Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli olmak bir şanstır. Bu şansı değerlendirin!

[FONT=sans-serif]Allah buyurur ki; "Ben kulumun zannı üzereyim." şeklinde zikrettiğiniz söz uydurma bir hadistir. Peygamber efendimize ait bir söz değildir.

Günümüz müslümanı, hak yolunda yürümek istiyorsa ilk yapması gereken dini bir kitapta geçiyor diye her gördüğüne inanmak yerine aslını astarını ve Kuran ile olan uyumunu araştırmaktır.

Aksi takdirde din diye zırvaları savunur, bir biri ile çatışan bir sürü saçmalığın her birine inanıcam derken kişilik parçalanması, duygu ve düşünce karışıklığı yaşar, bugünün müslümanlarında olduğu gibi en sonunda "işine gelene inananlara" dönüşürsünüz.

Vesselam.


[/FONT]


Bir başka önemli konuysa şudur
Bir dönem Hadiste "köpeğin yaladığı yeri çamurla temizleyin zira o mundardır" ifadesi var diyen bir arkadaşa deterjanı kabul ettirememiştim.

O bunu dini değiştirmek diye algılıyordu.

Oysa Peygamber efendimizin zamanında yağlı veya ağır lekeler suyla değil (içinde tuz bulunup çözdürücü olduğundan) toprak yardımı ile yıkanırdı. Bugün insanlığın gelişimi ile beraber aynı çözdürücülük çok daha güzel şekilde deterjanlarla sağlanıyor, halen toprak kullanılır mı?


Bu mantıkta olan birinin "Saklama samanı gelir zamanı" sözünü duyduğu zaman da evini saman doldurması gerekir.

Asıl korkunç olan budur. Müslümanların paçavralar giyen, ellerine tutuşturulmuş keleşlerle birinini öldüren cahillere dönüşmesini isteyenler bu saçma din anlayışını empoze ederek onları kölelelere çevirmişlerdir.

Ve beyinlerini de öyle yıkamışlardır ki asla düzelmesinler ve düzelmek için konuşanlara da "din karşıtı!" diye saldırsınlar...

vesselam.

@Veli_70

Bahsettiğiniz ayet "Allah kimseyi gücünün üstünde bir sorumluluk ile mükellef tutmaz" ifadesini içerir.

bu ifade "[FONT=Georgia]Ben kulumu, verdiğim nimetlerden faydalandı kadarıyla sorumlu tutarım" anlamına gelmez.

Sizin söylediğiniz ayet "Sonra size verilen nimetlerden hesaba çekileceksiniz (Tekasür 8)" ayetidir.
[/FONT]
 
Anlatamadım, olmadı olamadı, olamıyor.

F3211 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
sessizlik

"Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz."

Size göre bu hadiste uydurmadır zaten; Efendimiz'in tüm hadislerini de kabul etmezsiniz; varsa yoksa Kur'an daki İslam; Yaşar Nuri Öztürk zevatı gibi; Arkadaşım ilmin varsa ilk önce o egosantrik düşünceden kurtul; göğsümüzde iman kırıntıları yok; İman dolu göğsümüz var; tarikatlar da yalandır senin için; ben ehl-i tarik im arkadaş; saçma sapan örnekler verip konuyu bulandırma; yok köpek salyası vs. İnsanların imanını sorgulama dedim sana özelden; yaptığın büyük günahtır. İlmin varsa benim 20 sene önce yaptığım gibi İslam'ı git komünistlere, deistlere, ateistlere anlat... Burası engelliler sitesi; hepimizin yeterince canı yanıyor zaten...
 
Bana bu kadar düzgün cevap verebildiğinize göre, Sizde verdiğiniz cevap kadar düzgün bir Müslümansınız... Sizinde ramazan-i serifiniz mübarek olsun.
 
ALLAH istemedikçe kimse hidayete eremeyecek...
ne kadar anlatırsanız anlatın onlar inandıkları yoldan gidecekler...
ve inandıkları yol uğruna etraflarını yıkıp dökecek, insanların kalbini kıracak, yanlışlarını farkedemeyecekler.
''Biz onların gözlerini ve kalplerini mühürledik...''
 
