Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Özel Eğitim Okulları İşte Gerçekler!

akberk

Üye
Üyelik
4 Kas 2009
Konular
42
Mesajlar
180
Reaksiyonlar
0
Özel Eğitim Okulları İşte Gerçekler

BİLDİRİ

2006 yılı itibariyle Özürlüler kanunu kapsamında engelli bireylerin herhangi bir sağlık güvencesi olsun olmasın eğitim giderlerinin devlet tarafından karşılanıyor olması hükümetin bu alanda yapmış olduğu en önemli iyileştirmedir. Bunu her fırsatta dile getirdik ve buna devam edeceğiz. Ancak Özel Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği olarak özellikle son bir yıldır ciddi gayretlerimize rağmen sistemdeki aksaklıkların giderilmiyor olması ve okul çağındaki engelli bireylerin eğitim hakkından mahrum kalması bizleri ve aileleri umutsuzluğa sürüklemiştir.
Devletimizin bunca zaman engelli bireyin eğitimi için ayırdığı bütçe sağlıklı bir şekilde maalesef yerine ulaşamamıştır. Kar marjının yüksek oluşu ve sistemdeki açıklıklar nedeniyle geçmişte basına yansıyan birçok istismara kamuoyuda da tanık olmuştur. Dernek olarak son bir yıldır özel eğitim hizmetlerindeki mevzuat, yasa, yönetmelik sıkıntılarını, yanlışlıkları, çıkarcıların yakalayıp kullandığı yasal açıklıkları, denetim yetersizliğini, usulsüzlükleri ve hatta yolsuzlukları dile getirdik ve çözüm önerileri sunduk. Kar marjının yüksek tutulmasının sıkıntıların çözümü değil kaynağı olduğunu dile getirdik rehabilitasyon merkezlerinin tepkisini aldık; 20 kasım genelgesinin nasıl iptal edildiğini açıkladık üst düzey bir bürokratın tepkisini aldık; Rehberlik Araştırma Merkezlerinin illere göre açıklanamaz ! grup eğitimi öneri dağılımını ve benzer keyfi uygulamalarını dile getirdik, tepki aldık. Ülke genelinde engelli eğitimine gerekli özeni gösterebilmek adına yapılan tüm çalışmalarımız anlamsız şekilde sabote edilmeye çalışıldı.
Son bir yıldır özel eğitim hizmetlerinde gelinen nokta maalesef çok üzücüdür. Dernek olarak bir yıl önce hız kazandırdığımız çalışmalarımız özel özel eğitim okullarında örgün eğitimin özürlüler kanunu kapsamında tanınması adına olmuştur. O dönem için devlet tarafından desteklenmediği halde ülkemizde 170 özel özel eğitim okulunda 5000 engelli öğrenci eğitim alıyorken günümüzde okul sayısı 120 lerin altına ve eğitim alabilen engelli öğrenci sayısı 2000 lerin altına düşmüştür. Her geçen gün okul sayısı ve eğitim alabilen öğrenci sayısı azalmaya devam etmektedir. Peki şimdi bu çocuklarımız nerede? Hafif düzeyde yetersizliği olan engelli bireyler için uygun olan kaynaştırma programı maalesef orta ve ağır düzeydeki engelli bireyler için kesinlikle uygun değildir ve özel eğitim okulunda eğitim alması gereken bu çocuklarımız devlet okullarının resmi kayıtlarında görülmekte ancak okul eğitimi alamamaktadır. Hiç alamadıkları okul eğitimini ayda 8 seans bireysel 4 seans grup eğitimi ile desteklemeye çalışmaktadırlar.
Özel eğitim hizmetleri amacından saptırılmış; yasa, yönetmelik ve mevzuatlar engelli bireyin değil de kurumların lehine göre düzenlenir hale gelmiştir. Örneğin; haftada sadece 1 seans olan grup eğitiminin uygulamada engelli birey için hiçbir faydasının olamayacağı ortadadır. 8 kişilik öğrenci gruplarına haftada 1 seans fatura düzenlenebiliyor olması maddi destekten öte hiçbirşey değildir. Yaptığımız tüm çalışmalar devletimizin engelli eğitimi için gösterdiği hassasiyetin bazı çıkarcılar tarafından kullanılmasının önünü kesmek, anayasal zorunluluk ve vatandaşlık hakkı olan örgün eğitim hakkının her engelli bireye ulaştırılmasını sağlamak adına olmuştur.
Tüm gayretlerimize rağmen gerekli düzenlemelerin hala yapılmamış olmaması ve çıkarcıların engelli eğitimi adına yapılan çalışmalarımızı hedef almaları gelinen noktada özel özel eğitim okulları birliği derneği olarak bizleri, çabalarımızı noktalamaya sevk etmiştir.
Engelli hakları adına yaptığımız çalışmalara tüm samimiyetleri ile destek veren Ak Parti Grup Başkan vekili Sayın Mustafa ELİTAŞ beyefendiye, Konya Milletvekili Sayın Orhan ERDEM beyefendiye, İstanbul Milletvekili Lokman AYVA beyefendiye , Maliye Bakanlığı Müsteşarı Naci AĞBAL başta olmak üzere bütün bürokratlarına ve Özel Öğretim Genel Müdürü Sayın Mehmet KÜÇÜK beyefendiye ( sektörün düzelmesi için sonuçsuz kalan iyi niyetli çalışmalardan dolayı ) engelli çocuklar, aileleri ve özel eğitim hizmetlerinin hakkıyla uygulanmasını hedefleyenler adına teşekkür ederiz.
Bundan sonra özel özel eğitim okulları birliği derneği olarak çıkarcıların engelli eğitimini istismar edebilmeleri adına daha da rahat hareket edebilmeleri için sektörde yaşanan usulsüzlükleri, yolsuzlukları,sistemin boşluklarını dile getirmeyeceğimizi üzülerek paylaşıyoruz.
Saygılarımızla.

