Birde şöyle düşünelim
Bu konu ile hemen hemen bütün arkadaşların yorumunu okudum.Çoğunluğun fikri (ben de dahil) araç ile sınırlamaların değiştirilmesinden yana.Yalnız dikkatimi çeken bir şey bazı arkadaşların da bize bu sınırlamaları koyan kişileri bilerek ya da bilmeyerek desteklemeleri oldu. Bize tanınan istisnaların 90 milyarlık araçları kapsaması hata imiş.İşte bu düşünce bizde de taraftar bulunca başkaları da bize 10 milyarlık araçları da fazla görüyor.Mesela bugün Türkiye'de yaklaşık 60 bin euroya satılan bir aracı(özellikleri birebir aynı)yurtdışında 8 bin euroya buldum.Aracı alamamamın tek sebebi motor hacminin 1600 cc'yi geçmesi.Gerçi bu yazdıklarımında hiç bir şey değiştirmeyeceğini de biliyorum.Çünkü bir çok sitede buna benzer forumlar var ve değişen hiç bir şey yok.Önce bizim kendi kafamızda ki sınırlamaları kaldırmamız lazım.Devlet bana 100 milyarlık araç için de istisnalar sağlasım.Onu kullanıp kullanmama hakkını ben belirleyeyim.TSD'nin forum kısmına bakarsanız araç sınırlamalarının neden yanlış olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz.Ben genel olarak problemimizin, burada konuşulup burada kalmasından kaynaklandığını düşünüyorum.Burada konuştuklarımızı(genel olarak her konuda) bir şekilde dışarı taşımamız gerekiyor.Bizim söylediklerimizi sadece biz dinlediğimiz müddetçe değişim beklemek fazla iyimserlikten öteye geçmeyecektir.Yeri geldiği zaman 8 milyon olduğumuzdan bahsediyoruz.8 milyonluk bir çoğunluk olarak isteklerimizi yerine getirtemiyorsak önce kendimizi eleştirmemiz lazım.İşte falanca toplantıda özürlüler konusunda başbakana uygulamalar hakkında bilgi verilmişte başbabakan çok şaşırmış.İyide toplantıdan çıkınca uygulamaların düzeltilmesi için ne yapmış.Bizim bunları takip etmemiz lazım.Burada bizi temsil eden derneklerede rol düşüyor tabi.Hangi dernek ulusal alanda yayın yapan bir gazeteye tam sayfa ilan verip bu konuyu sormuş.
Arkadaşlar ağlamayan bebeğe mama vermiyorlar.Ancak ağlama şeklini de iyi belirlememiz lazım.Kapalı kapılar arkasında biz ancak kendi kendimize ağlamaya devam ederiz.Bu düşüncelerimizi bir şekilde dışarı taşımamız lazım.8 milyonluk bir çoğunluğun oyunu almak için bize bir şeyler yapmak zorunda olduklarını hissettirmemiz gerekiyor.Belki de elimizdeki en güçlü kozun seçim zamanında ne şekilde sonuçlar doğurabileceğini hiisettirsek bence davranışlarda değişim başlayacaktır.Şimdilik aklıma gelen bunlar.Herkese saygılar.
Bu konu ile hemen hemen bütün arkadaşların yorumunu okudum.Çoğunluğun fikri (ben de dahil) araç ile sınırlamaların değiştirilmesinden yana.Yalnız dikkatimi çeken bir şey bazı arkadaşların da bize bu sınırlamaları koyan kişileri bilerek ya da bilmeyerek desteklemeleri oldu. Bize tanınan istisnaların 90 milyarlık araçları kapsaması hata imiş.İşte bu düşünce bizde de taraftar bulunca başkaları da bize 10 milyarlık araçları da fazla görüyor.Mesela bugün Türkiye'de yaklaşık 60 bin euroya satılan bir aracı(özellikleri birebir aynı)yurtdışında 8 bin euroya buldum.Aracı alamamamın tek sebebi motor hacminin 1600 cc'yi geçmesi.Gerçi bu yazdıklarımında hiç bir şey değiştirmeyeceğini de biliyorum.Çünkü bir çok sitede buna benzer forumlar var ve değişen hiç bir şey yok.Önce bizim kendi kafamızda ki sınırlamaları kaldırmamız lazım.Devlet bana 100 milyarlık araç için de istisnalar sağlasım.Onu kullanıp kullanmama hakkını ben belirleyeyim.TSD'nin forum kısmına bakarsanız araç sınırlamalarının neden yanlış olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz.Ben genel olarak problemimizin, burada konuşulup burada kalmasından kaynaklandığını düşünüyorum.Burada konuştuklarımızı(genel olarak her konuda) bir şekilde dışarı taşımamız gerekiyor.Bizim söylediklerimizi sadece biz dinlediğimiz müddetçe değişim beklemek fazla iyimserlikten öteye geçmeyecektir.Yeri geldiği zaman 8 milyon olduğumuzdan bahsediyoruz.8 milyonluk bir çoğunluk olarak isteklerimizi yerine getirtemiyorsak önce kendimizi eleştirmemiz lazım.İşte falanca toplantıda özürlüler konusunda başbakana uygulamalar hakkında bilgi verilmişte başbabakan çok şaşırmış.İyide toplantıdan çıkınca uygulamaların düzeltilmesi için ne yapmış.Bizim bunları takip etmemiz lazım.Burada bizi temsil eden derneklerede rol düşüyor tabi.Hangi dernek ulusal alanda yayın yapan bir gazeteye tam sayfa ilan verip bu konuyu sormuş.
Arkadaşlar ağlamayan bebeğe mama vermiyorlar.Ancak ağlama şeklini de iyi belirlememiz lazım.Kapalı kapılar arkasında biz ancak kendi kendimize ağlamaya devam ederiz.Bu düşüncelerimizi bir şekilde dışarı taşımamız lazım.8 milyonluk bir çoğunluğun oyunu almak için bize bir şeyler yapmak zorunda olduklarını hissettirmemiz gerekiyor.Belki de elimizdeki en güçlü kozun seçim zamanında ne şekilde sonuçlar doğurabileceğini hiisettirsek bence davranışlarda değişim başlayacaktır.Şimdilik aklıma gelen bunlar.Herkese saygılar.