Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Uyku apnesi nedir? Tedavisi nedir?

UykuTip

Yeni Üye
Üyelik
9 Tem 2013
Konular
4
Mesajlar
19
Reaksiyonlar
0
Nüfusun yaklaşık % 3 ünde görülen uyku apnesi hastalığı son yıllarda daha kolay saptanabilmekle birlikte, teşhisi zor bir rahatsızlık türüdür. Uyku apnesi sorunu yaşamakta olan hastalar bir çok zaman durumlarının farkında olmazlar. Bu nedenle de sorunlarının teşhisi için herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmak bir çok zaman akıllarına bile gelmez. Herhangi bir hekime muayene olsalar bile uyku apnesinin yarattığı semptomlar yaşa ve dış ortama bağlı olarak bir çok insanda var olan türden rahatsızlıklar olduğu için bir çok hekim uyku apnesi ile ilgili belirtileri, hasta rahatsızlığını ifade edemezse atlayabilir.
Nedir uyku apnesi? Uyku apnesi en basit şekilde tanımlamaya çalışırsak: Kişinin uykusu sırasında yaşadığı nefes alma düzensizliğidir. Bu düzensizlik esnasında ya nefes geçici bir süre için tamamen durur, ya da beden için gerekli olan oksijeni sağlayamayacak kadar yetersizleşir.
Ancak sorun şu ki, bu duraklamaları tespit etmek çok kolay değildir. Öncelikle uyku esnasında kişi durumunu takip edemez. Kişinin yakınlarının dahi bu duraklamaları fark etmesi son derece zordur. Özellikle uyku apnesi hakkından hiçbir bilgisi ya da fikri olmayan kişiler açısından ortada bir sorun olduğu dahi fark edilmez.

Oysa ki uyku apnesi son derece ciddi ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastalığın tehlikesi, hastanın hayatını kaybetmeye varabilecek kadar yüksektir.
Uyku apnesinin belirtisi nefes almanın durması veya çok yavaşlamasıdır. Uyku apnesinin dikkatli bir şekilde gözlemlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle uyku apnesinden şüphelenen hastalar bu durumu öncelikle kendilerini gözlemleyebilecek olan yakınlarıyla paylaşmalıdırlar. Kendi kendine bunu fark etmesi çok mümkün olmayan hastanın yakınlarının hastayı uyurken gözlemlemeleri yerinde olur. Uyku apnesinden şüphelenilen durumlarda mümkünse uyku merkezi ya da laboratuarı bulunan bir hastaneye başvurmak hastalığın teşhis edilmesi ve tedavisini kolaylaştıracaktır.

Eğer uykuda oluşan solunum yetersizliği hasta ya da hasta yakınları tarafından net bir şekilde anlaşılamıyorsa aşağıda sayılan uyku apnesi semptomlarından herhangi birinin sizde bulunup bulunmadığına dikkat etmelisiniz.

Uyku apnesi hastaları


- Sabah uykudan kalkmakta zorlanırlar.
- Gün içinde sürekli olarak yorgunluk belirtileri gösterirler.
- Gürültülü olarak horlarlar
- Depresyona girebilirler
- Sabahları uyandıkları ağızları kuru olur ve baş ağrısı yaşayabilirler
- İnsülin direnci gösterirler
- Yüksek tansiyon sorunu yaşarlar

Bu belirtilerin hepsi birden olabileceği gibi, bir ya da birkaç tanesi ile de karşılaşılabilir. Görüleceği üzere bu belirtiler başka hastalıklar nedeniyle de oluşabilir. Bu nedenle bu türden rahatsızlıklarla karşılaşıldığında sebebin uyku apnesi olduğunu anlamak oldukça zordur.

