Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Evlendiniz ve sonra sakatlandınız. Eşinizden ayrılır mıydınız? [Yaşam]

bayke

Üye
Üyelik
6 Nis 2005
Konular
58
Mesajlar
588
Reaksiyonlar
0
Ahmet Bayer varlıklı bir turizmci. Geçtiğimiz yıllarda bi dalış sırasında vurgun yedi ve boynundan aşağısı felç oldu (yazıda belden aşağısı demiş ama o yalnış) .
100 türk büyüğümüzden biri olan sayın hıncal uluç demiş ki (bkz):

Ben olsaydım!..
SİNEM Bayer'i tanımam.. Hiç görmedim.. Ahmet Bayer'le yıllar yıllar önce sahibi olduğu Club Flipper'de tanışmıştık. Uzun sohbetlerimiz oldu. Çok hoşlanmıştım dostluğundan.. Ama daha sonra bir daha karşılaşmadık..
Bayerler bugünlerde fena halde gündemde..
Ahmet Bayer bir yıl önce vurgun yemiş ve belden aşağısı tutmaz olmuştu. Sinem eşinin başından ayrılmadı haftalarca ve harika bir örnek oldu..
Şimdi niye ayrılıyorlar peki?..
Bilmiyorum..
Bildiğim.. Ahmet'in yerinde ben olsaydım, ayrılmayı hem de hızla düşünürdüm.
Sinem genç ve güzel bir kadın.. Onu ömür boyu benim hemşireliğime mahkûm etmem haksızlık olurdu..
Bende bu his hep var.. Hastalandığım, çaptan düştüğüm zaman, kaçmak, saklanmak, yalnız kalmak isterim hep..
Soru: diyelim ki düğün dernek yapıp sağlıklı bir hanımla/beyle evlendiniz ve sonra bi sebeple onun bakımına ihtiyaç duyacak derecede sakat kaldınız. ne yapardınız?

tabii tavrınızı belirleyecek olan bi yığın yan etkenler olabilir. örneğin çocuklar. karşılıklı ekonomik bağımlılık, gelenek görenek vs vs.
bunları gözardı ederek olaya sadece vicdani ve duygusal boyutuyla ele alırsanız.
SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?

ÖNCE BEN YAZAYIM.
bu yaşa kadar evlenmememin temelinde işte bu yukardaki kaygı yattı hep. şimdi iyiyim, yani en azından ev içinde büyük ölçüde kendi günlük ihtiyaçlarımı kendim görebiliyorum. ama görebildiğim bi şey daha var, yokuş aşağı gidiyorum. yıllar geçtikçe azar azar, milim milim başkasının yardımına olan ihtiyaçlarım artıyor.
sabahları kendim yatakdan kalkabiliyordum, şimdi birisinin az da olsa yardımcı olması gerekiyor... ve bu gereksinimlerin sayısı yıllar geçtikçe artacak. o zaman niye bi kadının başını yakayım.
bu sebeple ne zaman birisine biraz bağlandığımı hissetsem, duygularımın mantığımın önüne geçip beni evliliğe zorlayacağı düşüncesiyle "başka birisine" kaçtım.
bu kaçışlarımın çokluğu, çapkınlık olarak yorumlandı. objektif olarak yanlış da sayılmaz hani... varsın öyle olsun.
evet ben evli olsaydım boşanırdım. çünkü aynı kaygılardan dolayı evlenmedim.
 
İnsanın başına bu dünyada herşey gelebilir. Kimileyin uzaktan bakıpda konuşmak hariçten gazel okumak gibi gelir bana. Bir de tabii işin içinde olup da o işin zorluklarını görmek gerek.

Her ne kadar evliliğin insanın yapısına uygun olmadığını düşünsem de, birgün evlendim diyelim. Böyle bir olay başıma gelseydi ayrılmayı düşünmezdim. Çünkü benimle birlikte olan kişinin insana bir nesneymiş gibi bakmayacağını bilirdim.
 
