Ahmet Bayer varlıklı bir turizmci. Geçtiğimiz yıllarda bi dalış sırasında vurgun yedi ve boynundan aşağısı felç oldu (yazıda belden aşağısı demiş ama o yalnış) .
100 türk büyüğümüzden biri olan sayın hıncal uluç demiş ki (bkz):
tabii tavrınızı belirleyecek olan bi yığın yan etkenler olabilir. örneğin çocuklar. karşılıklı ekonomik bağımlılık, gelenek görenek vs vs.
bunları gözardı ederek olaya sadece vicdani ve duygusal boyutuyla ele alırsanız.
SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?
ÖNCE BEN YAZAYIM.
bu yaşa kadar evlenmememin temelinde işte bu yukardaki kaygı yattı hep. şimdi iyiyim, yani en azından ev içinde büyük ölçüde kendi günlük ihtiyaçlarımı kendim görebiliyorum. ama görebildiğim bi şey daha var, yokuş aşağı gidiyorum. yıllar geçtikçe azar azar, milim milim başkasının yardımına olan ihtiyaçlarım artıyor.
sabahları kendim yatakdan kalkabiliyordum, şimdi birisinin az da olsa yardımcı olması gerekiyor... ve bu gereksinimlerin sayısı yıllar geçtikçe artacak. o zaman niye bi kadının başını yakayım.
bu sebeple ne zaman birisine biraz bağlandığımı hissetsem, duygularımın mantığımın önüne geçip beni evliliğe zorlayacağı düşüncesiyle "başka birisine" kaçtım.
bu kaçışlarımın çokluğu, çapkınlık olarak yorumlandı. objektif olarak yanlış da sayılmaz hani... varsın öyle olsun.
evet ben evli olsaydım boşanırdım. çünkü aynı kaygılardan dolayı evlenmedim.
100 türk büyüğümüzden biri olan sayın hıncal uluç demiş ki (bkz):
Soru: diyelim ki düğün dernek yapıp sağlıklı bir hanımla/beyle evlendiniz ve sonra bi sebeple onun bakımına ihtiyaç duyacak derecede sakat kaldınız. ne yapardınız?Ben olsaydım!..
SİNEM Bayer'i tanımam.. Hiç görmedim.. Ahmet Bayer'le yıllar yıllar önce sahibi olduğu Club Flipper'de tanışmıştık. Uzun sohbetlerimiz oldu. Çok hoşlanmıştım dostluğundan.. Ama daha sonra bir daha karşılaşmadık..
Bayerler bugünlerde fena halde gündemde..
Ahmet Bayer bir yıl önce vurgun yemiş ve belden aşağısı tutmaz olmuştu. Sinem eşinin başından ayrılmadı haftalarca ve harika bir örnek oldu..
Şimdi niye ayrılıyorlar peki?..
Bilmiyorum..
Bildiğim.. Ahmet'in yerinde ben olsaydım, ayrılmayı hem de hızla düşünürdüm.
Sinem genç ve güzel bir kadın.. Onu ömür boyu benim hemşireliğime mahkûm etmem haksızlık olurdu..
Bende bu his hep var.. Hastalandığım, çaptan düştüğüm zaman, kaçmak, saklanmak, yalnız kalmak isterim hep..
tabii tavrınızı belirleyecek olan bi yığın yan etkenler olabilir. örneğin çocuklar. karşılıklı ekonomik bağımlılık, gelenek görenek vs vs.
bunları gözardı ederek olaya sadece vicdani ve duygusal boyutuyla ele alırsanız.
SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?
ÖNCE BEN YAZAYIM.
bu yaşa kadar evlenmememin temelinde işte bu yukardaki kaygı yattı hep. şimdi iyiyim, yani en azından ev içinde büyük ölçüde kendi günlük ihtiyaçlarımı kendim görebiliyorum. ama görebildiğim bi şey daha var, yokuş aşağı gidiyorum. yıllar geçtikçe azar azar, milim milim başkasının yardımına olan ihtiyaçlarım artıyor.
sabahları kendim yatakdan kalkabiliyordum, şimdi birisinin az da olsa yardımcı olması gerekiyor... ve bu gereksinimlerin sayısı yıllar geçtikçe artacak. o zaman niye bi kadının başını yakayım.
bu sebeple ne zaman birisine biraz bağlandığımı hissetsem, duygularımın mantığımın önüne geçip beni evliliğe zorlayacağı düşüncesiyle "başka birisine" kaçtım.
bu kaçışlarımın çokluğu, çapkınlık olarak yorumlandı. objektif olarak yanlış da sayılmaz hani... varsın öyle olsun.
evet ben evli olsaydım boşanırdım. çünkü aynı kaygılardan dolayı evlenmedim.