Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engellilere acıyan bir toplum için ne düşünürsünüz?

Eshat

Aktif Üye
Üyelik
22 Haz 2008
Konular
141
Mesajlar
2,578
Reaksiyonlar
0
Engellilere acıyan bir toplum için ne düşünürsünüz?

Engelimizden dolayı yaşamdaki belli yerlerde normal insanlar gibi hareket edemiyoruz. Yaşamsal alanlarımızdaki bu kısıtlamaların çevremizdeki insanlar tarafından iyi niyet dâhilinde acınarak değerlendirilmesi, bunların yüzümüze karşı değil de, çoğunlukla arkamızdan konu edilerek dile getirilmesi genelde toplumumuz tarafından gösterilen çok fazla bir tutumdur.

Acıyarak insanlara birçok şeyler kaybetmesine neden olunabilir. Acıyarak o anlık yardım etmek o anki sorunu çözer veya öteler… Oysa anlık çözümler yerine köklü çözümler bulunarak sorunların tamamen veya büyük kısmının ortadan kalkması, herkeste takdir eder ki; daha tutarlı bir çözüm olur.

Aslında bir insanın fiziki durumu ne olursa olsun birçok konularda çok başarılı olduğu bir gerçektir. Bu başarıları görmek için insanları fiziki ayrımlara tabi tutmadan, fiziki durumunu da göz önüne alarak eğitim hakkını vermek gerekir. Bunun yanında önyargısız bir imkân sunularak arka planda itmemek, her insanın kendi becerisi doğrultusunda güzel işler yapabileceğini kabullenerek bu şekilde insanlara fırsatlar verilmesi gerekir.

Oysa toplumumuzda engelli insanlara acıyan gözlerle bakmak, olanak sunmak yerine imkânlarını kısıtlamak hatta elinden almak sanırım birçok kişiye daha cazip gelmektedir.

Hayatımızda en güzel fırsatların karşımıza çıkması ve bunları en güzel şekilde değerlendirmek dileğiyle…

 
Biz Engelliyiz

Biz Engelliyiz
Günümüz insanının değerlendirmeleriyle engelli insanların tanımı; mümkün olduğunca uzak kalınması gereken bir nesne, hiçbir işe yaramayarak hem insanlara, hem devlete yük olan varlıklar, hiçbir duygusu, düşüncesi olmayarak bir parmak bal ile susturulacak kadar aciz ve değersiz insanlardır. Kimilerine göre de acınacak kadar zavallı, her zaman herkese muhtaç olarak yaşaması gereken birey olarak dahi görülmeyerek sadece nefes alan canlılardır.

Bu tanımlamalar kişiden kişiye, insandan insana göre değişiklikler gösterse de ana temada tümel olarak birbirlerinin benzer tanımlamalarla tavsif edilmektedir.

Diğer taraftan engellileri sırf kendi emellerine ulaşmak için bir basamak olarak kullanmaktan geri durmayan zihniyetin varlığını da unutmamak gerekir. Bunların varlığından daha çok kendini öyle bir basamak olarak kullandıran engellilerin, sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek yaptıkları bencilliğin faturasını maalesef bütün engelliler ödemektedir.
Ben ezilmeyim de öteki insanlar umurumda değildir diyerek sadece kendisi için bir şeyler yapılınca fikirleri bilmem kaç derece dönen insanların sonları ne olacak meçhuldür.

Her zaman için savunduğumuz davranışlarındaki onurlu ve dik duruşumuzla kendi benliğimizi ortaya koyarak haklı mücadelemizdeki haklılığımızı herkese göstermek yapılan davranışların en yerinde ve etik olanıdır.

Biz engelliyiz;
Belki yürüyemiyoruz. Ama yürüyen insanlardan hiçbir farkımız yoktur. En az onlar kadar yürekliyiz. Oysa yüreklerde engel olmuyor. İsteklere gem vurulmuyor. İsteğimiz sadece insan gibi yaşamak, insan gibi değer bulmaktır. Bunu bir beklenti olarak değil istek olarak değil hakkımız olarak istiyoruz.

Biz engelliyiz;
Belki görmüyoruz. Lakin gören insanların göremediklerini bile hissediyoruz. Karanlık bir dünyamız var belki ama içimizdeki ışığı her zaman yakamozlar gibi parlak, güneş gibi ısıtan, mehtap gibi berrak tutuyoruz. Kimseden medet ummuyoruz. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız için imkân verilmesini istiyoruz. Bunu isterken kimseye boyun bükerek değil dimdik azametimizle istiyoruz.

