yazar olarak Pamuk'un ününü hem Türkiye'de hem de yurtdışında genişletti.

1991'de, Pamuk'un Rüya adını verdiği bir kızı oldu. Aynı yıl Kara Kitap'taki bir sayfalık hikâyeden senaryolaştırdığı Gizli Yüz filme çekildi. 1994'te Türkiye'de yayımlanan, esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli bir genci hikâye ettiği Yeni Hayat adlı romanı en çok okunan kitaplarından biridir. Pamuk'un Osmanlı ve İran nakkaşlarını, Batı dışındaki dünyanın görme ve resmetme biçimlerini bir aşk ve aile romanının entrikasıyla hikâye ettiği Benim Adım Kırmızı adlı romanı 1998'de yayımladı. Bu kitapla Fransa'da Prix Du Meilleur Livre Etranger, İtalya'da Grinzane Cavour (2002) ve İrlanda'da International Impac-Dublin (2003) ödüllerini kazandı.

1990'ların ortasından itibaren Pamuk, insan hakları ve düşünce özgürlüğü konularında yazdığı makalelerle Türkiye devletine karşı eleştirel bir tavır takındı ama siyaset ile fazla ilgilenmedi. Yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli gazete ve dergilere yazdığı edebi, kültürel makaleler ve kendi not defterlerinden oluşturduğu geniş bir seçmeyi 1999 yılında Öteki Renkler adıyla yayımladı. "İlk ve son siyasi romanım" dediği Kar adlı kitabını 2002'de yayımladı. Doğu Anadolu?da, Kars şehrinde, siyasal İslâmcılar, askerler, laikler, Kürt ve Türk milliyetçileri arasındaki şiddeti ve gerilimi hikâye eden bu kitap ile yeni tarz bir "siyasal roman" yazmayı denedi. Kar, New York Times Book Review tarafından 2004 yılının en iyi 10 kitabından biri seçildi. Pamuk'un 2003 yılında yayımladığı son kitabının adı İstanbul'dur. Yazarın yirmi iki yaşına kadar olan hatıralarını aktardığı, İstanbul şehri üzerine bir deneme olan, kendi kişisel albümüyle, Batılı ressamların ve yerli fotoğrafçıların eserleriyle zenginleştirilmiş bu şiirsel kitabı sınıflamak zordur.

Orhan Pamuk'un kitapları, İngilizce, Almanca, Fransızca yanında Gürcüce, Malayalam, Çekçe, Danca, Japonca, Katalanca gibi 46 dile çevrildi. Alman Yayıncılar Birliği tarafından 1950 yılından beri verilmekte olan, Almanya?nın kültür alanındaki en seçkin ödülü olarak kabul edilen Barış Ödülü, 2005'te Orhan Pamuk'a verildi. Aynı yıl, Fransa'da her yıl en iyi yabancı romana verilen, daha önce Milan Kundera, Umberto Eco, Thomas Bernard, Doris Lessing gibi isimlerin kazandığı Le Prix Médicis Etranger, Kar?a verildi. Yine 2005?te Almanya?nın Darmstadt kenti tarafından, 1978?den beri üç yılda bir ?bağımsız düşünen ve cesurca tavır sergileyen şahsiyetlere? verilen Richarda Huch Ödülü?ne layık görüldü. Eylül 2006?da Le Prix Méditerranée étranger Ödülü?nü, Kar ile kazandı. American Academy of Arts and Letters?ın fahri üyesi olan Pamuk?a, Tilburg Üniversitesi'de fahri doktora unvanı verdi.

Orhan Pamuk New York'ta geçirdiği üç yıl dışında, bütün hayatını İstanbul'da aynı sokaklarda, aynı semtlerde geçirdi. Şimdi de doğduğu binada yaşıyor. Otuz yıldır roman yazan Pamuk yazarlıktan başka hiçbir iş yapmadı.
[SIZE=4]
Kaynak [/SIZE]
 
Nobel Edebiyat Ödülü’nü Orhan Pamuk’un almış olmasından onur ve mutluluk duymalıyız.
1901’den beri dünya edebiyatçılarına verilen bu ödülü ilk kez bir Türkiyeli yazarın kazanmış olmasının onur verici yanını görmezden gelip yazarın edebi değerini ve başarısını küçümseme, Nobel Ödülü’nü gölgeleme çabaları bu ülkeyi seven herkesi incitir ve üzmektedir.
Bir ülkenin edebiyatı o ülkedeki halklarıyla yüzleşmesinin aracıdır. Bu nedenledir ki Nobel Edebiyat Ödülleri bir asırdan beri tarihiyle yüzleşmekten korkmayan ve düşüncesini özgürce söylemekten çekinmeyen edebiyatçılara verilmektedir.
Ancak görüldüğü gibi Nobel ödüllü bir çok yazar gibi statükoyu koruyanlarla başı derde girmiştir.
Fransız Parlamentosu’nun kabul ettiği ermeni soykırımını inkar yasa tasarısı ile Orhan Pamuk’un aldığı Nobel ödülünü birbirine karıştırmak yerine hepimizi onurlandıran bu ödüle hak ettiği değer verilmelidir.
 
Orhan Pamuk'un daha önceden iki kitabını okumuştum. ''Yeni Hayat'' ve ''Cevdet Bey Ve Oğulları''. Şimdiyse diğer kitaplarını da çok merak ettim.

Aldığı ödüleyse bir Türk olarak tabiki çok sevindim, tabiki çok gururlandım. Ama ne yalan söyliyeyim, içimin bir tarafında bir buruklukta yok değil.
 
