Merhabalar
Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.
Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.
Askerliğimin bitmesine 1 ay kala çürüğe ayrıldım. Askeriyeden maaş bağlanır mı?
- Konbuyu başlatan taxin01
- Başlangıç tarihi
Şizofreni olmaz. Yapısal hastalıktır. Yani doğuştan mavi gözlü olmak gibi bir durumdur. Askerlik nedeniyle şizofreni çıkmaz. Şizofreni zaten vardır. Zaten genellikle ergenlikten sonra belirti verir. O da askerlik yaşlarına denk gelir.
Er Ve Erbaşların Vazife Malullüğü
Tabi Olunan Mevzuat: 5434 56. MD., 5434 64. MD., 2330, 3713 S.K.)
Vazife Malullüğü Kapsamında Kimlere Aylık Bağlanmaktadır?
Askerlik görevini yaparken görevinin nedeni ve etkisi ile sakatlanan er ve erbaşlara ya da ölen er ve erbaşların hak sahiplerine ve 5434 sayılı Kanunun 56. maddesinde sayılan öğrencilere aylık bağlanmaktadır.
Sakatlanma olayının türüne göre vazife malullüğü çeşitli alt dallara ayrılabilir. Örneğin, Terör olayları neticesi ortaya çıkan malullük 3713 sayılı Kanun, İç güvenlik ve asayişin sağlanması sırasında ortaya çıkan malullük 2330 sayılı kanun kapsamında, yurtdışında görev yapmakta olan birliklerimizde, harpte, uçuş, dalgıçlık, denizaltıcılık faaliyetleri icra edilirken ortaya çıkan malullükte 5434 sayılı Kanunun 64. maddesi kapsamında harp malullüğü olarak değerlendirilmektedir.
Vazife Malullüğü Kapsamında Aylık Bağlanmasının Koşulları Nelerdir?
Maluliyetin ilgili yasalar kapsamında görev icra ederken ortaya çıkması ve sağlık kurulunca malul olduğuna karar verilmesi ve vazife malullüğünün tevsiki üzerine işlem yapılmaktadır.
Hangi Belgeler İstenmektedir?
- Kütük kayıt defteri fotokopisi,
- Olay yeri tespit tutanağı,
- Ayrıntılı kaza,
- İdari tahkikat raporları,
- Olay esnasında görevli olduğunu gösterir belgeler
- Olay günü kıta amirince onaylanması gereken olay zabıt varakası,
- Olay yeri krokisi,
- İlk müdahale ve hava değişimi raporları,
- Terhis belgesi,
- Olay ölümle neticelenmiş ise ölüm ya da otopsi raporu,
- Sakatlanma halinde ise kesin işlemli rapor aslı.
Yukarıdaki belgeler genel mahiyette olup ölüm ya da sakatlanma olayının türüne göre vazife malullüğünün tevsiki için farklı belgeler de istenmektedir. Örneğin; sıcak çarpması sonucu vefat eden bir kişi için meteorolojiden konuya ilişkin belge istenilmesi gibi.
Tabi Olunan Mevzuat: 5434 56. MD., 5434 64. MD., 2330, 3713 S.K.)
Vazife Malullüğü Kapsamında Kimlere Aylık Bağlanmaktadır?
Askerlik görevini yaparken görevinin nedeni ve etkisi ile sakatlanan er ve erbaşlara ya da ölen er ve erbaşların hak sahiplerine ve 5434 sayılı Kanunun 56. maddesinde sayılan öğrencilere aylık bağlanmaktadır.
Sakatlanma olayının türüne göre vazife malullüğü çeşitli alt dallara ayrılabilir. Örneğin, Terör olayları neticesi ortaya çıkan malullük 3713 sayılı Kanun, İç güvenlik ve asayişin sağlanması sırasında ortaya çıkan malullük 2330 sayılı kanun kapsamında, yurtdışında görev yapmakta olan birliklerimizde, harpte, uçuş, dalgıçlık, denizaltıcılık faaliyetleri icra edilirken ortaya çıkan malullükte 5434 sayılı Kanunun 64. maddesi kapsamında harp malullüğü olarak değerlendirilmektedir.
Vazife Malullüğü Kapsamında Aylık Bağlanmasının Koşulları Nelerdir?
