Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Haftanın Konusu] Hastanın "bilme" hakkı, karar verme özerkliği

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
677
Mesajlar
58,660
Reaksiyonlar
1,212
[size=6]Hastanın "bilme" hakkı, karar verme özerkliği[/size]

  • * Kaza geçirdiniz ve hastanedesiniz; felç olup olmadığınızın veya bir uzvunuzu/organınızı kaybedip kaybetmeyeceğinizin size açıkça söylenip söylenmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
    * En yakınınız kaza geçirdi; ona sonuçları açıkça söyler miydiniz?
    * Sizce bu konuda nasıl bir zamanlama ile, nasıl ve ne kadar bilgilendirme olmalı?
    * Ya ölüm! Hastalık sonucu ölüm kısa bir süre sonra kaçınılmaz olarak gelecekse; bunu bilmek/bildirmek konusunda ne düşünüyorsunuz?
    * Bilgilendir(il)meyerek o kişinin son anlarını nasıl yaşaması gerektiğine karar vermiş olmak... Bu cüretkar tercih konusunda ne düşünüyorsunuz?
    * Bir ay ömrünüzün kaldığını öğrenseniz. Bu bir ayda neler yapardınız?

Not: Bu konuda düşüncelerimizi yazarken hastane yatağında ya da hasta bir yakınınızın başucunda olduğunuzu düşün lütfen. Teorik bir tartışmadan ziyade, duygusal bir yolgöstericilik olabilir mi düşüncesiyle açtım bu tartışmayı...
 
Geçen gün bir arkadaşım aradı, komşuları 17-18 yaşında bir çocuğpun kaza geçirdiğini ve felç olduğunu söyledi. Bu konu oradan aklma geldi. Kendi felç olma zamanımı düşündüm... Bu sorulara içtenlikle cevap veremek birhayli yolgösterici olabilir diye düşünüyorum...
 
İnsanın hayatı üzerine temel amaçlarından biri kendi gerçeğinin keşfidir...Eğer kişi kendi yaşantısını sorgulamak olgunluğuna erişik ve ona hükmedebilme yetisine sahipse;ondan kendi gerçeğini saklamak ona yapılan bir haksızlıktır..

Bu tür bir gerçeği kişinin kendisinden saklamak bir tür şefkat gösterisi olabilir..Yine de bu durum kimseye bir başkasının gerçeğini saklamak hakkını vermez..
 
BİR KAZA GEÇİRDİĞİMDE BUNUN BANA SÖYLENMESİNİ İSTERİM.HER ŞEYDEN ÖNCE NASIL BİR SAĞLIK PROBLEMİYLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMU BİLMEK İSTERİM.BU VAROLAN FİZİKİ GERÇEKLİĞİMİN DAHA KISA SÜREDE ALIŞMAMI SAĞLAR.


EN YAKINIM BİR KAZA GEÇİRDİĞİNDE KENDİSİNE,İÇİNDE BULUNDUĞU KOŞULLARIDA DİKKATE ALARAK EN KISA SÜREDE SÖYLERİM.


ÖLÜM KISA SÜRE İÇERSİNDEYSE BUNUDA BİLMEK VE BİLGİLENDİRMEK İSTERİM,BU KAÇINILMAZ SON İÇİN HAZIRLIKLI HAZIRLIKLI OLUNMALI DİYE DÜŞÜNÜYORUM.


KARŞIMDAKİ KİŞİ İÇİNDE AYNI ŞEYLERİ DÜŞÜNÜRÜM.TABİKİ DAMDAN DÜŞER GİBİ SÖYLEMEM.DAHA UYGUN SÖZLER BULMAYA ÇALIŞIRIM.


BİR AY ÖMRÜM KALDIĞIMI ÖĞRENSEM TEK YAPACAĞIM SEVDİKLERİMLE DAHA ÇOK VAKİT GEÇİRMEK OLUR.
 
BENDE SÖYLENMESİNİ İSTERDİM VCE SÖYLENDİ BANA BENDE HİÇ UMURSAMADIM
 
Hastanın nasıl olsa kendine geldiğinde gerçeği öğreneceğini yakın çevresi tarafından bilinmelidir. Bunu ancak doktoru bir psikolog ve hatta din alanında uzman olan bir hatibinde bulunduğu ortamda açıklamak umulurki hastaya güç verecektir. Ayrıca yakınlarından kendine hakim olamayan duygusal insanları hastadan bir müddet uzak tutmakta faydalı olur.

Bu arada gerçeği söylemek derken, 2 yıl önce; anne-baba ve 2 çocuğu olan arkadaşımın trafik kazasında ölümlerini ailesine duyurma görevi bana verildi. Memuriyetten başka bir vasfım olmamasına rağmen Sanırım bu en zoru olsa gerek.

Bu nedenle her gerçek uzmanlarla neticelendirilmelidir.
 
Durum ne kadar kötü olursa olsun bana hemen ayrıntıları ile açıklanmasını isterdim.Böylece kendi psikolojimi bu duruma önceden hazırlayabilirdim.
Çünkü böyle durumlarda bilgi sahibi olmak gerçekten çok önemli.
 
