Hava çok güzeldi, sıcaktı ama güzeldi.. Terlediğimi hissettim bu yüzden dışarı çıkmak için akşamı bekledim. Bindim sandalyeme ve dolaşmak istedim. Bilinçsizce gezdim, ordan oraya sürükledim kendimi nereye gittiğimi bile bilmeden..Kah belediyenin kaldırımlarına sövdüm kah kalabalık insanlara.. Dalmışım iki kere arkamdan çalan korna sesi ile kendime geldim.. Bilmiyorum hüzünlüyüm bu aralar, dikkatimi veremiyorum hiçbirşeye.. Kornayı çalan şöförlere sövdüm yinede.. Anlayın beni diye.. Ben bende değilim ne öttürüyorsun şu zımbırtıyı sanki.. Kafamla selamladım sonra şöförleri hatamı kabullenip.
Yoluma devam ettim..
Yazın geldiği insanların giyiminden nasılda belli oluyor diye kendi kendime söylendim. Sevgililer gördüm onlarca, hepsi nasibini aldım küfürlerimden. Biliyor musun hep senin yüzünden sövdüm onlara, sen yanımda olsan sövermiyim onlara.. Aslında küfrüm onlara değil sensizliğe, ne yapayım çok özlüyorum belkide sana ne.. Neden yolda gördüğüm her kızı sana benzettim sanıyorsun, bunu bende bilmiyorum.. Cafelerde oturan sevgililerin yerine ikimizi hayal etmenin çok tehlikeli olduğunu park etmiş Toyotaya arkadan bindirince anladım.. Bi küfürde onu buraya park eden sahibine tabi, suçu mu ne ? Hayalimi nasıl böler dengesiz herif, belki de kadın..Sonra etrafta milletin bana baktığını hissettim, ee kolay değil akülü sandalyeyle park halinde Toyotanın karıştığı bi kazayı her zaman görmek nasip olmuyor.. Utandım, ne bakıyorsunuz lan diye çıkışacak oldum sittir et deyip yoluma koyuldum. Dizim acıyordu, keşke hep dizim acısa be deyip kendi kendimi teselli ettim. Off hava çok güneşli ama yüzüm bulutlu, dokunsan yağarım ben sağnak halinde. Tanımadığı insanları kıskanır mı insan ya, sana ne elalem sevgilisiyle ailesiyle dolaşıyorsa dimi ? Öyle değil ama işte insan sevdiği insanın yokluğunu derinden hissediyorsa bir tuhaf oluyor ya.. Yine sövesim geldi, küfürbaz ettin lan beni sevdam..
Tam karşımdan bir bebek arabasıyla birbirine çok yakışan bir çift geliyordu, bebek arabasında ki veledi görmek istedim, bu çiftten hangisine benziyordu çok merak ettim..İyice yakınlarından geçtim tam sol tarafımdan geçen bebek arabasının içine doğru baktım, yumuk yumuk kolları, bir eli ağzında, gözleri çipil çipil tatlı mı tatlı bu bebek gülümsüyordu, tüm gün boyunca yüzümü gülümseten tek an bu idi. Babasına benziyordu.. Şanslı ib.e diye içimden geçirdim.. Yoluma devam ettim sonra..
Hayallerimde defalarca seninle gittiğimiz o parkın yanından geçiyordum.. Parkın yanında ki büfeden kendime bir bardak çay söyleyip parka girdim, sevgililerin henüz oturmamış olduğu 3 masadan çardak benzeri üstü kapatılmış olan masaya geçtim. Beş dakika sonra çayımı getirdi büfecinin bacaksız çırağı, başka birşey isteyip istemediğimi sordu. Yok dedim soğuk soğuk, gitti.. Çayın yanına konmuş iki şekeri çayıma atıp karıştırdım, şekerler eridikçe hayallerimin eridiğini hissettim sanki. Moralim bozuldu iyice.. Seviyorum çayı seni sevdiğim gibi dedim sessizce. Yudumladım çayımı, seni yudumlar gibi. Aklımdan onca anı hızla geçmeye başladı. Dalmışım o an, mutluydum o an, seninleydim o an.. Hemen 10 metre ilerde bisikletten düşen çocuğun gürültüsüyle kendime geldim.. Kalktı hemen hiç birşey olmamış gibi tekrar bindi bisikletine ve bastı gitti, sanki sırf hayal dünyamdan ayıltmak için gelmişti velet.. Bi an yarısını içmiş olduğum çay bardağının hemen altında, tahta masaya kazınmış yazılar gördüm. Okudum Betül-Hakan yazıyordu. Masayı iyice bir inceledim bir sürü bu tür sevgililer tarafından yazılmış bi dünya isim vardı. Kenan-Çiğdem, Murat-Ebru ve diğerleri. Kalın kalın yazılmış hepsi, kimisi kalp içinde, kimisi şekilli şekilli.. Kötü oldum.. Gözüm çay kaşığına takıldı, aldım elime masada boş bi yer aradı gözlerim hemen..Orda yazılanlar gibi kalın kalın derin derin kazımak istedim ismini o masaya, gücüm yetmiyordu ama kollarım o kadar güçlü değildi. Tüm gücümle kazıyordum on dakika boyunca sadece "E" harfini kazıyabildim, yorulmuştum. Ama inat etmiştim yazacaktım ismini oraya. Yarım saat boyunca çabaladım ellerim acıyordu ama bitirmiştim ismini o masa da Artık bir sevdanın daha ismi "Esra" diye yazıyor, diğer isimler gibi kalın kalın olmadı ama. O kadar derin kazıyacak kadar kollarımda güç yoktu,
Diğer isimler kadar şekilli durmadı diye kıskandım,
Beceremedim diye kendimi hayıfladım,
Belki hiç görmeyeceksin be sevdam ama,
O masaya ismini yazmak için en çok ben uğraştım..
Yazan: Capricorn________________31.05.2010
Yoluma devam ettim..
Yazın geldiği insanların giyiminden nasılda belli oluyor diye kendi kendime söylendim. Sevgililer gördüm onlarca, hepsi nasibini aldım küfürlerimden. Biliyor musun hep senin yüzünden sövdüm onlara, sen yanımda olsan sövermiyim onlara.. Aslında küfrüm onlara değil sensizliğe, ne yapayım çok özlüyorum belkide sana ne.. Neden yolda gördüğüm her kızı sana benzettim sanıyorsun, bunu bende bilmiyorum.. Cafelerde oturan sevgililerin yerine ikimizi hayal etmenin çok tehlikeli olduğunu park etmiş Toyotaya arkadan bindirince anladım.. Bi küfürde onu buraya park eden sahibine tabi, suçu mu ne ? Hayalimi nasıl böler dengesiz herif, belki de kadın..Sonra etrafta milletin bana baktığını hissettim, ee kolay değil akülü sandalyeyle park halinde Toyotanın karıştığı bi kazayı her zaman görmek nasip olmuyor.. Utandım, ne bakıyorsunuz lan diye çıkışacak oldum sittir et deyip yoluma koyuldum. Dizim acıyordu, keşke hep dizim acısa be deyip kendi kendimi teselli ettim. Off hava çok güneşli ama yüzüm bulutlu, dokunsan yağarım ben sağnak halinde. Tanımadığı insanları kıskanır mı insan ya, sana ne elalem sevgilisiyle ailesiyle dolaşıyorsa dimi ? Öyle değil ama işte insan sevdiği insanın yokluğunu derinden hissediyorsa bir tuhaf oluyor ya.. Yine sövesim geldi, küfürbaz ettin lan beni sevdam..
Tam karşımdan bir bebek arabasıyla birbirine çok yakışan bir çift geliyordu, bebek arabasında ki veledi görmek istedim, bu çiftten hangisine benziyordu çok merak ettim..İyice yakınlarından geçtim tam sol tarafımdan geçen bebek arabasının içine doğru baktım, yumuk yumuk kolları, bir eli ağzında, gözleri çipil çipil tatlı mı tatlı bu bebek gülümsüyordu, tüm gün boyunca yüzümü gülümseten tek an bu idi. Babasına benziyordu.. Şanslı ib.e diye içimden geçirdim.. Yoluma devam ettim sonra..
Hayallerimde defalarca seninle gittiğimiz o parkın yanından geçiyordum.. Parkın yanında ki büfeden kendime bir bardak çay söyleyip parka girdim, sevgililerin henüz oturmamış olduğu 3 masadan çardak benzeri üstü kapatılmış olan masaya geçtim. Beş dakika sonra çayımı getirdi büfecinin bacaksız çırağı, başka birşey isteyip istemediğimi sordu. Yok dedim soğuk soğuk, gitti.. Çayın yanına konmuş iki şekeri çayıma atıp karıştırdım, şekerler eridikçe hayallerimin eridiğini hissettim sanki. Moralim bozuldu iyice.. Seviyorum çayı seni sevdiğim gibi dedim sessizce. Yudumladım çayımı, seni yudumlar gibi. Aklımdan onca anı hızla geçmeye başladı. Dalmışım o an, mutluydum o an, seninleydim o an.. Hemen 10 metre ilerde bisikletten düşen çocuğun gürültüsüyle kendime geldim.. Kalktı hemen hiç birşey olmamış gibi tekrar bindi bisikletine ve bastı gitti, sanki sırf hayal dünyamdan ayıltmak için gelmişti velet.. Bi an yarısını içmiş olduğum çay bardağının hemen altında, tahta masaya kazınmış yazılar gördüm. Okudum Betül-Hakan yazıyordu. Masayı iyice bir inceledim bir sürü bu tür sevgililer tarafından yazılmış bi dünya isim vardı. Kenan-Çiğdem, Murat-Ebru ve diğerleri. Kalın kalın yazılmış hepsi, kimisi kalp içinde, kimisi şekilli şekilli.. Kötü oldum.. Gözüm çay kaşığına takıldı, aldım elime masada boş bi yer aradı gözlerim hemen..Orda yazılanlar gibi kalın kalın derin derin kazımak istedim ismini o masaya, gücüm yetmiyordu ama kollarım o kadar güçlü değildi. Tüm gücümle kazıyordum on dakika boyunca sadece "E" harfini kazıyabildim, yorulmuştum. Ama inat etmiştim yazacaktım ismini oraya. Yarım saat boyunca çabaladım ellerim acıyordu ama bitirmiştim ismini o masa da Artık bir sevdanın daha ismi "Esra" diye yazıyor, diğer isimler gibi kalın kalın olmadı ama. O kadar derin kazıyacak kadar kollarımda güç yoktu,
Diğer isimler kadar şekilli durmadı diye kıskandım,
Beceremedim diye kendimi hayıfladım,
Belki hiç görmeyeceksin be sevdam ama,
O masaya ismini yazmak için en çok ben uğraştım..
Yazan: Capricorn________________31.05.2010