Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[kuyucak] Denemelerim; Güney uzayım / Çiğdem denizim

İLK GÖRÜŞTE NEFRET

Sulu - Benden daha çok ağlayandan, nefret ederim..

Kuru - Benden daha aç olandan, nefret ederim..

Vurucu - Benden daha güçlü olandan, nefret ederim..

Yamak - Nefreti alışkanlık haline getirenlerden, nefret ederim..

Usta - Nefret İnsanın kendine duyduğu nefretin, dışa vurumudur..Kendinde olana kendisinin bile
tahammül edemediği, kendi benzerini karşısında gördüğü an, bütün dünyası yıkılır. Nefret karşı
kişiyle alakalı değildir..İçinde kendine nefret yoksa, başkasından nefret edemezsin..

Google - Hangisini doğru kabul edip kayda geçecem ben şimdi..Bana göre dilenci, dilenciden nefret
eder..Birde anlayamadığım; Kedi köpekten nefret eder fakat büyük bir aşklada kavga ederler..
 
Oğuz Atay tadındaki yazılarınızla başka dünyalara yapılan yolculuk gibi bir şey,kaleminize ve yüreğinize sağlık....
 
AŞKIN VE NEFRETİN EVRİMİ

USTA - Değişkenliği kutsadık..Durağan aşk ve nefreti ayıklamaya çalıştık vıcık vıcık ilişkilerde..
aslında arzuyu, kim olursa olsunda biriyle yatağa gireyimi de ayıklamak lazım..Bazen koca makineleri
lastiğe giren bir çivi nasıl işlevsiz kılarsa, doyrulmamış bir şehvet duygusu yada saplantı haline
gelebilen bir fantazi, tüm ilişkilerin seyrini değiştirebilir. Yapılmayacak fedakarlık ve söylenmeyecek
yalan yoktur bu durumlarda..Hedefe kitlenilir..Fantezi gerçekleştiği ve şehvet duygusu doyrulduğu an
kabusa döner bu ilişkiler..Aslında daha yataktan kalkıldığında başlar pişmanlık..Üstelik açlık dahada
artmış, dahada hayvanlaşmış bir şekilde..Neyse sittir edin bunları, asıl konumuza dönelim..

En büyük aşklar nefretle başlarmış derler..Doğru değildir..Ancak yanlışda değildir..Eksiktir bana göre..
Kişi kendine olan nefretinden, ilk bakışta nefret ettiği kişi ile yeterli süre kalırsa, kurtulabilir..
Kendinde olan eksiklik duygusunun sadece kendine özgü olmadığını, insansal olduğunu anlar belli süre
sonra..Rahatsız olmamaya başlar, hatta barışır..Bu barışmasına neden olan insana yönebilir..Çünkü
bu rahatlamayı o kişi sağlamıştır ona..Böyle düşünür.Kusur sayılanı başkasında da görmek insanı rahatlatır..
Aslında etikmidir? Etik olanlarla duyguları anlayamayız..O yüzden etik kavramından uzak durmak lazım..

Engelli yada suçlu insanlarda bu çok bariz bir şekilde görülebilir bu olay..Tek başına bu yükü taşıyan
insanlara, toplu guruplara girme önceleri azap gelir..Kaçarlar, korkarlar..Fakat bir şekilde girerlerse de
orası onlar için tek terapi yeri olur..Rahatlarlar, özgür kalırlar, aşık bile olabilirler. Aslında bu bir
tür dayanışma ruhudur..İmece gibi yani..Tek kalınca silik, korkak, kendine acıyan kişi, kendi gibi
insan topluluklarında acar, dayanıklı, sevecen, hatta fedakar biri olabilir..Nefretin evrimine dayanışma
desek daha iyi olacak sanırım..Ancak durağanlığı geçerlerse neden aşk demeyelim değilmi?

İlk görüşte aşkın evrimine gelince..Her kes alacağını aldığı, vereceğini verdiği gün, kabusa döner..
Alış veriş bitmiştir artık..Asıl onlarda nefret başlar..Sınırsız sanılmıştır çünkü bu alış veriş..

Kuru - Usta almışsın sazı eline, vur babam vur..Biz ''duygumuz'' elimizde geziyoruz..sen ise seçe seçe
bitiremedin...Sanki çamurdan karıyorsun karşındaki kişiyi..Hani nerde? Bulsana bana ilk bakışta aşık
olabilecek, nefretten aşka dönüşebilecek, yada adı ne olursa olsun bir ilişki..Sanki migros'ta satılıyor
bunlar raflarda..Dizi dizi, behey şaşkın..Aklına şaşam lan senin..Tüüü be..Tüüüü..
 
Yamak - Usta nedir tam olarak kutsadığınız bu değişken aşk?

Kuru - Ne olacak yaa, istediğinde başkasıyla birlikte olabilmektir..Hovardalık yani..

Usta - Hade ordan be..Beni sen anlayabilirsin yamak..Kişide değişkenlik esastır bana göre..
Aynı kişi gün içinde, ay içinde, yıllar içinde sürekli değişir..Onu her değiştiğinde sevebilmektir
aslolan..Nemrut halini de sevmek, çocuk halini de sevmek, soğuk halini, deli halini de sevebilmektir.
Hayvanlaşan haliyle bile sevmeye layıktır benim sevgili dediğim kişi..Beni sevmediğini hissetsem bile
sevmeye devam ederim ben..Tartışmadan, sev diye yalvarmadan, değiştireceğim diye kaygın olmadan sevmeye
devam etmektir. Değiştirmeyi düşünmek, yola getireceğim diye uğraşmak, sevginin düşmanıdır..İkna etmek
için uğraşmak bile sevgiye ihanettir..Kendini aşağılamadan, onursuzluk yapmadan, sevmeye devam ettiğini
göstermek, hissettirmek..Ve gerçekten onun her halini sevmektir aşık olmak..

Yamak - Usta seni anlıyorum..Fakat bunları bilmem demek, o kişi olabilirim anlamına gelmez..

Vurucu - Usta ya..Bunları bizim sevdiklerimize göstersek, hissettirsek, anlatsak var ya...Bizi boynuzlu
yapmazlarsa adiyim..Sen ne diyon ya..Kölelil lan senin dediklerin..O ne yaparsa eyvallah haaaa..

Yamak - Usta benim de kafam açık değil bu konuda..Sen bizden değilsin, benden değilsin..Sen bilgisin
sen bilgesin..Ancak bende değilsin..Bende azın var, çoğun var..Fakat benden değilsin..Bende olman için
genlerimde erimen lazım..

Sulu - Ulan kovalım şu pezevengi be..Başlayalım karı kız muhabbetine..

Yamak - Galiba en iyisi bu usta..Sen konuştukça tadımız tuzumuz kalmadı..Kovmak gibi olmasın ama şimdilik
bu kadarı yeter bize..Nerde lan biralar? Gelecek yok artık..Bundan sonraki konumuz erotizm ve pornografi..
 
Erotizm ve pornografi -1-

Kuru - Akdeniz akşamı, kumların üstü, etraf huri gibi kızlarla çevrili..Özellikle rus afetleri, ilik gibi..
Üstlerinde tanga varmı yokmu belli değil..Memeler fora..Biz desen biralanmışız..Ne konuşacağız erotizm adına..
Buna dense dense nankörlük denir..Etraf cıbıl cıbıl cıbıldak dolu, sizin aklınıza edem ben..

Vurucu - Yapma be sulu..Erotizm ne zamandır ÇIPLAK'lık oldu..Çıplaklık görece bir şeydir..Herkes çıplak
olduğunda, çıplaklığın anlamı kalmazki..

Sulu - Vurucu doğru söyler be kuru..Ben erotizm deyince başka şeyler düşünürüm hep..Titreyen bir dudak,acımı
davetmi olduğu olduğu belirsiz bir göz..Daha bir heyacanlandırır beni..

Kuru - O zaman bak şu denizden balık çeken adamı görüyormusunuz, ondaki heyacanı kimde gördünüz? Yada pokerde
blöf yapan adamın heyacanını, rest çekerken..Bunlarda mı erotik yani..

Sulu - Bir çift yüksek topuklu ayakkabı, deri olacak ama..Küçük, hatları ince ve renkli..İçindeki ayağı
düşünmek sana kalacak..İncecik bir bilek..Şirinmi şirin ufacık ayaklar..

Vurucu - Kırbaç örneğin..Yanında deri iç çamaşırları..Yada üniforma içinde kadın vücudu..Göğüsleri isyan etmiş
vaziyette olacak hemde..Beyaz çorapları tutan siyah jartiyer..Yada tersi..

Kuru - Haklı olduğunuz yanlar var aslında..Benimde delirdiğim anlar oluyor aslında..Şurada sere serpe duran
göğsü, ipek bir dantel içinde ve üstten görmeyi tercih ederim bende..Hele şu tanga içindeki hiç bir yeri
saklanılmak istenmeyen popoyu, yine beyaz dantel don içinde ve etek altından bir saniyeliğine görmeyi tercih
ederim..Bazende o kokularla birlikte, şuh bir kahkaha..Bir deli bakış..Balık etli bir güzelin yüksek topuklu
bir ayakkabı ile yürürken her yerinin titremesi..Bazıları özellikle popoyu bile titreterek sallıyor..Diyorumki
bunlar erkeği delirtmesini biliyor..

Yamak - Bir sohbet esnasında anlaşılmak, sinsi ve hınzırca kışkırtmalarda bulunmak, pası almak, masa altında
kendi ayaklarıyla oynadığını bilmek..Ayakkabıları çıkardığını hissetmek..Gözlerdeki teslimiyet..Yumuşuma kokusu
terle birlikte..Onun ''hadi artık son sözü söylede..'' diyecek kadar dorukta olduğunu hissetmek..
 
