Kesinlikle böyle bir hitap şeklinden dolayı rahatsız olmam söz konusu olamaz.. Tersine büyük mutluluk duyarım Yukarıda " Ülkemizde, özellikle 80 sonrası ..." diye başlayan cümlemde liyakat sisteminin nasıl altüst olduğuna değinmiştim. Özellikle işsizliğin çok, kalifiye elemanın az oluşu bu sistemi zaafa uğrattı.. "Ne iş olsa yaparım, abicim" anlayışı dünyanın başka ülkelerinde de var mıdır bilemiyorum ama güzel ülkemizde yıllardan beri en gözde iş isteme biçimi..
Öykülerdeki "sakızcı", "Lise mezunu", "bodygourd" kelimelerine, senin "uzak doğu savunma sanatları uzmanı" olabilir mi acaba sorusunu ekleyip, bir de olayın Türkiye'de ve Ekim 1997'de geçtiğini düşündüğümde elimde olmadan gülümsedim biraz
Gerçi sen de; "bir uç örnek olduğunu" ve "fazla zorlama" olduğunun farkındasın.. O nedenle istersen biraz geyik çevirelim.
:lol:- Abi, bana iş ver..
- Ne iş yaparsın sen?
- Ne iş olsa yaparım, abicim.
- Mesela, başbakanlık ya da pazarlama satış müdürlüğü.
- Hönk.. Dalga mı geçiyon abi?
- Niye oğlum, onlar iş değil mi?
- Abi tahsilim yetmez.
- Haa.. Yetse yapacan yani.. Peki, masa başı işi verelim..
- Yok abi.. Ben bodygourd olmak istiyom.
- Peki, uzak doğu savunma sanatı biliyor musun?
- Uzak doğu nesi?
"Diyemiyorum ki, oğlum ne koruması, bir itseler direk gibi devrilirsin diyemiyorum!”
Bazen bazı şeyleri sormaya gerek olmaz! "Görünen köy kılavuz istemez." diye bir atalar sözümüz var.
