Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli halinizi kabul etmek için ne kadar beklediniz? [Yaşam]

Sanırım kabullenmek işleri hallediyor benim bedensel bir engelim yok şimdilik diyorum gelecek günlerde ne olur ne görürüm bilmiyorum bu güne şükür ederim.
Yalnız genetik rahatsızlığım var Akdeniz Ateşi denilen illet çocukluğumdan beri sürekli bu hastalık yüzünden sorunlar yaşadım belki engelleri olan arkadaşlardan daha çok acı çektim üzüldüm çünki bu hastalığı dokotorlarda bilmiyorlardı sürekli farklı ilaçlar kullanıyordum romatizma, kansızlık, kalp, vs.vs.vs. bir dolu organı bozuyor.
Sonunda tesadüfen rahatsızlığım keşfedildi apandis ameliyatı oldu aynı şikayetler hastaneye gidipte bana gene apantis ameliyatı denilene kadar bende apandisit yok dememe rağmen ameliyathaneyi hazırlıyorlardı kaçtım bende hastaneden :=)) ondan sonra gittiğim dr. Bunu duyunca akdenizden şüphelendi tes sonuçları ortaya çıktı.
Yıllarca birlikte yaşadığım hastalığı kabullenmem 1 yılı aldı. Bana anlatılanlar sanki kısa sürede tası tarağı toplayıpta diğer tarafa göç edecekmişim gibiydi kabullenmediğim buydu zaten baktımki otur bekle ki ölüm gelsin olmuyor inadına mutlu yaşamaya başladım.
Neden mi bu hastalık beni birkere götürüp getirdi hani gitmek mi kalmak mı çizgisi vardır ya ben yaşadım o anı aslında güzeldi bu bana sunulan ikinci şans dedim ve inadına çok mutlu yaşamaya başladım.
Kabullenmek ve herşeye rağmen dik durup yaşamak bence güzel .
 
Benim Alışmam kolay oldu ama insanlar ilk gördüklerinde sarhoş teşhisi koymasalar herşey daha güzel olacak
 
Engelliliği kabullenmek için 25 yıl bekledim. Ne zaman Türkiye Sakatlar Derneği'ne yolum düştü. İşte o zaman özgürlüğe kanat çırptım. Dernekte eşimle tanıştım. Bana kendimi kabullenmeyi, sakatlığın yaşama katılmak için engel olmadığını o öğretti.

Ondan çok şey öğrendim. Hoşgörüyü, sevgiyi, insanın kendisini sevmesinin insanları sevmek için bir başlangıç olduğunu, yaşamı kendi merkezimize almamamız gerektiğini...

Şimdi... Bu yolda beraber yürüyoruz. Yürümek ortak amaçlara... Yürümek engellerin üstüne... Beklemek... Beklemek birşey yapmamak demektir.

Artık beklemiyorum. Ben egosunu yıkarak biz olmaya doğru yol alıyoruz.
 