Orhan Pamuk'la yapılmış çok çok güzel bir Can Dündar röportajı:

"İşin sırrı, yazdığını yırtıp atabilmektir"

Nobel ödüllü Orhan Pamuk'la yıllar önce TV için bir röportaj yapmış ve nasıl yazdığını anlatmasını istemiştim. "Yazıhane"sinde uzun uzun anlatmıştı. Kendisi için olduğu kadar Türkiye için de büyük önem taşıyan ödülü alınca bu söyleşiyi sizinle paylaşmak istedim. Belki yazar adaylarına yol gösterir...
Röportajı okumak için buraya tıklayın

yazdundar.jpg
 
insan mutluluğu,hüznü ve siniri biarada yaşıyo

ben o kadar iyimser olamayacağım maalesef

ama orhan pamuk un yaptığı başarı da büyüktür
ama....
 
Sesli öykü kitapları (özellikle görmeyenler için)

GÖRME ENGELLİ ARKADAŞLARIMIZ İÇİN SESLİ ÖYKÜ DOSYASI PAYLAŞIMI BAŞLAMIŞTIR.

BU KONUYA BİR KAÇ TÜRLÜ DESTEK OLABİLİRSİNİZ

1. http://oykuzamani.googlepages.com/oyku.htm adresindeki görme engelliler için sesli dosyalarının paylaşımına izin verdiğim öykülerimi seslendirerek. Not: O sayfadaki tüm dosyalarımızı seslendirebilirsiniz.
2. Benim veya başka arkadaşların sesli dosyalarını paylaşıma açacağı adresler için önerilerinizi ahmetunalcam@gmail.com adresime yazarak.
3. Görme engelli kardeşlerimize böyle bir faaliyeti haber vererek.
Ek Not : Bu konu daha sonra tek bir web adresinde toparlanacaktır. Fakat öncelikli olan uzun öyküleri barındıracak adreslerdir.;
Gönlümün Gülüydü Nurten : Okuma adresi http://siiroyku.googlepages.com/Nurten.htm
Bir Hüzünlü Veda : Okuma adresi : http://siiroyku.googlepages.com/BirHuzunlu.htm

Bir Hüzünlü Veda : http://ahmetunalcam.googlepages.com/BirHuzunluVeda64.wma
Gönlümün Gülüydü : http://siiroyku.googlepages.com/GonlumunGulu.wma
Sus Söyleme : http://ahmetunalcam.googlepages.com/SusSoyleme.wma
 
UNESCO’dan online ‘entelektüel katedral'

UNESCO’dan online ‘entelektüel katedral'




DIŞ HABERLER SERVİSİ
UNESCO’nun bu ay içerisinde hizmete açacağı dijital kütüphanenin, ‘Avrupa, Asya ve Afrika’nın kültürel hazinesini bir araya getiren ender bir entelektüel katedral olduğu” söyleniyor

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) aralarında harita, gazete, süreli yayın, sanat eserleri ve video ile ses kayıtları bulunan on binlerce tarihi belgeyi içeren bir dijital kütüphaneyi, bu ay içerisinde internet kullanıcılarının hizmetine açacağını duyurdu.
UNESCO’nun Paris’teki merkezinden yayın yapacak olan dijital kütüphanenin, dünya genelinde toplam 32 enstitünün katılımıyla oluşturulduğu ve “Avrupa, Asya ve Afrika’nın kültürel hazinesini bir araya getiren ender bir entelektüel katedral olduğu” kaydediliyor. 4 yıllık bir çalışma sonucu hazırlanan kütüphanede, bazılarına 7 dilde ulaşılabilecek olan belgeler, kullanıcılar tarafından ücretsiz olarak görüntülenebilecek.
Sponsor bağışçılar
İngiliz The Guardian gazetesine göre, milyonlarca dolara mal olmasına karşın hiçbir hükümetten yardım alınmadan tamamen Microsoft ve Google gibi bağışçıların sponsorluğunda hazırlanan kütüphanede, özellikle Ortadoğu’ya ait çok değerli belgeler bulunuyor. Irak Ulusal Kütüphanesi ve Arşivi’nin katkısı sayesinde, 19’uncu ve 20’nci yüzyıla ait Arapça, İngilizce, Kürtçe ve Osmanlıca yazılmış gazete arşivlerine dijital kütüphane üzerinden ulaşılabileceği belirtiliyor.

UNESCO?dan online ?entelektüel katedral? / Diğer / Milliyet İnternet
 
[Dergi] Sualtı Arkeoloji özel sayısı

Oldukça faydalı bilgiler içeriyor...Su altı güzelliklerini araştıran insanlara yol gösterici olacaktır..
Sualtı Arkeoloji özel sayısı çıktı


Türkiye'nin arkeoloji dergisi olarak yayın yapan Aktüel Arkeoloji Dergisi 12.sayısını SUALTI ARKEOLOJİ'sine ayırdı. Arkeoloji'nin kalbine yolculuk eden bu özel sayı yılda sadece bir kez hazırlanmaktadır. Bu özel sayıda, Türkiye kıyılarında yapılan ulusal ve uluslar arası sualtı arkeoloji batık kazılarının tüm bilinmeyenleri ayrıntıları ile yer alıyor. Sualtın Arkeolojisi sayının ana konusu Fransa'da da yılın proje ödülü alan, masalsı bir yolculuğun kahramanı, Antik Çağ Savaş Gemisi "Kybele" ye ayrılmış. MÖ 600'de, Foça'dan çıkıp tüm Akdeniz'i aşarak Marsilya'da koloni kuran Phokaialıların ardından, 2600 sene sonra Antik Çağ Savaş Gemisi "Kybele" ile yol alacak olan ekibin çalışmaları ve yolculukları hakkında geniş bir sohbet içeriyor. Bu muhteşem yolculuğun tüm ayrıntılarını Aktüel Arkeoloji Dergisinde bulabilirisiniz.

