Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sakatın Tekerine Çomak Sokmak! [Haftanın Konusu]

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
674
Mesajlar
58,377
Reaksiyonlar
721
Bu yazı, Arabam Benim Bacaklarım girişimimizin kamuyoyuna duyurulmasına katkı sunmak amacıyla yazılmıştır... Girişimimize katkısı olacağı düşünülen her platformda hiçbir değişiklik yapılmamak koşuluyla yayınlanabilir...


[size=7]Sakatın Tekerine Çomak Sokmak![/size]

Bülent Küçükaslan
Radikal 2 / 1 Nisan 2007


Sakatlığı olan yurttaşlar sanılanın aksine yurt içinden satın aldıkları otomobil için ÖTV de öderler, KDV de. Ve buna karşın sakatlığı olan birinin Türkiye’de otomobil alması, satması ve kullanması neredeyse kâbus gibidir. Hatta gibisi fazla, düpedüz kâbustur; kâbus haline getirilmiştir!..

***
Otomobil rüyası...

Diyelim ki sol bacağınız diz altından kesik (ampute). Otomobil kullanabilmek için sürücü belgesi ve sonra da otomobil satın almak istiyorsunuz...
Sürücü kursuna müracaat ettiniz, “H sınıfı sürücü belgesi alabilir” ibareli sağlık raporu başta olmak üzere bütün evrakları tamamladınız, bütün prosedürleri yerine getirdiniz ve H sınıfı sürücü belgenizi aldınız.
Bu arada öğrendiniz ki sol bacağından sakatlığı olan kişiler otomobil kullanmak için özel donanıma ihtiyaç duymazlar, bu kişilerin kullanacağı otomobilde otomatik vites olması yeterlidir. Gayet güzel... Ne var ki sürücü belgenizi alır almaz baktınız ki, belgede, “Otomatik vitesli otomobil kullanabilir” ibaresi yazılmamış. Merak edip araştırdınız, bu konuda bir kuralın olmadığını, sol bacağından sakatlığı olan bazı kişilerde bu ibarenin yer almasına karşın bazı kişilerde yer almadığını gördünüz. Tamam deyip umursamadınız, zira sol bacağından sakatlığı olan kişilerin özel donanımsız otomatik vitesli araç kullanmaktan başka seçeneğinin olmadığı belli bir şey.
Ve sıra otomobil satın almaya geliyor... Vergi muafiyetli otomobil satın alma hakkınızın olduğunu düşünerek galeriye gidiyor ve beğendiğiniz bir otomobile talip oluyorsunuz. Galerici “Hay hay!” diyor, “Ama önce ‘özel donanımlı otomobil kullanabilir’ ibareli bir sağlık raporu almalısınız”. İyi ama sürücü belgemi geçen gün aldım ve onu almak için zaten sağlık raporu çıkarmıştım, diyorsunuz, o olmaz mı? Olmaz! Düzenleme böyle, yeniden rapor gerekli... Yapacak bir şey yok, yeniden hastaneye müracaat edip sağlık raporu talep ediyorsunuz. Ama o da ne! Otomobil kullanmak için özel donanıma ihtiyacınız olmadığı gerekçesiyle başvurunuz reddediliyor. Yani sol bacağınız kesik olmasına karşın “sakat” yerine koyulmuyorsunuz!
Abandone vaziyette, nasıl oluyor da sağ bacağı kesik olanların sakat sayılıp sol bacağı kesik olanların sakat sayılmadığını düşünüp şaşkınlık yaşarken siz, arkadaşınız ikinci bir şok yaşatıyor: “Olur böyle şeyler... Bana da ilk başta vermemişlerdi. Falan hastanesine git, orada bu raporu veriyorlar.” Sıkılıp bu hakkı kullanmaktan vazgeçiyorsunuz. Belki ilerde...
Ve tüm vergilerini ödeyerek otomatik vitesli bir araç satın alıyorsunuz... Siftah için hadi bir Boğaz gezisi yapalım ailece diyerek yola koyuluyorsunuz. Ve güm! Arkadan bir otomobil gelip sizin otomobilinize çarpıyor. Polis geliyor... Ehliyet-ruhsat... Ve bomba: “Hanımefendi kazada hiçbir suçunuz yok, ama H sınıfı ehliyetle özel donanımı olmayan otomobil kullanamazsınız. Yetkisiz belgeyle otomobil kullanmaktan ceza keseceğim.” Aman memur bey, bakın sol bacağından sakatlığı olan sürücüler özel donanıma ihtiyaç duymazlar, o yüzden otomatik vitesli otomobil kullanırlar, ben yetkisiz belgeyle otomobil kullanmıyorum... Olmaz, yasak! Yapacak bir şey yok, ceza kesiliyor, ve konuyu yargıya taşıma kararı alıyorsunuz. Dava için gerekli bütün bilgileri derleyip hâkime sunuyorsunuz. Hâkim yazdıklarınızı okumuyor bile. Karar: Yetkisiz belgeyle otomobil kullanmak...
Hâsılı bu sürece göre sol bacağınızdan sakatlığınız varsa, özel donanımlı otomobil kullanamazsınız (sağlık raporu vermezler), düz vitesli otomobil kullanamazsınız (sakatsınız), otomatik vitesli otomobil kullanamazsınız (sürücü belgenize yazılmamış). Belki uçak ya da gemi olabilir, bilmiyorum...

Diyelim ki “otomatik vitesli otomobil kullanabilir” ibareli sürücü belgeniz var. Eşinizin, babanızın ya da bir arkadaşınızın otomatik vitesli otomobilini kullanmak istediniz. Olmaz! H sınıfı sürücü belgesine sahip sürücüler sadece kendi üzerine ve sakat statüsünde tescil edilmiş otomobilleri kullanabilirler.

Diyelim ki şehir dışına uçakla seyahat edeceksiniz ve orada bir otomobil kiralamak istiyorsunuz. Olmaz! Sakatsanız (özel donanımı olsa da olmasa da) otomobil kiralayamazsınız. Yasak!
Ayrıca otomobil kiralama işi yapan şirketler de özel donanımlı otomobil satın alıp kiralayamazlar; çünkü özel donanımlı otomobil sadece sakatlığı olan şahısların üzerine kayıtlı olabilir.

Diyelim ki o şehirde bir arkadaşınız var ve size “nasıl olsa sakatlığımız ve otomobillerimizdeki donanımlar aynı, gel benim otomobilimi kullan” dedi. Olmaz! Sakatsanız arkadaşınızın otomobilini kullanamazsınız. Yasak!

Diyelim ki o şehre çok sık gitmeniz gerekecek ve orada otomobile ihtiyacınız olacak. Bu yüzden şirketteki müdürünüzle konuşup sizin kullanımınıza uygun bir otomobil satın alınmasını ve oradaki işleriniz için hazır bulundurulmasını istediniz. Olmaz! Şirketlerin özel donanımlı otomobil satın almaları ve bunu personel(ler)ine kullandırmaları (tüm vergilerini ödeseler de ödemeseler de) yasak!

Diyelim ki o şehirde otomobil olmadan işlerinizi göremeyeceğinize karar verdiniz ve “bari şahsi otomobilimle gideyim” dediniz. Bu sefer olur ( ama sakın hemen sevinmeyin!) Şahsınıza ait otomobilinizle biri sizinle aynı sakatlığa (ve sürücü belgesine) sahip, diğeri sakat olmayan iki arkadaşınızla birlikte yola çıktınız. Yol uzun, dönüşümlü olarak kullanır ve rahat bir yolculuk yaparsınız diye umuyorsunuz. Olmaz! Çünkü sizin aracınızı sakat olan arkadaşınız da, diğer arkadaşınız da kullanamaz. Yasak! Ölmek var, o şoför koltuğundan kalkmak yok.

Diyelim ki kısa bir süre önce yurt dışından vergi muafiyetiyle satın aldığınız otomobilinizle büyük bir kaza geçirdiniz ve otomobiliniz tamamen hurda (pert) oldu. Durumu gösteren raporları alıp ilgili kuruma müracaat ettiniz ve yurt dışından yeniden bir otomobil ithal etmek istediğinizi söylediniz. Olmaz! Otomobiliniz hurdaya dönse de (çalınsa ve bulunamasa da) yeniden satın almak için 5 yıl beklemeniz gerek.

Diyelim ki bu derece olumsuzluk yüzünden bunalıma girdiniz ve gece yarısı evde mide kanaması geçiriyorsunuz... Neyse ki eşiniz, çocuklarınız ve babanız evde. Aman, diyorsunuz, fenayım, beni bir an önce hastaneye yetiştirin. Allahtan aşağıda şahsınıza ait (tüm vergilerini ödeyerek [ya da muaf olarak] satın aldığınız) otomobiliniz var. Ama hayır, olmaz! Sizin otomobilinizi sizden başka hiç kimse kullanamaz ki. Yasak!

Diyelim ki gündelik koşuşturmadan yorgun düştüğünüz bir an yaşıyorsunuz ve özgür olabilmek ve kafanızı dinlemek için (görece daha az engellendiğiniz bir ortam/deneyim olan) otomobilinizle biraz dolaşmak istiyorsunuz. Mümkün değil! Çünkü otomobilinizin plakasında sakat olduğunuzu insanların gözüne sokan bir amblem var; her yerde/edimde olduğu gibi, otomobil kullanırken de illa sakat olarak işaretlenmek zorundasınız!
Aslında bunda sorun edilecek bir şey yok. Öyle ya, nasıl ki otomobillerde kadın plakası, erkek plakası, eşcinsel plakası, genç plakası, yaşlı plakası, Müslüman plakası, Hıristiyan plakası, Yahudi plakası, Budist plakası, dinsiz plakası, Türk plakası, Kürt plakası, Laz plakası, Çerkez plakası, Alman plakası vs. varsa, doğal olarak sakat plakasının olması da kaçınılmaz!

Diyelim ki otomobille ilgili olarak bunca sıkıntı yaşadıktan sonra, bari vergi muafiyetli bir otomobil alayım da çektiğim sıkıntıya değsin diye düşündünüz. Beğendiğiniz otomobili satın almak için galeriye gittiniz. Aracın değerinin 50 bin YTL olduğunu, ama sakatlık indirimi olduğu için size maliyetinin (yaklaşık olarak) 30 bin YTL olduğunu öğrendiniz. İlk defa otomobille ilgili güzel bir haber almışsınız, keyfiniz yerinde, 20 bin YTL avantajlısınız... Hemen işlemleri yapıyorsunuz ve otomobili alıyorsunuz. Aradan 5 yıl geçiyor. Son zamanlarda otomobilinizin sorun çıkarmaya başlaması üzerine otomobilinizi yenileme kararı alıyorsunuz. Zira yolun ortasında istop eden otomobilinize tekerlekli sandalye kullanan biri olarak müdahale etmeniz ya da yardım aramanız imkânsız. Neyse ki her 5 yılda bir olmak koşuluyla eski otomobilinizi satıp, vergi muafiyetli yeni bir otomobil satın alabiliyorsunuz! Böylece üstüne biraz daha para koyup, sürekli sorunsuz bir otomobil kullanma şansınız olabiliyor. Ve galeriye gidip eskisini verip yenisini almak istediğinizi söylüyorsunuz. Ve rüya bitiyor! “Şimdi sizin otomobilinizin piyasa değeri 25-30 bin YTL arasında. Sizden aracınızı bu fiyata alırım, ama sonra siz, bu arabayı 5 yıl önce satın alırken ödemediğiniz 20 bin YTL’yi götürüp Maliye’ye vermek zorundasınız. Yasa böyle! Otomobili alırken vergi ödemiyorsunuz, ama o vergiyi, satarken aynen ödüyorsunuz...”
Oracıkta düşüp bayılıyorsunuz!
- Ne oldu bana, nerdeyim ben?!
- Türkiye efendim. Burası Türkiye!

***
Evet, bu okuduklarınız, sakatlığı olan kişilerin otomobil alımı, satımı ve kullanımı ile ilgili olarak varolan yasal düzenleme ve uygulamalardan derlenmiştir. İstedik ki sakatlığı olan kişilerin nasıl engelli kılındığı daha somut ifadelerle sergilensin...

Çözüm...
Düzenlemeler planlanırken/yapılırken tüm aşamalarda sakatların da yer alması sağlanmalıdır.
Hiçbir aşamada kimlikler hiyerarşize edilmemeli; yasaların tüm yurttaşlar için olduğu, sakatların otomobil kullanmasının en temel haklarından biri olduğu ve sürücü olma kriterini karşılayan herkesin eşit olduğu unutulmamalıdır.
Çok genel olarak söylersek: H sınıfı sürücü belgesi kaldırılmalı ya da tanımı değiştirilmelidir, plakalardaki özel işaret kaldırılmalıdır, otopark için özel kart uygulamasına geçilmelidir, otomobil alırken ‘vergi indiriminden yararlanan’ ile ‘vergi indiriminden yararlanmayan’ şeklinde bir ayrım yapılmalıdır, kullanımla ilgili yasaklar ortadan kaldırılmalıdır, hangi sakatlığı olanların nasıl bir donanımla sürücü olabileceği ile ilgili olarak gelişmiş ülkelerde kullanılan teknolojik normlar ülkemizde de kullanılmaya başlanmalıdır, sağ uzvundan sakat-sol uzvundan sakat ayrımı ortadan kaldırılmalıdır, (eskiden olduğu gibi) ÖTV ve KDV muafiyeti getirilmelidir.
Hepsinden önemlisi, düzenlemeler yasak getirmek için değil, hakların kullanımında ortaya çıkabilecek sorunları ortadan kaldırmak için yapılmalıdır.