Bende bir kaza sonucu felçli kaldım.
Ancak hemen o anda herşeyin bilincindeydim ve yürüyemeyeceğimi idrak ettim . (Çünkü kazada kendimi kaybetmedim hiç)
sadece sevdiklerimi ve beni sevenleri düşündüm o an onların çok üzüleceğini. Eşimede hemen söylememelri gerektiğini telefonda söyledim bir yakınıma. (İzirden uzak bir yerde yaptım kazayı) ben hastaneye gelince örrenmesi ni istedim.
en azından o zaman içinde beni eskisi gibi bilmeliydi.

Bir başka yakınım aynı durumda olsa hemen söyleyenezdim.
Ölümkonusunu ise bilmek isterdim, ama sevdiğim kisinin bilmemesini isterdim. (Bencilce ama)
ama son anlarınıda iyiyaşaması için belli etmeden en iyi çabayı harcardım.
1 ay ömrüm kaldığını bilsem yapacak çok vardır ya.
Ozaman düünelim.
 
* Kaza geçirdiniz ve hastanedesiniz; felç olup olmadığınızın veya bir uzvunuzu/organınızı kaybedip kaybetmeyeceğinizin size açıkça söylenip söylenmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Söylenmeli tabi bu birazda psıkolok işi olduğundan bir dr. tarafindan bilinçli bir şekilde söylenmelidir.
* En yakınınız kaza geçirdi; ona sonuçları açıkça söyler miydiniz?
O anki sağlık durumundan eminsem gerekli ortamı oluşturarak evet
* Sizce bu konuda nasıl bir zamanlama ile, nasıl ve ne kadar bilgilendirme olmalı?
Zamanı iyi ayarlamalı ve bu gibi şeyleri pat diye söylememeli
* Ya ölüm! Hastalık sonucu ölüm kısa bir süre sonra kaçınılmaz olarak gelecekse; bunu bilmek/bildirmek konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu insanların birazda yaşam ve inancına bağlı olan bir durum eğer
bizler doğduğumuz gibi ölümede inanmışsak bilmeliyız diye düşünüyorum.

* Bilgilendir(il)meyerek o kişinin son anlarını nasıl yaşaması gerektiğine karar vermiş olmak... Bu cüretkar tercih konusunda ne düşünüyorsunuz?
Tabiki bütün istekleri karşılık beklenmeden ve hiç bir fedakarlıktan kaçınılmadan karşılanmalıdır diye düşünüyorum.
* Bir ay ömrünüzün kaldığını öğrenseniz. Bu bir ayda neler yapardınız?
Şayet işin bilincinde olup o zamana kadar gelen yaşantımızı nasil yaşamışsak yine ayni şekilde devam eder.
 
* DOKTORUM VE BİR YAKINIMIN YANIMA GELEREK BANA DURUMU İZAH ETMELERİNİ İSTERİM. BUNU EN KISA ZAMANDA BİLMEK ZORUNDAYIM. NE KADAR ERKEN ÖĞRENİRSEM KABULLENMEM DAHA KOLAY OLUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.

* KENDİME DÜŞÜNDÜĞÜM GİBİ EN YAKINIMA DA EN KISA ZAMANDA SÖYLENMESİ GEREKİR BENCE YİNE BİR DOKTOR EŞLİĞİNDE SÖYLENMESİ DAHA UYGUNDUR.

* HASTA YOĞUN BAKIM GİBİ BİR DURUMDAN KURTULUP SEVDİKLERİ VE YAKINLARI İLE GÖRÜŞMEYE BAŞLADIĞI ZAMAN SÖYLENMESİ VE HATTA GEREKLİ TIBBI AÇIKLAMALARIN DA YAPILARAK SÖYLENMESİ YERİNDE OLUR. TÜM GERÇEKLERİ SÖYLEMEKTE FAYDA VARDIR.

* ÖLÜM DURUMUNDA İŞTE BUNU SÖYLEMEK VEYA ÖĞRENMEK İSTEMEM ŞAHSEN. KİMSENİN BANA ÇOK KISA BİR SÜRE SONRA ÖLECEĞİMİ SÖYLEMESİNİ İSTEMEDİĞİM GİBİ KİMSEYEDE ÇOK KISA BİR SÜRE SONRA ÖLECEKSİN DİYEMEM. ÖLÜMÜN NE ZAMAN GELECEĞİNİ KİMSE BİLEMEZ ALLAHTAN BAŞKA.

* KİŞİNİN SON ANLARINI NASIL GEÇİRECEĞİNE BEN KARAR VEREMEM AMA ONUN SON ANLARINI EN GÜZEL ŞEKİLDE SEVDİKLERİYLE BERABER MUTLULUK İÇİNDE GEÇİRMESİ İÇİN DE BÜTÜN İMKANLARIMI SEFERBER EDERİM.

* 1 AY ÖMRÜMÜN KALDIĞINI ÖĞRENMEK İSTEMEM. BANA BİRİSİ GELİR DE 1 AY ÖMRÜN KALDI DERSE DE ONA ŞUNU SÖYLERİM " SEN NERDEN BİLİYORSUN BU CANI BANA SEN Mİ VERDİN DE 1 AY SONRA ÖLECEĞİMİ BİLİYORSUN" DERİM. TABİ BU SÖYLENEN KARŞISINDA ÇOK ÜZÜLÜRÜM O DA AYRI BİR KONU..