Uyku apnesinin yol açtığı sorunların büyük kısmı uyku kalitesindeki düşüşten kaynaklanmaktadır. Biyolojik ritmin en önemli unsurlarından bir olan uyku, vücudun bir çok yönden kendisini yenilediği bir zaman dilimidir. Vücut bu süre içerisinde kendisini yenilemekle kalmaz, ayrıca kendi içindeki işleyişini düzenler. Örneğin gece uykusu kalitesiz olursa gündüz metabolizmanın çalışma hızı yavaşlar. Metabolizmanın olması gerekenden daha yavaş çalışması obezite sorununa yol açan çok önemli bir etkendir.

Uyku apnesi nasıl olur?: Uyku apnesi sırasında solunum ya tamamen durur ya da çok yavaşlar. Böylelikle vücut gerekli oksijeni alamaz. Oksijen alınamayınca uyumakta olan kişinin uykusu bölünür. Son derece kısa, 10 saniye civarında bir süre için uyanıklık durumuna geçilir. İşte bu süre içinde aslında uyanık olan kişi uyandığını fark etmez. Böylece uyku süreci tekrar yeniden başlar. Sonrasında 4-5 dakika kadar son derece kısa bir süre içinde uyku apnesi tekrar edebilir. Normal koşullarda ideal bir uykuda hiç olmaması ya da en fazla gecede 2-3 defa olması normal karşılanabilecek bu bölünmeler gece boyunca tekrar eder.

Uyku apnesi
çok ciddi bir rahatsızlıktır. Mutlaka teşhis ve tedavi edilmelidir.

KAYNAK
 
Uyku; memeli, kuş, sürüngen, balık, böcek ve aklımıza gelebilecek hayvan türlerinin biyolojik olarak ihtiyaç duyduğu, vücut fonksiyonlarının bir kısmının çeşitli şekillerde yavaşladığı bir durumdur.

Elbette hayvan türüne göre çeşitli türlerde çeşitli uyku türleri bulunabiliyor. Ancak uykunun en belirgin özelliği bilincin bir şekilde çevresel uyaranlarla olan ilişkisinin kesilmesi ya da azalmasıdır.

İnsanlarda uyku açısından konuyu irdeleyecek olursak; uyku, beslenme, su içme ve nefes alma gibi temel ihtiyaçlarımızın yanında hayatımızı normal bir şekilde devam ettirmemizi sağlayan ancak yoksunluğu halinde ölüme yol açtığına dair bir bilgi bulunmayan çok önemli fiziksel ihtiyacımızdır.
Uykusuzluk, uykuyu tam alamama, uyku ihtiyacının yetersiz bir şekilde giderilmesi gibi sorunlarla çok yaygın bir şekilde karşılaşabiliyoruz.
Uyku sırasında beynin belirli bölümlerinin yavaşladığı bununla beraber bedenin çalışmasını düzenleyen kısımlarının çalışmasını sürdürdüğü, hatta uyku sırasında bedenin iç organları ile ilgili çalışmasını düzene soktuğu ve optimize ettiği bilinen bir gerçektir.

Uykudaki en önemli değişim bilinç ya da irade dediğimiz aktivitenin ya etkisizleşmesi, ya da tamamen yok olmasıdır. Beden, metabolizmasının yarattığı enerjinin çok önemli bir kısmı bilinç aktivitesini sağlayan nörolojik aktivitenin bir sonucudur. Bu aktivitenin tam olarak nedenini bilmediğimiz bir nedenle mutlaka yavaşlaması gerekiyor. Yani uyku dediğimiz hadisenin gerçekleşmesi gerekiyor. Uyku sırasında iradi düşünce yavaşlamakta, hatta durmakta fakat rüya dediğimiz beyinsel aktivite ile görsel korteks dediğimiz aynen uyanıklıkta olduğu gibi faaliyetine devam edebilmektedir. Bu durum uyku sırasında algısal ve bilişsel fonksiyonların kısmen çalıştığının bir kanıtıdır.

Uyku ile ilgili rahatsızlıklar yaygın bir şekilde görülmektedir. Bu rahatsızlıkları semptom bazında şu şekilde sıralayabiliriz : uykuya dalamama, uykunun kesik kesik tamamlanmasına yol açan bölünme, uyku tamamlanmadan uyanma veya aşırı uyuma. Bu saydığımız semptomlara yol açan çeşitli türde uyku hastalıkları vardır. Bu hastalıkların bazıları psikiyatrik ya da psikolojik kökenli de olabilir. Aslına bakılırsa direkt olarak uyku sorunu yaratan rahatsızlıkların yanı sıra, hastalıkların büyük kısmı uyku problemi yaratma potansiyeli taşımaktadır. Bu nedenle uyku sorunu bulunan kişilerin sadece uyku rahatsızlıkları değil, herhangi bir rahatsızlığı geçiriyor olma ihtimalleri de vardır.
Hiç uyumama şeklinde ortaya çıkan bir tür rahatsızlık olan Morvan Hastalığı’nda kişi hayatını uyumadan geçirmektedir. Oldukça ender ortaya çıkan bu hastalıkta kişide buna bağlı olarak çeşitli problemler görülebilirken, kişi hayatını bu şekilde devam ettirebilmektedir. Hastalık son derece ender görülen türden bir hastalıktır.

Yetişkinler ve çocuklar için uyku çok önemli olmakla birlikte, çocuklarda uyku düzensizliği çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle yeni doğan bebekler ve üç yaşına kadar ki bebeklik dönemi içerisinde çocukların yeteri kadar uyku uyuması çocuğun gelişimine olumlu katkı sağlayacaktır. Yaş büyüdükçe uyku ihtiyacı azalır. Yetişkinlerde uyku ihtiyacı günde 8-9 saat civarında uyumayı gerektirmektedir. Belirtilen süreler standart olmamakla birlikte genel olarak görülen ortalamalardır. Kişiden kişiye değişen uyku ihtiyacı bazı kişilerde dört beş saat civarına kadar düşebilirken, bazı kişiler günde 9-10 saat civarı uyku uyuyabilmektedirler. Burada belirtilen uyuma süreler tıbben rahatsızlık sayılmamaktadır.

Ancak kişinin özellikle çok uyuması sosyal ve ailevi hayatı açısından sorun yaratabilir. Özellikle çok sık rastlanan depresyon vakalarında depresyona giren kişiler aşırı uyuma ihtiyacı hissedebilir, mutsuz oldukları hayatın gerçeklerine uyanmaktan kaçabilirler. Son derece tehlikeli bir rahatsızlık olan depresyon mutlaka tedavi edilmelidir.

Çok önemli bir ihtiyaç olan uyku sekiz saatlik ortalamasıyla hayatımızın üçte birini kapsayan bir süreçtir. Sadece bu istatistik dahi uykunun bizler için ne kadar önemli olduğunu anlatabilmektedir.

KAYNAK
 
Sağlıklı uykunun önemi Uyku bedensel ve zihinsel aktivitelerimizin bazılarının yavaşladığı, bazılarınınsa tamamen durduğu bir durumdur. Son derece önemli bir ihtiyaçtır. Vücudumuz uykusuz kaldığı takdirde çeşitli sorunlarla karşılaşırız. Bu sorunların şiddeti uykusuz kalınan süreye ya da uykusuzluğun türüne bağlıdır. Bazı durumlarda uykusuz kalan kişi sorun yaşadığı süre boyunca hiçbir şekilde uykuya dalamaz. Hasta bu süre içinde tamamen uyanıktır. Bazı durumlarda ise uykuya dalınır, ancak uykunun kalitesi sağlıklı bir uyku olarak tanımlanabilecek düzeyde değildir. Sık sık kesilir, ya da kişinin ihtiyacı olan derin uyku hali yaşanmaz.
Her iki durumun da birbirine benzer etkiler vardır ve genellikle uykuya dalma güçlüğü çeken hastaların uyudukları süre içindeki uyku kalitesi yeterli olmaz. Az uyuma ile uykusuzluğu karıştırmamak gereklidir. Az uyumanın uykusuzluk olarak tanımlanması için, vücudun uykuya ihtiyacı olduğu halde uykuya dalamama durumunun olması gerekir. Sağlıklı uyku uyuyamayan kişiler bedensel rahatsızlıkların yanı sıra zihinsel anlamda da çok ciddi rahatsızlıklar yaşayabilirler.

Bu rahatsızlıkların başlıcaları şunlardır:

Hafızada zayıflama: Kişi en basit şeyleri bile unutmaya başlar. Günlük hayatta son derece tehlikeli durumlar ortaya çıkarabilir.

Konsantrasyon ve dikkat eksikliği: Kişi etrafında olup biten olayları iyi algılayamaz. Bu da kişinin gerek iş hayatında gerekse sosyal ilişkilerinde çeşitli sorunlara yol açar.

Sağlıklı uykuyu engelleyen çeşitli hastalıklar mevcuttur. Bu hastalıklar şu şekilde sayılabilir.

Uyku apnesi, primer ve sekonder insomniler, huzursuz bacak sendromu, depresyon, halüsinasyon, alkol ve sigara bağımlılığı ya da uykuya dalmak için kullanılan ilaçlara olan bağımlılık gibi.

Görüldüğü üzere bu rahatsızlıkların bir kısmı sağlıklı uykuyu engelleyen rahatsızlıklar olduğu gibi, bazıları da uykusuzluk nedeni ile ortaya çıkmış ancak kendisi de uykusuzluk sorunu yaratan rahatsızlıklardır.Sağlıklı uyku uyumayı engelleyen önemli bir hastalık mevcut değilse, sağlıklı uyku uyumak için kişi çeşitli alışkanlıklar geliştirebilir , tedbirler alabilir. Bunlardan kısaca bahsetmek istiyoruz.

Sağlıklı bir uyku uyumak için vazgeçilmez ve birinci şart vücudunuzun günlük davranış ritmini düzenlemektir. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Ritim kelimesi basitçe düzenli tekrar anlamına gelir. Günlük faaliyetlerimizden bazılarını belirli bir düzen için tekrar ederiz. Özellikle beslenme, temizlik, uyku hatta nefes alma aktivitesi bile bu kapsamda değerlendirilebilir. Sağlıklı uyku için düzen çok daha önemlidir. Çünkü beynimiz bu türden düzenlemelere karşı son derece duyarlıdır. Her gün aynı saatte yatacağının ve kalkacağının farkında olan bir zihin, kendisini bu saatlere uydurur. Bir süre sonra yatma saati geldiğinde kendiliğinde uyuma ihtiyacı hissedilir, sabahları da kalkma saati geldiğinde vücut kendiliğinden uyanır. Elbette bahsedilen düzenin oturması birkaç günde olacak bir şey değildir. En az 6 ay uygulanması gerekir ki beden bu düzene tam olarak alışsın. Uzun bir süre gibi görünse de sağlık bir uyku düzenine sahip olmanın yanında çok önemli değildir.

Sağlıklı bir uyku için ikinci tavsiyemiz uyumaya yakın saatlerde bir şey yememektir. Ya da uyguyu etkilemeyecek kadar önemsiz miktarlarda ve türde yiyecekler yemektir. Örneğin yiyeceğiniz bir elma uyku için faydalı dahi olabilir. Kafein içermeyen ılık bir içecek te tavsiye edilebilir. Uyku öncesi alabileceğiniz sıcağa yakın ısı da ılık bir duş vücudunuzu gevşetir ve uykuya dalmanızı kolaylaştırır.Uyku saatine en az bir saat kala televizyon,bilgisayar gibi cihazlarla olan bağınızı koparın. Düşünme aktivitesinden uzaklaşın. Daha çok çevrenizde olup bitenler ve bedensel varlığınıza dikkat verin. Mücadele etmeden sadece gözlemleyin.Burnunuzun tıkalı olup olmadığına dikkat edin. İleri düzeyde bir burun tıkanıklığı sorunu yaşamıyorsanız burun bantlarından da faydalanabilirsiniz.Tüm bu sayılanlar dışında faydalı olabilecek tedbirler bulunabilir. Ancak sağlıklı bir uyku uyumanız engelleyen ciddi rahatsızlıklarınızın bulunmadığına emin olmalısınız. Bu konuda elbette sadece hekimler yardımcı olabilir.


KAYNAK
 
Uyku düzensizliği kişinin günlük uyku ihtiyacını tahmin edilebilir zaman aralıkları içinde giderememesi ya da kendi inisiyatifiyle gidermemesi durumudur. Bahsedilen durumun bir sorun olarak tanımlanabilmesi için yaşanan sorunun istisnai değil sürekli olması gerekir. Örnek olarak geceleri çalışan bir kişi uyku ihtiyacını genel eğilimin aksine gündüzleri gideriyor olabilir.
Böyle bir kişi için Uyku düzensizliğinden bahsedilemez.Uyku düzensizliğinden bahsedebilmek için öncelikle kişinin günlük hayat tarzına göre uyuması beklenen saatlerin bilinmesi gerekir.
Uyku düzensizliğinin nedeni herhangi bir hastalık olabildiği gibi, kişi sebepsiz olarak ta Uyku düzensizliği yaşıyor olabilir. Bir kişide Uyku düzensizliği uzun süredir yaşanıyorsa ki bu süreyi en az altı ay olarak değerlendirebiliriz, kişinin bir doktora başvurarak bu soruna çözüm bulması gerekir. Uyku düzensizliğine yol açan genel faktörler şu şekilde sıralanır.

1. Kişinin yaşam şeklinden kaynaklanan davranışlar, alışkanlıklar
2. Çevresel etmenler
3. Fiziksel rahatsızlıklar
4. Patolojik rahatsızlıklar
5. Psikolojik rahatsızlıklar

1. Sorun kişinin yaşam şekline dayalı olarak ortaya çıkmış bir sorunsa bu konuda kişi istemedikçe soruna çözüm bulunması mümkün değildir. Kişi istediği halde sorununa çözüm bulamıyorsa yönlendirme anlamında kişiye yardımcı olmak mümkündür. Sorunun ne kadar köklü olduğu ve kişinin hayatına olan etkilerine göre bir uyku uzmanından yarım alınmalıdır. Daha basit düzeyde yaşanan sorunlarda kişi çeşitli yayınlardan, ailesinden ve yakın çevresinden destek alabilir.

2. Çevresel faktörler Uyku düzensizliğine yol açar. Gürültü, odanın konforu, yatak yastık, ısı gibi akla gelebilecek tüm çevresel faktörler uyku düzenini etkilemektedir.

3. Fiziksel rahatsızlıklar, Uyku düzensizliği yaratan en önemli etmenlerden biridir. Fiziksel rahatsızlıklara örnek vermek gerekirse: özellikle burun, geniz gibi solunum yollarında bulunan şekil bozuklukları. Fiziksel rahatsızlıklar uyku düzenini olumsuz anlamda en çok etkileyen sürekli faktörlerden biridir. Özellikle uyku apnesi dediğimiz rahatsızlığı ortaya çıkaran bir etkendir. Uyku apnesinin nedenleri çoğu zaman fizikseldir. Bu nedenle CPAP adı verilen cihaz yardımıyla solunumun düzenlenmesi sağlanabilmektedir. Bunun dışında uyku düzenini ileri düzeyde etkileyen fiziksel rahatsızlıklarda operasyon yoluyla düzeltme de yapılmaktadır.

4. Patolojik rahatsızlıklar organ ve dokularda meydana gelen hastalıklardır. Genel olarak patolojik rahatsızlıklar uyku düzenini olumsuz etkilemekle birlikte etkilerin çoğu endirektir. Ancak nörolojik ya da endrokrinolojik rahatsızlıklar arasında uyku düzenini direkt olumsuz etkileyenleri mevcuttur. Örneğin tiroidin aşırı salgılanması uykuyu engeller. Psikiyatrinin patolojik kısmı da bu kapsamda değerlendirilebilir. Şizofreni, manik depresyon gibi hastalıklar uyku düzenini önemli düzeyde etkilemektedir.

5. Psikolojik rahatsızlıklar: Kişide var olabilecek psikolojik rahatsızlıkların uyku düzenini önemli düzeyde etkileme ihtimali vardır. Örnek olarak çağımızın hastalıklarında depresyon uyku düzenini önemli ölçüde etkilemektedir. Anksiyete, obsesyon gibi psikolojik rahatsızlıklarında uyku düzenini ciddi anlamda etkilediği bilinmektedir. Tedavisi en zor Uyku düzensizliği türleri bu kategoride olanlardır.

KAYNAK
 
Horlama ve Tedavisi

Horlama çeşitli sebeplerle uyku sırasında, genellikle düzgün nefes alamamaktan kaynaklanan bir olgudur. Horlama eylemi hasta ile aynı ortamda uyuyan hastanın yakınlarını rahatsız edici bir olgu olsa da, aslında sadece bir semptom olarak ortaya çıkmaktadır. Esas tedavi edilmesi gereken bilinçsiz olarak gerçekleşiyor olsa dahi Horlama değil, Horlamaya yol açan rahatsızlıktır. Ancak sadece Horlamanın kendisi de engellenebilir.Horlama nefes alma sırasında havanın solunum yollarına ulaşmaya çalışırken geçmiş olduğu yol üzerindeki yumuşak dokuların titreşimiyle ortaya çıkan sestir.

Genellikle Horlamanın burun yapısındaki darlıktan ötürü olduğu düşünülür. Aslından bu durum burun yapısında değil solunum yolunun yutak bölgesine yakın dokuların yapısından kaynaklanır. Burun yapısının dar olması da Horlamayı tetikleyen unsurdur.

Horlamaya yol açan rahatsızlıklar şunlardır: burundaki nefes almayı engelleyen şekil bozuklukları , sinüzit, konka etlerinin çeşitli nedenlerle büyümesi, saman nezlesi, geniz etleri, küçük dil ve yumuşak damak sarkıklığı, bademcik eksikliği, küçük altçene, büyük dil yapısı, şişmanlık(obezite). Bu sayılanların dışında da Horlamaya yol açan rahatsızlık ya da hastalıklar mevcuttur ancak burada sayılanlar en yaygın sebeplerdir.

Horlama tek başına değerlendirildiğinde kişiye önemli rahatsızlık vermez. Yukarıda sayılan hastalıklardan biri kişide zaten mevcuttur. Uyku kalitesi uyku apnesi gibi başka bir nedenle düşmediği sürece de kolay kolay kişinin uykusunu etkilemez. Ancak kişi yakınlarıyla birlikte yaşıyorsa ve aynı odayı eşi ya da diğer yakınlarıyla paylaşıyorsa Horlamanın şiddetine göre bu kişilere rahatsızlık verme, onların uyku kalitesini düşmeye yol açma gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Çeşitli horlayan kişiler üzerinde yapılan çeşitli ölçümlere göre ortalama Horlama 60 desibel civarında ses çıkarmaktadır. Bazı örneklerde Horlama şiddeti 80 e kadar ulaştığı saptanmıştır. Kulağa zarar veren ses seviyesinin 85 desibel olduğu göz önüne alınırsa, Horlamanın aile içinde yol açabileceği sorunların ne kadar ciddi olabileceği daha iyi anlaşılabilir.

Horlama sorunu özellikle erkeklerde yirmili yaşlardan itibaren görülmeye başlıyor. Erkeklerde Horlamanın daha yoğun olarak görülmeye başladığı dönem kırklı yaşlardan itibaren olarak varsayılmaktadır. Kadınlar içinse Horlamanın daha görülmeye başladığı dönem elli yaşından sonrasıdır. Bu yaşlarda kadın e erkek için Horlama probleminin daha fazla görülmeye başlamasının nedeni kilo problemin ortaya çıkması olarak değerlendirilmektedir.

Horlama problemi yaşayanların bu sorunlarının üstesinde gelebilmeleri bazı durumlar da mümkün olmakla birlikte bazı durumlarda bunun yapılması gerçekten çok zordur. Doğuştan gelen anatomik yapısal bozuklukları tedavi etmek bazen çok zor ya da hemen hemen imkansızdır. Sözgelimi burun yapısından kaynaklan bir sorunsa, piyasada medikal bir ürün olarak satılmakta olan burun bantları faydalı olabilmektedir. Burun bantları faydalı olmuyorsa burun yapısını düzeltmek için hastaların bir plastik cerrah tarafından burun düzeltme operasyonuna tabi tutulması sorunu kökünden çözebilir.

Özellikle göbek ve boyun bölgesinde meydana gelen, şişmanlıktan kaynaklanan yağlanmaya bağlı olan Horlamalarda aşırı kilo probleminin diyet ve spor yoluyla giderilmesi Horlamayı da engelleyen bir durum ortaya çıkaracaktır. Horlamaya yol açan diğer bir faktör olan alkol kullanımının azaltılması ya da bırakılması da Horlamayı engelleyecek ya da azaltacaktır. Dil yapısı, bademcik eksikliği gibi yapısal sorunların tedavi edilmesi oldukça güçtür. Bu nedenle bu tür sorunların varlığı halinde burun bantlarının dışında çok fazla çözüm yolu görülmemektedir. Uyku sırasında yan yatmak Horlamayı engelleyici bir etki yapmaktadır. Bu nedenle sırta rahatsız edici bir nesne bağlamak uyku sırasında kişinin sırtüstü uyumasını engelleyerek Horlamanın azalmasına yardımcı olabilir.

Boşanmaya kadar varabilen ailevi sorunlara yol açan Horlama mutlaka ciddi bir sorun olarak görülmeli, yapabilecek hiçbir şey yoksa eşler odalarını ayırmalı ya da Horlamayı duymamak için kulak tıkacı kullanılmalıdır.

KAYNAK
 
Uyku apnesi çeşitli fiziksel etkilere bağlı olarak çok yaygın bir şekilde karşılan bir rahatsızlık türüdür. Beden açısından son derece önemli bir ihtiyaç olan uykunun kalitesi ile ilgili sorun oluşturan Uyku apnesi tedavi edilmezse kişinin karşılaşacağı sorunlar sadece kendisini değil sosyal hayat içerisinde bir şekilde temas kurduğu insanları da etkilemektedir. Uyku apnesi nedeniyle uykusunu tam alamayan hastaların araba kullanırken direksiyon başında uyuyakalması ile yaygın bir şekilde karşılaşılmaktadır. Böyle bir durumun hastanın kendi can güvenliği kadar trafikte karşılaşmış olduğu kendisi dışındaki kişileri de etkileyeceği çok açıktır.


Bunun dışında Uyku apnesini hastayı uykuda nefessiz bırakarak ölümüne yol açması da son derece oldukça ciddi bir risktir.


Uyku apnesi
nin belirtileri şunlardır:




  • Gündüzleri çok bariz bir şekilde uykulu olma
  • Geceleri gürültülü horlama
  • Geceleri nefes almanın zaman zaman kesilmesi
  • Nefessiz kalmaktan dolayı uykunun bölünmesi
  • Reflü rahatsızlıkları
  • Geceleri idrara sık çıkma
  • Baş ağrısı
  • Hafıza zayıflığı

Uyku apnesi
henüz ilerlemediyse hastalığı aşağıda alınacak tedbirlerle hafifletmek mümkündür:


Uyku sürelerinin düzenli ve yeterli olması: Geceleri aynı saatte yatmaya özen gösterin. Sabah kalkma saatiniz ide çok zorunlu olmadıkça değiştirmeyin. Hangi saatte uyuyacağınızı bilmeniz, akşamları yapılabilecek gevşetici faaliyetler uyumaya başlamanızı kolaylaştıracak ve stresinizi azaltacaktır. Yatmadan önce teknolojik aletlerle çok haşır neşir olmayın. Sakin ve sessiz ortamlar bulun. Mutlaka ılık bir duş alın. Alacağınız duşun çok sıcak ya da çok sıcak olmaması önemlidir. Odanızın karanlık ve sessiz olmasını sağlayın. Yatacağınız yatak kaliteli ve yıpranacak kadar eskimiş olmamalıdır.

Sigarayı bırakın: Çok açık ve net bir sağlık gerekliliği olarak zaten sigarayı bırakmak zorundasınız. Bu artık hiçbir şekilde tartışılmayacak bir gerçekliktir. Bugün sigaranın sadece Uyku apnesi sorununda değil, aklınıza gelebilecek hemen her türlü rahatsızlıkta etkisinin olduğu bir gerçektir. Uyku apnesinde ise solunum yolunuzu daraltıcı etkisiyle sigara son derece önemli bir rol oynamaktadır.

Fazla Kilolarınızdan Kurtulun: Aynen sigara gibi toplum sağlığı açıcından son derece önemli bir tehdit olan fazla kilolar da Uyku apnesinin önemli nedenleri arasındadır. Fazlası kilosu olanların Uyku apnesi bulunuyorsa bu hastaların fazla kilolarını vermeleri halinde Uyku apnesi önemli ölçüde engellenmiş olacaktır.

Alkol Kullanmayın: Alkol hem sinir sisteminiz olumsuz etkiler hem de yarattığı fiziksel etkilerle horlamaya yol açarak Uyku apnesi hastalığını neden olur. Bu nedenle Uyku apnesi sorunu yaşayan hastaların alkolden uzak durmaları gerekir. Sosyal olarak alkol kullanmak durumunda kalan hastalar ise aşırıya kaçmamalıdır.

Uyku apnesi sorunu bulunanlar yukarıda saydığımız tedbirleri uygularsa Uyku apnesi sorunun giderilmesinde önemli bir mesafe almış olurlar. Ancak tüm bu sayılanlar uygulansa bileUyku apnesi devam ediyor olabilir.

İşte bu noktada uman bir hekimle görüşüp sizin için en uygun tedavi şeklini kararlaştırmanız gerekiyor.

Bu tedavi şekilleri şu şekilde sayılabilir:



1. PAP cihazları: özellikle son yıllarda yaygınlaşan CPAP cihazları bu kategoriye girmektedir. CPAP ‘ın İngilizce olan şu ifadenin kısaltmasıdır: continuous positive airway pressure. Bunun anlamı sürekli olarak uygulanan havayolu basıncıdır. Süreklilikten kasıt bu işlemin uyku esnasında tüm gece boyu uygulanmasıdır. Bu cihazın aPAP (automatic positive airway pressure) isimleri şeklinde farklı türleri de bulunmaktadır. CPAP cihazı hem son derece etkili olmasıyla hem de cerrahi operasyona ya da ilaç kullanımına gerek bırakmamasıyla hekimler ve hastalarca yaygın


2. Cerrahi tedaviler. Hava yolunu kapatan fiziksel kusurların düzeltilmesi başta olmak üzere, çeşitli türden operasyonel müdahalede Uyku apnesinin tedavisinde kullanılmaktadır. CPAP cihazlarının son derece etkili olmasından dolayı hekimler çok gerekmedikçe operasyonu tercih etmemektedirler.

KAYNAK
 
bu başlıkta sinüzitle ilgili doğal yöntemlerimizi paylaşabiliriz.

buhar tenefüs ederek sinüsleri açabilirsiniz.denedim kısa süreliğine de olsa rahatlatıcı oluyor...
 
Üst Alt