İşitme kaybı pek çok hastalık sonucu ortaya çıkabilir. Bu hastalıklardan bazıları dış/orta kulağı, bazıları iç kulağı, bazıları da beynin çeşitli bölümlerini etkileyebilir.
Koklear implant uygulanabilmesi için, işitsel hasarın iç kulakta salyangoz da denilen "koklea"da ortaya çıkması gerekir.
Koklea'da sesi işleyen iki tür hücre vardır. Bunlardan biri "dış saç hücreleri (DSH)"dir. DSH'lerin esas görevleri "hafif sesleri duymak" ve "konuşmanın anlaşılmasını sağlamak"tır. Bu nedenle DSH'lerde ortaya çıkan hasar, hem orta dereceye kadar işitme kaybına hem de anlama zorluğuna neden olur. "Duyuyorum ama anlamıyorum" şikayetinin kaynağı genellikle bu hücrelerdeki hasardır.
Koklea'daki diğer hücre "iç saç hücresi (İSH)"dir. Bu hücrelerin görevi duyulan sesi işitme sinirine iletmektir. Bu hücreler ancak yüksek sesleri duyabilir (60 dB'in üzeri) ve anlama yetenekleri DSH'lere göre çok daha azdır.
Koklear implantın uygulanabilmesi için İSH'lerinin hasarlanmış olması gerekir. Çünkü İSH'ler hasarlandığında, DSH'ler sağlam bile olsa, ses, işitme sinirine düzgün iletilemeyecektir.
Eğer hasar işitme siniri veya beynin daha yukarı bölümlerinde ortaya çıkmışsa, koklear implantın uygulanması mümkün değildir. Çünkü koklear implant, işitme sinirini elektriksel olarak uyararak, sesin beyne ulaşmasını sağlar (işitme siniri hasarına bağlı işitme kayıplarında "beyin sapı implantı" uygulanmaktadır).
İSH'lerindeki hasar, saf ses odyometrisi, konuşmayı ayırdetme, ABR (BERA), akustik refleks ve otoakustik emisyon testleri ile saptanır. Eğer işitme kaybı 80 dB'i aşmışsa ve "konuşmayı ayırdetme" %30'un altında ise, İSH'lerindeki hasar, teorik olarak, "işitme cihazından yeteri yararı göremeyecek seviyeye ulaşmış" demektir. Ancak pratikte, her zaman böyle olmaz.
İşitme cihazlarının temel fonksiyonu, sesleri yükseltip kulağa vermektir. Eğer koklea hasarlıysa, sesler hasarlı organ üzerinden beyne aktarılacaktır. Hasarlı organ üzerinden giden sesler, bazen cızırtılı radyoya benzer. Cızırtılı radyonun sesini açtığınızda sesler düzelmez. Sadece cızırtı sesi yükselir. İşte bu noktada işitme cihazı yetersiz kalır.
Koklear implant için yaş kriterleri:
Çocukların beyni fiziksel olarak yedi yaşına kadar olgunlaşır. Eğer çocuk bu yaşa kadar temel duyulardan mahrum kalmışsa, bu yaştan sonra beyne temel duyuları öğretmek çok daha zor olacaktır. Bu nedenle 7 yaşına kadar duymamış çocuğa duymayı öğretmek, görmemiş çocuğa görmeyi öğretmek çok zordur.
Doğuştan işitme kayıplılarda, implant için kabul edilen en uygun yaş, 10 - 12 aydır. Aslında 6 aylık bebeklerde daha iyi sonuç alındı gösterilmişse de, cerrahi riskler nedeniyle zorunlu olmadıkça koklear implant uygulanmamaktadır. Menenjit ve bazı viral hastalıklara bağlı işitme kayıplarında, iç kulak kanalları, içinde gelişen doku nedeniyle bir kaç ay içinde kapanabilmektedir. Böyle durumlarda, bebek çok küçük bile olsa, kanallar kapanmadan koklear implant uygulanması yapılabilmektedir.
Bir - iki yaş kolear implant için uygundur. Dört yaşına kadar devlet ödeme yapmaktadır. Ama çalışmalar iki yaş sonrasında kaybedilen her ayın önemi olduğunu göstermektedir.
Eğer çocuk işitme cihazı kullanarak, belli bir seviyede konuşma ve anlama yeteneği geliştirmişse (buna uzman odyolog karar verir), daha geç yaşlarda da implant uygulanabilir.
Yetişkinlerde, sonradan ortaya çıkan işitme kayıplarında koklear implant uygulanmaktadır. Hastanın işitme kayıplı olarak geçirdiği süre, işitme kaybının derecesi, işitme cihazı kullanma süresi gibi faktörler, implant kararında etkili olmaktadır.
Koklear implantta üst yaş sınırı bulunmamaktadır. Ancak bazı uzmanlar 70 yaş üzerinde (sinirsel tahribata bağlı olarak), implanttan sağlanan verimin düştüğünü düşünmektedir.
İmplant uygulamalarında hem cerrahi ekibin, hem de odyoloji ekibinin yetkin olmasının önemi büyüktür. İmplant takılan kişinin ömür boyu bu ekiple ilişkide olacağı unutulmamalıdır.
