UTANÇ, HÜZÜN VE ÖFKE
Ertan Görgü
Uzm. Psikolojik Danışman
Engelli yakını
Gün boyu interneti takip ediyoruz; son dakika. son dakika….. yok yok çıkmıyor işte hiçbir yerde. Akşam haberleri, hah bu kez olur, çıkacak bu haber, çıkmaması mümkün değil. O kadar gazeteci geldi, o kadar röportaj, binlerce insan ülkenin değişik şehirlerinde olayı duyurmaya çalıştı (9 Temmuz Çarşamba günü engelli çocuklar ve aileleri tüm Türkiye'de AKP il merkezleriyle görüşmeye gitti). Tık yok…… haberler bitti……. Birbirimizi arıyoruz arkadaşlarla, herkes acaba şu kanalda çıktı mı ben mi kaçırdım diyor. Tık yok……. Sanki son dakika golüyle elendik gibi. Basından çıt çıkmıyor…
Engelli çocukları ve aileleri ilgilendiren 5378 sayılı kanunda değişiklik yapılması planlanmakta, daha doğrusu bir gece baskınıyla (Sayın Kemal Unakıtan gecenin ikisinde plan ve bütçe alt komisyonuna giderek bir balans ayarı çekti) baskın basanındır yapılmakta. Tam 190. 000 engelli çocuğun eğitim hakkı "benden 1 kuruş alamazlar bunlar" diyecek kadar pervasız bir maliye bakanı tarafından kesilmek istenmekte. Hem de imzalamış olduğumuz onca yasaya aykırı olarak. 190.000 çocuk artık eğitim alamayacak, kapılar kapanıyor, kapılar kapanıyor….
Bir süredir medyayla birlikte -ki oldukça planlı yapılan- manipülasyonla, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde yolsuzluk yapılıyor yaygaraları koparıldı. Engelli olmayan çocukların bu merkezlerde eğitim aldığı iddia edildi. Raporların sahte olduğu söylendi. Ancak hiç kimse sormadı, araştırmadı, bu çocukların böyle bir merkeze gitmesi için hangi evrakların istendiğini. Bir çocuğun özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinden devlet yardımıyla eğitim alabilmesi için öncelikle Sağlık Banlığına bağlı heyet raporu veren bir hastaneden özürlü sağlık kurulu raporu alması daha sonra bu raporla Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olan Rehberlik ve Araştırma Merkezi'ne gitmesi ve orada da gerekli testler ve değerlendirmelerini yaptırdıktan sonra her iki mercide onaylarsa eğer eğitim yardımı alabildiğini, kimse söylemedi. Bu evraklarını getirmeyen hiçbir çocuk özel eğitim yardımı alamıyor, siz verseniz bile devlet ödeme yapmıyor. Yani özel eğitim merkezlerinin rapor düzenlemek gibi hiçbir yetkisi yok. Zurnanın son deliği misali…..yolsuzluk mu var o zaman inceleyin buyurun. Hangi aşamada yolsuzluk yapıldığını araştırın. Ayrıca nasıl bir zihniyetin ürünüdür ki; kurumlar yolsuzluk yapıyor diye çocukların eğitim hakkını gasp etmek. O zaman cezayı kurumlara ver, kimi cezalandırdıklarının farkında değiller….Mecliste daha önce yolsuzluklar yapıldı, o zaman bütün meclisi feshedelim!
Kongrelerde Avrupa'dan gelen meslektaşlarla konuşuyoruz. HAFTADA 40 saat eğitim verdiklerinden bahsediyorlar engelli çocuklara, bizde sadece 6 saat AYDA. Uçuruma bakın! Nasıl yaparız? Nasıl yetiştiririz bu çocukları yaşıtlarına, 6 saati nasıl daha verimli kullanırız? Onlar 40 saat veriyor haftada biz 40 takla atıyoruz her seansta; hem çocuğa eğitim vermeye çalışıyor, hem aileye psikolojik destek oluyoruz. Engelli çocuğuyla baş başa kalmış ve ne yapacağını bilemez halde çırpınan ailelerle. Dedim ya 40 saat diyorlar onlar haftada, biz UTANIYORUZ ayda 6 saat demeye.
UTANÇ: Ahlaki değerlerine ters bir durum altında kalma veya böyle bir eylemi yerine getirme halinde girilen duygu hali. İnsana dair bir duygu.
Siz hiç engelli çocuğu olan bir aileyi dinlediniz mi? Onlarla hiçbir günü paylaştınız mı? Çocuğuna yeni tanı konulmuş bir ailenin nasıl çöktüğünü bilir misiniz? Tabi evlat acısının ne demek olduğunu da? Ailelerin-hele annelerin- tüm zorlukların üstesinden gelmek için nasıl çaba sarf ettiğini hiç gördünüz mü? Bizler için sıradan şeylerin engelli çocuk aileleri için ne kadar zor ve lüks olduğunu anlayabilir misiniz? Dışarı çıkmak, sinemaya gitmek, uyumak, hatta banyo yapmak ve tuvalete gitmek. Siz hiç tuvalete giderken bile çocuğunuza bir şey olur diye onu yanınızda götürmek zorunda kaldınız mı? Bunları anlayabilir misiniz? Biz öldükten sonra çocuklarımız ne olacak, onlara kim bakacak sorularına çözümsüz kaldığınız oldu mu? Geleceği düşünüp HÜZÜNLENİYORUZ.
HÜZÜN: İçinde umutsuzluk, mutsuzluk ve acı gibi duyguları barındıran bir duygu hali. İnsana dair bir duygu.
Sokaktalar anne babalar çocuklarıyla; saklanmıyor, utanmıyorlar. Yalnız başlarına olmadıklarını anladılar gidip geldikçe eğitim merkezlerine. Sokağa çıkıyorlar, sokakta olmak toplumsal kabulünde önünü açıyor: öğretiyorlar birlikte yaşamayı, öğreniyoruz…..
Kapılar yeniden kapanmamalı HAYIR HAYIR. Bu insanlar, bu çocuklar kaderlerine terk edilmemeli! Yeniden 15 yıl öncesine dönülmemeli. ÖFKELENİYORUZ…..
ÖFKE: Engellenme, incinme ya da gözdağı verilmesi halinde ortaya çıkan kızgınlık, hiddet. İnsana dair bir duygu.
Şimdi biz hüznümüzü ve öfkemizi yanımıza alıyoruz UTANÇ'ıda bu yasaya el kaldıracaklara bırakıyoruz. Tabii UTANMAYI BİLİYORLARSA!!!