Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Bilal kaybetti, engelliler kazandı mı? [Tartışma]

Edip Akbayram'a bakarken kimse onun engelli olduğunu düşünmez. Çünkü sanatıyla ve duruşuyla bugünlere gelmiştir. Eğer gerçekten yetenek varsa yanına çalışma azmi ile başarılmayacak şey yoktur. Ama biz de acındırma kültürü çok fazla. Bazı sözde sanatçılar sıkıştıkları zaman ben bu hayatta neler çektim edebiyatına sarılırlar.
 
Engelli olmanın zorluğunu yaşamak ayrı birşey,emrah moduna girip abi abi bana döner ekmek verir misin demek ayrı birşey,
 
Arkadaşlar ben daha farkıl bir yöne dikkat çekmek istiyorum yarışmanın adına dikkat ettinizmi hiç yeteneksissiniz türkiye herşey ortada aslında söylenecek hiçbişey yok.
 
Sanırım, bir kavram kargaşası var.

Ben Türkiye'de engellilerin ezildiğinden, bu ezilen kesimin çıkıp da birşeyleri yaşamasının keyfini cesaretle ilişkinlendiriyorum. Artık engelliler toplumun baskısını duymadan, diğer bireylerle aynı atmosferi soluyup "ben de varım" diyorsa, hem kendini aşması açısından hem de toplumun önündeki paradigmaları kaldırması açısından bu durumu olumlu olarak nitelendiyorum.

Türkiye'de engellilere yönelik olarak geliştirilen olumsuz paradigmalar sonucu, engellilerin büyük bir bölümünün kendilerine güven geliştiremedikleri, aile, çevre, toplumun baskısı sonucu kendi kabuklarında yaşadıkları görünen bir gerçektir. İşte bu ezilmişlik psikoloji altında kendi bireyselliklerini kazanamadıkları da bir gerçektir.

Horlanmak, aşağılanmak, yok sayılmak, eşitsiz uygulamalarla karşılaşmak engellileri bir eziklik psikolojisi içine sokmaktadır. Benim söz ettiğim "eziklik" bu anlamda bir eziklikti. Yoksa, ben de engellilerin kendilerini acındırararak engelliliklerini kullanmalarına sizin kadar karşıyım.
 
Asıl sorun bastırılmış bireyler olmamızdan kaynaklı...
Hangi engelsiz insan yeteneklerini olabildiğince sergileyebiliyor ki,engelli bir insan sergileyebilsin potansiyelini?
Bir engelli yeteneklerini sergilerken ezikliği yüzünden okunuyor...Bir şey yapabileceğimize engel olunduğu için güven duygusundan yoksunuz..Ailelerimiz bizim adımıza kararlar verirken,bizi bastırırken yeteneklerimiz nasıl gelişip serpilebilir ki?
Acımaya eğilimli bir toplum olmamız nedeniyle de kişinin yeteneğinden daha çok engelini izliyoruz...
Ben topluluk için de TV de bir şey izlediğimde kendimi çok tuhaf hissediyorum..Örneğin,ben konuyu anlamaya çalışırken diğer kişiler giyinişinden,elbisesinden,vücudundan tutunda konuyla alakası olmayan daha farklı şeylere dikkat ediyorlar ve o konu hakkında soru soruyor oluyor...Bu yarışmaya katılan kişinin yeteneğinden çok engeline odaklanıldığı için belki kimse ne söylediğini bile bilmiyor...Bizim için içerik değil görününüş önemli,güzelse yakışıklıysa o insan herşeyi yapabilir diye düşünüyoruz,ama o güzelliğin arkasında belki kocaman bir boşluk var...
Acıma toplumu olmak yerine fırsatlar verilen bireyler olsaydık,bahsi geçen kişi de yeteneklerini sergilerken daha rahat olacaktı ve başaramadığında bu kadar acı çekmeyecekti...
 
Bilal fena değildi, ellerini çok güzel kullanıyor ama birinci olacak kadar da iyi değildi. Yine de bir engelli olarak onu orada görmek güzeldi. Engellileri hayatın her alanında görmek ne güzel... Fakat engelimizi kullanmamıza hiç gerek yok! Bir başarı varsa takdir edilir elbette engelli olmayan kişilerde bazı şeyleri kullanabiliyor ama ben bunları doğru bulmuyorum.
 
