Evet konu hakkında bilgi vermeye devam ediyorum.
04.07.2023 tarihinde Salı günü raporumu düzenleyen Haseki Eğitim Araştırma Hastanesine Hasekiye gittim. Ama ortada Haseki diye bir hastane yok. Orası Samatya Eğitim Araştırma Hastanesinin bir bölümü olmuş ve Haseki Sultangaziye (Gazi Osman Paşa) taşınmış. Sultangazi Belediyesi ile yan yana, sırt sırta, çok geniş araç otopark alanı var, bilmeyenler için duyurulur. Ama Haseki neresi, Sultangazi neresi? İstanbul gibi trafiği berbat bir şehirde dünyanın yolu, dünyanın mesafesi. Ayrıca Sultangazide Bezmialem Vakıfın da bir bölümü var.
Neyse biz konumuza dönersek Sıhhi Kurula gittim ve Sağlık Bakanlığı 184 hattından, Ensar Beyden, aldığım teklif doğrultusunda, ilgili görevliden SÜREKLİ KAYDI BULUNAN raporumun Ulusal Engelli Veri Bankasına işlenmesini talep ettim ve bu talebin sadece benim değil Bakanlığın da talebi olduğunu özellikle belirttim. Görevli bunu kabul etmedi, sisteme kaydın mümkün olmadığını söyledi. Gerekçe olarak öne sürdüğü bahanelerden en ilginç ve komik olanı benim 1999 tarihli raporuma dair kendilerinde hiçbir kaydın bulunmuyor olmasıymış, arşivlerinde bu rapor yokmuş. Böyle bir saçma şey olur mu? 100-200 yıl öncesine ait kayıtlar ortaya çıkarılıyor, tahrir defterleri, Edirnedeki Balkan Hastanesi kayıtları, Çanakkale savaşları kayıtları mesela bunlara dair birkaç misal. Ama arkadaş 1999 yılına ait kayıtlar yok, arşivde yok diyor. Rapor numaralarını neye göre veriyorlar mesela? Kafadan mı sallıyorlar?
Hiç laf dalaşına girmedim, raporumu sisteme kaydedip etmeyeceğini bir kez daha sordum ve menfi cevap alınca durumu bir yerlere bildireceğimi, ama bildirmeden önce tüm yollara başvurduğunu ispatlamak için bu görüşmeyi kayda aldığımı görevliye söyledim. Kayıt lafını duyunca görevli hastanede kayıt almanın yasak olduğunu söyleyerek güvenliği çağırdı ve güvenlik kaydı silmemi rica etti. Güvenliğe telefonu verdim ve kendisinin silmesini istedim. Güvenlik kaydı sildi, daha doğrusu sildiğini zannetti. Bu esnada hastane polisi de geldi. Filmi düşünebiliyor musunuz? Sanki esrar eroin sattık, sanki adam öldürdük veya hırsızlık yaptık.
Hastanenin talebim kabul etmeyeceğini tahmin ediyordum hatta emindim ve tam da düşündüğüm gibi oldu ama ben her yolu denediğime dair elimde kayıtlar var.
Yarın öbür gün bir ara 184 ile tekrar görüşeceğim zira benden haber bekliyorlar ve durumu anlatacağım, elimde görüşme kaydı olduğunu herhalde söylemeyeceğim.
Akabinde de görüşme kaydı CDsi de dahil olmak üzere tüm belgeleri ekleyerek bir yerlere konuyu intikal ettireceğim.
Maalesef tüm mesleklerde sistem böyle. Koltuklarında oturan bürokratlar sıkıntıyı çekenin derdini anlamıyorlar. Aman canım yapı versinler, ediversinler, azıcık uğraşsınlar, koştursunlar diyorlar ve anamızı ağlatıyorlar. Bir rapor çıkartma angaryasını, zorluklarını, aynı hastalık veya sakatlık için farklı farklı derecelendirme yapıldığını ya bilmiyorlar ya da biliyorlar da umursamıyorlar.
Sürekli rapor için özetle ve mealen hastalık veya sakatlıkta değişiklik oluşmamışsa tekrar daha rapor istenmez diyor mevzuat ama adam eski rapor bu rapor, arşivde kayıt yok bahanesi ile işi zora koşuyor.
Gelişmeleri anlatmaya devam edeceğim kısmetse.
Selametle.