Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Başbakan Erdoğan: "İşte siz bu yüzden kör, topal ve sağırsınız" [Tartışma]

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

kuyucak

Üye
Üyelik
15 Mar 2007
Konular
50
Mesajlar
860
Reaksiyonlar
0
Başbakan Erdoğan’ Bahçeli'ye verdiği cevaba bakın beyler;
TRT 6 yayına başladı. Kürtçe TV'ye karşı çıkıyorlar. Bu kanalı bölücülük diye eleştiriyorlar. Bunlar radyo televizyon yayınlarının başını alıp gittiği zamanlarda Türkiye'yi tek kanala mahkum eden zihinlerdir. Peki biz bu Kürtçe yayını yapmazsak ne olur. O boşluğu gelir başkası doldurur ve o zaman bölücü yayını yapar. İşte siz bu yüzden kör, topal ve sağırsınız. Biz milletimize karşı kör, topal ve sağır olmadık. Bizden bunu beklemeyin.

Kaynak
Şimdi bize bakış açısının kendiliğinden, spontene çıkıvermesi karşısında biz ne demeliyiz?
Ben kendi adıma SAĞOLUN diyorum.. Kör topal ve sağıra, sadaka kültürünü haklı gördünüz.. Şimdi de bu kelimeleri siyasi rakibinizi küçümsemek için kullanıyorsunuz?
Halka kör, sağır ve topal bakmak nasıl olur, ne anlama gelir burada tartışmak istiyorum..
Ben topal olarak halka nasıl baktığımı bilmek istiyorum.. Kendi bakış açımı biliyorum da,onların benim nasıl baktığımı sandıklarını merak ediyorum..
 
Birinin bu insanlara "siz bir ülkenin siyasetçisisiniz aklınıza geleni söyleyemezsiniz."
demeli.
Hiç bir konuda ayak üstü komşuya laf yetiştirir gibi beyanat veremezsiniz.
 
Çok alıngansınız demek geliyor içimden… Başbakan bir benzetme yapmış. Halkın isteklerini, düşüncelerini görmüyorsunuz, duymuyorsunuz, ağır aksak gidiyorsunuz demek istemiş. Ben kişisel olarak başbakanın sözlerinde alınacak bir bir şey görmüyorum. Bu tür deyimler, her yerde kullanılır. En çok da edebiyatta. Kör sabah, dilsiz dalgalar, topal at gibi…
 
Monalisa haklısın.. Öyle benzetmeler yapılıyorki burda anlatmakla bitmez, ayrıca terbiyenin yetmeyeceği yerlerde vardır..
Fakat bir kitlenin ne kadar değersiz olduğu ya alaya alınarak yada kötü örnekler verilirek başlar önceleri.. Almanya daki Türkler hakkında yapılan benzetmeler buna çok
iyi örnektir.. Aşağılamaya başlamak önce bu tür dille başlar..
Haaaa bunu Başbakan Erdoğan başlatmadı.. Fakat bunu çözmek onun görevidir.. Bir nevi bedensel eksiklik terörüne uğramış bizlerin üzerindeki, faşizan baskı olan ideolojiyle
kavga etmek onun görevidir.. O bu görevini yapmak yerine Başbakanı olarak bu olayı
desteklemektedir.. Bir Başbakan bunları futürsuzca diyebilirse, inan sokaktaki adam daha fazlasını diyecektir..Ayrıca demekle kalmayacaktır..
 
Önce olayı anlayalım
Bu ülkede Kürt olduğu için ayrımcılığa uğramış bir kesim var.
Bu insanların ana dilde eğitim, ana dilde şarkı söylemeleri v.b taleplerini dile getirmeleri “suç” sayılıyordu.
Yani etnik kökene dayalı bir ayrımcılık uygulanıyordu.
Hafızanızı yoklayın 6-7 yıl önce Ahmet Kaya bir toplantıda “Kürtçe klip” çekeceğini söylediğinde üzerine çatallar atılmış hemen akabinde hakkında tutuklama kararı çıkartılmıştı.
Sonra Ahmet kaya yurt dışına çıktı ve orda öldü.
Elde var bir:6-7 yıl önce “Kürtçe Klip” cıkartaçağını söylediği için bir insanın hakkında tutuklama kararı çıkartılıyor kendisi “vatan haini” ilan ediliyor.
Aradan 6-7 yıl geçiyor “Kürtçe Klip” cıkartaçağını söylediği için hakkında tutuklama kararı çıkartan devlet şimdi kendisi “Kürtçe yayın” yapan bir televizyonunu kendisi açıyor.
Onunla da yetinmiyor Kürt kökenli bir milletvekili TRT Şeş in açılış töreninde “Kürtçe şarkı” söylüyor ve devletin ileri gelenleri yaşlı gözlerle izliyor.
Ben bu tabloya bakınca ülkem adına seviniyorum.
Burada şu yada bu partinin görüşü beni ilgilendirmez ben olaylara bakarım.
Bir insan yada parti 99 kez yanlış yaptıysa 100.kez yapacağı anlamına gelmez AKP yi beğenelim yada beğenmeyelim bence AKP nin bu açılımı demokrasi ve insan hakları açısından alkışlanması gereken bir durumdur.
AKP bu demokratik tavır ı gösterirken kendisine sosyal demokrat diyen özgürlüklere açık olduğunu söyleyen CHP genel başkanı çıkıp Kürtçe kanalın yayın yapmasını eleştirerek “ diğer azınlıklarda ana dilde yayın isterse ne yaparız?” gibi anlamsız bir cümle kuruyor.
Şimdi sormak istiyorum sadece bu olayı baz alarak AKP ninmi yoksa CHP ninmi sosyal demokrat olduğunu düşünürsünüz?
Kör topal sağır deyimlerine alınganlık göstermeyin “kör” gözleri görmeyen demek bakar körlerde vardır bu demokratik açılımı göremeyenler için kullanılabilir bence. “sağır” duymayan demek eee yine bu acılımı duymayanlar için kullanılabilir deyimlerde sorun yok fazla kafaya takmayın olayın kendisi önemli gerisi lafı güzaf.
 
Ben de şahsen hiç alınmadım bu lafa

Ben de şahsen bu lafa hiç ama hiç alınmadım.. Mesela Van Emniyet Md.lüğü yaptığı bir fuhuş operasyonuna "Sağır Sultan" adını verince Emniyet Müdürlüğünü kınamadık..Keza Seda Sayan"Sağır Sultan" isimli şarkısını okuduğunda kendisini protesto etmedik.."Körle yatan şaşı kalkar" atasözünü aranızda kullanmayan var mıdır acaba?..Bu doğrultuda KKTC Reisi Cumhuru Talat da 22/05/2006 tarihinde Körle Yatan Şaşı Kalkar dediğinde "in o makamdan" diye tepki göstermedik kendisine.. Doğrusu da budur bence, yani bu tür şeyleri bizlerin aşmış olması gerek.. Tepkilerimizi hakikaten tepki koyulması gereken olaylara koysak daha güzel neticeler elde edebiliriz diye düşünüyorum nacizane olarak.
 
sevgili kuyucak bence de çok alınganca bi düşünce.
başbakan, söylediklerinin daha kolay anlaşılması için zihinsel ve düşünsel engellileri fiziksel engellerle örneklemiş. bence gayet normal.
dilimizde körlük,sağırlık,topallık sadece fiziksel eksiklikler için kullanılmıyor ki.
-işler nasıl?
-kör topal gidiyoz işte
------
- hocam şu paketi zulalasana
- olmaz valla..bu iş sakat. ben yokum
------
iletişimsizlik için:
körler sağırlar birbirini ağırlar. denir.
-----
mesela; kel kör kendi işini kendin gör. deyimi vardır
bunlar durum bildiren ve hemen aklıma geliveren deyimler.
..engel, engelli hele bunu yaz yaz bitmez.
AYRİYETEN BU SİTEDE KÖR, TOPAL, SAĞIR YOK Kİ. İNANMAZSAN BAŞLIKLARA BAK :)
fakat ,görme işitme engelli, polyo, ampute, omurilik felçli vs çok.
 
Bir konuyu irdelerken öznel değerlendirmelerinizi bir kenara bırakırsak, daha nesnel bir değerlendirme yapılacağına inanırım. Bu anlamda, Mehmet Yılmaz’ın söylediklerinin benim için bir manası yok.

Öte yandan, dili iyi kullanmak, dilin gücünü vurucu öğelerle belirtmek insanları etkileme ya da yazma sanatının bir parçasıdır. Örneğin, zaman bir topal gibi ağır aksak ilerliyordu dediğimde yalnızca benzetme yapıyorum. Yoksa, topal birini aşağılamıyorum. Başbakanın yaptığı da buna benziyor. Topal, kör, sağır sözcüklerini mecazen kullanmış.

Bunun dışında, eğer ben topal isem, topal denilmesi beni rencide etmiyor. Sözcüklerin anlamı nasıl türemiştir? Ayağı aksak birini topal diye tanımlamışlar. Ya da dört ayaklı bir tahtayı masa diye tanımlamışlar. Sonuçta, kavramlar, yaşamdaki belli görüngüleri kategorize ederek onlara bir anlam yüklemektir.

Ayrıca, bir insanın kötü niyetli ya da iyi olduğuna sözleriyle değil, eylemlerinin niteliğine bakarak karar verilir. Öyleyse, 1994 yılından beri sakatlarla ilgili yapılanlara bir bakmak gerekir. Belediyelerde engelliler merkezlerini kim kurmuş, İstanbul’da engelli otobüsleri ne zaman gelmiş, ilk engelli milletvekilleri ne zaman meclise girmiş, engelliler siyaset alanında ne zaman aktif duruma gelmişlerdir? Önceki başbakanlar engelliler konusunda neler yapmışlardır? Tarih, yapılanların aynasıdır. Bu demek değildir ki, her şey dört dörtlük. Ama, bu engelliler konusunda bir atılımın olduğu gerçeğini değiştirmez.
 
Türkçede mecazi anlam diye bişey olduğunu hatırlatarak böyle gereksiz şeylerle uğraşmanın ''yaranmı vardı gocunuyorsun'' dedirtmekten başka bir işe yaramayacağını da söyklemek istiyorum.
Daha önemli işlerimiz var kafaya takacak bencede.
 
Sakat, kör, topal, sağır gibi sözcüklerin sözlük anlamlarını, bu sözcüklerle kurulmuş atasözü ve deyimleri incelerseniz bunların sakatlığa yüklenen negatif sosyal değerleri belirtmek için kullanılmadığını görebilirsiniz.

Yani; Sayın Erdoğan'ın Sayın Bahçeli'ye verdiği bu cevapta; dilin salt iletişim boyutu değil, sanatsal boyutu da devrededir..
 
bana göre kör topal dedigi önemli deyil önemli olan kürtlerin oylarını almak yani seçim için .madem o kadar iyi bi parti siz hiç merak etmiyormusunuz deniz feneri olayında neler oldu. avrupa ayıbını örtüyor ve istedigi gibi akp kulanarak bizim ülkemizi yönetiyorlar ve bunun gibi bilmediklerimiz
 
Konu benim partim iyidir,senin partin kötüdür tartışmasına girmiş.Seçimlere daha çok var.
 
Te_re_te $a$

TE_RE_TE ŞAŞ !!!

Sayın ! Başbakanın açıklamasını doğru yerinde bir ifade olarak bulan engelli biz üyeleri arkadaşlarım !
Bakın ben de bir betimleme yaptım başlığımda;
Aman alınganlık yapmayın, bence gayet normal diyen bazı engelli biz üye arkadaşlarım anlaşılıyor ki literatürde ki anlamlarını bilmeden çevresel duyumların etkisinde yorum yaptığınız gayet açık ve net bir ifadeyle görülüyor..
'ALINGANLIK: Birey açısından kimi zaman haklı kimi zaman da haksız bir eylem de olsa , bir nevi kibirden günah işlemek.'


Yeri geldi; sokakta, otobüste, yolda, vs. belli belirsiz yaştan 7'den 70'e dengesiz, bilgisiz, kültürsüz, bilinçsiz, insandan bir çok kez duyduk bu 'alınganlık yapmayın' denilen sözleri,
hatta yeri geldi bu ülkenin bürokrasi koltuğunda oturan yöneticisinden, yeri geldi milletin sözde vekilinden duyduk. (duyacağızda)
Lakin,fakat,ama Bir Ülke Başbakanı'nın ideolojik duygularını tatmin etme fantazilerini, kirli siyasetine aleni bir şekilde dile getirmesi alınganlık boyutundan kendisini tamamen soyutlamıştır ...!

Nasıl bir doktorun yanlış yapma gibi bir konumu yoksa,
hemşirenin yanlış iğne yapma gibi bir lüksü yoksa,
bir başbakanında kitlesel engeli siyasete alet edip kendini tatmin etme hakkı da yoktur..


.... demişki

"Bunlar radyo televizyon yayınlarının başını alıp gittiği zamanlarda Türkiye'yi tek kanala mahkum eden zihinlerdir. Peki biz bu Kürtçe yayını yapmazsak ne olur. O boşluğu gelir başkası doldurur ve o zaman bölücü yayını yapar."