SAĞLIK VE HUZUR DOLU GÜNLER GEÇİRMEMİZ DİLEĞİ İLE...
 
kaza sonucu felç olmuş olsaydım kesin söylenmeliydi ama bazı arkadaşların yazdığı gibi uzmanlar tarafından

ailemden biri veya arkadaşım olsada aynı uygulama yapılmalı

zamanlaması uzman tarafından belirlenmeli çünkü tedaviyi red edip daha kötü olma ihtimalide var o anki ruh durumuna bağlı olarak

ölümlü bir hastalığı saklanmamalı çünkü bizde bir tabir varrdır gözü açık gitmek bundan kastım eğer hasta istediği şeyleri yapabilecek güçü varsa bu söylememekle engelenmiş olur bunada kimsenin hakkı yıok bence ertelediği tüm işleri yapabilmeli

benim 1 ayım olsa gelecek için birikim yapmayı keser ve ertelediğim tüm isteklerimi yapardım
 
Tüm gerçeklerin söylenmesi taraftarıyım çünkü kişi kabullenmesi zorda olsa durumunu bilmesi en iyisi
 
Haksızlık bu bülent. :( çok çok ağır sorular bunlar. İnsanın üzerinde kalıyor sanki ağırlıkları...
cevaplayalım bakalım...

* Kaza geçirdiniz ve hastanedesiniz; felç olup olmadığınızın veya bir uzvunuzu/organınızı kaybedip
kaybetmeyeceğinizin size açıkça söylenip söylenmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?


Elbette söylenmeli.sonuçta uzuvsuz yaşamaya devam edecek olan benim ama nasıl söylenmeli. İnsan doğası bu. Ne düşünürüm, nasıl tepki veririm, bu tepkilerim ömür boyu hafızamdan silinmeyecek izler bırakırsa bunları nasıl aşarım bilemiyorum. Ama işin erbabı birinin söylemesi daha doğru olurdu sanırım. Bu konunun uzmanı profesör ama insancıl da biri olmalı elbette.

* En yakınınız kaza geçirdi; ona sonuçları açıkça söyler miydiniz?

Uzman doktorun bilgilendirmesinden sonra destek olmak amacıyla onunla konuşabilirdim. Onun durumunu da göz önünde bulunduarak, en küçük sağlık bozukluklarından başlayarak. Ve eminim, ona bu durumu, onu rahatlatarak kabul ettirebilirim. Gülümser bir dille...

* Sizce bu konuda nasıl bir zamanlama ile, nasıl ve ne kadar bilgilendirme olmalı?

Zaman konusunda bir psikologtan bilgi alırdım. Hassas bir mevzu...

* Ya ölüm! Hastalık sonucu ölüm kısa bir süre sonra kaçınılmaz olarak gelecekse; bunu bilmek/bildirmek konusunda ne düşünüyorsunuz?

Ben yapmamalıyım bunu. Yani doktorlar dışında birinin bunu ona söylemesi kulağa hiç hoş gelmiyor.

* Bilgilendir(il)meyerek o kişinin son anlarını nasıl yaşaması gerektiğine karar vermiş olmak... Bu cüretkar tercih konusunda ne düşünüyorsunuz?

Eğer bilgilendirilmeyecek olma durumu kesinse, onun yapmayı çok istediği şeyleri çaktırmadan öğrenip elimden geldiğince bunları mümkün kılmaya çalışırdım.

* Bir ay ömrünüzün kaldığını öğrenseniz. Bu bir ayda neler yapardınız?
Hayalini kurduğum herşeyi yapabildiğimce yapmak. Ailem ve sevdiğimin yanımdan asla ayrılmadığı bir ay.
 
Bir kaza sonucu bir uzvumu kaybetmişsem eğer, hayatımın akışı öyle veya böyle değişecek demektir.
Ve ben bunu eninde sonunda nasılsa öğreneceğim. Zamanlaması tabiki çok önemli ama ben en kısa zamanda durumumdan haberdar edilmek isterdim ki, bu eksikliği bir an önce kabullenebileyim.

Eğer aynı şeyler bir yakınım için geçerliyse ve bunu söylemek görevide bana düşmüşse, ona bunu söylemeden önce nasıl söylemem gerektiği konusun da baya bir kafa yorardım herhalde.
Ama onada durumunu en kısa zamanda ve en doğru kelimelerle anlatmaya çalışırdım.
Kurduğum her olumsuz, her nahoş cümleyi, Hemen arkasından kurduğum olumlu ve çözüm öneren bir cümleyle hafifletmeye çalışırdım.
Sonra onun elini tutar, bunun üstesinden gelebileceği konusunda onu yüreklendir ve motive ederdim.