Biz engelliyiz;
Belki duymuyoruz. Ne var ki her şeyi çok iyi görüyoruz ve biliyoruz. Sözler sussa da bizim için gözler her şeyi anlatıyor. Umutların tükendiği en umutsuz anlarda bile hiç pes etmeden kendi bildiğimiz doğrulardan vazgeçmiyoruz. Duymasak da hislerimiz o kadar kuvvetli ki, insana insan gibi değer vermeyenleri de biliyoruz kendisini yürekli olarak tanımlayarak zerre kadar yürek olmayan insanları da hissediyoruz. Bunun yanında bizim yanımızda olarak gerçekten bize destek olanları da unutmuyoruz.

Biz engelliyiz;
Kimine göre kör, topal, çolak bilmem ne… Ne var ki biz her zaman insanlığımızın gereğini yapmak için elimizden gelenin en uç noktasındakini yapma gayretindeyiz. Kimileri için boş bir çabadır. Kimi ise sadece gülüp geçiyor. Hâlbuki hayatta münhal çaba diyerek umursamayanlar değil, birilerinin emeklerine gülenler değil hakkını sökerek almak isteyenler kazanıyor.

Biz engelliyiz;
Sesimiz gür çıkmalı, dimdik ayakta durmayı bütün engellemelere rağmen becerebilmeliyiz. Acıyan gözlerin esaretinden kurtulmak istiyorsak engelimizden sıyrılarak kendi becerimizi ortaya koymalıyız.

Bizi bir hiç olarak görenlere kimin hiç olduğunu gösterme zamanı gelmedi mi? Bu kadar kış uykusunun baharı olmadı mı? Uykulu gözlerle güneşe selam durmanın zamanı gelmedi mi? Sessizlikten kurtularak haykırmanın vakti kapıya dayanmadı mı?

Cılız sesimizle kaybettiğimiz haklarımız artık son olsun. Bu sessizliğin sonunda “artık yeter” diyerek yüreklice çıktığımız davamızı savunmalıyız. Bugün savunmadığımız haklarımız yarın yok olduğunda çok geç olacaktır. Yetersiz haklara sessiz kalmak o hakları yeterli bulmakla eş değerdir.

Bir tarafta umutları sönmüş yıkık dökük sadece devletin eline bakan engelli portresi artık bizim içimizi acıtıyor. Eline üç beş kuruş aylık verilerek susturulan değil, çalışma gücü olana iş, olmayana yeterli maaş istiyoruz. Bu suskunlukla istenilen hakkın ne kadar etkisi olur bilmem ama bildiğim tek doğru vardır. Biz sadaka değil hakkımız olanı istiyoruz.

Sevgi dolu yüreklerde umutların ilk günkü tazeliğinde kalarak bir ömür sürmesi çok önemlidir. İnsan olanın bu dünyada fiziki görünümüne bakılmadan insan gibi yaşaması en doğal hakkıdır.
 
Sevgili arkadaşım yüreğine sağlık bu dediklerine katılmamak mümkünmü?
 
esat arkadaşım teşekür paylaşım için
 
çok doğru tesbitler içeren bir paylaşım teşekkürler.
 
Hepside çok doğru tesbitler. Harika ve anlamlı bir yazı olmuş. Yüreğinize sağlık sayın eshat.
 
Adminbozkurt, Zeleyna, Sırdaş, Prenses ve Elif_kız Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum güzel yorumlarınız için... Güzelikler her zaman için güzel gören göze ve değerli bulan yüreğe aittir.

Okumaya değer veren bütün arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Biz engelliler olarak çıktığımız bu yolda her zaman için akıllıca davranarak hakkımız olanı alma aşamasında asla geride kalmamalıyız.

Sevgi dolu engelsiz yüreklerin her zaman için kazanacağından asla şüphem yoktur. Bu işler yüreklice yapılarak dik durmayla alakalıdır. Her zaman için birilerinden beklemek yerine kendimiz bir çözüm bulmalıyız. Kendi fikirlerimizi ortaya koymalıyız. Fiziki engelimiz var ama aklımız sınırsızca kullanmalıyız.

Her zaman için haklı olarak çıktığımız yolsa haklı olarak hakkımız almasını bilmeliyiz.
 