Bir tapınağa mermer sütunlar taşırken batan "Kızılburun Batığı'nın" gizemli öyküsü ve antik çağa ait bir ticaret gemisinin sualtındaki keşiflerini ilk kez Aktüel Arkeoloji Dergisi tarafından yayınlandı. Derginin son ama en güzel konularından biri usta sualtı fotoğrafçısı Tahsin Ceylan, Osmanlı Padişahı'na hediyeler götürürken batan bir geminin kalbine inerek anlatıyor ve kendinizi Ege'nin sularında kayıp denizcilerin izlerini ararken bulabilirsiniz.
Sabah - Kültür Sanat - Sualtı Arkeoloji özel sayısı çıktı
 
Çok keyifli bir sayı olduğu belli "su altı arkeolojisine" ayrılan bu sayının...Online olarakta sitesi vardır muhtemelen google amcama bir danışayım;) güzel paylaşım teşekkrüler orti:)
 
Türkiye’nin Kültür Mirası 100 Mimari Şaheser

Türkiye’nin 100 mimari şaheseri bu kitapta

Türkiye’nin en iyi fotoğrafçılarının imzasını taşıyan, fotoğraflarla zengin bir kültür mozaiğine sahip Anadolu’nun mabetleri, evleri, sarayları NTV Yayınları tarafından hazırlanan Türkiye’nin Kültür Mirası dizisinin altıncı kitabı 100 Mimari Şaheser’de.

100%20mimari-kapak_.widec.jpg

Bu kitap, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki üstün mimarlık vasıflarını sergileyen farklı türlerdeki yapıları bir araya getirerek, kültür mirasımız etrafında kapsamlı bir gezintiyi hedefliyor.

Sanat tarihçileri ve mimarlar tarafından “şaheser“ olarak seçilen 100 kilittaşı yapı, Türkiye’nin en iyi fotoğrafçılarının imzasını taşıyan fotoğraflarla neolitikten günümüze geniş bir zaman dilimine yayılan Anadolu kültürünü ve tarihini eşsiz güzellikleriyle yansıtıyor...

100 SERİSİ / DİĞER KİTAPLAR

100 KALE

Her biri Türkiye’nin ayrı bir mücevheri oluşuyla, yüzyıllara dayanmış kimliğiyle, duruşuyla, geleceğe taşınmaya değer eserler yaratmayı teşvik etmesiyle zamana meydan okuyuşuyla öne çıkan 100 Kale; Faruk Pekin ve Hayri Fehmi Yılmaz imzasıyla.

100 CAM

İlk küçük cam boncuktan başlayarak Anadolu ve Türk camcılığının binlerce yıllık tasarım ve sanayi yarışını simgeleyen 100 eseri 100 SERİSİ’nin ikinci kitabı 100 Cam da bir araya geldi. Kitap, Prof. Önder Küçükerman imzasını taşıyor.

100 KÖPRÜ

Yaşadığımız geçit coğrafyasında tarih boyunca konaklayan kavimlerden kalma, hayret uyandırıcı güzellikte, köprü deyip geçilemeyecek yüzlerce eseri 100 SERİSİ’nin üçüncü kitabı 100 Köprü'de bir araya geldi.

100 DOĞA HARİKASI

Türkiye’nin Kültür Mirası dizisinin 4.kitabı 100 Doğa Harikası, 11 fotoğrafçının 128 fotoğrafını içeriyor. Kitap, Türkiye'nin güzelliklerinden 100’ünü coğrafi oluşumlarının yanısıra bitki ve hayvan varlıklarıyla da gözler önüne seriyor.

100 SAAT KULESİ

19. yüzyıldan günümüze Türkiye sınırları içindeki 100 eşsiz saat kulesi, mimari özelliklerinin yanısıra toplumsal bellekteki unutulmaz anılarıyla da anlatılıyor.

100 serisi, kitapçılarda ve özel internet fiyatıyla ntvyayinlari.com’da.


 
Anday ödülü Nihat Behram'ın

Türk Edebiyatının büyük ustası Melih Cevdet Anday'ın anısına düzenlenen ödül bu yıl, şair-yazar Nihat Behram'a verildi.

İSTANBUL - Şiirin büyük ustası Melih Cevdet Anday’ın anısına, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Ören Belediyesi’nin işbirliğiyle düzenlenen ödüle bu yıl, “Tanımlar” adlı kitabıyla Nihat Behram değer bulundu.

Seçici kurulu Gülten Akın, Doğan Hızlan, Ataol Behramoğlu, Eray Canberk, Egemen Berköz, Refik Durbaş ve Enver Ercan’dan oluşan ödül, sahibine İstanbul TÜYAP’ta gerçekleştirilecek bir törenle sunulacak.

Anday ödülü Nihat Behram'ın - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com


Yazar Demirtaş Ceyhun hayatını kaybetti

Yazar Demirtaş Ceyhun İstanbul'da yaşamını yitirdi. Demirtaş Ceyhun 79 yaşındaydı. Ceyhun, Asya adlı romanıyla 1970 TRT Ödülü'nü, Çamasan ile 1973 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, Apartman'la da Türk Dil Kurumu Hikaye Ödülü'nü kazanmıştı.

demirtas-ceyhun.widec.jpg


İSTANBUL - Yazar Demirtaş Ceyhun, tedavi gördüğü hastanede vefat etti.
Alman Hastanesi'nden yapılan yazılı açıklamada, ''Pnömoni'' (zatürree) tanısıyla 28 gün önce Alman Hastanesi yoğun bakım servisine kaldırılan Ceyhun'un, bugün saat 15.00 sıralarında hayatını kaybettiği belirtildi.
Açıklamada, Ceyhun'un tedavisi sürecinde kısa süreli bir iyileşme dönemi yaşadığı, ikincil bir enfeksiyon ile çoklu organ yetersizliğinin geliştiği kaydedildi.