Ya bi sus ses(siz) ce,
Hadis uydurma dersen bundan sonra ne kadar konuşsak da boş.

F3211 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
adamo


Peygamber Efendimizin sahabesi arasında zani olmuştur, sarhoş olmuştur, cimri olmuştur ama hiç şizofren olmamıştır. Bilakis iman şizofrenin temel ilacıdır. Size de bunu anlatmaya çalıştım,
İman ile şizofreni yan yana olamaz "25 yıldır şizofreni rahatsızlığım var 20 yıldır da müslümanım" diyemezsiniz. Bir şeyler ters gidiyor demektir.
İman öyle bir nurdur ki zihinde hiç bir karışıklık bırakmaz dedim ama siz bunu saldırı olarak algıladınız. Ben ne yapabilirim?

Bir dip not olması açısından Allah şahidim ki şimdiye kadar 10'larcasından karşımda durup konuşan hiç bir ateist veya deist olmadı ki sonunda geldiği karanlığa kaçarak geri dönmüş olmasın. Hiç birinin sorduğu hiç bir soruyu karşılıksız bırakmadım.

İkinci bir konu da tarikattan mezuniyetini almış biri olarak, yaşar nurici yakıştırmasından uzağım.
 
Veli_70

Hakkın ortaya çıkması açısından paylaşayım.

Allah azze ve celle hazretleri, Peygamber efendimiz (S.A.S)'e sözlerini vahyediyor bunların bir kısmı Ayet olarak Kuran'a giriyor, Kuran'a girecek kadar değeri olmayanlarsa kudsi hadis oluyor öyle mi?

Yoksa birileri "Kuran'ı değiştiremiyoruz öyleyse bir kılıf bulup da ekleyeceklerimizi bu kılıfa sokalım diyerek" kudsi hadisi mi icat etmiş?

Bunları bir düşünün...

Zira Kuranın tamamını okursanız Allah'ı tanırsınız ve o zaman bir de bakarsınız ki, kudsi hadis diye zikredenler asla ondan gelmiş olamaz. Onu yansıtmıyor, ayetlerdeki ifadeler kibriya ve izzet içerirken bir bakıyorsunuz kudsi hadis denen şeylerde sıradan insan gibi konuşmalar, bu nasıl olur? İlahi azamete yakışır mı?

Ama yumuşak konuşmalar insan nefsinin hoşuna gittiğinden fazlaca alıcı bulmuş bu yalanlar.
 
Bence engelli olmak bir ayrıcalık değildir engelli olmak bence sıkıntılar problemlere karşı dik durabilmeye calismak demektir engelli olmak ön yargıları yikabilmektir...
 
sessizlik

Konuştukça batıyorsun iyisimi sus bari!!

F3211 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
nediyorsun sen yaws 20 - Elmalılı Hamdi Yazır: Tarafımdan söyle: ey iyman eden kullarım! Rabbınıza takvâ ile korunun, bu Dünyada güzellik yapanlara bir güzellik var ve Allahın Arzı geniştir, ancak sabredenlerdir ki ecirlerine hisabsız irdirilir zümer 10 siz ne anlamıştınız? Din hocası değilim alimi değilim tüccarlıkda yapmıyorum sizin yazmış oldunuz Allah ödeme yapacaktır lafı komple bir fiyasko zaten Allah kime borçlu ki ödeme yapsın ?
 
AlternanSS

hamdi yazır osmanlıcası ağır basan bir tefsir, yeni türkçe olan versiyonları okuyun, 20 kadar meali değerlendirmiş biri olarak diyanet ve diyanet vakfı meallerinin yeni versiyonlarını öneririm.

kullanılan ödeme ifadesi "Allah müminlerden canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır" ayetine binaen kullanılmıştır.
 
sessizlik
Size hitaben yazmayacaktım; çünkü işin içine nefsim karıştı. Hz. Ali'nin savaşta bir müşriki öldüreceği sırada müşrikin yüzüne tükürmesi sonucunda onu nefsi yüzünden öldüreceği sırada öldürmekten vazgeçmesini herkes bilir. Sahabe döneminde hiç şizofren yoktu diyorsunuz, doğru daha doğrusu belki de hiç ruhsal hasta yoktu, belki de depresyonda olan bile yoktu çünkü O’nun bir tek nazarı bile ruhen şifaydı. İstanbul’da nice evliyalar vardır yatan; ama biz Eyyüp Sultan’ı en üstün tutarız, çünkü o sahabedendir. Senin mantığına göre düşürünürsek; veda hutbesini bir rivayete göre yüzbin sahabe dinlemiştir; onların hepsini hasta kabul etsek bile (haşa) onlardan sonra milyonlarca çeşit hastalık çıkmıştır günümüze kadar, yani sahabedekilerden olmayan hastalıktaki kişileri Müslüman saymayalım, imanlı saymayalım öyle mi? Yine bu necip millet bırakın imanı Müslüman bile olmayan Ermeni milletini yüzyıllarca sahiplenip Millet-i Sadıka diye baş tacı edip bugünün ünvanlarıyla bakanlıklara kadar getirmiştir. Yine bu necip Millet Yahudilere bile sahip çıkmıştır zamanında. Ve yine bu necip Millet şizofrenine, paranoyağına, kanserlisinine vs. imanlı imansız demeden 3-4 milyon Suriyeliye kucak açmıştır. Sahabe döneminde intihar eden de olmuşur, duygusal olarak biribirine yaklaşan iki genç erkek de olmuştur; hatta günümüzde transseksüel dediğimiz kişilere hünsa deyip namaz safındaki yerlerini bile belirlemişlerdir. Bir daha bu siteye girmeyeceğim, başka engelli siteleri de var…
 
adamo

Eyvallah üstad sağol. 5 senedir aynı kurumdayım. Büyük laf olmasın ama normal emekliliğe kadar aynı yerde kalmayı düşünüyorum. Bana, idarecilere yapıldığı gibi rotasyon zorunluluğu yaparlar mı ? Pek sanmıyorum ama gene de sorayım dedim.
 
adamo

Eğer yukarıda yazdığınız fikrin sizin kendinize zararı olmasaydı Allah biliyor ki cevap yazmayacaktım.

İsterseniz bunu garip ve dine aykırı olarak algılayın ancak, Hayır Allah'ın peygamberinin gözlerinden çıkan ışınlarla insanları iyileştirmek gibi süper güçleri yoktur.
Böyle olsaydı bu, ondan sonra gelen ve onu göremeyen her nesile zulüm ve haksızlık olurdu.
Onun süper gücü Kuran'dır.
Şifa da odur.
Bu şifa kıyamete kadar gelecek her nesil için de geçerlidir.
Daha önce de yazdım siz Kuran dışındaki kaynaklardan din diye birşey öğrenmişsiniz. Ancak çoğu, insanlar tarafından uydurulmuş ve sıklıkla birbiri ile, kendi iç mantığı ile, akıl vicdan ve Kuran ile çatışan öğeler içeren bu hikaye kaynaklı bilgiler kafanızı karıştırmış ve muhtemelen o sırada var olan şizofreni eğilimini daha da güçlendirip kökleştirmiş.

Anlamadan kabullenmek yoluna gittiğiniz için adeta meyveleri yemek yerine sırtınıza yüklediğinizden onlar size şifa olmak yerine yük olmuş.

Bu, eğer okursanız size son tavsiyemdir:

Bildiğiniz ne varsa unutun, yaptığınız ne varsa terkedin ve tek bir ayetin arkasından gidin.
"Biz onlara Allah'a samimiyetle kulluk etmelerini, namaz kılıp zekatı vermelerini emrettik ki, sapasağlam din budur"[1]

Bu, içinde 10 yıldan uzun süren tasavvuf eğitimini de içeren 25 yıl sonra vardığım noktadır.

Sadece bu 3 emre uyacak olursanız içinizde beliren nur giderek artacak, önce Rabbiniz sizi sevecek, ardından siz kendinizi sevmeye başlayacak ve kendinizle barışacaksınız. İsyanlarınız huzura tebdil edecek.

Namazla Rabbinizi razı edip yaptığınız iyiliklerle insanları mutlu ettikçe içinizdeki ışık öyle büyüyecek ki sonunda

"Allahın ölü iken dirilttiği ve insanların arasında yürümesi için kendisine bir nur bahşettiği kişi hiç karanlıklar içinde kalıp çıkamayan gibi olur mu?"[2] ayetinde beyan edilen insana döneceksiniz.