Metin DEMİRCAN
Özel Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği Başkanı

ülke olarak özel eğitime çok duyarsız kalıyoruz kaybeden okul sahipleri değil engelli çocuklar olacaktır.
http://www.ozelegitimevi.com/index.php?topic=5900.0
 
Bu yazı alıntı mı yoksa bizzat Metin Bey tarafından mı buraya paylaşıldı bilmiyorum ama her türlü aksaklığa rağmen, çözülmeyen sıkıntılara rağmen engellilerin eğitimi hususundaki konuya daha olumlu bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Moralimizi bozmadan daha da güçlenerek ve gerekli destekleri alarak engellilere yönelik eğitimi hakettiği seviyeye getirmeye çalışalım. Bu konuda sonuna kadar arkanızdayız.
 
ben onu bunu bilmiyorum bildiğim tek bişey var,oda normal çocuklar günde 6 saat, hatta 8 saat ders alırken,engelli çocuklar hafada 45 dakikadan 90 dakika ders alıyor bu yeterlimi .hiç sanmıyorum.bu saatlerin çoğaltılması gerekmiyormu yazık ,yazık oluyor bu çocuklara .engellilere haklar tanındı evet ama sözde .öyle eğitim alanında yapılanlar çokta abartılacak birşey değil. millet uzaya gidiyor ....................bizde verilen 90 dak. hesabını yapıyoruz .yapın bakalım yapın.
 
Bu sektör içindeki büyük çoğunluk yukarıdaki yazıyı kaleme alan Metin beyi iyi kötü bilir.. Sektörde pek de iyi ünü yoktur. Özel okullara para ödenmesini obsesyon haline getirmiş bir arkadaşımızdır. Temsil ettiği derneğin 8-10 civarı özel eğitim okulu sahibi üyesi mevcuttur.

Yukarıdaki yazının gerçeklerle pek alakası yok... oldukça ajite edilmiş ve saptırılmış bir içeriği var.

Özel Eğitim ile İlköğretim okulları arasında ciddi farklar var. Bugün yasalarımız kaynaştırma prensibini belirlemiştir. Yani engelli çocukların yaşıtlarıyla birlikte normal okullarda okumasını, bunun için gerekli önlemlerin alınmasını öngörmektedir. Özel Eğitim okulları ise özürlülerin bir araya toplanarak eğitimden yararlanması prensibi üstüne kurulmuştur ve gelişmiş ülkelerde terkedilmiş bir yaklaşımdır.

Rehabilitasyon merkezlerinin işi temel eğitim vermek değildir. Yani okulların yerine geçmez. Normal bir okula devam eden engelli çocucuğun bu okuldaki sorunlarına, sokaktaki ve evdeki sorunlarına yönelik destek hizmetleri sağlar. Yani, aslında sosyal hizmet ve destek kuruluşlarıdır. Dolayısıyla ayda şu kadar saat veya günde bu kadar saat gereklidir gibi bir kriteri yoktur. Kimi çocuk için 2-3 ayda bir kaç saat, kimi çocuk için her gün bir kaç saat destek gerekir.

