Çooook çok eskiden, topal Ali, kör mehmet, çolak Mustafa, şaşı Ayşe, aksak Veli gibi sıfatlar kullanılırdı.
Biri çıkmış, arkadaşlar bu ayıp oluyor, genel olarak sağlık sorunu yaşayan insanlara "sakat" diyelim demiş.
Yıllarca topal, kör, sağır lakaplarla anılan insanlar buna iyi gözle bakmış.
Bu sefer sakat kelimesi batmış, başka bir kelime olsun aranılmaya başlanmış.
Özürlü bulunmuş, sakat sıfatı kaybolmaya başlamış. uzun süre özürlü revaçta iken, başlamış sakatlar homurdanmaya, ben neen özür dileyim, ben tişörtmüyüm söküğü olan vs. derken bu kelimede istenmemiş.
Kim bulmuşsa, engelli kelimesini bulmuş.
İşte bizler bu dönemi yaşıyoruz, engelli kelimesi çok yeni ve eskilerin hükmü yoktur gündemimizde.
Sakat, özürlü out, engelli in...
Asla eski sıfatları kabul etmez, hatta bu sıfatlara kızarız, öfkeleniriz.
Genelde genç engelliler, eski kelimelere karşı tahammülsüzdür. Hatta 20 yaş civarı ve altı engelli arkadaşlara bakıyorum, biz engelli değiliz, engelleneniz falan diyor, engelli kelimesinide beğenmemeye başladılar bile.
Her an yeni bir genel adımız icat edilebilir.
Bizim ismimiz ne olursa olsun, biz farklıyız.
Bunu kelimeler değiştiremez, hafifletemez, silemez.
Bizim için kullanılan kelimelerden ziyade, verilen haklarımız, geri alınan haklarımız, sağlık sorunlarımız gibi somut konularda savaş vermeliyiz.
Engelli kelimesi, sakat yada özürlü kelimesi sanal bir niktir.
Tabii ki 20 yaşlarda bende kelimeden sıkılırdım, off pufff çeker takardım kafama.
Ama gördümkü hayat bana takılan sıfatla yürümüyor. Hayatta çok büyük acılar, çok büyük neşeler, değişik tatlar var. bunları yaşamama, yada yaşayamama bu kelimenin en ufak bir katkısı yok.
Kendi kendime dert ediyormuşum.
İnanın arkadaşlar, o kadar önemsiz bir ayrıntı ki, ne kullananın umrunda nede hayatın umrunda. Sıfatımızı belirleyen harflere bu kadar odaklanmayalım.
Bana ne dedikleri önemli değil, o kelimeyi insanlara benim nasıl dedirttiğim önemli.
Hade len engelli dilenci............ diyeceklerine
Adam sakat ama bak it gibi çalışıyor helal olsun desinler.
Uzun oldu...
Kısacası, bizler ve onlar var arkadaşlar. Bir meyve sepeti içinde elmalar ve armutlar gibiyiz, elmanın adı elma, armutun adı armut.
Elma değiliz, bir farkımız var, armut kelimesini beğenmediğimiz için armud denemsini istiyoruz, bir süre sonra armod, olmadı arnud, beğenmedim bu sefer armoud, sonu yok ki?
Ha armut, ha armoud, ne önemi var?