Bizde varız mücadelesinde takdir edilecek duruşunla,fikirlerinle..tüm engelli kişilere mücadele azmi,gayreti..konusunda örnek teşkil eden bir yazı olmuş
Teşekkürler Hocam
Yüreğine sağlık
 
Teşekkür ediyorum Hocam;

Güzel yorumunla renk katmışsın…

Takdir edilecek olan mücadeleyi, hep beraber yaptığımız zaman, amacına ulaşarak değer bulacaktır. Haklı olmak hiçbir zaman için hakkını alacağını göstermez. Hakkını alabildiğin kadar haklı olduğun bir zamanda yaşadığımızı düşünürsek o yönde bir çaba sarf etmemiz gerekmektedir.

Bunlara münhasıra bir amacın gerçekleşmesi, bizim için her zaman önemlidir. Her iptida da yaşanan sancılı dönemin bir güzelliği olacaktır. Nihayetinde bazı güzellikler için bazı zahmetlerinde olması gerekiyor. Bir zahmet ederek bu zorluklara göğüs gerebilirsek bunun karşılığını almak da bir o kadar güzel olacaktır.
 
esat bey gercekten anca bukadar net acık anlatılailirdi tebrik ederim.yazınızı okudum bizler cok güzel dile getiriyoruz ama duyma özürlü bir ülkede yasıyoruz nasıl olcak daha ne yapabiliriz.yine herzamnki gibi bir parmak bal calısaklar azımıza sunlar bunlar olacak dicekler ama asla yapmıcaklar .yine basladımız yere geri dönücez.AİHM gidelim valla en son care bu gibi görünüyor.
 
Teşekkür ediyorum değerli arkadşaım.

Sadece anlatmak kafi gelmiyor. Bazen uygulamaya geçmesi gerekiyor bazı konuların. İnsanların sorunlarının artık umursanarak daha dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Lakin bu konuda hala bir sorun varsa o zaman bizim sustuğumuz sürece bu sorunlarda süregelecektir. Yani cılız çığlıkları hiç kimse duymayacaktır...
 
eshat;
Kesinlikle... Herkes birşeyler söylüyor ama malesef çok az kişi faaliyete geçiyor... Önce bunu halletmek lazım...
 
kimi acır, kimi üzülür, ama engelli olmak yada hasta olmak zaten üzücü bir durum değil mi?

acımayı normal buluyorum ama dik dik bakılmasını hiç normal bulmuyorum. Bazı insanlar çok kırıcı oluyor bakışlarıyla.

en iyisi engelli birini görünce ona bakmadan yürümek. faklı diye onu dikizlememek, kusurunun ne olduğunu anlamaya çalışmamak, bakacaksa da yüzüne bakıp gülümsemek yani sandalyesine bastonuna yada topallamasına dikkat çekmemek.

arkadaşlar farklı olmak çok zor
 
Ben mesela araba ile trafikte çok fazla oluyorum günde neredeyse ortalama 80-100km yol yapıyorum ve 10 yıldır araba kullanıyorum şeytan kulağına kurşun henüz hiç kazam olmadı allahda nasip etmesin. Plakamızdaki engelli damgası bazen trafikte sorun çıkarıyor. Arkamdaki adam plakamın damgalı olduğunu görünce melekken şeyten oluyor, bu nasılsa sakat arabayı iyi kullanamaz ben bunun önüne geçeyim diye trafiğin içine ediyor. Eğer kendime güvenen usta bir şöför olmasam sağımdan solumdan arkamdan kaktıracaklar.

Bir gün gene aynı davranışı sergilediler. Ancak arkamdaki salak adam arabada arkadaşlarımın olduğunu galiba farketmedi. (arac camları hafiften koyudur) arkadan korna çılıyor selektör yapıyor el kol hareketleri yapıyor. Bende el işaretiyle sağa çek dedim adam direk yanımda bitti neyse durduk arabadan demir çubuğu kaptığı gibi üstüme koşmaya başladı. Benim araçtanda arkadaşlar inince önce durdu sonra kaçarak kendi arabasına koştu. Tabi arkadaşlar dururmu arabasına binmek üzereyken durdurdular. o elindeki demirle ona bir dayak attılar bir dayak attılar.