Ölüm konusuna gelince...
Şahsen ben ömrümün son bir ayını yaşıyor olsam, bunu asla bilmek istemezdim.
Çünkü ne olursa olsun, ''hayat güzeldir''.
Ve güzel şeylerin sonuda hep acı verir insana.
Arkadaşlardan bazıları ''ben son günlerimi bilmeliyim ki, hep sevdiklerimle olup, hep sevdiğim şeyleri yapabileyim''Diye cevap vermiş.
Ama düşünsenize, her sabah güne ''bir gün daha gitti'' diye başlasaydınız, Ne kadar tat alırdınız o günden.
O zaman sevdiklerimin yüzüne her baktıgımda canım çok yanardı.
Sevdiğim müziği son kez dinlemek beni eğlendirmezdi.
Sevdiğim yemeği yemek bile karnımı doyurmazdı herhalde.
Yakınlarıma bir çok şey söylemek isterdim tabiki, ama bu söylediklerimin son cümlelerim oldugunu bile bile konuşabilirmiydim onuda bilmiyorum.
Her gün ölümü beklemek bin defa ölmek gibi bir şey olsa gerek.
Yine eğer aynı şey bir yakınım için geçerli olsaydı, kendimi biliyorum,bunu asla ben yapamazdım.
Onun karşısına geçip, gözlerinin içine baka baka ,
'' sen bir ay sonra bizimle olamıyacaksın, çünkü ölüyorsun, o yüzden bu günlerinin kıymetini bil, canın ne yapmak istiyorsa onu yap, Bir daha istesende fırsatın olmıyacak,Diyemezdim herhalde ya.
Asla söyleyemezdim ben bunları.
Hem bir insana hayatta çok kısa bir zamanının kaldığını söylemenin en uygun dili nedir ki ?
Yoktur... Ya da ben ölüm haberinin söylenmesinin en uygun lisanını bilmiyorum.
Ben yapamam.
Başkası yapsın.
Ya da kimse yapmasın. Bilmesin sevdiğim insan yakında öleceğini.
Hem zaten herkes bir gün nasılsa öleceğini bilmiyor mu?
Bırakırdım o da ölümü uzakta sansın.
 
intihar istatistiklerinin en başında kimler yer alıyor biliyor musunuz?
tabii ki sevgilisi tarafından terk edilen gençler ya da iflas etmiş tüccarlar veya kredi kartı borcunu ödeyememiş küçük memurlar değil.
SONRADAN SAKAT KALANLAR
ve
DURUMUNU ÖĞRENEN KANSER HASTALARI.

hadi şimdi söyleyin bakalım açık açık.
- koçum seni yeni ve oldukça zor bi hayat bekliyor çünkü felç oldun..! ama üzülme harika tekerlekli sandalyeler çıkmış piyasaya, titanyumdan ,hafif...kıçının altında varlığını bile hissetmiyorsun..ona bi bin..ulan diceksin bööle bi güzellik vardı da yıllarca niye yürümüşüm..!
ya da:
- ablacım bi yıllık ömrün kaldı.. aaa ama bak üzülmek ağlamak yok haa..sana hiç yakışmıyor..ne ayıp..! şimdiye kadar yaşadın da nooldu?
hem daha düne kadar kiraydı,borçtu,düşük maaşdı deyip bıktım bu hayattan diyen sen değilmiydin? bingooo işte kurtuluyon..dert ettiğin şeye bak..!

böyle bi olguyu metanetle karşılayacak, amaan olan olmuş artık boş veeer.. ee nerde kalmıştık? diyebilecek kaç allahın kulu vardır acaba.

ölümcül hasta gerçeği bildiği zaman son günlerinin tadını ne kadar çıkarabilir? titanik'desiniz ve geminin batacağını boğulup öleceğinizi biliyorsunuz. dans salonuna geçip orkestraya
- çalın ulan bi kasap havası doyasıya eğlenmek istiyorum diyebilir misiniz.
filmde böyle bi sahne olduğunu düşünün. mürettebat ve yolcular eğlencenin doruğundalar ve "manyaklar" gibi dağıtıyolar.
yönetmen saçmalamış dersiniz dii mii?
orjinal filmde gemi batarken bile çalmaya devam eden orkestrayı garip bi hüzünle seyretmiştik. adamlar çalıyordu çünkü işleri buydu..yani bi şey olmayacakmış gibi normal hayatlarını sürdürüyorlardı.

derim ki:
durumuna alışarak, zaman içinde yavaş yavaş zaten kendisi öğrenecektir.
öğrendiğinde de büyük ölçüde kabullenmiş olacaktır zaten.
bir aylık ömür esprisi sadece karikatür ve fıkralarda olur diye düşünüyorum.
ve doktorlar böyle bi şeyi bilselerde söylemezler. bu, hastanın tedaviyi kesmesi ve artık doktora para ödemekten vaz geçmesi anlamına gelir ki hiç bi doctor bööle hazin bi durumu kabullenemez. onlar son dakikaya kadar adamı yolmayı hedeflerler.
 
valla zor bir durum

valla ne diyim bencede söylenmesinde yarar var belki erken davranılsa yeni umutlar doğura bilir
 
bayke' Alıntı:
derim ki:
durumuna alışarak, zaman içinde yavaş yavaş zaten kendisi öğrenecektir.
öğrendiğinde de büyük ölçüde kabullenmiş olacaktır zaten.

Ölümcül ve ciddi hastalıklarda buna katılıyorum, ancak ölümcül olmayan hastalık ve sakatlıklar için bu tür bir sürüncemeye gerek olmadığını düşünüyorum. Kişi ucunda ölüm yoksa genellikle kısa süre içinde bu durumu rasyonalize edip kabullenebiliyor ve sıkça yaşam sevinci ve umudu yeniden başlıyor. Hatta makul bir süre içinde bir şekilde söylenilmesse kendisinin ciddiye alınmadığını belki de değersiz görüldüğünü bile düşünebilir. Tabii bu konuda istisnalar mutlaka olur.

bayke' Alıntı:
ve doktorlar böyle bi şeyi bilselerde söylemezler. bu, hastanın tedaviyi kesmesi ve artık doktora para ödemekten vaz geçmesi anlamına gelir ki hiç bi doctor bööle hazin bi durumu kabullenemez. onlar son dakikaya kadar adamı yolmayı hedeflerler.