Gelecek konu: "Koklear İmplant Kullanıcılarına Öneriler"
Dr.Mehmet Akşit
Klinik Odyolog
Koklear implant uygulanabilmesi için, işitsel hasarın iç kulakta salyangoz da denilen "koklea"da ortaya çıkması gerekir.
Koklea'da sesi işleyen iki tür hücre vardır. Bunlardan biri "dış saç hücreleri (DSH)"dir. DSH'lerin esas görevleri "hafif sesleri duymak" ve "konuşmanın anlaşılmasını sağlamak"tır. Bu nedenle DSH'lerde ortaya çıkan hasar, hem orta dereceye kadar işitme kaybına hem de anlama zorluğuna neden olur. "Duyuyorum ama anlamıyorum" şikayetinin kaynağı genellikle bu hücrelerdeki hasardır.
Koklea'daki diğer hücre "iç saç hücresi (İSH)"dir. Bu hücrelerin görevi duyulan sesi işitme sinirine iletmektir. Bu hücreler ancak yüksek sesleri duyabilir (60 dB'in üzeri) ve anlama yetenekleri DSH'lere göre çok daha azdır.
Koklear implantın uygulanabilmesi için İSH'lerinin hasarlanmış olması gerekir. Çünkü İSH'ler hasarlandığında, DSH'ler sağlam bile olsa, ses, işitme sinirine düzgün iletilemeyecektir.
Eğer hasar işitme siniri veya beynin daha yukarı bölümlerinde ortaya çıkmışsa, koklear implantın uygulanması mümkün değildir. Çünkü koklear implant, işitme sinirini elektriksel olarak uyararak, sesin beyne ulaşmasını sağlar (işitme siniri hasarına bağlı işitme kayıplarında "beyin sapı implantı" uygulanmaktadır).
İSH'lerindeki hasar, saf ses odyometrisi, konuşmayı ayırdetme, ABR (BERA), akustik refleks ve otoakustik emisyon testleri ile saptanır. Eğer işitme kaybı 80 dB'i aşmışsa ve "konuşmayı ayırdetme" %30'un altında ise, İSH'lerindeki hasar, teorik olarak, "işitme cihazından yeteri yararı göremeyecek seviyeye ulaşmış" demektir. Ancak pratikte, her zaman böyle olmaz.
İşitme cihazlarının temel fonksiyonu, sesleri yükseltip kulağa vermektir. Eğer koklea hasarlıysa, sesler hasarlı organ üzerinden beyne aktarılacaktır. Hasarlı organ üzerinden giden sesler, bazen cızırtılı radyoya benzer. Cızırtılı radyonun sesini açtığınızda sesler düzelmez. Sadece cızırtı sesi yükselir. İşte bu noktada işitme cihazı yetersiz kalır.
Koklear implant için yaş kriterleri:
Çocukların beyni fiziksel olarak yedi yaşına kadar olgunlaşır. Eğer çocuk bu yaşa kadar temel duyulardan mahrum kalmışsa, bu yaştan sonra beyne temel duyuları öğretmek çok daha zor olacaktır. Bu nedenle 7 yaşına kadar duymamış çocuğa duymayı öğretmek, görmemiş çocuğa görmeyi öğretmek çok zordur.
Doğuştan işitme kayıplılarda, implant için kabul edilen en uygun yaş, 10 - 12 aydır. Aslında 6 aylık bebeklerde daha iyi sonuç alındı gösterilmişse de, cerrahi riskler nedeniyle zorunlu olmadıkça koklear implant uygulanmamaktadır. Menenjit ve bazı viral hastalıklara bağlı işitme kayıplarında, iç kulak kanalları, içinde gelişen doku nedeniyle bir kaç ay içinde kapanabilmektedir. Böyle durumlarda, bebek çok küçük bile olsa, kanallar kapanmadan koklear implant uygulanması yapılabilmektedir.
Bir - iki yaş kolear implant için uygundur. Dört yaşına kadar devlet ödeme yapmaktadır. Ama çalışmalar iki yaş sonrasında kaybedilen her ayın önemi olduğunu göstermektedir.
Eğer çocuk işitme cihazı kullanarak, belli bir seviyede konuşma ve anlama yeteneği geliştirmişse (buna uzman odyolog karar verir), daha geç yaşlarda da implant uygulanabilir.
Yetişkinlerde, sonradan ortaya çıkan işitme kayıplarında koklear implant uygulanmaktadır. Hastanın işitme kayıplı olarak geçirdiği süre, işitme kaybının derecesi, işitme cihazı kullanma süresi gibi faktörler, implant kararında etkili olmaktadır.
Koklear implantta üst yaş sınırı bulunmamaktadır. Ancak bazı uzmanlar 70 yaş üzerinde (sinirsel tahribata bağlı olarak), implanttan sağlanan verimin düştüğünü düşünmektedir.
İmplant uygulamalarında hem cerrahi ekibin, hem de odyoloji ekibinin yetkin olmasının önemi büyüktür. İmplant takılan kişinin ömür boyu bu ekiple ilişkide olacağı unutulmamalıdır.
Gelecek konu: "Koklear İmplant Kullanıcılarına Öneriler"
Dr.Mehmet Akşit
Klinik Odyolog