Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Kim engelli? Engel ne?!

Üyelik
12 Mar 2008
Konular
11
Mesajlar
119
Reaksiyonlar
0
Kim engelli.!!!. Engel nee?!!

Bu isyan..! Şiir değil,kafiyesi ölçüsü yok.
İnsanlık ayıbına isyan, acı ile minnetin beraber baktığı gözlere utancımız..
Eğilmesi gereken başların yerde araması gereken parça parça insanlık kırıntıları...
Sıcak, ağustos sıcağı. Antalyada şehir dışı semtlere giden bir yol üstü dolmuş durağındayım. Biraz ileride iki kişinin konuşmaları duyuluyor.
'' aaabee yiimii beşş,eli yediii onaa binnecemm.paa vaar.Bee paa varr''
''Ben yabancıyım diyor,uzaklaşıyor öteki'' hızla uzaklaşıyor, spastik engelli gencin yanından..Elleri istemdışı hareketlere mahkum gencin dur işareti yapabilmesi yetmemiş dolmuşların onu yolcu olarak almaları için.. Sıcakta
terden sırılsıklam buruşuk gömleği pantolonunun içinde düzgün duramıyor. Her el kaldırışta tekrar çıkıyor dışarı..Kapatamadığı parmakları utanmayı biliyor. O sıcakta, açılan göbeğini örtmeye çalışıyor...
İşte yine başladı ciğer yangınım, yaklaştım.. Ona doğru gelişim yüzüne umut ışığı yaktı sanki.''Nereye gideceksin ben seni bindireyim '' dedim.
Gözlerinde o masumiyetin, o çaresizliğin minnetin ifadesi, ancak görülmeli idi anlatmaya
yetmez kelimelerim..''Almıyoola abaa neeniköyyy yiimiibeşşş eliyediii binnecee paa vaa meeenii...'' Anladım.. Ben anladım seni götürürüm merak etme'' dedim.
Kalbimde yine aynı sızı..Cebinden çıkartıp elinde tutmaya çalıştığı bozuk paralar, kapatamadığı parmak aralarından kayıp yere düşüyor, o almaya çalışırken diğer paralar aynı akibete uğruyordu.
Topladım gömlek cebine koydum hepsini..Ellerimi öpmek istediğini farkettim başını ellerime doğru eğmesinden.. O sırada dolmuş yanaştı durağa,önce onu bindirdim sonra ben.
Bakışlardaki anlam açıktı..Ne işi vardı benim gibi şık bir bayanın, üstübaşı hırpani üstelik parmakları gergin sürekli açık duran bu gençle..Onu boş yere oturttum.Ayakta devam edeceğim yolculuğuma..
Gözleri yine bende, sen otur dercesine..''Yok yavrum otur sen ben yakında ineceğim ''dedim. O hemen, elindeki paraları düşürmeden şöföre uzattı..Ben iki sıra arkada ona yetişemeden..''Paa vaa dedi''. Verdi. Şöför, parayı alırken bana döndü yüzünde garip hayret ifadesi'' abla bu seninle mi? nerede inecek?!! '' O cevap verdi; kelimelerin bir araya gelişindeki tüm zorlanmasına ramen ''' neenikööy ''dedi..Bana döndü.. Yine o bakış... O dudaklarımı ısırmama, gözyaşlarıma şimdi akma ne olur diye yalvarmama sebep olan bakışı ile '' aabaa neen paa veeme benn veedimm.....'' sseen oollmaazzaan allmasdıı beeni aabalaar ..
Artık tutamam..Bıraktım...Çığlık çığlığa aksınlar..Evet aksın hem de insanlar duya duya!!!..utana utana aksın!!!...Gözlerimden çağlayan yaşlara şaşkın bakıyor dolmuş ahalisi.. ''Şaşırmayın dedim !!!. O bir insan!! utanmayı, teşekkürü, yardımlaşmanın değerini, minnetini ifade etmeyi bilen bir insan..Sizlerden tek farkı görünüşünde, belki ellerinde, ayaklarında, konuşmasında.. Ama eminim bir çok insanda olmayan bir yüreği var..Kim engelli iyi bakın! o mu, yoksa onu , bu halde diye dolmuşa almayan, sıcakta durmasını umursamayan ya da görüntüsünden ürken sizler mi..
Hiç düşündünüz mü? ! bu delikanlı ailenizden biri olsaydı neler yaşadığını, yapmak isteyip de yapamadıklarına duyduğu acılarını..
Ya da bir çocğunuz ömür boyu sizin bakımınıza muhtaç olsaydı ne yapardınız..Ondan da böyle uzak kalmak istermiydiniz..
Peki sizin ne garantiniz var?..Sağlıklı olmaya kontrat mı yaptınız....'' dolmuşda sesimin yankısını son sözlerimde farkettim. Kimsede çıt yoktu.Bütün başlar yerde, kaybettikleri insanlık kırıntılarını arıyorlardı belkide. İnerken ona baktım, açık tek parmağı gözünü silerken, diğeri ile gülümsüyordu...