Ama buna katılmam mümkün değil, hatta birçok durumda tam aksi olduğunu biliyorum. Ayrıca herkes ak kaşık da bir doktorlar kara değil. :) Üstelik gözlemlediğim kadarıyla böyle davranan doktorlar diğer meslek gruplarıyla karşılaştırıldığında çok daha düşük oranlarda.

yeditepe' Alıntı:
ayrıca hastaya bildirmeyip yakınlarına bu yuku atan doktorlara ne demeli?

Sevgili yeditepe,
Bu tür ve durumla çok çok nadir karşılaşan aileye binde bir bile bu yükü yüklemeyi düşünmeyip de hergün birçok ölüm ve hastalıkla karşılaşan doktorların ömürleri boyunca bütün gün böyle yükleri taşımak zorunda olduğunu düşünmeye ne demeli? :) :)
Ayrıca kişiyi en iyi bilen ailesidir, nasıl yaklaşılacağını, nasıl tepki alacağını en iyi aile bilir. Bence doğru olan öncelikle aile aracılığıyla yaklaşmak ama aslında bu konuda çok fazla düşünmeye gerek yok. Yeni TCK ile doktorlara ciddi yükümlülükler getirildi ve yüksek tazminatlara hüküm verilebiliyor. Örnekler hızla çoğalacak ve birkaç sene içinde çok fazla şey değişecek gibi görünüyor. Hatta bazı hastaneler girişte hastalara yükümlülük belgeleri imzalatmaya başladı. Artık bir çok şey aile aradan çoğu zaman çıkartılarak doğrudan hastaya söyleniyor. Doktorlar yüksek bir tazminatla hatta yeni kanunlarla getirilen hapis cezalarıyla karşılaşmamak için kendilerini gitgide daha az riske atacak. Ama maddi ve manevi birçok zorluk altında ve her gün onlarca, bazen yüzlerce hastayla ilgilenmek zorunda kalan doktorlardan bütün bir hastanenin günler boyu ve neredeyse sınırsız imkanlarla sadece birkaç kişiyle uğraştığı "House" veya "ER" dizilerindeki yaklaşımları pek beklememek gerek. :)

Selamlar. :)
 
Bu sorulara vereceğim yanıtlar, kendime farklı, sevdiklerime farklı olacaktır.

Söz konusu bensem, arkadaşlar bana herşeyi olduğu gibi açıkca söylesinler başka bir şey istemem. Diyorum da bunu kabul etmek ve sindirebilmek o kadar kolay değil. Kimse kusura bakmasın burada baykeye katılıyorum gibi gözüküyor. Ancak yinede bana gerçeğin söylenilmesinden yanayım.

Sevdiklerime ise kesinlikle yalan söyleyeceğimden emin olabilirsiniz. Bu konu da adımı bildiğim gibi eminim ki sevdiğim herhangi birine ben kendime olduğu kadar yürekli ve açıksözlü olamam.

Ve oturanboğanın sorularını yine tek tek yanıtlamaya çalışayım;Ve hemen ilave edeyim ki; bu vereceğim cevaplar şu an da düşündüklerimdir. Bir çok konuda düşüncelerimde değişme olmasa da bu konu da yazdığım cevaba sadık kalamayacakmışım gibi geliyor bana. :D

* Kaza geçirdiniz ve hastanedesiniz; felç olup olmadığınızın veya bir uzvunuzu/organınızı kaybedip
kaybetmeyeceğinizin size açıkça söylenip söylenmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?


Açıkca söylenmesinden yanayım.

* En yakınınız kaza geçirdi; ona sonuçları açıkça söyler miydiniz?

İşin ilk başında kesinle açıkca bir şey söylemem. Zamanla alıştıra alıştıra durumu anlatmaya çalışır, ama kesin emin olduğum bir şey dahi olsa onun umudunu yitirmemesi adına bir parça yalanı daima saklarım.

* Ya ölüm! Hastalık sonucu ölüm kısa bir süre sonra kaçınılmaz olarak gelecekse; bunu bilmek/bildirmek konusunda ne düşünüyorsunuz?

Söz konusu ölümse bu konuda çok daha açık olacağımdan eminim. Çünkü ölüm tek mutlak gerçeğimizdir. Bunun ürkütücü olduğunu düşünmüyorum. Ancak yinede dangadanak, kardeşim sen öleceksin demekte işime gelmez. Ve düşünüyorum da bunun cevabını hepimiz biliyoruz aslında. :D

* Bilgilendir(il)meyerek o kişinin son anlarını nasıl yaşaması gerektiğine karar vermiş olmak... Bu cüretkar tercih konusunda ne düşünüyorsunuz?

Son an nedir ki? Benim için önemli olan yaşadıklarının yoğunluğu. Gerçekten nasıl yaşanması gerektiği konusunun daha önemli olduğunu düşünüyorum , süre yada ölüm şeklini hiç irdelemeden.

Ama yinede o kişinin yapısıyla doğru orantılı bir bilgilendirme yapardım. Bunu kaldırabilecek gücü olduğuna inanıyorsam, söylemekte sakınca bulmayabilirim.

Bir ay ömrünüzün kaldığını öğrenseniz. Bu bir ayda neler yapardınız?

