Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sakatlık ve Cinsel İstismar | Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

Yeni Üye
Üyelik
21 Mar 2013
Konular
4
Mesajlar
14
Reaksiyonlar
0
Hiç dikkat ettiniz mi? Özellikle son 2 yıldır, engellilerin maruz kaldığı cinsel istismar ve saldırı haberleri giderek artıyor.Gün geçmiyor ki, (özellikle) zihinsel engelliler başta olmak üzere, işitme engelliler, görme engelliler ve diğer gruplardan engellilere yönelik bir cinsel istismar haberi gazete ya da tv'lerde yer almasın. Koskoca bir ülkenin gözü önünde, tıpkı kadına yönelik şiddet olaylarında olduğu gibi sessiz ve derinden bir canavar, acı, dehşet ve korku salarak engellilerin yaşamlarına nüfus ediyor. Toplum ve sistem ne yazık ki, bu konuda umursamaz, kör, sağır ve dilsiz. En azından yeterince duyarlı değil… duyarlı olsaydı engellilerin yaşadığı ı bu korkunç olaylar giderek artmazdı.

Devlet, engellilerini koruyamıyor!

Sakatlık ve korunma kavramı sorgulanması gereken bir kavram. Zira eğitimde, ulaşımda, toplum yaşamına intibakta korunma kavramı, kişisel olarak kabul etmediğim bir anlayış. Devletin burada yapması gereken sadece eşitlik ilkesinin sağlanması için erişim, fırsat eşitliği vb uygulamalara gitmesidir. Ama eğer, engellilerin “korunması” denen bir kavram varsa, işte bu kavramın en çok tecavüz, saldırı ve istismar olaylarını ilgilendiren alanlarda, yani yaşama hakkı, özel hayatın korunması ve sağlık alanında uygulamaya geçmesi gerekiyor. Ve ne ilginçtir ki, sistemin en kayıtsız olduğu alanlar da; bu cinsel istismar ve saldırı alanı oluyor!

Yani sistem, engelliyi asıl koruması gereken alanlarda kormuyor, etkili tedbir almıyor.
Daha da acısı,sistem, korumak bir yana, akıl almaz uygulamalara imza atıyor kimi zaman. Koordinatörlüğünü yürüttüğüm Engelli Hakları izleme Grubu projesi kapsamında medya haberlerini tarayarak yaptığımız hak ihlalleri tespitlerinde karşılaştığımız akıl almaz haberler, bunu gösteriyor. Örneğin özellikle zihinsel engelli bireylerin uğradıkları tecavüz vakalarında kimi savcılar, tecavüzün zihinsel engellinin rızasıyla (!) gerçekleştiği iddiasıyla takipsizlik kararı veriyor ya da mahkemede düşük ceza talep ediyor. Yani devlet, etkin tedbir almaması bir tarafa, korumuyor, hatta engelliye cinsel saldırıda bulunana, dolaylı yoldan da olsa müsamaha gösteriyor!

Diğer taraftan engellinin yakın çevresi tarafından uğradığı cinsel istismar olayları da bu çirkin, vahşi ve insanlık dışı fiillerin bir başka boyutunu ortaya koyuyor. Haber taramalarında, engellinin enseste maruz kalması yani aile için cinsel saldırıya uğranması ya da ailesi tarafından para karşılığı istismara maruz bırakılması gibi olaylara da sıkça raslıyoruz ne yazık ki!

Bu olaylar da gösteriyor ki, ngelli bireyin korunması kavramı, sadece onun okulda, iş yerinde ya da sokakta korunmasını içermiyor… Koruma, engellinin (özellikle de zihinsel engellilerin) aile içinde izlenmesini de kapsıyor. Ama olaylar gösteriyor ki, engelli bireyler, korumasız bir şekilde her türlü istismara açık bir biçimde yaşamını sürdürüyor..

Üstelik, gazetelerde rastladığımız bu haberler, buzdağının görünen yüzü.. Zira bu konuda devletin istatistiksel bir veri kaynağı ne yazık ki yok. Ama biz, yargıya intikal ettirilmeyen tecavüz vakalarının, ya da engelliin uğradığı tecavüz sonucu hamile kaldığı için merdiven altı muayenehanelerinde kürtaj yapılması gibi olaylarının olduğunu duyuyoruz…

Bu olumsuz tablo içinde şu soru akla geliyor. Sorular şu:
1-Devletin, özellikle zihinsel engel gibi, özel tedbirlerle koruması gereken engelli bireyleri izleyip, esenlik ve güvenliğini takip ettiği bir sistem var mıdır? Eğer yoksa bunun için bir hazırlığı var mıdır?
2-Nasıl olur da, tecavüze uğrayan bir zihinsel engelli için bir savcı “rızasıyla ilişkiye girmiş” diyerek takipsizlik kararı verebiliyor? Adalet sisteminin ya da daha geniş bir çerçevede bakarsak yasama ve yürütmenin bu konuya ilişkin almakta olduğu, almayı düşündüğü bir özel yasal düzenleme var mıdır?

Ortaya koyulan bu soruların ve bağlı oldukları sorunların çözümü için sistemin bu konuda harekete geçmesini sağlamak şu an için en acil ihtiyaç.
 
Bu çok acı bir konu :(:(ama malesef hayatın bir gerçegi:(
benim bi arkadaşımın kızı var engelli engeli zihinsel 18 yaşlarında çok güzel boylu oldukcada kilolu bi çocuk annesi ise minyon yapıda ,annesine saldırıyor annesi zapt etmekde zorlanıyordu ,bakım evine götürdü hem egitim hem bakım için kendisi izmirde arada bi gidip kızını görüyodu bi gün gittiginde ise vucudunun çeşitli yerlerinde izler oldugunu görmüş ,anlatırken şokdaydı tepki bile veremeden anlattı ben ise bunu duyunca mahvoldum.onunla ilgilenen erkek ögremeninden şüpeleniyor...

şimdi güvenip evladını bıraktıgı kurumda bunlar olursa kime güvenecez ,her şey için devletimizi mesul tutmak bence yanlış ...
 
Sn. Şem-i,
Ailelerin bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Şüphenin olduğu yerde takip ve şikayet mekanizmalarını kullanmak gerekiyor. Tabi bu noktada STK'ların konuyu kamuoyunun gündemine de getirmesi gerekiyor. Bu noktada, vak'aların en azından istatistiksel olarak toplanıp, ilgili makamlara konu hakkında raporlamalar yapılması, bu büyüyen soruna medyada yer verilmesinin sağlanması gerekiyor. Yani kamusal farkındalık yaratmak da önemli. Hatta biz bu konuda bir hak ihlal bildirim sayfası açmış durumdayız. www.engellihaklariizleme.org. Mağduriyet yaşamış kişileirn bu sayfaya girip, bildirimde bulunmaları faydalı olacaktır. Zira topladığımız istatistikleri ulusal ve uluslararası kurumlara sunarak tedbir alınmasını isteyeceğiz. (not: kişisel bilgiler verilmeyecektir. Gizlilik ilkesi çerçevesinde olay tipleri ve sayıları bildirilecektir.)
Bu vesile ile bu duyuruyu da yapmış olayım.
İlginize teşekkürler
 
Süleyman Akbulut;
bilmiyorum nasıl desem arkadaşıma KONUYU KENDİ AÇARSA DİYEBİLİRİM YOKSA KONUYU BEN AÇAMAM TEKRAR ÜZÜLMESİNİ İSTEMİYORUM.
 
Süleyman bey bu da algı konusuyla birebir konu bana sorarsanız aciz kalmayla alakalı aciz kalırsanız hertürlü şeyi yaşıyorsunuz yazıklar olsun ama bu böyle
 
mesele hem aciz kalmak hemde insanlarda ALLAH korkusunun olmayışı ALLAH dan korkan beni her yerde görüyor diyen bi kişi bunları yapabilirmi?
 
İnsanın sapkınlığına Allah korkusu bile çare değil..Taciz edip tövbe ederek günahlarından arındığını düşünen nice insanlar var.. Din de bir anlamda körüklüyor günah işle tövbe et mantığıyla insanların hata yapmalarını devam ettiriyor..
Ailelerin bu konuda uyanık olması şart,özellikle annelerin...
 
Sanırım, tartışmanın geldiği noktada şu soruyu sormak gerek:
Tecavüz, zeten bir sapkınlık... Bu yüzden Allah korkusu gibi, imana ve kişinin iman-ahlak ilişkisine bağlı bir durdurucu güç bu kişiler için işlemiyor/işlemesi de mümkün değil gibi.. Burada özellikle üzerinde durmamız gereken bir konu var bence.. O da şu: Bu tecavüzler, sapkınlığın bir uç boyutu olarak mı değerlendirilmeli, yoksa, engelli, hele de zihinsel engelli, kolay bir hedef olduğu için mi böyle oluyor? Bazı arkadaşlarımızın toplumsal algı vurgusu önemli.. bu algı, yani engelliyi aciz olarak görmek, tecevüze yeltenmeyi daha da mı kolaylaştırıyor acaba?
Bir de şu konuyu gündeminize sunmak istiyorum.. bütün bu olaylar olurken devlet nerede? ve forum katılımcısı arkadaşlarımızın devletin bu konuda neler yapması gerektiğine yönelik düşünceleri ve önerileri nelerdir?
 
Sehribanu;

Yanılıyorsunuz İslamda kul hakkı söz konusu oldu mu kul affetmeden Allah affetmez. Yani birine taciz edildikten sonra töbe edilince tacize uğrayanın uğradığı haksızlık affolmaz.
 
Alakası yok,kul hakkını kimsenin önemsediği yok, ben ne örnekler gördüm...Boyuna kadar günaha batıp tövbe edip dindar hayatına devam edenleri gördüm,vijdanları da sızlamıyor ayrıca ne hikmetse..
Zihinsel engellinin cinsel istismarda kullanım oranı çok yüksek,bu hem kendini savunamayacağından hem de yaşadığı şeyi idrak edemeyeceği ve kimseye söylemeyeceği düşünüldüğünde oran artmakta...Pedofili ve devotelik gibi faktörlerin de etkili olduğunu düşünüyorum...
 
Şehribanu "Din de bir anlamda körüklüyor günah işle tövbe et mantığıyla insanların hata yapmalarını devam ettiriyor.." Bu söz size ait ve ben bundan dolayı size cevap yazdım çünkü yanılıyorsunuz.
Kişi töbe ettiğinde sadece Allaha karşı işlemiş olduğu suçlardan affolur. Yani iddia ettiğiniz gibi dindeki töbe inancı bunları körüklemiyor, aksine insanlara günahtan indirim sağlayarak ( SAdece Allaha karşı işlemiş olduğu suçlardan ) kötü durumdan iyi duruma gelmelerini teşfik ediyor. Bir müslümanın kul hakkını önemsememesi veya dini yanlış bilmesi dinin suçu değildir sanırım buna itiraz etmezsiniz.
 
İşte bu söylediğiniz şeylerin engellinin istismar edilmesini engellemiyor .Siz de bunu anlamadınız sanırım:)
 
:) Ben engellediğini iddia etmediğim gibi "dindar" insanların bunu yaptığına da inanmıyorum.

Siz İslam dinini insanları sapkınlığa teşfik etmekle suçladınız. İslamın bunu engelleyip engelleyememesini tartışmak başkadır, İslamın insanları o sapık duruma getirdiğini söylemek başkadır.

Ben töbe inancının sapkınlığa yol açmadığını kul hakkının buna engel olduğunu belirttim. Töbe etmek sadece ibadetleri, zekatları vs affeder, bir kulla yapılmış en küçük bir haksızlığın bile affolma durumu söz konudu değildir. Bir kişinin inancında sorun varsa İslamı olduğu gibi bilmiyorsa bu İslamın suçu değildir.

İslam inancı gereği cezalar öbür dünyada verildiğinden engellemek zorunda olma durumu da yoktur. Kişi inanmaz veya imanı kuvvetli olmaz veya yanlış yorumlar sonucunda kötü ola bile İslam inancı gereği cezası öbür dünyada verileceğinden engelleme zorunda olamaz.

Tabi aynı durum bir devletin yasaları için söz konusu değildir, devletin yasaları dünyevi olduğundan ağır cezalarla bu tür suçları en aza indirebilir veya tümüyle engelleyebilir. Yani engellemek zorunda olması gereken inançlar değildir devletlerdir, yasalardır.

Türkiyeden bu konuda umutsuzum çünkü engelli veya engelsiz bu tür vakaların yapanların yanında kar kaldığını görüyoruz. Ama şüpheniz olmasın öbür dünyada yanlarında kalmayacak.
 
Bu konuda söylenecek çok şey var ancak hem Süleyman Bey'e saygısızlık etmemek hem de konuyu dağıtmamak için uzatmıyorum...
 
ALLAH her günahı af eder fakat ,BANA KUL HAKKIYLE GELMEYİN diyor mutlak surette hakkı ihlal edilen kişiden helallık alması gerekir yoksa ALLAH dan af dilemesi onu kurtarmaz...

sehribanu;
sizin kimliginizde din kısmında ne yazıyor eger müslüman yazıyorsa ,neden dindar insanlarla ve dinle ugraşıyorsunuz ,yok yazmıyorsa zaten bişey demeye gerek yok...

Bir insan yaradılanı yaradandan ötürü sevmiyorsa ister anne olsun ister baba bişey deyişmez ,önce ALLAH korkusu olmalı ALLAHI sevmeli bi insanALLAH hın sevgisini kaybetmekden korkmalı ,yoksa istediginiz kadar inşanların peşine bekci polis takın yine yapacaklarını yaparlar ...
 
ille de herkonuda dini konuları karıştırılacak.
 
@Şehribanu;

Kutlarım sizi konuyu hemen dine nasıl bağlayıp, konuyu polemiğe çevirip, konunun asıl amacını nasıl saptırdınız sizi gerçekten tebrik ederim.
Sizi gerçekten kutluyorum.
:mad:
Gerçekten konuyla ilgili yazanlardan da özür diliyorum.
 
merhaba..ben yapılan tüm ayrıma karşı çalışırken dava açtım..amerikan kökenli bi firmadayım..her türlü ayrımcılığın danışkası bizde var..mücadele etmeye karar verdim..bazı engelli arkadaşlar gibi küsmedim:)
 
Burada daha küçükken insanlara aileden verilmesi gereken eğitimin olması lazım bizde tam tersi beşeri münasebetler dersi liseye gelmiş kaık kadar adamlara veriliyor toplum bilinci aşılanmıyor sonuç taciz tecavüz çocuk istismarı tavan yapmış bunun önce daha küçükken çocuklara aşılanması gerekir
 
:mad: bu cinsel istismarın hepsi felaket, korkunç..affedilir değil. her kime ne şekilde ya da ne sebepten ötürü yapılıyorsa dahi...devlet kanunları öyle caydırıcı olmalı ki kimse kimseyi (kadınları, çocukları,hayvanları, engellileri) cinsel istismar edememeli.
 
Dünyanın her yerinde şiddet ve tecavüz var maalesef. Güçlü olan, güçlü hisseden, kendi manyaklığını güçsüz üzerinde tatmin ediyor! Bu bir yanıyla psikolojik bir şey tabii, ama bence ondan çok daha fazla sosyolojik. Çünkü bu ülkede "namus" diye bir namussuzluk var ve akıl tutulması en alttan en üste kadar her yere işlemiş durumda. Aşağıda 3 tane haber/yorum paylaşıyorum. Tecavüz vb. cinsel şiddete karşı devletin kurumları nasıl tavır alıyor, bir bakın...

Türk yargısı: Siyasal ve cinsel davalar (Baskın Oran 11.2011): Türk yargısı: Siyasal ve cinsel davalar - Radikal 2
Türk Yargısı: derin bilinçaltı (Baskın Oran, Mayıs 2012): Türk Yargısı: Derin bilinçaltı - Radikal 2
Daha güncel bir veri: Açılan 409 davada ise devlet görevlileri mahkûmiyet almadı

Böyle bir yargının, onlarca adamın aymazca kadın, erkek, çocuk, zihinsel kısıtlı, mülteci şu bu demeden toplu olarak tecavüze yeltendiği bir toplumun, bu boktan bakış açısının, güçsüzün korunmasına dair bir iradesi olabilir mi? Burada da -dünyanın gelişmemiş bir çok yerinde olduğu gibi- herkes tuttuğunu eziyor ve devlet buna "dur" demiyor...
 
Güçlü olmak lazım evet ne yazıkki böyle algıda seçicilik engelli olunca yerlerde oluyor maalesef ben üniversite mezunu biriyim mesala iş görüşmmesine gittiğim zaman zamanında sen okuma yazma biliyormusun bu kaç hadi bakalım Türkiyenin başketi neresi gibi saçma sapan ipe sapa gelmez olaylarla karşılaştım güçlü olabilir ama güçsüzü ezmek zorunda mı bu toplum piskolojisiniin tamamen değişmesi lazım yoksa toptan boku yeriz hep birlikte 32 tekmil birden
 
S.a ; İyimser olmalıyız diye düşünüyorum... içinizden hadi oradan diyeceklerinizi şimdiden duyar gibiyim ama şu var ki ; "Devlet" adına değilse de kendi adımıza daha kaliteli işler yapabiliriz bananeci olmamalıyız... "Devlet" bir şey yapmıyor da ben mi yapacam şeklinde vb. ) düşüncelerden sıyrılmalı ve ben ne yapabilirim hesabına bakmalıyız...Vesselam

OturanBoğa;
S.a Ayrıca haber "Radikal" den olunca malum yanlı(!) oluyor.. Yani açıkçası haberlerinde/yazılarında "OBJEKTİF" Olamıyorlar. Nasıl etsek de şunun bunun bir açığına yakalasak da haber adına haber yapsak diyorlar... Ve durum böyle olunca da haberi okuyanlarımızda sanki adam kayırma varmış gibi algılanıyor yoksa yanılıyor muyum!! Tabi kaliteli yazıları da vardır.. Ama genelleme yapmak gerekirse asıl sorun ise Kanunda bir yanlışlık var ki o düzeltilmesi lazım "Kendi rızası olayı" o zaman olay suç olmaktan çıkarılıyor(!). Bu olay/Kanundaki vb. tezatlıklar çözülmediği sürece sorunlar yumak yumak artar. Ve sonuç olarak toplum nazarında buna yeni nesil de dahil olmak üzere "DOGRULAR YANLIŞ , YANLIŞLAR DOĞRU KABULLENİLİR" Bilmem yanılıyor muyum? Hocam muhakkak ki eksikliklerim olacaktır..Vesselam

Bence de her yerde ve her şeyde güçlü olmak zengin olmak değildir...

Valla kardeş işi sulandırmak olmasın ama iş tamamen VİCDAN la alakalı diye düşünüyorum...

Zaten yeni yeni Devlet Sosyal devlet olduğunun farkına varıyor ve sahip çıkmaya başlıyor... Bu adına sevinilecek bir durum.. Ve ayrıca 3 element var DEVLET(HÜKUMETLER) , GÜÇLÜ OLAN ELİT ve ZENGİN OLAN Devletler veya Kişiler) ,ve son olarak ViCDANI Zayıf (KİŞİLER) olan bu 3 element düzelmesi ve adilane yaşama satandardı yakalamak bir hayli zaman alıcak ve sabırla elimizden geldiği kadar bizlerde gayret içinde olmalıyız...
 
ŞEMİ haklısın allah korkusu olmalı çok doğru ama kimliği karıştırma derim müslaman yazan müslümanmı oluyor o yazı boş iş fasa fiso
 
kalbinde allah korkusu olan bunu yapmaz olmayanıda allah korkusu durdurmaz bu nedenle konunun dinle ilgisi yok güçlü olan güçsüzü her alanda eziyor patronun işçiyi bürokratın vatandaşı ev sahiplarinin kapıcıyı ezme matığıyla güçsüz bir kadına tecavüz etmenin mantığı aynıdır ha sadece engelliler tecavüze uğramıyor tecavüz eden engellilerde var toplum güçlünün yanında olduğu sürece bu olaylar dahada artacak
 
1980 de yetişen gençlik ile şimdiki yetişen gençlk elbette bir degil.olayı çok boyutlu olarak düşünmek lazım.acaba tecavüzleri artıran nedenlere inmek gerekir.eskiden insanlar askerligini yaptıktan sonra evlenir aile düzenine karışırdı.şmdi ise baktıgımızda insanlar yaş kaç olmuş hala boşta gezen var ha şunu da belirtmek istiyorum eger elnde imkan yoksa bu devirde evlenmeycen çünkü aldıgın maaş ile evi mi doyuracaksın dogurdugunu mu doyuracan bunu da düşünmek lazım insan doguruyor çoçuklar perişan oluyor yaş ilerlyor ergenlk falan derken işte sapkınlıklar ortaya çıkıyor.Bu konuda okumuş kesim meslegini elen almış kesime birşey demyorum bu tip olayları en iyi anlayan kesimdir.tecavüzlerin çogunugulugu egitimsizlik yanısıra uçuçu bir gençlgin imansız bir şekilde yetişmeside büyük bir engeldir.Gençlige baktıgımızda haşa Cenab-ı Hakka küfredenlerin sayısında katlamalı birşekilde çogalma var.İnsanların bir başka sapkınılga sevkeden durum internettr maalesef iş güç sahibi olamya insnalar maalesef sınırsız nterneti bulup sabahtan akşama kadar afedersinz porno flm izliyor devlet kayıtlarına bakın müthiş derece de tıklanma rekorları kırıyor bir okdar da tv açın yok ne bileyim performans artırıcı şu bu .RESMEN TOPLUMUMUZ CİNSEL SAPKINLIKLAR DÖNEMİNE GİRMİŞtir.Bir uzman eğitimci olarak çevrede gördüklerimizden, duyduklarımdan-arşatırmalarımdan ve okuduklarımdan yola çıkarak tespitlerim bunlar.EGİTİM -İMAN-EKONOMİK DURUM-SOSYAL MEDYA başlıca sebebler
 
Engelliyi aciz olarak görmek ve engellinin hele hele zihinsel engellinin kolay hedef olmasının başında eğitimsiz bir toplum olması,sosyal devletin olmaması güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet politikasının olmaması yasalardaki boşluklar bu ülkedeki sapkınlığı ve bu sapkınlıkların boyutunu arttırmaktadır...
Aile koruyamıyorsa devlet koruma altına almalıdır...
 
insanlık tamamen ölmüş,kırıntısı bile kalmamış,,siz yirmi sene önçe ENSET diye birşey duydunuzmu bunu aile icinde yapan insan diyemeyecem,,sizce engelli veya engelsiz ayrımı yaparmıı

sonra devleti suçluyacaz...
 
Eyüp, o bilgi kısmen yanlış. İsveç dünyada en çok tecavüzün yaşandığı ülke değil. Yüz Türkü İsveç'e gönder, yüz İsveçliyi de Türkiye'ye (ya da başka bir Müslüman ülkeye) bakalım hangisinde tecavüz vakası yaşanacak?
İki şey var: 1- İsveç'in "tecavüz" dediği şeyler Türkiye'de "amaan, olur öyle şeyler" denerek geçiştirilen durumlardır. 2- Orada şikayet mekanizması çok kolaydır ve adli birimler hemen konuyu resmileştirir. Bizde ise olası başvuruların neredeyse hiç biri kayda geçmez.
Bunları yazdım, çünkü "en çok tecavüz İsveç'te" iddiası önemli ölçüde asılsızdır. Ama, hiç şüphe yok ki tecavüzün dini de eğitimi de yok. Her an her yerde yaşanan bir şiddetten bahsediyoruz. Kapalı toplumlarda kol kırılıp yen içinde kalıyor, açık toplumlarda biraz daha görünür olup cezai yaptırımlar söz konusu oluyor (konuyla ilgil Ekşi'deki bazı argümanlar).

Burada kendimizi başka lkelerle kıyaslamamıza gerek yok. Başka yerde bbizden fazla tecavüz olsa ne olmasa ne? Burada önemli olan cinselliğin baskılanması sonucu veya başka nedenlerle cinsel şiddetin büyük bir sorun olarak ortada görünüyor olması ve ayrıca yukarıda aktardığım yazıda bariz görünen mahkeme kararlarının ve yaygın adli uygulamaların ("olr böyle şeyler") bu tür cinsel şddeti cezalandırmaması!
 
türkiye şeriat hükümleriyle yönetilseydi dini suçlayabilirdiniz ceza hukukunuzun dinle ne ilgisi var ki böyle saçma bir varsayımı dile getiriyorsunuz ha illa din derseniz kuranın zinaya biçtiği cezayı düşünün sonra tecavüze kıssa yapın kurana göre kişiye karşı işlenmiş suçu sadece kişi affedebilir peki devlet af çıkarırken madurlaramı danıştı insanlar işgüzar riyakar şerefsizse din imanı olmayana din neylesin devlet basiretsizse millet neylesin görme angelli yürüme engelliye iki bacağı olmayan sağlıklı bireye tecavüz ediyorken sadece engelliler madur oluyor diyebilirmiyiz sürekli insanın cinsel dürtüleriyle oynayan medyanın suca gereken cezayı veremeyen yargının sözde güçsüzün özde daima güçlünün yanında duran toplumun kabahati yokta tecavüzcüyü idam edin diyen dinmi suçlu
 
Üst Alt