Ceyhun'un cenazesinin 30 Temmuz, Perşembe, Teşvikiye Camiinde kılınacak ikindi namazının ardından Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verileceği açıklandı.

Demirtaş Ceyhun

Yazar Demirtaş Ceyhun, 1934'de Adana'da doğdu. 1959'da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık bölümünü bitirdi. Bir süre Adana'da belediyede çalıştı.

Mimarlar Odası İstanbul Şubesinde genel sekreterlik, Ankara ve İzmit belediyelerinde danışmanlık yaptı. 1977 yılında 'Politika' gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptıktan sonra 15 günde bir yayınlanan Edebiyat Cephesi adlı dergiyi çıkardı.

DEMİRTAŞ CEYHUN'LA 2005 YILINDA NTVMSNBC'DE YAPILAN SÖYLEŞİ

Demirtaş Ceyhun fırtınalar yaratıyor

1977-1979 yılları arasında Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Yönetim Kurulu'nda görev aldı. Sendikanın 12 Eylül 1980 yılında kapatılması sonucunda diğer yöneticilerle birlikte yargılandı. Sendika 1987'de etkinliklerine yeniden başladığında ikinci kez başkanlığa seçildi.
Köşe yazarlığı, Türkiye Yazarlar Sendikası'nda Genel Sekreterlik ve İkinci Başkanlık yapan Demirtaş Ceyhun'un ilk hikâyesi Adana dergisinde yayınlandı.

İlk ürünlerinde modernist bir çizgi sergileyen yazar, insanın iç dünyasını ve toplum içindeki bunalımını ele aldı. Daha sonraki eserlerinde toplumcu sanat yöneliminden etkilenen Ceyhun, Türk hikâyeciliğinde özgün bir yer edindi.
"Apartman" ve "Sansaryan Hanı" onun hikâyecilikteki güçlü yanını ortaya koyan eserlerinden oldu.

Ceyhun, Asya adlı romanıyla 1970 TRT ödülünü, Çamasan adlı eseriyle 1973 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı kazandı.

Ceyhun, romanlarında Anadolu insanının acılarını, çaresizliğini, ezilmişliğini ve duyarlı yanlarını ortaya koyarak feodal yapı ile teknolojik gelişmenin çelişkilerini gözler önüne serdi.

Demirtaş Ceyhun, hikâye ve romanın yanı sıra toplumsal ve siyasal yazılar da yazdı, yazarlık ve edebi üretim süreciyle ilgili deneme türünde örnekler verdi.



Yapıtları:
  • Anayasa Yasa mıdır?
  • Horozlu Ayna
  • Çünkü Ben Edebiyatçıyım Eksilmedi Bendeki Umutsuz Umut
  • Savaş ve Küçük Barış
  • Yağmur Sıcağı
  • Entellektüel'den Entel'e
  • Cadı Fırtınası
  • Sansaryan Hanı
  • Edebiyatımı Geri İstiyorum (Postmodernizm Amerikan İmparatorluğu'nun Yeni İdeolojisidir Çünkü)
  • Soğuk Savaş Yazıları (Denemeler)
  • Ah Şu Osmanlılar Kod Adı: Ulu Hakan-2
  • Aydınlarımız ve Laisizm Kod Adı: Ulu Hakan 1 (Türk Aydınının Dramı: Medrese'den İmam Hatip'e)
  • Ayı İzi Eylül Öyküleri
  • Babam ve Oğlum
  • Apartman
  • Osmanlılarda Aydın Kavramı
  • Türk Edebiyatındaki Anadolu
  • Yaşasın Aziz Nesin
  • Ah Şu Biz Göçebeler Ah Şu Biz Kara Bıyıklı Türkler 2
  • Ah Şu Biz Karabıyıklı Türkler
  • Modernizm Postmodernizm ve Türban Gerçekten Türban İslamiyetin Modernleşmesinin Simgesi midir?
Yazar Demirtaş Ceyhun hayatını kaybetti - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com

Frank McCourt hayatını kaybetti

'Angela'nın Külleri/ Angela's Ashes' romanıyla tüm dünyada tanınan yazar Frank McCourt New York'ta hayatını kaybetti.

090721frankmccourt.widec.jpg


İSTANBUL - The New York Times gazetesi, Pulitzer ödüllü İrlandalı yazarın, bir tür deri kanseri olan melanoma bağlı olarak gelişen menenjit hastalığına yenik düştüğünü ve 78 yaşında öldüğünü belirtti.

Frank Mccourt, İrlanda ve ABD'de geçen çocukluk yıllarını anlattığı 'Angela’nın Külleri' ile 1997 yılında Pulitzer ödülüne layık görülmüştü.

Birçok dile çevrilen ve bütün dünyada milyonlarca okura ulaşan kitap daha sonra Alan Parker tarafından beyaz perdeye de uyarlanmıştı.
ABD'de doğan ancak 1930'lardaki ekonomik buhran nedeniyle ailesiyle birlikte İrlanda'ya geri dönmek zorunda kalan 7 kardeşin en küçüğü Mccourt, hayatının büyük bölümünü zorluklarla geçirmiş ve kıtlık sonucu 3 kardeşini kaybetmişti.

Ünlü romanında da İrlanda'nın kenar mahallelerindeki yoksulluk, açlık ve alkolizmi anlatan McCourt, 13 yaşında okulu terketmiş, 19 yaşında ABD'ye dönmüş ve ilkokul öğretmenliği eğitimi almadan önce bir otelde çalışmıştı.

Frank McCourt hayatını kaybetti - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com
 
'Cahillikler Kitabı'nın yazarından tavsiyeler

Türkçe dahil 29 dile çevrilen ve en çok satanlar listesinden düşmeyen "Cahillikler Kitabı"nın yazarlarından John Llyod, okurlarına soru sormaktan asla vazgeçmemelerini önerdi.