Yapabilmek istediklerim bir aya kesinlikle yetmeyeceğinden bana işte bunu söylemenizin bir anlamı olmaz derim ben. Bu sebeple neler yapabileceğimi bende bilmezdim açıkcası.Ölmek eylemi bana korkunç ve sevimsiz gelmese de ölmeyi istemediğimi açıkca söyleyebilirim şimdilik... Neden mi?

ya arkadaşlar daha okumadığım onlarca kitap var, dinlemediğim onlarca müzik var.... Ve öldüğüm zamanda okuyamadığım kitaplar ve dinleyemediğim müzikler için üzüleceğimi çok iyi biliyorum.
 
yeditepe' Alıntı:
neptüne ben orda doktorların hastalığıyla ilgili haberi hastaya bildirmesi gerektiğini kasdettim. çünkü boyle bir durumda doktor hastaya tedavisi hakkında bilgi vermelidir. tabi ki ailesi hastayı en iyi tanıyandır. bu anlamda doktor da hastanın ailesi, kendisi ve psikolog bir doktoru da yanında bulundurarak ortak bir yöntemle hastaya soyleyebilirler

Bu konuda aslında gerçekçi saptamalarda bulunmak gerekiyor,

Ölümcül ve ciddi bir hastalığı olduğuna dair bir haber hastaya verilirse ve ondan tedaviyi onaylaması ya da reddetmesi istenirse vereceği karşılığın sağlıklı olacağını beklememek gerek. Hatta hasta oldukça uzun süre, belki de hiç bir zaman gerçekçi davranmayacaktır. Onun yerine doktor ve ailesinin karar vermesi çok daha sağlıklı olur. Zaten çoğu zaman da ailesi kararı doktora bırakır. Üstelik bence böyle olması da gerekir. Zira tıp aslında teknik bir iştir. Gerçi sık sık doktordan daha iyi tıbbi bilgisi olan hasta sahiplerine de rastlanır ama bunlar birçok zaman hastanın daha fazla zarar görmesine neden olur ne yazık ki.

Ayrıca dr&aile&psikolog/psikiyatrist gezici ekibini bizim şartlarımızda kim kaybetti de biz bulalım. :) :)

Selamlar, sevgiler. :)
 
Sevgili yeditepe,

Bir konuda düşündüklerimi anlatamamış olabilirim. Söylediğim şeyler ölümcül ve ciddi hastalıklar için. Tabii ki diğerleri hastaya söyleniyor, tedavisi için bilinçli onaya gereksinim var. Ancak diğer hastalıklar ve sakatlıklar da önem derecesine göre pat diye söylenmez. Hasta ilk aşamada biraz ılımlı bilgi alır, ama yalın gerçek ailesine söylenir. Hatta kimi zaman onlara bile alıştırarak. Ayrıca çoğu zaman teşhis ve tedavi süresince hastanın son durumunun ne olacağını bilmek de mümkün olmaz. Kesin bir şey söylenemeyebilir.

Aslında burada daha farklı bir yaklaşımda bulunulsa, arkadaşlar eğer isterlerse kendi tecrübelerini anlatsa ve kendilerini nasıl hissetmiş oldukları ve nasıl olsaydı, nasıl söylenseydi daha iyi olurdu diye düşünmüş oldukları süreçleri söylese belki daha doğru bir yerlere gelmek olanaklı olur. Çünkü insan kendisi yaşamayınca dışarıdan konuşmak çok anlamlı olmuyor. Üstelik böylece hem aramızda olan sağlık personeli hem de hasta yakınları çok daha iyi yönlendirilmiş olur.

Selamlar. :)
 
onlar son dakikaya kadar adamı yolmayı hedeflerler.
yazımın bu bölümünde genelleme yaparak doktorlara haksızlık ettiğimi düşünüyor ve en az 3 doktordan ikisi diye düzeltiyorum.
(bu oranı da deneyimlerinden çıkardığımı belirteyim)
 
Kaza geçirdiniz ve hastanedesiniz; felç olup olmadığınızın veya bir uzvunuzu/organınızı kaybedip kaybetmeyeceğinizin size açıkça söylenip söylenmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz
HALA,YAŞADIĞIM SÜRECE FİZYOTERAPİSTİMİ AFFETMİYECEĞİMİ,BÜTÜN DOKTORLARIM 'YÜRÜRSÜN SEN 'DERKEN ,O KADIN,BENİM BÜTÜN MOTİVEMİ UMUDUMU KIRMIŞTI GERÇEĞİ SÖYLEYİP.KEŞKE SÖYLEMESEYDİ .BEN BELKİ TEDAVİ SÜRECİNDE O KADAR DİRENMEZDİM NASILSA YÜRÜMÜYCEKMİŞİM BU İLAÇLARI NEDEN ALAYIM,NE HAREKET YAPAYIM DİYE.

