"İçindeki ses" doğru söylüyor Rekucum.. Her zaman dinle onu..
Yaa AYRIMCILIK denilen olayı niye bu kadar basite indirgiyorsunuz, hafife alıyorsunuz anlamıyorum..
Sanki "birileri" istediği için oluyormuş, "ötekiler" istemeyince de kaldırılacakmış gibi..
Anladım.. Sen "bunları yapınca başımıza kakıyorlar.. Biz de 'Kakılmış'la İtilmiş'i " oynamak istemiyoruz" diyosun..
Koy bi tarafa "pozitif ayrımcılığı" da, "engelliliği" de.. Beklesinler bi köşede..
ÖTEKİLEŞTİRME ve AYRIMCILIK canlıların tarihiyle birlikte başlıyor! Ama konumuz "insan" olduğundan diğer canlılar kapsama alanı dışında şimdilik..
Erkek ve kadın diye iki AYRI cins var mı? Var! Zaman zaman birbirlerini (Ataerkil/Erkek egemen toplumda: erkekler kadınları) dışlamıyorlar mı? Dışlıyorlar.. Töre cinayetlerinden tutun, okutulmayan kadınlardan, kamu yönetimindeki kadın aleyhine olumsuz istatistikten, millet meclisindeki kadın sayısına kadar hemen her alanda 'kadın ayrımcılığı' var mı? Var!
Canlılar; doğar, büyür, yaşlanır ve ölür! Yaş grupları AYRI AYRI mıdır? Çocuklar, gençler, yaşlılar vb. diye.. Evet! Bu grupların arasında ÖTEKİLEŞTİRME ve AYRIMCILIK var mıdır? Olmaz olur mu?
Yerkürede ırk çeşitleri var. Sayısını bilmiyorum şimdi.. Siyah, beyaz, sarı, kızıl, buğday tenli, esmer, melez vb. diye AYRIlmışlar.. E.. bunlar makyajla bu hale gelmediklerine göre bunlar (ve yukarıda saydığım gruplar) arasındaki ÖTEKİLEŞTİRME ve AYRIMCILIĞIN doğal olmadığını iddia etmek komik olmuyor mu?
Duruuuun.. Daha bitmedi.. Hatta başlamadık bile henüz.
Şurada verdiğim
Dünya üzerindeki dinler haritasında 256 din ve mezhep falan varmış.. İrili ufaklı.. Bu AYRIM aşağı yukarı insanlık tarihiyle birlikte başlıyor.. Ve bugünkü haline evriliyor..
Siz hiç duydunuz mu "benim dinim kötüdür.. Öbürleri iyidir.. Bana gelmeyin.. Onlara gidin" diye abuk bir laf.. Ama eminim ki tersini duymuşsunuzdur mutlaka! Eşyanın tabiatı bu çünkü.. eee.. Bir de bunların yaygınlaşması, çoğalması, güçlenmesi olayı var.. Çıktı mı sana bir "düşmanlık, savaş" gerekçesi daha?.. Peki, bu AYRIMCILIK değildir de nedir?
Ve başa geldik..
6500-7000 yıl önce dünya üzerinde ilk SINIFLI TOPLUM oluşmuş! Yani insanın insanı SÖMÜRMESİ çağı başlamış.. Yukarılarda söylediğim "boğaz" meselesi nitelik değiştirmiş.. Can alıcı, her şeyi belirleyen duruma gelmiş.. Salt bunlar yüzünden nice abuk savaşlar yapılmış, kanlar dökülmüş.. Şimdi söyleyin bakalım: Efendi-köle, ağa-köylü, patron-işçi arasındaki ayrımlar ve dışlamalar girer mi bu ÖTEKİLEŞTİRME ve AYRIMCILIK teorimize.. Hem de nasıl!
Bu arada.. Dinler, ırklar ve sosyal sınıfların karmaşık ilişkileriyle dünya üzerinde AYRI AYRI ulus, ülke, beylik, devlet vb. oluşuyor.., Geçen biyerde rastladım.. Bunların da (dünya üzerindeki devletlerin) sayısı 256.. Zaman içerisinde daha fazla tabii.. Yok olup giden de var, parça pinçik olan da.. O nedenle sayı o kadar önemli değil! Ama her biri haklı ya da haksız SAVAŞLARLA meydana gelmiş, birilerinin EGEMENLİĞİnin söz konusu olduğu alan/lar.. Ayrımcılığın eseri değil midir bu?
Yani kısaca
"kashla, gözle" geçiştirilemiyor.. -Ki- gördüğün gibi, engellilere gelmedim daha.. (İlk yazıda zorunlu olarak sadece 'engellileri' almak durumunda kalmıştım!
)
ayrimcilik denen illetin pozitifi ancak nasil olabilir? "kashi gözü" sebebiyle ona iyi (pozitif) muamele yapmak...
Hayır! Kaşı gözü sebebiyle
uğradığı ayrımcılığın etkilediği olumsuz durumu bir ölçüde gidermeye çalışmak için verilir o ekstra haklar! Bu ikisi arasında fark var!
ikisi de cirkin!... birinde negatif muamele görüosun, digerinde pozitif muamele ama ikisinde de herkesle eshdeger bi insan olmandan cok, "kashina gözüne" borclu oluosun o muameleyi
...
Yine değil! Zaten "esh deger" olmayan insanlara ("eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen") sağlanan bir destek o hödö
! Sen (veya başka bir engelli) kendinizi niye ayrı tutuyorsunuz ki engelliler grubundan?
Tamam haklar eşdeğerdedir ama birisi o hakka ulaşabilmek için daha çok zorlanıyorsa.. Devlet ya da kamu organları (ne güzel ironi değil mi? Ayrımcılığı da yapan kendisi, pozitifini de..) destek vererek o hödöyü hayata geçiriyorlar..
bu yüzden de hic kimsenin cikip sakat cocuga "sen de cok masrafli oluosun ama haaa! az masrafli olan saglam cocuklara haksizlik oluo bu!" diyemeyecegi gibi, "bakin! biz sakat vatandashlarimiza ne kadar da güsel pozitif ayrimcilik uyguluos; sakat olduklari halde saglamlarin arasina girmelerine müsade edip, saglamlar gibi yashatios (aman allam! ne müthishiz biz böyle!")" demesini de yanlish buluom...
Bunları diyenler 'beriki'lerse (yani örgütlü, devlet topluluğunun bir üyesi ise) öküzlüğündendir!
Onunla ilgili birey değil, bağlı olduğu STÖ'sü ilgilenir.. Hak ettiği cevap itinayla verilir. Devletle o muhatap olur.. Gereken yapılr.. Yok bir 'öteki' demişse yine öküzlüğündendir!
Çünkü bir şekilde kendisi de yararlanıyordur bu 'hödö'den.. Onu demesi bile hatadır.. Yine bağlı olunan STÖ'ler kapışırlar..
Boşuna mı diyoruz sanki
"Haydi çocuklar örgütlenmeye" diye?..
Hatta belki de teorik olarak, bu şekilde negatif ayrımcılığın doğal olduğunu kabul etmiş ve bir yönden bunu desteklemiş bile oluyoruz.
Yani, muhalefet olsun diye mantığa ters takla attırmak oluyor biraz bu!
Ayrımcılığın ne derece doğal olduğunu anlatmaya çalıştım yukarıda.. Ama her doğal olan
meşru değildir ki!
Hak anlamlı ayrıcalığın tanımını açarak pozitif ayrımcılığı bir kez daha tanımlayım:
"Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara, belirli koşullarla haklar tanıyarak onları destekleme."
Belirli koşullarla tanınan haklara bu denli karşı çıkıldığına göre, aynı mantıkla cevap vereyim:
Hatta belki de teorik olarak, bu şekilde haksızlığın meşru olduğunu kabul etmiş ve bir yönden haksızlıkları desteklemiş bile oluyoruz.
Ben beğenmedim
Beğenen varsa çıksın öne..