***
Engelliler.Biz Platformu (www.Engelliler.Biz) olarak bu saçmalıklara ve haksızlıklara dikkat çekmek ve ilgililerin harekete geçmesini sağlayabilmek için ARABAM BENİM BACAKLARIM isimli bir girişim başlattık. Sizler de sitemizi ziyaret edip, sorunlarımızın önerilerimiz doğrultusunda çözülmesi için bizlere destek olabilirsiniz.

Ve son söz: “Bilmiyor musun ki, sen(den) olmayanı ne kadar öldürsen, sen de o kadar ölürsün. Ben olmazsa(m) Sen de olmaz(sın). Ölümüm için yerden kaldırdığın her taş, ölümün için yerde bir çukur açar. ve Beraber ölürüz...
Oysa... ‘Düşündüm de, belki sen ve ben... beraberce bir yere gidebiliriz. Bugünlerde...
’” (Feride Zülfü)
 
Engelliler yasasını eleştirirken biraz insafsızca davranıyoruz sanki. Bakın dünyanın her yerinde garip kanunlar var. Bir tanede Türkiyeden çıkmış çokmu? İşte Örnekler:
[size=2]Albama
- Jasper`da kocanin karisini parmagindan uzun bir sopa ile dovmesi yasaktir.
-Arizona - Eseklerin banyo küvetinde uyumasi yasaktir.
California - Kuvette portakal yemek yasak.
- Sanik sandalyesinde aglamak yasaktir.
Colorado - Logan Kasabasinda uyuyan bir bayani opmek yasaktir.
Connecticut - New Britain`de kamyonlarin hiz siniri 50 km/saattir. Bu itfaiye araclari icin de gecerlidir. - Hartford`da pazar gunu kocanin karisini opmesi yasaktir.
Florida - Bekar bayanlarin pazar gunu parasutle atlamasi hapisle cezalandirilabilir. - Kuaförde saç kurutucusunun altinda uyuyan kadin ve salon sahibi para cezasina çarptirilir.
Georgia - Quitman`da tavuklarin caddeden gecmesi yasaktir.
Illinois - Pijama ile balik tutmak yasaktir. - Chicago`da sus kopegi ile operaya girilmez.
Indiana - Maymunlarin sigara icmesi yasaktir.
Iowa - Itfaiyeciler yangina mudahale etmeden once 15 dakika alistirma yapmak zorundadirlar.
Kansas - Natoma`da cizgili sort giyenlere bicak atmak yasaktir.
Louisiana - Itfaiye araclarinin kirmizi isikta durmasi gerekmektedir. - New Orleans`ta birini isirmak basit bir cezaya girerken, isiran takma disli olursa agir cezaya carptirilir.
Maine - Rumford`da iscinin malsahibini isirmasi yasaktir.
Michigan - Port Huron`da ambulanslarin hiz limiti 35 km/saattir.
Mississippi - Birinin kolesini oldurmekte sakinca yoktur.
Missouri - Anneanne ile evlenmek yasaktir. Diger herkesle evlenilebilir. - Cocuklarin normal silah satinalmasi mumkunken, catpat tabanca almalari yasaktir.
Nebraska - Omaha`da çocuğu kilisede geğiren anne baba hapse atılabilir.
Nevada - Eureka`da bıyıklı erkeklerin bayanları öpmesi yasaktır.
New Jersey - Polise yan bakmak yasaktır.
New York - Yabancı biriyle asansörde konuşmak yasaktır.
Ohio - Polisler, ikaz etmek amacıyla köpekleri ısırabilir.
Oregon - Banyo yaparken diz kapağından göbeğe kadar kapalı olunması gerekmektedir. - Selem`de kadınların güreşmesi yasaktır.
Pennsylvania - Buzdolabının kapısı açıkken önünde uyumak yasaklanmıştır. - Banyoda şarki söylemek yasaktır.
Rhode Island - Newport`ta güneş battıktan sonra pipo içmek yasaktır.
South Carolina - Her vatandaş kiliseye gelirken silahını da getirmek zorundadır. - Charleston`da atların yolu kirletmemeleri için iç çamaşırı giydirilmelidir.
Tennessee - Kementle balik tutmak yasaktir. :) oysa bu şekilde tutanı anlından öpmek lazım. :)
- Memphis`te kadinlarin tek basina araba kullanmasi yasaktir. Bir erkegin bayan soforun kullandigi arabanin onunde kosarak ya da yuruyerek elinde kirmizi bayragi sallayarak diger araclari ve motor suruculerini uyarmasi gerekmektedir. :) Bu kanun biraz mantıklı işte. :D
Texas - Baskasinin ineginden sut sagmak yasaktir.
Utah - Kuşların otobanlarda yol onceligi vardir.
Vermont - Su altinda islik calmak yasaktir.
Washington - Toplu tasima araclarinda kadinlarin erkeklerin kucagina arada yastik olmadan oturmalari direkt 6 ay hapisle cazalandirilacaktir. - Ailesi zengin oldugu icin kimseyle dalga gecilemez, kucumsenemez, dislanamaz.. :D Demekki ayrımcılık oralarda da var.
Wisconsin - St. Croix`te bayanlarin kirmizi renk giymeleri yasaktir.
DİĞER ÜLKELER
- Koleje gitmek için entelektüel biri olmak zorundasiniz. (Çin)
- Arabasinin altinda birinin bulundugunu gören sürücünün otomobilini çalistirmasi yasaktir.(Danimarka)
- Otomobilinin karsisina at arabasi çikan sürücü, otosunu kenara çekmek zorundadir. Her sürücü, at arabasini otomobilin geldigi yönünde uyarida bulunacak bayrakli bir kisi de tasimak zorundadir. (Danimarka)
- Demiryolunda öpüsmek yasaktir. (Fransa)
- Domuzlara ''Napolyon'' isminin verilmesi yasaktir. (Fransa)
- Yagmur yagarken çimler sulanamaz. (Kanada)
- Kapilar ve pencereler pembe renkte olmak zorundadir. (Kanada- Kanata)
- Agaca tirmanmak yasaktir. (Kanada-Oshawa)
- Bank Street'te pazar günleri dondurma yemek yasaktir. (Kanada-Ottawa)
- Yong Caddesi'nde ölü atlari pazar günü sürüklemek yasaklanmistir.(Kanada-Toronto)
- Kadinlarin toplu tasim araçlarinda çikolata yemesi yasaktir. (Ingiltere)
- Tropikal balik saticilari hariç! kadinlarin halka açik yerde üstsüz gezmesi yasaktir. (Ingiltere-Liverpool)
- Etek giyen erkekler tutuklanir. (Italya)
- Pazar günleri balik avlamak yasaktir. (Iskoçya)
- Inek sahiplerinin sarhos olmasi yasaktir. (Iskoçya)
- Kapinizi çalip sizden ''klozetinizi isteyen birini'' içeri almak zorundasiniz. (Iskoçya)
- Pazar günü çamasir asmak yasaktir. (Isviçre)
- Çocuklarin sigara satin almasi yasak, içmesi serbesttir. (Avustralya)
- Patikada sag elinin üzerinde amuda kalkarak yürümek yasaktir. (Avustralya)
- Pazar günleri pembe pantolon giymek yasaktir.(Avustralya- Victorio)
- Araba kullandiginiz zaman gömlek giymek zorundasiniz. (Tayland)
- Iç çamasirsiz gezmek yasaktir. (Tayland)
- Metroda sakiz çigneyen tutuklanir. (Singapur)[/size]
Ve Türkiye:
-Türkiyede Sol bacağı sakat olanlara ehliyet verilir ama otomobil kullanmaları yasaktır. (abarttığımı düşünyorsanız pratikte bundan pek farklı değil)
-Türkiyede H ehliyetine sahip sakat bir kişi kaza yapacak derecede yorgun yada hasta olsa dahi otomobili başkasının kullanması yasaktır.
-Türkiyede tüm sakatların farkedilmesi, mimlenmesi gerekir. Örneğin otomobilinde oturan sakat bir kişinin bile sakat olduğunun anlaşılması için araç plakasında bu durum belirtilmelidir.
v.s v.s...
 
