Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli insanlar gerçekten duygusal bir boşluk içindeler mi?

HEART

Yasaklı Üye
Üyelik
19 Tem 2017
Konular
1
Mesajlar
1,343
Reaksiyonlar
0
Engelli insanların gerçekten bir duygusal boşluk içindeler mi?

Engelli insanlar duygusal olarak sevgiyi, ilgiyi alakayı, aşkı diğer insanlardan daha mı çok fazla isterler?

Engelli bireylerin topluma adaptasyon süreci diğer bireylere göre biraz daha karmaşık ve çetrefillidir. Çünkü bazı engelli olan kişilerin toplumdan kendini soyutlaması, sadece ailesiyle sınırlı kalan ilişkileri toplumdan uzaklaşmasına neden oluyor.
Durum böyle olunca;

İnsanlar ailelerinden gördüğü sevgiyi alakayı diğer insanlardan beklemek durumunda kalıyor. İşte sorunda burada başlıyor. Ailelerin engelli bireye gösterdiği ilgi ve alakayı dışarıda bulamayan, hatta toplumda normal bireylere gösterilen ilginin çok daha azının gösterilmesi ve hatta dahası engellilerin bulaşıcı hastalıklı olarak görerek uzaklaşmaya çalışan insanların olması çok vahim.

Bunun yanında çok üzülerek görüyoruz ki bazı anne ve babalar çocuklarını engelli bireylerden uzak tutma çabası toplumumuzda mevcut.

Engelli insanların aşk konusunda veya evlilik için yaptığı bir görüşmede hep bir engelli kaygısını kafasında taşıması da bir duygusal açlığın oluşmasında etken olarak görülebilir.

Genel olarak değerlendirdiğimizde;
Engelli bireylerin duygusal olarak bir handikap içersinde olduğunu gözlemleyebiliriz.

Bu konuda sosyolojik ve psikolojik olarak geniş katılımlı bir çalışma yapılması gerekirken, bireysel olarak, toplumunda her bireyine vazifeler düşmektedir.

Aslında bu konuda uzun uzun yazacaktım fakat kısa ve öz yazmak daha anlaşılır olacağı kanaatindeyim.
 
Kişiye, kişinin yaşantısına, maruz kaldığı duruma, yaşama çevresine, arkadaşlık ortamına, aile yapısına, anlayış tecrübesine, çevresindekilerin de anlayış ve davranış durumuna, psikolojik durumuna gibi vb. durumlara göre değişir.
 
Evet biz engelliler sevgiyi , ilgiyi ve aşkı daha çok isteriz.. Çünkü duygusal bir yapımız var.

Ben şahsen engelim yüzünden evlenmeyi düşünmüyorum.. Evlendiğim insanı duyamamaktan, anlayamamaktan korkuyorum.. Hadi diyelim evlendin çocuk dünyaya geldi. Ya çocukta da o engel olursa ? O çocuğun ne günahı var ? Bunu yaşatmaya hakkımız var mı ?

Dediğim gibi karmaşık konular bunlar..
 
@Zamanın Ötesinde

Kardeşim kendini güzel özetlemişsin kafandaki kaygıları öz ve net bir ifadeyle gayet anlaşılır şekilde ifade etmişsiniz.

Ben bu konuda şunu söylemek istiyorum;

elbette kaygılar var sorunlar olacak hatta riskler olacak. Bu riskler her insan için mevcuttur. Sadece engelli olan insanın engel durumundan dolayı risk oranı biraz daha fazla.

Fakat bu böyle diye hayata küsmek kafamızı kuma gömmek asla katılmadığım gibi hiç bir zamanda düşünmediğim durumdur.

biraz daha cesur ve azimli olarak düşünürsek, üzerimizdeki karamsarlığı atarsak beyaz bulutlara yer açılır.
Hassasiyetnizi anlasamda bu konuda benim fikrim bu şekilde kardeşim.
 
HEART ; Gözleminizin kısmen doğru diyebilirim;Günümüzde insanların genel olarak bahsettiğiniz şekilde duygusal bir boşlukiçinde olduğunu gözlemliyoruz, ondan bunun engellerinden kaynaklandığını düşünmüyorum, bende sonradan engelli olmuş (habnm tedavim devam ediyo bu bi süreç bnm için) belkide bu yüzden engelli olmak ya da olmamak bunun ayrımını daha iyi yapabiliyorum.