Video: "Soru sorun"

http://javascript<b></b>:vPlayer_NT...6533331653053643033586464654278805440113781')

Bir yılda 150 bin satan kitabın yazarı Llyod NTV'nin konuğuydu.

İSTANBUL - NTV Yayınları'ndan çıkan "Cahillikler Kitabı"nın ilki bir yıldır piyasada. Kitap 150 bin civarında sattı. Hayvanlar aleminin bilinmeyenleri üzerine olan ikinci kitap "Cahillikler Kitabı 2" de bir aydan beri piyasada ve 30 bin sattı.

Türkçe dahil 29 dile çevrilen ve en çok satanlar listesinden düşmeyen kitabın yazarlarından John Llyod, NTV'ye konuk oldu. Bilmediklerimizi ve yanlış bildiklerimizi anlatan yazar, okurlarına soru sormaktan asla vazgeçmemelerini önerdi.

Llyod'un okurlarına tavsiyelerini izlemek için fotoğrafa tıklayın.

'Cahillikler Kitabı'nın yazarından tavsiyeler - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com
 
Nezihe Meriç vefat etti

84 yaşındaki yazar bir süredir kanser tedavisi görüyordu.

090818nezihemeri%C3%A72.widec.jpg

http://javascript<b></b>:vPlayer_NT...6533331653053643033586464654278805440113781')

ANKARA/İSTANBUL - Bir süredir kanser tedavisi gören 84 yaşındaki Meriç, İstanbul Etiler'deki evinde yaşamını yitirdi.

Meriç'in kızı Aslı Şengil, Nezihe Meriç'in cenazenin, İstanbul'da Perşembe günü Bebek Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verileceğini bildirdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da, Meriç'in vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı. Günay mesajında, ''Türkiye'de edebiyatın gelişmesinde önemli katkıları olan Meriç'in vefatından duyduğu üzüntüyü'' ifade etti.

Günay, ''Ülkemizin eğitim ve kültür yaşamının gelişmesi adına geride bırakmış olduğu eserleri ile daima hatırlayacağımız Nezihe Meriç'e Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum'' dedi.

EDEBİYATA ADANMIŞ BİR HAYAT

Nezihe Meriç 1925'de Gemlik'te doğdu, babasının görevi dolayısıyla çocukluğunu Anadolu'nun değişik illerinde geçirdi. 1943'de Eskişehir Lisesi'nden mezun olan Nezihe Meriç, İstanbul Üniversitesi'nin Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı ile Felsefe bölümlerine devam etti, ancak öğrenimini tamamlamadan okuldan ayrıldı.

Öğrenim süresinde Verda Ün ile piyano çalışan Nezihe Meriç, uzun süre Heybeliada İlkokulu'nda müzik öğretmenliği yaptı (1946-56). 1956'da Salim Şengil ile evlenen Meriç, eşinin kurucusu olduğu Dost Yayınları'nın ve Dost Dergisi'nin yönetiminde görev aldı.

Nezihe Meriç'in ilk yazısı olan ''Ümit'' İstanbul Dergisi'nde (1945), ilk öyküsü ''Bir Şey'' ise Seçilmiş Hikayeler Dergisi'nde yayımlandı. Meriç, Korsan Çıkmazı ile 1962 TDK Roman Ödülü'nü, Bir Kara Derin Kuyu ile 1990 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı ve Yandırma ile 1998 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü aldı.

Nezihe Meriç'in yapıtlarından bazıları şöyle: Öykü; Bozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç, Dumanaltı, Bir Kara Derin Kuyu, Yandırma. Roman; Korsan Çıkmazı, Boşlukta Mavi. Oyun; Sular Aydınlanıyordu, Sevdican, Çın Sabahta. Çocuk kitabı; Alagün Çocukları, Küçük Bir Kız Tanıyorum Altı Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum Yedi Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum Sekiz Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum Dokuz Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum On Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum On Bir Yaşında , Küçük Bir Kız Tanıyorum On İki Yaşında, Ahmet Adında Bir Çocuk, Dur Dünya Çocukları Bekle.

Meriç'in Alacaceren, Çavlanın İçinde Sessizce, Çisenti, Gülün İçinde Bülbül Sesi Var, Korsan Çıkmazı, Yandırma kitapları da bulunuyor. Meriç'in oyunları Yapı Kredi Yayınları'ndan toplu olarak da yayımlandı.

Nezihe Meriç vefat etti - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com
 
Hrant Dink'i bir kez daha anlamak için. / 'Bu Köşedeki Adam'

Hrant Dink'i bir kez daha anlamak için...

Hrant Dink'in Agos, Yeni Binyıl ve Birgün gazetelerindeki yazılarından oluşan, 'Bu Köşedeki Adam' kitapçılarda.

hrant%20dink2.hlarge.jpg


İSTANBUL - ''Bir kez daha anlatmak, bir kez daha anlamak için''
19 Ocak 2007'de gazetesinin önünde öldürülen Hrant Dink'in yazılarından oluşan 'Bu Köşedeki Adam' yayınlandı. Kitap, adını Dink'in, 2 Nisan 1999'da Agos gazetesindeki ilk yazısından alıyor.

Hrant Dink ilk yazısında şöyle yazmıştı: ''Bu köşedeki adam aslında bir yazar değil. Hele hele gazetecilikle üç yıl öncesine kadar uzaktan yakından bir ilgisi olmamıştır. Çok okumayı sevmekten başkaca bir iddiası yoktur. Dilbilgisi kurallarının ihlali, bozuk cümleler, en fazla tashih hataları hep onun yazısında olur. Genellikle konuştuğu gibi yazar, edebiyatçı yanı güçlü değildir. Ne yazarlığın tekniğini bilir, ne de bu mesleğin okulunu okumuştur.