Benimle birlikte olmak istemeyen biri, hangi gerekçeyle olursa olsun bu isteğini bana söylesin ve gitsin isterim. İstemediği halde evlilikten dolayı -zorla- yanımda kalmasındansa gitmesini yeğlerim.

Terk etmek ya da sevmek, çok kişisel karar ve duygular. Ben ne terk ederim ne de sevgimden birşey eksiltirim. Bilakis, yaşamım boyunca birlikte olmak için fazladan çaba sarf ederim... Nereye kadar? Sakatlığın dışında, evliliği (evlilik olmasına da gerek yok, ilişkiyi) bitirecek başka sorunlar yaşanmaya başlayana kadar...

Not: Hıncal Uluç konusuna hiç girmeyeyim... Ona ışıltılı ve yapmacık dünyasında korku dolu günler dilerim... Zira başkasının yardımına ihtiyaç duymadan ömrünü tamamlayan hiç kimse görmedim bugüne dek. Herkes gibi Hıncal Uluç'u da bu "korkunç" son bekliyor!
Gerçek anlamda sevip/sevilmenin mutluluğuna varamamak, bunu yaşamadan onca yıl geçirmek... Hıncal Uluç (ve yaşamındaki kişiler) adına üzüldüm doğrusu.
 
slm

eğer evli iken böyle bir şey başıma gelse
hani nerde en başta edilen yemin iyi günde ve kötü günde...
 
Soru: diyelim ki düğün dernek yapıp sağlıklı bir hanımla/beyle evlendiniz ve sonra bi sebeple onun bakımına ihtiyaç duyacak derecede sakat kaldınız. ne yapardınız?

bu durumda sağlam olan bırakıp kaçabilir herkes bu devirde maddiyata bakıyo çünkülüm :lol:
 
Merhabalar,
Bizim buralarda "Bekara Kadın boşamak kolay" diye bir söz var.Bazı şeyler yaşanmadan bilinmiyor.Gerçekten sevgi varsa eğer
zaten sağlıklı olan eş terkedip gitmez ki,siz isteseniz bile...Ama sevgi yoksa,sevdiğine verebileceği bir şeyler yoksa zincirle bağlasanız bile durmaz.Ve o evlilik er veya geç bitmek zorundadır .
Hayatta hepimiz birilerinin yardımına ihtiyacı var.Engelsiz bir insanın hiç kimseye ihtiyacı yok denemez ki.Şimdi genciz,ve sağlığımız bir şekilde kendi bakmımızı yapabilecek kadar iyi,sonrası için ne yapacağız peki,ölüm mü?Mutlaka insanlara muhtacız,kimseye muhtaç olmamak adına evlenmemek doğru bir karar mı?
Evli olsaydım eşinim beni terketmesini istemezdim,ne de ben terkederdim...
 
açıkçası bu konu ancak engelli birey olmazdan önce sağlıklı bir cevap verilebilecek bir konudu niteliğini taşımakta benim için...çünkü yaşamadan cevaplamak gerçekten zor..

son zamanlarda var olan bir yarışma var tvler de*var mısın? yok musun* adlı tv programına 3 aralık engelliler gününde gs sedat katıldı.gs sedat balkanlı multiple sclerosis hastası.. sonuç itibaren yatağa bağımlı..zor zar konuşabilen sedata sorulan sorulardan biride;eşinin vefası..eşi gayet güzel hoş bakımlı bir bayan..

---eşiniz sizin durumunuzda olsaydı siz aynı vefayı gösterirmiydiniz..eşinize bakarmıydınız ?sorusuna cevapı..

----hayır...

bu zamana kadar yazılı ve görsel medyadan yansıyan şeylere göz attığımızda; sağlıklı erkeklerin eşleri sakatlandıktan sonra evi ve eşleri terk etmelerine çok sık rastladım..

aynı şeyler bayanlar içinde geçerli hoş..ama nedense erkekler bu konuda da birinciliklerini kaptırmıyorlar..

