Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sakatlar Haftası ne işe yarar? Neden var? [Tartışma]

merhaba ben gülcan. bende engellıyım ve bu sözde bize ozel haftada doktugum gözyaslarından bahsedıcem. kuran kursuna gıdıyorum dun bılgı yarısmam vardı onceden durumumu bıldırır rapor aldım ve onu muftukuge ulastırdık özürüm hem ortopedık hemde nöröjen mesane tabıkı benım mesane problemım sebebı ıle wc arası vermem gerekıyordu ılce muftulugumuz problem olmaz dedılıer gel görkı dün yarısmaya gıttık ama ıl muftusune durum aksettırılmedıgı ıcın asla kabul etmedı. bu halde yarısmaya kabul edemezlermıs en sonunda ben müftü beye gıttım resmen yalvardım 2 dk kala kabul edıldım ama bu duruma çook kırıldım. yarısma boyunca da toparlanamadım. 2 soruyu bıldıgım halde yanlıs yanıtladık. ben özürlude olsam bır cok saglıklı arkadastan önce medenı cesaret göstermısım hazırlanmısım. umutlanmısım ama son anda ne guzel moral verdıler. benım yüzüm gülmeyecek mı dıyorum bazen. umut edıyorum bır seylere karar verıyorum ama her zaman engeller cıkıyor. bu dunya saglıklı ınsanlar ıcın kurulmadı kı herkesın esıt hakları var... bunu nasıl anlatıcaz. ıyı günler. bır de ÖZÜRLÜLER HAFTANIZI KUTLUYORUM....
 
Sevgili Monalisa. Anladığım kadarıyla sen derneğin faal olduğunu savunuyorsun ben ise derneğin hiçbir halt yapmadığını savunuyorum. Yaptıkları mutlaka vardır tabii ki bir kalemde silip atmamak gerek, haksızlık olur lakin derneklerin icraatları yapabileceklerinin kaçta kaçı acaba. Benim tartıştığım husus bu. Daha açık bir ifade ile dernek, özellikle de TSD, yapabileceklerinin çok ama çok altında bir hizmet veriyor o da veriyorsa tabii ki. Ben şu anda burada yapabileceklerini teker teker saymak istemiyorum zira bundan yıllar önce ben şahsen bazı projeler sunmak istedim derneğe de oradaki bir psikopat tuttu “nasıl oluyor da ben rica ederek yazıyı sonlandırmışım, derneğe hitaben yazığım bir yazıyı sonlandırırken arz etmem gerekirmiş” bahanesi ile laf söylemeye kalktı da bir güzel aldı ağzının payını anında. Yazının muhtevası da derneğe gelir sağlayıcı ve tekerlekli iskemle temin etmeye yönelik bir proje idi yani dernekten bir talep değildi. Ama koca dernek bir psikopatı, bir kara cahili orada görevlendirmiş ve derneği temsilen yazıları yazıyor. Düşünebiliyor musun mantığı. Bu zihniyetten ne hayır gelir arkadaşım sorarım sana. Bu onlarca misalden bir tanesi. Daha çok var da bunun benzeri yazıp kafanı şişirmeyeyim. Velhasıl kalkıp da derneğin icraatlarını savunmaman gerek. Aslında icraatı yok ki savunasın. Dediğim gibi yaptıkları yapabileceklerinin yanında devede kulak olunca tabii ki ben buna “icraatsızlık” derim. Bir konuda ise yerden göğe kadar haklısın o da biz sakatların kendi dertlerinin çözümü için hiçbir gayret göstermeye niyetli olmadıkları. Maalesef kimse elini taşın altına sokmuyor. Kimse hadi kalkın bir iki yürüyüş yapalım dendiğinde peki demiyor. O nedenle biz de burada yazıp deşarj oluyoruz. Belli köşeleri kapanlar da o köşelerinde keyif çatıyorlar bizim adımıza hiçbir şey yapmadan, bize fayda sağlamadan.Bütün bunların bir tek nedeni var o da cehalet cehalet cehalet.
Bu arada asıl söylemek istediğim husus az kalsın unutacaktım. Memlekette insanlar hep bir başkasına kazık atmakla meşgulken sakatların da aynı davranışta bulunarak başkalarını ve özellikle de sakatları kazıklamasını garip karşılamamak gerek diyorsun. Doğru bir mantık. Lakin ben de şunu diyeceğim sana. Gazetelerde okuyoruz o ona tecavüz etti, bu şunu dağa kaldırdı, filanca amca kızının ırzına geçti vs vs. Tecavüz olayları almış başını gidiyor. Ama bir imam aynı naneyi yediğinde 15 sütuna manşet oluyor tüm gazetelerde. Zira herkes bu suçu işlese bile bir imam en azından bunu yapmamalı diyoruz değil mi? İmamın tecavüz olayına karışması bize garip geliyor diğerlerini ise sıradan vaka olarak algılıyoruz. İşte bu mantıktan hareketle de sakatın sakatı kazıklaması bana son derece adi bir davranış olarak geliyor.
 
SEVGİL ARKADAŞLARIM HEPİNİZİN SAKATLAR HAFTASI KUTLU OLSUN
AŞAĞIDAKİ MAIL TARAFIMDAN BİR ÇOK BASIN YAYIN KURUMUNA GÖNDERİLMİŞTİR SAYGILAR.
15 sene önce işe girdim % 48.5 engelli raporu ile benim durmumda olan çok sayıda engelli var 2009 da emekli olmak için başvuruda bulunalım dedik rapor sürekli olmasına rağmen ve engelli kadrosunda çalışmamıza rağmen yeniden rapor istendi 2006 da özürlüler yasası değişmiş engel oranları düşürülmüş şu an benim bir gözüm yok yine benim gibi bir kolu bir ayağı vb olmayan herkese şu an emeklilik için gerekli % 40 ın altında rapor veriliyor şimdi bir haber izledim engelliler haftasında engelliler 1 günlük askerlik yapıyor ''çakı gibi asker'' oluyormuş yahu bırakalım bu haberleri bizim gerçek sorunlarımızı taşıyalım haber bültenlerine hiçbir engellinin gerçekten umrunda değil 1 günlük çakı gibi askerlik onlar sorunlarının gerçekten ele alınmasını istiyor yoksa göstermeikl olarak değil saygılar
not: yeri geliyor esrar kullanan bir sanatçının haberi bile bizim önümüze geçip yayınlanıyor da şu konu ile ilgili bir haber göremedim bugüne kadar ya ona yanarım.
 
Merhaba Gülcan!

Aramıza hoş geldin. Sefalar getirdin. İletinizi okudum. Yalnızca siz değil, hepimiz engelli olduğumuzdan dolayı yaşamda bir çok engelle karşılaşıyoruz. Bu sitede bunları paylaşıyoruz. Çözüm önerileri getirmeye çalışıyoruz.

Bulunduğunuz yarışmada bir koordinasyon eksikliği olmuş. Siz de bunu yetkili kişiye aktarmışsınız. En doğrusunu yapmışsınız. Bunda moral bozacak bir şey yok. Boşu boşuna üzülüp kendinizi yıpratmayın. Çünkü, bu tür zorluklarla bizler de karşılaşıyoruz. Hepimize düşen sorumluluğun bu tür zorluklar karşısında yılgınlığa kapılmak değil mücadele etmek gerektiğini düşünüyorum.

Engelli olmak sizin kaderiniz değil… İnsanın kaderini değiştirmek kendi elindedir. Sizin iradeniz burada önemlidir. Yüreğinizden umut eksilmesin.

Yazdıklarınızı okuyunca şu aklıma geldi. Hangi kurumun başlattığını tam olarak şu an anımsamıyorum. Ama o kurum vasıtasıyla İstanbul’daki müftülüklerdeki çalışanlara engellilerle ilgili seminerler verildiğini anımsıyorum. Engellilerin sorunları, engellinin kim olduğu, nasıl yaşadığı, nasıl davranılması gerektiği gibi hususlarda bilgi aktarımı yapılmıştı.

Umarım ki, bu tür hizmetler İstanbul’dan başlayarak Artvin’e kadar ulaşacaktır.

Gelelim Alifatih’in yazdıklarına…

Yok valla! Ben derneğin faal olarak çalıştığını falan savunmuyorum. Yalnızca diyorum ki, sivil toplum örgütleri olmalıdır. Vardır da… Ancak, bu örgütlerin işlevselliği azalmıştır. Sivil toplum örgütleri, üstüne aldığı sorumlulukları tam olarak yerine getirmemektedir. Bunda hemfikiriz sanırım.

Öyleyse, madem sivil toplum örgütlerini beğenmiyoruz. Akın akın gidelim o örgütlere… Yönetenler, o örgütleri yönetemiyorsa, yeni çıkış yollara aramak gerek… Ne bileyim! Örneğin, siz aday olun. Öteki aday olsun. Ekibinizi kurun. Bireysel olarak engelleniyorsanız, üstüne üstüne gidin. Geri çekilmeyin. Ben pratik olarak bunu demek istiyorum.

Benim dediğimden yola çıkarak çok uç bir örnek vermişsiniz. Tecavüz etmek kötüdür. Kötü olan birşeyi, imam ya da bir başkası yapmış fark etmez. Kötü kötüdür.

Yine insanların birbirine kazık atması kötü bir davranıştır. İster sakat olsun. İster sağlam olsun. İster yönetici olsun. İster üye olsun.

Ben şunu demek istiyorum. Toplumda eğer bir değersizlik var ise, sakatlarında bu toplum içinde yetişip yaşıyorsa, başka türlü olması beklenemez. Öyleyse, önce birey olarak sakat ya da sağlam demeden kendi değerlerimizi kendimiz belirleyelim. Hani derler ya! Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma diye!

Yoksa, o şunu yapmış. Bu şunu yapmış demekle bir yere varamayız. Önce ben… kendime bakmalıyım. Ben kendim nasılım? Ancak, böyle yapılırsa toplumdaki çürümüşlüğün aşılacağına inanıyorum. Eğer, ben çocuğuma yalan söylemenin kötü bir davranış olduğunu söylüyor sonra da kalkıp yaşamında herkese yalan söylüyorsam, o çocuk söylenenlere aldırmaz. Gerçeğe bakar. O da yalan söylemeye başlar.

Kısaca, bireyler, önce kendine bakıp ne yapılıp yapılmayacağını sorgularsa, bir şeyler değişir. Yoksa, böyle gelmiş böyle gider.
 
bizdeki engelliler evlerinden çıkabilseler 10 bin değil 1 milyon kişi toplanırda

fiziksel engelleri aşmak mesele
 
Bu hafta engelliler haftası.

Pek çok yerde kutlamalar, konuşmalar yapılıp bu haftanın önemi üzerinde durulacak, bazı engellilere plaketler verilecek...
Peki özel gereksinimi olanlar için bu gün ne anlam ifade ediyor?...
Ben çok birşey ifade ettiğini düşünmüyorum.
Bir şey ifade edebilmesi için sorunlarına çözümler üretilmesi, hayatlarının daha kolay hale getirilmesi gerekir
Yine de bu hafta, onların sorunlarını gündeme getirmek ve adımlar atmak için bir fırsattır
Bu sebeple engelliler haftasında günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapmam istendiğinde düşünmeden kabul ettim
Kalemi kağıdı hazırlayıp bir konuşma metni yazmaya başladım ki, ne anlatacağımı bilemedim.
Bu günün önemini ancak engelleri yaşayan birisinin anlatabileceğini düşündüm ve onların ne hissettiğini,ne yaşadığını anlamaya çalıştım.
İş yerimde bulunan tekerlekli sandalyeye oturdum,koridorda dolaştım
Ayaklarını kullanamamanın ne demek olduğunu, tekerleri çeviren kollarım zorlanınca farkettim
Şüphesiz ki yaşadığım zorluk, onların karşılaştıkları sorunların zerresi bile olamaz.
Bizim günlük hayatta yaptığımız sıradan işler, belki de onların yapabilmeyi hayal ettikleri hedefleri...
Bunu siz de yapın.
Her sabah gözlerinizi açtığınızda, kapalıyken olduğundan farklı olmadığını düşünün.
Hiç telefonla konuşamadığınız oldu mu? Karşıdan gelen sesi duyamadığınız?
Kaçıncı katta oturuyor sunuz? Asansör bozukken merdivenlerden inemeyeceğinizi düşünün.
Alışveriş yapamadığınızı, sokaktayken herkesin tuhaf bakışlarının üzerinizde olduğunu.......

Evet bu hafta engelliler haftası.
Kendimizi onların yerine koyup, engelli olmanın zorluklarını anlayabiliyorsak, onların hedeflerine ulaşmak için gösterdiği azmi, yaşama sevinçlerini saygıyla takdir edip, hayatlarını kolaylaştırabiliyorsak; işte o zaman bugün önemli ve anlamlıdır.

Görevim gereği pek çok özel gereksinimli vatandaşımızla tanıştım. Inanın bana onları üzen,yıpratan engelleri değil.Saygı,sağduyu ve empatiden yoksun insanların davranışlarıdır.

Özel gereksinimli olmayı bir eksik, bir suç ya da utanılacak bir durum gibi gören; yarın bir kaza sonucu kendisinin de engelli olabileceğini düşünmeyen insanların davranışları üzüyor onları.

Engelli vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmanın sanıldığı kadar zor olmadığını proje çalışmalarında gittiğim ülkelerde gördüm.
Kaldırımlara,işyeri giriş çıkışlarına rampa yapmak, trafik ışıklarını sesli hale getirmek, otobüslere asansör ve tekerlekli sandalyeyi sabitleyen kemer yapmak, okullara ve iş merkezlerine asansör koymak yapılamayacak şeyler değil.
İnsan isterse her türlü engelin üstesinden gelebilir

www.egitimaileforum.com
 
Sakatlar haftası kutlandı…

Sakatlar haftası kutlandı…

Geçtiğimiz hafta da sakatlar haftası kutlandı. Gerçekten güzel olayların olduğuna şahit oldum. Yapılan çalışmaları ne kadarda yetersiz bulsam, yinede kısmen önemli ve kayda değer olarak nitelendiriyorum. Yani insanların ve yetkililerin bir hafta da olsa engellileri hatırlaması güzeldir.

Engellerin kaldırıldığı bir yaşam dilerim…
 
Üst Alt