Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Ramazan Çadırlarının işlevi nedir? [Tartışma]

kuyucak

Üye
Üyelik
15 Mar 2007
Konular
50
Mesajlar
860
Reaksiyonlar
0
Bu günlerde çevrenizde ve medyada görüyorsunuzdur... Her taraf ramazan çadırları ile donatıldı. İrili, ufaklı ama hepsi dolu... Şimdi de bu moda oldu galiba...

Bu artık öyle bir hal aldı ki... Bunun bir incelenmesi, bir üzerinde düşünülmesi, nereye geldik diye bir sorgulanması gerekir diye düşünmekteyim...

Bu çadırlar başlangıçta, yoksul insanlara ramazan boyunca yemek yardımı için kurulyordu. Oralara gidenlerde gizli saklı bir şekilde, karnını doyuruyordu... Bazıları ise doğrudan yemek yapıp dağıtıyordu.

Sonraları ise ne olduysa oldu, sanırım beş yıldızlı otellerdekine inat; Buralar moda oldu....

Burada olanlar ise, her tür ahlakın, her tür insanlığın, üzerinde horon tepilmesidir. Yardım gizli yapılırdı...
Artık unutuldu... Yardım alan gizlenirdi, es geçiliyor... Utanma kalktı ey insanlar... Ben zenginim, sen yoksulsun, bir ay boyunca sana bakıyorum ya, daha ne istiyorsuna, dönüştü...

Daha vahim olanı, bu iş resmileşti... Aklın hayalin alamayacağı zenginlik, aklın hayalin alamayacağı yoksullukla bu çadırlarda barışıyor... Bu işi resmi devlet kurumları organize ediyor artık.. Zengin olanların vicdanı bu çadırlarda temizleniyor... Yoksul olanlar ise onları kendi vicdanlarında aklıyor, onları ANLIYOR.
Veren el, alan elden üstündür deniliyor...

Devletin temel görevi, vatandaşlarını, ALAN EL' olmaktan kurtarmaktır. Yani başka bir birey/ler den sadaka, bahşiş, alır durumda olmaktan kurtarmaktır. Ama resmi kurumlar, insanlarımızın dayanışması sayesinde birazcık sosyal gelir dağılımı düzeliyor diye bayram edecekler neredeyse.

Yoksa bu YOKSULLUK BAYRAMI' mı acaba? Yoksulluğun pekiştirildiği, kutsandığı, gelecek kuşaklara devredilecek bir yoksulluk bayramı...
Saygılar..
 
Doğru söze ne denir?

Sadece önünde saygıyla eğilinir.....
 
abi çok doğru bi tespitte bulunmuşsun.

Ortalığa bu tür çadırların kurulması çok rahatsız edici bence. Sanırım artık açıktan, ortada rencide ediliyo yoksul kesim. ( gerçi içine baksanız yoksul insan zor bulursunuz! :) )

İlla yapılacaksa bi hayır her zaman yap kardeşim di mi ama? yok sul her zaman yoksul, keza aç her zaman aç. sadece Ramazanda değil!
 
Devletin temel görevi, vatandaşlarını, ALAN EL' olmaktan kurtarmaktır. Yani başka bir birey/ler den sadaka, bahşiş, alır durumda olmaktan kurtarmaktır. Ama resmi kurumlar, insanlarımızın dayanışması sayesinde birazcık sosyal gelir dağılımı düzeliyor diye bayram edecekler neredeyse.

Kuyucak abi yazında`ki yardımın gizli yapılması vurgusuna sonuna kadar katılıyorum ve roacımın`da dediğim gibi buraya gelenlerin sırf fakir insanlar olmadıklarını görüyor ve biliyorum. :) :)


Öte yandan her şeyi`de devletten beklememek lazım geldiğini söylemeden geçemeyeceğim

Örnek okul yaptırmak devletin göreviyken eğitime katkı olması adına şahıslar`da okul yaptırabiliyor buna`da kardeşim okul yaptırmak devletin görevi sana`mı kalmış okul yaptırmak diyemeyiz herhalde.

Devletin temel görevi vatandaşları ALAN EL olmaktan kurtarmak olduğu`da doğrudur lakin günümüzde hiçbir ülke bu işlevi tam olarak yerine getirememekte Amerika`da dahi pek çok insanın açlık ve sefalet çektiği bilinen bir gerçekken bizim ülkemiz için bunu şu aşama`da devletten beklemek biraz hayal gibi geldi bana.

Hadd-i Zâtında bu türden sosyal dayanışmaların olması (Tabi`ki insanların onurunu rencide etmeden ve olayı bir reklama dönüştürmeden) dünyanın başka ülkelerinde pekte görülmeyen ve bize özgü haslet`ler olup doğru düzgün yapılması halinde bu türden eylemlerin devam etmesi taraftarıyım….
 
cadırlardaki yemek yiyenlerde mafyalaşık

ist dede bir kere girelim dedik arkadaşla beraber dayak yedikk
 
'Sakatlığı olanların ahlakı' yazımda, "bir mükâfat alabilmenin ‘bonus getiren şeyler’i midir sakatlar?" diye sormuştum. Bu çadır mevzuu da aynı şey bence. Sadece sakatları çıkar, yoksulları koy senaryoya...