* En yakınınız kaza geçirdi; ona sonuçları açıkça söyler miydiniz?
SÖYLEMEZDİM.
* Sizce bu konuda nasıl bir zamanlama ile, nasıl ve ne kadar bilgilendirme olmalı?
KENDİ TECRÜBELERİMLE YOLA ÇIKARAK..YAŞAYARAK ÖĞRENSİN,HER KÖTÜ ŞEY YAŞARKEN DOĞALLAŞSIN..
* Ya ölüm! Hastalık sonucu ölüm kısa bir süre sonra kaçınılmaz olarak gelecekse; bunu bilmek/bildirmek konusunda ne düşünüyorsunuz?
sÖYLESİNLER BANA ÖLECEĞİMİ, SEVİNİRİM BEN .BÖYLE YAŞLANMIYCAM DİYE..
AMA;YAŞAM SEVİNCİ OLAN BİRİ,SÖYLENSE DE SON ANA KADAR UMUDUNU KORUYOR BU DA GÖRDÜĞÜM BİR GERÇEK..
* Bilgilendir(il)meyerek o kişinin son anlarını nasıl yaşaması gerektiğine karar vermiş olmak... Bu cüretkar tercih konusunda ne düşünüyorsunuz?
EVET SON ANLARIMI SÖYLESİNLER,AF DİLERİM ALLAH'TAN HEP ASİ,MEMNUNİYETSİZ OLDUĞUM İÇİN.
* Bir ay ömrünüzün kaldığını öğrenseniz. Bu bir ayda neler yapardınız
1 ayÖMRÜM KALSA ;''ÖLECEĞİM NİHAYET O GÜNE AZ DA KALMIŞ''DER BOL BOL İBADET EDERİM NASILSA BU DÜNYA BİTMİŞ,AHİRETİM İYİ OLSUN DİYE.bU BİRAZ İŞİ GARANTİCİLİĞE DÖKMEK GİBİ HİSSEDİLEBİLİR AMA;ÖLDÜRMEYENİ ALLAH ÖLDÜRMEZ DE!!
 
selamun aleyküm

Hasan durmuş abime bende katılıyorum.
Ama şunu söylememde izin verir.
Ben küçüklüğümde ameliyat geçirdim. İlk ameliyatım dizlerimdendi ama çok korkuyordum ilk başlarda beni Dr. odasından çıkarıp öyle konuşuyorlardı daha sonralarda kulak ameliyatı oldum belki diyeceksiniz bu anlattıkları bu konuda ne ilgisi var. Her insanın korktuğu birşey vardır kimileri cesaretli kimileri cesaretsizdir.
Ben enson ensemden ameliyat oldum ( yani omurilik ameliyatı ) İlk başta doktorum şaşırdı bu yaşta ve bu boyda bu hastalık genellikle yurt dışında rastlanırmış. Doktorumla konuştum % kaç ayağa kalkma ihtimalim var diye ve artık kendim öğrenmek istedim.
Doktorum bana ve ailem %99,9 ayatağa bağlı kalır %00,1 kurtulur ve ben anladım ki zor bir ameliyat ama ben Allah'tan hiç ümidimi yitirmedim.
Çok korkuyordum ama gerçekleri öğrendiğimde rahatlıyordum çünkü en azında ne durumda olduğumu biliyordum.
Belki o ameliyattan kurtulmaya bilirdim.
Ameliyat olana kadar Allah'tan 3 şey istedim.
1. Ayağa kalkamazsam, Senin sınavından nasıl geçerim. ( ölüm istedim. )
2. Ameliyatım başarılı geçerse oturabilecek kadar da olsa sınavı geçmek isterim.
3. Ameliyatım başrılı olursa eskisi gibi olmasamda ayağa kalkmak ve yürümek isterim.

Ben birde 17,08,1999 yılında depremde arkadaşımı kaybettim.
O zaman herşeye hazırlıklı olmamız gerektiğini anladım iyi yada kötü herşeye Allah büyüktür ne derse olur.
Yüce Allah hepimize hayırlı sağlıklı uzun ömürler ve huzur versin.
 
* Kaza geçirdiniz ve hastanedesiniz; felç olup olmadığınızın veya bir uzvunuzu/organınızı kaybedip kaybetmeyeceğinizin size açıkça söylenip söylenmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
_HEYACANLI BEKLEYİŞ...GERGİNLİK,HUZURSUZLUK...AMA OLACAĞA ÇARE YOK....BÖLE BİŞİ SÖYLENMESİ EN BAŞTAN DAHA DOĞRU OLUR...SONUÇTA BU GERÇEĞİ ELBET BİR GÜN ÖĞRENİCEĞİM SAKLAMANIN BİR ANLAMI YOK....
* En yakınınız kaza geçirdi; ona sonuçları açıkça söyler miydiniz?
_SÖYLEMEMEK SÖYLEMEKTEN DAHA KÖTÜ BİR DURUM SANIRIM...SIRLAR SANKİ ARKADASINDAN İŞ ÇEVİRİYOMUŞ GİBİ GELİR...HEM BANA AĞIR HEMDE ONA AĞIR GELİR SANIRIM ÖĞRENDİKTEN SONRA....BİLEMİYORUM YANILIYOMUYUM AMA HERKESİN GERÇEĞİ BİLMEYE HAKKI VARDIR....NASIL NE ŞEKİLDE SÖLERDİM BİLEMİYORUM ZOR BİR GÖREV...
* Sizce bu konuda nasıl bir zamanlama ile, nasıl ve ne kadar bilgilendirme olmalı?
_BU KONUDA EN GÜZEL ZAMANLAMAYI PSİKOLOGTAN YARDIM ALARAK YAPMAK EN DOĞRU EN UYGUN YOL....
* Ya ölüm! Hastalık sonucu ölüm kısa bir süre sonra kaçınılmaz olarak gelecekse; bunu bilmek/bildirmek konusunda ne düşünüyorsunuz?
_İŞTE BU ÇOK FARKLI BİR OLAY..İNSAN YAŞAMININ BİR SÜRE SONRA ELBET BİTECEĞİ BELLİ AMA BUNU GÜN AY VE YIL ŞEKLİNDE UZMAN DOKTORLARCA BİR SÜREYLE BELİRTİLMESİ ÇOK ACI BİR OLAY...EN BUNA KARŞIYIM İŞTE...ÖRNEĞİN BİR KANSER HASTASINA 3 AYLIK 5 AYLIK EN AZ BİR SENE ÖMÜR BİÇİLMESİ HASTANIN DAHADA YIKILMASINA MORALEN ÇÖKELMESİNE NEDEN OLAMASI %90....BUNU BİLEREK VE HERGÜN ÖLÜMÜ BEKLEMEK PSİKOLOJİK OLARAK HASTADA BOZUKLUK YARATIR...SON GÜNLERİNİDE HUZURLA GEÇİRMESİ BENCE DAHA MANTIKLI....
* Bilgilendir(il)meyerek o kişinin son anlarını nasıl yaşaması gerektiğine karar vermiş olmak... Bu cüretkar tercih konusunda ne düşünüyorsunuz
_BEN BU KONUDA HASTALIĞINI BİLMESİ İLE ÖLÜMÜNÜN YAKLAŞTIĞINI BİLMESİ ÇOK FARKLI ŞEYLER!HASTALIĞINI BİLMESİ HAKKKI AMA ÖLÜMÜN YAKLAŞTIĞINI BİLMESİ GEREKEN BİR OLAY DEĞİL BENCE....SON ZAMANLARI OLDUĞUNU BİLMESİ HAYATA KÜSMESİNE YOL AÇABİLİR BELKİDE O YÜZDEN RİSK ALMAMAK GEREKİR....BU ÖMRÜNÜN DAHADA KISALMASINA NEDEN OLABİLİR ÜZÜNTÜDEN BELKİ SAÇMA DÜŞÜNÜYORUM AMA..... :cry:
* Bir ay ömrünüzün kaldığını öğrenseniz. Bu bir ayda neler yapardınız?
_PATRON SEN NE YAPTIN YAAAAA BEN ÖĞRENMEK İSTEMİYORUM ÖMRÜMÜN SON DEMİNİ:(
ÖĞRENMEK İSTEMME AÇIKCASI.....O BAKIMDAN NORMAL BİR ŞEKİLDE YAŞARIM..... :p
 