Kesin bir daha trafiğe çıkmayacaktır :)
 
hahahaha perfekkk diyorum baska bise demiyorum ohh iyi olmus o haddini bilmez herife
 
:Esat bey yüreğinize ve kalemizize sağlık.Bir cok engel kategorisinde ki arkadaşların duygularına tercüman olmuşsunuz..
Eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğumuz anlaşıldığımız günler diliyorum herkese..
 
Benim acincak bi tarafim yok allaha şükür aciyanada gülerim sadece..!
 
bizler zaten engelimizi unutarak yaşamaya çalışırken, birde bulunduğumuz ortamda, "sen yapamazsın ben yapim, dur sen yapamazsın halledeyim" veya sürekli engelimizin konuşulup "nasıl yapıyorsunuz, nasıl oldu" gibi kendilerine gereksiz şeyleri öğrenmeye çalışarak bize sürekli engelimizi hatırlatan durumlardan sıkılıyorum...

benim en rahat olduğum ortam, engelimin mevzu bahis edilmeyip, gereğimi zaten herkes bilir, bilinmediğinde veya ihtiyacım olmadığında da ben dilediğimi zaten iletiyorum...
 
öncelik tanınmasına deyilde çünkü hastanede kucağında bir engelli ile sıra beklemek zor bu iyi. benim canımı sıkan tekerlekli sandalyeye oturtulup dilenerek kullanılan çocuklar bide TV ekranında kullanılan engelliler mesela tekerlekli sandalye için para toplanıyor kim aldı alan varsa söylesin bende rahat ediyim
 
Ne zaman kurtulacağız bu biz her şeyi biliriz bizden iyisi yok edalarından bilmiyorum..Ne zaman sokakta bir engelli görse vah vaaah yavrum çokta gençmiş diyen bir zihniyetmidir büyüyen yoksa onun engelini hiç görmeden her zaman gördüğü bir insan tavrıyla yaklaşanmıdır büyük olan..Bu farkı sanırım ailesi içinde engelli olan insandan başka kimse anlayamıyor bizim ülkemizde..Hangi olay için eğitimimiz tam ki engelli insanlar konusunda eğitimimiz tam olsun..

Hele geriden gelen nesil tamamen içler acısı..Kıza Orgenerallerden birinin ismini soruyolar kız oy vermiycem dio..Bi tanesinin başbakanın adından haberi yok..Bu kadarda olmaz denilecek manzaralar..

O yüzdendirki ben affınıza sığınarak bu toplumun engelliye bakış açısının kesinlikle değişmiyeceği kanısında olanlardanım..Genel kültür olarak bile kendini geliştirmekten son derece aciz gençlerin yetiştiğini görerek insani duyguların sadece parasal konular üzerinde yoğunlaştığınada şahidiz zaten..

Bu adına tiky denilen garip şeyler artık tamamen her yeri sarmış ve en kötü yanı eğitim yok..Bizler zaten eğitim konusunda geriden gelen bir ülkeyken şimdi kaldık yarı yolda anlıyacağınız..

Şimdi diyeceksinizki eğitimin bize acımayla bakma yada bakmama konusuyla alakası ne..Açıklayayım eğitilmeyen insan okumaktan uzaklaşır okumayan insan her yerde yazılan engelliler hakkında yada başka konulardaki hiç bir yazıyı hiç bir makaleyi ve hiç bir serzenişi adı ne olursa olsun okuma ihtiyacı hissetmez..Duygusal ve kişilik anlamında yozlaşmaya yüz tutan ve hatta yozlaşan garip bir nesil yetişmeye başlar şu anda olduğu gibi..

Parayı verirseniz giyinir..Parayı verirseniz eğlenir..Parayı verirseniz hoplar zıplar...Her türlü acaipliğide çok net bir şekilde ondan beklersiniz..

Aslında işin özü tamamen iki kelimeye dayanıyor..Ülkemizde pek mümkün olmayan iki kelime..