Yetenek bir işi, bir eylemi kendine has özellikleri ile yapabilendir diyelim kısaca.. Sporda, bilimde, sanatın her dalında kendine özgü söylemi/eylemi olanlara yetenek denir ..
-Kendine has özelliklerini kendini mutlu etmek için, oyalanmak için yapanlara amatör yetenek diyelim.. Bu anlamda herkes bir yetenektir.. Alıntı yapmak, aşırmak birilerine öykünmek çok önemli değildir.. Önemli olan kişinin kendisini o işi yaparken mutlu hissetmesidir.. Elbet burada kişi yaptığı işi içinde yaşadığı çevreyle paylaşacaktır ve memnuniyetini artıracaktır...
-Birde yeteneklerini topluma sunup kabul görme olayı vardır.. Buna profesyonellik denir.. Profesyonellerin durumunu aslında toplumun beğenileri belirler.. Yapılan iş tıpatıp toplumun çoğunluğunun beğenileriyle uyuşuyorsa o kişi çok başarılı, yok azının beğenileri ile uyuşuyorsa az başarılı olur.. Önemli olan o işi yapan yeteneğin oluşan beğeniden memnun olmasıdır.. Bazıları milyonlarca beğeniden (adı satın almadır) memnun olur, bazıları ise çok az sayıda elit beğeniden memnun olur..

Bilal kendisine göre zaten yetenektir.. Amatörce kendisini ve çevresindekileri memnun etmiştir ki artık topluma kendisini sunma noktasına gelmiştir.. Bu başlıktan önceki yazdığım yazıda bunu belirttim.. Kendisini bu yarışmada gösterdikten sonra internet sitelerinde inanılmaz bir izlenme sayısına ulaşmıştır.. Yani beğenilmiştir.. Ne yalan söyleyeyim o anki duruşu bana güzel gelmişti.. Engelli birisi çıkıp engelinden, sorunlarından değil, yeteneğini konuşturuyordu.. Eğlenceliydi ve sevimliydi.. O dönemde onun için söylenen ‘’engelini kullanıyor’’ diyenlere karşı çıktım.. Ağzından öyle sözler duymadım çünkü.. Hatta dedim ki;
Acındırma ile nefret bıçak sırtı iki duygudur.. O haliyle engellilere çok şey kattı..
Fakat bu beğenilme sayısı ona yetmediği için üstüne eklediği şey , engelini kullanmak oldu..
İşte o zaman ne sevimliliği kaldı, ne yaptığı işin güzelliği.. Dediğim gibi yetenek, toplumun genelinin beğenileri ile sınırlıdır.. Bu toplumda bulduğu sayı, onun Bilal kalmasına yeter artardı.. Bilal’e yetmedi o sayılar.. Son bir hamle yaptı hırsla ve bir çırpıda düşüverdi gözlerden.. Orada çok haksızlık etmek istemem.. Onu aldılar mı sahneden, kendisi mi istedi çıkmayı anlayamadım? Ayrıca sakatlığı öyle bir bozgunu kaldıramayacak kasılmalara neden olabilecek gibi geldi bana.. O yüzden görünmek/görünmesi istememiş/istenmemiş olabilir.. O yüzden olayın insani kısmına girmek istemiyorum..

O yükselirken engellilere çok şey kazandırmıştı.. Kaybederken kazandırdıklarını verdi geriye..
Ayrıca bir şey kaybettirmedi bence.. O yüzden her eyleme, olaya, yarışmaya giren sakatlara sempatim ve bir oyum vardır benim.. Korkmayın engelli hareketine kimse zarar veremez.. Çünkü bundan kötüsü yok.. Yanlış yapa yapa doğruları öğreneceğiz.. Yeter ki kendilerini acz içinde hissetmesinler.. Bu tartışmaları sağladığı için bile teşekkür borçluyuz bence Bilal’e.. Çünkü ilk defa bir tartışmada bu kadar kişi aynı tarafta.. Yani duyguda birlikteliktir bu.. Ah birde Öteki bilincinde birliktelik olsa!
 
