Bu günlerde çevrenizde ve medyada görüyorsunuzdur... Her taraf ramazan çadırları ile donatıldı. İrili, ufaklı ama hepsi dolu... Şimdi de bu moda oldu galiba...
Bu artık öyle bir hal aldı ki... Bunun bir incelenmesi, bir üzerinde düşünülmesi, nereye geldik diye bir sorgulanması gerekir diye düşünmekteyim...
Bu çadırlar başlangıçta, yoksul insanlara ramazan boyunca yemek yardımı için kurulyordu. Oralara gidenlerde gizli saklı bir şekilde, karnını doyuruyordu... Bazıları ise doğrudan yemek yapıp dağıtıyordu.
Sonraları ise ne olduysa oldu, sanırım beş yıldızlı otellerdekine inat; Buralar moda oldu....
Burada olanlar ise, her tür ahlakın, her tür insanlığın, üzerinde horon tepilmesidir. Yardım gizli yapılırdı...
Artık unutuldu... Yardım alan gizlenirdi, es geçiliyor... Utanma kalktı ey insanlar... Ben zenginim, sen yoksulsun, bir ay boyunca sana bakıyorum ya, daha ne istiyorsuna, dönüştü...
Daha vahim olanı, bu iş resmileşti... Aklın hayalin alamayacağı zenginlik, aklın hayalin alamayacağı yoksullukla bu çadırlarda barışıyor... Bu işi resmi devlet kurumları organize ediyor artık.. Zengin olanların vicdanı bu çadırlarda temizleniyor... Yoksul olanlar ise onları kendi vicdanlarında aklıyor, onları ANLIYOR.
Veren el, alan elden üstündür deniliyor...
Devletin temel görevi, vatandaşlarını, ALAN EL' olmaktan kurtarmaktır. Yani başka bir birey/ler den sadaka, bahşiş, alır durumda olmaktan kurtarmaktır. Ama resmi kurumlar, insanlarımızın dayanışması sayesinde birazcık sosyal gelir dağılımı düzeliyor diye bayram edecekler neredeyse.
Yoksa bu YOKSULLUK BAYRAMI' mı acaba? Yoksulluğun pekiştirildiği, kutsandığı, gelecek kuşaklara devredilecek bir yoksulluk bayramı...
Saygılar..
Bu artık öyle bir hal aldı ki... Bunun bir incelenmesi, bir üzerinde düşünülmesi, nereye geldik diye bir sorgulanması gerekir diye düşünmekteyim...
Bu çadırlar başlangıçta, yoksul insanlara ramazan boyunca yemek yardımı için kurulyordu. Oralara gidenlerde gizli saklı bir şekilde, karnını doyuruyordu... Bazıları ise doğrudan yemek yapıp dağıtıyordu.
Sonraları ise ne olduysa oldu, sanırım beş yıldızlı otellerdekine inat; Buralar moda oldu....
Burada olanlar ise, her tür ahlakın, her tür insanlığın, üzerinde horon tepilmesidir. Yardım gizli yapılırdı...
Artık unutuldu... Yardım alan gizlenirdi, es geçiliyor... Utanma kalktı ey insanlar... Ben zenginim, sen yoksulsun, bir ay boyunca sana bakıyorum ya, daha ne istiyorsuna, dönüştü...
Daha vahim olanı, bu iş resmileşti... Aklın hayalin alamayacağı zenginlik, aklın hayalin alamayacağı yoksullukla bu çadırlarda barışıyor... Bu işi resmi devlet kurumları organize ediyor artık.. Zengin olanların vicdanı bu çadırlarda temizleniyor... Yoksul olanlar ise onları kendi vicdanlarında aklıyor, onları ANLIYOR.
Veren el, alan elden üstündür deniliyor...
Devletin temel görevi, vatandaşlarını, ALAN EL' olmaktan kurtarmaktır. Yani başka bir birey/ler den sadaka, bahşiş, alır durumda olmaktan kurtarmaktır. Ama resmi kurumlar, insanlarımızın dayanışması sayesinde birazcık sosyal gelir dağılımı düzeliyor diye bayram edecekler neredeyse.
Yoksa bu YOKSULLUK BAYRAMI' mı acaba? Yoksulluğun pekiştirildiği, kutsandığı, gelecek kuşaklara devredilecek bir yoksulluk bayramı...
Saygılar..