Bu çadırlar sosyal devletin yerine "hayırsever" devletin/vatandaşın, eşitlik yerine ise zekat/fitre ve dini "adalet'in geçirildiğinin tescillenmesinin ve içselleştirilmesinin göstergesi bence.
Kimse sormuyor, "ben neden o çadırda birilerinin verdiği bi kap yemeğe muhtaç hale düşürüldüm?" diye, kimse düşünmüyor; "yahu ben de eşşekler gibi çalışıyorum, iş arıyorum, emeğimle geçinmek istiyorum, ne oluyor da onca çabama rağmen bu bi kap yemeği alabilmek için sıraya girmem gerekiyor?". İnsanlar ölümle korkutulup sıtmaya razı edildiklerinin farkında değiller. Sistem öyle bir işliyor ki, insanlar kendilerini ezen iktidar mekanizmalarının değil farkına varmak, ona alkış tutan konuma geliyorlar bir süre sonra...
Neden herkes gibi eğitim alamıyorum, neden fakir bırakılıyorum, neden istediğim yaşamı kuramıyorum, neden istediğim halde iş bulup çalışamıyorum, neden (değil insanca yaşamak) aç kalmamak için 12 saat çalışmak zorunda kalıyorum, neden ülkedeki 100 aile ülke zenginliğinin yüzde 35'ine sahip, neden bu 100 aile her gün daha da zenginleşirken biz yoksullar her gün daha çok yoksullaşıyoruz, neden ben 12 saat çalşırken geçinemiyorum da hayatlarında çalışma nedir bilmeyen insanlar finans rantlarıyla günlerini gün edebiliyorlar, neden ben bir kap yemeğe muhtacım, kimin haddine bana bir kap yemek vermeyle kendini üstün görmek..?

Çok çok çok değer verdiğim sevgili Kadir Cangızbay hocanın nesne-insan diye formuile edebileceğim çok güzel bir benzetmesini aktarmak istiyorum (Komprador Rejimin Anatomisi, s. 36-37):

  • "[...] toplumsal kaostan bahseden insanın durumu aslında, önceleri, milyonlarca yıl aşağı akmaya alışmış, sonra bir gün barajın bendine rastlayıp, mutlaka akılmayabileceğini de gördükten sonra (hidrolik türbinin kanatlarına çarpa çarpa da olsa) hala akabildiğine şahit olarak içi biraz rahatlamış, şehirde kullanılmak üzere yüksek depolara pompalandığında ise iyiden iyiye şaşırıp, özgürce bir daha akabilmekten tam ümidini kesmişken, bir süre sonra kendisini önce güzel bir kadının küvetinde, ama hemen akabinde de kanalizasyon şebekesinin pisliği içinde bulan suyun durumuna benzemektedir.
    Söz konusu suyun mecrası gerçekten de kaotiktir, ama kendisi açısından; yoksa gerçekte ortada kaos felan değil, suyu kullanan her kim ise, işte onun açısından fevkalade rasyonel bir mekanizma, ve de suyun kendi tercihlerini ortaya koyup kendi kurallarını dayatmadığı (diyelim barajdan akmam, depoya girmem ya da küveti terk etmem demediği) sürece, kendisi açısından hep ve tümüyle kaotik kalması mukadder; suyu kullanmak üzere bu mekanizmayı kurmuş ve işletiyor olan insan içinse tam tamına düzenli bir işleyiş vardır."
Bugün, "çadırlar çok güzel, toplumsal dayanışma" vb. sözler söyleyen kişileri, Roma İmparatorluğu zamanında, "ne güzel karnımız doyuyor, efendilerimiz yaşamamıza izin veriyor" diyen kölelere benzetiyorum. Evet, sahiden de izin verildiği ölçüde yaşamak mümkün, ve evet, sistem çok güzel işliyor; su akıyor... akıyor da...!?
 
aslına bakarsanız bir nevi bu çadırlar birilerinin rant sağlamasını,birilerininde oh be yan gel yat ziniyetini tetikleyen bir durum...

nedeni ise gayet açık;
bir japon atasözü derki**Aç adama balık vermektense balık tutmayı öğret**
biz toplumu kolaycılığa alıştırıyoruz aslında..1 ay karınlarını doyururup 11 ay aç gezmelerini daha sonra;kapkaç ve üç kuruşa tetikçi olmalarını sağlamaktansa,onların kendi ekmeğini kazanmaları için iş yerleri açmalı,karınlarını nasıl doyuracaklarını anlatmalıyız...
 
[size=4]Tufan TÜRENÇ
tturenc@hurriyet.com.tr

İşte Erdoğan’ın yarattığı Türkiye


İSTANBUL Bağcılar’da dev bir iftar çadırı. İçersi tıklım tıklım.Yetkililere göre 3 bin kişi var.
Bunlar, birbirini ezerek içeri girmeyi başaran şanslı insanlar.