Vesselam.

Not: Eğer iki namaz arasında, namazda huzuruna çıktığınız Rabbinizden utanacağınız bir günah işlemediyseniz namaza kalmak bir zevktir.

1-Beyyine 5, Lafzen: Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.
2- Enam 122
 
sessizlik
Doğru Peygamber Efendimiz'in gözünde süpermen gibi şualar yoktu... Ama nazardan kasdım şualar değil, o kadar az konuşması
kadar bu kadar çok söz ve yerinde söz söyleyen bir insan olması ve olaylarda sözünden çok duruş va davranışın yani HAL dediğimiz
üstünlüğün olmasıdır. Namaza ve Kur'an - ı Kerim'e davet etmeniz güzel... Ama biz amelimizden çok Efendimiz'in şefaatine
muhtacız. Zaten Cennet'e girmeye kimsenin ameli yeterli değildir. Kaldı ki ahir zamandaki herkes Şefaate MUHTAÇtır.

Siz bana özelden mesaj gönderdiğinizde Allah dediğiniz için Kur'an dediğiniz için size hüsn'ü zan etmiştim ve derdimi
açıklıkla anlatmıştım. Siz çözüm üretmeyi en sona bıraktınız ve benim imanıma laf ettiniz, Kur'an şifadır dedim; Kur'an
inanana şidafır dediniz. Ve sırf kırıcı olduğunuz için bana artık özelden yazmayın demiştim.

İmansız dediğiniz kişilerin bir sözü vardır; "Eğer duygusalsan hayata 1- 0 yenik başlamışsındır." Ben ve şizofren olan
herkes Ruhsal ve Duygusal engelli grubundaki herkes için durum böyledir... Biz zaten şizofren olarak amelimizle ve
imanımızla övünmek zorunda bırakılmak istemeyiz; Bilirmisiniz bir söz vardır ; "FAKİRİN İBADETİ YARIM OLUR."

Ayrıca dinsiz, imansız birçok insan varken onlarla uğraşın dedim; atesitiyle, deistiyle, komunistiyle... Zaten bizim
hastalığıza tıp bile çare bulamıyor; yapılan tedavilerdeki kimyasal, biyolojik etmenlerin bile nasıl olduğu bilinmeyip
bir şekilde olduğu tahmin ediliyor.
 
dogrusu rabbimin biz insanlara indirdigi mucize kitap kuranı kerimin ayetlerini farklı şekilde yorumlayıp,farklı anlamlar yüklemenize şaşırmadım ben.çevreme bakıyorum kitaba göre yaşayan yok.herkes kendine göre tutturmuş bir yol gidiyor.

benim pek fazla dini bilgim yok ama rabbimin bizden istedigi sadece namaz yada oruç gibi ibadetler degil,biz zaten islamı kabul etmekle bunları kendimize farz olarak biliyoruz ve inanıyoruz.onun dışında çevrenize bir bakın allahaşkına kendini alim sanan yada çıkıp sagda solda tvde vaaz veren muhterem din adamlarının içinde hiç fakir gördünüzmü?? hiç komşusu açken aç yatan gördünüzmü?? işin dogası geregi bu ülkede herkes dinden nemalanmıya çalışıyor.

peygamberimiz nasıl yaşamış? hazreti ömer halifemiz nasıl yaşamış? yunus emre nasıl yaşamış? varmı bunları uygulamaya çalışanlar varsada çok çok azdır.ben bir müslüman olarak vafizem peygamber efendimizin yolundan gidebildigim kadar gitmektir.namaz kılarsınoru tutarsın ama bunların yanındada çok temiz kalpli olmalısın.kimseye zulum etmemelisin,kimsenin hakkını yememelisin.müslümanlarda kin ve nefret asla olmamalı,yüce allah bize böyle yaşamayı emrediyor.müslümana para pul yakışmaz,oldugu kadar dagıtacan.dagıttıgın kadarda allah ben sana veririm diyor.

sessizlik yazmış diyanetin tefsirini okuyun diye,bende diyanetin hiç bir yayını okumam malesef diyanette son dönemlerde siyasallaşmıştır.ben emrah kardeşimin bana tavsiye ettigi elmalı tefsirini okuyorum.ve gayette güzel anlaşılır sadelikte oldugunu düşünüyorum.allah kalbi güzel olan herkesin günahlarını bagışlasın,hayırlı ramazanlar olsun..
 