EĞİTİM ŞART...
 
bu zihniyetten toplumca kurtulurmuyuz sizce hic sanmıyorum söyle bir ülkede yasıyoruz( kadın oglan cocuk dogurmadı diye üstüne kuma getirildi) bu kücük bir örnek.daha büyükleride var hepiniz bilirsiniz,bu böyle gelmis böyle gider hic kafa yormayalım onlar bize baksın bön bön biz onlara gülüp gecelim hepimizin gidecegi yer aynı deyilmi nasıl olsa varsın ayrımcılık yapsınlar varsın hor görsünler varsın iş vermesinler öbür tarafta onlara cenneten onlara söyle sesleniriz bir zamnlar fakir ama gurulu bir genc vardı naberrrrrrr .(tabi bu isin espirisiydi)
 
ama ilk önce onların egitilmesi lazım bizlerin egitilmeye ihtiyacı yokki bir insanın bacagı yok diye veya felcli diye vs egitilmeye ihtiyacı olmaski adam üniversite okumus kaza yapmıs sakat kalmıs adam doktor felc gecirmis tekerlekli sandalyede zaten egitimli biz de zihniyet sorunu var acıkcası insan oglunun en bencil oldugu kısım zoru sevmez.kim ugrascak engelliyle der gecerler kolayı varken.bu hep böyle olacak böyle kalacak insanlıgın baslangıcndan beri bu engelliye bakış açısı böyle hala deyismedi.deyismezde bizde sorun yokta asıl egitilmesi gereken onlar
 
esat bey gerçekten okadar doğru ve yerinde tespitlerki katılmamak mümkün değil,yazdığınız bu tespitlerin bir an önce çözüme kavuşması dileğiyle
 
Ne düşüneyim ki? Acınacak hallerine acısınlar.. Şöyle ki; şahsen ve bizzat, sonradan engelli olan biri olarak; engelli olmadan her şey güzeldi: işim vardı, aşım vardı, düşüm vardı.. Herşey tıkırındaydı..

Şimdi ise, sadece "DÜŞÜM VAR", dert çok, çare yok.. Hâl bu ki; Meşakkat, meşakkat, meşakkat! Kısmen de olsa, adapte oldum sayılır, olmaya çalışıyorum.. Bu zorlu hayatın üstesinden gelmeye çalışıyorum..

Ama onlar, zorluk nedir bilmez (bir zamanlar bilmediğim gibi). Sıkıntı nedir bilmez vs....

Ama onlar, yarın dûçar olabileceği bu meşakkatli hayatın birer NAMZETİ olduklarını bilmez; bilmek, düşünmek istemezler; nefse ağır gelir..

Ama unutulmamalıdır ki, "YARINLAR SÜPRİZLERE GEBEDİR" Umursanılmadığımızın, gözardı edildiğimizin üstüne üstlük "ACINMAK, ACITIYOR"

Hem zaten, umursansakda, gözönünde olsakda ne yazar? Engelimiz telâfi mi olur? İstakozlar gibi, olmayan uzvumuz; yerinden, yeniden mi çıkar? Veya kaybolan yetilerimiz, melekelerimiz yerine, geri mi gelir?

ACIYIPTA ACITMASINLAR; BAŞKA İHSAN İSTEMEM!
 
umut bey insallah sizin dediniz gibi olur ama insan oglu zoru sevmez zordan kacar aslında herseyin bilincindeler ama islerine gelmiyor.benim demek istedigim bu.
 
yazılanları okuyor ve anlamaya çalışıyorum.

umarım herkes istediği bir yaşama sahip olur.arkadaşlar çok güzel ifade etmişler, istifade ediyorum..
 
kendinize acırsanız,etrafınızda size acıyan gözler görürsünüz
 
sırdaş arkadasım ewet senin dediginde dogru ama acımaktan ziyade dıslıyorlar.bir cok arkadsımın yazılarını okuyorum bu kanıya vardım hep dıslanmak hep dıslanmak bende sonradan engellioldum saglıklıyken birdünya arkadsım vardı suan hic biri yok cünki onlara ayak uyduramadım artık.kendime asla acımadim sadece sepetimden cürük meyvalar ayıklandı diye düsündüm umrumdada deyiller.hatta bazen diyorumki iyki sakat kaldım dostumu düsmanımı sahte dostumu ögrendim.saglıklıyken insan nekadar kör oluyormus suan hayata okadar cok baska gözlerle bakıyorum neyin ne oldunu bilerek .benim sahsi fikirlerim bunlar.hersey allahtan sakatlıgıda yasamamız gerekiyormus yasıyoruz .
 
aslında onlar kendilerine acıyorlar: şöyle ki, bilinç altında bizim durumuzda olsalardı aynı gücü ve böyle bi toplumda aynı yasama sevincini gösteremiyeceklerni duyumsuyorlar.

bu nasıl ikiyüzlülüktür ki
oysa bu hayatı engelleriyle böylesine çekilmez kılan yine kendi bencillikleri...
 
Üst Alt