5. Özürlü Statüsünden Emeklilik ve Kontrol Muayenesi
Sakatlık vergi indirim hakkına sahip olma yoluyla SSKlılıktan özürlü statüsünden emeklilikte önemli sorunlardan biri kontrol muayenesi sonucu aylık kesilme sorunu olmaktadır. Nitekim söz konusu hakkın dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 60 maddesi Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanması dolayısıyla yaşlılık aylığına hak kazanarak yaşlılık aylığı alanlar Kurumca kontrol muayenesine tabi tutulabilir hükmünü de içermektedir.
Kontrol muayenesi sonucu emekli aylığı hakkının yitirilmesi günlük yaşamda sigortalıların hayatını yakından etkilemekle ihtilaflara ve dolayısıyla da davalara neden olmaktadır. Bu tür davalarda Yüksek Mahkemenin üzerinde durduğu en önemli noktalardan birini de kontrol muayenesinde yapılan çalışma gücü kayıp ölçümlemesinin ilk defa sakatlık vergi indirimine esas raporun alındığı tarihte geçerli olan düzenlemenin uygulanması gerekliliği olmaktadır. Yüksek Mahkeme kontrol muayenesi ile alınan aylığın kesilebileceğini kabul etmekle birlikte kontrol muayenesinde esas alınacak ölçümleme tablosunun kontrol muayenesinin yapıldığı tarihte geçerli tablonun esas alınmasını reddetmektedir. Zira böyle olmakla Yüksek Mahkeme her yeni yönetmelikte sakat veya özürlü sayılma ölçütlerinin giderek zorlaştırıldığı hengâmede sırf düzenleme değişikliği sonucu kişinin durumunun değiştirilmemesi hukuki gerekliliğinin üzerinde durmuş olmaktadır.
Nitekim Yüksek Mahkeme bir kararında[8] Sigortalının 18.3.1981 tarih ve 8/2620 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla tespit edilen sakatlık indiriminden yararlanacak hizmet erbabının sakatlık derecesinin tespit şekli ile uygulaması hakkında yönetmelik hükümlerine göre % 44 malûliyet esas alınarak yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Ancak Kurumun sigortalının yaşlılık aylığının kesilmesine esas aldığı, SSK Malatya Bölge Hastanesinden alınan 3.9.2003 gün ve 341 sayılı, sigortalıda çalışma güç kaybını % 20 olarak belirleyen kurul raporuna istinaden Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Merkez Sağlık Kurulu sigortalıdaki çalışma güç kaybını % 36 olarak kararlaştırmış ise de, beden çalışma güç kayıp oranının % 36 olarak belirlenmesi sigortalının yaşlılık aylığına esas alınan malûliyetinin saptanmasında önem arz eden 1981 tarihli anılan ilk yönetmelik hükümleri yerine, 18.3.1998 gün ve 23290 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 98/23290 sayılı (sonraki) yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle belirlendiği görülmüştür.
Sakatlık indiriminden yararlanan sigortalının çalışma gücü kayıp oranı; yaşlılık aylığı bağlama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 18.3.1981 tarih ve 8/2620 sayılı yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilmesi ve buna göre başlangıçtaki sakatlık indirimi oranının sonradan azalıp azalmadığının aynı esaslar dâhilinde saptanması gereği gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. hükmünü vermiştir.
Bir başka karar[9]da da Sakatlık oranının ve sakatlık derecesinin tespitine ilişkin dava Gelir Vergisi Kanunundan kaynaklanmaktadır. Bölge İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 6. Maddesine göre, Maliye Bakanlığının sakatlık derecesinin tespiti ile ilgili işlemlere karşı açılacak davalarda vergi mahkemeleri görevlidir. O halde sakatlık oranının ve sakatlık derecesinin tespitine ilişkin dava, vergi mahkemesinde Maliye Bakanlığına karşı açılmalıdır. Maliye Bakanlığı bu davada taraf olmadığından bu durumda yapılacak iş; davacıya sakatlık oran ve derecesinin saptanması için Maliye Bakanlığı aleyhine Vergi Mahkemesinde dava açması için önel vermek ve o davayı bu dava için bekletici mesele saymak çıkacak sonuca göre yaşlılık aylığı ile ilgili bir karar vermektir denilmekle sonucunda emekliliğin iptali söz konusu olsa bile söz konusu emeklilik sakatlık vergi indirim hakkına bağlı olduğundan iptal dilen özürlü statüsünden emeklilikte dava açma yerinin vergi mahkemeleri olduğu vurgulanmaktadır.
6. Sonuç:
Sakatlık vergi indirimi hakkını kazanmak yoluyla emeklilik 506 sayılı Kanunla getirilen bir düzenleme olarak hayatiyetini sürdürmektedir.
5510 sayılı Kanunla özürlü statüsünden emeklilik koşulları tespit edilmesine karşın ilk defa sigortalılıkları Ekim 2008 ayından önceye dayanan sigortalıların SSKlılıktan (4/a sigortalılığı) emekli olmaları bakımından sakatlık vergi indirim hakkı kazanmak suretiyle emekli olma yolu açık tutulmaktadır. Bundan ayrı olarak
5510 sayılı Kanun ilk defa 01.10.2008den sonra sigortalılığa başlayan engellilerin özel emeklilik koşullarını düzenlemiş bulunmaktadır. Emekli aylıkları vücutça fonksiyon kayıplarına bağlı olan bu tür emeklilerin kontrol muayenesine çağrılmaları doğal ve yasal olmakla birlikte yapılacak muayenede esas alınacak çalışma gücü kayıp ölçümleme tablosunun tatbiki bakımından o an yürürlükte olan tablo ve ölçütlerin değil, ilk defa sakatlık vergi indirimine hak kazanıldığı dönemdeki tablo ve ölçütlerin dikkate alınması hukuki bir zorunluluk olarak kurumlarca dikkate alınmalıdır. Aksi uygulama halinde hak kaybına uğrayan bireylerin dava yoluna gitmelerinde ellerinde çok önemli bir argüman geçmiş olacaktır.
[1] 28.04.1981 tr.li ve 17324 sayılı RGde 8/2620 sayılı BKK ekinde yayımlanmıştır.
[2] 18.03.1998 tr.li ve 23290 sayılı RGde 98/10746 sayılı BKK ekinde yayımlanmıştır.
[3] 16.07.2006 tr.li ve 26230 sayılı RGde yayımlanmıştır.
[4] 16.12.2020 tr.li ve 27787 sayılı mükerrer RGde yayımlanmıştır.
[5]
5510 sK. geçici madde 10: Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (c) bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır
[6] SGKnın 2009/67 sayılı Genelgesi
[7] SGKnın 2011/58 sayılı Genelgesi
[8] Yargıtay 10. HD. 2004/12667 Esas., 2005/3164 Karar.
[9] Yargıtay 21 HD. 2009/13491 Esas., 2009//14093 Karar.