şimdi gelelim işin görünen bir başka boyutuna;
bu sitenin ağırlığını engelli bireyler oluşturuyor...bu engelli bireylerin % kaçı (erkek) sağlıklı bayanlarla evli...& kaçı sağlıklı erkeklerle evli..

biraz sapma oldu konuda ama; erkeklerin tahammüleri ne yazıkki yok...ve toplumumuzda da şu varki; sakat kalan bir erkeğin terk edilişinde kadın günah keçisi ,vicdansız,ve başka isimlerle sıfatlandırılmaya devam ediliyor...

sakat kalan kadının terkedilmesinde ise her ne hikmetse erkeklere bu yakıştırma çok da derinlemesine yapılmıyor..

kadın terkederse kalpsiz vicdansız ve en kötü tabirleri üstlenen kadın..
erkek terk ederse;napsın ama adamcağız..

her iki durumda da erkekler hep duygu sömürüsüyle korunuyor.. işte ben bunu kabul edemiyorum..

bu soruya cevabım ise o durumu yaşamadan verebileceğim bir cevabım yok..

eşitsizlik her ortamda olduğu gibi devam ediyor nitekim:)
 
Bir kez daha "içimdeki deniz" filmini izleyin derim. Sizlere hiç birinzie katılmıyorum ve fazla yorum yapmayacağım çünkü sağlam biri ile geç de olsa evlendim.

Bazen konuşmak yapmakdan daha kolaydır diyorum...
 
ADA ÇOK HAKLISIN ARKADAŞIM. KATILIYORUM SANA. KADIN AYRILSA AYIP GÜNAH KEÇİSİ, AYNI DURUMDA ERKEK BIRAKSA EŞİNİ NE YAPSIN ADAMCAĞIZ HAKLI. EŞİTSİZLİKLER, KARMAŞA VE İKİLEMLER HEPSİ BİRARADA.........
 
Ben olsaydım ne yapardım? *BİLMİYORUM...*
 
Olaylardan sadece istediğini çıkarmak,marjinal olacağım diye uğraşmak, bir tek
Hıncal Uluç'a mahsustur desekte; Bazen hepimiz yapıyoruz bu işleri...

Hikayenin aslı, iş adamı olan OF li, karısını aldatıyor...Gümbürtü bundan sonra kopuyor...

Gelelim bizim Hıncal'lığımıza; Genellemek...Herkesin tatlı düşlerini karartır bu
genellemeler...Kimin garantisi var ölünceye kadar sağlıklı kalacağım diye?
Birde partneri adına karar vermek, çok yanlış bi şey...Hadi onu özgür bırakırsın,
seçme hakkı bırakırsın, ama seni, yinede seni seçiyorsa, o zaman sana uymak düşer...Hele Kadın/erkek ikilemi bu daha yanlış...Erkekler gündelik yaşamı beceremedikleri için daha panik olurlar sadece...Herkesin hikayesi ayrıdır...Güzel olanda budur..Kıymeti de aynıdır bana göre bu hikayelerin...Saygılar...
 
AYRILIK İNANILMAZ VE YIKICI Bİ DURUM
BEN OLSAM NE YAPARDIM SORUSUNA CEVABIM ŞİMDİ NE YAZSAM YANLIŞ OLUR BİREBİR BAZI ŞEYLERİ YAŞAMAK O ANI HİSSETMEK GEREKİR

BEN NE ŞARTTA OLURSA OLSUN EŞİMDEN AYRILMAM TABİ ALDATILMAK HARİÇ BUNUN DIŞINDA KOLAY KOLAY AYRILMAM....