Maluliyetin ilgili yasalar kapsamında görev icra ederken ortaya çıkması ve sağlık kurulunca malul olduğuna karar verilmesi ve vazife malullüğünün tevsiki üzerine işlem yapılmaktadır.
Hangi Belgeler İstenmektedir?
- Kütük kayıt defteri fotokopisi,
- Olay yeri tespit tutanağı,
- Ayrıntılı kaza,
- İdari tahkikat raporları,
- Olay esnasında görevli olduğunu gösterir belgeler
- Olay günü kıta amirince onaylanması gereken olay zabıt varakası,
- Olay yeri krokisi,
- İlk müdahale ve hava değişimi raporları,
- Terhis belgesi,
- Olay ölümle neticelenmiş ise ölüm ya da otopsi raporu,
- Sakatlanma halinde ise kesin işlemli rapor aslı.
Yukarıdaki belgeler genel mahiyette olup ölüm ya da sakatlanma olayının türüne göre vazife malullüğünün tevsiki için farklı belgeler de istenmektedir. Örneğin; sıcak çarpması sonucu vefat eden bir kişi için meteorolojiden konuya ilişkin belge istenilmesi gibi.
Arkadaşım sen sordun, ben de söyledim. Beğenmiyorsan başkasına sor o zaman. Adam askere gitse de şizofreni olur, gitmese de olur.
Askerdeyken, askerlikten dolayı bir hastalığınız olursa, yani mesela mayına basıp ayağını kaybedersen vazife malülü olursun. Adı üstünde, vazife ile ilgili olmalı. Kendiliğinden olmamalı.
Benim bildiğim, tıp dünyasında askerlik nedeniyle şizofreni olan kimse yok. Var diyorsan sen bilirsin.
Örneklersek , vatandaşın askerliği sırasında 1 böbreği çürüdüğü ortaya çıkmasında askeri kurumun suçu bulunmamakta ve rahatsızlığın ortaya çıkması ve gelişmesi , tespiti olağan hal sayılıp askerliğe elverişli değildir diye erken terhise karar verilir .
Bu böbrek rahatsızlığı olan kişi askeriyenin havasından suyundan yemeğinden diye tez öne sürerek gazilik istemesi gibi birşey oluyor . Şizofreni rahatsızlığı da depresyon ve anksiyete gibi tür olmayıp gelişmesi ve tespiti farklı olan rahatsızlıktır . Askeriye de veya fabrikalarda , iş ortamında baskı altına girdim , çok ezildim de şizofreni oldum gibi tez öne sürülemez .
Bu rahatsızlığın gelişimi ve evreleri hakkında daha fazla araştırma yapmanı tavsiye ederim
Şizofreni olup askerde yakalanmıştım savından gidilirse şizofreni rahatsızlığı bulunan erkeklerin çoğu şuan gazi maaşına bağlanmıştı
Bu böbrek rahatsızlığı olan kişi askeriyenin havasından suyundan yemeğinden diye tez öne sürerek gazilik istemesi gibi birşey oluyor . Şizofreni rahatsızlığı da depresyon ve anksiyete gibi tür olmayıp gelişmesi ve tespiti farklı olan rahatsızlıktır . Askeriye de veya fabrikalarda , iş ortamında baskı altına girdim , çok ezildim de şizofreni oldum gibi tez öne sürülemez .
Bu rahatsızlığın gelişimi ve evreleri hakkında daha fazla araştırma yapmanı tavsiye ederim
Şizofreni olup askerde yakalanmıştım savından gidilirse şizofreni rahatsızlığı bulunan erkeklerin çoğu şuan gazi maaşına bağlanmıştı
"Kafayı yemek" veya "kafayı sıyırmak" diye bir hastalık yok.
Hastalıkların isimleri, özellikler, nedenleri gayet güzel sınıflandırılmıştır.
Askerde adam esir düşer işkence görür "Post travmatik stres bozukluğu" olur. Veya çatışmaya gire, yanındaki arkadaşları ölür, Panik Atak hastası olur. Bu tür şeyler malüllüğe gerekçe sayılabilir. Ama kimse "balataları sıyırdı" diye malül olmaz.
Tekrar söylüyorum. Şizofreni edinilmiş bir hastalık değildir. Yani bir adamı alıp günlerce işkence yapsan, çeşitli işlemler soksan, eziyet etsen psikolojik sorunları olur ama şizofreni OLMAZ! Şizofreni varsa zaten vardır. Sadece o dönemde su yüzüne çıkmıştır.
Ayrıca kardeşim, üslubuna da dikkat et biraz. Ben kahvede konuştuğun arkadaşın değilim. Tıp doktoruyum. Buraya bir şey yazıyorsam bunun eğitimini aldığım, yıllarca okuduğum için yazıyorum. Yazdıklarım senin kafana uymayabilir, hoşuna gitmeyebilir, canını sıkabilir. Ama tutup bana "sen bilmiyorsun" diyecek eğitimin nedir merak ediyorum. Elbette benden çok daha iyi bilen insanlar vardır. Ama senin eğtimin ne ki bunu söylüyorsun?
Önceden oldugunu ilk kez duyuyorum yani diyorsunuz o kadar kötü muameleye maruz kalinsa şizofreni olunmaz çok ilginç
O kadar psikoloji kitabi okudum ilk kez duyuyorum şizofreni önceden var oldugunu çok ilginç doguştan mavi gözlü olmak gibi diyorsunuz
O kadar psikoloji kitabi okudum ilk kez duyuyorum şizofreni önceden var oldugunu çok ilginç doguştan mavi gözlü olmak gibi diyorsunuz
Arkadaşım şizofreni beyindeki bazı yapıların ve kimyasalların mekanizmalarındaki bozuklukla ilgili bir hastalıktır. Çok çeşitli çalışmalar şizofreninin ailesel özellikler taşıdığını, yani aynı soylarda çok fazla görüldüğünü ortaya koymuştur. Yani şizofreniye genetik bir yatkınlık söz konusudur.
Ayrıca tipik olarak şizofreni ergenlik sonrası gençlerde ortaya çıkar. Askere gitse de çıkar, gitmese de çıkar. Her zaman olmasa da şizofreni olan kişilerin genellikle üst soylarında veya akrabalarında da şizofreni hikayesi vardır. Yapılan beyin görüntüleme çalışmaları şizofrenlerin beyin yapılarında farklılıklar olduğunu göstermektedir.
Çevresel faktörler sizofreninin ortaya çıkmasını veya belirti vermesini kolaylaştırabilir. Ama herhangi bir adamı zorla şizofren yapamazsın. Sadece bazı kimyasalların, uyuşturucuların kullanımı kişide sonradan edinilmiş şizofreni benzeri sendromlara yol açabilir.
İşte yukarıdaki gerekçelerle Askeri Mahkemeler ve bilirkişiler şizofreni hastalarının vazife maluliyetini kabul etmezler. Çünkü askere gitmese bile bu hastalığın yine de ortaya çıkacağını düşünürler. Ama erken, ama geç.
Çeşitli psikolojik rahatsızlıklardan vazife malülü olanlar vardır mutlaka ama ben şizofreniden malül edilen kimse duymadım daha. Sen duyarsan haber ver, ben de öğrenmiş olurum.
sleeping beauty
nasıl yani anlamadım katılıyormusunuz
nasıl yani anlamadım katılıyormusunuz
Evet, önceden genetik yatkınlığı vardır. bazı olaylar veya beyin aktivitelerin işlevsel bozukluğu bu rahatsızlığı gün yüzüne çıkarabilir. 16'sında da başlaya bilir, 20'sinde de 45 'de de.
Aslında, herkes şizofren olabilir. küçük çocuklarda da görülebilir. Önceden vardır, fakat ilerleyen süreçler de bireyin hayatını etkileyecek şekilde önüne çıkabilir. Kötü olaya maruz kalan birinin, hemen şizofren olması beklenemez! psikolojide şizofren dışında, şizofrene benzerlik gösteren farklı hastalıklarda vardır. yani şizofren olan ya da olmayan birine de hemen şizofren denmez.
Konuyu biraz araştırdım anne veya babadan birinin şizofreni olması durumunda %3-%8 arasında risk varmış çocukta. Her ikiside şizofreni olursa %40-45 oluyomuş. Yani genetik etkiden söz edebiliriz evet. Normal bir aileden daha fazla risk taşıdığı aşikar. Ama bunun içinde yetiştirilmenin etkisi vardır çünkü çevresel etkende çok fazla.
Ama 2 şizofreni hastasıda birbirini bulup evlendiği çok nadirdir %40ı pek düşünmessek. Tek kişinin şizofreni olduğu durumlarda %3-%8 risk varmış çocukta. Bence fazlada genetik olmadığı gösterir. % 90nın üstünde sağlıklı olabilceğini gösteriyo bu olasılık. Bide bunun içinde yetiştirilme olayı var oda çok tehlikeli beyin yapısından ayrı... Onun payı nekadar bilmiyorum açıkçası...
Şizofreni olan insanların çoğunun ailesi sağlıklı hiçbir sorunu olmayan kişiler olarakta ekleyebiliriz... Herkes haklı kendine göre nasıl yorumladığımıza bağlı. şizofreni anne ve babanın oranı çok yüksekmiş %40 üstü bende bunu bilmiyordum.
Bu arada atladığım birşey var acayip karışık bir konu. Ailede olmayıpta kendi beyninde doğuştan sıkıntısı olup şizofreni olanlar olabilir. onların oranı ne kadar bilmiyorum. Ama şizofrenide maddenin olayların travmaların da etkisi var. Bu tip şizolarda bence bayağı fazladır.
Ama 2 şizofreni hastasıda birbirini bulup evlendiği çok nadirdir %40ı pek düşünmessek. Tek kişinin şizofreni olduğu durumlarda %3-%8 risk varmış çocukta. Bence fazlada genetik olmadığı gösterir. % 90nın üstünde sağlıklı olabilceğini gösteriyo bu olasılık. Bide bunun içinde yetiştirilme olayı var oda çok tehlikeli beyin yapısından ayrı... Onun payı nekadar bilmiyorum açıkçası...
Şizofreni olan insanların çoğunun ailesi sağlıklı hiçbir sorunu olmayan kişiler olarakta ekleyebiliriz... Herkes haklı kendine göre nasıl yorumladığımıza bağlı. şizofreni anne ve babanın oranı çok yüksekmiş %40 üstü bende bunu bilmiyordum.
Bu arada atladığım birşey var acayip karışık bir konu. Ailede olmayıpta kendi beyninde doğuştan sıkıntısı olup şizofreni olanlar olabilir. onların oranı ne kadar bilmiyorum. Ama şizofrenide maddenin olayların travmaların da etkisi var. Bu tip şizolarda bence bayağı fazladır.
Zaten buna genetik değil, ailesel denir. Genetik denilebilmesi için ailede kalıtsal bir geçiş olduğu gösterilebilmelidir. Yani babadan erkek çocuğa geçer gibi. Ailesel dediğimizde ise bazı genlerin bu işin içinde olduğunu ama bunların hangisinin hangi oranda çocuğa geçtiğinde hastalık yaptığını bilmediğimizi gösterir.
Klasik şizofreni için beyinde organik bir bozukluk olduğu görüşü artık neredeyse tartışılmayan bir konu. Yani yapısal bir değişiklik var.
Sonradan özellikle çeşitli kimyasallara veya başka nedenlere bağlı oluşan şizofreni benzeri hastalıklarla şizofreniyi karıştırmamak gerekir.
Gerçi son yıllarda bunların sınıflandırması çok değişti. Artık bu şekilde kullanılmıyor.
MeTePe hocam ailesel ile genetik olarak ayırınca çok değişiyo işler. Genetik diyince benim aklıma direk aile geliyodu.
Peki bunların bi istatistiği varmı acaba? beyinsel sıkıntıdan psikoza girerlerin oranı , yaşayıştaki olaylardan girenlerden fazla mıdır ?
Veya mesela ben olaylardan psikoza girmiş isem acaba benim beynimde de kısmen bir genetik hata olma ihtimali varmıdır ? bunlar birbirini tetikler mi ? daha kuvvetli psikoza sokabilir mantıken...
Çünkü bende kendimden bazen şüpheleniyorum gerçekten bir unutkanlık mı desem , dış dünyayı görememek mi desem bişeyler var olabilir bende önceden de ... Bunu anlama şansım varmıdır acaba hastanede ?
Peki bunların bi istatistiği varmı acaba? beyinsel sıkıntıdan psikoza girerlerin oranı , yaşayıştaki olaylardan girenlerden fazla mıdır ?
Veya mesela ben olaylardan psikoza girmiş isem acaba benim beynimde de kısmen bir genetik hata olma ihtimali varmıdır ? bunlar birbirini tetikler mi ? daha kuvvetli psikoza sokabilir mantıken...
Çünkü bende kendimden bazen şüpheleniyorum gerçekten bir unutkanlık mı desem , dış dünyayı görememek mi desem bişeyler var olabilir bende önceden de ... Bunu anlama şansım varmıdır acaba hastanede ?
Maalesef teknoloji henüz o kadar vatandaşa kadar inmedi.
Bu tür tespitler ancak gelişmiş merkezlerde araştırma çalışmaları şeklinde yapılabiliyor. Mesela gerçek zamanlı beyin görüntülemeleri vs. yapılarak. Sıradan bir beyin filmi çekerek fonksiyonlardaki değişiklikleri veya nörokimyasal işlevleri tespit edebilmek mümkün değil. Buna yakın bazı tetkikler yapılabiliyorsa da oldukça sınırlı veri veriyor.
Şimdi pek çok psikiyatrik durumun beynin yapısından kaynaklandığını biliyoruz. Ama beyin dinamik bir organ. Yani ağırlık kaldığınızda kol kaslarınız nasıl değişiyorsa, beyin de çeşitli işlevleri yaparken bazı bölgeleri değişiyor, gelişiyor.
Bunu örneklemek gerekirse... mesela genetik olarak ufak tefek bir aileden geldiğiniz için kol kaslarınız çok ince diyelim. Siz spor yapa yapa bu kasları güçlendirebilirsiniz.
Psikiyatrik rahatsızlıklar "genellikle" tek bir gene değil, çok sayıda gene, hamilelik dönemine, annenin geçirdiği hastalıklara, kullandığı ilaçlara ve az da olsa sonradan maruz kalınan psikolojik travmalara bağlıdır. YAni ortada hem beynin yapısal olarak farklılığı, hem de beynin nasıl kullanıldığı sonucu belirler. Ancak bazı hastalıklarda beynin işlevinden çok yapısal bozukluğu daha öne çıkar. Çocuklukta görülen otizm gibi rahatsızlıklar hiç bir dış etken olmadan ortaya çıkar ama çok erken müdahale ile çok ciddi şekilde düzelir. Şizofreninin de dışsal etkenlerle değil, beynin yapısal değişikliklerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Belki ileride bir zaman insanları tomografi benzeri bir cihaza sokarak ne tür bir rahatsızlığı olduğunu öğrenebilecek, hatta bunu kesin olarak tedavi edebileceğiz. Ancak şu an bu imkanlar çok sınırlı.
Organik olmayan psikoz raporlu birisi şizofreni olur mu acaba ? Yani düzelebilirde daha beterde olabilir bunu biliyorum. Ben organik olmayan psikoz raporunu şizofreni sanıyorum. Yani organik olmayan psikoz ismi biraz daha yumuşatılmış bir isim. Şizofreninin birçok özellğini taşır bu raporlu olanlar dimi ?
yoksa bende mi şizofren değildim iyice karıştı herşey. Ama olsun öğrendik enazından... Ben beyinsel yapıdan kaynaklanabildğini bile bilmiyodum açıkçası...
yoksa bende mi şizofren değildim iyice karıştı herşey. Ama olsun öğrendik enazından... Ben beyinsel yapıdan kaynaklanabildğini bile bilmiyodum açıkçası...
Bu arada kbkmayın normalde araştırıp yazarım cvp olarak ama bu sefer karıştırıp yazmışım.
Evet organik olmayan psikoz raporlu biriside şizofreni olabilir, hatta öylede denebilir.
Organik psikoz da şizofreni olur. Bunların durumunu merak ediyorum biraz. Yani buna kısaca özel deneylerle beyinde gözükebilen organik psikoz denebilir. Acaba bizden nasıl farklıları var ...
Evet organik olmayan psikoz raporlu biriside şizofreni olabilir, hatta öylede denebilir.
Organik psikoz da şizofreni olur. Bunların durumunu merak ediyorum biraz. Yani buna kısaca özel deneylerle beyinde gözükebilen organik psikoz denebilir. Acaba bizden nasıl farklıları var ...
Bakın şimdi şizofreni, Bipolar manik depresif vs. bunlar biraz eskiden kullandığımız terminoloji. Eskiden bunlara Kronik psikoz, aksiyete, fobi, panik atak vs. gibi durumlara nevrozlar denilirdi. Şimdi DSM denilen bir sınıflandırma kullanılıyor. Organik olmayan psikoz demek, dışarıdan herhangi bir nedene bağlı olmaksızın (yani ilaç, uyuşturucu, kimyasallar, kafa travması vs.) kendiliğinden olan ve psikoz belirtileri gösteren kişi demek.
Psikoz dedik mi genellikle şizofreni veya Majör Depresyon veya bipolar manik depresif anlaşılır. Ancak bunlar o kadar kafanızı karıştırmasın. Bu isimlendirmeler tamamen bulgulara göre sınıflandırmadan ibarettir. Genel olarak DSM-5 dediğimiz uluslararası bir tanı kitabı esas alınır. Ancak bu sınıflandırma da bir kaç yılda bir değişir.
Bilmeniz gereken şey her hastanın ÖZEL olduğu, kendine has bulgular ve gelişim gösterdiğidir. Tıpta her zaman kabul edilen prensip: "Hastalık yoktur, hasta vardır." YAni 2 kişi birbirine benzemez, aynı hastalığı aynı şekilde geçirmez. Herkesin durumu farklıdır.
Anladım organik olmayan psikoz aslında , psikoz belirtisi beklenmeyen birinin psikoza girmesi demek gibi bişey sanırım. yani bedensel veya maddesel mi olduğunu anlatmıyo tanım olarak.
Ben şahsen ne olduğumu çözemedim. Çünkü maddeye bağlı kafayı kırdım diyemem. Sonuçta okadar sene içtik nasıl bişey olduğunu biliyoruz. Bende maddeden hariç mantık yürütememe varmış acayip bir biçimde. Sürekli bana oyun kuruyolar oyun kuruyolar kendimi bitirdim zmnla.
Halbuki birisi bana oyun bile kursa beklemeye geçip karşıdan ne gelicek diye sabrettim bi zmn. Bu seferde herkesin hareketine vs anlamlar yükleyip paranoyalarıma yenilerini ekledim.
Ve mantık kurma becerimi dibine kadar kaybetmişim. Halbuki herşeyin hayatın içinde oldğunu görüp sıyrılabilirdim. Bende çözemiyorum hastalığımı...
Ben şahsen ne olduğumu çözemedim. Çünkü maddeye bağlı kafayı kırdım diyemem. Sonuçta okadar sene içtik nasıl bişey olduğunu biliyoruz. Bende maddeden hariç mantık yürütememe varmış acayip bir biçimde. Sürekli bana oyun kuruyolar oyun kuruyolar kendimi bitirdim zmnla.
Halbuki birisi bana oyun bile kursa beklemeye geçip karşıdan ne gelicek diye sabrettim bi zmn. Bu seferde herkesin hareketine vs anlamlar yükleyip paranoyalarıma yenilerini ekledim.
Ve mantık kurma becerimi dibine kadar kaybetmişim. Halbuki herşeyin hayatın içinde oldğunu görüp sıyrılabilirdim. Bende çözemiyorum hastalığımı...
Merhaba,
Öncelikle geçmiş olsun.
Anksiyete bozukluğuna hemen rapor verilmez. Öncelikle 6 ay-1 sene tedavi sonucu beklenir. Ayrıca hastanın klinik durumu da önemlidir.
Normal şartlarda;
Tedavi ile düzelen%0
Tedavi ile kısmen düzelen%20
Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen%%40
şeklindedir. Ama oran almanız pek kolay değil. YAşamınızı çok ciddi şekilde etkiliyor olması gerekir.
Bi tanidik diyaliz hastasi oldu böbrek hastasi sizin dediginize göre olmamasi lazim ama mehmetcik vakfindan ayliga baglandi sadece askeriyenin havasindan suyundan oldu
ve maaşa baglandi bu nasil oluyor o zaman@MeTePe
Arkadaşım, Mehmetçik vakfı sosyal yardım kuruluşu... Devletin maaş veren resmi kurumu değil. İstediğine verir, istemediğine vermez. Kime neyi verdiğinin de kimse hesabını soramaz.
Silahlı Kuvvetler veya SGK vakıf değil, devlet kurumudur ve kanınlara göre hareket eder. Canının istediğine maaş veremez.
