Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sakatların istihdamı ile ilgili güncel sorunlar, deneyimler [Tartışma]

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
676
Mesajlar
58,529
Reaksiyonlar
940
Arkadaşlar, sakatlığı bulunan bireyler olarak iş yaşamına katılmak konusunda büyük engellerle karşılaştığımız malum. Ben bu konudaki sıkıntıları kendimce biraz derledim. Sizler de bu bağlamda yaşadığınız deneyimleri bu başlık altında aktarırsanız, çok sevinirim.

Böylece hem maruz kaldığımız ayrımcılığın daha görünür olmasını sağlayabiliriz, hem de bu ayrımcı tutumlarla baş edebilmek için birbirimizin deneyimlerinden yararlanabiliriz.

Ne kadar çok ve ne kadar detaylı paylaşım olursa, o kadar öğretici olur...

Sakatların istihdamı ile ilgili güncel sorunlar:
  1. Sakat komşu görmek istemeyen % 70 çoğunluk sakatlığı olan insanları iş ortamında da görmek istemiyor.
  2. İşverenler ve İnsan Kaynakları çalışanlarının, sakat personelin işletme yararına iş göremeyeceğine dair önyargıları çok güçlü. Bu nedenle bu kişiler sıradan bir iş görüşmesi gibi değil, zoraki ve hatta yardım amaçlı bir görüşme algısıyla oturuyorlar masaya.
  3. “Sakatlar sadece sakat statüsündeki kadrolarda çalıştırılır” düşüncesi nedeniyle rastgele bir iş başvurusu yapamıyoruz, ayrımcılığa maruz kalıyoruz.
  4. Kamunun istihdam politikaları da ayrımcılıkla malul. Ne sayı olarak sorumluluklarını yerine getiriyorlar ne de eğitim ve mesleki kalifikasyon açısından değerlendirip bu yönde kadrolara atama yapıyorlar.
  5. İşkur kadro tespiti ve iş başvurusu aşamalarında her türlü ayrımcılığa göz yumuyor. Öyle ki, sakat statüsünde İşkur’a kayıtlı olan kişiler İşkur sitesinden iş başvurusu yapmak istediğinde, karşılarına sadece sakat statüsündeki iş ilanları çıkıyor, bunun dışındaki kadrolara başvuru yapılması sistem tarafından engelleniyor. Bir başka deyişle İşkur işe alım süreçlerinde işverenlerden yana tavır almakta ve sakatların çalışma yaşamına katılabilmeleri önündeki en büyük engellerden biri olan “sakatlar sadece sakat statüsündeki işlerde çalışabilir” önyargısına/uygulamasına aracılık etmektedir.
  6. İşverenler ve İnsan Kaynakları çalışanları başvuru sahibi kişinin mesleki becerisine ve eğitimine bakmaksızın neredeyse refleks denebilecek bir doğallıkla onlara eğitimleri ile ilgisiz, düşük pozisyonlu ve düşük gelirli iş teklifinde bulunmaktadırlar.
  7. Sık sık iş görüşmesine gidip sudan sebeplerle (aslında sakatlığın görünürlüğüne bağlı olarak) iş başvuruları reddedilen sakatlar, bir süre sonra iş bulma umutlarını yitirmektedir.
  8. İş arama aşamasında olsun, iş başvurusu aşamasında olsun çevrelerinde sakat çalışan görmeyen ve durmadan sakat olmayanlara bir şeyler anlatmak ve kendilerini ispat etmek durumunda kalan sakatlar, bir süre sonra dilini bilmediği bir ülkede sıkışmış gibi hissetmeye başlamaktadır.
  9. Sakat statüsünde açılan kadroların çok büyük çoğunluğu “beden işçisi” vb. saçma sapan pozisyonlar oluyor ve bu durum daha en baştan iş başvurularını olumsuz etkiliyor.
  10. Sakat çalışanların işyerinde saygısız davranışlara muhatap olmaları ve daha sonra bu deneyimlerini özellikle internet ortamında paylaşmaları, iş başvurusu yapacak kişiler üzerinde heves kırıcı bir etki yapmaktadır
  11. Maaşı düşük, keyifle çalışılmayan ve saygın olmayan bir iş ortamında her an işsiz kalma riski ile çalışmaktansa, 2022 ve Evde Bakım Aylığı gibi sosyal yardımlardan yararlanmak daha makul bir seçenek olarak görülebilmektedir.
  12. Eğitim sistemindeki ayrımcılıklardan dolayı iyi bir eğitim alamayan sakatlar, iş konusunda da kendilerini geliştirememekte, bu durum iş bulmak konusunda büyük bir dezavantaja neden olmaktadır.
 