Yani........

Ben anlayamadım bir şey bu yazılanlardan. :D

Sevgili oturanboğanın yazısını okuduğumda gerçekten çok şaşırdım, sonrada şaşırdığıma şaşırdım.

Bu eleştirilmesi gereken bir durumdur. Ve son derece anlamsızdır açıkcası.

Ve sonra....

Sevgili fuzulimin yazısını okudum.... :D

Gerçekten kusura bakma ama dünyadaki garip yasakları burada ortaya dökmeyi son derece fuzuli buldum. Bana ne kardeşim dünyadaki salakça yasaklardan.

Engelli olarak yukarı da ki araba kullanımı veya alımı yada satımı ile ilgili yasakları benimsiyormusunuz ya da benimsemiyormusunuz? Önemli olan bu. Bir şey yanlışsa eleştirilir. Dünyadaki örneklere göre iyi bari bu da bizde olsun deme lüksüne sahip değiliz açıkcası.
 
Yok.. Sevgili andante,

Fuzulim, kendi uslübunca "ironi" yapmış, kanımca. :D

"Dünyadaki salak yasaklara ülkemiz de böyle katılıyor" demek istemiş..

E.. ne de olsa Aziz Nesin'i yaratan bir ülkede yaşıyoruz. ;) O, çok iyi yakalardı benzeri saçmalıkları..
 
Bende andante hocamın şaşırmasına şaşırdım :D

Ya hocam bu yanlışlıklar salakca uygulamalar aylardır tartışılıyor bu forumda doğal olarak bunların bir kere dile getirilmesine sanki yeni duyuyormuş gibi şaşırmamak lazım.


Sakatın Tekerine Çomak Sokmak!

Ben Feleğin Tekerine Çomak Sokarım

Bu uygulamaların aklı selim hiç kimse tarafından kabul edilir yanı olmadığı acık.

Bu anlamda gerek yazılı basında gerek görsel basında gerekse atılan her meil
haksızlığa atılmış bir yumruk gibidir
 
İnsanların ilgi alanları vardır ve ilgi alanının içine girmeyenler vardır. Arabalar ve araba kullanmak asla ama asla ilgi alanıma girmedi. Ama zorunlu olarak yaşantıma girdi.Yine de hiç bir şey anlamam araba konusunda.Sigortasını kesin yaptırırım ve aldığım yer muayene gününüz geldi diye beni telefonla arar hiç sektirmeden giderim. Bildiklerim bunlar araba konusunda.

Şaşırmama bende şaştım diye yazdım farkındaysanız. Neden mi şaşırmama şaştım. Çok iyi bildiğim bir doğa kanunu unutmamdan dolayı. Bunu her yere uygulayabilirsiniz.

Ortaokul yıllarımda fen dersinde öğretmenimizin bileşik kaplarla ilgili yaptığı deney feci şekilde beynime kazınmıştır.

Farklı kalınlıklarda alt taraftan uzunlamasına birleşen dik borulardan oluşmuş bir kaptır bileşik kaplar. Bir taraftan yoğunluğu aynı bir sıvı doldurursanız nereden yani hangi borudan doldurursanız doldurun sıvı her boruda aynı seviyeyi gösterir. İster kalın olsun, ister şekli değişik olsun. Tüm seviyeler aynıdır.

Deney bu. Yapın sizde göreceksiniz.

Şimdi olayı sosyal yaşantıya uygulayacaksanız bunu aklınızdan hiç çıkartmayacaksınız. Bir yerde bir bozulma varsa, diğer tarafta doğru bir şeyi göremezsiniz. Bozukluk aynı seviyededir. İşte bunu unuttuğuma şaşırdım ben. :D

Mesele burda tartışılıp tartışılması yada benim ilgi alanıma girip girmemesi değil sevgili dostum. Yaşamımızın her alanında hangi bölüme bakarsanız saçmalığı veya kelimenin tam anlamıyla salaklığı görüyorsanız bu işte de salaklık olmak zorundadır.Yani engellilere ait araba alım satım ve kullanımında.

Bunu kabul etmek olası değil. Bir kez daha bu anlamsızlığı dile getirmek istiyorum.Yapılacak bir şey var mı? İşte bu sorunun yanıtını bilmiyorum ama birlikte olursak sonucu değiştiremezsek bile adım atmış oluruz. Adımları küçümsemeyin.İnsanoğlu ilk adımında nasıl sendeler sonra koşmaya başlarsa, akılcı bir yolla belki de koşabiliriz.

Umarım fuzulim de ironi yapmıştır sevgili baben.Yanılmış olmayı o kadar çok istediğim konular var ki sana anlatamam.

Yanılmak istiyorum senin anlayacağın, yanılgımdan gurur duyacağım artık nerdeyse yaşadığım tüm salaklıklara karşı. :wink: ( Bu genel anlamda bir istekti fuzulim seninle direk bir ilişkisi yok, sakın alınma olur mu
 
Yani pes arkadaşlar. Beni sadece Baben anlamış.
Dünyanın birçok yerinde komik,garip kanunlar var. Ancak bu kanunlar 100-200 yıl öncesine ait. Her ne kadar halen yazılı olsa da geçerliliği kalmamış kanunlardır. Aynen bizim şapka kanunu gibi. Bu kanunlar belkide bir nostalji olsun diye bekletilmektedirler. Bilemeyiz. Ancak gelin görünki bizimkiler 21. yy. da dahi en az bu garip kanunlar kadar garip kanun çıkarabiliyoruz. Engelliler yasası buna iyi bir örnek.
 
OturanBoğa' Alıntı:
İstedik ki sakatlığı olan kişilerin nasıl engelli kılındığı daha somut ifadelerle sergilensin...
güsel sergilemishsin... coooook güsel olmush, eline saalik, afietle okudum :)...

bu ishin beni cok cok rahatsiz eden bi tarafi da "karshidan" bakanlarin engelliler bi dünya ekstra haktan faydalanio sanmasi... neredeyse srif bu yüsden kiskanicak bazilari bizi :p... her bakimdan ishin gercek yüzünün aciga cikarilmasini cok önemli buluom...

sanirim bishiler yapmak icin atabilicemis en iyi "ilk adim" da farkindalik yaratmak, sevgili andante ;)... öle ya, fark edilmeyen bi yanlish kendi kendini ortadan kaldiramas ki... bu bakimdan oturanboga, senin gibi arabalarla ilgili bütün konulari ilgi alaninin dishinda tutanlara bile :p, kendisini okutucak kadar güsel bi yazi yazarak cok iyi bi adim atmish... saolsun...


bu arada:
Diyelim ki kısa bir süre önce yurt dışından vergi muafiyetiyle satın aldığınız otomobilinizle büyük bir kaza geçirdiniz ve otomobiliniz tamamen hurda (pert) oldu. Durumu gösteren raporları alıp ilgili kuruma müracaat ettiniz ve yurt dışından yeniden bir otomobil ithal etmek istediğinizi söylediniz. Olmaz! Otomobiliniz hurdaya dönse de (çalınsa ve bulunamasa da) yeniden satın almak için 5 yıl beklemeniz gerek.
muafietsiz de mi olmas?...


selamlar :)...
 
Eline sağlık OturanBoğa. Bu konuda yasalar tamamen saçmalıklar zinciri. Bence şimdi iş, bizim zaten çok iyi bildiğimiz bu saçma yasaları, elinde değiştirme yetkisi olan, bilmeyen, insanlara birçok kanaldan defalarca ulaştırmak, baskı oluşturmak.
Saygılar.
 
KANUNLARIN DEĞİŞMESİ!!!

SAYIN BÜLENT BEY ÖNCELİKLE BÖYLE BİR MEDENİ CESARET GÖSTERDİĞİNİZ İÇİN SİZİ KUTLUYORUM. MAALESEF BU KANUNLARA İSTER İSTEMEZ BOĞUN EĞMEK ZORUNDA KALIYORUZ. KALIYORUZ AMA BU DEĞİLDİR Kİ HER ZAMAN BÖYLE GİDECEK. EĞER BİZE TANINAN BU HAKLARIMIZI ARAMAZSAK VE YANLIŞLARI DÜZELTMEZSEK HEP EZİLEN BİZ OLURUZ. (MAALESEF) BİZ BURDA VAR OLAN VE BİZİM İÇİN DEĞİŞMESİ GEREKEN KANUNLARA BAKMALIYIZ. ARKADAŞLAR UZUN LAFIN KISASI BİRLİK, BERABERLİK OLMAZSA KUSURA BAKMAYIN AMA BİR ARPA BOYU İLERLEYEMEYİZ.
 
Ben oturdum, düşündüm, taşındım, biraz da kaşındım ve güzel bir çözüm buldum arkadaşlar. Şu an için en geçerli ve mantıklı çözüm bu:
Öyle sağ kol sakatmış, sol ayak yokmuş, sol ayağı olmayana indirim yokmuş, sağ el yüzük parmağı olmayana mtv muafiyeti yokmuş falan uğraşmayacağız. Komple sağ kol, sol kol, sağ ayak, sol ayak ne varsa kestireceğiz. Heyete tek gövdemizle gireceğiz; "İşte ben geldim saygıdeğer doktorlarımız. Çelişkide kalacak birşey kalmadı, ne kol ne bacak bişi kalmadı verin bana raporumu!" diyeceğiz. Oradan bir doktor çıkıp da "olur mu ama senin kafa sağlammış" deyip de işimize yarayacak rapor vermezse biz de "Allah müstahakınızı versin" deyip çıkacağız heyetten. :lol:
 
Rekursion, araç pert olduktan sonra ötv ötelemeli veya gümrük muafiyetli otomobil alamayız. Sanmıyorum ki vergisini vererek araba almak istesem bana engel olabilsinler! :)
 
Çok şanslısın mermaid,,, :lol:
Niye mi ? Birde benim hikayemi oku lütfen !!!
02.10.2006 tarihinde Boğaz köprüsünde arkadan çarpıp kaçan bir araç yüzünden arabam pert oldu,(Sigorta firması araçta yüksek masraf olduğu bahsi ile bana 2.el raiç bedelini ödedi) birsürü prosödürden sonra nihayet paramı aldım.Zaten 5 yıl dolmadan sıfır bir araç alamayacağımı biliyordum,bari parçalanan arabam gibi bir şey alayım diye galeri galeri gezerken,bir gün gelen telefonla dumura uğradım.Sigorta firması benim arabamın hurdasını bir firmaya,O da bir tamirciye satmış,Tamirci kendi imkanları ile ve çıkma parçalar ile arabayı yürür hale getirmiş,vergi dairesine ruhsat değişimi için igttiğinde ise,tabi karşısına bu aracın muafiyetli (ötelemeli) olduğunu ve satan kişinin ÖTV yi geri ödemeden devrin gerçekleşemeyeceğini söylemişler.Adam tabi hemen hurdayı aldığı firmaya dönüyor ve konuyu anlatıyor.Firma beni arayıp derhal ÖTV'yi geri ödememi söylemez mi ! Neye uğradığımı şaşırdım...Dedim ; -Siz ne diyosunuz ya,ben arabayı kimseye satmadım,sigorta arabayı pert etti ve bana piyasa bedelini ödedi,desemde karşımdaki ,-seni mahkemeye veririz,diye tehtidler savurarak telefonu kapattı.Yaklaşık 5 aydır,başvurmadığım yer kalmadı.Kimse net bişey söyleyemiyor.Bende hergün gözüm kapıda mahkeme celbi bekliyorum.Hiç kusurum olmayan bir kaza sonrasında hem aracımdan oldum,hemde ÖTV'yi geri ödemekle karşı karşıyayım.Açıkçası, başvurduğum avukatlarda mevcut yasadan dolayı %50 şansım olduğunu belirtiyor.Zira istisnalar ve mücbir sebeb halleri yasada yokmuş.Onlara göre mahkeme lehimde karar verebilir ve buda diğer arkadaşlar için örnek teşkil edebilirmiş..FAkaattt,bide kaybedersek 9.000 YTL'lik ÖTV,mahkeme masrafları ile birlikte olur 18.000 YTL...İşte o zaman yandığımın resmidir...
 