kurbağalarla yapılan bir deney vardır kurbağayı soğuk suyla dolu bir kazana atarlar ,hayvan neşeyle yüzer...kazan hafif hafif ısıtılır..kurbağacık sıcağa alıştıkça gevşer..su kaynama noktasına gelir..farketmez kurbağa ve haşlanır pişer.
Ben de öyle oldum dostlar.kaza geçirdiğimde boyundan aşağı hareketlerim sıfırdı..yıllar içinde yavaş yavaş milim milim hareket geri geldi ve biyerde durdu sonra gerileme başladı..tam bir çan eğrisi grafiği izledi yani. zaman beni olgunlaştırdı pişirdi.
gelişim durduğun da ben durumuma alışmıştım artık.
Eski fotoğraflarım olmasa "o" günleri yaşadığım hiç aklıma bile gelmez.
Sanki engelli doğmuş gibiyim.
Ama yalan yok 27 yaşında sakat kaldım ve o yaşa kadar -kendi çapımda - yemediğim halt kalmadı. şimdi geriye dönüp baktığımda keşke sağlamken şunu da yapsaymışım dediğim hiç bi şey gelmiyor aklıma. yani geçmişe yönelik bir özlemim yok. bazen sıkılıp bunaldığım olur, o zaman kendime "ulan her bi boka sahipken de sen bunalımlar sıkıntılar yaşıyordun, otur kıçının üstüne " derim.
Hani hoca Nasrettin eşeğine binerken düşmüş ve yerden kalkerken "hey gidi gençlik heey" demiş. Bakmış etrafında onun düştüğünü gören kimse yok ,kendi kendine söylenmeye başlamış " biz senin gençliğini de biliriz"
Mutluluk yada iç huzuru diyelim HAYALLERİNİZİN OLANAKLARINIZLA SINIRLI OLDUĞUNU KABUL ETTİĞİNİZDE GELİR. ama olanaklarınızı geliştirip hayallerinizi zenginleştirebilirsiniz. Ben asansörlü bir ev için 15 yıl çalıştım, didindim intihar aşamasına bile geldim ama pes etmedim ve sonuç aldım..şimdi hem bahçeden apartman kapısına çıkan özel asansörüm var hem de içerde bi tane. kazadan 15 yıl sonra sahip olduğum ev bana öyle uygun ki , tanrıya bi sipariş formu verseydim bu kadar uygununu talep etmeyi düşünemezdim derim.
yine bilinen bir kurbağa hikayesiyle bitireyim:
iki kurbağa bi süt fıçısına düşerler ,biri biraz çırpınır bakar ne yapsa etse çıkamayacaktır o fıçının içinden ve kendini bırakır..boğulur. diğeri umutsuzca çırpınır, saatler ve belkide günler boyu. sonunda fıçının içindeki sütün üstünde kalın bir kaymak ve yağ tabakası oluşur. ordan destek alarak sıçrar atar kendini dışarı.
 
6 yıl geçti ama bu konunun "bazen " bana hala zor geldiği oluyor.Okuduğum öykülerinizde,hemen herkezin ailelerinin yardımcı olduklarını gördüm.İşte bu noktada ben çok yalnızlık çektim.Kaza sonrası,hastanelerde yıllarca yatarak tedavimde yanımda hiç kimsem olmadı.Annem bile uzak durdu benden,hele kardeşim,beni görünce notre dam ın kamburunu görmüş gibi nereye kaçacağını bilemiyordu.
Tek tesellim Baykenin dediği gibi o yaşıma kadar hayatı deli dolu yaşamış olmamdı.Ama ben biraz aç gözlüyüm galiba,hala yaşanacak çok güzel şeyler olduğuna inanıyorum.Hayatı,yaşamayı çok seviyorum.Sıcacık bir ilgi,gülümseyen menfaatsiz bir bakış bile beni mutlu ediyor.Burcumun özelliğimidir nedir,içimde dinmeyen bir enerji,ve bir türlü büyümeyi öğrenemeyen bir ruhum var.Hep sıradışı olmaya özen gösterdim.Sürü güdüsüne tepki verdim.Bu halime bakıp hadi oğlum gene kimselere benzemiyorsun deyip,bacağımın geriye kalan kısmını okşayıp,olsun bu kadarda olsan seni seviyorum diyebiliyorum.Mutluyum,adı kendinle barışmakmı nedir bilemem ama,inanın ,inadına mutluyum..
İzmir gezisine katılanlar belki farketmişlerdir,,,varmı benim kadar eğlenen...

Hepinizi çok seviyorum.. Yusuf R özbek
 
bayke ve Yusuf Ozbek'in yazilarini begendim. Hem mutlu, umutlu hem de egitici buluyorum yazdiklarini.

