"Abdullah İbni Ümmü Mektum ile Hz. Peygamber'in yaşadığı o olay Efendimiz'in engellilere ve engelliye bakışını değiştiriyor. Adeta Kainatın Efendisi engellilerin ve engelliliğin farkına varıyor. Bence ondan önce farkında değil, Rabbimiz onu uyarıyor. Ve ondan sonra Efendimiz engellilere çok özen gösteriyor. Efendimiz, görme özürlü o sahabeyi her görüşünde 'Rabbimin kendisi sebebiyle beni azarladığı kişi' diyor.
Hz. Muhammed (sav) engellilere değer veriyor. Abdurrahman bin Avf ortopedik engelli bir sahabedir. Bir ayağından engellidir. Tebuk Seferi sırasında namaz vakti geliyor. Bakıyorlar ki Allah'ın Rasûlü (sav) o an orada değil. Cemaatle namaz kılmak istiyorlar Abdurrahman bin Avf imam oluyor. Namazı kıldırmaya başlıyor. O anda Hz. Muhammed (sav) geliyor. Abdurrahman bin Avf geri çekilmek istiyor. O anda bir işaretle Hz. Muhammed (sav) onun orada kalmasını istiyor. Peygamber Efendimiz onun arkasına geçiyor. Ve ona tabi olarak namazını kılıyor. Allah Rasûlü (sav)'nün arkasında namaz kıldığı iki sahabe vardır. Bunlardan birinci ortopedik engelli Abdurrahman Bin Avf'tur. Bir diğeri de Hz. Ebubekir'dir."
bunun gibi görme engelli sahabenin Savaş benzeri sıralarda vekalet ettiği de söylenir fetva verecek merci değilim tabi ama engelli sahabeler Peygamber efendimiz zamanında namaz kıldırırdı diye biliyorum şimdi kıldıramıyor mu

Ama olan Abdullah bin Ümmi Mektûm: Hz Peygamber, Mekke'de ilk iman edenlerden biri olan bu âmâ zatı, Medîne'ye halka Kur'an öğretmesi için göndermiştir Medîneli Berâ bin Âiz -radıyallahu anhuma- diyor ki:
Bize ilk hicret eden kimseler Musâab bin Umeyr ile İbn-i Ümmi Mektûm'dur Bunlar (Medîne'de) halka Kur'an öğretiyorlardı (Buhârî, Menâkıbu'l-Ensâr, 46)
Bilal-i Habeşî ile birlikte Hz Peygamber'in müezzinliğini de yapmış olan İbn-i Ümmi Mektûm (İbn Saâd, IV, 207) âmâ oluşu yanında evinin camiye uzaklığını ve kendisini camiye ***ürecek kimsesinin bulunmayışını da mazeret göstererek, namazı evinde kılabilmek için Hz Peygamber'den müsaade istemişti
Resûlullâh ise:
ââ Sen namaz için ezân okunduğunu işitiyor musun?â diye sordu O:
â Evet, cevabını verdi
Peygamber -aleyhisselâm-:
ââ O halde dâvete icâbet et, cemâate gelâ buyurdu (Müslim, Mesâcid, 255; Ebu Dâvûd, Salât, 46)
Bu haber cemaatle namazın ne derece önemli olduğuna vurgu yapmakla beraber, Peygamberimizin âmâ bir zatı toplumdan tecrit etmeyerek onu cemaat içinde bulunmaya teşviki de bilhassa dikkat çekicidir
Bunun yanında Hz Peygamber değişik vesilelerle Medîne dışına çıktığı zaman, İbn-i Ümmi Mektûm'u yerine cemaate namaz kıldırması için vekil olarak bırakmıştır Bu görevin kendisine on üç defa verildiği nakledilmektedir
tabi tekrar fetva mercii ben değilim yanlışsam ALLAH affetsin ama benim bildiğim böyle ...