Erotizm ve pornografi -2-

Yamak - Dikkat ettinizmi sözlerinize?..Hep an'dan bahsediyoruz, hep bir anlık görüntüden etkileniyoruz hepimiz..Yoksa
kafamıza kazınıyormu bu görüntüler erotiktir diye? Az önce iki lezbiyenin çaktırmadan birbirini okşayışlarını
görünce kafam karıştı..Etkilendim yahu düpedüz..Aralarında olmak istermiydim diye düşündüm..Yok dedim sonra
o böyle güzel..Öfff, ne güzeli ya..O böyle bir ilişki, yoksa adı başka olurdu..Şartlanma mı bütün bunlar diyorum?

Vurucu - Bence yanlış bu düşüncen..Kafamıza kazınanlar satışla ilgili olanlar..Oysa az önce köpeğiyle yarışan
bir genç kız vardı sahil boyunca..Hemde bikinisiyle, yüzünde tüm dişiliğinin farkındalığının gülümsemesi..
Koşarken göğüslerinin sallanması..Arkasından koşasım geldi..

Sulu - Güzel olan her zaman erotik değildirki..Bazen çirkinlikte erotik olabilir..Sanırım burada karşı cinsin
bilinçli bir daveti yada gösterisi gerekiyor..Karşı cinsin gizemli bir davetini algılama biçimi galiba erotizm..

Kuru - Ulan sulu, yamak gibi konuştun be..Sen şuna açıkça desene, güzel çirkin aramam diye..Beni kendisi davet
etsin yeterki uğraştırmasın diye..Kolay olsun diye..O zaman sorarım sana, röntgencilik, yada teşhircilik
erotikmidir diye?

Yamak - Doğru diyorsunuz aslında..O zaman erotik olan, insanı çarpan, yönlendiren oluyor..Bir tek şeyin daha
ayrımına vardım bu akşam..Erotik olan şeyler, insanı dolduruyor..Bence ulaşmaktan daha etkili olabilir..Hatta
boşalmaktan bile.. ------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kuru - Ya kadınlar için erotizm nedir? Kadınlar hep bağırırlar kadın kullanlıyor diye..Haklılarmı yoksa?

Sulu - Ne haklısı yaaa..Erotizmde erkek fiilse, kadın özne..Bu aslında onların oyunu..Öznenin kendisi olmadan
fiilin anlamı yok ki? Düşünsenize erkeğe ne kalıyor eylem olarak..Yaptım, ettim ,etkilendim demekten gayrı..
Oysa kadın tepeden tırnağa içinde işin..Ben yaptırttım, ben etkiledim, ben şaşırttım..Bana kul köleler, benden
etkilendiler, ben başardım...Şu şekilde delirttim, bu hareketimi asla unutamazlar..
Kuralları onlar koyuyorlar..Biz bu işte figuranız be..

Yamak- Çişe gidiyorum..siz devam edin..

Sulu - Biz biliyoruz neye gittiğini..
 
Erotizm ve pornografi -3-


Yamak - O arkadaşım haklıymış..Biranın çişini tut, en son radde de yap, işte mutluluk derdi..Haklıymış adam..
Aaa, usta ne işin var burada? Sen gitmiştin hani..Ne oldu, niye burdasın?

Usta - Gidemedim, git deyince gidemem ben..Nasıl gel denince gelemiyorsam..Sakinleşince aklına gelirim her zaman..
Akıl, sizde genellikle tuvalette gelir dedikleri budur..Neyse aklım sizde kaldı..Aynı kazanda kaynatsan birbirinine
bulaşmaz kişilikler nasılda bir anda kanka oluverdiniz gördünmü? Erotizm kadının gücüdür anlayın bunu..Erkeğin
tarihten gelen gücünün kadın tarafından kırılmasıdır..Egemenlik savaşında kadının gücüdür erotizm..

Yamak - Fakat pazarlanıyor bu piyasa ekonomisi tarafından..Erkekler tarafından yani..

Usta - Sen boşver onu..Piyasa ekonomisi elinden gelse tanrıyı bile pazarlar..Pazarlamadığı da söylenemez zaten..
O olayın ruhunu değiştirmez..

Usta - Sen tankla bütünleşen bir ruhun, kendini silahtan ayrı düşündüğünü düşünebilirmisin..Yada Pilotun kendisini
uçaktan,roketten bağımsız düşündüğünü..Kadında böyle işte..Kendileri için bile erotik olan, kendi yarattıkları imgelemler..
Erkeği diz çöktürmenin felsefesi erotizmdir..Düşünsene bir; Erkek yılların birikimini bir saniyede harcayıveriyor
bir anlık görüntü uğruna..Futbolcu düşün, bütün hayatını topa en güzel nasıl vurulura harcamış..En güzel frikik
nasıl atılır, topa nasıl falso verilir..Yüzlerce hatta binlerce rakibi arasından sıyrılmış..Zirveye ulaşmış..
Yada bir bilim adamı düşün..İş adamı da olabilir..Var olan her tür zorluğu geçiyor bu insanlar..İnsanlığın bildiği
kültürü ,ilimi, bilimi, kültürü sınırına kadar öğreniyorlar..Hatta sınırları zorluyorlar..Ticaret uğruna her şeyi
göze alıyorlar..Sonra...Sonra bir kadınla paylaşıveriyorlar her şeyi..Kendini sonsuz sunan bir kadın, kabul ettiren
bir kadın herşeye ortak oluveriyor bir anda..Çoğu zaman kişiye bile sahip oluveriyor..Onun hakkında söz sahibi oluyor..
Ona egemen olduğu bile söylenebilir..

Yamak - Fakat bu işi kadınlarda yapıyor..Zengin kadınların çok gördük duyduk paralarını genç erkeklerle yediklerini..

Usta - Kadın bakışını da erkek ideolojisi belirliyor..Yada ona karşı olan kadın ideolojisi..Aynı şey bunlar..Her şey
kendi zıddını doğuruyor..Üçüncü yol yok daha..Kadının gücü erotizmdir anlayacağın..
 
Erotizm ve pornografi -4-

Kuru - Sizin gibi düşünmüyorum ben..Bir yere kadar hak verdim size..Fakat siz farklı boyutlara vardınız..Benim anam
için erotizm diye bir kavram yoktur..Hele hele babamın üstünde egemen olmak, derdi değildir.

Yamak - Senin ananın egemenlik savaşı olamaz zaten..Senin ananın paylaşım savaşı da olamaz..Egemen olmak için
kendinin farkındalığı lazım..Egemen olmanın ayrımına varmak, egemenlerin farkındalığını bilmek lazım..Paylaşmak
içinde ananın ulaşabileceği bir yerde bir zenginlik olması gerekir..Ananın ulaştığı en büyük zenginlik doyacak
kadar ekmek, başını sokacak bir kovuk, yaşlılığında sarılabileceği bir amerikan çaputudur..Sıradan insanlar için
paylaşım savaşı demek, kendi gibilerin önünden kemik çalmaktan ibarettir..

Vurucu - Bütün hikaye aynı yere çıktı be..Avcı avlar..Erkektir, güçtür..Savaşır, kan döker..Doğası gereği eğer
büker..Ele geçirir, hakim olur..Veee..Toplayıcılarda ondan toplar..Yada bütün bu özelliklerinin asıl nedeni, bir
kadına kendini göstermek,onun önüne yığabilmektir..Tarihsel oyun burada da devam ediyor yani..

Sulu - Kafam karıştı ya..Kadını gücü erotizm mi yani?

Yamak - Erkeğin bileğinin büküldüğü, asla baş edemediği, kendinden vaz geçtiği yer orası işte..

Sulu - Ya bırakın bunları..Peki pornografi ne oluyor..Erkeğin resmen hayvanlaştığı, kadınınsa nesnelleştiği
uç boyut ne oluyor..

Kuru - Pornografi yok aslında..Boşalma, ulaşma, bitme noktası var insanda..

Usta - Pornografi de erkeğin intikamı aslında..Ele geçirme, zapt etme, egemenliği ilan etme gibi bir şey bu..
Ezme, ezeleme..Hayvansılığın tadını çıkarma da denilebilir..Hayvansılığın kabul gören yönü, de geç

Kuru - Kadınlar da zevk alıyor fakat bu işlerden..

Yamak - Elbet erkek ideolojisine kapılmış kadınlar var..Yoksa normal bir cinsellik değil bu..

Usta - İşte bu egemenlik savaşı aslında, içindeki şeytana boyun eğmektir..Yaralı ben'ler yaralarını bir köşede
saracaklarına, herkesi yaralayarak çare ararlar..Bu devinim tarih boyunca sürüp gitmiştir..Ancak teknoloji
sayesinde ayyuka çıkmıştır..Sorun ise; İnsanlık toptan birbirine cinsel obje olarak bakmaya başlamıştır..

Kuru - Ya usta gene cozuttun be..Nerde bunlar? Birde biz doysak şu doyumsuzluğa..Hadi biz şeytanız, nerde
karşı şeytanlar yada melekler?
 
Erotizm ve Pornografi -son-

Kuru - O kadar kafamı dağıttınız ki, iyice karıştım..Şimdi sevişmek, cinsellik, erotizm, pornografi ne? Bunlar
savunulması gereken şeylermi? Yoksa kaçınılması gereken şeyler mi?

Yamak - Ya kuru, hakkaten kurusun ya..Ne alaka şimdi? Buradaki herkes için sevişme, cinsellik yada bilinen
anlamıyla seks, ayin yapmak gibi bir şey..Kutsala yakın yada kutsaldır..Kişinin kendiyle olan, kendi cinsinden
olan, karşı cinsten olan, hatta çoğul bile olsa bu ayinler sınırsız ve dokunulmazdır bizim kafamızda..Tek ve
şart olan kural ise, duygu olmalı bu işin içinde..Yoksa eylem biçimi pornografi olamaz..İnsanın kendinden
kaçışı, yada mutsuz insanları oyalayacak bir sanayi olmamalı..Kadın erkek egemenlik savaşına konu olmamalı..
İnsanı tamamlayan, duygu ile tenin doyumu, bütünleştiği anlar olmalı..