selam arkadaşlar 2003 yılında işçi bulma kurumu sayesinde P oranında agır ve efor gerektiren işlerde çalışamaz raporu aldım.bu arada kendi meslegimi bıraktım fırın işçisiydim (ekmek ustası)fakat aradan kısa bir süre sonra işçi bulma beni bir fabrikaya sevk etti.işte burasını belki inanmıyacaksınız ama aynen bu şekilde oldu.
elimdeki sevk yazısıyla personel müdürüne çıkardılar. müdür üniversite bitirmiş konuşması o kadar akıcı ve anlamlıydıki , iş yeriyle evimin arası 30 km idi bana buraya taşınman gerekiyor dedi (oturduğum ev kendimin yani kira ödemiyorum) taşınma işini tamam dedim.biraz daha muhabet ettik(bu arada ikinçi çayımızı ve sigaralarımızı içiyorduk)fabrika tam faliyete geçmediğini şu anda 450-500 kişi çalışıyor 2-3 ay sonra eşinide işe almak zorundayız dedi. onuda eyvallah dedik.yaklaşık50-60 dakka olmuştu en sonunda özür grubumu sordu bende ortepetik dedim personel müdürü bana ne dese iyi biz sagır dilsiz arıyoruz. be kardeşim üniversite bitirmişsin tamam yaklaşık bir saat muhabbet etmişiz benim sagır ve dilsiz olmadıgımı fark edemedin mi bu başımdan geçen komik olay
 
hasan09800,
gerçekten de traji-komik bir anını paylaşmışsın. Böyleleri de sağlamım diye geziyor ortalıkta gururla !!! Yazıklarım olsun...
 
Demek ki neymiş: sakat var, sakat var!

Arkadaşlar, deneyimlerinizi ve görüşlerinizi aktarmaya üşenmeyin lütfen...
 
Komediler sinsilesi nereden başlasam bilmiyorum.

Devlet dairesinde işe başladım çalışıyorum işe başlı-yalı daha 1 ay oldu.
Bölüme geldim çalışmaya başladım (bazı kısımları yazmak istemiyorum.)
Çalıştığım kısım müdür ve daha üstü kişilerin hep gelip geçtiği yer yanımda şoför bir dayı oturuyordu müdür her geçişinde ayağa kalkıyordu bense ortopedik engelli olduğum için ayağa kalkmam imkansız ve dayanamadı yanıma geldi aynen dediği kelime "Beni gördüğünde neden ayağa kalkmıyorsun" Yanımdaki dayının suratı beyaz kireç rengini aldı bir an bende "gel kaldır" dedim sonra arkasında şef durumu fark etti koşarak geldi ve kulağına bir şeyler fısıldadı sonra tekrar dönüp "bana sen rahatsız mısın" dedi. Bende "Hayır" dedim "Senle bir ara odama gel tanışalım" dedi bende olur dedim. Fakat hiç gitmedim. Çalıştığım yerde iş yerine geç kalmaktan erken çıkmaktan yaklaşık 16-17 tane savunmam vardır. Bence insanlara birazda Hoşgörü eğitimi verilmeli veya Müdürlük idarecilik vasfına eklenmeli bu sadece olayların biri devamını her akşam bir tane yazarım....


Sevgiyle kalın......
 
Hayatında hiç çalışmamış birisi olarak hasbel kader saglık bakanlıgı sınavını kazanıp iş yerime ilk adım attıgımdaki heycanı anlatmam epey güç olur.çok sıcak karşılayanların yanında ''sen burda ne yapacakmışsın ki hiç yer kalmamış gibi buraya göNdermişler seni'' gibi güzel cümlelerle karşılayanlarda olmadı degil!
O gün bana hiç bir işe yaramayacagımı düşünen o bey bu gün hasta girişleri ile ilgili en ufak sıkıntıyı halletmem için telefon üzerine telefon ediyor.
Ve pek çok arkadaşım gibi bende kendimi ıspatlama cabası içerisine girip sorumlulugum olmayan pek çok şeyi kenime görev edindim.yorucu olmadımı: Malesef fazlasıyla yorucu oldu ama olsun deydi.
Calıştıgım yerde gereksinim duyulan bir bireyim.o kadar ki yıllık iznimi dahi almakta güçlük cekiyorum.
şu saat itibariyle hala hastanede acil polıklınıginde bi taraftan hasta girdileri yapıp bi taraftanda mesajı tamamlamaya calışıyorum:)
 
Selam ben yanlıs hatırlamıyorsam 1999 yılında kpps de adana ilk 100 türkiye ilk 1000 girdim sonra ben iş kuru aradım iş kurdan bir bayan çıktı tlf bana kaba bir üslupla kaybettiniz dedi ben ilk defa girmistim o yüzden o sinirle yırttım evrağı sonra işkura babamla gittim orda çalışan babamın arkadaşı cıktı o ilgilendi baktı ki çok iyi derece evrağını ver hemen göndereyim memur ataması olarak bende olayı anlattım sonra git dedi evrağı ösym çıkar ösym gittim evrak 1 aydan aşağı gelmez dedi git kendin al dedi gidemedim 1 ay sonra geldi gittim işkura açık memur alımı yok dedi sinirden deliye döndüm resmen o benimle konusan bayan karşıma gelse katil olurdum buda benim açımdan kötü bir anı
 
Eğer sakatsan mutlaka bu konuda paylaşılacak bişeyler vardır..