Bir daha bu siteye girmeyeceğim, yazmayacağım dedim ama sırf şizofren olduğumuz için yazılan laflar yenilir yutulur gibi değil; ilahiyat fakültelerinde de okutulan mantık kitabını da, matematik lojik kitabını da yuttum zamanında; daha önce bahsettiğim şeylerin hepsi bir çıkarımdır; benim düşüncem değildir ki bana zarar versin; zaten hepsi de Alimlerin fikirlerinden özümsediklerimdir... BENİM YURDUMUN ŞİZOFRENLERİ BİLE BİR BAŞKA BAKIYOR. Toplum ruh sağlığı merkezindeki şizofrenlere gidin bir bakın; hepsi süt dökmüş kedi gibi masum ve sessizdir! Amerikadaki şizofrenler ise tam bir manyaktır! Bunu anlamamışsınız işte; bu millet İslam'ın sancaktarlığını hala yapmaktadır,
Suudi Arabistan gibi Mekke ve Medine'den kazandığı paralarla ve Allah'ın onlara bolca bahşettiği petrol nimetinin parasıyla Amerikan silahına
yüz milyarlarca dolar harcamamaktadır! Var mı ötesi; Türkiye'nin şizofreni hastası olmaktan onur duyarım!

@perseküsyon

Merhaba; fikrimi sorduğunuz için teşekkür ederim; Rotasyon kanunla çıkartılan genel bir kavramdır ve özellikle öğretmenler için son yıllarda özellikle ortaya konulan bir kavramdır. 25 yıldır aynı okulda çalışan öğretmenler var; bizzat gördüm, şu an müdür yardımcısıdır. 10 -15 - 20 yıldır aynı kurumdakilerin Türkiye genelinde ve her kamu personeli için rotasyon uygulaması bence uzak bir ihtimaldir; zaten rotasyon bireysel bazda zorunlu olarak ve kanun dışı uygulanamaz. Kaldı ki özürlülerin çalıştığı kurumdaki yerlerinin özürlünün isteği dışında yapılması bildiğim kadarıyla yasaktır; kim ne derse desin; bulunduğunuz yerden memnunsanız kimse size bir şey yapamaz!!!

Hadisleri kabul etmeyenler; Efendimiz'in "MUCİZELERİ"ni de maalesef asla kabul etmezler. @sessizlik de ki; "ben mucizeleri kabul ediyorum"; tüm tavsiyelerine uyacağım, yine de uyacağım çünkü hüsn-ü zan etmişiz bir kere size, bilmediğimiz başka şeyler de vardır belki de; ama yeterki söyle Efendimiz'in mucizeleri var mıydı; yok muydu?

Belki de sorularıma yanıt vermeyeceksin, bunun için yazıyorum; imanıma, aklıma ve vicdanıma laf ettin; hepsini unutacağım ama Allah unutmayacak! Vicdanım konusunda bir örnek vereyim sana; babam hastalandığında onu kucağımda taşımıştım hastaneye; hastanede nöroloji servisinde eşinin yanında refakatçi duran bir kadın hasta eşini tuvalete götürmeye çalışınca ona yardım ettim ve o hasta adamın oturacağı klozet pis (necasetle kaplı) olduğundan o klozeti elimle, selpakla temizledim; adam babam bile değildi. Ve babamı bir daha hastaneye götürmek gerektiğinde kardeşlerimden yardım istediğimde yengelerimden biri beni kastederek o götürsün, o babasını kucağında taşıyor demişti. 1995 yılından beri kendim için, babam için, annem için yüzlerce kez doktora çıktım; annem ve babam bana hakkını helal etti, hele annem yüz kere değil bin kere Allah senden razı olsun dedi... Şimdi gel sen bana imansız de, vicdanın, mantığın yok de VIZ GELİR TIRIS GEÇER!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

O erler ki gönül fezasındalar
Yerlerde sürünme ezasındalar
Yıldızları tesbih tesbih çekerler de
Namazda arka saf hizasındalar!

