Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[vertigo] Vertigo'dan inciler

Fırtına

Aktif Üye
Üyelik
12 Haz 2007
Konular
52
Mesajlar
1,117
Reaksiyonlar
0
aşk
isteme benden
fanilik veremem sana

(yalan)

sevgi
iste benden
ebedilik vereyim sana

(gerçek)
 
hoşbulduk durucum, teşekkür ederim.. aranızda olmak istedim :p şair ruhlu bir insanım nede olsa ;)
 
Çok güzel bir başlangıç olmuş ablacım. Yüreğine sağlık. Takipçin olacağıma emin olabilirsin :)
 
ablasının kuzusu teşekkür ettim :p

siz / beni böyle tetiklerseniz / ne inciler dökerim ben / bir bilseniz ;)
 
baş-başayız yine
sen ve ben

eyy / gece

seni seviyorum biliyormusun
sessizliğini karanlığını

sabahtan geceye kadar umut doluyum
gecedende sabaha kadar

beklentilerim var.. beklediğim var

hep bekliyorum geceye kadar
geceden de sabaha kadar

bak şu an yine gece

beklentilerim olmadı beklediğim gelmedi

ağlıyorum üzülüyorum
hüzünleniyorum

ama çok seviyorum bu halimi
hüzün bana yakışıyor gülmek kadar

dualar ediyorum yalvarıyorum
yakarıyorum rabbime
ne güzel duygu bu bir anlatabilsem

ağlıyorum coşuyorum
gecenin sessizliğinde rabbimle konuşuyorum

iste kulum diyor iste.. ama biraz sabret
senin yalvarmaların ağlamaların duaların arş-a yükseliyor
arınıyorsun yüklerinden kurtuluyorsun

biliyorum rabbim korku ve ümit arasındayım
ama rahmetinden merhametinden ümitliyim
ve ben rahatlıyorum gecenin sonunda

sabahı bekliyorum

yeni bir güne
beklentilerime
özlemle beklediğime
ümidimi kesmeden sabırla

merhaba demek için
 
teşekkür ettim durucum :p

benim iki baharım var
ilkbahar / sonbahar
ben sonbaharımdayım

doya doya yaşa diyorlar
sonbaharını

ahh! şu insanlar
bilmiyorlar

benim tada tada yaşayamadığım
bir ilkbaharım var
 
Her dem bahar yaşamalı insan. Yüreğine sağlık Nuran.
 
çok teşekkür ediyorum, canlarım benim :p iyi ki varsınız ;)
 
sen
her kimsen
görmediğim varlıksın
bilmiyorum nerdesin
ama varsın
hayallerimden çık
gerçeğime gel
yıllar yılı
bir avuç sevgine
dilenciyim
 
vertigo' Alıntı:
sen
her kimsen

görmediğim varlıksın
bilmiyorum nerdesin
ama varsın
hayallerimden çık
gerçeğime gel
yıllar yılı
bir avuç sevgine
dilenciyim


Bu kadar güzel mi anlatılır, bu tam benlik olmuş. Yüreğine sağlık canım ablam..:)
 
teşekkür ettim ensar :)

bak bugünde akşam oluyor
gülşenimde güller soluyor
bu yürek seni seviyor
bir kadın umutla bekliyor


akşam oluyor
güller soluyor
seni seviyor
umutla bekliyor

nerdesin
 
akşam
güller
yürek
kadın*
seni
umutla bekliyor

bu yüreğin gülşeninde güller o kadar kolay solmaz...solan tomurcuğunu düşürür dala ...nerdesin kısmı şiirin içinde bekleyen beklenen olmuş beklenen ise bekleyen...dönence bu ya da ben öyle gördüm girdabına daldım hoş oldu çok hoş oldu...her yanım gül yaprağı...elime değdikçe rengini bana veren...kalemine yüreğine sağlık Nuran
 
canım benim güzel yorumun için teşekkür ettim.. şiirde bekleyen benim :) beklediğimin beni beklediğini bilmek çok hoşuma gitti ;) tekrar teşekkürler öykücüm :)
 
Güzel şiir için tşkler eline yüreğine sağlık.
 
ah!
ıhlamur ağacım benim

tomurcuklanmayanım
çiçeklenmeyenim

kalp ağrım
yürek sızım

ah!
ıhlamur ağacım benim
 
Baharda tomurcuklanacak, çiçek açacak, mis gibi kokacak senin ıhlamur ağaçların canısı. Hiç şüphen olmasın.
Yeter ki sen görebil, koklayabil misss gibi ıhlamurları:)
 
empatizan, canımsın.. inşaallah diyorum :) güzel sözlerinle geldiğin için teşekkür ettim.. sevgiler sana :)

adını sevdiğim züleyha! teşekkür ettim, seninde gözlerine sağlık canımcım :)
 
Şiirlerinizde duygular tomurcuklanıp, ebruli açıyolar...Yüreğinize sağlık...
Ihlamur ağacınız çiçeklensin...Sevgiler
 
teşekkür ettim şairiçe arkadaşım.. amin diyorum.. benden de sana sevgiler :)
 
ah!
ıhlamur ağacım benim

tomurcuklanmayanım
çiçeklenmeyenim

kalp ağrım
yürek sızım

ah!
ıhlamur ağacım benim

Ihlamur Ağacının Sevda Büyüsü

Sevmeyi bilirim ben, hem de pek çoklarından daha derin, daha fazla ve daha uzun severim. Varlığı olan, hissettiğim veya olduğunu sandığım bir sürü şeyi sevebilirim. Yeter ki sevmek için vaktim olsun, fırsatım olsun.
Doğduğum gün öğrendim ben nefes almayı sevmeyi.Düşmeyi de kalkmayı da sevmeyi öğrendim evimizin bahçesinde.

Faresinin adı Süleyman olan pembe duvarlı bir gecekondunun damında kahvaltı niyetine dut yerken öğrendim ben sevmeyi. Uyumak için yatmayı , okula gitmek için uyanmayı sevdim. Uyanınca dut yemek için o ağaca tırmanmayı sevdim. Tırmanırken yanımda olan insanları hep sevdim. Dayalı döşeli evimde olmak yerine o gecekonduya misafir olarak yürek koymayı sevdim. Bir de Süleyman’ın yavrularından korkmamayı sevdim.

Ders notlarını alıp verirken birbirimize yazdığımız o küçük notları sevdim, aslında derse nefret içeren, sevgiden hiç bahsetmeyen o notları … “ Offf!” veya “ Aman, kim koydu bu dersi yaaa!” diye alt alta uzayıp giden şikayet ünlemlerine gülerken öğrendim o dersi bile sevmeyi.

Uzun yolları sevdim, birilerine gidiyorum diye. Çabuk dönüşleri sevdim, özlemi kavurmadığı için. Sevdim işte, hem gitmeleri hem dönmeleri sevdim. Benden gidenleri ve bana dönenleri de sevdim.

Ağlarken sevdim, gülerken sevdim. Koşarken, yürürken sevdim. İçtiğim sigarayı sevdim, yediğim yemeği. Kahvenin kokusunu. Mektubun pulunu. İstanbul’un kalabalığını. Benim olanın aidiyetini sevdim, olmayanın isyanını. Beni ele geçirenin gücünü, geçiremeyenin sonuçsuz çabasını sevdim ben. Aldığım hediyeleri de sevdim, verdiklerim kadar.

Sırtıma kocaman çantayı vurup beni saatlerce yürüten, kendi yükünü umursamadan o arada bile elimi tutan adamı sevdim ben. Kış günü, medeniyetin kilometrelerce ötesinde, bir dağın başında ateş yakan adamı sevdim. Isınmak için ona sokulmayı sevdim. Çadır eşeleyen hayvanlardan korkunca; sabaha kadar uyanık kalıp beni bekleyen, saçlarımı okşayıp “Sabaha az kaldı” diye bana fısıldayan adamı sevdim. Ruhumu ısıtmak için ilk iş kahve suyunu odunların üzerine koyan adamı sevdim.Paramız olmadığında tutkumuz olmasını sevdim. Tutkumuzu sıcak tutan kavga dövüş günleri sevdim.

Tanrı Zeus’ un ziyaret ettiği köydeki insanların, onu tanımayıp yüz vermediği hikayeyi bilir misiniz? Çaldığı tüm kapıların yüzüne kapandığı kentte, sadece yaşlı bir çiftin kapıları sonuna kadar açtığı hikayeyi:

Frigya’da yaşayan bu yaşlı çiftin; Philemon ile Baukis’in hikayesi. Zeus’a kendi gönüllerinden ikram ettikleri yemekler ile aslında sevgilerini sunan çift. Sevmeyi bilen, seven yaşlı çift. Evlerinde ki misafirin kim olduğunu bilmeye gerek duymadan paylaşan yaşlı çift. Kilerlerinde ki basit, sıradan şarapla kendilerince onurlandırdıkları misafirin; Tanrıların Tanrısı olduğunu bilmeyen Philemon ile Baukis. Bu yaşlı çift o bir şişe şarap hiç tükenmeyince anlamışlar kendilerine gelen konuğun aslında efendileri olduğunu. Sabah olunca Zeus onları evin dışına davet etmiş, köye tepeden bakan bir yerde durmuşlar. Köyün halini görünce Philemon’un gözlerinden sessiz yaşlar süzülmüş. Sular altında kalmış, tanıdığı bildiği tüm varlıklar Tanrıları Zeus’un onlara duyduğu öfke yüzünden. Baukis, tutmuş elini karısının, sıkmış güç vermek için avuçlarının içerisine hapsetmiş.Dimdik durmuşlar Zeus’un önünde, cezaları verilsin diye.

Zeus, bu yaşlı çifte;ceza değil de gösterdikleri konukseverlik yüzünden bir dilek hakkı vermiş. “Özgürsünüz, ne isterseniz olacak” demiş. Ne dilemişler biliyor musunuz? Asla ayrılmamayı… Birbirlerinden ve topraklarından. Kaderlerinin bir olmasını istemişler, sevdikleriyle.

Zeus, bu dileği yerine getirmiş tabii. Philemon’u mis gibi kokan çiçekleriyle şifa dağıtan şefkatli Ihlamur ağacına, Baukis’i ise sağlam gövdesiyle dimdik ayakta duran Çınar ağacına çevirmiş. Sonsuza kadar yaşasınlar diye
Yaşadığım andan keyif almayı sevdim. Şarkı söylemeyi, müzikle veya sessizlikte dans etmeyi. Yağmurda yürümeyi. Okumayı – yazmayı sevdim.

Severken büyüdüm. Büyürken bekledim. Gördüğüm tüm ıhlamur ağaçlarının yanında bir de Çınar ağacı aradım.Ihlamur ağacı olduğumu hayal ettim, Çınar’ını arayan.

Tüm sevenlerin, sorgusuz sualsiz sevmeyi bilenlerin bir gün Bergama’da ki gibi tek gövdeden çıkan Ihlamur ve Çınar ağacı gibi olacağını düşündüm. Benim Çınar’ım hemen yanı başımda şimdi; geçmişim - geleceğim ve tek gövdem . Umarım sizlerde sevgisi, huzuru,gücü ve ruhu ile yanınızda olacak birer Çınar’ın gölgesinde bulursunuz tüm istediklerinizi.

ıhlamurla ilgili şiirlerini okurken aklımda hep bu hikaye dolanır durur paylaşmak istedim...demlenmektir ,kokudur,ovandan eteklerime inen Nuran beklenen hep yürektekidir nefes kadar yakın olan yürek ki insanın Kabesidir ben öyle bilirim sevgimle
 
bu harika yazı için teşekkür ettim öykücüm.. çok hoş :)

doğdum sevgiyle
yaşıyorum sevgiyle
öleceğim sevgiyle

sevgi sevgi sevgi.. yaşamıma yaşam katan, beni ben yapan, onurlandıran, gururlandıran tılsımlı sözcük.. ıhlamur ağacımı (henüz çiçeklenmese de) neden bu kadar çok sevdiğim belli oldu :)

teşekkür ettim ensar.. kerameti, sevgi dolu yüreğim olsa gerek :)
 
tam şuramda bi acı var
bir de boşluk

ne anne
ne baba
ne evlat
ne kardeş
ne dost
ne de arkadaş

boşluğu dolduramıyor
acı'mı dindiremiyor yar
 
lapa lapa yağan kar
yeter artık şehrime yağdığın
sevdamı iliklerime kadar
hissettirdin bana

lapa lapa yağan kar
biraz da sevdiğimin şehrine yağ
sevdasını iliklerine kadar
hissettir ona
 
lapa lapa yağan kar
yeter artık şehrime yağdığın
sevdamı iliklerime kadar
hissettirdin bana

lapa lapa yağan kar
biraz da sevdiğimin şehrine yağ
sevdasını iliklerine kadar
hissettir ona

yar yağmış kentine
yarin kentine yağmış sen(bir arkadaşım yüreğe kent der onuda anmış olayım)
kaç kent eder
kaç kent gezer
ilmek ilmek işlenmiş
kar
yar
yağar
kirpik uçlarına
oy oyy oyy kış mevsiminin sonu baharmış Nuran bahar ki kaç gönülde kışını bekler tazelenmek için
 
şiir yazdığımda gelmeni bekliyorum öyküm biliyor musun :)

duygularım uykuda uzun yıllardan beri.. şiirlerimin içinde kendime bile itiraf etmediğim, uyandırmak istemediğim duygular saklı.. uyuyan ve saklı duygularımı sen uyandırıyorsun.. bana hatırlatıyorsun ve yüreğimi pırpır ettiriyorsun, beni heyecanlandırıyorsun :)

kar yağdığı günden beri içimde tarifsiz bir huzur, mutluluk, sevinç ve coşku var.. nasıl anlatsam bilmem ki! anlatırım bir gün belki :)
 
uyandım baktım ki bu sabah
bahar gelmiş yüreğime
kelebeklere çiçeklere dönmüşüm
çocuklar gibi şen içim
kelebeklere çiçeklere dönmüşüm
bütün güzellikler benimle
kelebeklere çiçeklere dönmüşüm
kelebeklere
çiçeklere
 
canımsın durucum yaaa.. koşa koşa, coşa coşa gelirim hemde :)
 
Üst Alt