Kadınlar bir meslek edinip herhangi bir sektörde çalıştıkları zaman onlara para havadan gelmiyor ki. Bir patronları var ve para onlara patronları tarafından ve yaptıkları bir iş karşılığında veriliyor. Üstelik ne yazık ki arada sevgi ve hatta çoğu zaman saygı olmadan, işini iyi yapma şartı ile ve çoğu zaman piyasa koşulları içerisinde verimi yüksek ise ödeniyor. Çalışma saatleri esnek olabiliyor, eve geç gönderilebiliyor, kimi zaman evliliklerine, hatta hamile kalıp kalmamalarına bile karışılabiliyor.
Ev kadınlığı ise bu düşünce ile sanki bir meslek olarak görülmüyor. Patronla maaş konusunda pazarlık yapmak çok doğal ama kadının kocasından biraz daha fazla para istemesi sanki kadını küçültücü bir davranış gibi kabul ediliyor. Çalışan kadınlar ayakları üzerinde duran, diğerleri de popo üzerine oturan olarak düşünülüyor. Ekonomik özgürlüğü olup da ayakta duran, ya da bir başka deyişle mesleği olan kadının, eğer isterse iş değiştirebileceği söyleniyor ama öte yanda bir ev kadınının hoşuna gitmezse eş değiştirebileceği de hesaba katılmıyor. Yaşı ileri ve çocukları olan bir kadının yeni ve cazip bir evliliği kolay yapamayacağıı söyleniyor, sanki yaşı ileri ve çocukları, sorumlulukları olan bir kadının yeni ve cazip bir işi çok kolay bulabileceği mi düşünülüyor?
Herşeyden önemlisi bir kadının hiç tanımadığı bir adamdan bir iş yapıp karşılığında para alması, hayat arkadaşının, sevdiği insanın verdiği paradan daha olumluymuş gibi düşünülüyor, yani patronun para vermesi sanki kadının eşinden para almasından daha doğruymuş gibi irdeleniyor.
Bu konuda ne düşünürsünüz?
Not: Neo-liberal sistem acaba kadınları ekonomiye katarak insanları daha fazla mı sömürme peşindeydi diye bir düşünce aklıma geldi. Bu yazı bu düşünceden çıktı. Öyle ya; özellikle Avrupa ülkelerinde bir yaşam standardı oluşturmak için gereken para belli. Sadece erkekler çalışırsa, şu anda şirketlerin iş gücü yarıya inecek ve gelişmiş ülkelerde bu yaşam standardı için şirketler erkeklere iki katı para verecek. O zaman ne yapalım? "Ayakları üzerinde duran kadın" propagandası?
[SIZE=1]Not 2: Ondan da para alalım, bundan da para alalım, hepsini alalım düşüncesi konu dışıdır. Erkekleri o kadar da sömürmeyin [/SIZE]
Ev kadınlığı ise bu düşünce ile sanki bir meslek olarak görülmüyor. Patronla maaş konusunda pazarlık yapmak çok doğal ama kadının kocasından biraz daha fazla para istemesi sanki kadını küçültücü bir davranış gibi kabul ediliyor. Çalışan kadınlar ayakları üzerinde duran, diğerleri de popo üzerine oturan olarak düşünülüyor. Ekonomik özgürlüğü olup da ayakta duran, ya da bir başka deyişle mesleği olan kadının, eğer isterse iş değiştirebileceği söyleniyor ama öte yanda bir ev kadınının hoşuna gitmezse eş değiştirebileceği de hesaba katılmıyor. Yaşı ileri ve çocukları olan bir kadının yeni ve cazip bir evliliği kolay yapamayacağıı söyleniyor, sanki yaşı ileri ve çocukları, sorumlulukları olan bir kadının yeni ve cazip bir işi çok kolay bulabileceği mi düşünülüyor?
Herşeyden önemlisi bir kadının hiç tanımadığı bir adamdan bir iş yapıp karşılığında para alması, hayat arkadaşının, sevdiği insanın verdiği paradan daha olumluymuş gibi düşünülüyor, yani patronun para vermesi sanki kadının eşinden para almasından daha doğruymuş gibi irdeleniyor.
Bu konuda ne düşünürsünüz?
Not: Neo-liberal sistem acaba kadınları ekonomiye katarak insanları daha fazla mı sömürme peşindeydi diye bir düşünce aklıma geldi. Bu yazı bu düşünceden çıktı. Öyle ya; özellikle Avrupa ülkelerinde bir yaşam standardı oluşturmak için gereken para belli. Sadece erkekler çalışırsa, şu anda şirketlerin iş gücü yarıya inecek ve gelişmiş ülkelerde bu yaşam standardı için şirketler erkeklere iki katı para verecek. O zaman ne yapalım? "Ayakları üzerinde duran kadın" propagandası?
[SIZE=1]Not 2: Ondan da para alalım, bundan da para alalım, hepsini alalım düşüncesi konu dışıdır. Erkekleri o kadar da sömürmeyin [/SIZE]