Ben de seni cok sevdim Yusuf abi. :p Izmir gezisinde seni daha yakindan taniyabildigim icin de memnunum, gerci bana anlattiklarinla beni ufak capta soklara itmistin.. :) Ara sira ozel mesajlarina bak ama oldu mu, sana attigim mesajlari gormuyorsun bile, gerci simdi zaman asimina ugradi yazdiklarim, neyse.. :)

bir buyugumuzden alinti yaparak bitireyim;

bayke' Alıntı:
Mutluluk yada iç huzuru diyelim HAYALLERİNİZİN OLANAKLARINIZLA SINIRLI OLDUĞUNU KABUL ETTİĞİNİZDE GELİR.
 
kabullenmek güç,içinizde hala bir çocuk varsa o bunu kabul etmiyor(hangi yaşta olursanız olun)bu arada bu benim siteye ilk mesajım
 
..Ahh ..ahh..!

Loret' Alıntı:
içinizde hala bir çocuk varsa o bunu kabul etmiyor(hangi yaşta olursanız olun)
hiç unutamadığım bir olayı hatırlattınız bana. Sakat kaldığımın 3. yılı falandı bahçede bi koltukta oturuyorum..önümde çocuklar top oynuyor..top yuvarlanıp geldi tam ayağımın ucunda durdu, topa vurmak için bi hamle ettim,ayak yerinden kımıldamıyor tabii. Nasıl garip bi şaşkınlık ve hayal kırıklığına uğradığımı anlatamam. Ya da kapı çaldığında refleks olarak hamle etmek ve yerinden kalkamadığını görmek...
Ama zamanla alışılıyo ya... 23 yıl geçti, artık ne bi topa hamle ediyorum ne de çalan kapı umurumda..!
 
ne kabullenebiliyor insan ne de tam anlamıyla alışabiliyor .....hani bir laf vardır 'burnumun direği sızladı ' diye , ben sadece bu sözün ne anlama geldiğini çok iyi anladım.
Bu arada Loret aramıza hoşgeldiniz.
 
slm

anladığınızı belirten msj larınız içintşk ederim yağmur ve bayke sanırm burda herkes birbirini kolayca anlayabiliyor teşekkürler hoşbuldum:)
 
Tam engelli olduğumu anlayacağım yaşlarda ne mutlu banaki TSD'ye üye oldum ve elimden geldiğince bu ortamda geçirdim vaktimi.İşte bu yüzden kendimi kabullenmem çok kolay oldu,sadece kendimi kabullenmem değil.tabiki kendimi topluma adapte etmem ve toplumun bana adapte olması konusunda da biraz çaba safettim ve sonuç çok mutlu ve çevresindeki diğer insanlara kendini kabullendirmiş bir sakat var şu an hayatta.
Sözün kısası önce kendimi sevmeyi sonrada içindeki o tarif edilmez sevgiyi paylaştım öğrendim gerisi geliyor zaten.
 
inanın tüm samimiyetimle söylüyorum çok çabuk alıştım çünkü benim için en önemli kayıp zaman denilen oldu çünkü giden uzuv geri gelmeycek dolayısıyla o uzvunun olmamasını odak noktası yapıp sadece ona yoğunlaşırsan zaman kaybersin birde kaderci arabesk bir bakış açısı olur ki ben çok uzağım kaderciliğe de arabesk bir yaşamda tabi o kadar güçlü ve gerçekçi biri değilim tam tersi duygusal salağın biriyim diyecğim oki çabuk kabullendim bu belki skatlığımın şu anki durmu beni çok kıstlamdığından olsa gerek her halde arkadaşlar skatlığı veya herhangi bir üzücü bir olayı ne olursa olsun kabulleniyoruz başka bir seçenğimiz yok yani en sevdiklerimizi gömüyoruz ama belli bir süre sonra kahkahalarla gülyoruz dolayısyla mecburen kabul edeceğiz başka çare yok çünkü gülmeye ihitiyacımız var tabi ağlamaya da.
 
21 yaşındayım 20 21 yılda kabullendim... :)
 
Bu siteye yeni üye oldum. Fırsat buldukça siteye girip formları okumak, benim gibi düşünen insanların olduğunu görmek güzel. İyi ki bu siteyi keşfettim. :)
Kendimi bildiğimde sakattım hala da öyle. Kabul ettim çünkü kendimle barışıktım.( Zaman zaman isyanlarım olsa da ) Arkadaşların dostların vardı. En önemlisi ailem vardı destek olan. Ben böyle de gülmeyi seviyorum. :)
 
sitede yeni üyelerdenim .
inceliyorum yazdıklarınızı okuyorum,
asla engelli olmayı kabul etmiycem ya tekrar yürümeliyim ya da
bir ceset gibi yaşıycam,ölüm umrumda değil.
biliyorumki,yürümem imkansız yinede boş isyanlar işte..
offff..
sewgiyle kalın siz.


söylediklerinizin hiç birine katılmıyorum.
%100 değil %1lik kısmına bile katılmıyorum.
hayatın acılarını daha çok hissediyorsunuz özürlüyken nekadar çaresiz ve zavallı bir et yığınından ibaret olduğunuzu görüyorsunuz,eli ayağı tuttan bir insan simit satar,su satar kimsye muhtaç olmaz.Sizin söyleminize göre,özürlü zaten bir asalak olduğu için ekonomik sıkıntılar onu pek
alakadar etmez diyorsunuz.Buda yanlış..

Her şeyi yaşayamadığımız için daha çok üzülüyor hayatın dışında ve ertelenmiş hayatları yaşıyoruz.
Daha çok hayal kurduğumuz doğru ve hiç birinin gerçek olmayacağını bildiğimiz için hayata daha çok küser durumda ölümü özler beklyoruz.
Hiç pollyannacılık oynamıyorum ben,pollynannayıda,sewmem başkalarının başına gelen kötü şeyler kendi başına gelmediği için sewinen bencil,kötü
sewimsiz, bir karakter bence.
Daha çok karamsar oluyoruz,gelecek şu anın kötülüğünden bakınca daha çok korkutuyor.geleceğe inancımız kalmıyor.
Bence bırakın artık,rüzgarın önünde savrulan yapraklar misali nasılsa çaresiz kişilerisiniz artık,savrulun gidin.Yokken var saymayın kendinizi
size göre acı çekmk özgürlük gibi komedi olucak,bir ideoloji...
 
Ben kendimi engelli olarak görmüyorum.

Lakin; yolda gezerken veya bir ortama girdiğimde bana bakmaları ve aaaaa sakat, engelli, özürlü vs. insan dedikleri an ben o an ben kendimi sınıf ayrımcılığına girdiğimi hissediyorum.


İnsanın beyninde engel olmasın, işte dedim ya engel buradan başlıyor.

Yanılıyormuyum ?

Sizlere soruyorum.
 
kabul etme sürecinin hiçbir zaman biteceğine inanmıyorum yaşam devam ettiği sürece
 
Aslında "kabul ettim" dediğim anda bile kabul etmediğimi anladım ki nefesimin son anına kadarda bu böyle devam edecek gibi 8)
 
ergenliğimi geçirmem gerekti...koskoca seneler "neden ben" sorusunu kendime sormakla geçti hep.babamdan geçmişti hastalık ve ona düşman oldum o dönem. :(
ergenliği atlattım.bu sorulardan kurtulma dönemimde bir arkadaş çevresi sarmaladı.hayatın içine düşmüştüm ne de olsa.merdivenleri teker teker çıkıyordum ve bunu mümkün olduğunca yalnız kaldığımda yapıyordum.çünkü arkadaşlarımdan SAKLIYORDUM...21-22 yaşıma kadar sürdü bunalım durumum.sonra ailen üstüne gelir evlenemedin diye.sen bunun neden olduğunu bilirsin ama ailen seni hala engelli olduğunu kabul etmek istemez.buda gitti böyle birkaç sene.yaş oldu 25...

evet.25 imden sonra olaya adapte oldum.çok uğraştım kendimle çokkk..çok üzdü beni bu beden.ama şimdilerde iyi geçiniyoruz.seviyorum beni yaaaaaaaa :lol: :D
 
Kaza olup da, çarpışmanın etkisiyle vücutta kırıklar, kesiler, travmalar meydana geldiğinde, şuurum hep yerindeydi. Olayın ciddiyetini o anda anlamıştım zaten. Ölüm çok yakınımdaydı ve ben kıyısından dönmüştüm. Hastaneye kaldırılmadan önce vücuduma baktığımda aklımdan geçen şu oldu; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
5-10 sn lik bir zamandı bunları düşünürken geçen süre...

Ben, o 5-10 sn içerisinde herşeyi kabullenmiştim...
 
zaten böyle olup kabullenmemek ne kadar doğru ? bilemiyorum bunu bence en iyisi kabullenmek
ben kaza yaptıktan sonra aradan 2 yıl geçtikten sonra kabullendim ve kendi kendime dedimki eski aziz öldü yeni aziz doğdu bence şu anda bizim normal insanlardan hiç bir farkımız yok tek farkımız onlar serbest yürüyor biz yürüyemiyoruz oda benim için hiç sorun degil
İNSAN AYAKLARIYLA YÜRÜMEZ BEYNİYLE YÜRÜR ARKADAŞLAR
HAYAT HERŞEYE RAMEN GÜZELDİR YANİ YAŞAMAYA DEĞER
 
kabullenmekten başka bir şansım olmadığını anladığımda ...
 
Bende engelli oldugumu asla kabul edemeyenlerdenim.
Ve etmek istemiyorum kabul etmek bence olmaması gereken bir durum, ben sadece ( FA ) lıyım bu bir şansızlık ve ben hastalandım.
Yüce mevlanın izniyle bu hastalık biticek (geçecek) ve ben tekrar eski 2 sene öncesine dönücem iyileşecegim.
Arkadaşlar kabul etmeyin kabullenmek pes etmektir, tamam ben bu durumuma alıştım, iyi olmasamda olur demektir, inadına savaşmalıyız.

Daha önce birinden. engelli (özürlü) olduguna sevinen halinden memnun oldugunu söyleyen engellilerin, var oldugunu duymuştum.
Ve onu söyleyen abiye kızmıştım ama zamanla kendisine hak verdim demekki haklıymışş...
 
slm

ßen çocukluğunda dılşarda oynarken birileri beni taklit edince ağlıyordum. Ama artık biri bir şey sorsa hemen tersliyorum :) Bu millete iyilik yaramıyor. Ezmezsen ezilirsin ::D
 
hastalıgın adını ve bende bırakacagı etkileri 3 ay sonra falan belkide daha fazla sonra ögrendim ve o tarihten beri kabullenmiş alışmış durumdayım.
hiç sorun yok benim için şimdilik.
 
27 yaşımda TRSM de danışman dediğim kişi bana "sen EKPSS ye girebilirsin aslında eskisi gibi değilsin artık çalışabilirsin" dediğinde öğrendim. çok geç öğrendim ama hiç üzülmedim veya kafaya takmadım. hatta sevindim belki EKPSS yi kazanırım diye ama çok zormuş onu öğrendim çünkü lise mezunuyum. özetle biraz geç öğrendim ama öğrendiğimde de garipsemedim çünkü birşeylerin ters gittiği aşikardı. engelim zihinsel ruhsal duygusal bipolar.
 
Ortaokuldan asgeri okul sınavlarına giremeyeceğimi anladığım ve saatlerce ağladığım günden sonra engelime göre okul seçmem onan göre iş hayatına atılmam gerektiğini anladım ve o gün kabullendim.. Ve fiziki şartlarıma göre lise ve üniversiteyi okuyup mesleğimi seçtim.
 
Üst Alt