Müslüman odur ki; sözü kal'e alınmaz, hastadır; hastane köşesindedirler; bundan şikayetçi olmazlar ve camide kıyıda köşede dua ederken dualarının da kabul olmayacağını düşünürler...
 
@adamo

tüm yazdıklarınızı okumadan önce şu cevabı vereyim, gaileye almamak gibi bir durum yok, siteye girince cevap yazıyorum bazen zaman alıyor.

Hadisleri kabul etmeyenler; Efendimiz'in "MUCİZELERİ"ni de maalesef asla kabul etmezler. @sessizlik de ki; "ben mucizeleri kabul ediyorum"; tüm tavsiyelerine uyacağım, yine de uyacağım çünkü hüsn-ü zan etmişiz bir kere size, bilmediğimiz başka şeyler de vardır belki de; ama yeterki söyle Efendimiz'in mucizeleri var mıydı; yok muydu?

Bu konu çok önemli. Dikkatle okuyun.

Hadisler konusudaki en güzel yaklaşım bir küfe incirin içine kum girdiği zaman yapılacak şeydir.

Ne incir ,içinde kum var diye dökülür, ne de kum "bu küfe incir küfesidir içinden ne çıkarsa yenir" diye çatır çutur zorla yenir yutulur.

Burada elek Kuran, akıl ve vicdandır. Hadis olarak zikredilen sözler bu elekten geçirilir üstünde kalanlar lezzetle yenir.

Aksi takdirde bazı adilerin kendi çıkarları için hadis diye uydurdukları ile bazı iyi niyetli cahillerin kendi sözleri değerlensin diye "bu da hadis" deyip kitaplara ekledikleri yalan yanlış sözler sindirim bozukluğu yapar, ancak mideyi değil aklı ve izanı bozar ki daha tehlikelidir.

vesselam.


@hakancan06
şu ülkede diyanetten benden daha fazla rahatsız olan biri olamaz.
Ancak ön yargılı yaklaşmayın, diyanet, mesajı olduğu gibi çevirmeyi başarmış.
Sadece o çevirdiklerinin emirlerini insanlara oldukları gibi aktarmak konusunda sıkıntıları var, gerçekten İslam karşıtı insanların bile "Tatlı su müslümanlığı" diye eleştirdiği opurtunist, önce çıkarını işine gelirse de hakkı gözeten müslüman tipini inşa etmek için geçirilmiş bir geçmişleri var.

Ancak çeviri konusunda haktan saptıklarını görmedim. Hiç bir şekide hakkı gizlemeleri veya art niyet söz konusu değil.

Sadece tüm tefsirlerde (diyanet dışındakilerde de) tekrar eden bazı hatalar var, onlar da aynı şekilde sürdürüyor. Kanımca kapasiteleri yetmiyor bunun sebebi ise tefsir gibi ağır bir yükün sadece Arapça bilen insanların omzuna yüklenmiş olması, oysa, tıp, biyoloji, astronomi ve nükleer fizik profesörleri ile ortak çalışmaları lazım.
Bu konunun ayrıntısı uzun gider. Burada girmeyeceğim.


@adamo
Fakir, size yazmamın temel sebebi 25 yıl önce ilk kez İslama yöneldiğimde benzer karanlıklar ve sıkıntıların bende de olmasıydı.
Şimdi o karanlıkların ve sıkıntıların zerresi kalmadı, bunu bildiğim kendi gözlerimle gördüğüm için sizinle de paylaştım.

Bunu "aydınlanmış adam" imajı yaratmak için yazmıyorum lakin

"Allah müminlerin dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkartır" ayeti tecelli etmesin mi?

Burada isim cisim belli olmadığı için açıkça söyleyeyim, sonsuz bir huzur içinde, vicdan kaynaklı sıkıntılardan, acabalardan ve şüphelerden uzak bir haleti ruhiye içinde yaşıyorum.

Beni tek rahatsız eden başkaları da bu huzur ve mutluluğu yaşayabilecekken yanlış anlaşılmış din vb sebeplerle bir sürü sıkıntı çekiyor olmaları.

