Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelimle barışmama kim yardımcı olur?

Aki

Yeni Üye
Üyelik
20 Ağu 2004
Konular
2
Mesajlar
24
Reaksiyonlar
0
Ben buyum... Ama böyle devam etmesini istemiyorum. Başka engelli biri görsem yolumu değiştiriyorum. Kim ayağımla ilgili bir soru sorsa yüzüm kızarıyor, sinirleniyorum ya soruyu geçiştiriyorum yada soruyu soran kişiyi tersliyorum.
 
slm aki ben sana yardımcı olmaya çalışırım eğer istersen ama bunu yapmam için yüz yüze görüşmemiz lazım benim engelim sağ ayak protezi kullanıyorum sol ayağımında parmakları yok ve derisi yok deri yaptırdım ( bunu yazmamın sebebi durumumu bilmen açısından) şimdi gelelim sana burdan yazmamı istersen biraz zor olur sanırım beni görmen lazım çünki anlaşmamız için benimde seni,ayrıca evliyim ve iki kızım var biri5 diğeri4 yaşında eşimde engelsiz belki bilmek istersin diye yazdım. cevabını bekliycem
 
Yaşamda herkes kadar sen de varsın. Herkes ne kadar değerliyse sen de o kadar değerlisin. İçinde bulunduğun toplum/mekan herkesin olduğu kadar senin de. Yolda yürürken o yol senin, okula giderken o okul senin, alışveriş merkezindeyken orası senin, herşey senin verdiğin değerle varolabiliyor unutma.
Zenginler içinde yoksul, yoksullar içinde zengin, kadınlar içinde erkek, erkekler içinde kadın, heteroseksüeller içinde eşcinsel, eşcinseller içinde heterosksüel, zenciler içinde beyaz, beyazlar içinde zenci, Müslümanlar içinde Hıristiyan, Hıristiyanlar içinde ateist... sonsuza dek sıralanabilir; ve hepsi de, sakat olmayanlar içinde sakat olmakla, sakat olanlar içinde sakat olmamak ikiliğiyle aynı şeydir aslında.
Karşımızdakine bir değer atfetderek/kurgulayarak onunla aramıza sınır koymak bizim esas sorunumuz. 'Sakat olmamak normaldir' diye kurgulayıp, 'sakat olmak kötüdür' düşüncesini kabul ettiğimiz anda, işte senin yaşadığın "değersizlik" hissine kapılıveririz o zaman. Oysa sakatlık bir durumdur. İnsana dair, yaşama dair sıradan bir durum! Uzun-kısa olmak gibi, kadın-erkek olmak gibi, siyah-beyaz olmak gibi sıradan bir durum. Ne siyah beyaz karşısında, ne erkek kadın, ne uzun kısa, ne de sakat olmayan sakat karşısında fazladan değerlidir. Yaşarken bu bilinçle yaşamak, cüretkar olmak gerek. Kuşun, kedinin, aslanın, böceğin, ağacın, çiçeğin, dikenin, zencinin, beyazın, Müslümanın, Hıristiyanın, ateistin, eşcinselin herkesin ama herkesin bu dünya! Benim olduğu kadar senin, senin olduğu kadar benim! Önce sahiplen bu dünyayı içindeki her şeyiyle birlikte, sonra o herşeyin yaşaması/varolabilmesi için iliklerine kadar sorumluluk hisset; sokağındaki aç kediler-köpekler için birşeyler yap mesela, bir çocuk karşıdan karşıya geçerken tedirgin ol, hiç tanımadığın bir "öteki" görünce gülümse, kendini dışlanmış hisseden hiç tanımadığın birine arka çık mesela bir tartışmada... Yani, ezen-acımasız ilişkilerin olduğu kentte-dünyada, ezmeyen-ezilmeyen bir olarak gururla gez güzel kardeşim. Karşındakileri hoşgör, bazen umursama; unutma onların tavırlarıyla/sözleriyle değer kaybetmezsin... Sen yaşamana bak. Bırak çevrendekiler sana alışsın...
 
slm

merhaba aki
neden hayatı kendine çekilmez kılıyorsin insanların çoğu bence düşünmeden gayri ihtiyari söylüyor bir çok sözleri biz nekadar duymak istemesek de vah vah pekde güzelmiş, bir evin de bir kızı, kazamı geçirdin ne oldu, v.b geçmiş olsun ama geçmiyor böyle doğdum böyle gidicek inşallah rabbim beterinden saklasın. kimine kibarca cevap veriyoru, kimini duymuyorum yaşantımı bakışlara göre sürdürmüyorum. bu yaşam benim ve ben buyum. hiç arkadaşların sohbetin en koyu anında aman bir kör topal bulunur elbet değip daha sonra senle göz göze gelip yer yarılsada yerin içine girsem der gibi baktı mı bırak biraz kendinle dalga geç. hayat o zaman daha da güzel olacaktır. umarım en kısa zamanda değişirsin hayatını daha güzel yaşarsın.
 