Kaptığı köşeye dikkat etmek bile bu konudaki iddiasızlığının bir ölçüsüdür; "Devam sayfasının köşe yazanı". Devam sayfası dediğiniz ana sayfalardan artakalmış fazla yazıların sıkıştırıldığı sayfa değil midir? Her hafta yaptığı şey, sayfa sekreterinin yazı fazlalarını ve ilanları sayfaya yerleştirdikten sonra kendisine bıraktığı boş alanı kadar bir şeyler karalayarak doldurmaktan ibarettir. Sayfa sekreteri "İşte bu kadar yazacaksın" der, o da o hafta o kadarcık yarenleşir okurlarıyla. Yer kalmadığında yazı yazmadığı çok olmuştur.''

Hrant Dink yazılarında anlatmak istediğini her zaman çok iyi anlatsa da bazıları tarafından hep yanlış anlaşıldı. Karin Karakaşlı'nın yayıma hazırladığı kitap, Hrant Dink'i bir kez daha anlamak için onun köşe yazılarını toplu bir şekilde sunuyor.

bu%20k%C3%B6%C5%9Fedeki%20adam.standard.jpg


"Türkiyeliyim... Ermeniyim... İliklerime kadar da Anadoluluyum. Bir gün dahi olsa, ülkemi terk edip, geleceğimi Batı denilen o "hazır özgürlükler cenneti"nde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere sülük misali yamanmayı düşünmedim. Kendi ülkemi de o türden özgürlükler cennetine dönüştürmek ise temel kaygım oldu. Ülkem Sivas için ağlarken, ağladım. Halkım çetelerle boğuşurken, boğuştum. Kendi kaderimi ülkemin özgürlüğünü yaratma süreciyle eşledim. Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayamadığım haklara da bedavadan konmadım, bedelini ödedim, hâlâ da ödüyorum. Ama artık...

Birilerinin 'Bizim Ermenilerimiz' pohpohlamalrından da, 'içimizdeki hainler' kışkırtmasından da bıktım. Normal ya da sıradan yurttaş olduğumu unutturan dışlanmışlıktan da, boğarcasına kucaklanılmaktan da usandım.''
Hrant Dink'in Agos, Yeni Binyıl ve Birgün gazetelerindeki yazılarından oluşan, 'Bu Köşedeki Adam', Uluslararası Hrant Dink Vakfı Yayınları'nın yayınladığı ikinci Hrant Dink kitabı.

''... eğer bu yıkımlar olmasaydı, bugün benim ülkem çok daha yaşanılır, çok da imrenilir olurdu.''

Hrant Dink'i bir kez daha anlamak için... - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com
 
'Van Gogh deli değilmiş'

Hollandalı ressamın mektuplarını tahlil eden araştırmacılar, Van Gogh'nun edebiyatta da usta olduğunu ve mektupların Van Gogh hakkında "deli, yoksul ve anlaşılamamış" ressam olduğu yönünde yaratılan efsaneyi de yıktığını belirttiler.

van%20gogh.widec.jpg


AMSTERDAM - Çok mektup yazmasıyla bilinen Hollandalı ressamın mektuplarını büyüteçle tahlil eden araştırmacılar, Van Gogh'nun modern resim sanatında olduğu kadar edebiyatta da usta olduğunu belirttiler.
Ressama ait 120 mektubun, cuma gününden itibaren 3 Ocak 2010'a kadar sergileneceği Hollanda'nın başkenti Amsterdam'daki Van Gogh müzesinin müdürü Axel Rüger, "Modern resmin kahramanı aynı zamanda edebi alanda da dev bir eser yaratmış" dedi.

Rüger, Van Gogh'nun başka ressamların aksine, edebiyat ve resim sanatının arasına duvar örmediğini söyledi. Arştırmacılar, Van Gogh'nun yazdığı mektupların içeriğinin, yaptığı bazı resimleri çağrıştırdığını kaydettiler.

Müzenin araştırmacılarından Hans Luijten AFP'ye yaptığı açıklamada, ressamın kaleme aldığı mektupları "edebi eser" olarak tanımlayarak, ressamın düşünerek ve çok iyi bir üslupla yazdığını belirtti.

'DELİ, YOKSUL VE ANLAŞILMAMIŞ' DEĞİLMİŞ

Luijten, mektupların Van Gogh hakkında "deli, yoksul ve anlaşılamamış" ressam olduğu yönünde yaratılan efsaneyi de yıktığını bildirdi.

Hans Luijten, yaşadığı dönemde bir postacı 135 frank kazanırken, Van Gogh'un sanat tüccarı olan kardeşi Theo Van Gogh'dan her ay 200 frank maddi destek aldığını belirtti.

Luijten, ressamın mektuplarında, sanatının geçirdiği evrimi, sanat hakkındaki fikirlerini, genel olarak düşüncelerini veya küçük öyküler anlatığını ifade etti.
Araştırmacı Luijten, "Mektuplardan anlaşıldığı kadarıyla Van Gogh'a göre sanat hayatın şiirselliğini yansıtmalı" dedi.

Van Gogh'nun ne yaptığını bildiğini söyleyen araştırmacı Nienke Bakker de sanatçıyı "tutkulu, azimli, derin ve yaptığına gönül koyan bir adam" olarak niteledi.

Mektuplarını Flamanca ve Fransızca kaleme alan Van Gogh, daha çok kardeşine ve kendisi gibi ressam olan Paul Gauguin ve Emile Bernard'a yazmış.

