Sevgiliye Sesleniş
[FONT=Verdana]Ihlamurlar Çiçek Açtığında
[/FONT]
[FONT=Verdana]
[/FONT]
[FONT=Verdana]"Sabah uykusu kadar tatlı, bir annenin çocuğa olan sevgisi kadar temiz,
Güneşin ışıkları kadar aydınlatıcı, ayın görünümü kadar saydam,
Çiçeklerin kokusu kadar mis ve bir su kadar
Berraksa sevgili;durma koş ona... "
Diyor yüreğim umarsızca...
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Koşuyorum, öyle koşuyorum ki rüzgarlar yetişemiyor hızıma... Ovalardan, engebeli bayırlardan, yamaçlardan derken vadide buluyorum kendimi... Yeşil rengi nasılda benimsemiş; her yeri yeşil renkle çevrili... Oradasın, kırmzı gülünle dönmemi beklemektesin; gördüm işte... Hani sinsice yanına yanaşır, kapardım ya gözlerini ilk hamlede ve yananığını öperek sessizce beklerdim ya... Sende kahkahanla benim olduğumu söylerdin avuçlarıma kondurduğun buselerle... Şimdi yine sinsice yanaşsam, kapasam gözlerini; aynı coşkuyla karşlar mısın acaba beni? Dayanamıyorum, sere serpe koşuyorum bağırarak " Aşkım, ben geldim " diye... Sonra tüm özlemimi gidermeye çalışıyorum sıkıca sarılarak... Kokun hala aynı, bakan gözlerin şimdi ne kadar da anlamlı... Özlemişsin belli...
Kuşlar cıvıl cıvıl, güneş yüzümüze gülümsemekli ve olduğumuz yer sanki cennetin bahçesi..
İnsan, sevmeye görsün; her yer mis kokuludur şimdi...
Ahhh! Ne güzel hayaller bunlar değil mi? Keşke koşulacak kadar yakın olsan bana; gelirdim yanına, sende gelirdin tabii... Ama kilometreler var aramızda, ne acı değil mi? Oysa sen gelmek istedin bugün, kıyamadım sana.... Belki dediğin gibi bir dakika da yeterdi bize ama, olsun sen yorulma... Geleceğim ne de olsa en kısa zamanda... Sevdiğini özlemek.; ne anneninkine, ne babanınkine ne de kardeşininkine benzer. Bu bambaşka bir tattır; yüreğini kamçılar, gözlerini neme boğar ve devamlı ondan bahsettirir.
Hazan uğradı
Ankara sokaklarına...
Yaprak düştü saçlarıma,
Yoktun ya burada..
Yürüyorum dar sokakların acımasız görünümünde, kaldırım kenarında duran kadınların fütursuzca konuşmalarına tanık oluyorum. Kiminin oğlu askerde, kiminin kocası gurbette; özlemlerini getiriyorlar dile.. Gözlerinde umut var, anlatırlarken birbirlerine sesleri titriyor. Özlemek bu olsa gerek...
Yola devam...
Kalabağın tam ortasındayım; koşuşturan insanları, trafikten bunalananların arabadan çıkarttığı korna sesleri, esnafların yalancı güneşe aldanıp kendilerini sokağa atmaları nasıl da çarpıyor film gibi gözüme... Sonra iki çift göz arıyorum kaygısızca... Belki hiç rastlamayacağım gözlerine ama ben yine de arıyorum işte... Az ileride camide sela okunuyor, kim bilir kim öldü... Sevenleri ne haldedir, yüreklerinde nasıl bir kor vardır da yakıp kavurmuştur içerlerini... Ölümle burun buruna geldiğin gün geliyor aklıma, ürperiyorum. Seni bana bağışladığı için Yaratıcıya binlerce kez şükür ediyorum. Hayat ne tuhaf değil mi? Bazılarının ocaklarına ateş düşürerek ağlatırken, aynı anda başkalarının yüzlerini güldürebiliyor. Anlayacağın hayat herşeye rağmen devam ediyor.
[/FONT]
[FONT=Verdana]"Bugün de geçecek" diyorum, diğer günün hasretini yerleştirirken yüreğime; "bu günde geçecek..."
Ve bu geceye damgasını vuran, "Ne zaman geleceksin?" sorularına karşılık bulan
İbrahim Sadri'nin şiiriyle sonlandıracağım sana olan seslenişimi...
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir ümit türküsü
Kar yağmış dağlara , bozulmamış örtüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerlerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum ,geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Beklesen de olur , beklemesen de
Ben bir gökkuruşum sırmalı kesende
Gecesi çok süren karlar buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa seni bana
Geleceğim diyorum,takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarımı aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri saracağım ben
Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalarda geleceğim sana
On iki ayın birisinde,kesin takvim sorma bana
ıhlamurlar çiçek açtığı zaman
Bak işte notalar karıştı ,ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmur arsız
Ey benim yeni alfabemdeki kadim elif
Ne güzellik ,ne tad var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ihlamur çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sadığım ,sadığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Huriye Özdemir
13.09.2009 / Pazar
00.00/Ankara
[/FONT]