Zorunlu olarak tükettiğimiz her şey en az 4 KAT arttı.
Mesela... Akaryakıt, un, gübre, ilaç, meyve, sebze, süt ve süt ürünleri, Yağ, doğalgaz, Tüpgaz, şeker, , ev kirası, araç fiyatları, kira fiyatları... gibi.
Yani vatandaşın tükettiği her şeye 4 kat zam geldiği için enflasyonun gerçek rakamı %400'dür.
Kimse bana "Efendim biz sepet yapıyoruz da, falan filan meşkan, üretim sepetini de ekleyip, toplayıp çıkarıyoruz da enflasyonu öyle buluyoruz palavraları, masalları anlatmasın sakın. İktidarların bu enflasyon hesaplama yöntemleri sadece biz halkları kandırma safsatasıdır.
Ben tükettiğim her şeyin kaç kat arttığına bakarım arkadaş. Gerisi palavradır.
Çok değil, yılbaşı gecesinden bu yana her şey 4 kat arttığına göre bizlerin en düşük maaşları da 4 kat artmalıdır.
2500 lira olan maaşlarımı şimdi 10.000 lira yapılsa dahi ancak yılbaşı öncesi alım gücümüze ulaşabiliriz ki, zaten o dönemde bile çok az maaşımız vardı.
Bundan kaç yıl önceydi bilmiyorum ama en az 6-7 yıl önceydi, medyada şöyle bir haber vardı:
"Devlet sınırda mayın Eşeği olarak görev yapan Eşekleri yaşlılıkları nedeni ile emekli etti 2.500 lira bakım ihtiyaçları için maaş bağladı"
Biz vatandaşlar ise sağlam iken yıllarca Bağkur primi ödedik, askerlik yaptık, yasadışı hiç bir suç işlemedik ve dört dörtlük vatandaşlık yaptık ama iktidarın ve devletin gözünde Eşek kadar değerimiz yokmuş demek ki.
GERÇEK OLAN BUDUR.
Gerisi palavradır.
:
Not: (Bazı arkadaşlarımız "ŞÜKREDİN" diyorlar. Ne münasebet yahu...!!? Şükür etmek manevi dünya ile alakalıdır. Oysa biz maddi dünyadan bahsediyoruz. Şükür etmeye gerek yok. Çünkü bu maaşlar bizim anamızın ak sütü gibi helaldir. Biz yıllarca prim ödeyip, askerlik yapıp görevimizi fazlası ile yaptık ve engelli maaşlarımızı hak ettik. Hak edilmiş bir şeye şükredilmez. Zaten devletin bize vermesi şart olan alacaklarımızdır o maaşlarımız. Maneviyat ile maddiyatı ayrı tutun).