Güle güle yavrum senden özür diliyoruz....
Selma Güneş​
 
Gerçekten duygulu bir olaydı.Duygulandım.Kimsenin ne olacağı belli değil,garantisi yok.
 
Çok etkileyici bir yazı. Okurken duygulanmamak elde değil. Hiç kimsenin garantisi yok. Kimin başına ne zaman ne geleceği hiç belli değil. Neden insanlar bu kadar duyarsız ve merhametsiz olabiliyor? Bu anlamlı paylaşım için teşekkürler.
 
Tüylerim dike diken,son satırları okurken gözlerimin buğusunu tek parmağımla silerek bitirdim yazınızı çok güzel ifade etmişdsiniz en az sizin kadar yaşadım o anları. Teşekkür ederim paylaştığınız için. En kısa zamanda tekrar görüşmek sohbet etmek umuduyla...
 
yazdığınız bu anıyı okurken bir yandan da "acaba hiç yaşadımmı böyle bir olayı " diye düşünmeye başladım.yaşamışsam suçlayacaktım kendimi...sadece ve sadece bedeni farklı olan bu kişiyi kaç kişi önemser? beynimize şimşek gibi çakılan bu anının etkisi ne kadar sürecek üzerimizde? çok mu zordu yani kendini ifade etmek isteyen o gencin arabaya binmesi için yardımcı olmak. tek yapılması gereken dinlemek-anlamak. gerisi bir el işareti... ya para isterse? ya başımıza kalırsa? diye bizi dürten bencilliklermiz öne çıkıyor tabiki...
hırslandım... üzüldüm... gencin o olayı yaşaması,önemsenmediğini hissetmesi beni üzen...
kısacası selma arkadaş ; engelbiziz...
 
Anlatımınız o kadar etkili ki, ancak böyle bir anlatım orda olan insanlık ayıbını bu kadar yakından hissettirebilirdi bizlere..
 
Çok etkileyici. Acı gerçekler. Duyarsızlığımız ne zaman bitecek?
 
Beddua etmeyi sevmiyorum ama şu yazıyı okurken o genci pas geçen tüm dolmuş şoförlerinin Allah belasını versin dedim içimden. Ve versinde yani.. İyi çıkıpta sana "alıştırma abla bunları bırak ne halleri varsa görsünler ne uğraşıyorsun" diyen olmadı çünki onuda diyebiliyor bu varlıklar!
 
gerçekten çok güzel bir harekette bulunmuşssunuz.keske herkes bukadar duyarlı olsa.
 
Bu anlattığın olay bana başıma gelen bir olayı hatırlattı.. Eskiden gözlük kullanıyordum ileri derecede miyop'du gözlerim.. Yani tabiri caizse gözlüksüz burnumun ucunu bile göremiyordum.. Bir gün dışarda arkadaş ortamıydayken pat diye tek camı kucağıma düştü gözlüğün o an çok komik gelmişti bu durum bana ve ortamdaki arkadaşlara ama bi taraftan da korku sarmıştı beni eve nasıl döneceğim şimdi diyordum içimden çünki geceydi ve göremiyordum.. Korktuğumu hissettirmemeye çalışıyordum.. Herkes bu olay üstüne espiri yapıyor dalga geçiyordu..

Ama arkadaşlardan Harun anlıyordu benim içimi.. O da görme sorunu yaşıyordu.. Gözlüğümü aldı eline ince bir tel parçaşıyla camın çerçevesini tutan vidasının yerine sabitledi yani beni eve götürecek kadar tamir olmuştu artık.. Diğerleri hala işin gırgırındaydı.. Bu olayı anlatıyorum çünki insanlık unutulmuyor sıkıştığın bunaldığın bi anda bi insan evladı elinden tutunca unutamıyorsun..