Aksi takdirde, buraya girip insanların hakaretlerini kaldırıp, ön yargıları ve suizanları ile uğraşmak yerine ailem ve sevdiklerimle birlikte kendi dünyamda mutlu mesut yaşamaya devam ederim.
 
Eyvallah Üstadım!
"Müminler kardeştir!"
 
tebrik ederim cidden güzel bi konuya deyinmişsiniz ,bende öyle oldugunu düşünüyorum bunu bize ALLAH vermiş dert sıkıntı her ne ise sabr edersek ödülümüz büyük ...:)
 
sessizlik ben köşeye çekilmiş beni anlamadıkları (belkide ben anlatamıyorum) için bildiklerimle yaşayıp gidiyorum. Çok uğraştım tevhid dinine insanları çağırmayı ama kafir mi olmadım şeytan mı olmadım deli mi olmadım neler neler ki belki yaşamışsındır.
Hatta bu sitede güncel bi blog yazarını bile gittiği yoldan döndürmeye çalıştım aylardır (2 yıl oldu)
Adam sürekli KURTULUŞA erdiğini söylüyor.... neyse ben yoruldum doğruyu anlatmaktan...
 
Umut fakirin ekmeğidir.

Yakîn'in* ne olduğunuz bilir misiniz? İmanın basamaklarından bir basamaktır. En üsttekilerden biridir. (Lakin bunu ülkemizde kurumsallaştırılmış ve sadece tarihteki bazı insanlara hasredilmiş "Evliyaullah" makamına hasretmemek gerekir. Evet Evliyaullah'tan olmak gerçekten çok büyük makamdır ancak müminlerden gayret gösteren her birinin ulaşabileceği unutulmamalıdır).

Ona ulaşanlar ahireti ilk mesajımda söylediğim yakınlıkta görür.

Diğer bir deyişle yakîn umuttan çok, çok fazlasıdır.

Şu kadarını söyleyeyim; bir nükleer fizik 1. sınıf öğrencisi nükleer bir reaksiyonun sonucunu zihninde nasıl görür? Stephen Hawking nasıl görür...?

Tek mesele dini bilgileri, tahtaya bakıp, defterine kaydedip, hafızana almakla olmuyor. Onları yaşamak gerekiyor. Bu ise hepimize ağır geldiğinden, ancak dil ile ikrar safhasında kalıyoruz ki o zaman da insanın içinde ne nur oluyor ne de zihninde ışık.

Ahireti adeta içine çamur damlamış su dolu bir fanusun arkasından izliyoruz. Bizim için bulanık ve şüpheli görüntüler şeklinde.
Asıl olansa bu değil, iman ve salih amel kalbi temizlediğinde o fanusa kosla damlamış gibi oluyor, kirden eser kalmayınca görüntüler netleşip güzelleşiyor.

O zaman sabırda kolaylaşıyor şükür de, ibadetler de ağırlık olmaktan çıkıyor ve hepimizin ilahi huzurda yüzleşip de her hak sahibinin hakkını alacağından emin olmak, hem başkalarının haklarını yemeyi ortadan kaldırıyor hem de bir başkası zulüm ile hakkımızı yeyip mücadele ile geri almak mümkün olmadığında, bir gün geri alacağımızı bilmek içimizdeki hıncı, hüznü ve karamsarlığı ortadan kaldırıyor.

vesselam.


* Yakin kelimesi Kuranı kerimde tekrarlanan bir kelime olup kaynağı tasavvufi kitaplardaki kişisel yorum ve keşiflerden değildir.
 