Sonuç olarak gözle görünülen bu durumu; engelli olmakla alakalı değilde her insanın yaşadığı bir durum olarak tanımlıyorum.
 
@SGB

Zaten ben sadece engelli insanlar duygusal boşluk içinde demiyorum ki Böyle bir tespit yok ki;
Zaten böyle düşünürsek bu çok yanlış olur.

BEn engelli insanların biraz daha duygusal anlamda kırılgan ve alıngan yapıya sahip olduğunu gözlemliyorum. Ha şu da var bazı engelli kardeşlerimiz engelleri aşmış, engelli olayan bir çok insandan daha pozitif düşüneliyor ve duygsal olarak daha sağlamdır.

Zaten burada istisnalara girersek konu çıkmaza girer.
 
@Zamanın Ötesinde

Kardeşim bir yerden başlamak gerkiyor. Hayat devam ediyor ve geçmiş geri gelmeyecek

bunu düşündüğümüzde geçen her zamanın kayıp olduğunu anlayabiliriz
 
Engelli engelsiz hiç fark etmez her insan ilgiyi sevgiyi çok ister. Sevgi ilgi sevmeyen insan yoktur
 
Hayatımı beklentiler içerisinde yaşamadığım için duygusal olarak sıkıntı çekmiyorum.

Mutluluk Formülü: Ne kadar az beklenti o kadar çok mutluluk ve huzurdur
 
Şefika
Hemfikiriz :)
Bu sadece benim tespitim. Bu konuda ben engelliler için bir özlemlemede bulundum. Herkes aynı gözlemlemede bulanmayabilir. Farklı fikirde olabilir. Bu olmalı zaten

İdeal
Alslında hayatta beklentimiz hiçte az değil. En indirgenmişi yarın doğacak güneşi beklemektir. Bu bile büyük bir beklentidir.
 
HEART tabiki ama siz engelliler diye ayırınca sanki biz çok farklı insanlarmışız gibi algılanıyor :)
 
Şefika


ben sadece bu sitedeki gözlemlerim üzerinden varsayımda bulundum.
sonuçta burası bir engelli sitesi olduğu için engelli ayrımı yaptım.
Ayrımcılıkla mücadelenin yegane savuncuyum bu arada :)
 
Son düzenleme:
Başkalarından her ne olursa olsun bir şey beklentim yok. 4 küsür yıldır yalnız yaşıyorum zaten. Seveni sever, konuşanla konuşurum. Teklifime yanıt vereni sayar severim. Kötüye de iyi oluruz, kimseyi kırmadan yaşarız. Bizi kıranı da affederiz; ama artık mesafe olur. HEART net gözlem için dürbün şart. Gece görüşlü olanı daha iyi olur :) Bu arada hayattan hiçbir beklentim yok. Hayatın bizden beklentisi var.
 
Zamanın Ötesinde

Çocuğun ne günahı var
1- Bizim bi günahımız mı vardı_?
2- Dünya bir imtihan dünyası olduğuna inandığını varsayıyorum. Bundan Ala imtihan var mı?
 
dilmacvolkan. Dünya bir imtihan dünyası evet.. Fakat sen engelli olduğun halde bilerek yapıyorsun çocuğu.. Burada tercih senin.. Ve cocuk engelli oluyor vicdanın sızlamayacak mı ?
 
Zamanın Ötesinde

benim oğlumun engelli olma olasılığı, benim babamın oğlunun engelli olma olasılığı ile aynı. O -zaman ya engelli olursa diye kimse çocuk yapmasın._?

ayrıca engeli olmak çok çok kötü birşey mi?
 
Zamanın Ötesinde

eğer evlendiginizde engelinizden dolayı çocuk engelli doğma ihtimali olasılığı varsa düşüncenize katılıyorum fakat normal böyle bir tıpbi açıdan bir durum yoksa siz engelli dogar diye bir olgu icindeyseniz bu bence yanlış kimsenin yarin doğacak çocuğunun engelli dogmuyacak diye bir garantisi yok bu herkes için geçerli

fakat insan akraba evligi yapar bilerek çocuğun engelli doğma ihtimali vardır bilerek çocuk yaparsa bu da farklı bir durumdur
 
Şuç bizde, engelli eve kapanıp aile ve yakın akrabalar dışında kimseyi görmezse dışardaki her bakışı her sözü üstümüze alınırız.
 