Bence Devlet biz engellilere brtakım haklar verdiğini sanarak millete şirin görünmeye çalışıyor. Ben engellimi korurum, mağdur etmem anlayışı.

Ama şirin görünme çabası Devleti bu saçmalıklar silsilesi haline gelen düzenlemeleriyle Komik duruma düşürüyor.

Acaba bunları farkedecek kadar dikkatli ve farkettikten sonra da düzeltmeye çaba sarfedecek kadar duyarlı Devlet Büyüklerinden bu kadar mı mahrumuz?

Yani Devlet bizi, yurtiçinden bir aracı Öteleme usulüyle alıp da bilmem kaç yıl sonra satınca ödemeye mecbur bıraktığı ÖTV'ye bu kadar mı muhtaç? Ya da 5 yıl beklemek zorunluluğu hangi kar-zarar unsurunu yaratıyor Devletin sistematiğinde?

Avantaj adı altında yaratılan kavramlar, bu kavramları ortaya koyanlarca ne kadar anlaşılır bulunuyor, doğrusu merak ediyorum.

Bu herhalde son teknoloji bir dalga geçme modeli olsa gerek. Hem de yasal sınırlar çerçevesinde.
 
oturanboga ıcımı kararttın bendede b sınıfı ehlıyet var..kendı kendıme dıyordum H sınıfı ıle degıstırıp bazı avantajlar elde edeyım.. yok ben vazgectım arabamı degısrııp otomotık vıtes alacagım ama asla h sınıfı ehlıyet almam artık..
 
SEVGİLİ O.BOĞA

Yazın gerçekten çok etkileyici.Bir konu ancak bukadar ayrıntılı ve akademik bilgileri kara mizahla anlatmak... Kendi adıma sana teşekkür ederim.Birkaç kelime yazmam gerekirse; önce iyi niyetle bir yasa çıkarılıyor. HAK VERİLİYOR.
Bu hak verildiği anda bu haktan yararlanması gerekenler değil kötü niyetliler başlıyor işe . Aynı aç kurtlar gibi saldırdılar SAKATA VERİLEN bu haklara....
Binlerce lüks araba sakat kişiler adına getirtildi yurt dışından,sakatlara bahşiş verilerek hakları kullanıldı. Yurt içinden alınan sıfır arabalara uygulanan bazı avantajları o kadar acımasızca en yakınımızdakiler kullandıki,pes doğrusu. Sonuçta iyi niyetle çıkarılan bir yasa UCUBEYE döndü. Sonuçta şu an;olayın bir ucunda maliye bir ucunda gümrük bir ucunda emniyet bir ucunda sigorta şirketleri vs. Sakatlarsa çekiştirilen çarşafın ortasında . SAKATLAR KENDİLERİ İÇİN ÇIKARILAN YASADAN VE DENETİMİNDEN UZAK TUTULURSA olacağıda budur.Eminim şu anda bu olayı bütün olarak gören yada sorumluluk duyan bir kuruluş yoktur.
Enseyi karartmamak lazım derler ya....Bu işler olacak,sadece biz biraz daha üzülecek, biraz daha çabalayacağız. UNUTMAYALIM Kİ her dere denize ulaşır,ancak akmaya devam ederse ulaşır. YİNE UNUTMAYALIM Kİ kendimizi TOPLUMA kabul ettirmeye çalışırken ELİMİZE GEÇENLERİDE KORUMAYI bilelim.

saygılar....
 
Devlet engelli bir vatandaşı için ÖTV muafiyeti uygulasa maddi olarak kaybı ne olur?
Gelin birazda bunun analizini yapalım.
Otomobil alacak maddi gücü sahip çok sınırlı sayıdaki engelli kişiler düşünelimki ortalama olarak 10 yılda bir ÖTV muafiyetli otomobil alsınlar/otomobillerini yenilesinler.
10 yılda bir yenilecek bu otomobillerden dolayı devlete ödenmeyen ÖTV miktarı ortalama 5000 ytl varsayalım.
Diyelimki devlet her 10 yılda bir satın alınacak ÖTV muafiyetli bir araçtan 5000 YTL zarar ediyor. Bir yıllık zararı ise 5000 YTL/10 yıl=500 YTL dir.
Yani Engelli bir kişinin (ki zaten çok sınırlı sayıda engelli vatandaşımız otomobil alabilecek maddi güce sahip) devlete bir yıllık zararı toplam 500 YTL civarındadır.
Peki bu 500 YTL çok büyük bir rakammı? Hükümet sürekli olarak engelli vatandaşının arkasında olduğunu, ona yardım etmek istediğini söyleyip durmaktadır. Ama gelin görünki 500 YTL lik bir indirimi Engelli vatandaşına hak görmemektedir.
Şimdi konuya birde başka açıdan bakalım.
Engelli olmayan bir şahıs 500 metre-1 km arasındaki bir mesafeyi otomobiline ihtiyacı olmadan yürüyerek gidebilmekteyken Engelli bir vatandaş bu mesafeyide arabasıyla gitmek durumundadır. Bu durumda engelli insanlar normal insanların harcama yapmadan yürüyeceği bu mesafeyi otomobilleriyle gittiklerinden ekstra yakıt parası harcamaktadırlar diyebiliriz.
Ülkede yakıta verilen paranın %70-80 nin vergi olarak devletin kasasına gittiğini düşünecek olursak demekki engelli bir kişi devletten aldığı yıllık 500 YTL lik vergi indirimini, ödediği ekstra yakıt parasındaki yüksek vergiden dolayı zaten devlete geri ödemektedir.

Hükümetin iş başına gelir gelmez yaptığı ilk icraatlerden biri Engellilerin ÖTV muafiyetini iptal etmesi oldu. Hadi bunu devletin maddi durumunun iyi olmadığına, vergi kaybına tahammülü olmadığına sayalım şimdilik. Ama iyide devletin o kadar masrafı ve israfı dururken iş kala kala devletin çokta kaybı olmadığı engellilerin ÖTV muafiyetini iptal etmeyemi kaldı? Oysa devlet ve millet olarak önüne geçmemiz gereken o kadar çok vergi kayıpları, israflar ve gereksiz masraflarımız varki.
Örnek: Bilindiği üzere Türkiye enerji ihtiyacının hemen hemen bütününü dışardan satın almaktadır. Türkiyede kişi başına tüketilen enerji miktarının yıllık en az 600 YTL ve bunun yaklaşık olarak %60'ı konutlarda ısınmaya yönelik kulanıldığı söylenmektedir. Yani kişi başına sadece ısınmak için yıllık harcamamız 350 YTL dir. Oysa hükümet çıkaracağı basit bir kanunla binalara ısı yalıtımını (en azından konutlarda mantolama) mecbur hale getirse bu maliyet en az 200 YTL ye düşecektir. Varın yurt genelindeki devletin, milletin ve çevresel açıdan tabiatın karını siz hesaplayın.
Demem o ki hükümetler engelli insanların mecburi gereksinmilerini kısıtlayıp devleti kara geçirmeye çalışacaklarına yukarıda basit bir örnek olsun diye bahsettiğim israfın önüne geçerek maddi olarak devletin geleceğini kurtasınlar. Sadece ısı yalıtımı yaparak sayısız maddi ve çevresel yönden olumlu yüzlerce sonuç elde edebilecekleri bir sorun dururken, bu ülkede bir kaç yüzbini geçmeyecek otomobil alabilir seviyedeki engelli vatandaşın ÖTV muafiyetinden mahrum bırakılması ne derece akıllılıktır? ne derece vatanı kurtarmaktır?
Isı yalıtımı yapılarak türkiyenin yıllık en az 7 milyar dolar kar edeceği yetkililer tarafından söylenmektedir. Düşünsenize sadece konutlardaki ısı yalıtımının ülkeye ne kadar çok menfaati var. Böyle akıllı icraaetler dururken bizimkler ne yapıyor? Yasaklarla, engellemelerle, vatandaşının olanaklarını kısıtlamakla devleti kalkındırmaya çalışıyorlar.
Ama burası Türkiye. Akıl değil siyaset konuşur. Bu ülkeyi yönetmişlerin ve yönetinlerin, yeterince ülke ve millet sorunlara vakıf olduklarını zannetmiyorum.
Çevrenize şöyle bir bakın. bir tane olumlu şey varda, peşine 9 tane olumsuz şeyler görüyorsanız Bu durum yaşadığınız yerde alınan kararların %90 nının yanlış olduğu manasına gelirki buda bu yaşadığınız yeri yönetenlerin %90 nının ya vatan haini oldukları(ki sanmıyorum) yada yeterince zeki olmadıkları veya sizin sorunlarınıza vakıf olmadıkları manasına gelir.
Ben, benden daha az zeki kişiler tarafından yönetilmeyi haketmiyorum. 4-5 tane laf ezberleyip, meydanlarda insanları uyutmaya çalışırken, ülkenin geleceğini ipotek altına alan, geleceği değil günü kurtarmya çalışan tüm idarecileri kınıyorum. Makamlarının hakkını veremeyen herkesi Allah'a havale ediyor, hakkımıda helal etmiyorum.
Mevcut Engelliler yasası, Engelli insanlara uygulanan bir zulümdür. Bu zulume bir an önce son verilmelidir.
 
Bülent Küçükaslan'ın Radikal2'deki Yazısı üzerine

Bu muhteşem yazı için teşekkürler Bülent Küçükaslan; ellerine sağlık... Engellilerin yaşamının kolaylaşması için harcadığın emek azımsanacak gibi değil doğrusu; yeniden teşekkürler.

Not: Bülent Küçükaslan'ın, "Arabam Benim Bacaklarım" kampanyası ile ilgili yazısı 1 Nisan 2007 tarihinde Radikal2'de yayımlanmıştır.
 
Arkadaşlar bende sol kolundan sakatlığı olan %80 özürlü biriyim. Bundan 10 yıl önce sol kolumda sakatlık olmadığı için B sınıfı ehliyetim vardı ve halada var. Çevremden herkes neden indirimli araba almıyorsun diye bana söylemlerde bulununca, bende şu işi bir araştırayım dedim ve yaklaşık 2 aydır da araştırıyorum. Tamda ehliyetimi H sınıfına çevirtecekken( görüştüğüm doktor muayeneden sonra olur verdi) Allahtanki engelliler.biz sitesine rastladım.. Bu sitede yazılanaları okuyunca bildiğim çok şeyin yanlış olduğunu gördüm. En belirgini ÖTV ötelemesini muafiyet olarak biliyordum. Ve bunu birçok kişinin hala böyle yanlış bildiğine inanıyorum. Ayrıca sitede H sınıfı ehiliyeti olan arkadaşların karşılaştıkları sırunlarıda görünce ben B sınıfı ehliyetimi değiştirmeme kararı aldım. :oops: Hernekadar sadece sağ elimle sürmek zorunda kalsamda yinede H sınıfı ehliyet için başvurmayacağım. Beni üzen bir diğer noktada; insanların özürlü insanlara çok haklar tanındığı izlenimlerinde olması. Halbuki bu yasayla özürlülere sağlanan hiçbir cazip taraf yoktur. Sadece devlet öteleme ile özürlü insana uzun vadeli kredi vermiş oluyor. Ayrıca ben her an kanama geçirebeilek bir insanım. Böyle durumlarada yakınımdaki insanın beni en yakın bir üniversite hastanesine yetiştirmesi gerek. Özürlü arabasınıda eşimin kullanması yasak olduğu için bu işin bana göre olmadığına iyice kanaat getirdim.Aksi takdirde oracıkta kan kaybından ölürüm heralde. 21. yüzyılda bu yasa tam bir trajikomik bir vaka. Acaba yaşanan bu sorunlardan üstekilerin haberleri varmı? Kannımca yoktur derim. Çünkü olsa birşeyler yaparlar. Bize düşen bence bunu hepbirlikte yetkililere ulşatırmak. Ne kadar çok olursak tamda seçimler öncesi o kdar etkili oluruz.
 
Burada anlatılanlardan daha fenası ne biliyor musunuz; yüzlerce kişi "sorunumuz var, önerilerimiz doğrultusunda çözüm bekliyoruz" diye e-posta ve faksla tüm ilgililere çağrıda bulunuyor 1 aydır... Ama ortada hala bu çağrıya karşılık veren bir kurum yok! Hükümet hala sakatlara yardım ettiği için hayırseverlik payeleri dağıtıyor birilerine, ve bunu hizmet sayıyor tabii! Oysa hizmet, İnsan Hakları temelinde ve ayrımcılık karşıtı yasal düzenlemeler gerçekleştirmek ve sistemi hayırseverlerden kurtarmaktır; sorun yaşayan insanlara kulak vermek ve sorunlarını çözmektir...
Hasılı ortada bir vicdan sorunu değil, bir HAK sorunu vardır.
 
ndipi, Sayın Lokman Ayva'ya yazdım, (alınmasın ama) yine "dertleştik" diyeyim, siz anlayın!
O da bu konuda sorunların farkında artık ve sanırım birşeyler yapılması için uğraşıyor. Ama somut bir adım var mı bilmiyorum.
 