[FONT=Verdana]Sehribanu’nun tesbitleri çok doğru. Ataerkil düzen, gelenek ve göreneklerin, kalıpların düşüncelerin etkisi altında büyük çoğunluğumuz toplumun ya da çevrenin baskısını duyumsuyoruz. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Özellikle engelli çocuğu olan ebeveynler, engelli çocuğa koruyucu yaklaşmakta , bu da çocuğun özgüvenini zedelemektedir. Engellilere yapamaz, edemez gibi önyargılarla yaklaşılmakta ve ta baştan yaşama bir sıfır yenik başlamaktadır engelliler… [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Ne yazık ki, içi boş bir güzellik anlayışı yaygın toplumda. Bu ise, medyanın işgüzarlığıyla daha da pekiştirilmektedir. Dediklerine sonuna kadar katılıyorum sevgili Sehribanu. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Ben bu “yetenek” sözcüğüne bir türlü ısınamadım gitti. Sanki, yetenek deyince, kişileri ta baştan sınırlıyormuşuz gibi geliyor bana… Kimileri yeteneklidir kimileri ise yeteneksiz gibi. Hayır, hayır. Bence, her insanın içinde bir gizilgüç vardır. İnsan isterse, bir ya da birkaç yetisini geliştirebilir. O işi, kendine özgü bir tarzda daha ilerilere taşıyabilir. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Ben kendi adıma söyleyeyim. Nerde engellilerin sanatsal alanlarda ön plana çıktığını görsem, seviniyorum. Bilal’in yaptığı müziği seversiniz, sevmezseniz. Hani pek de benim müzik anlayışıma pek uymuyor. Darbuka çalıyor. Çeşitli müzikleri sentezliyor. Birtakım sesler çıkararak gösterisini renklendiriyor. Daha çok popüler kültürün içinde var olan öğeleri kullanıyor. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Her ne kadar popüler kültüre ve bıraktığı etkilere şiddetli karşı çıksam da, bir engellinin çıkıp da, bir gösteri/yarışma programında katılımcılar içinde olması beni sevindirdi. Bizler, toplumun her kesiminde olmalıyız. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Jüri üyelerine yalakalık yapmak da hiç yakışmadı Bilal’e. Ne de olsa bu toplumun bir bireyi o da. Yalakalık yapmadan kazanamayacağını mı düşündü acaba::):)[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Her ne olursa olsun, Bilal gibi daha niceleri vardır içimizde… Yüzyıllarca ezilen, horlanan, aşağılanan, görmezden gelinen, yok sayılan engelliler artık “biz de varız” demek için çıkıyor arenalara… [/FONT]
[FONT=Verdana]Belki de bir boğayı devirmek için…:) Dahası cansağlığı :)[/FONT]
 
Monalisa,ataerkil düzenin bize yaptığı baskılar konusunda çok haklısın. Koruyucu,kollayıcı,korumacı aile kültürünün baskısı altında yetenekler ortaya çıkarmak bir yana en küçük isteklerini dahi dile getiremeyen insanlar var...Sen yapamazsın,Sen başaramazsın,sen engellisin,sen zayıfsın diye diye en kötü özellikleri geliştirmek için çaba harcayan bir ailede ve çevrede kendimize güvensiz,dünyaya güvensiz yanımızda büyüklerimiz olmadan bir şey yapamayız ve en kötüsüne kendimizi alıştırırız.Ya iyisi olursa,ya başarırsam diye düşünmeyiz,çünkü kendimize güven ve başarılı olacağımıza dair bir şeyler geliştiremedik içimizde....
Biz mutlu olmayı ve mutlu etmeyi başaramayan insanlarız..Yaşadığımız anın keyfini çıkaramaycak kadar kaygılıyız ya geçmişte yaşadığımız bir şeye takılırız ya da gelecek kaygısıyla yaşarız o nedenle de biz hem çevremizdeki insanlara hem de kendimize mutsuzluğu ,olumsuzlukları,kaygıları bırakırız...Böyle bir ortamda da hengi yetenek ,nasıl gelişin?Bireysel şeyleri körelterek,insanların mutluluğu adına,aslında kontrol duygumuzu tatmin etmek için,birçok insanın hayatını da sekteye uğratırız...
Çocuklarımızın kendi ayakları üzerinde durmasını istemeyiz,durduklarında kontrol edemeyeceğimize göre,bize bağımlı olsun,ben onu kontrol edeyim duygusu,koruyuculuk altında ortaya çıkar ve kimse bunun ne kadar zararlı bir şey olduğunu farketmez,çünkü ailelerimiz bizi korur,yeteneklerimiz gelişmese de olur...Çocuklara fırsatlar sunulmalı,bireysel özellikleri dikkate alınmalı,yetekenleri farkedilmeli ve bunlar farkedildiğinde gelişimi sağlanmalı,bunu da ancak kendi gelişimini sağlıklı başarabilmiş anne-bababalar yapabilir..Bizim için henüz bu tür şeyler biraz uzak görünüyor,ama imkansız değil...
 