@dilmacvolkan kardeşim. Sen de haklısın; ama @Zamanın Ötesinde 'de haklı.

Elbette çocuğun engelli olacağına kesin gözle bakamayız; ama ya olursa o çocuğa bunu yaşatma hakkımız var mı?

Buradan biri var. Kulaklarda sıkıntısı var. 3 kardeş ve üçünde de kulakta sıkıntıları var ve üçü de cihaz kullanıyor. Anne ve baba da kulaktan aynı duyamama, anlayamama sıkıntılı. Şimdi bu kişi diyor ki "Hasta olduklarını bile bile neden çocuk yapmışlar, hadi ilk çocukta baktılar aynı şekil hasta olmuş, sonradan neden çocuk yapmışlar?" diyor ve bu kişi son çocuk olmalı. Sence haklılık payı yok mu?

Büyüdüğüm sokakta karı koca eczacı vardı. Bir çocuk yaptılar. Adı Ahmet. Annesi ve babası sağlıklı ve akıllı. Ahmet çok güçlü, iyi, edepli, terbiyeli, temiz, düzgün, akıllı, kafası yatmayan ile konuşmayan ve görmezden gelen biri. Gel gör ki az psikolojik takıntılı, sıkıntılı, kafaya takıyor. Evde nasıl bilmiyorum. İnsanların içine pek, hatta hiç çıkmayan, başkalarına gözükmeyi sevmeyen (akraba olayını bilmiyorum), her dediğinde haklı bir yapısı var. Ama çok temiz birisi. Yıllardır görmüyorum, göremiyorum onu. Anne ve baba sonraki çocuklarda böyle olabilir diye bir daha çocuk yapmadılar.

Sonuçta kişisel bir tercih. Her engellinin çocuğu engelli olacak diye bir şey de yok.
 
Aile ve yakın çevrenin ilgisi sevgisi ile AŞK'ın sevgisi bambaşka bence . Ben her ikisininde hayata baglı kalmanın olmazsa olmazlarından olarak görüyorum ...

Karakterimi ruhumu bedenimi seven bir karşı cinsin olmadıgı hayatın , renkleri az gökkuşağı oldugunu düşünüyorum .
 
Herkesin engeline göre üzerinde bir duygusallık, hırçınlık var.

@HEART çok sevgili dostum bu konu genel olarak değilde engellere göre duygusallığı ayırmak gerekiyor. Mesela ben işitme engelliyim cihazlar olmadan duyamıyorum anlamıyorum. Şimdi benim üzerimde ki duygusallıkla başka herhangi bir engellinin üzerinde ki duygusallık farklıdır. Ama herkesin içinde bir yaradır engelli olmak.

Buna da çok şükürler olsun tabi ki de; hiçbir zaman için engellinin olmanın ağırlığını ve duygusallığını üzerimizden atamayız. Yani kibarca söylemek gerekirse herkesin üzerinde muhakkak ki bir duygusallık var. Ama az ama çok !
 
@geffrydawn

Hayatta renklere ahenkle hayat verecek adımları atmak, duygu dolu gözlerin umut dolu bakışlarını sevginin gücüyle işlemek kimi zaman elimizdedir. Bunu yapmak gerekiyor.

@Ayrton Senna

İşte bende tam bu konudan bahsediyorum.
Hepimizin üzerinde bir duygusallık var. Fakat engelle göre bir ayrımm yaparsak bu çok daha karmaşık olur.
Bunun yerine her engelli kendisini ifade ederse daha isaberli olur kanaatindeyim.
 
HEART Güzel kardeşim engeller farklı,ağırlık farklı oluyor. Sen bir işitme engelliyi anlayamazsın. Bir görme engellide seni anlayamaz misal. Duyamayan duyana,göremeyen görene,yürüyemeyen yürüyene gıpta eder iç acısı duyar. Dolayısıyla da ağırlık farklı olur. Anlatma istediğim bu sevgili kardeşim.
 
Üst Alt