Bende daha yeni yeni fikirler oluşmaya başladığı dönemdeydim. Elimden kalem düşmez çizerdim bir yakınımızdan duyduğum desen çizim bürosuna gitmek için babamı zor ikna etmiştim.Babam çalışmana gerek yok diyordu çok istersen benimle çalışırsın gibi sözlerle beni kandırmaya çalıştı ise de ben o büro ya gitmeye başladım..
Büro bir handa beşinci kattaydı allahtan çoğunluk toptancılardan oluştuğu için handa ki asansör büyük arabamla çıkabiliyordum. Babam sabah kendi işine giderken çok ters istikamette olmasına rağmen beni bırakıp alıyordu. Bu kızı bu hana niye getirip götürüyor diye babamı herkes çıkarken sorguya çekiyormuş benim haberim olmuyordu..
Babam 4 5 ay sonra bana bilgilerini not et iyi öğren bu aydan sonra dışardan yapmaya çalış dedi.Yapa bilirdim tabii ama babam niye bu kadar çabuk pes etti diyede çok üzülmüştüm..

Sonradan bana açıkladı ki babamı bayağı yıldırmışlar handakiler, kız bişeyler öğrensin de sanada, faydası olsun diyemi uğraşıyon.. İyi para veriyolarmı bari bu zahmete, yazık günah, gibi sözlerden babacığım yılmış. Onlara cevaplarını mutlaka vermiştir ama gitmemi istemedi yinede..

Bu bayağı önceydi tabii ama şimdi olsa ne değişir bilmiyorum...:)
 
selam devletimizde su konuda kanıya vardım teröristler bile engellilerden daha üstün ben iş başvurusu yapmaya gittim kişi bana sayıyor terör madurumusun gazimisin dağdan indirilmiş insanlar varmış onlarda işe girişlerde faktörleri baya güçlendirilmiş Hatta yasada bile tanımlanmış dağdan inen teröristlere iş imkanında öncelik tanınacak deniliyor.Yani bizdemi bu gibi kötü amaçlar içinde olmamız lazım.
 
Birgün İstanbulun meshur bir otelinde memleketin namlı bir kuruluşunun müdürüyle iş görüşmesi yaptık. Adam benden oldukça etkilendiğini ve derhal şirketin uluslararası operasyon bölümünde işe başlayabileceğimi söyledi. Pzt kuruma gidecek ve ilgili departmanda birlikte güzel bir pozisyon beğenecektim....Denilen gün İstanbulun en yeni gökdelenlerinden birinde müdürle buluştum. Adam tekerlekli sandalyeme rağmen beni ekibe katmaya hevesli görünüyordu. Ancak kısa sürede anlaşıldı ki o anlı şanlı gökdelenin lavaboları bir tekerlekli sandalye kullanıcısı için müsait değil. Dapdaracık kapılardan girmek imkansız. Gün içinde en azından küçük abdesti için bile olsa insan tuvalet ihtiyacı duyar. Sağlam ya da sakat herkes için gerekli biyolojik bir zorunluluktur bu. Hulasası o lavabolar benim için yıkılıp yenıden yapılabilecek durumda değildi. Evet işe giremedim.

Arkadaşlar değinmemiş ama bir başka konu ulaşım. Birçok işyerinin servisi olsa bile bu servis araçları tekerlekkli sandalye gibi bazı engel gruplarına hitap etmiyor. Haliyle kendi aracınızla gidip gelmek zorunda kalıyorsunuz. Bu ise günümüz benzin fiyatları ve işin lokasyonuna göre ciddi bir masraf kalemi olabilmekte. İşyerlerinin bu gibi özel durumlar için belirlenmiş uygulamaları yok. Servis orda deniliyor...Şu an benim sadece işe gitmek için aylık yakıt giderim 500 lira civarında...Bu nedenle hükümetin engelli sürücülere aylık belli bir limitte vergiden muaf yakıt vermesi gerektiğini ısrarla savunuyorum. Çalışmasa bile alınan fahiş vergiler nedeniyle bir sakatın sosyal hayata dahil olması bu yakıt gıderleriyle oldukça zor. Okuyan ve çalışan engellilerin toplu ulaşım araçlarını kullanabilme alternatifleri olmadıgından bu vergisiz yakıt konusu bence hayati decerede önemli...
 