BENDEN AYRILMAK İSTEYENE DUR GİTME DEMEM GİDEN OTOBÜSÜN GİDEN KADININ ARKASINDAN KOŞMAM.........
 
pardon düzelteyim derken imlada alıntı yapmışım aynı yazımı :)) :oops:
 
arkadaşlar konunun özü sakat kalmak değil, sürekli ve yardıma gereksinim duyacak derecede "sonradan" sakat kalmak.
tabii insan toplumsal bir canlıdır. yaşamımızı sürdürmek için sağlıklı da olsak sakat veya hasta da olsak, mutlaka diğer kişilerin ürettiklerine veya emeğine gereksinim duyarız.
bu hizmeti ya parayla satın alırız ya da duygu alış verişiyle.
alışverişte kullanacak duygu taraflardan birinde ya da her ikisinde kalmayınca ne olacak? (anneleri katmıyorum onlarda duygu bitmez ) para bitince hemşire çekip gider. duygu bitince de eşin çekip gitmesi pek anormal değildir.

birlikteliğin temeli kadının güzelliğine, erkeğin parasına, yakışıklılığına kariyerine vs vs gibi maddi değerlere dayanıyorsa bu sebep ortadan kalktığında geçimsizlik ve ayrılık gündeme gelir.
birliktelik duygu temelliyse; duygular var olduğu sürece ilişki yürür. yapılacak şey duyguları canlı tutmaya çalışmaktır. ya da arada bi bağlaç olacaktır. bu bağlaç çocuktur veya ekonomik bağımlılıktır veya aile baskısıdır veya vesayredir.

bu genellemenin ardından kendi yorumuma dönersem.
karakter yapım beni bu şekilde düşünmeye ve davranmaya itiyor. ben kolay kolay kimseden bi şey isteyemem. hıncal uluç'da ben olsaydım diyor... ben olsaydım. bu onun doğrusu bu da benim doğrum. sizin doğrunuzun farklı olması onu yanlışlamaz. çünkü duygu ve karakterle ilgili bir konudur. neden filler ve kediler öleceğini hissedince yalnızlığa çekilip tenhaya kaçar? bunu sorgulayabilir miyiz?
..yatıyorum, baş ucumda ilacım var, saati gelmiş ve içmem lazım dii mi? o anda ayakta dolanan biri varsa su isterim yoksa dilimi ıssırırım...! bu benim susuz ilaç içme yöntemim. dilimi ısırınca hele dilin köküne doğru ve yan tarafı, yani en çok can yakan tarafı... insanın ağzı tükürük doluyor. o tükürük ilacı yutmaya yetiyor. gebersem; oturan, yatan bir kişiye bana su ver de şu ilacımı içeyim diyemem.
masadaki yemek bana göre tuzsuzsa ve masada tuz yoksa kimseyi masadan kaldırıp tuz getirir misin diyemem. ben de gidip almam. çünkü t.sandalyemi mutfağa doğru sürdüğümde hemen birisi kalkıp ne istiyorsun getireyim der ezilirim... sinir olurum.

işte bu huyum yüzünden ben boşanırdım. böyle bir durumda -müracaat olursa- mahkemede hemen boşuyor zaten. çünkü ben artık onun evlilik için seçtiği kişi değilimdir.
sevgi, aşk, bağlılık, sadakat..! bunlar kulağa hoş gelen soyut sözler. bir de elle tutulabilen gözle görülen somut gerçekler var. mahalle baskısı var ;)
..ha durumumu baştan bilir, onu kabullenmiştir ve bilerek razı olmuştur evliliğe, ona eyvallah.
 
Aman abi, " hıncal uluç'da ben olsaydım" demiyor ki! Yani sözde öyle diyor ama, bunu isim kullanarak söylüyor! Yani tanıdığı birilerine yol gösteriyor!
Ali kanser, ben Ali'Nin yerinde olsam intihar ederdim
Veli felç oldu, ben Veli'nin yerinde olsaydım karımdan boşanırdım
Ayşe ampute oldu, ben olsaydım sevgilimden ayrılırdım..
Hasan'ın çocuğu sakat doğdu, ben olsaydım çocuğu öldürürdüm...

Yapma yaa! Bir gazeteci için ne güzel akıl vermeler bunlar!
 
meopius' Alıntı:
Bir kez daha "içimdeki deniz" filmini izleyin derim.