Google - Bu kadın erkek savaşımı desem, yoksa gücü, paylaşımı kullanma hakkımı desem,o kadar yaraladıki
iki cinside..Farketmiyorsunuz sizler ama, ben biliyorum..Bilgi bende çünkü..İletişim çağında ilişkiler
o kadar hızlanıyor, devinim öyle artıyorki..Bir tek bireyin hayatına bile yüzlerce ilişki girebiliyor..
Bireyler de artık karşı cinsi genelleyip, karşı cinsten hızla uzaklaşıyor..Kendi cinsiye bütünleşen
hatta oyuncak ve makinalarla bütünleşen devasa kütleler oluştu..Bu insanlık kültürünün fay hattıdır işte..

Vurucu - Ya bırakın bunları..Şurada ki adamı gözlüyorum yarım saattir..Genç karısının şortla denize girmesine
izin vermedi önce..Sonra kadın elbisesi ile girdi denize..Bir çıktıki denizden kadın..Olamaz böyle bir dişilik..
Bütün elbise yapışmış kadının vücuduna..Heryeri ortadamı, yoksa elbise tarafından emilen bir diri dişilikmi
anlamadım be..İşte bu yaaaa..

Sulu - Puşt röntçü..
 
ARKADAŞLIK, DOSTLUK VE YOLDAŞLIK -1-

Kuru - Bir insanı aç kaldığında tanırsın en iyi şekilde..Onunla aç kalacaksın..

Sulu - Bir insanı yolda tanırsın en iyi şekilde..Onunla yola çıkacaksın..

Vurucu - Bir insanı savaşta tanırsın en iyi şekilde..Onunla savaşa,kavgaya katılacaksın..

Yamak - Bir insanı sarhoşken tanırsın en iyi şekilde..Onunla içki masasına oturacaksın..

Kuru - Korku delirtir insanı..Korku altında daha çabuk belli eder insan kendini..

Sulu - Şehvet, insanı insanlıktan çıkarır..

Vurucu - Güce ulaşmakta, hele sınırsız, hesapsız güce ulaşmakta şaşırtır insanı..

Yamak - Uykusuzluk ta çok zorlar insan kişiliğini..

Usta - Bir insanı zayıf anında tanıyoruz demekki..Bilinç üstünde değirmen taşı gibi duran oto kontrol
azıcık azaldığında yada gevşediğinde alttan fırlayıveriyor gerçek kimlik..

Google - Kimi test edeceksniz? Niye bunca çaba..

Usta - Yakın olmak istediğimiz insanları gözden geçirmek insanlık geleneğidir..Yada yakınımıza gelmek
isteyen insanları bilmek en doğal hakkımızdır..

Yamak - Dünyanın en eski ve doğruluğu tartışılabilecek sınavlarından birisidir..

Usta - Demekki yeni konumuz yakın olan, yakınımızda olan insanlar olacak..ARKADAŞ, YOLDAŞ VE DOST...
Hadi bakalım kolay gelsin..Kimlerle dost, arkadaş olup yola çıkacağız..Haaaaa unutmadan, bilgenin
dostu bilgedir dostlar..Katilinki de katil..Amacımız insanları yargılamak değildir bunu bilesiniz..

Google - Alt tarafı insansınız lan işte..Kuşkucu dallamalar sizi..Test edildiğini bilen insanın
hakkıdır size küfretmek..

Vurucu - Sen ne anlarsın be insanlık hallerinden..Bilgi birikimi olduğunu sana züppe..Önce insan
ol..İnsan olmakta, her şeyin en doğrusu ve mükemmeli olmak değildir..İnsan neyse, o olmaktır..
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -2-

Sulu - İlk okul sıralarında okuduğum bir hikayeyi anlatacağım sizlere..Belkide ders kitaplarında okuduk..
Tam hatırlamıyorum..Öfff ya..Aklımda kalanla ve benim kattıklarımla hikaye şöyle;

Bir idam mahkumu zindanda, infazın gününü beklemekteymiş. Mahkumun dostu ona bir haber getirmiş..Düğünü
varmış çocuklarından birinin, ''mutlaka gitmen gerekir,sensiz olmaz.Gerisini ben ayarlarım'' demiş.Mahkumun
dostu ülkenin kralına çıkmış, durumu anlatmış..Demişki; ''O gelinceye kadar ben zindanda kalacağım, gelmezse
beni asarsınız.'' Kralda kabul etmiş ve mahkuma bir ay izin vermiş..Bir ay sonra gün batımında gelmezse
mahkumun dostu asılacaktır.. Uzatmayalım..Mahkum gitmiş..Çocuğunun düğününü yapmış..Son gün yola çıkmış..
Tam şehre girecekken bir yağmur, bir yağmur..Şehrin girişindeki köprü sellere kapılmış..Çok telaşlanmış..
Atmış kendini nehrin azgın sularına..Onlarca kere boğulmaktan son anda kurtulmuş..Bir yandan da
söyleniyormuş ; ''Mahçup olacağım, mahçup olacağım.''

Bu sırada zindanda idam hazırlıkları bitmiş, güneşin son ışıklarının tepeyi aşması beklenilmekteymiş,ipin
çekilmesi için..Mahkumun dostunun boynuna ip geçirilmiş,sandalyenin ayağına bir tekme vurulması kalmış..
Kral şöyle bağırmış; ''Dünyada ölümden korkmayacak dost yoktur..Ölüm karşısında dostunu satmayacak adam yoktur.
Bunu öğrenmek sana pahalıya patladı..Beni bile etkiledi senin soylu davranışın.Ben ne yapayım..İdam başlasın..''

''Durun'' demiş çok yorgun ve bitmiş ses uzaktan..''Seni ve kendimi mahçup edecektim nerdeyse..Kusura kalma..
Cellat ben hazırım'' demiş ve ipi boynuna geçirmiş..

Kral çok etkilenmiş bu durumdan ve hemen diz çöküp yalvarmış onlara; ''Beni de aranıza alın'' diye..Üçü
hayatlarının sonuna kadar dost kalmışlar..İşte bu hikaye, çok etkiler beni..

Vurucu - Koduğumun kralı nasıl hak etmiş bu dostluğu? Nasıl sınanmış onun dostluğu? Öyle bir anlattın ki,
güçlü olanlar, istediği dostluk ilişkisine, istediği anda kavuşuveriyorlar..Ya onu dostluğa kabul etmiş
olanlara ne demeli? Satmışlar lan alenen kendilerini iki paraya işte..
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -3-

Kuru - Duydunuzmu ya? Bizim vurucu dost tutmuş..Dostu varmış adamın..

Yamak - Ne demek dost tutmak? Anlamadım valla..Dostu varmış ne demek? Herkesin dostu vardır..Ne var bunda?
Kiralık evmi tutuyorsun, yada sezonluk yazlıkmı?

Kuru - Yamak sana şöyle anlatayım..Bir ahuya tutuluyorsun..Evlisin yada evlenmek sana ters..Fakat kadını
elde etmek ve elde tutmak için, açıyorsun kesenin ağzını..Ona sen bakıyorsun.Gerekirse ev alıyorsun,
ev tutuyorsun. Eşyaları donatıyorsun, icabında araba alıyorsun..Cebine de harçlık koyuyorsun..
Kadında erkeğin isteklerini karşılıyor..Üstelik kadın seviyor temelde erkeği..Yada erkeğe seviliyormuş
hissi veriliyor garibana. Üstelikde azıcık pohpohlanıyor erkeklik egosu..Bakma bunu yapan kadında var aslında.
Erkek tutan kadın sayısı az değildir ülkemizde..Seks işçilerinin çoğunun pala bıyıklı dostları vardır..

Yamak - O zaman onun adı niye dost tutmak olsun? Ücretli kadını varmış deyin..Ücretli dost olurmu hiç?

Usta - Aslında sevgisiz evliliklerden daha sağlıklı bu ilişkiler Yamak efendi..Niye yadsıyorsun hiç
düşünmeden..En azından anlaşılmış, çaktırmadan konulmuş kurallar var..Erkeğe tam bir teslimiyet yok..
Ne kadar köfte, o kadar ekmek durumları yani..

Yamak - Ulan siktir git başımdan yahu..Her defasında yırtık dondan çıkıyorsun be..O zaman her şey paraya
endekslenir be..Parası olan herkesi satın alır..Erkek kadın farketmez herkes dost tutulur..Parası olan
kırk dost tutar, fakir ise hep birilerine dost tutulur..Yani bu olayın orosbu tarafı mı, işçi
tarafımı, ne dersen de, işte o olur..

Usta - Sanki şimdi farklı? Siz düşünceleri ayrı, günlük yaşamı ayrı yaşayan bok kafalarsanız ben ne yapayım?
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -4-


Vurucu - Etkilendiğim iki gazete haberi örneği vereceğim size..Yer ve mekan sormayın..

Birinci haber;

......ilinin ......ilçesi filan köyünde görülmemiş olay..Yüz elliye yakın koyun telef oldu..Olayı
araştıran yetkililer şu acı gerçeğe ulaştı; Öndeki sürü önderi koyun, bir şekilde düşüyor yada atlıyor
uçuruma..Arkasından bütün koyunlar teker teker yada topluca bırakıveriyorlar kendilerini boşluğa..İtiraz
eden bir tanesi çıkmıyor..

İkinci haber;

.....İlinin ...... ilçesi içindeki silahlı çatışmada beş ölü, on yaralı..Yaralıların durumu çok ağır..

Güvenlik güçlerinden alınan bilgiye göre; Kız meselesi yüzünden başlayan tartışma ertesi gün çok kanlı bitti.
Aldığımız istihbarata göre aynı mahallede büyüyen,iki eski dost, aynı kıza gönül verdikleri anda can
düşmanı olmuşlar..Dün akşam saatlerinde çarşıda karşılaşan gençler ufak çaplı bir tartışmadan
sonra ertesi günü kozlarını paylaşmak için, açık arazide düello için sözleşmişler..

İki gençte ertesi gün kendilerini koruyacak, kendileri için canlarını verecek bütün dostlarını toplamışlar..
Tabi elleri ve belleri dolu halde..İki genç ve iki gencin dostları karşılıklı başlamışlar kavgaya..Hiç kimse
kaçmamış kavgadan..Kanlarının son damlasına kadar ölmüş ve öldürmüşler..İşin garibi ölü ve yaralıların da hepsi
eskiden can dostmuş..

Yamak - Dostluk kazanmış da.......Kaybeden kim lan burda? İnsanlık mı?
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -5-


Yamak - Madem bu gün anı ve hikayelerden gidiyor..Bir tanede benden olsun; İki can dost..Aynı iş'te geçen
yirmi yıl..Ekonomik çıkar birliği ve ailelerin de dostluğunu koyun üstüne..Hüseyin ve Tahsin..Rutin günlerden
birisi yine,İş çıkışı Taksim'deki balık pazarı yanında olan Cumhuriyet'e uğranır..Şampiyondan kokereç alınır
mezelik olsun diye..Soyulmuş buzlu bademle her zamanki gibi.. İçki limiti olan iki dubleden sonra;

Hüseyin-Birde bira içelim, cila niyetine..
Tahsin- İçelim içmesine de, araba kullanacağım ben..
Hüseyin-Ne olacak ya..Gözü kapalı gidersin sen bu yolları.Arabayı bıraksan, o bulur yolu be..
Tahsin-Tamam anlaşıldı..Seni kıracak edğiliz ya..Hadi bakalım söyle biraları..

Biralarda içilir..Kalkılır, Harbiye önlerinde trafiğe takılınır, her zamanki gibi..Aralarında geçen konuşmalar;

Hüseyin - İçme şu zıkkım sigarayı, arabanın içinde..Duman, pislik..Ne var şu zıkkımda anlamıyorum?
Tahsin- Anlasan sende içerdin zaten..Gelme üstüme..Ulan evde karına söz geçiremiyon sigara konusunda..Benim
başımı yiyon dır dır ederek..Ulan sigarayı düşürdüm senin yüzünden..Nerde bu ya..Pantolan yanacak şimdi..
O ne be..Arabaya vurdular..
Hüseyin - Ya tahsin sen geri geri kaydın gibi geldi bana..
Tahsin - Yapma ya..Bak ayağıma hala frenin üstünde duruyor..
Hüseyin - Sigarayı ararken bacaklarının arasında..Kaldırdın galiba..Öyle geldi bana..
Tahsin - Tövbe tövbe..Bi bakalım şu arabaya, nesi var..
Hüseyin - Tamam özür dilerim ben adamdan, içkiliyiz, büyütmeyelim şu işi..Veririz eline bi kaç kuruş..
Tahsin - Hüseyin allah aşıkına karışma sen bu işe..

Beş dakka sonra tahsin gelir..Konuşma devam eder..

Tahsin - Ulan adam gelmiş biz senle tartışırken yanımıza, duymuş konuştuklarımızı..Şimdi diyorki abi tamam
arabaya biz vurduk, ama sizde sarhoşmuşsunuz..Parayı ödeyin diyor..Yoksa polis gelsin diyor..

Hüseyin - Adam haklı..Buldu açığımızı..Ver şu parayıda rezil olmayalım bari.
Tahsin - Bu parayı ortak ödeyeceğiz..
Hüseyin - Bana ne ya..İçmeseydin sigara arabada..Bunlarda başımıza gelmezdi..Ben gidiyorum..Polisle filan
uğraşamam..Bak başının çaresine..
Tahsin - Demek öyle..

Tahsin önce bir yumruk Hüseyin'e atar, sonra arabasına çarpan çocuğa..Sonrası mı? Hüseyin ve öbür çocuk
bir güzel döverler Tahsin'i..

Vurucu - Böyle dostun varsa, düşmana ne gerek var...
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -6-



Kuru - Bak ne demiş Orhan Veli üstadımız;

Aynada başka güzelsin/ Yatakta başka/ Aldırma söz olur diye/ Tak takıştır/Sür sürüştür/İnadına gel/
Piyasa vakti/Muhallebiciye/ Söz olurmuş/ Olsun/ Dostum değil misin?

Orhan Veli burada garip bir ruh haliyle seslenmiş dostuna..Sen benim için mükemmel ötesi bir şeysin..
Bu bana yetmiyor diyor. Birde bunun, dünya aleme ilan edilmesini istiyor..Kendisinin böyle bir sevgilisi
olduğunun bilinmesini istiyor..Kendisi bununla gururlanmak istiyor..

Kuru - Aşık Veysel de şöyle sızlanmış dostluk meselesinde..

Dost dost diye nicesine sarıldım/Benim sadık yarim kara topraktır..

Çok uzun bir sızlanmadır bu türkü..Dosttan neler beklendiğinin en açık ifade şeklidir. Çok güzeller
görülmüştür fakat ne yatılmıştır, nede vefa görülmüştür..Güzel sofralarda ağırlanılmak istemiştir..
özlenir olmak, hırçın ve kavgacı olsa bile anlaşılır olmak istemiştir..İstemiş oğlu istemiştir işte ..

Kuru - Ayrıca o kadar örnek vardırki; Bakanlıkta dostu olan..Emniyette dostu olan..Vilayette dostu
olan..İnsanların birilerini dost görmesi ne güzel ..

Yamak - Ulan onların dost dediklerinin günahı ne? Hasbel kader o adamla oturulmuşsa bir masaya,
yatağa girilmişse,aynı okulda okunulmuşsa, aynı sülaleden gelinilmişse..O dost denilenlerin suçumu
bu durum, her dakka diyet ödesinler?..

Yamak - Ben bıktım bu durumdan arkadaşlar..Hangi olaya el atsak, hangi konuya dalsak, iyice dağıtıyoruz..
Dostluk gibi kutsal bir kavramın bile içine etmek üzereyiz..Yokmu yahu iyi kelimeler döktürecek içimizden
birisi..Olmaz, bu iş böyle gitmez..Herkesin tek ve eşit oy hakkı var..Her oylamada yada konuşmada sonuç
değişmiyor, aynı yerdeyiz..Kuyucak'la toplantı yapalım derim ben..

Vurucu - Kabul ediyorum ben..Fakat benim amacım isim değişikliği istemekti..

Yamak - Hayret ilk defa iki oyu bulduk Kuyucak'a karşı..Zaten bende gıcık oluyorum adıma..
 
TOPLANTI

GÜNDEM; GÜNDEM VE İSİM DEĞİŞİKLİĞİ

KATILANLAR; KUYUCAK,YAMAK,VURUCU,SULU,KURU.
OY HAKKI OLANLAR;ŞİMDİLİK SADECE KUYUCAK.
SEYİRCİLER; GOOGLE, USTA VE İNTERNET ALEMİ

Kuyucak - Gündemi açıyorum..Evet istemler nelerdir?

Vurucu - Adımın değişmesini istiyorum ben..Avcı olsun istiyorum adımın..

Kuyucak - Tamam kabul edilmiştir.Bundan sonra adın Avcı..

Yamak - Bende isim değişikliği istiiyorum..Sevmiyorum bu ismi..Hiç sevmedim zaten..Oysa ben iz arayanım,
benden önce geçenlerin peşine takılırım, izlerini takip ederim..İzci olsun benim adım..Ayrıca yamak adında..

Kuyucak - Tamam kısa kes..Kabul edilmiiştir..Adın Bundan sonra İzci..

İzci - Birde gündem değişikliği meselesi var..Burada ele alınan her konu sonsuza kadar dağılıyor..Anlamını
yitiriyor..Dostluk adına söylenenlere baksana, insanlar dosttan nefret edecek..Birimizin diğerleri üstünde söz
hakkı olsun diyorum ben..Saldın bizi başıboş,Çobansız koyuna döndük..Diğerlerini idam etmelisin yada hapsetmelisin..
Sen benle dertleşiyorsyn en çok..Bunu isteme hakkım var..Söylemezmisin bazen, onlardan kurtulmak lazım diye..

Kuyucak - Orda dur bakalım İzci efendi..Orda dur işte..Akıl sağlımı bu özgürlüğe ve başıboşluğuma borçluyum
ben..Her birini savunduğum için gelebildim buralara..Nereye geldimse geldim, ama bir yere geldim, ayaktayım
ve dostlarm var..

İzci - Nerde senin dostların? Sahi nedir sence dostluk?

Kuyucak - Gördüğün her yerde varlar..Görmediğin her yerde de varlar. Benim gibilerin üzerinden koca bir tarih
geçti..Ne oyunlar oynandı bizim üzerimizde biliyormusun? On mezarım var benim dost dediğim..İkisine yılda bir
kere uğrar, sarhoş olup söyleşirim..Bekilli ve Manavgat'ta..Diğer sekizinin üçü İstanbul'da..Biri Karacabey
Bursa'da..Çanakkale'de var..Çanakkale'li Memet..Beni yakalayamayacaklar dedi ve hiç yakalanmadı..Vuruldu..
Diğerlerinin yerini bile bilmiyorum..Ötede daha çok değiliz..Burda da çok varız..Kafayı sıyırmış, dönmüş
döndürülmüş, süründürülmüş çok dostum var benim..Şu anki hallerimizden utanıp da, görüpde görmezden geldiğimiz..
Hallerini bilipde bilmezden geldiğimiz..

Bu sahildeki dostumsa şu adam, Şeref..Şarapcı Şeref..Gördüğü herkese ''bi yardımcı olurmusunuz'' diyen adam..
O adam var ya o adam..O adam edebiyat mezunu, iyi derece dil bilir, ingilizce..Fakat boşvermiş işte yaşamı..
Birisini sevmiş..Evlenmiş çoluk çocuğu olmuş..Derken bir gün karısı şeref'i korumak için birini öldürmüş..
Yirmi yıl almış..Şeref'inde yapacağı tek şey kalımış..Hayatı boş vermek..Benim için ne yaptı bilirmisiniz?
Tavukçudan tavuk çaldı, büfeciye yalvardı şarap için..Bi ton dayak yedi bunlar için polisten haberim yokken
ve bana söylemedi..Başkasından duydum..O gün cüzdanım evde kalmıştı..

Dostluğa gelince; En son konuşacağım gerekirse..Fakat işkencede, zorda test etmem ben dostlukları..Özünü de
aramam karşımdaki kişiliklerde..Neyi koyarsa masaya onu paylaşırım..Tadı güzelse devam.Bende ne koyarsam
masaya o paylaşılsın isterim..Ne eksik densin, ne daha densin..Nede tadı şöyle olsa daha iyi olurdu densin..
Ben kimin önüne ne konacağını bilirim..Yeterki az bi şey bulayım masasında..Sığ, ketum ve gereksiz
konuşan insandan hazzetmem..Kimse aynam olsun istemem..Dostta araamam, o beni yada ben onu bulurum.
Son cümle; Hayatımda hep uçları yaşarım..Masa ayrımı yapmam, en tepe ve en dip insanları aynı anda yaşarım.

Gündem değişilikliği olmayacak..Toplantı bitmiştir..
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -7-

Kuyucak - Çoğalacak galiba bu mezarlar..Baksanıza Dursun'da ölmüş..Benzer ustaların izini aramıştık
onla..Uzun yıllar önce, bir kaç uzun yılda..Sonra o başka iz peşinde, biz başka iz peşinde gittik..
Hiç unutmadık birbirimizi..O içerden-dışardan selam söylerdi..''Bakın bakalım bulduğu izlerin çıkışı
varmıymış?'' diye..

Bense haber uçuramazdım ona, soru soramazdım..Fakat bazen sevdasının onu, karataş'lara çaldığını
hissederdim..İçimde duyardım..Genede ''Acıyorsam anam avradım olsun''derdim..Selam söylerdim bira
içerken, sahilden el sallardım..

Dostluğa, çok kaşık salladık onla..Hep saygı vardı özünde dostluğun..Ayrı iz peşinde olmamıza
rağmen, saygı oluşmuştu duruşlarımıza..Ne değiştirme derdi, nede uzaklaşma kaygısı..Anlama derdi oldu
birbirimizi..Birde kuru fasulye ve hamsi bulduk mu birbirimize yedirme derdi..

Sulu - Deniz'i sevdin, Deniz kızın oldu..Güney'i sevdin, Güney oğlun oldu..Şimdi Dursun mu olacak çocuğun?..

Kuyucak - Hele bu fırtına, bu kaos bi dursunda..Dursun'a sıra gelsin..
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -8-

25 Yıl önce..

1 Dost - Haydi kalk izci, sabahın dördünde yatılır mı? Şu saatte güneşin doğuşu izlenir Sarayburnu'ndan..
Yağmurda yağıyor bak ne güzel..Yarım şişede konyak var daha bitmemiş üstelik..Isıtır bizi..Zeynep'i düşünmekten
uyuyamadım yine..Her gece gibi desek daha iyi olacak galiba..Anladık çalışıyorsun, akşam gelince uyursun ya..
Bak ne diyeceğim sana, dönüşte Balat'tan geçeriz..Çorba içeriz sabah sabah..Kokarsa koksun, nane çiğnersin..
Birde fırçaladın mı dişini bi şey kalmaz..Sonra beni bırakırsın Mecidyeköy'e, Şişli'den iniverirsin Taksim'e..
Zamanın da varırsın işe..

Aylar oldu. Haklısın bu bunalımım beni de, Zeynep'ide, hatta seni de bitiriyor..Haklısın, Zeynep'de beni seviyor..
Ortada sorun yok..Her gün birlikteyiz..Doya doya yaşıyoruz her şeyi..Fakat ayrıldıktan on dakka sonra özlüyorum..
O mantıklı..Dersleri ağır onun..Cerrehpaşa tıp bu, boru değil..Ulan bırak diyorum okulu, gidelim Manisa'ya..
Bağcılık yapalım..Bir saniye sensiz duramıyorum diyorum..Gülüyor bana..Manyaksın lan sen diyor.. Manyağım lan
ben hakkaten..Manyadım lan ben hakkaten..Ne güzeldi ya Denizli'de yatılı okul günlerimiz be..Uyuyordum be geceleri..
Kendi başıma gidemem..Arabayı alıp kendim giderim de..Sensiz olmaz..Ben sensiz ve Zeynep'siz yaşayamam..
Yürü lan işte be..Zaten uyuyamazsın artık..Anladık yorgunsun..Üç yıl kaldı beeee, dayan..

25 yıl sonra bu konuşmalardan..

1 dost - İzci mesajını gördüm aslında..Çok meşguldum kaç gündür..Mahsus geciktirdim ki boş zamanım olsun
muhabbet edelim diye..İyiyim ben, dizi çekiyorum işte..Ulan bana ne dünya görüşünden ya..Parayı basıyorlar..
Veriyorlar senaryoyu a..na koyum elime..Çekiyorum bende..

Ya üzüldüm be işsiz kaldığına..Üstelik epeyde sıkışmışsın..Ya yardım edeceğim ben sana..Çanakkale'den bir ev
aldım akıllara ziyan..Köylük yer yaaa..Orman içinde, denize yakın..Resterasyonuna acaip para gitti.Hala da
gidiyor..Deniz kıyısına da bir yat bağladım..Onunda bakımı var..Sen idare et..Elim açılacak altı ay sonra..

Zeynep'te iyi..İzmir'de kızımla yaşıyorlar..Arada gidip görüyorum onları..Sevgilim filan yok artık..Elli tane
karı var çevremde..İstediğimle birlikte oluyorum..Sevmeye ayıracak zamanım yok benim..

Avcı - Eski bir dostu kaybetmek istemiyorsan, ondan bir şey istemeyeceksin..Kendi gözünde kendini, kendi gözünde
eski dostunu bitirmeyeceksin..Eski dostunu da kendi içinde bitirmeyeceksin..

İzci - Anılarla avunacaksın demek ki..Eski dostla yeni paylaşım olmalı oysa..Çok yazık..
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -9-

İki dost, bir eş..

Dost1 - Canımcım hoş bulduk..Kadınlık gururunun yıkılması değil benim ki..Dostum saydığım sevgilim incitti beni..
En iyi sen anlarsın beni..Ya gideriz İstanbul'dan dedi..Yada bu iş buraya kadar dedi..Seçenek yok başka dedi..
Çarpıldım resmen, konuşamadım..Peki dedim, sen git..Düşünsene, tartışmadı bile benimle..Beş sene yaşananların
hatırına, insan bunu yaparmı yaaa? Vefa artık semt ismi mi olarak anılacak?

Sığamadım evlere..Duvarlar üstüme gelmeye başladı..Kalktım sana geldim..Biliyorum yeni doğum yaptın, bebekle
uğraşıyorsun..Senden başka kimsem yok benim..Ev küçük biliyorum..Salonda kalırım ben..Eşin de sever beni nasıl
olsa, laf etmez..İyi çocuk senin ki.. Akşama bi rakı balık yapalım..Kütük gibi sarhoş olmak istiyorum ben..

Dost2 - Geleli on beş gün oldu..Hayatıma bir girdin ki, alt üst oldum..Bunu yapabildin helal olsun sana..Haklısın
hayattaki en iyi dostlardık biz senle..Dost dediğin de paylaşırmış..Hiç sınır koymadık kafamızda, masamızda..Fakat
kocamı da paylaşmaya başladın kendince, benimle..Dün gece ben sarhoş oldum yattım..Gece yarısı çocuk uyanınca
odamdan çıkınca ne gördüm dersin? Evet yarım saate yakın sizin düzüşmenizi seyrettim..O kadar rahattın ki, demek
ilk değil dedim..Sen bana ne vereceksin karşılığında, paylaşmak için?

Eş - Hayatta gördüğüm en iyi dostlar sizdiniz..Birinizin mutsuzluğu diğerini de mutsuz ediyordu..İkinizinde
mutlu olmasıydı benim amacım..Kaç gündür karşılıklı içerken, sarılmalarımızı görmedin mi? Resmen fingirdedik
gözünün önünde..Bende onaylıyorsun sandım onunla olmamı..Her şeyi paylaşıyorsunuz ya, beni de paylaşmayı
sessizce onayladığınızı düşündüm..

İzci - Her dost, dostunun neyi, nereye kadar paylaştığını sınamak istermiş..En kıymetli kim, bilmek istermiş..
Sevgilimi, eşmi, kendisimi kıymetli acaba, bilmek istermiş.. Hep hikaye bu değilmi? Her ilişkiye burnunu sokan
dostlar dolu değil mi etrafta? Kendisinin de aralarına alınmasını bekleyen dostlar..
Bir kadına/erkeğe satıldığımızı düşünen yığınlar değilmiyiz?

Kuru - Gelelim Eş'e..Körün istediği bir göz, mevlam verdi iki göz durumu galiba..Daaa, bir gözden de oldu bence..
 
Hasan Abi ben sizin yazılarınıza biraz maydonoz olacağım, kusura bakmayın... :D :D :D

Kuyucak demiş ki:
İzci - Her dost, dostunun neyi, nereye kadar paylaştığını sınamak istermiş..En kıymetli kim, bilmek istermiş..
Sevgilimi, eşmi, kendisimi kıymetli acaba, bilmek istermiş.. Hep hikaye bu değilmi? Her ilişkiye burnunu sokan
dostlar dolu değil mi etrafta? Kendisinin de aralarına alınmasını bekleyen dostlar..
Bir kadına/erkeğe satıldığımızı düşünen yığınlar değilmiyiz?


Ben izci'yi çok sevdim,çok zeki bir kişilik yaratmışsınız..."Bir kadına/erkeğe satıldığımızı düşünen yığınlar değilmiyiz? " Bu cümle çok doğru,acaip gerçekçi bir tahlilde bulunmuşsunuz...İnsanın içgörü kazandığı bir cümle...Bilip ama bilmemezlikten geldiğimiz bir durumu gözümüze sokmanız müthiş bir şey...Tebrikler...Saygılar...
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -10-

Sulu - Üç dost vardı bildiğim..Aynı evde kaldılar, hemde on yıllarca..Yarin yanağından gayrı herşeyi paylaştılar..
gün geldi beraber ağlaştılar, dertleri ortak oldu..Gün geldi beraber beraber halay çektiler..Cüzdanlarında
hep eşit para oldu, herkes aldığını ortaya koydu..Gün geldi evlenmeye karar verdiler..EVlenincede aynı yaşam
tarzı olacak diye sözler verdiler, yeminler ettiler..

Daha evliliklerinin üzerinden altı ay geçmeden paramparça oldular..Hiç bir kadın, hiç bir kadınla anlaşamadı..
Kadınlar karşısında bu eski dostlarda dağıldı gitti..Şimdi altı ayda bir telefonlaşırlarsa, mutlu oluyorlar..

Kuru - Kadın kadının kurdudur diye boşuna söylememişler demek ki..Ayrıca kadın kıskançlığı..Zor kadınların
dost olması, hem kendi cinsleriyle, hemde karşı cinsle..

İzci - Tam size göre konuşmalar bunlar..Düşünsenize orada kadınların durumunu..Kadın bir erkek seviyor..
Yuvasının kadını, sevdiğinin sevgilisi olmak istiyor..Fakat bir anda sayısız insanla karşı karşıya kalıyor..
Hemde enseye tokat olması isteniyor..Herkesle herşeyi paylaşması isteniyor..Dağılması doğaldır kadının burda..
Ürküp geri çekilmesi, suratının düşmesi insan kişiliğinin gereğidir..

Sulu - Tamam haklı olabilirsin İzci..Ancak kadınında erkeğini paylaşamama derdi var bence..En büyük rakipleri
her zaman erkek dostlarıdır, eşlerinin..Çok da meraklı oldukları söylenemez dostlarla ortak yaşam tarzına..

İzci - Çok su götürür bu konu..Evlilik içe dönüktür ve kadın ruhunun sonucudur..Komün halinde yaşamak
gereklimidir ayrıca? Kadın aslında sevdiğini, sevgi adı altında, hapsetmek ister..Paylaşmak istemez..
Bu tutumu boğar erkeği..Kendisini de boğar aslında..Erkekse dışa dönük yaşamak ister..Sonra gireriz bu konuya..

Kuru - Siz uzatın daha..Kadın kadınla dost olmaz..Olamaz..

İzci - Ben na kadınlar tanırım erkekten dost..Ne erkekler tanırım fahişeden beter..
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -11-

iki dost, iki eş..

Dost1 - Yakalanmışın ha, iş üstünde..Karda yürüyorsun ama arkanda izler kalıyor, kan kırmızı senin..

Dost2 - Yok bi şey be..Yeminle yapmadım bi şey..Kurgu ve kuruntu bu hale getirdi işleri..Sanaldan
yapılan bi oyun ve işe başkalarının karışması, karıştırdı her şeyi..Hem sende dikkat et..Başına senin de
bi şeyler gelebilir..Göz hapsindesin, cebinde bi şeyler bulmuşlar..Bozulmasın bu yaştan sonra aile
düzeniniz..Benden uyarması..Ama sakın söyleme, eşin de senin kadar dostumdur..Onu da kaybetmek istemem..

Eş1 - Seninkinin canı yandı ya..Azda olsa olanları benim kızdan biliyor ya..Aldı intikamını..Şişirmiş
benimkini..Adam esti gürledi..Siz beni mi takip ediyorsunuz diye? Dedikodumu yapıyorsunuz diye..
Sildim onu hayatımdan..Sorma gereği bile duymuyorum olanları..Benim için bitti o..

Eş2 - Savunacak halim yok onu, sana karşı..

Avcı - Her dost, en çok kimin daha dost olduğunu sorgular..Seçim yapılmasını ister, bekler..

İzci - Dost dediğin her zaman düz ve düzgün olmak zorundamı dır? Onun da hata yapma hakkı yokmu dur?
her zaman ölçülü, planlı, ağır ve ileriye dönük mü düşünmeli dir?

Bu dünyada yanında kendini bırakıvereceğin, yargılanmayacağını bildiğin, ne yaparsan yap, seni kabul
etmiş insan değilmi dir dost dediğin?..Zaten bu kavramdaki mistik hava, sırlarını bilen, ama aynı zamanda
seven, kabul eden anlamı taşımaz mı?

Avcı - Fakat yukarıdaki bölümlerde bir sürüde kötü örnek verildi..Her şeyiyle kabul etme/edilme ye dair..

İzci - Haklısın, sınır nerde olmalı diyosun? Bence herkesin dost şablonu aynıdır..Ne varki siz ve
dostlarınızın kişilikleri, bu şablondan daha önemlidir bence..''Dost sandım seni'' sızlanmasının
altında yatan asıl duygu; Bana gösterdiğin kişiliğin sahteymiş, başka bir kişilikmişsin sen demektir..
Gerçekten siz sere serpe sergilediyseniz kendinizi..Dostunuz olan kişide sergilediyse, ve oluştuysa aranızda
o büyülü atmosfer..Bu büyü asla bozulmaz..Çünkü o'nun sizi zaman zaman ısıracağını, zaman zaman üzeceğini
zaman zamanda bulutlarda gezdireceğini bilirsiniz..Siz Ermişmisiniz ki, dostunuz ermiş olsun?

Kuyucak - Bir çırpıda kaybedilen iki dost bence..Ya eş? Ona ne demeli? Bazı insanlar bir şeyleri yaratır..
Çöle bırak onları, kuyu kazar, ağaç diker..çiçek olur, meyve olur emekler..Ağacın gölgesinde toplanır
dost meclisleri..Bu insanlar, çevresiyle vardır. Çevresi olmadan onlar kendilerini bir hiç sayarlar..Onlar
için özgürlük çevresindeki insanlardır..Çevresindeki insanların nitelikleri çok önemli değildir onlar için,
alınması gerekenden alırlar, verilmesi gerekene verirler..

Bazı insanlar vardır; Hayatları boyunca taşıdıkları şablonlara göre yaşarlar..Kafatascı deyin onlara..
Dostluğun, çevrenin, ellerindeki cetvellerle sürekli ölçümünü yaparlar..Kültürel kafatascıdır onlar..
Bir dakika içinde, terkederler..Onlar memnun edilmek zorundadırlar..Onlar mutlu edilmek zorundadırlar..
Onların mutlu etme dertleri yoktur..Onları kim tercih ederse, onları kim mutlu ederse, ötekiler dışlanır.

Epey bi ara verme zamanı geldi galiba..Bu gönül, kendi gibi gönüller arayacak bunu biliyorum..Pek alışık
değil yanan bi gönül karşısında,kendini buz içinde tutmaya..İlla atar, korumaz kendini..Ateşte
yanan gönüller görünce, ateşin içine düşünmeden atar kendini..Ama epey boşaldı bu gönül be..Epey boşaltıldı..
Görüşmek umuduyla..
 
DOSTLUK-ARKADAŞLIK-YOLDAŞLIK -12-

Bir dost, bir sevgili..

Sevgili - Sen beni yanlış anladın galiba..Ben seni sevgili olarak görmedimki hiç..Hiç sana bu gözlede bakmadım..
Hiç ağzımdan çıktımı ''sevgilim'' sözü? Şok ettin beni şimdi..Üstelik bana bu gözle baktığını bildiğim için
yanında rahat da edemem artık..Kötü oldu..Yazık bitti bence dostluğumuz..Benim için çok kıymetliydin üstelik..

1Dost - Tamam haklısın adını koymadık..Fakat hangi sevgiliden ayrı şeyler yaşadık biz? Gözün gözüme değmedimi?
Elimiz hep ayrımıydı birlikteyken? Avuçlarımız terlemedimi her el ele olduğumuzda? Öpüşürken dudaklarmız
kardeşcemiydi? Üstelik hangi dost öpüşür dudaktan saatlerce? Mastürbasyona hangi dost yardım eder, karşılıklı?

Sevgili - Çok geri kafalısın yaaa..Olabilir, bazı şeyleri zorlamışız..Abartmışız..Anladık..Yok bende fazlası..
Sana yardım etmişim işte..Dayanamamışım senin isteyen, arzulayan bakışlarına..Belkide acımışımdır ya.
Az fedakarlık mı bunlar, sevmediğin bir adam için yapıldığı düşünüldüğünde..Seni sevgili olarak hiç düşünmedim..

Avcı - Hikayenin aslını biliyorum ben..Bir senede yaşandı bitti herşey..Sevgili, kendine başka bir sevgili buldu..

Sulu - Ama çocuğun dünyasını alt üst etmeye ne gerek var ya..

İzci - Entel orosbuluk değil bu..Entel köylülük aslında..Bir sürü doğru ve yanlış laf bir arada..Sevişmek için
sevgili olmak gerekmez bencede..Fakat kazık atmanın, yüz üstü bırakmanın da, dostunun bakış açısından rahatsız
olmasının da savunulacak bi yanı yok..Açıkça söylese başka birini sevdim diye..Diyemez işte..Kurnazlık var
kafada..Hem kendi gözünde iyi kalacak, hem dostunun..İlerde duyulursa da yeni sevgilisinin gözünde geçmişi iyi
olacak..Dosttuk biz onla diyecek..Çünkü yeni sevgilisi, eski sevgilisinin tanıdığı..Çocuğu öldürmenin de
bir yolu bu olsa gerek..İşte yaşamsal bir travma..Yaşam boyu bir kambur gibi sırtta taşınacak bir anı artık o..
Kadına bakışını ve ilişkilerini belirleyecek bir yük..
 
İzci - Arkadaşlık bana hep dayanışmayı çağrıştırır..Birbirine arka çıkan, birbirine arka veren, güven veren
anlamları kokteyl olur kafamda..Dost kavramı ile tartıya girseler sanırım, dostluk daha ağır basar..Ancak
her dost arka çıkmayabilir, dostuna..O yüzden arkadaşlık ile dostluk tartıya girmesin derim ben..Arkadaş
dediğinse her daim arka çıkar insana..İnsanın illa kavgada arka arayışı yoktur..Duyguda yada bulunduğu her
ortamda arkasını dayayabileceği bir insandır arkadaş..

Sulu - Haklısın, bazen ağlamak için bir omuz arıyor insan..

Kuru - Bazen yemek için, yanımda bir arkadaş olsun istiyorum ben..Hala eski meyhane arkadaşlarımı unutmadım
örneğin..Ya adını bilirdim, bir de işini, bir çoğunun..Başka hiç bir şey bilmezdik birbirlerimiz hakkında..
Bazen aşka gelip ayrıntılara giren olurdu..Ancak o anlatılan ertesi gün hatırlanmazdı..Orada kalırdı..
Akşam oldumu toplanırdık aynı masanın çevresinde, sihirli bir güç o masaya çekerdi bizi..Kuşlar gibi..
Geceleri güvenli yerlere tüneyen kuşlar gibi..O arkadaşlar arasında güvende hissederdin kendini..Diğer
insanlara karşı, hatta meyhaneciye karşı güvende olurdun..

Avcı - Doğaya bakın arkadaşlığı anlamak için..Kurtlara bakın..Tek başlarına başa çıkamayacakları düşmanlarını
korkutup kaçırır, avlarını avlarlar ..Kendilerinden onlarca kat cüsseli avlarını, hatta kendilerinden
çok hızlı olanları bile dayanışma ile alt edebilirler..Arkadaşlık kişi ve kişilerin örgütlenmesi derim ben..
Zaman zaman bir araya gelebilen, yada istenildiği an toplanabilen gönüllü örgüt üyelerine, arkadaş derim ben.
Örgütlü olmak güç demektir bana göre..Bireylerin gücü kendi güçleriyle sınırlıdır, oysa dayanışma olağanüstü
sinerji yaratır insanda ve doğada..

İzci - Nereye vardın be Avcı..Deki sahilde manzara seyrederken arkadaş oldun..Güçlenip dahamı güzel oluyor
seyretmesi manzarayı..İlla güce dayandırmamak lazım bu örgütlü olmayı..Hadi diyelim ki yalnızlığa karşı
bir örgütlenmedir arkadaşlık..
 
Avcı - Askerlik arkadaşları hiç unutmalmazmış....
Az hemşehricilik olayıda etkilermiş bu olayı..Beş kişi bir oldumu koca alayda laf eden olmazmış..Posta
koyarmışın herkese..Askerlikten sonra epey gelinip gidilirmiş birbirlerine.. Kopuyormuş
insan zamanla..burnun direkleri sızlarmış hala hatırlanınca o günler..Ben yapmadım, duydum..

Sulu - Yatılı okudum ben lisede..Üniversite de yurtlarda kaldım..Ne arkadaşım olduysa oralarda oldu..İnsan
sonradan arkadaş edinemiyor galiba..O soğuk gecelerdeki paylaşımlar..Parasızlığı, açlığı gidermek için
gösterilen çabalar..Her birimizin aşk şarkıları bile benzerdi..Ulan ne günlerdi be, sevgili bulursun
ev bulamazsın, ev bulursun sevgili yok ortada..Çoğu arkadaş toplanıp ev tuttu sırf bu yüzden..Günlerce
anlatılacak asıl hikayeler aslında buradaki yaşantılardan çıkar..İnsanların kendini oluşturduğu, insanların
işte bu benim dediği, bütün kirlenmelerden henüz uzak, kendine saygı duyduğu asıl dönem bu dönemdir..
İleride anlatılacak, mutlu olmak adına herşey buralarda filizlenir..İşin içine birde okul arkadaşlarını
kattın mı..Başka ne kalır insanda tortu olarak? İlerideki yaşanılacak olaylar pek şekil vermez insanın
kişiliğine..çalışma hayatı, evlilik, sorumluluk aslında o eski kişiliğin dayanma gücünü zorlar sürekli..
Aşındırır, örseler..Çok özel şartlar olursa belki gelişir insan..İşini sevmek, eşini sevmek, doymak gibi..
Belki yüz kişiden duymuşumdur ben, diplomaları aldığımız gün..Keşke mesleğimiz öğrenci olmak olsaydı diye..
Bu aslında korkudur..Parçalanmaktan korkudur..Hayata karşı tek başına kalma korkusudur..

Kuru - Hastahane arkadaşlarını da unutmamak lazım bu arada..Çok uzun süreler birlikte kalındıktan sonra
sağlam bağlar oluşuyor insanlar arasında..Acıda birleşme, umutta birleşme diyorum ben orada oluşan
arkadaşlıklara..Yada acıya karşı örgütlenme..İlk müdahaleden sonra hastalarda acılar zamanla dayanılmaz
olmaktan çıkıyor..Bekleme dönemi zaten uzun olan..Sadece bekliyorsun..O bekleme dönemi insanları çok
zorluyor..Alışma, alışamama etken burada..Bundan sonraki yaşama kaldığın yerden devam mı edilecek?
Kalıcı izlermi olacak hayatımızda..Bu bekleme döneminde insanı çıldırtan sorular bunlardır işte..Bir gün
alınan güzel bir haber, bir işaret, insanları deli gibi mutlu eder..Sende katılırsın bu çoşkuya.. Ertesi
gün alınan kötü haberse, kara bulut gibi çöker koğuşların üstüne..Arkasını dönüp ağladığını bilirsin..
Uzaktan gelen bi türkü ağlatmaya yeter herkesi..Ortak ağlarsın, ortak gülersin..Unutamazsın hastahane
arkadaşlarını, daima bi haber beklersin..

İzci - Şu anda yaşanan bi şey kalmadı mı? Hepinizin içi çekilmiş be..Ben sahile gidiyorum..En iyi arkadaşım
olan deniz'e..Belki yanında onun da arkadaşları vardır..
 
İzci - Bi Cengiz'im vardı, bi Adaşım, birde Sarı'm..Kendimi bildim, onlarlaydım..Çok çekti köylü bizden..
çok çekti diğer çocuklar ve kuşlar..Çok bostan çaldık, çok kiraz ağacı tepelerinde gezdik..Eşek yarıştırdık,
eşekten düştük..küçük yaşımıza rağmen şarap içtik düğünlerde, gizlice..

Cengiz dişçilik bile yaptı Muş taraflarında..Kürtçe öğrendi..Banada epey küfür öğretmişti kürtçe..Kar çok
yağardı bizim köye ben küçükken ..Her tarafı kar kaplardı..karın üstüne hayvan gübresi dökerdik..Çok kısa
sürede kuşlarla dolardı gübrenin üstü..Bizde beklerdik elde tüfek biraz ilerde pusuda..Sonra bir o, bir ben
basardık tetiğe..Hala o serçelerin tadı damağımdadır..Küçücük, bi lokma şeylerin tadı ne olacak demeyin..
Et yüzü görmeyen, bayramdan bayrama ete doyan küçücük bedenler için o lokmalar küçük birer protein drajesidir..
Yine de içimin bir yanı sızlar, yoksulluğun yabanileştirdiği duyarsızlığa..

Ben ayrıldım köyden okul için..Cengiz'de çok işe girdi çıktı..En son babasıyla Fransa/Pariste yaşamaya
başladı..Konfeksiyon işi filan..Yıllar sonra köyde düğün yaptı..en son orada gördüm..Türk bir kızla
evlenmek istemişti. Düğün yaptı, bir ay sonrada Fransa'ya döndü..Altı ay sonra da eşini götürecekti..
Olmadı, üç ay ay sonra cenazesini getirdiler köye..Güya otobanda yarışa girmiş..Ulan ne zaman yarışmadı ki
yaşamla dedim..Bir oğlu oldu, adını Cengiz koydular..Benziyor ama onun kadar fırlama değil..

Avcı - Fırlamalık sanada uyar geliyor demek ki bazen..Ciddiyet kutsal değil yani..
 
İzci - Adaşımı anlatayım azıcıkta..onu kısa keseceğim..İçim kaldırmıyor artık yeniden yeniden bu olayları
hatırlamayı..Diğer yaramazlıklarımızı Cengiz'i anlatırken anlatmıştım zaten..Bizim köyümüz Büyük Menderes
kıyısındadır, yani nehre yakındır..O yıllarda henüz nehirler zapt edilmemişti barajlarla..Nehirlerden
yararlanmak için yazın var olan doğal kapaklar sonuna kadar açılırdı..Korkuç bir canavara dönüşürdü Menderes..
Yatağını zorlar, debisi o kadar artardıki önünde durmak imkansız..Her sene sadece bizim yöreden üç beş kurban
alırdı koca dere..Adı buydu halk dilinde,Koca dere..İşte biz bu Koca derede geçirirdik zamanımızı..Hayalinizde
canlandırmak için şöyle anlatayım..karşıdan karşıya yüzmek istiyorsunuz örneğin..Gideceğiniz yerin karşısından
değil çok yukarlardan atarsınız suya kendinizi..Akıntıya karşı yüzersiniz ve bu arada karşıya gitmeye
çalışırsınız..Gideceğiniz yere varamaz yada bir dala tutunamazsanız, sonunuz çok kötü..Ya bi anafora
girersiniz, yada taşlara çarpa çarpa, yada ağaç altlarında can verirsiniz..Bu Koca dere bizim oyun alanımızdı
işte..Yüzer, balık tutardık..Balığı ise, şişe içine konan bir kimyasalı fitille patlatarak avlardık..
Balık sersemler, biz aşağıda bekler, gelen balığı o azgın sulardan kapmaya çalışırdık..Çocuklukta yırttık buradan.
Ancak yıllar sonra aldı bizden birini..Adaşım işte yine böyle balık tutarken, iri bir balığından ardından
gidince, olan olmuş..Bir girmiş anafora, bi daha çıkamamış..Ben o sırada belime kadar alçıda yatıyordum..Çok
küfür ettim adaşıma; ''bana bunu bu halimle yapmayacaktın'' diye..Bazı ufak tefek bilgiler daha..Adaşımın
iki kardeşi intihar etti..İzi kalmadı adaşımın hayatta..