Ressamın 1872 ile 1890 yılları arasında kaleme aldığı ve yolladığı toplam 902 mektup, 6 ciltlik bir eser halinde ve aynı zamanda internetten yayımlanıyor.
Sıkıntılı bir hayat süren ve 37 yaşında 1890 yılında intihar eden ressamın mektuplarını içeren 6 ciltlik eserin, 15 yıl süren titiz bir araştırmanın ve tahlilin sonunda yayımlandığı ifade ediliyor.

'Van Gogh deli değilmiş' - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com
 
Köpek Adamlar 2009'un öne çıkan 50 kitabından biri seçildi

2009'un öne çıkan kitapları

Bu yılın kitapları arasından çok satanlar da oldu konuşulanlar da. Bir yıl geride kalırken 'kimler geldi, kimler geçti' diye bilmek için 2009'un dikkat çeken elli kitabını seçtik


2009 yılında yüzlerce kitap yayımlandı Türkiye’de. Bunların bir kısmı bir göz kırpması kadar kısa kaldı vitrinlerde, bir kısmı ise inmek bilmedi raflardan. Çok satanlar da oldu, çok konuşulanlar da... Satış rakamlarını elimizde olsa da kaçı ne kadar okundu onu bilmek olanaksız. Hepsini bir bir anmayı düşünsek, malum sayfalar kısıtlı. Onun yerine, yüzlercesinin içinden dikkatimizi çekenleri bulup çıkarmak ve hatırlatmak istedik. Bir yıl geride kalırken, ‘kimler geldi, kimler geçti’ diyebilmek için... Seçtiğimiz 50 kitap içinde çeviri romanlar yok. Onu gelecek sayımızda Asuman Kafaoğlu-Büke’nin kaleminden okuyacaksınız. Türk yazarların romanları, öykü kitapları, denemeler, biyografiler ve inceleme/araştırma kitaplarından bir seçki yaptık. 50 tanesinden 25’ine de büyüteç tutup, daha yakından bakalım dedik. Arada okumadıklarınız varsa, hâlâ çok geç olmadığını hatırlatarak...

Çok satanlar, çok konuşulanlar


2009’da Türkiye’de en çok hangi roman satıldı sorusuna verilecek tek bir yanıt var kuşkusuz: Elif Şafak’ın Aşk romanı.

En son Doğan Kitap yaptığı açıklamalarda 400 bin satış rakamına ulaştıklarını söylemişti. Aşk romanı çok satmanın dışında, çok da konuşuldu. Zaten öyle sanıyorum ki çok konuşulmak ile çok satmak yan yana yürüyor.
Bir de tabii 2009’da yayımlanmamış olsa da Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi çok satan romanlardan oldu. Masumiyet Müzesi’nin açılacağı söylendi, açıldı da sanırım, ama kaç kişi ziyaret etti bilemiyorum. Sanki bir anda sessizliğe gömüldü Masumiyet Müzesi.

Bunların dışında kurgu kategorisinde Ahmet Ümit’in Bab-ı Esrar, Yazgülü Aldoğan’ın Kiralık Adam, Ömer Özgüner’in Başkasını Seviyorum, Serdar Özkan’ın Kayıp Gül gibi romanları akla gelen ilk birkaçı.

Kurgu dışı kategoride ise ne hikmetse bir tasavvuf ve Mevlânâ merakı dikkat çekiyor. Aşk romanı mı bu damardan beslendi, yoksa Aşk’ın ardından mı yoğunlaştı bu merak araştırmak gerek. Şems-i Tebrizi’nin Makâlât’ı uzun süre listelerde kaldı. Bunun benzeri kimi kitaplar da öyle.

Kurgu dışı kitaplardan elden düşmeyenler arasında, John Lloyd’un Cahillikler Kitabı, Adam Power’ın Olasılıksız ve Empati kitaplarını saymak gerekir.

2009’de dikkat çeken diğer kitaplar

Babasız Günler / Doğan Akhanlı / Turkuvaz Kitap
Köpek Adamlar / Emrah Polat / Pupa Yayınları
Abdülmecit-İmparatorluk Çökerken Sarayda 22 Yıl / Hıfzı Topuz/ Remzi Kitabevi
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken / Cemal Kafadar / Metis Yayınları
Eldivenler, Hikâyeler / Murathan Mungan / Metis Yayınları
Taş Bina ve Diğerleri / Aslı Erdoğan / Everest Yayınları
Korkulu Ustalık / Turgut Uyar / Yapı Kredi Yayınları
Aynalar / Eduardo Galeano / Çeviren: Süleyman Doğru / Sel Yayıncılık
Rüyalar ve Uyanışlar Defteri / Latife Tekin / Doğan Kitap
Henry James ve Roman Sanatı / Ünal Aytür / Yapı Kredi Yayınları
Marcel Proust ya da Bir Roman Yaratmak / Mehmet Rifat / Türkiye İş Bankası Yayınları
Ecinniler’in Gölgesinde / Yeşim Dinçer / Yordam Kitap
602. Gece / Murat Gülsoy / Can Yayınları
Proust Bir Sinirbilimciydi / Jonah Lehrer / Çeviren: F. Burak Aydar / Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
12 Mart Günleri (1971-1974): Karşı-Günlük / Uğur Kökden / Yapı Kredi Yayınları
Mavi Yolculuk Defterleri / Bedri Rahmi Eyüboğlu / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hayatım / Agatha Christie / Çeviren: Azize Bergin / Altın Kitaplar
Çağının Çocuğu / Klaus Mann / Çeviren: Nafer Ermiş / Turkuvaz Kitap
Büyük Yazarın Gizli Evreni/ Arthur Power / Çeviren: Asude Savan/ Timaş Yayınları
Sessiz Bir Ölüm / Simone de Beauvoir / Çeviren: Bilge Karasu / İmge Kitabevi
Öfkeli Yıllar / Altan Öymen / Doğan Kitap
Kalp Zamanı / Ingeborg Bachmann, Paul Celan / Çeviren: İlknur Özdemir / Turkuvaz Kitap
Benim Kitaplarım / Sema Aslan, Fotoğraflar: Ercan Arslan / Doğan Kitap
Yolda / Buket Uzuner / Turkuvaz Kitap
Şahname / Firdevsî / Çeviren: Mehmet Necati Lugal / Kabalcı Yayınları

Haberin Devamı- Radikal
 
Hımm edebiyat nedir neyin nesidir merak eder dururdum, şimdi bi fırsat çıktı önüme sağol roac tüm yazıları okucam ve neyin nesimiş öğrencem :)
 
Saliha,
Sayende daha da öne çıkacam heralde :) Teşekkürler.
 