‘Biçimsiz ve bozulmuş bir bedenin bekçisi olan bir insan için, yani benim için, saygınlık nedir? Ben, hayatı, özgürlüğü seven çoğu insan gibi, yaşamanın bir hak olduğuna, ama bir mecburiyet olmadığına inanıyorum.’ [Ramon Sampedro]

..ve içimdeki deniz filminin kahramanı ramon sampedro ötenazi ile ölümü seçti. meopius :(
---------------
sevgili bülent bence H.U yol göstermiyor onun seçtiği yolu onaylıyor.
çünkü bu yazı boşanma kararının açıklanmasından sonra yazılmış.
tabii saydığın sebeplerden önce görüş bildirmek karar vermekte zorlanan kişiyi manüple etme amacı taşır.
bence de böyle bir tavır resmen eşşekliktir.
 
Sevmenin sevilmenin, güzelliği bacaklarda ya da tekerleklerde değildir. Sevgi ne bırakıp gidecek kadar nesnel ne de koşulludur. İki bacak üzerine ipotekli hiç değildir ki, "yorgan gitti, kavga bitti diyelim.."

Gerçek anlamda sevgiyi hiç yaşamamış ve hatta buna cesareti olmayan problemli kişiliklerin sorunudur bu. Engelli ya da engelsiz her insan birilerine birşekilde az ya da çok ihtiyaç duyar. Ve hiçkimse yoktur ki, bütün güç ve kuvvetiyle ömrünü tamamlasın.. eğilip bükülmek, yardım almak insanı bu kadar rahatsız etmemeli.

İnanıyorum ki bu boşanmaların asıl sebebi o sakatlık değil, belki o son noktadır. Kadıncağız ya da adamcağız "aaaa bu kadar da olmaz, yok artık çekemem" kıvamına getirtilmiş olablir.

Herşey çok güzelken, iletişim mükemmelken sevgi saygı tastamam yerinde duruyorken; suyunu kendi alamadı, bak gördün mü beli büküldü ya da vay ne güzel bacakları vardı da şimdi yok gibi sebeplerden gerçek sevgili, yar biryere gitmez.

Gitmişse, hazır yalnız kalmışken öncesi bir düşünülmeli.
 
bayke' Alıntı:
sevgili bülent bence H.U yol göstermiyor onun seçtiği yolu onaylıyor.
çünkü bu yazı boşanma kararının açıklanmasından sonra yazılmış.
tabii saydığın sebeplerden önce görüş bildirmek karar vermekte zorlanan kişiyi manüple etme amacı taşır.
bence de böyle bir tavır resmen eşşekliktir.
baykecim, hangimiz sorduk "sen olsaydin ne yapardin?" sorusunu ki hepimizin ulashabilecegi bu yaziyi yazma geregi duydu hincal uluc?... bir gazeteci, bir "aydin", bahsettigin onayi uluorta, herkesin okuyacagi bi shekilde yapiosa bi mesaj vermek istiodur... onun "ben olsaydimla" bashlayan yazisindan benim aldigim mesaj;

"ahmet bayer'in durumuna gelenler mutlaka ahmet bayerin yaptigini yapmali; ayrilmali!!! sinem bayer gibi güzel ve genc bayanlarin hemshirelige mahkum edilmesine kimsenin hakki yoktur (cirkin ve/veya genc olmayan bayanlari isteyen istedigi kadar hemshire de edebilir, mahkum da edebilir, onlara karishmiom :p)"...

bu yüsden bu "süper aydinimizin" yazisi tam da senin bahsettigin amaci tashior gibi geldi bana; ahmet bayer'in durumunda olanlari veya onun durumuna gelecek olanlari manüple etmek... eger kimseleri manüple etmeden sadece ahmet bayer'i onaylamak olsaydi kaygisi, gider bizzat kendisine "arkadash, cok ii yaptin, gec bile kaldin, ben olsaydim ayrilmayi hem de hizla düshünürdüm" mesajini vermenin bi yolunu da bulurdu kesin, basini masini kullanmadan!...


bayke' Alıntı:
Soru: diyelim ki düğün dernek yapıp sağlıklı bir hanımla/beyle evlendiniz ve sonra bi sebeple onun bakımına ihtiyaç duyacak derecede sakat kaldınız. ne yapardınız?
ilishkimizin bi "hasta - hasta bakicisi ilishkisi"nden ibaret oldugunu gördügüm an birakirdim heralde... ama bundan önce birakmasdim, kendisi gitmek istemedigi taktirde tabe... (hincal'imiz yazisiyla, böyle bir ilishkinin bashka bi yol izlemesinin imkansiz oldugu mesajini da vermish oluo bu arada :p)


sevgiler :)...
 
Evlendiğiniz insan tamamen normalken günün birinde sakatlanırsa ne yaparsınız? bu soruya kimse şunu yapardım bunu yapardım diye net bir yanıt veremez versede yalan söylemiş olur :) son derece sağlıklı bir insanın aniden sakatlanması hem onun için hem yakınları için çok büyük bir travma yaşamaları demek böylesi büyük bir travmayı hasarsız atlatmakta her baba yiğidin harcı değil :) pskolojiniz bozulacak agresif olacaksınız koşmak isteyip koşamayaçaksınız uzanmak isteyip uzanamayacaksınız sonunda birilerine batlayacaksanız ya karınız ya anneniz ya kardeşiniz ee anneyi kardeşi es gecelim bu patlamaları olgunlukla karşılayacak bir eşi bu zaman da bulmak %1 ihtimaldir ançak ayrıça burada eşinizide suçlamaya hakkınız yok o sizi sağlam biri olarak sevdi piyangodan cıkan bir sakatlığı aklının ucundan bile geçirmemiştir bile burada terkeden kişiyi suclamak çok da doğru değil bence...
 
sevgili rekursion medyatik kişilerin özel yaşamları yoktur. evlendiklerinde de
boşandıklarında da kavga ettiklerinde de sebepleri sorgulanır yorumlanır.google'ye
ahmet bayer yazıldığında 13.600 sonuç geliyor. şöyle bir baktığında
ahmet bayer'in derdi sadece hıncal'ı mı gerdi düşüncesinden sıyrılacağını sanıyorum.
aslında benzer tartışmaların dünya medyasında rahmetli christopher reeve
ve stephen hawking için de yapıldığını hatırlıyorum.
bence en uygununu stephen hawking yapıyor. bi önceki eşi hemşiresiydi
(daha öncekini bilmiyorum) şimdiki eşi de hemşiresi. yani hınçal'a uygun bi çözüm :)
 
OturanBoğa' Alıntı:

Yapma yaa! Bir gazeteci için ne güzel akıl vermeler bunlar!

Hıncal bu, Hıncallığını yapacak tabii ki..



Çocukluğumda radyoda "şimdiki aklım olsaydı" diye "resmen kıl olduğum :p " bir program vardı.. Bu soru da, içerik olarak farklı olsa dahi o programı anımsattı bana…



E.. sonuçta 7000 yıldır erkek egemen insan toplumunda yaşıyoruz.. :(

Kadın, üçüncü sosyal sınıfımız olmuş, :(

Üç defa "boş ol" diyince işlem tamam(!)lanıyor ya hani.. :(

ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen


Köylerde "kaşık düşmanı", "erkeğin elinin kiri" vb. olan, kentlerde "Sinem Bayer" gibi "genç ve güzel" bir kadın bile olsa, ancak biblo muamelesi hak eden. :(

Her hangi bir konuda (hele evlilik gibi çok çok önemli yaşamsal bir konuda) herhangi bir düşüncesinin, herhangi bir görüşünün olabileceği düşünülmeyen bir varlıktan bahsediyoruz di mi?.. :evil:

Hani yazarımız; "Ahmet'in yerinde ben olsaydım, ayrılmayı hem de hızla düşünürdüm." demiş de.. Ben öyle anladım. Yanlışım varsa düzeltin lütfen..


Bu kadar kolay mı bu işler yaa?.. :shock: 'Evlilik' iki kişilik, 'ayrılık' tek kişilik kararla alınıyor demek ki.. Öteki elemanın bu konuda bir düşüncesi var mı, yok mu diye zahmet edip sormaya bile gerek duyulmuyor. Nasıl olsa karara uyacak.. :evil:

Bu konu; OturanBoğa'nın şu yazısını aklıma getirdi: Sakat Raconu: Mutsuzluk Gönüllüleri
Gerçi olay biraz daha değişik orada ama.. Sonuçta ikisi de insan ilişkisi..
 
BUNDAN IKI YIL ONCE HASTANEDE YATIYORDUM SIYAHI JAMAIKALI
BIR BAYAN VARDI YILLARCA EVLI KALDIGI KOCASI KAZADAN SONRA
ONU TERK ETMISTI KADIN OMIRLIK FELCLI BIRIYDI ... ASKIN SEVGININ
KANTARI MALUM FEDAKARLIKTIR ... SONRA BU OLAYI GORDUKDEN SONRA DEMISTIM YA BAYAN OLSA TERK ETMEZDI ... GECENLERDE TV DE BIR VATANDASI GORMUSTUM ADAM KAZA YAPIYOR ESI KISSA BIR ZAMAN SONRA EVDEN GIDIYOR USTELIK BASKA BIR ADAMLA GEREKCESI ERKEKLIK YAPAMAZ BANA BENDE ONU OMUR BOYU BAKAMAZDIM...BUNLAR DISINDA ANLASMAZLIK OLABILIR SEVGI BITMISTIR ASK OLMUSTUR YAPACAKTA BIRSEY KALMAMISTIR OLABILIR OYLEYSE AYRIL...
AMA BIR INSAN SAKAT OLDUGU ICIN ONU TERK ETMEK BASKA BIRSEY...
BEN TERK ETMEZDIM SEVGI BIRCOK SEYDEN ONCE GELIR BENIM ICIN ...
KIMI BASKA SORUNLAR DIYELIM EKONOMIK SIKINTI VARSA KISININ GELIRI
YOKSA EVI YOKSA :cry: BU SARTLAR ALTINDA BIR SAGLAM BAYANIN HERSEYE AYNI ANDA YETISMESI MUMKUN OLMADIGINDA IS DEGISEBILIR ...
EKONOMIK NEDENLER BIRINCIL HALE GELDI MAALESEF DUNYA BIRAZ DAHA MANEVIYATTAN UZAKLASTI HERSEY MADDIYATA DOKULDU BIR INSAN EVLENIRKEN BILE PARASI VARMI SAGLIGI YERINDEMI GUCU KUVETI YERINDEMI EVI VARMI GIBI KRITERLERLE YOLA CIKIYOR SEVGININ OLMADIGI BIR YERDE FEDAKARLIKTA OLMAZ....
 
Re: slm

Hülya ÇORBACI' Alıntı:
...hani nerde en başta edilen yemin iyi günde ve kötü günde...
O yeminin hıristiyanlık kültüründe olduğunu biliyorum.. Bizde yok böyle bi$i. :(

O yüzden bizimkilerin kaytarmaları daha kolay.. "Ben yemin falan etmedim ki" diye kendilerini kapsama alanı dışında tutabiliyorlar sonuçta.. :twisted:
 
:) cok mu üzüyo bu seni babenjim?... öle bi$iyin "bizde" olmamasini bi kayip olarak görmüom dogrusu... sirf bi yemin yüzünden, kaytarmak isteyen bi insana, ne pahasina olursa olsun ömür boyu bagli kalmak zorunda olmak, o kadar da hosh bishi gibi gelmio bana... "kaytarmak isteyen buyursun, kaytarsin" diyebilmeliyim... ilishkim sadece romantik bi anda edilen bi yemin yüzünden ayakta duruyosa (daha dogrusu duruyomush gibi görünmek zorunda kaliosa), durmasin daha iyi... saolsunlar, ben almiym :)... ama bunun tersi olan, cani sikilanin üc defa "bosh ol" diyip elini kolunu sallayarak gidebilmesi de cok hosh bishi gibi görünmüo bana da... bu kadar da tek tarafli olmamali diye düshünüom (özellikle de paylashilmasi gerek bazi sorumluluklar sap gibi ortada kaliosa)...