16 yaşına geldiğimde bası yarasından ameliyat olmuştum.. Hastanede yatarken doktorum bende moral diye bir şey olmadığını ama yinede daha fazla hayata tutunmak için kendimi eve kapatmamam ve yaşamın içine daha çok atılmam gerektiğini anlatmıştı.. Kısacası bana evde oturmayı yasaklamıştı.. Ki ben o güne kadarda karamsar değildim ama yinede biri bana ayaklarına ne oldu dediğinde ezilirdim, cevap veremezdim.. ( Bu arada ben omurilik felçliyim sandalyedeyim.. )
İyileştikten bir süre sonra çalışmaya başladım zaten.. Ve evden çıkış o oldu bir dahada evde oturmaya zaman bulamadım.. Şimdi müşteriler geliyor çocuk diyorki annesine bu ablanın ayaklarına ne olmuş annesi susturmaya çalışırken ben çocuğa diyorum ki bak ben çok yaramaz bir çocuktum ve annemi hiç dinlemezdim yine bir gün yaramazlık yaptım ve annem kızacak diye kaçarken merdivenlerden düştüm ve ayaklarım böyle oldu :D diye bir masal uyduruyorum hemen.. Sonra çocuk başlıyor sormaya ee peki sen nasıl geziyorsun v.s. böylece biz bir süre sohbet ediyoruz ve ortadan gergin durum kalkıyor bir süre sonra o çocukla dost oluyoruz..
Büyüklerde bazen engelli olduğumu farkettikleri zaman kimi özür diliyor ki sanki özür dilenecek bir durum var ortada :) bazıları sorular soruyor bende her soruya muhakkak gülümseyecek verecek bir cevap buluyorum hatta bazen dalga bile geçiyorum..
Kısacası burada anlatmak istediğim sorulardan ve insanlardan kaçma üstüne gittikçe bir süre sonra her şey daha kolaylaşıyor.. Hayattan kaçmak yerine üstüne gidin..
 
BENCE SENİN ENGELİN KAFANLA , SEN HİÇ BETERİN BETERİ VAR CÜMLESİNİ DUYMADINMIHALİNE ŞÜKRET.
BEN 15 YAŞINDA KENDİ YAPTIĞIM Bİ HATAM YÜZÜNDEN TEKERLEKLİ SANDALE KULLANIYOM BİKERE DÜŞÜN BAKALIM SAPA SAĞLAMKEN ,TEKERLEKLİ SANDALEYE MAHKUM OLMAK NASIL Bİ DUYGU.
ARKADAŞLARIM SOKAKTA GEZERKEN BEN EVDE YATTIM..
AMA DELİ KANLILIĞIN VERDİĞİ HIRS LA KENDİMİ ANÇAK 4 SENEDE TOPARLADIM
ŞİMDİ 16 SENEDİR TEKERLEKLİ SANDALE KULLANIYOM,DOSLARIMIN VE AİLEMİN DESTEKLERİ İLE YAŞADIĞIM YERDE GİTMEDİĞİM YER KALMADI.
HER ZAMAN ŞÜKREDİYOM HALİME
 
En güzeli içinde bulunduğun şartlar altında en iyi şekilde yaşamaya çalışmak.. Boşverin başkalarını görmezden gelin ve hayatla dalganızı geçin..
 
Ben inanıyorum benim durumumda başka arkadaşlar vardır. Yada benim yaşadıklarımı geçmişde yaşamış olanlar.

Polyanacılık oynamayı sevmiyen bir insanım.
 
Senin gibi düşünen binlerce arkadaşımız var tabii ki. Sitede de var... Hatta sakatlığı olan herkes en azından bir dönem senin gibi düşünmüştür. Ama işte, o zamanyaşam çekilmez oluyor ve bunu aşmak gerek.
Ve hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim ki (sakat olup olmamaktan bağımsız olarak) yaşamda birşeyler başarabilmenin önkoşuludur optimist/iyimser olmak. Bunu başaramayan kişiye dünyanın bütün güzelliklerini versen mutlu olamaz. Sakatsın diye iyimser olma hakkını yok sayma, kompleks yapma. Amaç, yaşamı olabilecek en güzel şekilde ve mutlu olarak sürdürmektir. Bunun için ne gerekiyorsa yapmak gerek.
 
akı polyannacılık oynamak deyımı ıyıde hayat trenı kacıyor sen uzgun yılgınherseyden el etek cekerek yasamı zehır gıbı soluyarak yasamaktansa bıraz cesaretle ınsanlara sevecen yaklassan ılgılensen yaptıgın guzel seylerle sevınsen nası mutlu olur etrafınıda mutlu edersın
 
Doğru kelime komlex sanırım. Ama Ivan Pavlov' un köpekleri gibiyim. Şartlı reflex veriyorum. Belki bir psikolog a danışmam gerekir. Bilmiyorum?
 
Elbette psikologa gidebilirsin. Ama bence önce kendin biraz zorla. Mesela sakatlığı bulunan insanlarla daha çok zaman geçirebilirs,n (tabii sırf sakat olduğu için birileriyle zaman geçirmek saçma olur :) başka ortak yanlarınız da olmalı...)
 
Aki,
sarmalayıp örtmeye çalıştığın fiziki kusurların yüzünden
acı çekiyorsun sanırım.
Biraz benim gibi bakıyorsun hayata ama,
ayrılan yönümüz sen değişmek istiyorsun,
optimist bakış açısı tükenmiyicek umut krizlerine yol açar hayatında .
nafile beklentiler ve virane ilişkilerle yaşadım bende diyemezsin.
Ayrıca;sakatlık,uzun -kısa olmak gibi
basite indirgenicek bir durum değildir.
dirhemle yaşıycaksın hayatı hep birşeyleri zorlayarak ve
diğer insanlardan daha sık sık üzüleceksin..
sakat olmayanlar sakat olana göre daha değerli oluyor herzman..
burda bi çok kişi sana pembedüş hekimliği yapmış.
fakat ,sakatlık durumun ruhunu üştüyorsa sana engelse ne psikolog ne de düşhekimleri yardım edemez.
hayata küsme bu hayatın çok da umurunda olmuyor
sadece umutsuzluğun özgürlüğünü dene derim bende..
umutsuzluk seni biledikçe ışıldıycaksın ..

sakatlığınız nedir bunu belirtmemişsiniz?
doğuştan özrlü iseniz ya da
çok küçük yaşta özürllü oldu iseniz;
bu yazdıklarımı kaale almayın..
bir özürle büyümek ve yetişkin biri iken bir özür sahibi olmak
Arasında çok fark var bana göre..
sevgiler..
 
nüanscık,bende sizin beni kaale alıp almamanıza çok tıngırdadım. :D
okuduğunu anlamayan idiot :lol: :lol:
 
İkinci baharım :) yine kitabın ortasından konuşmuşsun kız:)

Sanmıyorum ki piskolog vs yardım etsin bu duruma.. Kişi kendisi başa çıkıp yenmeli bence bişeyleri..

ikinci bahar' Alıntı:
sakatlığınız nedir bunu belirtmemişsiniz?
doğuştan özrlü iseniz ya da
çok küçük yaşta özürllü oldu iseniz;
bu yazdıklarımı kaale almayın..

bir özürle büyümek ve yetişkin biri iken bir özür sahibi olmak
Arasında çok fark var bana göre..
sevgiler..

ileri bi yaşta bu durumla karşılaşmak daha zor ve kabullenmesi zaman isteyen bişey diye düşünüyorum... her ne kadar yaşamadan bilemeyecek olsamda nacizane fikrim bu ..
 
konuyu dagıtmak gıbı olmasın ılerı yaslarda olusan engellılık zor oldugu fıkrıne katılmıyorum saglam olarak bır gun bıle yasamak ne kadar cok nımetten faydalanmaktır hayatının basından engellı olan bırey nasıl bılgı bırıkımı saglasın nasıl bırseyler ıyı bır cevre ıyı bır karıyer edınsın bunlar olurda bence azınlıktadır ınsanlar engelı bılgıyle yener hayatta bırazda yaptıgınız ogrendıgınız basardıgınız olcude tatmın olursunuz tatmın olanda mutlu olur
 
Yorumlarınız için herkeze çok çok teşekürler...

Somut şeyler görmek istiyorum belki?

Daha çok engelli insanlarla beraber olmam gibi.

Başka var mı?
 
Politika, müzik, edebiyat... her ne konuya ilgin varsa, o konulardaki toplantılara, konferanslara, konserlere vs. katıl. Yani kendindeki (sakatlıktan gayrı) diğer yanları öne çıkar. O diğer yanlarını kullanarak, senle aynı konulara meraklı olan kişilerle iletişim kur, paylaşımlarda bulun; başkalarıyla aynı şeyleri konuşmk aynı şeylerden zevk almak her zaman en güçlü mutluluk/heyecan kaynağıdır.
Yemek ya da pasta kursuna git. Yeni uğraşlarla tanışmak her zaman iyidir...
Sinema ve tiyatroya git, kitap (edebiyat) oku.
 
Yok aslında o tarafımda bi sorun yok senin beni forumlardanda tanıdığını düşünüyorum Oturanboğa.

İyibir mesleğim, özürsüz bir eşim, tatlı bir kızım, hızlı bir arabam (normal plakalı), güzel bir evim. var. (Daha belanımı mı arıyorun diyen olabilir!)

Beni problemim karşımda benim gibi bir insan görünce, yada televizyonda özürlüler ile ilgili bir konu geçince, adamın biri bana ben bilgisayar özürlüsüyüm deyince, Özürlüler haftasında özürlüler ile ilgili bir haber TV de verilince, birinin özürlü bir akrabasından bahsedince vs vs yüzüm kızarıyor. sinirleniyorum, karşımdakine azarlıyorum ne bileyim tam bir komleksi işaretliyecek davranışlarda bulunuyorum ve bunu şartlı refleks olarak gösteriyorum. böyle işte
 
Homofobiklik gibi, sende de sakatfobiklik var desene :)
"Aklı başında", seninle benzer özellikleri olan, daha doğrusu yaşamda ortak yanlarınız olan sakatlarla birarada olmaya çalış bence. Üstüne üstüne git yani..
 
Bazen bir yazıyı okuyunca ilk tepkim ; ''De get şurdan'' olur...Sonra da düşüncem
şekillenmeye başlar zaman içinde...

-Aki kardeşim, kavga ettiğin eski bir sevgilimi, engellilik te, barışacaksın...Yada kırdığın bir akraba, dostmu da araya adam sokup, seni barıştıracak adam arıyorsun
yol yordam arıyorsun..

-Ayrıca kim barışmış bu güne kadar engeliyle...Deli derler ona..Ben kırk yıllık hayatımda öyle birini görmedim...

-Sen bilmediğin bir ülkenin, bilmediğin bir şehrine gittin...Yanında da ailen var...
Havaalanında adres soruyorsun...Şurası neresi diye...Orasını nasıl anlatacaklar sana; Şu caddede, şu parkın yanında yada şu alışveriş merkezinin yanında diyecekler...Oysa sen o söylenenleri de bilmiyorsun ki...Yani bilgi merkezin yok..

-Yani sen ve ailen gurbettesiniz artık, bilmediğiniz yaşam biçimi içindesiniz...Onlar
seninle mutlu olmazlarsa geri dönebilirler...Sen dönemezsin...Her hatırladığında
geldiğin yeri burnunun direkleri sızlayacak...Bunu hiç unutma...En kötüsü yanında
bulunan insanları mutsuz etme hakkın yok...Bir yere kadar yani...

Benim sana tavsiyem;Sızlanmadan, havaalanından başlayarak, yeni yaşamını öğrenmeye başla...Öğrendikçe zor olmaktan çıkar...Günlük, pratik şeylerden yani.
Şansın tek...Yeni şehirde, yeni yaşam biçimi...Öğrenmezsen yanındakiler de gider.
En azından ruhları gider...Saygılarımla.
 
Aki,
mesajlara verdiğin tepkiye bakarak son düşüncem
bence canavar gibisin ,
benimde bi topicim olsun bir derdim yok şurda varmış gibi
bi şeyler karalayım modunda yazmışsınız,
uydurmuşsunuz gibi algılamaya başladım..
Allah yardımcın olsun :lol:

nüans ;
5şıkta sonuca ulaştığınız empatilerden yapınız sizde mutlu olunuz..
 
İkinci bahar Şu özürlüler günü yaşadığım ve beni çok sıkan bir olaydan sonra hızlıca yazdım evet aynı karamsar havada değilim ama benzarini yine yaşayacağımı biliyorum.

Benim 1. sıradaki otopark taki yerimi bir kaç gündür bir araç park etmişti. Neyse ben çok umursamadım daha uzağa park edip gidip geliyordum. Müdürüm yanıma geldi sessizce çok büyük bir sır açılar gibi ben konuştum o araç ordan kaldırılacak. Tamam dedim. Yolda personel müdürü gördü beni, sen mail at dedi güvenlik şefine o araç ordan kalksın ya tamam önemli değil dedim ama benim halimi düşünün. Neyse akşam oldu eve gidecem arabamın yanına geldim tam binecem tanımadık bir arkadaş ya size otoparkta yer ayarlamadılar mı evet ayarlı 1. sıra ya kardeşim niye senin yerini park etmiler bide bu gün sakatlar günü dedi... s..tim ağzına arada 1-2 dakika hafızamda kayıp önemli olan fiziksel değil beyim özürlü olmamak gibi bişiler demişim galiba çocuk özür dileyip durdu ama nafile sonra, sonrası burası işte :)
 
arkadaş bende sag ayakta kısalma var ve tökezleyip bazen düşüyorum bende senin durumunda üzülüyorum ama bende özürlü olmayan biriryle evlenince vede kızım olunca hiç bir şeyi takmamaya başladım ve hayat ne güzel demeye başladım sende unutursun
 
sevgili aki bu şekilde tepkiler vermen bana göre olağan çünkü zaman zaman bende veriyorum bu tip tepkiler kızıyorum ama kime kendime mi yoksa insanlara mı bilmiyorum.sen bu gerçeği kabul etsende etmesende engellisin,engelliyiz bu tip sorular olaylar yaşıyoruz,yaşadıkça da yaşamaya devam edeceğiz bu yadsınamaz.önemli olan bu hayatın gerçekleriyle yüzleşip durumu biran önce kabullenmektir bence.hem evlisin ,çoçuğun,iyi bir işin var daha ne olsun elindekilerle mutlu olmayı bil böyle ufaak tefek sorunları kendine dert etme.hayat çok kısa ne kadar yaşadığın değil nasıl yaşadığın önemli hayatın tadını çıkar sevgilerle
 
arkadaşim ilk önce engelimizi kabulenelim inan bana kabulendikten sonra bi puroblm kalmıyo ne olursa olsun bizden daha zor durumda olan insanları düşünelim madi ve manevi olarak hayatını karartma ben aynısını yaptım okadar pişmanım ki gecmiş hayatımı maf etmişim şimdi anlıyorum bunu
 
bence olay engelini kabul edip , yeri geldiğinde onunla alay edebilmektir.Eğer engelinizi espri konusu yapabilecek kadar kendinizle barışıksanız size belkide acıyan gözlerle bakanlar bi anda bunu yaptığı için kendinden utanıyo ve kendinde eksiklik olduğunu düşünebiliyor.
 
merhaba

merhaba arkadaşım bende ortapedik engelliyim ve senin şuanda yaşadıgın duyguları bende bi ara yaşadım .bunuda arkadaş ortamımı degiştirerek üstesinden geldim .ben de sokaga çıkarken yada bi engelliyle karşılaşınca çok utanırdım sürekli saglıklı insanlarla beraber oldugum için
fakat bisüre sonra dernege gitmek istedim ve gidiş o gidiş şimdide nereye gitsem mutlaka engelli bi arkadaşım var o olmadan gitmiyorum herkez bize ikizler demeye başladı ama ben o dernege gittikten sonra şunu farkettim baktımki ordaki arkadaşlarında sorunları benimle aynı benim bi sorunumu anlataınca çok kolay anlıyorlar ve ortak noktalarımız o kadar çokki buda beni o ortama daha çok itti şimdi fazla gitmiyorum dernege falak engelimle çok rahat dalga geçebiliyorum veya biri sorunca çok dogal bişey soruyorlarmış gibi rahatlıkla cevap verebiliyorum
 
Üst Alt