Erkenden kalkıp hafif bi makyaj ve ciddi bir kıyafetle birgün önceden aldığımız notlarla çıktık yola ilk gittiğimiz yerden son gittiğimiz yere kadar herkesten biz sizi ararız cevabını aldık hiç geri dönülmedi.engel raporunu söylediğimiz yerler muhasebecimize danısalım %90 özür derecesiyle nasıl olur diye, ssk yapmayacagını üstüne basa basa söyledikleri halde.
bilinçsizlikte var böbrek yetmezliğini diyalizi bilmiyorlar saat sıkıntısı var akşam diyaliz olsa belki işe alınabiliriz diye düşünüyorum.birsey olacak endişesi de engel olabilir saat sıkıntısı olmasa bu seferde.
hem bişey olur mu endişesiyle işe alınırken,çoğu zor ve temizlik işi oluyor toparlayamadım yazımı neyse
 
bende sizinle yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum ben görme engelliyim yaklaşık bir hafta önce bir otelde işe başladım resepsiyon da çalışacaksın diye işe aldılar beni resepsiyonda 2 gün telefonlara baktım not aldım 3. gün oldu her yerde bir müdür var ya 3 . gün başladı emir vermeye benim görmem yüzde 30 bana dediki bak dedi yerde sinek ölüleri var görüyormusun dedi bende dedim ki hayır görmüyorum dedim yanına çağırdı beni ayağımın ucuna bak dedi şimdi görüyormusun dedi git dedi bu sinek ölülerini alacaksın dedi birde camdan olan kapılar vardı otelde bana dediki sayın müdür camda parmak izleri var parmak izlerini görünce bezi eline alıp sileceksin dedi

bende görme engelli birisi temizilik yapıyorum diye tümden pisletir dedim bana verdiği cevap çok ilginçti burada çalışmak istiyorsan gözle görülen her işi yapacaksın dedi 1 hafta sonra beni işten çıkardılar sayın müdür benden verim alamadığı için işime son vermiş

TAMAMEN ÜMİDİMİ KAYBETTİM GÖRME ENGELLİ OLARAK İŞ BULACAĞIMA OLAN İNANCIMI TAMAMEN BİTTİİ....
 
Arkadaşlar deneyimlerinizi paylaşır mısınız lütfen?
 
Arkadaşlar bende 3 yıldır işsizim geçenlerde işkur sayfasında yayınlanan bir iş için görüşmeye gittim ve işkurda görüşmeyi yaptıktan sonra ordaki yetkişi şu kelimeyi söyledi 'kardeş boşuna bekleme milletvekili bizi aradı biz elemanımızı aldık diye' geçenlerde de bir iş görüşmesinde de işveren şöyle dedi işgörüşmesine işkur kendi akrabalarını ve tanıdıkları gönderiyor. evet arkadaşlar bizim engelli hakkımız nerde kaldı sizlere soruyorum ve halen İŞSİZİMMMM..
 
Ben devlet memuruyum.ogretmenim.saglikli basladim göreveKaza sonucu engelliyim.MEB Nİn sonradan engelli olan ogretmeniniKoruyacak bir mevzuati yok malesef.ya full derse giriceksin, geri hizmette maas karsiligiCalismak istersen hizmet sinifin degistirilecek özlük haklarin elinden aliniyor.Artik ögretmen haklarina sahip olamiyorsun..Ayrica maasinda memur olacagin icin 500-600 tl civari dusuyor.Hic bir sekilde engelli ogretmen okulunda maas karsiligi istihdam edilemiyor.Bir cok yeresonradan engelli ogretmenin korunmasi icin mevzuata ek yapilmasi gerektigi konusunda mazuriyetimi bildirdim..Henuz bir sonuc yok.
 
İşe girmek için bir sürü şey denedim.İşci bulma kuruna başvurdum,engelli sınavlarına başvurdum.Engelli sınavlarında mulakatlarda kel alaka sorularla karşılaştım,oturken bacağın acıyor mu ya da Ankara'da kimle yaşıyorsun gibi:) Bir rektörün alenen adam kayırmacığı yaparak eğitimi benden daha düşük birini işe aldığına tanık oldum.:)
Hiç biri işe yaramadı Sağlık Bakalığının engelsiz insanlar için açtığı sınavla atandım.:)
İşimde oldukça başarılıyım.Engelsiz ve iş yapmak istemeyen insanlara örnek olarak gösterildiğim zamanlar oldu.
Bizim için işe girmek zor ancak,işe girdikten sonraki performansımıza kimsenin yetişebilmesi mümkün değil:):)
 
Sehribanu, sen şanslısın! Çünkü "sakatlar sadece sakat statüsünde açılan kıytırık kadrolarda çalıştırılır" diye kemikleşmiş bir algı var. Aşması zor ayrımcı bir tutum bu.
 
ben ozel sektörde 12senedir özürlü kadrosunda calışıyorum

memurluk için kuraya katıldım ama adamım olmadı için atanamadım
 
Evet,Bülent bey çok doğru..İş bulmamayacağım korkusuyla engelli sınavlarına başvurdum ama engelli olarak iş bulamadım,çok ironik bir durum. :)
Dediğiniz gibi çok şanslıyım ki, kendi mesleğimi yapabiliyorum..
Ösym sınavlarında engelliler için 3 ayda bir sınav açıldığını onlara başvurulması gerektiğini belirten ibareler vardı,şimdi de var mı bilmiyorum.
Bir meslek sahibine sen bu işleri yapamazsın haddini bil gibi gizli bir mesaj iletilmekte,bu durumun değişmesi gerekiyor.Engellileri istihdam ediyor gibi görünürken aynı zamanda da ötekileştiriliyor ve vahim bir durum bu...
 
günaydın engelli olarak iş bulmak kolay ama engelli oluşumuzdan dolayı toplum ve yöneticilerin farklı bakış açısı ile karşılaşıyoruz..maaşlar aynı işi yaptığımız arkadaşlarla eşit degil hatta sağlam olanlar senden düşük pozisyonda olsa bile yüksek alıyorlar..amirlerle ve yöneticilerle görüştüğümüzde neden bu şekilde uygulama yapılıyor dediğimizde..sen çalıştırıldığın için minnet duymalısın şirkete seni çalıştırmasakta zaten bu maaşı vereceğiz ama ben seni çalıştırıp topluma rehabilite ediyorum..kısaca sen haline şükret ne verirseler versinler..böyle yabancı bi şirkette senin buralarda bile olman senin için bulunmaz bi nimet..damgalanmış olarak hiç bir yerde eşit degiliz..bu yabancı şirketler memleketimizde milyon dolarlar kazanırken türk yöneticilerde kendi insanını ezmekte..üçret serbestliği politikasını uygular..istediğime istediğim maaşı veririm diyor..iyi bir avukatta bulamadım avukatlar tamam haklısın kazanırsın ama işinden olursun bi daha böyle bi yere girmenin imkanı yok diyor sen yanmasan ben yanmasam karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa güzel bi türkü eskiden insan hakları emek ve dayanışma vardı şimdi sendikalarda iş yöneticileride aman bana dokunmasın diyor kendi cebini düşünüyor..ne bi engellinin iş yaşamını düzenleyen bi kurum yada denetleyen birileri var..iş teftiş müfettişleride hikayeden kişiler..şirketin çayını içip gidiyorlar yaptırım gücümüz yok..oda banane diyor ...iyide biz ne olacağız
 
Senin burada ne işin var ?

Merhabalar
Üniversitede okurken ders aldığım bir Prof. öğretmen ile başımdan geçen bir anıyı anlatayım. Bu kişinin dersinden geçememiştim. Yalnız kişi bölümde merdiven çıkarken beni gördüğünde "Bölüm sana hala asansör yaptırmadı mı ?" diyordu. Bu bölümde ders görmek zorunda kalan tekerlekli sandalye kullanan kişinin ellerde yukarı çıkarıldığına da şahidim. Neyse zaman geçmiş okul bitmiş bir kamu kurumunda işe başlamıştım.
Bir gün Prof hocamın bu kurumda toplantı vb işi olsa gerek kuruma gelmiş. Aynı asansörde karşılaştık. Bana "Senin burada işin ne ?" sorusunu sordu. Burada çalıştığımı söyledim. Dersinden kaldığım için hiç başaramayacağımı düşünse gerek. Aynı dersi başka bir Prof hocadan iyi bir notla geçmiştim.

Benzer bir soruyu birim değişikliği olunca yeni birimde beni tanımayan bilgisayar müh. bir arkadaş asansör beklerken sormuştu. Arkadaşın kötü niyeti yoktu. Fakat toplumun yanlış algısı bu kişiye sirayet etmiş. Elit tabakada durum bu.

Bir anıda şimdi pek işlevi olmayan ÖZİDA dan. Özürlülerin istihdamı ile ilgi bir şura yapılıyordu. İki gün katılabildim. iş yerimden fazla izin vermediler. Orada engelliden çok sağlam insan vardı. Dernek vakıf vb mensubu. Ben şöyle bir fikir söyledim: Engelliler işverenler tarafından bilinmiyor, bu yüzden engelli çalıştırmada tereddüt ediyorlar. Halen çalışan başarılı engellilerin topluma tanıtılması işverenlerin kaygılarını azaltır, giderir. Bana sağlam bir katılımcı bu fikrin utopik olduğunu söyledi. Aylar sonra şura kararları kitap halinde geldi. Benim fikrim de içindeydi. "Yaşayan bilir" atasözü nü buraya ekleyeyim.