Ben Harun'un insanlığını unutamıyorum.. Eminim Selmacım o genç de senin insanlığını unutamayacaktır.. Sen ve Harun gibilerin artmasını diliyorum rabbimden ..:)
 
içim acıyarak okudum bende bi engelli olarak bu duyarsız insanlara hakkımı helal etmiyorum.

ne oldum deyil ne olacağını bilmek gerek bunu bilmiyorsa insanlıktan nasibini almamıştır.

senin gibi duyarlı insanlarada binlerce tşkler
 
engelimizin üstüne birde toplum mücadele etmemiz için hayatı bizlere zorlaştırıyo ne diyimkii
 
Duygulanmamak mümkünmü ..Ne kadar güzel bir yazı belki beynimizde karanlıkta kalan bir yana nasılda ışık tutunuz.Silkelediniz ve güç verdiniz..
Seçim yapma hakkına sahip olmadığımız özelliklerimiz için kimsenin yadırgamasına alçaltmasına ayrımcılığına maruz kalmamalıyız.
 
çok güzel bir yazıydı okurken içim ürperdi gözlerim buğulandı....hele şu söz" Bütün başlar yerde, kaybettikleri insanlık kırıntılarını arıyorlardı belkide" mükemmel bi şekilde anlatılır ancak bi hareket bir sözle....keşke herkes böyle büyük yürekli olsa ve ders verebilse herkese belki bir kişi daha bilinçlenmiş olur bu sayede...
 
okurken gözyaşlarıma hakim olamadım:( toplum olarak çok duyarsız milletiz...."HER İNSAN ENGELLİ ADAYIDIR” ,
BİR DAKİKA, BİR GÜN ya da BİR YIL SONRA SİZ DE biz de ENGELLİ KALABİLİRİZ VEYA BİR AKRABANIZ…
Yaşlılar da birer engelli,
Şişmanlar da, zayıflar da,
Böbrek hastaları da,
Çözümü olmayan rahatsızlıkları olanları da bu sayıya eklersek, nüfusun yarısından fazlası engelli durumda, yarısı da her an aday.
 
adeta ruhum o dolmuşun içine gidip anlattıklarınızı gözü yaşlı izledi..çok etkileyici bir olay.. bu platforma taşıyarak o gencin ve onun gibi birçok engellinin yaşadığı sıkıntıları yeniden yaşadım adeta .. :(
 
okurken bile kanım dondu yaa bölebir insan olamaz yaa kendilerini ne sanıyorlarlar bunlar ve böle düşünen insanlar aklım almıyor onumu cezalandırdılar onu yaratanımı içimden öle kötü şeyler geçiyorki nezaket kuralı aşmıyalım gene yutalım allahımdan gelene amenna ama kularıın etigi agır geliyor mevlam ıslah eylesin inş ( köpekler bile yavru kediyi yediriyor beee ):(
 
çilek onlar bence engelli ve zavallı birileri:(:(
 
Dünyadan ve yaşamdan habersiz.. bencil, bilgisiz ,vurdumduymaz,burnu havalarda..bana bişi olmaz.yada kendinden güçsüz insanlara aşağdan bakan ,burun büken insanlar ne iğrenç insanlar..Bunlarr insan olmazlar zaten.. Laf anlatamıcak kendilerini savunamıcak insan gördülermi öyle üste çıkar öyle zahmet ederlerki..Allah onların belasını versin demek istiyorum..

Şu kapıdan dışarı çıktığınızda evinize sağlam gidebileciğinizin garantisini verin bana.diyip de yüzlerine tükürmek isitiyorum..
 
çok duygulandım..boşuna en vahşi yaratık olmadık.bu ne ilk ne son olacak,başa gelmeden kimse anlamayacak..
 
Selma hanım öyle güzel yazmışsınızki yaşadığınız bu olayı ve o dolmuştaki insanlara öyle güzel bir ders vermişsiniz ki etkilenmemek elde değil..
Maalesef bizim toplumumuzda engelli bireyleri gördüğü zaman insanlar yardım etmek yerine ya dalga geçmeyi yada hemen yanından uzaklaşmayı tercih ediyorlar.. Hele birde üstü başı perişan bir haldeyse..
Bir engellinin neler yaşadığını bilmeleri için illede kendi başlarına gelmesi gerekiyor sanırım yada yakınında birilerinin..
Elbette istisnalar kaideyi bozmaz ama maalesef bizim toplumumuzda böyle.. Umarım değişir zamanla yinede ümidimi kesmek istemiyorum..
 
Bu kanayan yara hiç bitmeyecek ki sonu yok bu sorunların içten içe yakan kavuran bu duyguların hiç sonu yok
 
Öyle güzel ifade etmişsiniz ki,yazınızın duygusallığına kaptırdım kendimi ağlamamak için zor tuttum,ve de aklıma yazınızla paralel bir anım geldi....Mersin'in en yakıcı sıcak günlerinden birinde yanımda engelli olmayan bir arkadaşım da olduğu halde durakta saatlerce beklememize rağmen engelli otobüsleri bizi almamıştı,engelli otobüsleri sağlıklı insanlara hizmet ederken rampasını açmak zaman alıyor diye sırf bu yüzden uğraşmak istememişti ve gideceğimiz yere çok geç kalarak gitmiştik,dönüşte de yine aynı çileyi yaşamıştık,o zamanda ağlamamak için kendimi zor tutmuştum,üstelik bu durumu yetkili mercilere defalarca iletmemize raümen hala engelli arkadaşlarımız da ben de aynı rezilliği yaşıyoruz,
maalesef hem kendi engelimizle mücadele ederken bir de ah toplum bize engel olmasa ne olurdu sanki!.......
 
öf be selma...ne yazılır ki...
okurken içim parçalandı gözümde canlandı dayanamadım...
işte sana engel ,işte sana engelli ordusu
biz onlar için birşeyler yapmalıyız...bu çığlıkları söze dönüştürecek olan bizleriz..
elele hep beraber
 
iremsu;

Merhaba

Elbette hepimiz elimizden geldiği şekilde, duyarlı olunması için çaba sarfedeceğiz. Dostlukla kal. Gülen yüzün hep gülsün.
 
Merhaba

rüya-gibi;
Bu yaraların sarılmasının gerekliliğini hatırlatmak belki biraz olsun katkı sağlar. Paylaştığınız için teşekkürler. Dostlukla kalın.

Mediha;
Ümidin yanı sıra insan sevgisinin tekrar hatırlanmasına da gerek var sevgili Mediha.
Gülen yüzün hep gülsün canım. Paylaştığın için teşekkür ederim.

Sevgili Melek ,
İnsanların sevgi duygusundan her geçen gün uzaklaştığı malum. Bu konuda öyle çok örnek var ki... Yazarken üzülüyorum, kahrediyorum ama sesimizi duyurmak zorundayız. Vicdan kapılarını zorlamak , insanlığı, yardımlaşmayı , paylaşmayı hiç olmazsa yeni nesil gençliğe aşılamak bizlerin elinde. Yaşadığımız haksızlıklara sessiz çığlıklar atsak duyan olmuyor. Maalesef şikayet, teşhir gibi zorlamalarla hakkımızı aramak zorunda kalıyoruz. Dostlukla selamlar.
 
Etkili anlatımınız eminim ki okuyan herkese o sahneleri iliklerine kadar yaşatmıştır Selma Hanım.
Yürekler cızlamış, gözler buğulanmıştır. Tıpkı benim yüreğimin cızlayıp, gözlerimin dolduğu gibi…
Ama sonra birden kendime geldim. Uzun zamandır mazlum ve mağdur kavramlarına karşı duruyorum. Beni tanıyanlar bilirler; insanın hiç bir koşulda acınacak bir varlık olmadığı, olmaması gerektiği konusunda biraz faşistçe düşünüyorum. Eğer insanoğlu acınacak bir duruma düşüyorsa, eziliyor, mağdur oluyorsa, aç kalıyor ya da bir lokma ekmeğe muhtaç duruma düşüyorsa, suçun büyük bir bölümünü kendisinde aramalı diyorum. Bir köpeğin bile iki ayağı üzerinde yürüyerek yaşamını sürdürmeyi becerebildiği, bedeninin boyundan aşağısını hemen hemen hiç kullanamayan bir insanın yarım yamalak çalışan bir kaç parmağı ve beyniyle istediği zaman istediği miktarda parayı kazanabildiği, tekerlekli sandalyesi çalınan bir engellinin kısa sürede akülü sandalye sorununu halledebildiği (örnekleri sadece bu siteden veriyorum, binlerce örnek var etrafta) bir dünyada, hele hele bu bilgi çağında, iletişim çağında mağdur olmak, mazlum olmak, aç kalmak, çok zor şartlarda yaşamak kabul edilebilir gelmiyor bana.


O gün o mağduriyeti yaşayan spastik engelli kardeşimizin kalem kağıt çıkarıp, kendisini almayan dolmuşların plakasını not etmesi mümkün değildi elbet ama en azından ikisinin plakasını hafızasına yazmalı ve bilahare hiç üşenmeden, yılmadan dava etmeliydi dolmuş şoförlerini. Böyle bir hakkı olduğunu, bunu yaparsa bir dahaki sefere mağdur olmayacağını ve büyük bir ihtimalle aynı şehirde yaşayan diğer engellilerin de bir daha dolmuş şoförleri tarafından mağdur edilemeyeceğini bilmeliydi.


Bu gibi durumlarda insanların neden böyle duyarsız davrandıklarını düşündüm. Çoğunlukla yine insaniyetini yitirmiş, iğrenç insanlar yüzünden olsa gerek. Yıllar önce, otobüs durağında beklerken yanıma yaklaşıp yol soran görme engelli bir bey ve yanındaki hanıma, gitmek istedikleri yöne hangi otobüslerin gittiğini içtenlikle tarif ediyordum. Yanlış durakta beklediklerini, hangi durağa gidip hangi otobüslere binebileceklerini anlatıyordum. O esnada bir çocuğun çantamı açıp cüzdanımı çalmak üzere olduğu konusunda uyardı duraktakiler. Ve ekip birden uzaklaşıp gözden kayboluverdi. Biz bunları tanıyoruz, yol sorup insanları oyalıyorlar, o arada bir çocuk cüzdanınızı çalıyor diyenler oldu. Hadi gelin de durup cevap verin yolda ya da durakta size bir şey sormak isteyenlere, yardıma ihtiyaç duyan bir engelliye. Artık ister istemez sıkıca çantama yapışıyorum yolda birisi bir şey sormak için yaklaşırsa. Kimileri de bilmiyorum deyip, yürüyüp gitmeyi yeğliyor tanımadıkları insanlar bir şey sorduğunda.

Sakat taklidi yapıp hırsızlığa vesile olanların da elleri kesilmeli. (tüm hırsızların ibret-i alem için elleri kesilmeli derim hep:mad:)


Yardım istemek ya da bir şey sormak için yanına yaklaşan bir engellinin, sakat taklidi yapan bir dilenci olmadığını ve devletin çalışamayacak durumdaki engelliye en azından aç kalmayacak kadar destek verdiğini de zamanla öğrenecek insanlar. Zaten güzel yurdumun güzel insanlarının büyük bir çoğunluğu, aç kalmayacak kadar az bir kazançla sürdürmüyor mu yaşamlarını.

Ve diliyorum ki bilgiye ulaşmanın bunca kolay olduğu bir çağda, mağdur ve mazlum olmamanın çarelerini de öğrenecek insanlar. Hatta öğrenmeli diyorum. Başka yolu yok ayakta kalmanın, hayatta kalmanın.


Sevgili MELEKDERYA, Teslime hanımın haklı hukuk mücadelesini mutlaka bu siteden takip etmişsinizdir.(http://www.engelliler.biz/forum/huk...e-almayan-soforlere-karsi-mucadele-hukuk.html)Şikayetinizden bir sonuç alamadıysanız, sizin yerinizde olsam hemen dava ederdim beni engelli otobüsüne almayan şöförü.
Mersin barosunda bu işi seve seve üstlenecek herhangi bir avukata bir telefon ya da mail uzaklığındasınız. Mersinde de siz önayak olurdunuz böyle saçma, pis bir engellenmenin ortadan kalkmasına.

Kan beynime sıçrıyor bunları okudukça. Yapanların yanına kalmamalı ki bir daha yapılmasın.
 
güzel bir öykülendirme olmuş... kaleminiz oldukça güçlü...
anlatılan, yaşadığınız bir durum mu merak ettim..
zira gözyaşları acıma duygusu ile akmış gibi geldi bana...
biz engellilerse (sizin de tahmin ettiğiniz gibi) bir başkasının bizlere acıma duygusu ile yaklaşmasını kesinlikle kabul etmeyiz...
 
Merhaba

Merhaba Anti oksidan

Paylaştığınız için öncelikle teşekkür ederim. Konuya gelince: yaşadığım acılardan sadece birini yansıttım o satırlarla. Ben de engelliyim.Sol kolum çocuk felci, eşim kaza sonucu omurilik felçlisi, kardeşim otistik , kayınvalidem şizofren... Sanırım o delikanlı için döktüğüm gözyaşının acımakla ilgili olmadığı, insanların duyarsızlığına isyanımın ifadesi olduğunu anlatmaya yeter ailemdeki engelli sayısı...Konuyu yazarken unutulmaya yüz tutmuş insanlığa bir çağrı yapmaktı amacım...Ne mutlu ki duyan, düşünen çok oldu.


Sorunluinsanmıknatısı;
Paylaştığınız için ben size teşekkür ederim.Konuyu yazarken unutulmaya yüz tutmuş insanlığa bir çağrı yapmaktı amacım...Ne mutlu ki duyan, düşünen çok oldu.

Dostluk ve sevgi ile kalın.
 
Üst Alt