Kaza sonucu meydana gelen durumun objektif olarak anlatılması lazım insanlara olmayacak umutlar verip yıkmak yerine gerçeğin uygun bir dille anlatılması kabullenmede o kadar etkili olacaktır.
 
Böyle bi durum karşısında bana söylenmesini istemezdim.Bunu benim psikolojim kesinlikle kaldırmaz.Zaten zaman içinde kişi bişeylerin ters gittiğini fark edecek,kendi sorup öğrenmek isteyecektir,sonrasında da kendi yöntemiyle bu durumu kabullenme yönüne gidecektir.

Yakınlarımdan böyle bir durumla karşılaşan olduğunda,bu durumu benim ona söylemem kesinlikle imkansız.Bunu ben yapamam bir başkası yapsın derim.

Ölüm konusuna gelince,bunu Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceğine inanan biriyim.Bu yüzden Dr.lar tarafından bana bir aylık ömrüm kaldığı söylense,tabii ki buna gülerim,ancak diğer taraftanda kimseye belli etmeden içim içimi yer ve ondan soraki yaşamıda kendime zehir ederdim.İşte Cenab-ı Hak,bu yüzden kimseye nezaman öleceğini bildirmemiş.
 
Tüm hastalıklarda moral ve olumlu beklenti çok önemlidir. Bu bakımdan bana böyle birşey söylenmesini asla istemezdim. Böyle bir durumu hasta psikolojisi kesinlikle kaldıramaz diye düşünüyorum.

Yakınlarımda böyle bir durumla karşılaşsam hemen söylenmesine de karşı çıkardım, sonrasında bile bunu söyleyen ben olmak istemem.

Ölüm konusunda ise; bunu bana söyleyebilecek aklı evvele "çok konuşma" demem içten bile değildir :lol: Sen kimsin ki benim nefesimi sayıyorsun. Canı veren alacağı vakti tayin etmiştir ve güzel Allah'ım bunun bilgisini de kimseye vermemiştir.
 
böyle bir şeyi kim isterki söylemeyi helede karşınızdaki çok sevdiğiniz biriyse hele 1 aylık ömrü kaldığını asla söyleyemem
 
ÖYKÜM' Alıntı:
Bende tüm gerçeklerin açıklıkla söylenmesi taraftarıyım.Nasılsa kişi sonradan öğrenince bu üzüntüyü yaşayacak başta öğrenip kendini alıştırması daha iyi olur düşüncesindeyim .Bu gerçekle karşılaşmak ne kadar zor olsada.İnsan başına geleni bir şekilde kabul ediyor malesef :(


Katılıyorum Öykünün düşüncesine Sonuç çok ağır da olsa söylenmeli
 
Umuttur insanı hayata bağlayan, yüzünü güldüren. Düşünsenize kimin hakkı var ki yüzümdeki tebessümü soldurmaya. An olur bir "belki" kelimesi bile hayatta insana lazım olacak olan tüm ışığı içinde barındırır.

Belki birileri yanmıştır, birileri şuan yanıyor/çatırdıyor birileri ise yanmak/çatırdamak için sırasını beklemektedir bir kutu içindeki kibrit çöpleri gibi; ama tesadüf bu ya bilinmez ya kutudan düşüverirsem hım?

Bu kadar net konuşulması taraftarı değilim :roll:
 
Üst Alt