Uzaklardan bir sevgili dostum beni dövmek istemiş .. O ne yaparsa güzel gelir bana.. İster gül atsın isterse gülden sopayla vursun .. İşte bana gelen o dostumun yazısı;

Yani hasan abi tutmus su sancilarindan basari devsirmek isteyen, bunu yaparken ikinci bir yavsaklik yaparak inceltilmis kaderci mesajlar verip T…’ in yaptigi populizme savrulan en hafifinden yavsak bilale sahip cikmissin. Hala anlamiyor musun bunun gibilerin bizim asil tumorumuz oldugunu. Yeteneksizliginin ustune bir de ici bos bir ozguven, zeka yoksunu espriler, abuk sabuk sosyal mesajlar serpen ve topluma engelilik=geri zekalilik denklemini kurduran ama herseye ragmen en boktana bile Allah dedikten sonra aciyabilen toplumun bildik destegini isteyen adama ozguveniyle ornek oldu muamelesi cekmek nasil bir iyimserligin tezahurudur? Sopaliksin yeminlen...
 
fakat bilal yetenek sizsiniz proğramı adı bile yokken zaten tv lerde ve sanal alemde izlenme rekorları kırmış birisi.benim çalıştığım yerde biri bana hep şöyle der sakın engelinin arkasını sığınıpta yapabileceğin işi yapamam deme.o çoçukta bunu başarmış ama tabikide biraz şımarmış...
 
bence tamamen balondu bilal yetenek diye hiç bişey yoktu o yarışmada bilalden kata kat iyi olan 10 larca kişi vardı bilal yarı finali bile haketmiyrdu bence
 
Bu tür programlara 10 saniye bile tahammül edemeyenlerdenim. ("Bu toprağın sesi" dışında. Onun mp3 kayıtlarını bile almıştım. Canlı canlı).. Ol sebeple bu başlığa yazmamayı düşünüyordum.. Ama bir haber grubunda, Bilal'in 1,5 ay önce çıktığı programdan sonra eleştiren bir yazı vardı. Onu aktarayım..
Yeni izledim. "... Idol" ve ".. Got Talent" programlarının enkaz altında
kalmış modeli olan ve bir kaç sahnesine zap yaparken maruz kaldığım
"Yeteneğinizin olmadığını biliyorum, sadece ispatlamak istedim, bu arada
cukkayı iyice doğrultayım hele" isimli programa çıkmış ve galiba finale mi
yükselmiş ne olmuş?

Nutkum tutuldu a.k. diyecek bişey bulamıyorum...

deyinceaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
deyinceaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaağğğ
nurinurinurinuri num
nuri num

bu ne be? Allah belanızı versin hepinizin...
Bu bir yetenek yarışması mı ? Evet. E
bu adamın nesi yetenekli?

- Şarkısının bestesi desen, iki melodiye dayanıyor, az biraz o tür müziği
dinlemiş 13 yaşındaki çocuk bile kopartır ortaya atar izlenimlerinden.
- Güftesi desen, hiç girmeyelim konuya.
- Adamın sesini bizim evde duyamazsın, çünkü kapıları yağladık ses
çıkartmıyolar açılıp kapanırken, sanayiye gitsek bir tornada falan duyarız
benzer bir ses.
- Sesinin güzelliğini zaten geçtim, peki kullanabiliyor mu, yoo, rezalet.
- E enstrümanı mı çok güzel çalıyor? Koymuş bacaklarının arasına pata küte
vuruyor.
- Beatbox'ı mı güzel yaptı, hayır, ben daha efektli osurabiliyorum.

Nesi "yetenek" adamın? Jüri üyelerinin arkadaki çocukların gazını alıp
teşekkür etmeleri lazım, ne yeteneği ? Yani yetenek deyince bunun
anlaşılmaması lazım, kavram kargaşası yaratıyorlar insanlarda, bu ne ya?
Tamam naif bir girişim ama sonuçta çiğ, adi, bayağı, saçma.

Bunları diyen; müzikten anlayan, engelsiz bir arkadaş.

Programı izlemediğim için; mağduriyet edebiyatı, engelini kullanma vb. konulara girmiyorum.

Peki, bizim duruşumuz böyle mi olmalı?..
 
Çok güzel eleştiriler var aslında UZAKTAKİ dostumun mesajında;
-sancilarindan basari devsirmek: Bunu Bilal oğlan icat etmedi ki.. Müslüm ve Orhan babaların tüm engellemelere karşı açtığı bir yol değil mi bu yol? Devlet bile baş edemedi bu açılan yolla..
-inceltilmis kaderci mesajlar; Haklısın.. Bu mesajı o yarışmaya çıkıp ta vermeyen olmadı.. Niye Bilal oğlana takıldı kaldı bu etiket? Engelli olunca algıda seçicilik olabilir mi?
-Yeteneksizliginin ustune bir de ici bos bir ozguven- Bak yerden göğe haklı olduğun bir konu.. Yetenekli olanların(?) düşünmekten hareket edemediği, kitlendiği bir durum oluyor galiba.. Mesela ben çok kişi biliyorum bağlama, gitar çalan, şarkılar söyleyen ama asla toplum önüne çıkamayan! Galiba burada gıcıklık yaptım ama olsun..
-topluma engelilik=geri zekalilik denklemini kurduran; Bak bu sözüne hiç katılmıyorum..
Bu toplum kurnazı tanır.. Salağı da tanır, engelli eşittir geri zekalı denklemini kurmaz pek.. Aksine kör ve topal tuttuğunu şaaapar diye bakar meseleye..
-Toplumun Allah kelimesi ile avlanması; Etkili olur mu inan bilmiyorum. Çünkü bu avcılığı yapmayan kalmadı..Sokaktaki dilenciden tutun,sokak satıcısına hatta politikacısına kadar herkes dini kullanıyor.. Fakat bunu yapana inanması lazım halkımızın bence.. Çoğu zaman ters teper böyle şeyler.. Fakat dediğim gibi bunu yapmayan yok..
-Bilal oğlana tüm yanlışlarına rağmen sahip çıkma olayına gelince; Sanırım asıl soru/eleştiri bu.. Çoğu yanlışı herkes yapıyorsa o doğru mudur? Kesinlikle hayır.. Fakat yapılan her şeyi engellilikle ilişkilendirmek canımı sıkıyor benim.. Yani şöyle ortalama toplum insanı gibi eleştirilse canım yanmayacak.. Ağız tadıyla, gönül rahatlığı ile engelli olan birinin tüm toplumsal aktivitelere katılmasını istiyorum ben.. Yapılacak tüm eleştirilerinde diğerlerine yapılanlar ile aynı düzlemde olmasını istiyorum.. İşe engellinin özel durumu ve halkın engellilere bakış açısı ön planda olsun istemiyorum..

Yukarıdaki yazılarda uzun uzun anlattım yetenek ve toplumun yetenek algısını.. Bilal kazansaydı sevinmeyi bırakın sırtımdan soğuk terler dökülürdü üzüntüden:
-Birincisi: Hani çok istenen bir şeyi (eğer hakkın değilse-engelin sayesinde almışsan) al başına çal diye verirler ya insana, işte öyle bir durum çıkacaktı ortaya..
-İkincisi:Türk halkının ilkelliği karşısında şoka girecektim.. Çünkü hayatın içinde olan her kes bilir ki, asıl müzik zevkimiz bizim Bilal Oğlanın çaldıkları ile ifade edilebilir.. Tek eksik zurnaydı orada.. Hangi mekanda olursa olsun ilerleyen saatlerde ortak zevkimiz o müziktir bizim.. Her şeyi engellilikle açıklamaya kalkmayalım lütfen..

Not;Ben olayı Baben’in getirdiği eleştiriler gibi görmek istiyorum.. Engel olayı hiç yok ortada.. Kalıcı bir müzik zevki ile orada yapılana kıyasıya bir eleştiri..
 
[FONT=Verdana]Bence, Bilal’i eleştirmeden önce sözkonusu programın içeriğini eleştirmek gerekli diye düşünüyorum. Bu programın “yetenekle” falan ilgisi yok. Yalnızca ticari kaygılarla izlenme oranlarını artırmak için yapılmış bir program. Yine çoğu televizyon programı gibi amacı halkı eğlendirmek. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Boş zamanlarınızda bu tür programları izlersiniz, izlemezsiniz. Bu kişilerin tercihine bağlı. Ben çoğunlukla izlememeye çalışıyorum. Ama bu toplumun nereye gittiğini, ne yaptığını, nelerden zevk aldığını öğrenmek için kimi kez izlemeyi yeğliyorum. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Bilal’in yaptığı müzik midir? Değil midir? Doğrusu kendimi müzik konusunda değerlendirme yapacak yetkin saymıyorum. Sıradan bir dinleyiciyim. Ancak, Bilal’in yaptığı müziği eleştirirken onun gibi müzik yapanları da eleştirmek gerekiyor. Tabii ki, o tür müziği dinleyenleri de… [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Burada seçkinci bir tavır sergilemek niyetinde değilim. Şu gerçeği görmemiz gerekiyor ancak. Eğer, bir toplumun bireylerinde estetik bilinç yok ise, oluşturulmamışsa, o toplum popüler kültürle yatıp popüler kültürle kalkıyorsa, bu müziği güzel bulan o toplumu değil, o toplumu o yöne doğru yönlendiren egemen güçleri sorgulamak gerek diye düşünüyorum. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Halk eğer Beethoven’i, Bach’ı, Mozart’ı dinlememişse, müzikteki özle biçim arasındaki ayrımı bilmiyorsa, müziğin tarihsel evrimini bilmiyorsa ya da ne bileyim çok sesli müziğe kulağı alışmamışsa, bu halkın beğenileri de küçük göremeyiz diye düşünüyorum. Ya da bu halk neden bu tür programların bir alıcısıdır? Neden bu tür programlar izlenme rekorları kırmaktadır? Bunun altında yatan psikolojik ve sosyolojik nedenlerin araştırılması gerekir kanımca. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Bu açılardan bakıldığında duruşumuz tabii ki, böyle olmamalı. Gönül arzu ediyor ki, sanatın para kazanma amacıyla yapılmadığı, sanatçının yalnızca güzeli aramak için yola çıktığı bir dünyanın içinde engelliler de özensiz, insanı çileden çıkaran “sanat yapıtlarıyla” toplum önüne çıkmasınlar. Ancak, popüler kültürle kuşatılan bir çağda toplumun içindeki engelliler bu çıtayı nasıl yükseltecekler? Hem de toplumda ikinci sınıf olarak görünüyorlarsa… Bu şimdilik zor görünmektedir. [/FONT]
 
:) Evet arkadaşlarımla gittik o yarışmaya değişik bir atmosfer heycan insanlara kendimizi gösterebilmek ve tabi yarışma ödülünü kazanabilmek amacıyla :) tatlı değişik zor bir ortamdı en çok zorlananda bizim devremizdi gittigimizde sahne bile yoktu acunmedyanın ilk canlı yayınıydı acemilği tozu dumanı biz cektik o studyoda zorlukları cektik ama bi değişiklik yaşadık eğlendik çokta yıkılmadık açıkcası kaybettik diye şanssızlığımızda vardı biraz pek üzülmedik eğlenceliydi :) bizi ve beni öven cok kişi oldu tebrik eden cok kisi oldu o günden sonra bence bu kazanılmış birseydir kendi adıma sanada teşekkürederim Hasan abicim yazdıkların icin sözünüde gördüm bi ara artık yaparsın bana jestini :)
 
bilal kaybetti evet ama bence bilale biz engelliler olarak oy göndermedik bilal ondan kaybetti
 
yarışmanın adı yeteneksizsizin sizlerde kimin nekadar yetekli oldugunu tartışıyosunuz bence yanlış yapıyorsunuz yinede bilal göregeni bu olayın dışında tutmak gerekir onu seviyorum
 
Ben yarışmaya katılanlar içinde en cok takdire değer olanları dansçılar olarak gördüm cok yetenekli gencler vardı.Ses kategorisinde opera söyleyen ikili cok iyiydi..
Bilal in sesini falan beğenmedim ayrıca ama kendisini bu konuda geliştirmesi takdir edilir.Ama cok fazla egilip büküldü cok fazla kendini iifade edemedi yetenekli ama finale kadar gidecek bir yeteneği yoktu.
Yarışmada kategori olmaması benim hep dikkatimi çeken ve bu yarışmaya karsı en büyük eleştiri noktamdı.Dans edenler , sesi güzel olanlar , enstürüman calanlar sporcu kimliği olanlar karma karışık bir değerlendirme içinde idiler.
Engelli yaşlı hasta bu durum içinde bulunanlar için her zaman duygu sömürüsü yolu açıktır.
Bunun bir cok örneğini diğer yarışmalarda gördük jüri üyeleri yada sonuçta oy atan herkes duygusal yaklasıyor.Toplum içinde veremedikleri için bu platformlarda kendilerinimi aklıyorlar bilmiyorum..
 
Buyrun birde bu pencereden bakın engelimize,engellerimize...
[ame=http://www.youtube.com/watch?v=8QUOy83po60]YouTube - ESREF ARMAGAN[/ame]
 
O yarışmadaki seyredebildiğim ve gördüğüm tek yetenek Kaan idi.

Yarışmanın formatı gereği jurideki 3 kişinin tavırları vs zaten dünyadaki heryerde aynı..

( Bir seksi geri zekalı
Bir çirkin ukala
Bir popüler de tv programcısı ) Siz yerleştirin artık.. :) İsterseniz bakın youtubeden falan, tüm ülkelerde hep aynı etki-tepkiler.

Bilal veya benzer başka bir engellinin işi veya eserini KENDİSİ ORTADA GÖRÜNMEDEN sunsalardı, Bilal daha ilk girişte reddedilirdi.

Kapayın gözlerinizi dinleyin ey oy veren halkım :) Bir an için olsa da, siz kör olun şu yalan dünyaya.

Düğünlerde şarkı söyleyen kişiler bile daha becerikli... (ağzıyla çıkardığı bağlama sesi falan son derece itici...)

Neyse, müzik ustası olmasak da, az çok kulağımız aşina. Daha fazla yorum yapmayayım...

Ben Andrea BOCELLI yi yıllarca zevkle dinlemiştim. Ama onun kör biri olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Ve o meyanda hiçbir söylem de duymamıştım. Birgün bir CD kapağında dikkatimi çekince anladım!!!..

Uzatmayayım, sanat veya yetenek konusuna girmeyeyim...

Buradaki asıl konu şu:


Duyguları (ve para sayanları) atın bir kenara.. Bu ve benzer durumların engelli ayrımcılığına ve topluma fayda zarar oranı nedir?

Dünya bir sirk midir? Engellilerin maaşı alkışlarla mı ödenir? Veya çerez mi atılır?

Hı?


Uzatırsam çok sert konuşacağım..
:) Eminim çok kişi gardını alacak.. Şimdilik gerek yok.
 
Valla benimde kesinlikle ve kesinlikle bilal değildi favorim düşüncemi daha öncede beyan etmiştim...Ve sırf bilal olmasın diye oy atabilirdim diğer rakiplerine uğur ve bilal'e çünkü alın teri var emek var kareografi var sevimlilik var empati var varda var....
Bilalde ne vardı oy çabası....
Vallla yarışma sonucundan memnunum gönlüm isterdi kesinlikle Kaan olsun...Ama Bilal yüzünden üçüncü oldu...
Ve Bilal'in bi terbiyesizliği RAKİBİNE Bİ HAYIRLI OLSUN demesi oldu ASTI SURATINI GİTTİ İÇERİ....
AYRICA BEN SESİ YETENEK OLARAK BAZ ALMIYORUM BU ARADA....

yarışma kurallarını ihlal ediyor boy boy kanallara çıkıyor birde halktan oy istiyo oldu....bende oeuz'u ve ekibini tebrik ediyorum bu konuda iyi yarıştı ev güleryüzle ayrıldı bilalden daha fazla yetenek vardı dans başka bir şeydir...keşke bilal yerine onlar kalsaydı büyük finale ama bilalin final starejisi çok kurnazca
 
Üst Alt