Çadır ikiye bölünmüş.
Sağ taraftaki masalara erkekler, sol taraftakilere de kadın ve çocuklar oturtulmuş.
Masalara tencerelerle yemekler konmuş.
Her masa servisini kendisi yapıyor.
Yemek bol, tencere boşalınca hemen yenisi getiriliyor.
Mönü: İftariyelik, mercimek çorbası, çoban kavurma, pilav, baklava.

* * *
Salonun dip tarafında bir platform var.
Platforma kurulan 10 masa ise VIP konuklara ayrılmış.
Orada oturma ayrıcalığına sahip VIP konuklara papyonlu garsonlar hizmet ediyor.
Gelenlerin hepsi "Ne yapalım, durumumuz hiç iyi değil onun için çoluk çocuk karnımızı doyurmaya geldik" diyorlar.
Yemek sona erince bütün yalvarmalarına rağmen içeriye giremeyen çocuklar çadıra dalıp masalarda kalan yemeklere saldırıyorlar.
Kimileri parçalanmış ekmeklerle zeytinleri topluyorlar, kimileri tencerelerde kalmış olan pilavları servis kaşıklarıyla yemeye çalışıyorlar.

* * *
Yurdun hemen her tarafında "muasır medeniyetlerden" uzak, iç paralayan bu tablolar hep aynı...
Sosyal devlet anlayışıyla taban tabana zıt bir sistem.
Yoksul, çaresiz insanları iktidara muhtaç etme siyaseti.
Onlara refah yerine iane dağıtarak "Allah razı olsun" dedirtme yöntemi.
...
Devamı: [/size]
 
ndipi' Alıntı:
Ramazan ayında kurulan çadırlar sadece yardıma muhtaç insaların karınlarını doyurması anlamı çıkarılmasın arkadaşlar.Evet yapılan bir yardım ne kadar gizli olursa o kadar sevaptır.Kimsenin gururu incilmeden yapılan bir yardımdır bu.Ama şimdi bu cadırlara gelenlerin hepsi yoksul insan yada yardıma muttaç değil bunu söylemek isterim.Aslında bu cadırlar bence halkın biriri ile kaynaşması yönünde çok gzüel bir olgu.Ben hep tv kanallarında izledim bu cadırda ifder edenleri ama bir keresinde bende o çadırın içinde bulundum ve iyikide bulunmuşum.Oyle güzel öylesine sıcak bir ortam bulunmaz benden söylemesi eyerki imanınız varsa lütfen birde siz gidin derim o zman ne demek istediğimi anlarsınız.

Size bu konuda katılıyorum.Ramazan da kurulan iftar çadırları sadece ve sadece fakir fukara için açılmaz.Dinimizde,birlik olmak,beraber olamak sevaptır.Ancak şu konuyu da belirtmeden geçemeyeceğim.Özellikle İstanbul da kurulan bir çok ramazan çadırında yapılan tespitlerde; İftarını açmak için gelenlerin çoğunluğunun toplumun fakir fukara dediğimiz zümresinden olduğuna,bir kısmının evinde yemeği aşı olduğu halde salt beleş olduğu için iftar çadırlarına rağbet gösterdiği ve çok çok cüz-i bir kısmının ise iftarını evinde açamayacak durum da olan seferi yada zaruretlerinden dolayı olan kişilerin olşturduğudur.

Görünen tabloda ve ülkemiz için konuşursak eğer halkımızın büyük bir çoğunluğunun bu tür etkinlikler ile sevgili oturanboğanın yazdığı gibi ("Bu çadırlar, sosyal devletin yerine "hayırsever" devlet/vatandaşın, eşitlik yerine ise zekat/fitre ve din "adalet'inin geçirildiğinin tescillenmesi ve içselleştirilmesinin göstergesi bence.Kimse sormuyor, "ben neden o çadırda birilerinin verdiği bi kap yemeğe muhtaç hale düşürüldüm?")halkımız böyle aşağlık bir muhtaçlığa sokuluyor ne yazıkki.

Sonuç olalarak; ndipi'nin yazdıkları olması gerekenler. Dinimizin bize bahşettiği güzel ahlaklı olmanın,İslamın toplumculuk ilkesinin en güzel örneğidir ramazan ayı ve ramazan iftar yemekleri.Ne yazıkki gerçekleri de görmemezlik yapmak bizi bu muhtaçlık çemberine sokanlara kol kanat geremekten öteye gitmeyecektir.

Saygı ve sevgilerimle.
 
Ramazan çadırlarını işlevi ve amaçları NDİPİ arkadaşın bahsettiği konumda işlevini yapan bir etkinliktir arkadaşa aynen katılıyorum.
Verilen yemeğın zengin ve fakiri hiç bir zaman olmaz bizler ramazanda evimizde hiçmi zengin ahbabimizi ağırlamıyoruz.Çatırlarda verilen yemek
hem yoksul vatandaşlara açık hemde evine iftar vaktı evine yetişemiyenlere ayrıca insanların kaynaşması diye düşünüyorum bu
amacın dışında kullanıldığını tahin etmiyorum.
Ramazan çatırlarını hiç bir zaman yardım olarak düşünmemeliyız bu şekilde düşünürsek hata yaparız o zaman yardımın her halde gizli olanı makbuldür.Neden diyeceksınız Peygamber efendimiz (sav) zamanında evliyalar bu gibi yardımları hep akşam karanlığından sonra yaparlardı vede kapı onlerıne bırakıp kapıyı çalar görünmeden giderlerdi.
İşin özü iftar çadırlarındaki verilen yemek ile yapılan yardımı birbirlerinden ayırt etmek lazım diye düşünüyorum.
 
Aklıma takılmıştı ve bir gün babama sordum.
Baba Kurban etinden neden sadece fakirlere vermiyoruzda, zenginlere de hatta kurban kesenlere bile dağıtıyoruz?
Babam:
Oğlum kurban etinden sadece fakirlere dağıtırsak onlara fakir olduklarını hissetirmiş oluruz. Bu sebeple ihtiyacı olmayanlarada dağıtıyoruzki fakir insanların gurur incinmesin, kendilerini farklı görmesinler.
Ramazan çadırında fakir ve zenginin bir arada yemek yemesi mantığıda buradan geliyor işte. Yani bu çadırlarda ötekileştirmeme çabası var.
Burada akşama kadar ötekileştirme konusunda yazıp çizenler, neden acaba işin bu yönünü hiç düşünemiyorlar. Yoksa konu din olduğunda düşünmekmi istemiyorlar?
Bizde Ermeniyiz hatta diyebilecek kadar toplumla barışık olanlar neden ramazan çadırında bizde fakiriz, bizde müslümanız diyemiyorlar.
Ramazan çadırlarında sadece fakirler yiyecek diye bir şart olsaydı fakirler böylesine gönül rahatlığıyla gidip orada yemek yiyebilirlermiydi sizce?

Hem bütün bu olanları sadece fakirlere yardım olayı şeklindemi algılıyorsunuz?
Dini ve milli birlik ruhuyla, tek cadır altında her zümreden insanın huzur içinde bir arada bulunmasının ne sakıncası olabilir? Bunu neden eleştiriyorsunuz? Dini birliktelikler birilerini kıskandırıyormu yoksa?
Bazı din veya milli birlik düşmanlarının bundan rahatsız olmasını anlayabilirim ama buradaki aklı başında insanların Ramazan çadırındaki asıl gaye ve yapılmak isteneni anlamamaları, anlamamak istememelerini anlayamıyorum doğrusu.
Teessüf ederim.
 
Öncelikle en azından ben o tür insanlar arasına girdiğimi asla düşünmedim.Zaten yazarken de belirli gözlemlere dayandırdım.Ama bak gerçekten haklısın ve böyle olması gerçekten çok istenen bir durum.Birlik beraberlik bu işin ruhunda var olan güzellik.Bu konuda hem fikiriz.Fakat bir konu var ki yukarıda açıklamaya çalıştım.Sadece evlerinde yemek yapmak istemedikleri için defalarca aynı iftar çadırına gelen insanlar var.Yahuu bunun neresi birliktelik ruhu???? Bu olsa olsa beleşçilik ruhu :wink: Ayrıca evinde iki lokma yiyeceği olmyan yüzbinlerce insan var ülkemizde ve geçen gün bir gazetede yayınlanmıştı manşetten şöyle diyordu kalın puntalar ile yazılmış olarak " ON BİR AY AÇ BİR AY TOK"Şimdi bunun neresi sosyal devletçilik? Yahuu bunun neresi humanistlik ? Nerde kaldı birlik beraberlik? Bakın birlik beraberlik yok ama açlık hat safada dostlarım.Bu Olay resmen MUHTAÇLIĞI işaret ediyor bana,keşke beynimdeki güzel ve olması gereken duyguları ötelemeseydim.

Saygı ve sevgilerimle
 
HAYIR ABİCİM SİZİN BU DÜŞÜNCELERİNİZE KESİNLİKLE KATILMIYORUM.
RAMAZAN ÇADIRLARI TÜRK MİLLETİNİN KONUK SEVERLİĞİNİN GÖSTERGESİDİR.
TRİLYONLARCA PARALARIN BOŞA ALKTIĞI O KADAR GEREKSİZ YATIRIMLAR VARKEN ELEŞTİRE ELEŞTİRE TÜM KAMUNUN HİZMETİNE AÇIK RAMAZAN ÇADIRLARINIMI BULDUNUZ?
HEM BU DENLİ MİLLİ BİRLİK RUHU İÇİNDE İNSANLARIMIZIN BİRBİRİNE KAYNAŞMASINA SEBEP OLAN VE BU BİRLİKTELİĞİ ÇOK UCUZA BELKİDE EN UCUZA MAL EDEBİLECEĞİMİZ YÖNTEM OLAN RAMAZAN ÇADIRLARINI ELEŞTİRMEK ÇOK BÜYÜK BİR HAKSIZLIK VE ÇOK BÜYÜK DÜŞÜNCESİZLİKTİR.
BU SENE GİDEMEDİM HENÜZ. AMA HATIRLATTIĞINIZ İYİ OLDU. VAKİT BULUR BULMAZ GİDECEĞİM.
ORADAKİ FAKİR, ZENGİN, GÜZEL, ÇİRKİN YAŞLI, GENÇ HER KESLE, YURDUMUN İNSANIYLA, TEK BAYRAK ALTINDA , AYNI EZANLA BERABER ORUCUMU AÇACAĞIM.
[size=2]Not: Maddi durumum oldukça iyidir. Buna rağmen gideceğim. Varmı itiraz olan?[/size]
 
E.. Fuzulim, bu başlığı da polemik konusu yaptın, görüş belirtmeyenlere de laf sokuşturmaya kalktın ya ne diyim sana.. :(

İlkin, sanal âlemde kimse yazMAdıklarından sorumlu değildir! Çünkü yazmamanın onlarca nedeni olabilir.. Henüz okumamış olabilir, gereksiz polemiğe çekmek istemez, o anda cevap yazmaya uygun değildir vb. vb.

Sonra, ramazan çadırlarının ve oradaki hataların eleştirilmesi niye bu kadar rahatsız etti sizi anlayamadım. :roll: Bu çadırlar geleneksel bir şey değil ki; dini ve milli birlik, beraberlik, ruh vb. başlığı altında incelensin. Abartıyorsun bence..

Bildiğim kadarıyla bu çadırların başlangıçtaki amacı, büyük kentlerde, yoğun trafikten dolayı evlerine zamanında yetişemeyenlere kolaylık sağlamaktı. Daha sonraları, hemen her işimizde olduğu gibi, yeni amaçlar eklendi, ilk amaç sulandırıldı vb. vb.

Eleştirilen konu, elbette hatalı görülen, olumsuz yanlardır. Böyle bir yanı görüp de eleştirmemek, din, vatan, millet vb. adına yanlışı savunmaya kalkmak hatanın çoğalmasına neden olur.

Tamam.. Çadırlar olsun ama yukarıda alıntı yaptığım makaledeki gibi, ya da arkadaşların anlattığı hatalar olmasın! Bunu yapmanın da tek yolu HATALARI ELEŞTİRMEKTİR. Varsa başka bir yolu söyle..
 
Bu olaya sebep-sonuç ilişkisi gözüyle bakalım birazda…

Ramazan çadırları ülkemizde`ki yoksulluğun,işsizliğin,fakirliğin bir sebebimidir?

Tabi`ki hayır olsa olsa bir göstergesi olabilir ancak.

O.Boğa üstadımın kimse sormuyor "ben neden o çadırda birilerinin verdiği bi kap yemeğe muhtaç hale düşürüldüm?" sorusuna karşın bende diyorum`ki evet kimse sormuyor “kerameti kendinden menkul bir mankenin yüz bin dolarlık bir arabaya nasıl bindiğini” bir profesörün bile ömrü billah çalıştığı halde binemeyeceği arabaya nasıl bindiğini?

Dokuz kişiye bir bir kişiye dokuz ekmeğin düştüğü gelir dağılımında`ki devasa açığın olduğu bir ülkede ramazan çadırlarının tüm bu olayların sorumlusu olduğunu söyleyebilirmiyiz?

Sebep sonuç ilişkisi/zinciri gözüyle bakıldığında sonuçu sebep olarak göstermek detaylar`da boğulup gerçeği görmemize engel olabilir……

Fuzulim demişki

Not: Maddi durumum oldukça iyidir. Buna rağmen gideceğim. Varmı itiraz olan?

Yok be Fuzulim kimin ne itirazı olacak :) :) üstelik maddi durumunun “oldukça iyi olmasına” sevindim yakında Erzurum`a geliyorum senden patlayana kadar çağ kebabını gönül rahatlığıyla yiyebilirim.. :) :)

Nota ….not yinede sen her yerde maddi durumunun çok iyi olduğunu söyleme ben gibi beleşçiler kafana üşüşebilir. :wink: :)
 
İtirazı olan var mı diye sormuş sevgili fuzulim...

Evet var, Ben!!!!

İtiraz ediyorum. Maddi durumun böylesine iyiyken maddi durumu iyi olmayan birinin bir kabını çalmış oluyorsun benim gözümde....

Hiç işi din falan gibi bir konuya sürükleyecek değilim. Sadece ve sadece bilinen ahlak kurallarına göre yazıyorum düşüncelerimi.

Gerçekten bu çadırların çıkış noktası nedir? Kutsal sayılan bir ay boyunca yiyecek sıkıntısı çeken insanların yiyeceklerini tadarik etmek.

İnanmıyorum artık. Hiç inanmadım zaten. Ya Amerikan filimlerindeki evsiz ve barksız kişilere yapılan yardımlar gözümün önüne geliyor bayağı yardımseverler diye düşünüyorum. Hem de bu işi tüm yıl boyunca yapıyorlar.

Bizim geleneklerimize göre yardım kimseyi rencide etmeden yapılır.

Bu arada gerçekten irdelenmesi gerekir. Yok ben bu işin maneviyatını seviyorum, tüm insanlar yoksul, zengin güzel çirkin demeden hep bir arada oluyor... Ya gerçekten son derece insani ama boş bir cümle bu. Bunun böyle olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Buna gerçekten inananlar bu işi her yerde, her zamanda her mekanda pekala yerine getirebilir.

Eylenceli ve keyifli bir sektör haline çoktannnnnnnn dönüştü bu çadırlar. Birileri iyi kar ediyor nasıl olsa.Kar ederkende güya toplumsal bir iş yapmanın sanal huzurunu da duyuyorlar ya, bundan iyisi can sağlığı.

Benim güzel ülkemde ezanı bile bekletebilecek kadar vatansever, dini bütün bir toplumuz ya gurur duymadan geçemiyorum. :oops:
 
Bu arada aklıma gelmişken şu meşhur çadırlarımızın istanbuldaki durumunu anlatayım sizlere.

Hemen hemen her yerde var bu çadırlar.En büyükleri de Sultanahmette.

Belki çocuklarınıza "neydi o eski ramazanlar" şeklinde bir nostalji yaratmak isterseniz aman haaaaaaa sakın ha çocuklarınızla öyle bir yere gitmeyin. :D

Size çok pahalıya mal olabilir.

Bir kere asla ama asla izdihamdan çadıra giremezsiniz.

Eeee çocuğunuz açtır onun karnını nasıl doyuracaksınız?

Herşey düşünülmüştür. Bu devasa çadırlarımızın etrafına aklınıza gelebilecek her türlü yiyecek maddesiyle ilgili olarak standlar kurulmuştur. Kuyruğa girip çocuğunuza bir şeyler alıverin artık demiiiiii?

Yetmez....

Öylesine iştah kabartan şeylerle doludur ki burası, kendinizi bir an da masal dünyasında hissedersiniz.

Açlık falan yoktur buralarda. O da ne demek. Hemen herkes son derece zengin ve mutludur. Balon ister çocuğunuz, macun ister çocuğunuz ister de ister ne isterseniz görebilirsiniz.

Cebinizi bir hayli hafifletmiş olarak yiyecek sefanızı başardıktan sonra işin eylence kısmı başlayacaktır.

Benim güzel ülkem sanatçı bolluğu yaşar. Ve sanatçılarımızın hemen hepsi pek bir hayırseverdir. Konserler verirler burada. Sizlerde o garip müziklerin kargaşasında kaybolur gidersiniz.

Gerçekten din adına ne yapılıyor diye bir şey aklınıza gelir mi bilmem. Ama inanın herkes çokkkkkk mutludur.

Ülkemize ait çizilen o ekonomik anlamdaki kara tablonun ucunu bile göremezsiniz tabii burjuva boyutunda değil daha halksı.

Gökyüzünü rengarenk bırakan havai fişeklerin görüntüsünde bir fiesta alanındasınızdır.

latin ülkeleriyle öylesine benzeşiriz ki buralarda. Onlarda koyu katolik ve dindarlardır. Ama hemen hemen her ay a denk gelen fiestalarında her şeyi bir kenara bırakarak bir günlüğüne insan gibi yaşamanın keyfine dalarak sancılarını unutur halk.

Ne sorunlar gelir fiestalarda aklımıza, ne kara tablolar, ne gelecek günlerin tasası sadece o "an " vardır ve yaşanır hemde dibine kadar.

Fiestalara dönüşen bu ramazan çadır şovları da din adına yapılan içinde aslında acıyı barındıran maskelenmiş simgesel görüntülerdir.

Gerçekten İstanbul daki çadır fiestaları düşünemeyeceğiniz kadar eşitlikçi ve adaletlidir. Artık kelimeler anlamını çoktan yitirdi de biz farkında değiliz...

Ya diyeceklerim çok ta,denilenler ne işe yarar fiestalarda çözümlenmemiş sosyologlar tarafından. :D
 
Benimde itirazım var!!!

O ramazan çadırlarına girmeyen binlerce “ONURLU” aç,fakir,işsiz insanımız vardır!!!

...
 
BENİMDE İTİRAZIM VAR. RAMAZAN ÇADIRLARI = REKLAM MANTIĞINDAN ÖTEYE GİTMİYOR.SEVGİLİ ADNANTE KALEMİNE SAĞLIK.ÇOK GÜZEL ANLATMIŞSIN
 
11 AYIN SULTANI MUBAREK RAMAZAN AYINDA HEPİNİZE HAYIRLI RAMAZANLAR DİYEREK BAŞLAYAYIM ARKADAŞLAR BU MUBAREK AYDA YAPILAN İBADETLER DİĞER AYLAR BİNAN DAHA SEVAPTIR GEREK ÇADIRLARDA GEREK EVLERDE PİŞEN KAPLARDA DAĞITILAN YEMEKLER ZENGİN FAKİR HER KESİMİN HER İNSANIN SEVABINI ALMAK BUNU DA ALLAH RIZASI İÇİN YAPMAK ÖNEMLİDİR AŞİKARE OLMASI DİĞER İNSANLARIDA TEŞVİK ETMESİ AÇISINDAN GEREKLİDİR YANİ HAYIR İŞİNDE YARIŞMAYA TEŞVİK EDER HAYIRDA YARIŞANLARDAN ALLAH RAZI OLSUN ŞUNUDA UNUTMAYALIM VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜRDE İNSANLARI HAYIRDA YARIŞTIRIR HAYIR İŞLERİNDE ELİNİZDEN GELİYORSA SİZDE YARIŞIN HER YARDIM EDENE BİR BAHANE İLE ÖNYARGIYLA YAKLAŞIRSAK İNSANLAR YARDIM YERİNE ZEVKİ SEFALARINA HARCARLAR YARDIMLAŞMA DAYANIŞMA BÖYLE MUBAREK AYLARDA DORUKA ÇIKAR SİZLERDE ELİNİZDEN GELİYORSA MUHTAÇ İNSANLARA YARDIM EDİN GİZLİLİĞİNE İNANIYORSANIZ SİZLERDE GİZLİ YAPIN GİZLİ YADA AŞİKAR YAPILAN İBADETLER YARDIMLAR ALLAH RIZASI İÇİN OLURSA ALLAH BUNUN MÜKAFATINI HEM BU DÜNYADA HEM O BÜR DÜNYADA VERİR ALLAH TÜM İBADETLERİNİZİ KABUL ETSİN
 
O ramazan çadırlarına girmeyen binlerce “ONURLU” aç,fakir,işsiz insanımız vardır!!!

İNSAN AÇ KALDIMMI ÖNCE İNANÇLARINI YER

burası; iki kilo pirinç, bi kilo mercimeğe geleceğini yani oyunu satanların ülkesi oldu.

"O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler"
böyle diyordu yaşar kemal "demirciler çarşısı cinayeti" romanının girişinde
"O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler"
 
ndipi demiş ki;
Ya ne kadar yanlış bir düşünce bu böyle şimdi çok ama çok üzüldüm ya bu kadar olmaz arkadaşlar orda ramazan çadırları illede aç insanlar sefil perişan insanalar için kurulmuyor

Keşke ülkede bu kadar muhtaç insan olmasaydı da bizler gerçekten sadece kaynaşmak ya da iftara eve yetişemeyeceğimiz zamanlarda otobüsten inip hemen orada orucumuzu açmak için girseydik o çadırlara. Ama bu kadar yoksulu olan bir ülkede ben yoksulu korumakdan başka bir düşünce arayamam. Bu konuda da Oturan Boğa ya katılıyorum
 
Düzmantıkla düşünürseniz maddi durumu iyi olan bir kişinin bu ramazan çadırlarında yemek yemesi beleşcilik gibi gelebilir.
Ama bir de şöyle düşünün.
O çadırlarda fakirleri kendileriyle başbaşa bırakma onları ötekileştirmek değilmidir?
Bu durum engelliler içinde geçerlidir.
Bir ortam düşününki sadece engelliler var. Sağlam insanlar hiç yok. Bir engelli olarak o ortamda kendinizi tolumdan yalıtılmış olarak hissetmezmisiniz?
 
Fuzulim' Alıntı:
O çadırlarda fakirleri kendileriyle başbaşa bırakma onları ötekileştirmek değilmidir?

Kıvırmayalım...
Eğri oturup düz konuşalım....
Zaten bu çadırların kurulmasıyla “ötekileştirilme” yapılmış olmuyor mu?
Birkaç kendini bilmez siyasetçi ile birkaç toplama sanatçı bozuntusu ve onların şak şakçılarının vicdan aklama yeri
ve bir nevi sirk çadırı haline getirilen o çadırlar...
Trajı komik memleket manzarasından başka hiçbir şey değil!!!
 
"kıvırmayalım" sözüne olmasada,hanımelinin yazmış olduğu bir çok yazıya katılıyorum.Aslına bakarsanız eğer,şu an ki hal buduruma gelmeden önce ve sanırım eski zamanlarda çok çok güzelmiş ortam:) her kim ne yardımı yapıyor ise canı gönülden ve allah için yapıyormuş.Kimsenler desin diye değil.Günümüze geldiğimizde ise bu durum siyasilerin bir gövde gösterisi ve hatta hanımelinin yazdığı gibi şak şakçıların vicdan aklama yeri ( Vicdan muhasebesini yapabilecek kadar insanlığı kalmış olanlar için ) haline bürünerek bir bilinmezliğe ve çok özür dilerim ama yozlaşmaya varan hallere geldik ne yazıkki :(
 
Sevgili arkadaşlar şayet bizler ahirete ve Allaha inanıyorsak
Üstüne üstlük öteki tarafa da giderken boş gitmemek için bu Dünyadan da oraya elle tutulur bir şey götüremiyeceğımıze göre, götüreceğımız tek bir şey o da iman ve yaşarken yapılan Yılın oniki ayınıda ayırt etmeksizin tabiî ki ramazanda yapılanın daha fazla olduğu söylenildiğine göre verilen yemeğinde zengini fakiri olmayacağına göre bizlerde kendi bütçemize göre bu ayda biraz daha fazla sevap yapma gayretinde olduğumuzu düşünürsek yapılan yardımlar ne tür olursa olsun eleştirmemek gerekir diye düşünüyorum.
Şuna inaniyorum ki bu gibi yardımları bu ayda bütün İnsanlar yapmak için elinden gelen gayretleri vermektedır. Etkinliğin her türlüsü insanların kaynaşmasını sağlar, bizim sitedede bazen yapılan etkinlikler gibi düşünüyorum

Ülkemizde bir geçim sıkıntısı yoksulluğun, sefilliğin olduğunun herkes farkında ama açıktanda Kimsenin öldüğünü söyleyemeyiz. Ülkemizde açlıktan ölen olduğunu söylediğimiz Zaman Afrıkada açlıktan ölen her gün yüzlerce insanın hakkını öteki dünyada Ödeyemeyiz. Bizlerin burada çöplere attığımız kırıntılar oradaki yüzlerce İnsanin beklide ölümüne engel olur diye düşünüyorum.

Allah Bu ayda yapmış olduğumuz bütün hayırları kabul eylesın. ..AMİN!
 
Hanımeli' Alıntı:
Fuzulim' Alıntı:
O çadırlarda fakirleri kendileriyle başbaşa bırakma onları ötekileştirmek değilmidir?
Kıvırmayalım...
Ben herhangi bir konuda kıvırmış değilim. Daha önceki yazılarımıda okuyacak olursanız aynı şekilde yazmış olduğumu görürsünüz. Ramazan çadırında en az yarım saat kuyrukta bekleyip, yorgun argın bir masa bulup oturmak. Sizce bunlar 5-10 YTL lik bir yemek için değermi?
Hayır benim için işin maddi yönü asla değmez. Ama manevi yönü, manevi kazancı bu zahmete değer.
Ve ben yardıma ihtiyacı olmayan hiç bir türk evladının benden farklı düşündüğünü sanmıyorum. O çadırlar Türk milletinin manevi değerler ışığında bilinç altından gelen birleşme ve tek yumruk olma isteğinden başka bir şey değildir. Bu çadırları ucuz kazançların elde edildiği yerler görüp eleştirmek bence asıl ucuzluktur.
Ayrıca bu ramazan çadırlarının siyasetle, siyasetçiyle ne alakası var? Bildiğim kadarıyla bu ramazan çadırları hiç bir siyasi parti aracılığıyla değil, yardım sever vatandaşların özverileriyle kuruluyorlar.
Belki fıtratım gereğidir. Ben şenlikleri çok severim. İnsanların bir arada bulunmalarının güç oluşturduğuna inanırım.
10.000 lerin bir stadyuma doluşup tek bir topu izlerken yaptığı küfürler, kavgalar, adam yaralamalar, hatta adam öldürmelerı gibi toplum için olumsuz faailiyetlerin olduğu futbol şenliklerini düşünün. Üstelik bu futbol meselesinde trilyonlarca paranın yabancı futbulculara ve çeşitli yerlere harcandığını düşünün. Ama toplumun sosyolojik ihtiyacıdır diye her şeye rağmen bu maddi ve manevi kayıplara gereksiz bakmıyoruzda, Manevi huzur ve birliktelik oluşturan ramazan çadırlarına duyulan bu tepki niye?
 
[/b]ramazanda hayır amaçlı yardımlar yapılıyor kimi çadırda yapıyor hayrını kimi evlere götürerek :p burada önemli olan niyettir :) kalbi bozmalı insanlar :) hepimizin yapıyorsak tabi :) hayırını allah kabul etsin :) başka söze gerek yok bence :wink:
 
Oooff sıkıldım bu konudan ve at gözlükleriyle bakılmasından...
Oooooh ne ala memleket beeeee...
Memleketimin insanı 11 ay boyunca aç, susuz gezsin sadece 1 ay yedirilsin, içirilsin...
Sonrada bunun adına maneviyat densin!!!...

Hadi kalın sağlıcakla...
 
yazıların tamamını okumadım ama gözüme takılan
"ötekileştirmek" tartışmasına yeni bi ufuk açabilmek için
TRT1 de gördüğüm bi sahneyi aktarayım.
yer fatih camisi:
bi çadır...
çadırın üstünde bi yazı...

ENGELLİLER İFTAR ÇADIRI :)

...?
herhalde engelliler kuyrukta beklemesinler diyeydi...
başka mantıklı bi sebep göremiyorum.
 
Üst Alt