Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
[SIZE=6]İki Gelinin Hatıraları-Honore de Balzac[/SIZE]
Her sayfada karşımıza çıkan görkemli tabiat, yüce ruhlar ve o dönemin debdebeli Paris hayatı ve iki arkadaşın bu çerçevede birbirlerine yazdıkları mektuplarda fazilet, mutluluk, aşk, aile, nikah, çocuk, doğum, şefkat, saygı gibi kavramların irdelenmesi... "Aşk bir kafes olamazsa, sıkılan erkeği tutmak için hiçbir şeyin para etmeyeceğini" bilen iki kadının evliliklerini sıradanlıktan, sevgisizlikten kurtarmak için verdikleri mücadeleler, birbirlerine yazdıkları "püf noktaları"... Kısacası, sanki eserdeki bütün mektupları iki dost birbirine göndermemiş de yazar muhteşem bir dille süsleyerek dünden bugüne göndermiş. Değişen hiçbir şey yok: Kadınlar aynı kadınlar, erkekler aynı erkekler...
Ve dağlar yankılandıyı gördüğümde fazla beklentiye kapılmış olmalıyım ki, hayal kırıklığına uğradım. Tek kelimeyle sıkıldım. Bu hikaye uçurtma avcısı ve bin muhteşem güneşin verdiği tadı vermedi. Bu yüzden bitirmem de biraz zaman aldı. Kitapta bir çok kişinin hikayesinin ortak bir noktada buluşması yer alıyor. Unutamayacağım ve içimi sızlatan olaylardan biri karakterlerden Pervane'nin kıskançlık yüzünden ikiz kız kardeşi Masume'nin önce felç kalmasina sebep olması ve daha sonra da çölün ortasında ölüme terk etmesi. Aynı Pervane'nin üvey kızını evlatlık verdirmesi ve bir çocuğun dilinin, dininin, mezhebinin değişmesine sebep olması. Kötüsün Pervane!
Kitabı okumaya başlarken hikayede paylaşmıştım. Bir takipçim bana mendilini hazırla demisti. Sanırım bu yüzden kendimi ağlamaya fazla kurmuşum.
Bir kaç sahneden etkilendim ama ağlatmadı.
. George Orwell - 1984
. George Orwell - Hayvan Çiftliği
. Stefan Zweig - Satranç
. Victor Hugo - Bir İdam Mahkumunun Son Günü
. Albert Camus - Veba
. Jean-Paul Sartre - Bulantı
. Herman Hesse - Bozkırkurdu
Şimdilik bu kadar olsun, hemen hemen hepsi nobel edebiyat ödüllü yazarlardır. Yalnız eserleri okurken mutlaka arka planını düşünün yüzeysel okumayın.
Son iki kitap "beyin yakan" cinstedir. Sonradan olay örgüsü kafanızda canlanır ancak okurken sıkılabilirsiniz
"Sen iyi bir adamsın, onun için seni çok öldürmüşler." der Yaşar Kemal bir eserinde.
Çünkü kötülüğün sürmesi için iyilerin ölmesi gerektiğini biliyordur.
Belki de bu yüzden yazar şu cümleyi sarf etmiştir:
"O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler.