Basına ve Kamuoyuna 09.06.2009
ENGELLİLERİ KÜÇÜK DÜŞÜREN KAMPANYALARA SON VERİLSİN
Ülkemizde engellilerin sorunları hak ve hukuk temelli bir güvenceye kavuşturulmadığı gibi kalıcı bir politika oluşturulmamış ve günümüze kadar hiçbir hükümet tarafından yeterli oranda ilgiye mazhar olamamıştır.
Ülkemizde yaşayan engelliler yöneticiler ve toplumun büyük kesimi tarafından, sürekli olarak yardıma muhtaç, irade sahibi olmayan ve sadece başkalarının yardımları ile yaşayabilen, acınan bireyler olarak görülmekte ve gösterilmektedir. Hatta yaratılan bu görüntüden yararlanılarak toplanan bağışın nereye gittiği konusunda tartışmaları içinde taşıyan “ engellilere yardım kampanyaları” düzenlenmekte, halkın yoksul kesiminin eğitim, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması için de zaman zaman başvurulan bu tür kampanyalar ile devletin görevini ihmal etmesinin yanında yoksullar ve engelliler dilenci konumuna düşürülmeye çalışılmaktadır.
Engellilerin yaşadıkları en önemli sorunlar, gerekli ve yeterli sağlık ve rehabilitasyon hizmeti alamamak, yaşamlarını kolaylaştıracak araçlara sahip olmalarındaki zorluklar, mimari engeller, ulaşım araçlarını kullanamamak, istedikleri yere ulaşamamak, zorlukların onu dışlamasından dolayı eve kapanmak, eğitim alamamak ve üretim sürecine katılamamak yanında toplumun engelliyi normal bir insan olarak kabul etmemesinden kaynaklı sorunlar olarak sayılabilir.
Nüfusumuzun %10–12 gibi önemli bir çoğunluğunu oluşturan, doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlüklerinin birçoğunu kullanamayan tüm engellilerin, her türlü ihtiyaç ve gereksinimleri başta Anayasamız, yasalar ve yönetmeliklerle güvenceye alınarak, devlet tarafından karşılanmalıdır
Bu anlamda, engellilerin sorunlarına destek olmak, çözmeye çalışmak demek, insanların kendi vicdanlarını aklamayı, rahatlatmayı ön planda tutarak onlar için bağışta bulunması ve devletin de buna izin vermesi demek olmamalıdır. Sosyal sorumluluk bilincinden uzak kesimler ile onların magazin, sansasyonel olay isteklerine cevap veren medyanın, engelliler ile ilgili konuları işleme ve gündemde tutma biçimi, kısır döngü içerisinde vatandaş ile sorumlular arasında afyon etkisi uyuşukluğa neden olmaktadır.
Engellilerin bu gün tartıştığımız sorunları esas olarak, engellilerin bir insan olarak diğer insanlarla eşit olanaklara sahip bir hayat sürdürebilmelerinin koşullarının sağlanmamasından kaynaklanmaktadır. Bu noktada Devlet engelliler için pozitif ayrımcılık uygulamaları gerçekleştirerek sorunu aşabilecekken, bunu yapmadığı gibi genel uygulamaların dışında engelliler için ayrımcı uygulamalar geliştirerek ayrımcılık yapmaktadır.
Türkiye’nin en köklü sorunlarından biri olan ve hayatın her alanında karşı karşıya kaldığımız ayrımcılığın, fiziksel, ırk, renk, dil, din ve diğer farklılıklar gözetilmeksizin ortadan kaldırılması Türkiye’de demokratik ve barış içinde bir toplum yaratmanın temel koşullarından en önemlisidir. Engellilerin sorunlarının çözümü, engelli kişilerin insan haklarının korunması ve bu bağlamda engelli kişilere karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması ile yakından ilişkilidir.
Engelli ve yakınlarının yaşamsal, sosyal ve ekonomik sorunları; devletin sosyal hukuk devleti olma vasfını taşımaması yanında, oturmuş bir engelliler politikasının olmamasından, yeterince ve yerince konu ile ilgilenmemesinden kaynaklanmaktadır. Dernek, vakıf ve STK’ların sorumluluğu, devletin yapması gereken görevi üstlenmek değil, devlete, görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi için baskılayıcı ve denetleyici rol üstlenmesi olmalıdır. Her şeyden önce devletin, kalıcı ve ihtiyaca cevap veren bir engelli politikası oluşturması, bu konuda uluslar arası insan hakları ve engelli hakları standartlarını göz önünde bulundurması ve bu yönde hazırlanacak yasal düzenlemeler ile uygulamaların güvenceye alınmasını sağlanması gerekmektedir. Devletin yürüteceği çalışmalar, engelliliğin oluşmasının engellenmesi için alınacak tedbirlerden başlayarak, oluşmuş engellilikle baş etme ve engellinin ve yakınlarının diğer insanlarla aynı standartta bir yaşam sürdürebilmelerinin sağlanmasını kapsamak zorundadır. Bu çalışmalarda eğitim engelli ve yakını kadar,bir arada yaşadığı toplumun tüm diğer kesimi için de zorunlu olmak durumundadır.
Bizler, bu dikkat çektiğimiz konular doğrultusunda, engelliliğin önlenmesi ve engellilerin ve yakınlarının diğer insanlarla aynı standartta bir yaşam sürdürebilmeleri için, Devletin engelliler için kalıcı bir politika ve acil bir hareket planı hazırlamasını, bu çalışmalarda başlangıç olarak insan hakları ve engelli hakları için geliştirilmiş uluslar arası standartları baz almasını , engelliler için sosyal koruma ve hizmet mekanizmalarının oluşturularak acilen hayata geçirilmesini gerekli görüyor, bunun taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmeler çerçevesinde Devlet için sorumluluk olduğundan da hareketle, yetkilileri sorumluluklarına uygun hareket etmeye çağırıyoruz.
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi
Engelli Hakları Komisyonu
NOT; Mail adresime gelen bu basın bidirisini buraya koymakta yarar olacağını düşündüm.. Hemde büyük bi mutlulukla.. Demek ki yalnız değiliz..