Engelli sınavları engellilere avantaj sağlasa da dezavantaj da sağlıyor. Okumuş meslek sahibi kişilere yönelik kadro çoğunlukla yok. olan ücra yerlerde. Bir kurum eleman alacağında sanki alacağı kişiyi önce belirliyor (çalışan yakını vs) sonra ilana çıkıyor. Araya başka kişi çıkarsa mülakatta eleniyor. ÖMSS önce çevre bakanlığı ilan veriyor. Kimya mühendisi 3 kişi alınacak fakat farklı illerde ve aynı gün sınav yapılacak. Yani birinde olsanız öbürüne giremeyeceksiniz. İnsan kaynaklarını aradım çalıştığın halde niye başvuruyorsun dedi. Bazı sorunlar olduğunu servis yokluğu gibi dedim. Her yerde sorun var dedi. Pek istemedi. Kaybettiğim bir şey olmadı fakat durumu anlamak için sormak gerekiyordu.

Burada söz açılmışken sağlam kişilerin de bir gün sakat kalabileceğini ve toplumda kendileri için gelecekte karşılaşma ihtimali yüksek duruma yatırım ve hazırlık yapmalarının önemi anlatılmalı. En azında yaşlılıkta yarı sakatlık denebilir yaşayacakları geleceği görebilirler ve bu kaçınılmaz durumdur. İnsanlar olma olasılığı düşük felaketler (yangın ,deprem, sel, trafik kazası vb) için büyük miktarlarda yatırım (sigorta,kasko vb) yapmakta fakat tüm bu felaketlerin sonucun da sakat kalma olasılığı toplamda yüksek olan durum içi ya az yatırım yapıyor ya da yapmıyor. Ya engelli olursam (ya da yaşlanır elim ayağım tutmaz hale düşersem) ne yaparım diye düşünülse tedbirler alınır. En iyi kanunlar bile olsa uygulayıcı insanlar olmazsa işe yaramaz. Basının medyanın magazin dışında bunlara değinmesi yararlı olur. Çünkü toplumu en çok etkileyen onlar. Toplumun engelliye bakış algısını en çok basın değiştirebilir. Bazı yabancı flimlerde engelli tiplemelerini görüyoruz. onlar engelliyi de toplumun parçası olarak görüyor ya da görmek istiyor. Bizde de gelişmeler olur inşallah.
 
İş görüşmelerinde yaşanılanları çok merak ediyorum. Arkadaşlar, bu konuda deneyimlerinizi paylaşır mısınız?
 
-Adalet bakanlığının "engelli memur" alım sınavına girdim.insan ne yaptığını bilmez mi,harika geçen sınava rağmen 67 aldın,dediler.
-MEB,"engelli memur" alım sınavına girdim.Sonucu hala açıklanacak.
-TAEK,"engelli memur" alım sınavına girdim.178 kişi girdi,2.katta yapıldı ve asansör yoktu,tek kucakta ben çıktım.
3 kişi alınacaktı,ben 2.olmuştum.Tam atanacaktım,atamam iptal edildi.
Personel daire başkanına neden dedim?
Torpilin yok,dedi.
Dava ettim.32 yıllık danıştay savcısı;"ben bişi biliyorsam kazanacaksın"dedi.
Kaybettim 337 tl para ödedim.

-İŞKUR'a müracaat ettim.
İlçenin en büyük en köklü firmasına gönderdi,görüşmeye gittik.
Müdür;biz demir işinde çalışacak engelli arıyoruz,dedi.

-Diyanet "engelli memur" alım sınavına açtı,kazandım.
Ailem olmadan yaşayamam dedim.Ankara yerine KONYA Doğanhisar ilçesine atadı.(Konyaya 180 km)
Üstelil Merkez Camisine Müezzin olarak :)
Merdiven 30 vardı.
10 ay sonunda Ankara atandım ama kadrom hizmetli yapılarak.
Müftülükte çalıştım.Hac ,umre görevlerinde çalışanlar umreye gönderildi,ben engelliyim denilerek gönderilmedim.
işi yaparken engelli değilsin,umrede engellisin.
Müftüyle bozuştuk,hizmetlisin dedi 6 ay soğukta çalıştım.
Kurumlar arası geçiş yaptım.
Sorun bitti mi?
nerde
 
ben 2 yıl önce bir fabrika personel müdürüyle iş görüşmesine gittim ortepedik sıkıntım olduğunu söyledim oda tamam bizim bir stok programımız var ona giren çıkan stokları girersin sanada bi zorluğu olmaz dedi 1 hafta sonra işe çağrıldım bana verdiği iş dediğinin tam tersi devamlı ayakta durmam gereken ve yeri geldiğinde koli taşımam gereken bir işti öğlene kadar sabredebildim ve ayrılacağımı bildirdim personel müdürü üstüne üstlük biz senle şartları konuşmuştuk dedi birde üste çıktı bende ben yalnış anlamışım deyip işten çıktım :(
 
Engelli bir bireyin iş hayatında diğerlerine göre gerek performans, kültür ve başarı nitelemesinde çok üzerinde olması gerektiği ortada. Bu nedenle her zaman söylerim: Engel, engelde değil, eğitimdedir. Eğitimle donanmış bir bireyi ezmek zordur. Gerek engelli olsun gerek engelsiz. Engellilere karşı aşağılık tutum sergileyenler olsada fazla üzerinde durmamak gerekiyor. Sonuçta herkes kendine eder. Verdiğin değer kadarsın. Hadlerinide bildirmeyi biliriz.

Şahsen iş hayatına atılırken, ilk mulakatta eğitim düzeyimle etkileyici oldum ve işe o an hemen alınmıştım. Biraz da şans diyelim. Çünkü duyarlı ve doğru İK müdürüne rast gelmiştim.
 
7 yaşında geçirdiğim bir dizi ateşli hastalık sonucu işitme duyumu %80 oranında kaybettim. Daha ilkokul birinci sınıfta başladı dramım. Öğretmenimin söylediklerini duyamıyor, anlayamıyordum. Ders kitaplarımı herkesten daha fazla okumak zorunda hissediyordum… Bir dünya dışarıda vardı, bir dünya da içimde vardı artık… İnsanlardan uzak yalnız yapayalnızdım. Küçücük bir çocukken bile geleceği, iş yaşamını, varolma kavgasının nasıl zorlu olacağını hissediyordum.
Okumak, okumak, okumak zorundaydım… İşe girmek ekmeğimi kazanmak için miydi, yoksa daha başka bir şey miydi aradığım… Tam kestiremiyordum… Gazeteden yapılmış kesekağıtlarını, duvarlarda afişleri, yere atılmış gazete ve broşür parçalarını, kitapları…. Hikaye, roman, kanun, tefrika, gazete, mecmua, dini kitap, felsefe, tarih, astronomi… Ayırmaksızın, içer gibi okuyordum…. Okumak marazi bir hastalık haline gelmişti…
İlginçtir ki okudukça dersler hafifliyordu… Ders anlatan hoca bir misafirden farksızdı, benim için ancak bilinen şeyleri tekrar eden biriydi…
Maliye Bakanlığı müfettiş yardımcılığı sınavını, Üniversitede Memurluk sınavını, Adalet Bakanlığında katiplik sınavını ve aklıma gelmeyen onlarca sınavı yüksek derecelerle kazandım. Sıra atamaya gelince sağlam raporu alamadığım için işe başlayamadım… Hayata, insanlara, devlete derin bir kırgınlık oluşturdu bu bende…
Daha sonra özürlü kadrosu için açılan birkaç sınavı da yine kazandım bu kez de numara yapıyorsun, yalandan duymazlık ediyorsun diyerek özürlü raporu vermediler. Ömrümün yarısı hastanelerde geçti…
Çok derin bir acı, çok ağır bir melankoli ve umutsuzluk içindeydim. Çaresiz derdin çaresini aramak gibi bir haldeydim.
En son bir fabrikada sınavı yine birincilikle kazandım ve tedavi oluyorum yakın bir tarihte tamamen iyileşecek, deneme süresi sonunda isterseniz bırakabilirim diyerek işe başladım. 18 yıldır çalışıyorum, çıkarmak istemediler nedense… Bu ülkede yalan söylemeden başarılı olamıyor, hakkınızı alamıyorsunuz maalesef…
Fakat son 5 yıldır entelektüel birikimim altında ezilen, şahsiyeti nakıs bir şef tarafından hayatım zindana dönmüş vaziyette… İnsanlar nedense işitme engelliyi yok sayıyorlar, dedikodunun bile aslını araştırırken işitme engelli insan hakkında söylenene hemen iman ediyor, karşı tarafın savunma hakkını bile hatırlarına getirmiyorlar. Hoş savunacak birşeyim olmasa dahi… İlk önce pasifleştirme, itibarsızlaştırma çabaları başlıyor, ardından hata yapmasa dahi sürekli hata yapıyormuş izlenimi oluşturulmaya çalışılıyor, yalnızlaştırma operasyonu tamamlanınca iş bitmiş sayılacak… Şimdi uzatmaları oynuyorum….
Ah devlet, vah devlet… Teröriste, kaçakçıya, namussuza bile merhametin var, bana bu zulmün nedir? Bir emeklilik hakkını bile çok gördün… Ah devlet…
 
Ben de malülen emekli olmuş bir yüzbaşıyım.Şizofreni teşhisi ile emekli oldum.Boş kalmak ölüm gibi bir şey.Emekli maaşım da düşük.Çalışmak istedim,doktor raporuma "tedavi ile çalışama olanağı vermeyen" yazdı.%80 özürlü raporum var ama özürlü kadrosunda çalışamıyorum.Normal bir birey olarak da iş bulamıyorum.Zor ama yine de şükür tabi ki.Halbuki benim gibi psikolojik rahatsızlığı bulunan bireylerin boş kalmaması,mutlaka bir işte istihdam edilmesi gerekiyor.Tüm özürlü kardeşlerime sevgiler, saygılar..
 
ben bu işkura hiç inanmıyorum bülent abicim.beni yapamacağım işlere gönderiyo sonrada kim gönder di işkur :)örnek verirsem görme engelli bi arkadaşım vardı oda iş arıyordu işkura gtmiş çook güzel işe yönlendirmişler.iş teksil yani görmeyen bir insanı teksile makina başına nasıl yolluyolar bn anlamış deilim bu işkuru.o yüzden ben bile daha çook istediğim halde çalışmayı işkura gidip iş aramıyorum.elbet bizede iş konusunda bi kapı açar ALLAH
 
Arkadaşlar benimde paylaşmak istediklerim vardı hatta şikayet bile etmeyi düşündüm ancak yetkili birini bulamadım.(Vardı evet işverene bir tanıdığı için eleman ihtiyacınız varmı diye soran şef vardı )

Olay şöyle,
Nisan ayında vergi indirim belgesi yoluyla emekli oldum.Ancak kendim çalışabilecek güçte ve enerjiye sahip olduğumdan evde oturmaktansa az yada çok bütçeye katkı olması bakımından İŞKUR'a giderek bilgilerimi verdim ve iş aradığımı söyledim.
Kayıtlarımı yaparken meslek bölümüne teknik sınıf ve özelliklerimi yazdıktan sonra " bak kardeşim buraya Beden işçisi yazmak zorundayım yoksa özürlü teknik eleman aramıyorlar ki çok ücret ödemek istemiyorlar" diyerek kaydımı yaptı.
Cep telefonuma neredeyse her hafta bir veya iki defa " şu firma için seçildiniz" mesajı geldi .İşkur kayıtlarına bakıp firma hakkında bilgiler sorguladım..
Örnek ;
..... LTD şti.
cinsiyet :bay- bayan
yaş : 0 -100
eğitim : okur yazar
iş konusu : beden işçisi.............( zaten bir çoğu iş konusunu yazmıyor standart beden işçisi...şansına ne çıkarsa)

daha sonra görüşmeye gittim.

Diyaloglar şöyle ;
Eğitiminiz.....
mesleğiniz...
özürünüz......
nerede oturuyorsunuz....
iş konusu : imalat için bakıyoruz, ağır yük taşıma, indirme ve bindirme yaklaşık günde 6 saat ayakta çalışabilirmisiniz ve "ağır ve tehlikeli işlerde çalışma raporu" alacaksınız.Ücret asgari olacak ssk ve yemek veririz ,servis var...

Benim cevabım:
-arkadaşım sen özürlümü arıyorsun normal elemanmı bu raporu zaten özürlüye pek vermezler bu şartlarla normal işçi bile çalışmaz birde bayan seçeneği var bu işleri bayan nasıl yapacak.

-Vallahi ben bilmem ... benim sorunum değil işkur yazmış... işinize gelirse.. söyle çalışırmısın çalışmazmısın masa başı iş yok bizde amaç kadroyu doldurmak ....
ve görüşme bitti...

Evet şimdi bu ilan ve mesajı alan 50 ye yakın özürlü bir umutla ,bir hevesle görüşme için gelip sıraya girmiş durumda... bunların içinde 5 e yakın bayan(Bayanın biri görme özürlü) ve 3 kişi kadar da ağır özürlü gördüm.
Buna ne dersiniz bir sömürümü yoksa dalga geçmekmi yada biz işimizi yapıyor sizi çağrıyoruz beğenirseniz çalışırsınız beğenmezseniz çalışmazsınız diyen gelsin çaylar gitsin muhabbetler diyen işkurun işgüzarlığımı?

Sayın bakan ve yöneticiler gerçekten İŞKUR işinini kurmuş gidiyor....
 
bende 14 senedir kamu kurumundayım bi kere bile servis imkanım olmadı hep kendi memlektlerinin nası gideceklerini düşündüler güzergah ona göre belirlendi. iş yeri alanında merdiven çıkmakta zorlandımı görünce bi korkuluk yaptırdılar sanki iyilik yaptılar!! bide ne kadar çok çalışsamda yaptım işler önemsiz görülüyor. Toplum olarak engelliye acımaktan başka bakış açısı yok acınak ruhlardan başka göz görmüyor bizi. Engellinin ulaşıımı konusunda çok iyi düşünmüşsünüz bi vergi indirimine gidelebilir ayrıca ev sahibi olmadada bi indirime gidilebilir !!
 
Üst Alt