SOMUT BİR ATILIM VARMI BİLEMİYORUM DEMİŞSİNİZ UMARIM VARDIR OTURAN BOĞA
 
Tüm yazılanlar gerçekten haklı nedenlerle ortaya konmuş gerçeklerdir.Bu konuda emek harcayan sevgili bülent beye teşekkürü bir borç bilirim.Dileğim, en kısa zamanda bu sesin ilgili yerlerde gereken yankıyı yapmasıdır.Yukarıda bir arkadaşımızın da bahsettiği üzere daha önce yolladığımız dilekçe için hiçbir kurumdan cevap gelmemiştir.Bu durum uygulanmakta olan anlamsız kanunlar kadar üzüntü vericidir.
Naçizane bir fikrimi de belirtmek isterim...Malumdur ki önümüz seçim; Hazırlanan bu ve benzeri yazıları, muhalefet kanadında yer alan birkaç partiye de gönderelim.Onlar için bir noktada hükümeti eleştirecek bir yol olmakla birlikte bizim de sesimizi duyurabileceğimiz bir araç olabilir.Konuyu siyasi çekişmelerin ortasına atmak gibi düşünenler olabilir ancak, bir şekilde sesimizin duyulması gerekiyor.Mevcut hükümet ve yasa koyucular gönderdiğimiz dilekçelere lütfedip cevap dahi yazmadılar.Biz de hakkımızı her alanda ve her anlamda aramalıyız.Neden olmasın? diyorum....saygılarımla...
 
Herkese merhaba,
Engelliler.biz' in destek sayfasının (engellilerin araç alım-satımında yaşadığı sorunların yer aldığı sayfa) linkini tüm arkadaşlarıma gönderdim. Onlardan, mailin dağıtımını yaparak konudan habersiz olan insanların bilgi sahibi yapılarak, kampanyaya destek sağlamalarını; kamuoyu oluşturmalarını istedim. Umarım sorunların çözümünde bir katkısı olur...
 
merhaba 6 yıl önce aldığım aracımı bu yılın başında sattım alırken ödemediğim ötv yi satarkende isteyen olmadı
 
Barış, çünkü bu saçmalık 05/08/2004 tarihinden sonra yürürlüğe girdi. Yani o tarihten sonra alınan otomobilller için satışta ÖTV geri ödemesi sözkonusu.
 
yani paranız kısıtlıysa ölünceye kadar o aracı kullanınmı demek oluyor bu
 
Düşünsenize, 50 bin YTL'lik aracı bugün ötv ötelemesiyle 30 YTL'ye alsan; 10 yıl sonra satmak istesen, yıllık %10 değer kaybettiğini varsayarsak, çok kaba hesapla aracın satış değeri yıllara göre 45, 40, 36, 33, 30, 26, 23, 20, 18, (ve 10 yılın sonunda) 15 bin YTL olur. Aracı 15 bin YTL'ye satacaksın, cebinden de üstüne 5 bin YTL koyacaksın, götürüp 20 bin YTL'yi başta ödemediğin ÖTV olarak maliyeye ödeyeceksin! Muhteşem bir avantaj!!!
Tabi abiler-ablalar bununla da yetinmedi. Fantazi yapıyorlar... Aracınızla kaza yaptınız ve aracınız hurdaya döndü, pert oldu, ya da hırsızlar geldi aracınızı çaldı diyelim kapıdan.. yemezler! Başta ödemediğiniz ÖTV ödenecek kardeşim! Arabana mukayet olacaksın!
Bu ve benzeri onlarca saçmalıı içinde barındıran bir düzenlememiz var yani..
 
Teşekkürler Oturan Boğa ve paylaşımda bulunan arkadaşlar:))

Bilgiler için çok teşekkürlerler Oturan Boğa ve bizlerle yaşadıklarını paylaşan sevgili engelliler biz üyeleri. :p

Yaşananları anlattıkça sizler gelecekte olası durumlara karşı şimdiden neler yapabileceğimizi öğrenmiş oluyoruz. Paylaşalım ve birlik olalım birlikte güç doğar. Bizler için arabanın önemini engeli yaşayanlar bilir yaşamayanlar malesef bilmiyorlar. Süistimali önleyelim derken bu konuda mağdur olanlar görmezden mi geliniyor ne :?: Geçmiş yıllardan daha kötü durumda haklar gibi görünüyor. :( Oysa ki tam tersi bir görünüş hakim :?
 
AVRUPA

Öncelikle ben herkese burdan selam ve saygilarimi iletmek istiyorum, merhaba arkadaslar,

ben bu yaziyi okurken inanin, sanki avrupa da degilde, orda yasiyorum ve burda ki benim yasadigim güzellikler elimden alinip orasi gibi olacak diye psikolojik bir durum sardi beni, o derece cok korktum.

Türkiye ye sadece Tatil icin gelirim oda böyle olaylari duyunca, okuyunca gelmekten korkuyorum..Ben iki sefer kendim özel Arabam ile Türkiye ye geldim gezmek icin, ama tüm samimiyetimle söylüyorum her iki seferinde de pisman, hemde beni bir daha bu devlete gidersem........ dedirtecek kadar pisman oldum/ettiler.
Benim bu yaziyi yazmamin nedeni, sadece olan sorunlari görüp,baska ülkeleri örnek alip, onlar gibi yapip benim gibi Türkiyede angelli olan insanlarin hallerine sitem etmeden , baska ülkelerin engellilerin de güzel yasama layik oldugu sistemi örnek alip, Türkiyede de uygulamalari . Hatta öyle olsun ki, saglam olanlar ah keske bende engelli olsaydimda bende su engelli insanin sahip oldugu imkana sahip olsam..
Ben olayin iyi anlasilmasi icin kendimden örnek verecem: Ben suan Almanya da yasiyorum, Otomatik sürme ehliyetini, her ehliyet yapan, engelli olmayanlar gibi hic bir sorun yasamadan cikardim. Ve bana Alman devleti calisabilmem ve cevremden kopmamam icin bir araba almam icin yarimda bulundu.
Arabayi aldiktan sonra, vergisini vermedim, üzerinde bu araba sadece bu sahsa aittir bu arabayi , bundan baskasi süremez diye bir yazi falanda yok, zorunlu degil, herkes benim arabami bende herkesin arabasini (otomatik olmak süreti ile) kullanabilir. Carsinin, yada büyük veya kücük her magazinin önünde en az 3 tane engelli Parki var.Yakiti ve yan masraflar icinde ayda kücük miktarda maas da alirim.. vs ile....... Bu sistem hemen hemen her avrupa ülkesinde var, ve cok güzel isliyor niye Türkiyede olmasin, niye Türkiyede de islemesin! Niye beni burda benim Kullandigim Cihaz ve Bastonlara ragmen kizkananlar; Türkiyedeki bir benim durumumda ki engelliyi de kizkanmasin! Orda yasayanlar da burda yasayanlar kadar güzel yasama hakkina sahipler.
Umarim kisa bir sürede engelli olmayan biri, engelli olan birisini kiskanacak kadar güzel sartlar Türkiyede de olusur.
.iyi Geceler. Almanya,dan AZAD-NURI
 
Üst Alt