bayke' Alıntı:
sevgili rekursion medyatik kişilerin özel yaşamları yoktur. evlendiklerinde de
boşandıklarında da kavga ettiklerinde de sebepleri sorgulanır yorumlanır.google'ye
ahmet bayer yazıldığında 13.600 sonuç geliyor. şöyle bir baktığında
ahmet bayer'in derdi sadece hıncal'ı mı gerdi düşüncesinden sıyrılacağını sanıyorum.
bu ayri bi konu, bayke, beni yanlish anlamishin... bahsettigin düshüncede degil(d)im ki zaten, siyrilayim... "herkes susuyo da bitek hincal'a mi kalmish konushmak, ahmet bayer'in yaptiklarini yorumlamak ya da degerlendirmek" gibi bi shikayette bulunmadim... elbette ki o da herkes gibi birilerinin hareketini yorumlama ve hatta kendince degerlendirme özgürlügüne sahip... ama bu düshüncelerini, onu taniyan tanimayan, bu konudaki fikrini soran sormayan herkesin ulashabilicee bi shekilde aciklama ihtiyaci duyuyosa, birilerine bi mesaj vermek istiodur dedim... mesaj vermesin de demiom tabe (zaten adamin ishi bu)... versin vermesine de... verdigi mesaja shöle bi baktigim zaman (babenjimin cok güzel ifade ettigi gibi :)) "yapmish gene bi 'hincallik'" diesim gelio sadece :)... hepsi bu! kendim icin bishi istiosam namerdim :p:p:p...


sevgiler :)...
 
Rekursion' Alıntı:
:) cok mu üzüyo bu seni babenjim?... öle bi$iyin "bizde" olmamasini bi kayip olarak görmüom dogrusu...

Yok yaf :p Üzüldüğümü nerden çıkardın? "Bizde de var" diye gösterilmesine "I'm sorry.. Yanlış bilgi (wrong information mi oluyor ;) )" şeklinde tepkimi belirttim.. Bana kalsa; hem Hıristiyanlıktaki, hem bizdeki evlenme törenleri bile (bırak yemini) tamamen kaldırırım.. :p

Rekursion' Alıntı:
... ama bunun tersi olan, cani sikilanin üc defa "bosh ol" diyip elini kolunu sallayarak gidebilmesi de cok hosh bishi gibi görünmüo bana da... bu kadar da tek tarafli olmamali diye düshünüom
...
Ohooooo bunlar daha ne ki? "Yaşamamış gibi ölmek" nedir :evil: bilir misin sen?
 
bence en bi güzeli katolik nikahı beğenmeyen 8.henry olsun :lol:
 
Tam bayke 'ce bağladın konuyu ,8.henry olmayı tüm erkekler diler sıraya girin 1 inç bayke :lol: sevmek başka bir şey sevginin olduğu yerde bu soruların hiç bir anlamı yoktur ,bayke senin sofrada tuzluğu istememe halin kişiliğin ile ilgili bence güzel bir davranış ,çok sağlam katır gibi adamlar tanıyorum sofradaki uzanabileceği tabaktan yemek koysun diye eşine seslenenler (en çok saldırdığım erkek grubu olurlar )hep biten çaylarını koyan robotlaşmış kadınlar bunların sağlamlıkla engelle ilgisi yok insan olmakla var sevgi varsa aşılır her şey bence yalnış yapmışsın evlenmemekle bak Kuyucak ve çiğdemciğime Allah bozmasın mutluluklarını hadi bu yıl bekarları baş göz etme dileğimle :D
 
Üst Alt