Son düzenleme:
Genç yaşta ölenin arkasından " Allah, sevdiği kulunu erken alırmış yanına" diyenler de var. Bu durumda Önce engelli hale gelip sonrada henüz genç yaşta iken ölenlere Büyük ikramiye vurdu demektir. Artık 70'in 70 katı mı olur ne olur bilemiyorum ama "Ahireti adeta içine çamur damlamış su dolu bir fanusun arkasından izliyoruz. Bizim için bulanık ve şüpheli görüntüler şeklinde" cümlesini kurup, öte tarafı görebildiğini iddia edenler muhtemelen biliyorlardır.
Engelsiz ürünler, engelsiz hayat, eşit hayat gibi kocaman bir saçmalıktan başka bir şey değil bunlar. Seçilmiş filan değilsiniz, değiliz. Tekerlekli sandalyeye Mahkumsunuz, Yatağa mahkûmsunuz kötürümsünüz üstelik bunun zıddı bile yok. İyirim diye bir şey duyan var mı? Anlayın kötürümün ne kadar güçlü bir kavram olduğunu, var olmak için zıddına bile ihtiyaç duymuyor. Suçumuz belli değil ama mahkûm olmuşuz bile. Burada mahkûm, orada seçilmiş. Züğürt tesellisi dahi değil. Her kim beni Seçtiyse her kim bana oy verdiyse " benden beter olsun" diyeceğim de, bu çok zor olduğu için "Benim gibi olsun" diyorum başkada bir şey söylemiyorum
 
sessizlik

Bu insan insanlarin yasamadigi ucra bir yerde yasiyorsa( herkes sehrin ortasinda yasamak zorunda degil) veya kendini engelli olmasindan dolayi mecburi yada tercihen iceri kapatmissa sizin dediginize gore Allahin verdigi gorevi "insanlarin onu gorup sukretmesi icinden yada istemsiz bir sekilde uzun bir Allah cok sukur cekmesi" gorevini yerine getirememesi durumunda Allahtan mukafat cennet huri vs.alirmi almaz mi? Haci abi benim sorular zor oldigu icin cevap vermiyorsun olsun.
 
musty35

Kanımca onun imtihan sorusu sabırdır. Diğer insanların görmesi gibi bir zorunluluk söz konusu değil. Hiç fark etmez, aynı ecri alır.
 
"Allah nasıl insanların arasından peygamberler seçmişse ve onlar vasıtası ile kutsal bir mesaj göndermişse, engelli insanlar vasıtası ile insanlara verdiği mesaj da bu kadar kutsaldır."
ama anlayana...

"Sahip olduklarının değerini bilmek"
(bu cümle kesinlikle bana uymuyor)

ve bu hizmet karşılığında Allah sabredenlere hesap tutmaksızın ödeme yapacaktır (Zümer 10)" (ben hariç)

"Kısacası size enteresan veya farklı gelebilir ama, "Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin (Bakara / 45) " ayeti bana hiç de enteresan gelmedi. dünya ayet üstüne...
 
Ulemamahdumu
Şunu söyleyeyim, 25 yıldır namaz kıldığım halde sizin alnınız secdeye geldiği an beni geçeceksiniz işte bahsettiğim şans buydu. Sizin çarpan puanı çok yüsek, biz sıradan insanlar o makama ulaşamayız. Bu ifadeler tevazu falan değil, hakikatin ta kendisi...


[FONT=sans-serif]" Allah, sevdiği kulunu erken alırmış yanına" diyenler de[/FONT]
diyenleri boş verin size ecri onlar mı verecek, bi tane patron var o da yukardaki (makam olarak). Neden kendisi ile konuşmak yerine cahil mi alim mi bilmediğiniz kimselerin onun hakkındaki sözlerine kulak veriyorsunuz. Peygamber Efendimiz buyurur, bir kimse Kuran okuduğunda Allah ile konuşmuş gibidir.

Son olarak şunu söyleyeyim. Hz. Lokmanın oğluna verdiği öğütlerden biri şudur
"Vasbir ala ma esabek ... inne zalike min azmil umûr " "sana isabet edene sabret. İşte bu uğrunda azmedilmeye değer büyük işlerdendir." (Lokman 17)

Burası imtihan dünyası ve kime ne zaman ne isabet edeceği hiç belli olmuyor ancak buranın öbür taraftan (öbür dünyadan) bir farkı var.

Öbür tarafta dünyadaki imtihanı kaybettiği için hüsrana uğrayanlara o gün şöyle deniyor "İster sabredin ister etmeyin artık sizin için birdir" (Tur 16);

Bu taraftaysa yani imtihanı bitirip, kağıdı verip sınıftan çıkmadan önce o şıklardan A) isyan et yerine B) Sabret seçeneğini seçenler içinse o kapıdan çıktığı an tarif edilen güzelliklerin haddi hesabı yok.

Vurguladığım buydu.
 
Üst Alt