Bü ülkeyi tek kanala mahküm eden zihniyetle, 2007 verilerine göre engellilerin okuma yazma bilmeyen oranı %20 olan zihniyet arasından 18 yıl geçmiştir..

Bu ülkeyi tek kanala mahküm eden zihniyetle, eczaneleri halka karşı tahsildar eden zihniyet arasından 19 yıl geçmiştir..

Bul ülkeyi tek kanala mahküm eden zihniyetle, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ENGELLİ KİMLİK DAĞITMA BAKANLIĞI arasından 11 yıl geçmiştir..

Bu ülkeyi tek kanala mahküm eden zihniyetle, petrolden 1,47 TL vergi alan zihniyet arasından tam 20 yıl geçmiştir..

Bu ülkeyi tek kanala mahküm eden zihniyetle, sadaka diye makarna,kömür dağıtan zihniyet arasından ne kadar yıl geçtiğini siz düşünün artık.....!

ZİHNİYET'sizlik, bundan sonra hangi kanalı açar hangi kanalı kapatır bilinmez ama


KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ HİÇ BİRİSİ SENİN GİBİ 'ŞAŞ' MADI .....

Sayın arkadaşlarım amacım burda politika yapıp siyasi entrika tribiyle kendimi meydana sergileyip göstermek değildir.
Kimseyi kırmak incitmek gibi bir tavır da sergilemiyorum. Lütfen yanlış algılanıp ALINGANLIK yapmasın...​
 
İnsan'! Haklar-ı (mı)

Bir kanal açılarak bu ülke de sözde demokrasi insan hakları uygulanabiliyorsa; Alkışlar Sizlerin Olsun....


Ölü sevici bir toplum olduğumuzun kanıtını ve seçim sürecinde ki oyy oyy U_SANDIK sürecinde; bugün ki haberlerden NAZIM HİKMET RAN'ın mezarının ülkemize getirilmesinden vatandaşlığının geri iade edilmesine oldukça geniş bir şekilde anlayabiliyoruz. Sevgili hükümetimizin sadaka'tinden şefkat doğuyor son zamanlarda ne hikmetse !!
NAZIM'ın Vatandaşlığını elinden alan zihniyetin vatandaşlığını tekrar geri verebilme gibi bir özürü olamaz..!


Ahmet Kaya'ya kaşık atanlar şimdi medya da kaşık havasıyla seçim propogandası yapıyor susuz kentimize belediye başkanını tekrar sahneye getirtmek için...

Alkışlar Size İleri Gelenler ..!
 
laylay lom bir siyastimiz eksıktı oda tamamlandı :))

bence başbakan o nıtelıklerını kulanamadıklarını ıfade ettı yanı tevrıye yaptı yok mecazı murselmıydı herneyse ondan işte bence bunda bişey aramak şeyde şey aramak gıbı bişey olsa gerek herşeyıde takar olmuşsunuz sızde ne iş ya:)))
 
gorunen koy kılavuz ıstemez ülkemıze yakısmıyor ıkı yuzlu ınsanlar sandıkta hesap sorulur
 
(Başbakan Erdoğan’ Bahçeli'ye verdiği cevaba bakın beyler;...)
Diye başlamışsınız "Ayrımcılıkla Mücadele, İnsan, Toplum, Siyaset, Bugün-Yarın" başlıklı bir forumdaki yazınıza Sayın Kuyucak.

Ben de bu hitaptan alındım. Bu sitede sadece beyler mi var yoksa siz sadece beylere hitaben mi yazdınız yazınızı:confused:

Okucuyu kitlesine lafın gelişi "beyler" diye hitap etmiş de olabilirsiniz tabii:rolleyes:

"Şimdi bize bakış açısının kendiliğinden, spontene çıkıvermesi karşısında biz ne demeliyiz?" diye de sormuşsunuz.

Not: AKP ve Tayyip Erdoğan sempatizanı ya da yandaşı değilim. Bunu da belirtmek istiyorum. İlk adaylığında oyumu seve seve AKP'ye vermiştim fakat ikinci seçime kadar görev yaptıkları süre içinde beni temsil etmediklerini gördüm. Şu anda genel seçim yapılsa beni temsil eden bir aday ya da parti olduğunu da düşünmüyorum.
 
Milletin itiyaçlarına karşı kör olmadık derken onları görmezden gelmedik,sağır olmadık derken duymazdan gelmedik,topal derkende yanlrına gitmeye üşenmedik.Türkçe'yi bilmeyen dil özürlü,sakatlığından alınacak kadar ruh özürlü....müyüz acaba?gerçi bu sitee Kubat'ın türküsünden alınacak kadar acınak halde olanlar da vardı.Kimseye birşey diyemiyorum.O.F olan arkadaşlar(bende dahil)biri yanınızda of of dese beni kastediyor utanmaz diye onu kınıyor musunuz?
Daha sakatlığını kabullenmemiş,...suruktan radyasyon kapar halde yaşamak bu olsa gerek.
Sakatsan sakatsın ...
Alınma
Utanma
kendi kabullenememişilğini başkanlarının sözlerinin altında birşeyler arayarak dışa yansıtma.
Bu kadarı da fazla bir başbakanı eleştirmek aiçin ne yapacağını şaşırmak bu olsa gerek.Ama böyle mantıksızca,Türkçe'den bihaber eleştiri de kendini küçük duruma düşürür.....
 
Yanlış anlaşıldı yada anlaşılmadı, rol yapan insanların kendi öz kişilikleri zor durumlarda yada kontrolden çıktıkları anlarda kendiliğinden ortaya çıkar. (örneğin köylüsüne ananı al git) Şimdi Sayın Başbakanın kişiliğide bu durumlarda ortaya çıkabilir. Bizlere ne söylese beni şaşırtmaz. Arkadaşlardan ricam partili de olsa bir özürlü olarak olaylara bakmaları o zaman gerçekleri görecek ve Özürlüler için tek bir elle tutulur iş yapmadıklarının farkına varacaklardır.

Bakın hemen hemen bütün belediyeler iki dönemden fazla iktidar partilerinin elinde, yapılaşmalara, kaldırımlara bakın. Başkentte özürlüler için merkez kurulmuş, merkezi sincanda acaba Kayaştaki bir özürlüye ne kadar sürede yardımda bulunulabilir. (yardım gören varsa lütfen bildirsin) sadece bu bile ne kadar önemsendiğimizi göstermektededir.

Ama hep bunlara sebep yine biziz. Burda bu konuyu alındın yada alınmadın, partili yada partili olmayan olarak tartışmamızdır. Biz olaylara sadece özürlü açısından bakarak birli ve beraberliğimizi gerçekleştirirsek o zaman yasamızıda çıkartırız ve özellikle oyasaları uygulatırız. LÜTFEN OLAYLARA SADECE BİZ OLARAK BAKALIM. ONLAR SİZ DEMİYOR.
 
Empatizan haklısın , dikkatli olmam lazım ..

Halil Kardeşim sana biraz uzun yazacağım; Çünkü sen demokratik açılımlardan söz etmişsin..
-Bir kere C.H.P kıyaslamanı anlamadım.. O parti kendini daha çok merkeze çekmeye çalışıyor ve de artık Dünyada bile demokratlığı tartışılıyor..
-İletişim diyorum ben.. İnsan kafasında ne varsa onu algılar.. İnsanın kafasında olmayan bir şeyi ona bir sözle anlatamazsın.. Yüzlerce kez yazdım, bir kere daha yazayım.. Kelimeler ağızdan çıktığı anda karşısındaki kişinin beyninde ne varsa ona çarpar.. Olmayan bir şeye çarpmaz… Beyinde özümsenmiş bir duygu olmayınca hiçbir duygu ya da resim yaratmaz yada var olan özümsenmiş bilgiyi canlandırır, resmeder.. Yüzde doksan beyinlerde öngörü olarak yerleşen nedir? Topallıkla topal olan, körlük ile kör olan, sağırlık ile sağır olan kişilik olarak bütünleştirilir.. Oysa bizler hayatımız boyunca bu eksikliklerin bütün kişiliğimizden ayrı tutulup, eksik olan yönlerimizin önündeki engellerin kaldırılması için uğraş verdik.. Oysa ortak kanı tam tersi yöndedir.. Topallık, körlük ve sağırlık onlara göre kişiliktir..
-Gelelim Demokratik açılımlara.. Demokrasi kör, sağır ve topal bırakılmıştır mantığına yani.. Bir şeyin önce olması gerekir.. Önce olmalıdır, önce olmasına karar verilmelidir.. Ülkemizde sistem, aşağıdan yukarı kurulmadığı için aslında UCUBE dir, Demokrasi filan değildir.. Üstelikte sistemin Demokratik kaygılarını en son dile getirecek insan Başbakandır..
İnsanlar bir ayda, kürt/alevi/demokrasi açılımı yapıyorsa, merak etme Halil karşı önlemlerde alınmıştır çoktan.. Selahattin Duman bak ne diyor bu konuda;

‘’Askeri bir cuntayı bu demokrasiye tercih ederim.. Üç kişinin belirlediği bir parlamentoya oy verme zahmetinden de kurtulmuş olurum..
Cunta dediğin düzen hiç değilse daha kalabalık.. (Katılımcı demokrasi halleri yani..) En az altı kişi oluyorlar.. Üstelik aralarında kavga da etmiyorlar.. Cihet-i askeriyede rütbeleri gördün mü kimin önde gittiğini anlıyorsun’’
 
Buram buram siyaset kokan bir forum olmuş bu.
En baştan söyleyeyim de ben AKP li değilim.
Ve başbakanımızın bu sözlerine asla alınmadım alınmamda.
Ne derseniz deyin. Bizim dilimiz zengindir. Bizim dilimizdeki kadar hiç bir dilde atasözü, nükte, mecaz yoktur.
Başbakanımız kör topal sağır kelimelerini mecazi anlamda kullanmıştır. Alınacak darılacak bir durum yoktur.
Alınanan arkadaşlara tavsiyem önce kendi içlerindeki ezikliği atsınlar. Sonra madem halen bu duruma itirazları varsa çevremizde herkesimin kullandığı bu benzetmelere karşı çıksınlar. Çünkü bu benzetmeyi yapmayan yok denecek kadar az.
Benim babam bile ben yanında dizinin dibindeyken siyasi haberleri izlerken kızdığı zaman ** Körler topallar birbirini ağırlar ** diyebiliyor. Babam beni aşağılıyormu demek oluyor bu. bende topalım ve onun biricik kızıyım ve biliyorum ki dünya üzerinde en sevdiği varlığım.
Özür grubumun nasıl ifade ile adlandırıldığı da zerre kadar umrumda değil. Ben bana sağlanan rahatlığa haklarıma bana sağlanan olanaklara bakarım. Bence hepimiz önce bunu yapalım.
 
Türkiye' yi yöneten birisine bunu hiç yakıştıramadım.haklarımızı kısıtlayıp elimizden aldıkları yetmiyor. Birde rencide edici sözlerle benzetme yapılmaya çalışılıyor.kınıyorum
 
Tayip Erdoğan'ın sözlerine alınganlık mı göstermeli yoksa gaf diye mi yorumlamalı?
Bu bana göre gaftır,ve devletin başındaki insanların gaf yapmaya hakkı yoktur.
ÖRNEK: Japonya Ulaştırma Bakanı Nakayama gafları yüzünden 4 günde görevinden istifa etti.
 
Hayatımın hiç bir döneminde bu tür kelimelerden alınmadım ama bir devlet başkanının böyle duyarsızca konuşması bana tuhaf geldi doğrusu.

Kızgınlığını ve telaşını acele cümlelerek kurarak ört bas edemiyor kanımca...
 
ya şimdi betül okadar yorum okudum her 2tarafada hem güldüm hem ağladım herkes kendince haklı ve her 2 tarafada hak verdim belki konuşmaması gerekirdi o şekilde belki öyle konuşmayınca da bu lafın kısası yoktu ama açılan konuyla satılmış satılmamış ne alaka ha şimdi diyeceksinki akp limizin yine ne alaka slm lar
 
''...asıl körler onlardır ki gördükleri halde inkar ettiler,asıl sağırlar onlardırki duydukları halde Hakkı inkar ettiler....''bu bir ayet.Allah sizinle dalga mı geçiyor.(Haşa)?Allah gaf mı yapıyor? (haşa)
İçinizdeki eziklikle yaşamak ve herşeye alınmak hayat felsefeniz olmuş.Alındığınız kelimelerden kurulmuş bir çok vecizede bulurum size,ama En büyüğün sözü yeter diye düşündüm.
körsen körsün
sağırsan sağır
topalsan topal.......
neysen osun kardeşim.
Onun sözüne alın bunun sözüne alın
sakat oduğumuzu kabullenip ezikliği içimizden atamazsak herşeyden alınırız.

Not:geçen gün doktor benden spastik kolon grafisi istedi.Bir şey mi ima etti terbiyesiz dr.

Neysen osun arkadaşım.
neysen ve fikrin neyse,zihninde ki de odur.
Sakatlığın verdiği eziklikten kurtulun
ruhunuzu ve benliğinizi sakat bırakmayın
gerisi boş.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt