şimdi NERİ yazıyı yazarken engellilerin sorduğu bu soruları engelsiz insanlarında sorabileceğini düşünmedim mi sanıyorsun . Tabiki her insan bu ve buna benzer soruları kendine aşık olduğu kişiye yada eşine soracaktır. fakat anlamak isttemediğin yada istemediğiniz şey yoğunlukları çok farklı olduğu gerçeği. Engelsiz kişiler bu soruları sorarken gelecek planlaması yapmak amaçlı yada farklı seçenekler oluşturma maksatlı soruyorlar. yani tepki yada olumsuz bir takım olaylarla karşılaştıklarında karar verme yetkileri kendilerine ait ve karar vermede ve uygulamada bir başkasının desteğine yada yardımına ihtiyaçları yok. ha tabiki canları sıkılıyor stres yaşıyorlar fakat belli bir süre devam eden ve yaşama karşı çoğu kez motive edici sıkıntılar bunlar,olumsuzluklar karşısında başkalarına ve özelliklede olumsuzluk yaratan nedene yada daha önemlisi kişiye bağlı kalmadıkları için bu olumsuzlar daha sonra yaşamları boyunca yaşayacakları kaderleri olmuyor. yani bedenleri özgür oldukları için dolaylı olarak ruhlarıda özgür oluyor dolayısıyla kendi hayatlarını kendileri belirliyorlar. başa gelirsek bu nedenden ötürü yukarıda sordukları soruların yoğunlukları çok farklı oluyor. engellilere gelirsek durumun tam tersi bir sonuçla karşılaşmamız oldukca muhtemel... neden mi.. işte neden bedenlerin özgür olmamasından kaynaklı olarak ruhlarında özgür olamaması ve alınacak ve verilecek kararlarda sürekli olarak bir diğer insan yada insanlara bağlı olunması. Dolayısı ile olası bir olumsuzlukta daha sonra yaşanacak hayat engellinin kader olarak algılayacağı hayat oluyor. içinde yaşadığımız sosyo kürtürel gerçekliğin olumsuzluklarınıda yada dar kalıplarınıda hesaba katarsan soruların yoğunluğunun ne kadar daraltıcı bir etken olduğunu daha bu yazıyı okurken bile hissedeceğine eminim
yoksa demek istediğim şey yukarıdaki soruları sadece engelliler soruyor o yüzden aşkı yaşamazlar sonucu çıkarmak değil.