Temel eğitim hizmetlerinin verilmesi gereken yer, "normal" ilköğretim okullarıdır. Bu okulların engellilere de hizmet verebilecek donanım ve altyapıya kavuşturulması birinci öncelik olmalıdır.

Yukarıdaki yazı içeriği ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir komisyon kurulmuş, bu komisyona Hacettepe, Ankara Üniv., Anadolu Üniver. Gazi üniversitesi gibi yerlerden konunun uzmanı olan akademisyenler çağırılmıştır. Bu akademisyenlerin tamamı, Metin beyin iddia ettiği gerekçelerin son derece sakıncalı olduğu ve benimsenmesinin ciddi zararlara yol açacağı ve engelli çocukların topluma kaynaştırılmasına engel yaratacağı yönünde görüş birliğine varmıştır.

Uzun lafın kısası; bu tür görüş beyan eden yazıları değerlendirirken tek taraflı bakmamak, olayı her boyutuyla incelemek ve irdelemek çoğunluğun yararına bir tutum olur. Yoksa her önüne gelen eline kalemi alıp 1 sayfalık bir bildiri yayınlayabilir ve bunların hiç biri, bir diğerine benzemez.
 
ben onu bunu bilmiyorum bildiğim tek bişey var,oda normal çocuklar günde 6 saat, hatta 8 saat ders alırken,engelli çocuklar hafada 45 dakikadan 90 dakika ders alıyor bu yeterlimi .hiç sanmıyorum.bu saatlerin çoğaltılması gerekmiyormu yazık ,yazık oluyor bu çocuklara .engellilere haklar tanındı evet ama sözde .öyle eğitim alanında yapılanlar çokta abartılacak birşey değil. millet uzaya gidiyor ....................bizde verilen 90 dak. hesabını yapıyoruz .yapın bakalım yapın.
evet bende bundam şikayetçiyim niye bu kadar az hiçbir faydası yok bana göre hergün 5 saat niye olmuyor bence olmalı çünkü yeterli degil 90dk
 
tek cümleyle şunu söylüyorum.istisnalar kaideyi bozmazmış ama işin içine girmiş ve yaşamış bir ebeveyn olarak okullarda eğitimin adı var kendi yok.raporu varmı var,önemli olan bu.çocuklar üzerinden büyük rand yapılıyor.işi bilende okul açıyor bilmeyende.olan çocuklara oluyor.zaman kaybı.düzen böyle olmamalı ama maalesef çogunluk böyle oldu.istisnalar tabikide vardır ama azınlıkda olması çok üzücü bir durum.bu durumda bizlere (ailelere)çok iş düşüyor.
 
[FONT=Tahoma]boşuna gidiyoruz servise binerken inerken zorluk çektigime degmiyor hafta iki kez gidiyorum oda toplam 1 saat oluyor soruyorum neden az diye devlet o kadar veriyor diyor bu dogrumu devlet neden daha fazla vermiyor [/FONT]
[FONT=Tahoma]devlet her il merkezine bir okul açamaz mı nasıl olsa parayı devlet veriyor hem bizim için hemde devlet için iyi olur boşuna para verilmemiş olur bizde daha çok egitim görmüş oluruz daha paydalı olur[/FONT]
 
mrb .sayın metepe.tmm özel eğitim için yazdıklarınıza katılıyorum diyelim. fakat kaynaştırma eğitimi veren okullar o kadar az ki hemde doğru hizmet veren yok gibi .burada bi kaç arkadaş kaynaştırma eğitimi adı altında geçen yıl başladık okullara.ama başımıza gelmeyen kalmadı. ne o sözüm ona okutuyoruz çocuklarımızı.nası ya nası okutmak bu .zaten içinde bulunduğumuz durum ağır. çocuklarımız inatçı .sinirli asabi. öğrenme güçlüğü çekiyor .biz bunlarlamı uğraşalım yoksa okullardaki öğrencilerin alaycı dalga geçen tavırlarıylamı veya öğretmenimizin sitemkar laflarıylamı .yani istenmiyoruz ordan oraya kakalanıp duruyoruz işimiz çok zor .kimse bize kucak açmıyor açmayacakta .bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.bu zihniyet bizde var olduğu sürece böle devam edecek.
 
burcu ilhan;

İşin daha da kötüsü devlet rehabilitason merkezlerine giden öğrenci sayısını azaltmak için hafif düzeyde yetersizliği olan öğrencilere bile rapor vermiyor, özel eğitim sınıfına sahip şanslı okullardan birindeyim. 3 tane engelli öğrencim var ama en az 5 tane daha okulda özel eğitime muhtaç öğrenci var ancak rapor verilmediği için alamıyorum. BU çocukları eğitime almam bile yasak(yasağa bakın) daha söylenecek çok söz var ama neyse.........
 
sayın umut .yeni çokan yasaya göre.16 aralıktaki artık yüde 20 engelli lere de özel eğitim hakkı tanındı

Engelli insanların en çok zorluklarla karşılaştığı konulardan birisi eğitim, hayatımızın temel taşı olan eğitim bizi her yönden geleceğe hazırlamak, kişiliğimizi tamamlamak ve hayatımızı idame ettirebilmemiz için bizlere iş imkanı sağlam üzere çocuk yaşta başladığımız eğitimimiz ortaokul, lise ve üniversite olarak tamamlanır…

Engelli insanların eğitimi ve sosyal hayata kazandırılması düşünülerek Ankara’da Doğan Çağlar Engelliler Okulu mevcut. Ben bir engelli olarak normal bir okulda eğitim hayatımı tamamladım.

Yakın bir zamanda Doğan Çağlar Engelliler Okulunda düzenlenen bir yemeğe katıldım ve bu yemekte bir konu dikkatimi çekti.

Kocaman bir şehir, şehrin ortasında birkaç metrekare bir alan ve etrafı duvarlarla çevrili bu bina içinde her şey engelli için düşünülmesine rağmen sadece engelli insanların yaşadığı bir ortam ve dış dünya ile nerede ise irtibatı kesilmiş bir durumda.

Bu birkaç metrekarelik alan içinde sıkışmış birçok engelli arkadaş var, bu insanların amaçları sadece okumak hayatta bende varım demek. Ama bence engelli arkadaşlar için her ne kadar yapılan bir okul olsa da ben engelli insanların toplumdan koparılıp ve bambaşka bir hayatın içinde konmaları ve sosyal hayat diplerinde olmasına karşın bu sosyal hayatın içinde olamayan insanların yaşadığı bir ortam.

Öyle bir okul ama sadece 1 tane olup, Türkiye’nin her yerinden gelen birçok engelli insanlar. Benim burada sözlerim yanlış anlaşılmasın ama engelli insanlara eğitim verilirken böyle bir eğitim anlayışını şahsen benim mantığım almadı. Engelli insanlarında normal okullarda okumalı toplum içinde her zaman olmaları gerekmekte.

Bende engelli insanlar için düzenlenen bu okul sanki açık cezaevi imajı verdi. Aklıma birden askeri kışlalar geldi,gidersin askerliğini yaparsın sonra seni toplumun içine salıverirler, yada yetiştirme yurtları gibi 18 yaşına gelirsin sonra seni bilmediğin bir ortamın içine bırakırlar. Engelli insanlar içinde yapılan bu okulda bence aynı her şeyin engelli için olduğu bir okul ve dışarıda o okul gibi olmayan bir hayatın beklediği bir hayat, buradan çıkan engelli insan sosyal hayatın nasıl olduğunu gördüğünde belli bir bocalama devrisine girecek.


Engelli insanların eğitim sisteminde kesinlikle ayrıcalıklı olmaktan ziyade mevcut okulların engelli insanların rahat bir şekilde kullanımına imkan ve olanak sağlamak lazım. Koskoca Türkiye’de bir okul ve sosyal hayatın ne olduğunu bilmeden yaşayan ve sonra burası sizin için özel olan bir okul hadi bakalım gerçek hayatın içine denen engelli arkadaşlar.bu alıntı yazı herşeyi çok güzel anlatıyor sanırım.
 
Sn Bora yasar,

Raporlardaki %20 ifadesi çok daha önceden de vardı ancak okuma yazması yetersiz, sınıf düzeyinin çok çok gerisindeki öğrencilere bile %20 rapor verilmediğini görüyoruz umarım bu problem zamanla düzeltilir.

Engelliler okullarıla ilgili görüşleriniz ve alıntıda yer alan yazının görüşlerine katılmakla birlikte, konuya bir ekleme yapmak istiyorum: sadece engelliler için kurulan okullar; engellileri toplumdan ayrıştırmak, onlara içinde sadece engellilerin olduğu bir dünya yaratmak için değil, normal okullarda mümkün olmayan fiziksel şartlar, materyaller, eğitim ortamı.. gibi nedenlerden dolayı normal okullarda eğitim görmesi mümkün olmayan engelli bireylerin hak ettiği eğitime ulaşması için hizmet veren okullardır. Gönül ister ki her okulda engelliler için gerekli eğitim ortamı ve eğitim imkanı olsun ama mevcut şartlar ve imkanlar engellilere fazla tercih hakkı bırakmıyor. Örneü,m engelliler için kurulmuş olan iş eğitim okullarında yer alan atölyeler hiçbir normal okulda yok ve kurulması mümkün değil, fiziksel olarak kurulması mümkün olsa bile maddi olarak mümkün değil, maddi olarak kurulacak olsa bile bürokratik olarak mümkün değil. Benim de burda kastettiğim engellilerin bu tür okullarda zamanların büyük bir kısmını harcayarak toplumdan ve hayattan uzak kalması değil. Gerekli çalışmalar ve düzenlemeler yapılarak bu okulda okuyan bireylerin toplumla kaynaştırılması toplumdan ve gerçek ortamlardan kopmadan eğitimine devam etmesi sağlanabilir. Tabi fikir sürmek en kolayı ama uygulama için de gerekli çalışmalar yapıldıktan sonra hayata geçirilebileceğine inanıyorum.
 
Sayın bora yaşar,

Sizinle aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişiz.

Kaynaştırma uygulamalarının son derece yetersiz ve sınırlı olduğu konusunda yerden göğe kadar haklısınız. Ancak, 10-15 yıl öncesiyle şimdi arasında da ciddi bir iyileşme var. Eğer, devlet bu konuya gereken hassasiyeti gösterir ve yeterli önlem alırsa, altından kalkılamayacak bir durum değildir.

"Kaynaştırma uygulayan okullar" gibi bir kavrama gerek yok.. Aslında her okul engellileri de kapsayacak altyapıya, donanıma ve insan gücüne sahip olmalıdır. Bunun gereklilikleri ise atla-deve değil. Zaten kamu binalarında engelliler için gereken önlemlerin alınması zorunludur. Ancak, bugün devlet özel sektör okullarında asansörü zorunlu tutarken, kendi okullarında rampa bile bulunmuyor.

Toplumun bakış açısı kolay kolay değişmez. Engelliler bugün toplumumuzun zencileridir. Eğer onları ayrı okullara toplamaya kalkarsak, bu ırkçılığı hiç bir zaman önleyemeyiz. Bir arada yaşamayı öğrenmemiz lazım.
 
metepe, size baştan sona katılıyorum .ağzınıza sağlık ne de güzel yazmışsınız.ah ah bizi duyan yokmu .çok zor işin başındayım daha ama ilk yıl yaşamadığım şey kalmadı diyebilirim.ne öğrendiysem o yıl öğrendim .okulun kapısında paspas oldum.basarak canımı acıtarak ayaklarını sildiler.geçip gittiler.yarabbi şükür dedim .hakaretlere maruz kaldım. sesimi çıkaramadım .sustum .benim gibi bi insan sustum.al bu çocuğu götür dediler.sarıyı bilse ne olur bilmese ne olur.2 yi bilse ne olur bilmese ne olur vs.. vs.. sustum hep sustum.ben hakkını her yerde arayan .adaleti bilen hadimi aşmayan ben hep sustum. ne için çocuğum için .8 yıl burda okuyacak sabırlı ol dedim kendi kendime . ve pisikolojik tedavi gördüm he iyimi yaptım kötümü yaptım hala bilemiyorum.bi yerde iyi diye düşünüyorum şu anki durumumuz çok güzel.bora 1. sınıfa başladı .öğrencilerden velilere kadar temizlikçisinden güvenlige kadar bütün öğtermen ve müdürlerimize kadar tanımayan yok. erkek öğretmenlerin omuzlarında dolaşıyor çok seviyorler. dawn sendromlu.yapılanları içimden atamıyorum olmuyor hayatımın keşkesi diyorum keşke susmasaydım da.......bu seferde bugünkü olduğumuz durum u elde edebilirmiydim alt yapıyı kendi kişiliğimden ödün vererek kurdum sözün kısası.herşey oğlum içindi.. bakalım daha ne gibi olaylar yaşayacağım.allah benim gibi olanlara herkeze yardım etsin .ben çok çekti.
 
Sayın bora yaşar,

Azminiz için kutluyor ve başarılar diliyorum.

Down Sendromlu çocuklar dünyanın en saf, en sıcak, mutluluk saçan çocuklarıdır. Bulundukları ortama neşe getirirler.

Pes etmeyin.. daha güzel olacak inşallah...
 
Selam
Ben rehberlik araştırmada çalışıyorum.
Bir işin içinde para varsa orda her türlü düzenbazlık olur. rehabilitasyon merkezleri bu işi para için yapıyorlar çocuklar falan umurlarında değil raporları almak için randevu almak için yapmadıkları cambazlık yok. Merak etmeyin bu rehabilitasyon işi çok uzun ömürlü olmucak önümüzdeki 3-5 sene içinde bir tane rehabilitasyon merkezi kalmıyacak. Devletimizinde trilyonları inşallah boşa gitmiyecek
 
Sayın iskoçyalim,

Genelleme yaparken dikkatli olalım. Siz Rehberlik Araştırmada babanızın hayrına mı çalışıyorsunuz.. yoksa karşılığında bir ücret alıyor musunuz?

Ben 17 yıldır bu işi yapıyorum... yapmaya başladığımda Rehberlik Araştırmaların bu konulardan haberi bile yoktu. Evlerinden sokağa bile çıkartılmayan çocuklar şimdi iyi kötü okullara gider oldu. Devletin bakım evlerinde son derece kötü şartlarda bir araya toplanmaktan kurtuldu.

Engelliler için harcanan paraları boşa gitmiş paralar olarak görmenizi gerçekten yadırgadım.
 
Sayın MeTePe;
Genelleme yapmadım tabiki çok düzenli çalışan kurumlarda var ama gerçekten çok kötü durumda olan rehabilitasyonlarda var benım cevremde.

Bu işi devletin okulları yapsa daha güzel olmaz mı; Devletim kuruma bir çocuk için ödediği parayı bir öğretmene öder böylelikle herkes memnun olur yakında zaten olacağıda bu.
 
Iskoçyalı benimde demek istedigim buydu devlet açsın özelde çalışan ögretmenleride kendi açtıgı rehabilitasyona memur olarak alsın nasıl olur
 
ihtimaller ihtimaller ve keşkelerle olmuyor bu işler arkadaşlar.özel okullara sıkı bir denetim olması lazım.işinin ehli olmayan çocuk gelişim mezununu bile öğretmen yapan okullar var ne diyorsunuz siz.öğretmenlerin diplomalarınamı bakalım.:mad:
 
Sayın iskocyalim,

Devletin şu anda özel sektöre bu ödemeyi yapmasının nedeni, kendi yapacağından daha ucuza maletmesindendir.

Bugün, çocuk başına ayda ortalama 350TL ödüyor. Bunun %3 ücretsiz öğrenci, %0,8 harç, %8 KDV kısmını çıkartırsanız 308TL kalır. Devletin bu konudaki kendi maliyeti çok daha yüksektir.

Sizin çevrenizde veya başka yerlerde işini kötü yapan yerler olduğuna inanırım. Ama bunun çözümü devletin ilgili birimlerinin düzgün çalışmasıdır. Aynı şekilde ben de size son derece niteliksiz ve hatalı çalışan RAM örnekleri verebilirim. Ama bu genelin kötü olduğu anlamına gelmez. Sistemin tamamında kötü işleyen yönler var. Bunları düzeltmek hepimizin görevidir. Bakın, örnek olarak genetik özürü nedeniyle saçı olmayan bir çocuğum var. Bunun raporunda saçını tarama çalışması önerilmiş.. :)

Bu işin parasal yönünün cazip olduğu düşüncenize katılmıyorum. Sektördeki kurum sahiplerinin çoğunluğu sizin meslektaşlarınızdır. Bu pahalı bir hizmet sektörüdür ve devletin ödediği rakamlar giderleri karşılamak konusunda son derece yetersizdir. Dilerseniz size itiraz edemeyeceğiniz bir gider tablosunu buraya çıkartırım.. Böylelikle çocuk başına maliyetleri görme şansınız olur.
 
teşekkür ederim inşallahherşey daha güzel olur. bu arada 2. döneme başlarken yeni öğretmenimiz yani atama geldi henüz tanışmadık okullar açılınca tanışacağız.umut ediyorum o öğretmen gibi kötü olmaz .vay halime................... bu sefer sessiz kalmamaya kararlıyım .ne gerekiyorsa onu yapacağım.inşallah iyi birisidir halden anlayan.kendinize iyi bakın metepe.
 
Sayın Metepe: sanırım siz uzun süredir faaliyet gösteren köklü bir kurum sahibisiniz. Ancak son yıllarda açılan yeni kurumlar bu işi hep maddi yönünü cazip görerek açtılar. Devlet de çocuk başına düşen ücreti kısarak, işini doğru düzgün yapan ve öğrenci sayısı çok olan kurumların ayakta kalmaını sağladı. SEktöre büyük kar edeceği düşüncesiyle giren kurum sahipleri de eridi gitti. Ama maalesef olan özel sektörde çalışmak zorunda olan öğretmenlere oldu. Kurumlar gelirleri azaldıkça öğretmene verdikleri maaşı düşürdüler ya da mesaisini arttırdılar. Onlarca öğretmen kurumların gelirlerinin düşmesi yüzünden işten çıkarıldı. Herkes kendini düşünüyor artık; devlet az para harcamak için masraflardan kıstı, kurum sahiplwei ya öğretmenleri azalttı ya maaşlarını azalttı. Bu şartlarda da özel eğitimin en önemli parçası olan öğretmenlerden verim beklemek maalesef mümkün değil. Özel özel eğitim sektörü artık çökme dönemine girmiştir. İnşallah engellilerin eğitimi için milyarca lira para akıtıyoruz diyen devletimiz de daha farklı çözüm yolları üretir. Yoksa bu şekilde engellilerin eğitimiyle ilgili çok fazla b,riey beklemeyin
 
Sayın umut,

Önceki mesajımda belirttiğim gibi 17 yıldır bu işi yapıyorum. Kendi çalıştığım dönemle birlikte 20 yıldır bu alan içindeyim. Yani devletin para pul ödemediği zamanlarda başladım.

Tespitleriniz doğrudur. Para musluğunun kısılması ne yazık ki kalitenin de önünü kesti. Dışarıdan bakanlar için çok karlı gibi görünen bu alan aslında pek de kar getirici bir iş değildir. Zaten artık sektör dışından yatırım yapanlarda yavaş yavaş çekilmeye başladılar.. çünkü yatırım maliyetlerinin karşılanması bile imkansız hale geldi.

Kişisel olarak söylemeliyim ki, olayın bu boyutlara gelmesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi MEB'in uyguladığı saçma ve yetersiz mevzuatlardır. İşin parasal boyutu bir tarafa, uygulamada niteliği etkileyecek çok sayıda sınırlama ve engel getirilmiştir. Rapor aınmasından, bunların uygulanmasına kadar her aşamada pek çok angarya ve anlamsız iş yapılmaktadır. Bunların düzeltilmesi için yapılan girişimlerin hiçbiri de sonuç vermemektedir. Sanki Bakanlığa değil de duvara anlatıyorsunuz.

Size çok basit bir örnek vermem gerekirse.. geçtiğimiz kurban bayramında tüm kuruluşlar tatil yaparken, sisteme giriş yapılamayacağı ve bununla ilgili bir düzenleme yapılması için bakanlığa defalarca müracat edilmesine rağmen "cumartesi-pazar" günü ders yapılması şeklinde bir çözüm önerilmiştir. Özel sektör bile olsa kimse eğitimcisini bayram tatilinde çalışmaya zorlayamaz.. zaten buna vicdan elvermez.

Tüm bunlara rağmen, bu alanda özveri ile çalışan çok sayıda insan ve kurum var. Bunlarında göz ardı edilmemesi ve başarılarının küçümsenmemesi lazım.
 
benim kendimi övmem önemli degil başkası övecek beni bence :):)
 
Sayın MeTepe:

Keşke tüm kurum sahipleri sizler gibi özverili olabilse, 17 yıl gerçekten böle bir sektör için büyük başarı ki, bu işe sadece maddi amaçlar için değil, gerçekten engellilere eğitim vermek için bu sektörde bulunanlar, 2005'ten önce kurulmuş sayılı kurumlardır. 3 yıldır özel sektörde çalışan ve 4 ayrı okul ve rehabilitasyon merkezinde çalışmış bir öğretmen olarak karşılaştğınız zorlukları ve MEB'in, RAM'ların çıkardığı sayısız engeli biliyorum. Ben sadece duruma bir öğretmen gözüyle bakmaya çalıştım. Her ne kadar birçok aksaklıkla karşılaşılsa da verielen eğitim büyük fayda sağlayan binlerce engelli bşrey var. Özel eğitime gönül verenin, gönülden çalışanların gönlünce maddi ve manevi kazançlar sağlaması dileğiyle.
 
sevgili gökçe şanslıymışsın o zaman.emeği geçen hakkıyla yapanlara buradan minnettar ve teşekkürlerimi sunuyorum...
 
Sayın umut,

Sizde öğretmen olduğunuza göre bunun ne kadar zor ve özverili bir iş olduğunu biliyorsunuz. Bu alanda çalışan kişiler devlet okullarında normal sınıflarda derse girenlerle kıyaslanamaz bile... Biz ilk yıllarımızda gördük ki, bu işte tam performansla çalışan kişiler kısa sürede tükeniyor ve 1-2 yıl içinde işini yapamaz hale geliyor. Bu yüzden sonraki yıllarda eğitimcilerimizin ders saatlerini azalttık, gün içinde boş saatler bırakmaya çalıştık. Hem maddi, hem de manevi anlamda rahatlatmayı hedefledik.

Çünkü, kendisine faydası olmayanın başkasına faydası hiç olmaz.

Ancak son 4-5 yıldır sektör öyle bir darboğaza girdi ki, ne yatırımcı, ne eğitimci yaptığı işten tatmin olamaz hale geldi. Hizmet kalitesi dibe dayandı. Bir zamanlar gurur duyarak yaptığımız işten şimdi utanç duymaya başladık.

Bu sektörün 3 bacağı var.. Kurum-öğretmen-çocuk... Bunların birbirine güvenmesi, destek olması ve birbirini anlaması çok önemli... Ancak bu 3 bacak son yıllarda birbiriyle çatışma halinde. Kurumlar zarar ediyoruz diye çırpınıyor... eğitimciler yeterli ücret alamıyoruz diye söyleniyor, veliler dolandırılıyoruz diye şikayet ediyor. Ortada güven ilişkisi diye birşey kalmadı.

Eski yıllarda cebinden para ödeyen veliler eline karpuz alır getirir, kurum müdürü, öğretmeniyle oturur yerdi.. Şimdi servis masrafını bile kurum karşılasın istiyor. Bu koşullarda hizmet üretmek gerçekten çok zor.

Herşeyin daha iyi olması için bu üçgenin birlikte ve beraber hareket etmesi lazım. Şimdi pek çok veli kurumların sahtekarlık yaptığını, gelmeyen çocuk için para aldığını vs. iddia ediyor. İyi de, bunun tek suçlusu kurum değil... o paranın alınmasına göz yuman veli de suçlu... Velinin görevi, verilen para karşılığında hizmet almak.. eğer hizmet yerine 3 kuruş para almayı tercih ediyorsa suçun en büyüğünü işliyor... çocuğunun engelini çıkara dönüştürüyor.

Neyse... ben bu alanda çalışanların son 10-15 yılda çok fazla katma değer kazandırdığını düşünüyorum. Bizim elimizden 1500'e yakın çocuk geçti. Bunların büyük kısmında ciddi başarılar elde edildiğini gördük. Parasal olmasa da manevi anlamda büyük kazançlarımız olduğunu düşünüyoruz. Bu da bize yetiyor... ama sürekli eleştirildiğimizi görmek de bizi incitiyor. Bu alanda çürük elmalardan daha fazla işini iyi yapmaya çalışanlarda var. Eleştirilerin kırıcı değil, yapıcı, daha iyiye yöneltici olması lazım ki hepimiz bundan yarar görelim.
 
Sayın MeTePe: kastettiğiniz kırıcı eleştiriler benim safr ettiğim eleştirilerse benim ne sizi kırmak ne de özel okulları kötülemek gibi bir amacım yoktur. Burdan özel özel eğitimi sektörünü de haksız yere karalamaya çalışanlara söyleyeceğim, bu işin maddi boyutunun yanında manevi boyutunun da olduğunu görmeleri ve gerçekten işini eldeki şartlara göre layıkıyla yapan kurumların olduğudur.
 
Sayın umut,

Elbette size değil, genele yönelik söyledim. Eleştiri yapmak herkesi hakkıdır. Hatta objektif eleştiriler yararlı da olur. Ama sıklıkla, neredeyse hakaret sınırına varan suçlamalar dile getiriliyor. Kasdettiğim buydu.
 
Üst Alt