[Haber] Türkiye'nin Dergi Platformu...




Türkiye’nin en kapsamlı dergi platformu
Dergilik.com açıldı!

Türkiye’nin geniş kapsamlı tek dergi platformu Dergilik.com açıldı!

Haftalık ve aylık haber dergileri, edebiyat, düşünce, müzik, kültür-sanat, bilim, tarih, mizah, spor… ve birçok kulvardan yüzlerce derginin her yeni sayısının güncellenip tanıtıldığı bir site: dergilik.com!

Dergilik.com bu yoğun çabayı üstlendi. Çünkü, dergiler, kültür hayatımızın en önemli değerlerinden biridir. Bilginin katlanarak arttığı bir çağda haftalık, aylık, iki, üç aylık dergiler durup düşünmenin, her olay ve olguyla ilgili resmi topluca görmenin en doğru araçlarıdır! Sanal tahakkümün ve görsel hâkimiyetin kendini her geçen gün daha da hissettirdiği bir ortamda dergiler, şüphesiz, bilgiden derinliğe uzanan kulvarda hiç vazgeçilmeyecek kilometre taşları olmaya devam edecekler. Türkiye gibi, bir yönüyle dergi mezarlığı sayılabilecek bir ülkede her şeye rağmen dergiler, yürüyüşlerini bir tür bayrak yarışı misyonuyla devam ettiriyorlar.

Dergilik.com, Türkiye’deki dergilerin tümünü görmeyi amaçlayan bir site.

Dergilik ekibi, ayrım gözetmeksizin bütün dergileri kapsayan ortak bir portalın eksikliğini görerek faaliyete geçti.

Dergi okurlarının, içeriklerini merak ettiği birçok dergi olmasına rağmen, tüm dergilere ait bilgileri toplu olarak bulacağı bir platform olmadığı için dergi gündemlerini takipte zorlandığını biliyoruz. Okurlar bazen bazı dergilerin içerik, dosya ve çeşitli konularından sonradan haberdar olabiliyor. Dergilik.com, bu eksikliği ve ihtiyacı gidermek için çalışmaya başladı. Ve zamanla, oluşacak arşiv imkanıyla, dergilerin önceki sayılarına yönelik ihtiyaçları da karşılayacak.

Sitede kültür hayatımızla ilgili farklı haber, röportaj ve anketlere de yer verilecek.

Ve Dergilik.com’da yakın gelecekte tüm dünyadan çeşitli seçkin dergilerin tanıtımı da yapılacak…

Dergilik - Online Dergi Platformu
 
bildiğiniz gibi normalde dergicilik ülkemizde gerektiği gibi ilgi görmeyen bir yayın...siteyi inceliyorum...ilerleyen yani işlevselliğini inceledikten sonra yorum düşerim...şimdilik alanları iyi sanırım daha sonra yeni bölümler olacaktır...site sizin mi?

----------

papürüs ün tekrar hayat bulması çok güzel
 
site bir tanıdığımın. siteye katılımlarınızı bekleriz...
 
neden olmasın...sitenizle bugün tanıştık...peki artık çıkmayan eski dergileri tanıtan bir bölüm var mı?...
 
çalışmalar sürüyor sanırım. sağlam bir dergi arşivi bölümü kısa zamanda açılacak diye biliyorum.
 
Bu hayata geçirilirse çok güzel bir arşiv olur...peki dergilerden belli alıntılar oluyor mu ya da olacak mı?
 
hayır. sadece o ayki sayısında ne olduğuna dair bir yazı konuluyor.
 
Birikim dergisini görür gibi oldum :)

----------

İçerik olarak güzel bir site ..emeği geçenleri kutluyorum...
 
Jerome David Salinger ölüme sobelendi,öldü...

91 yaşındaki Amerikalı yazar ülkesinde gözlerden uzak bir yaşam sürdürüyordu.
İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra 1951 yılında yayımlanan ’Gönülçelen’ adlı romanıyla gençlerin idolü olan efsanevi Jerome David Salinger, bu eseriyle pek çok filme ve kitaba da ilham kaynağı oldu.
Salinger’in kült romanı Gönülçelen dünya çapında 60 milyon sattı.
İnternette kitap satışı yapan Amazon adlı sitenin en çok satanlar listesinde ilk 20’de bulunan romanın, içinde bulunduğu duruma sıkışmış, bunaltı içinde, umutsuzluğu temsil eden anti-kahramanının Facebook’da bir hayran sayfası bile bulunuyor.
Yazarın çok bilinen diğer eserleri arasında ’Franny ve Zooey’ ve ’Dokuz Öykü’ isimli kitapları bulunuyor.
Alıntı(www.izdiham.com)

Kendine saklayarak yaşayan yazar,ölümden saklanamadı,ölüme sobelendi.29/01/2010 tarihinde gözlerini dünyaya kapattı.
 
dinlemiştim...seslendirmeler güzel olmuş...bana gönderen arkadaşa burdan teşekkür etmek istiyorum
 
Üst Alt