Köyü pek sevmiyorum artık..Giderim Anamın, Kardeşlerimin yanına, çıkmam pek dışarı..Çıkarsamda giderim
Koca dere kenarında iki bira içerim, yalnız başıma..Sonrada mezarlar la konuşurum..Şöyle düşünürüm orda; Bizler
bir avuç cam bilyaydık ..Bir el bir fırlattı bizleri havaya, dağlara, uzak diyarlara..Şimdi toplanıyoruz
diyorum yavaş yavaş bu kabristan da..

Haa onuda söyleyeyim birde Sarı'm vardı hani..Onu görmeye tahammül edemiyorum artık..Sanırım o da beni
görmek istemiyor..Denedik bi kaç kere, olmuyor..Hüzün ve gözyaşından başka bi şey üretemedik..

Sulu - İzci sende ne anılar varmış be..Birde bana sulu dersiniz..
 
İzci - Geldik en sonunda yoldaşlığa.. Gidilecek yer bellidir..Belirlenmiştir çok önceden..O yere yalnız
varılmaz..Varılmayacağını herkes baştan bilir..Kalabalık çıkmak lazım yola..Kalabalık ne kadar çoksa kurda kuşa
yem olunmaz, yollarda buharlaşılmaz, denize varılabilinir..

Çok örneği vardır büyük yürüyüşlerin..Her büyük düş önce için için yanar, yandaş kazanır, sonra yollara dökülür..
İşte büyük düşe doğru giden yola çıkanlar, birbirlerine yoldaş derler..Aynı yolun yolcusu denmez onlara, yada yolda
bir ara karşılaşmış insanlar değillerdir..Başı ve sonu belli olan bu yola çıkanlara denir yoldaş..Bu yolda başlarına
gelebilecek her şeyi baştan bilen ve kabul eden insanlara denir yoldaş..Bu can yoldaşlığı değildir..
Yol yoldaşlığı hiç değildir..Düşünsel yoldaşlıkta dostluk olmak zorunda değildir..Arkadaşlık olmak zorunda değildir..
Sorumluluk ve görev bilinci her şeyin üstünde tutulur..Zaten gerisi bozar yoldaşı..Ahbap çavuş ilişkilerine,
feodal ilişki denilen kayırmalara, duygusal ilişki denilen zımbırtılara hiç yer yoktur..İnsana ait, onu rahatlatan
gevşeten her tür düşünce ve eylemden uzak durmak gerekir..Yoldaş dediğin her an tetikte durmalıdır..Diğer
yoldaşlarına örnek olmalı, eğlencesi bile gelişme üzerine kurulu olmalıdır..Çelik gibi olmak çok kullanılır,
yoldaşlık terimleri arasında..Düşünce de, eylemde, irade belirten her yerde çelik gibi olunmalıdır..Çelik
bilirsiniz serttir, bükülmez..Ancak kırılabilir..

Bu yola çıkanları ne kadar böyle tanımlasak da aslında hiç bir zaman böyle olmamıştır onlar..Dörde ayırdım onları..
-Yoldaşlar ; Sayıları çok azdır..Gerçek anlamda ideolojik donanıma ve eylem kararlılığına sahiptirler..
-Yoldaş aşıkları ve hayranları ; Adından da anlaşılacağı üzere, asla yoldaşlık niteliklerine sahip olmayan,
olamayacak olan insanlardır..Ancak yoldaşlara duydukları büyük hayranlık ve aşkları yüzünden yapamayacakları
fedakarlık yoktur..Asıl yürek burkan hikayeler bu guruptan çıkmıştır..Birileri bunların üzerinden yürümüştür
sanki..Bunların duyguları hiçe sayılmış, kanatılmış, harcanmış, eğilip bükülmüştür bütün değerleri..
-Çocuklar ; Bunlar yolda doğanlar yada diğer gurupların çocuklarıdır..Orta okulda başlayan bizlere başka ad
bulamadım ben..Çocukça duygular eğildi büküldü oralarda..Sağlam karekterli kişilikler de oluştu, travmatik
ruhsal sancılı olanlarda çok bu gün..
-Yolda yoldaş olanlar ; Harekette bereket gören, durağan yaşamdan nefret etmiş, hiç bir umudu kalmamış insancıklar
hiç sorgusuz sualsiz katılıverirler kalabalıklara..Hem de kervan yürürken..Yoldaşların asıl amacı da bunlardır
aslında..Geniş kitleleri kucaklamak dedikleri bunlardır işte..

Neyse, uzatmayacağım..Bununla ilgili yazacağım anıları burda yazmayacağım..Yazmam mümkün değil..Çoğu yaşanmış
olay bunların..Üstelik bir kitap olursa burada yazılanlar, orada baş tacı olacaklar..Saçmayacağım ortalığa
onları şimdilik..
 
GOOGLE SOHBETLER -6 -

Google – Yamak söyle, bilginin insan için kullanıldığına inanıyor musun ? Ne düşürsün bu konuda?

İzci – Bilgi kimin elindeyse ona hizmet ediyor…Paranın merkezileşmesinin yarattığı bir anafor
var dünyada…Bu anaforun etkisinden kurtulmak, yada etkisine girmemek mümkün değil…Bilgi de
bu savruluşun içinde. Şimdilik diyelim…

Google – Tam olarak ne diyorsun anlamadım?

İzci – Sen ayrıntıları daha iyi bilirsin, ben sadece yorum yapıyorum…Duvarcı dediğim, binlerce
değişik, tuğla üstüne tuğla koyan arkadaşlar sayesinde ilerler bilgi.(Hepsi bilim adamı değildir.Bazıları
sıradan insanlardır.) Her ön görülen, her bulunan tuğla insan oğlunun kendisine yaptığı mabedin duvarlarını yükseltir. Öyle ya, insan oğluna bu dünya evin olacak, bu evrenin bu ıssız köşesi sana
uygun mu diye sorulmadı…Evsiz, enerjisiz, sahipsiz, bilgisiz atılıverdi bu köşeye…Kendi bilgi birikimi
sayesinde, kendine enerji yaratmaya, ev edinmeye, kendine sahip çıkmaya başladı…Piçlik duygusundan
kurtulmaya başladı…Kendini, doğayı bildikçe korkusu, yalnızlığı azaldı…Hatta bu başı boşluk, bu özgürlük hoşuna bile gitmeye başladı…Sorun da burada işte…İlerlemesi lazım…İlerlemezse kendini bitirir…
İlerlemezse uygarlık dediğin kendiliğinden yok olup gider.

Yeni, temiz, ucuz ve bitmez enerji kaynakları lazım ona…Bütün savaşı, bu günlerde bu… Bu insanlık
yanı olayın…Öbür yanıysa, kişisel/yerel/sektörel/ulusal…Deki bir duvarcı, öyle bir bilgiye/tuğlaya ulaştı ki
insanın enerji sorununun çok büyük kısmını çözecek…Duvarcının bu bilgiyi götüreceği yer, ulusu, firması
yada satacağı bir sanayi/finans kuruluşu olacaktır. Oysa o ulusun, o firmanın, hatta uluslar arası bir tekelin
bitişi anlamına gelecek o bilgi, onların eline geçtiği anda yok edilmektedir…En iyi ihtimalle ortaya çıkarılmadan saklanılmaktadır…İşte bu merkezileşen paranın çekim gücüdür…Bu anafordan kurtulmak,
ona bir şeyleri kaptırmadan kurtarmak çok zorlaştı…İşte insanın önündeki en büyük tehlike budur…
İnsanlığın gelişimi özgür gidişinden koparılıp, para neye izin verirse ye dönüştü..

Google – Haklısın ya…Çevresine bir baksa insan her yer enerji dolu oysa…Evren enerji/madde demek
zaten.Şişeden emilen içecek gibi, bir sokabilse pipetini her hangi birisine, kanatlanacak oysa…


Örnek mi? Geçenlerde yazıyordu duvarcının biri, bir yerlere; Y harfi gibi bir teşkilatı sokacaksın yer altına, yada orada inşa edeceksin…Isının izin verdiği yere kadar inebilir insan…Suyu buharlaştırma noktasında
inşaat yapabilir insan…Hoş yapılacak şey zaten Y harfinin alt ucunu yere çakmak, yada V harfinin kıçını
yere, buharlaşma noktasına kadar sokabilmek…Bir uçtan vereceğin dere, öbür uçtan buhar derelerine
dönüşür. Alın size sınırsız enerji….
-Dünya kendi çevresinde öyle bir hızla dönüyor ki. Koyun uzaya enerji santralleri, üretiminizi ışınla yansıtın
yeryüzüne…En ilginci de şuydu okuduklarımdan; Hani benzin deposundan bidona benzin çekme yöntemi vardır ya…İşte o yöntemle kurun tesisinizi denizin içine, yerden kaldıracağınız bir metre yükseklikteki suyla tüm insanlığı enerjiyle besleyin…Hatta, yıldırımları depolamaktan bahsediyordu bir duvarcı.
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sulu- Bir şeyler düştü aklıma..Onları sıraladım..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3][/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Akşam içime çöktü.[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dağlar parçalanıverdi..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kendini gömdü Palmiyeler..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kendi içine girdi deniz..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bir yer sofrası gibi gökyüzü kendini toparladı..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ne kızıl kaldı, nede yıldız..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Işık kendine girdi..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dümdüz oldu her yer.[/SIZE][/FONT]
 
Üst Alt