Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli olmakla ilgili olarak yaşadığınız trajikomik olaylar..?

Ankara Mamak'ta kurulu bir pazarda çoraplara bakarken, bir kadının gelip elime bir lira tutuşturması :) Sanki orada dilencilik yapıyorum da... Ama çok bağırmıştım, onu hiç unutamam.
 
deli_kiz;
Aynısı başıma geldi. Kucağımda küçük kardeşim ile ilerliyordum pazarın içinden, oradan bir kadın gelmez mi, para uzatmaz mı... Aman Allah'ım :D :D
Onda daha çok dilenci tipi vardı ama neyse.
 
samsunlu34;

Aynen ya, o kadında dilenci gibiydi. Ben gayet şık bir biçimde sandalyemdeydim, şıklık yarışmasın katılsam derece yapardım :)
 
Ümit ben Beşiktaş'lıyım, Fener forumlarına hiç girmedim ancak 3 gemide 400 civarı insan vardı onlardan biri yazmış olabilir.

Askerliğim esnasında (2007 yılında ) 17 gün izin aşımı yapmıştım akıllarına yeni gelmiş. Ordu bana dava açmış bilir kişi raporu için beni hava hastanesi psikiyatri bölümüne yatırdılar. Yatırılırken bir yarbay iki askeri benim için görevlendirdi. Ben onların bana refakatci olduğunu sandım, adama teşekkür ettim.
Adam gayet ciddi bi tavırla "bunlar refakatci değil hastaneden firar etmeyesin diye yanında kalacaklar" dedi. Tekerlekli sandelyedeyken askeri bir birlikten kaçabileceğimi düşünmeleri bana büyük gurur verdi, ben neymişim de haberim yokmuş.
 
önce öncesini anlatayım..

markete gitmiştik bundan bi kaç hafta önce.. biz çıkana kadar marketin önüne araç park etmişler.. ve başka hiçbi şekilde iniş yok.. neyse anons ettiler marketin içinde bi kaç kez plakayı, aracı bulunduğu yerden çekin diye.. bi geldi araç sahibi.. biz ikinci şoku yaşadık annemle, o an orada kahkahayı basmamak için göz göze gelmeyelim diye birbirimizin yüzüne bakmadık.. araç sahibinin kolu alçıdaydı... :)))))

bugünde yine aynı market.. bu kez bi park etmiş araç, kapalıydı.. biraz bekledim.. gitti o araç, tam ben markete giricem başka bitanesi geldi.. neyse ki sonra farketmiş olsa gerek ki geriye aldı birazcık.. gerçi almasada ben söylicektimde araçtan inmeden.. iyi oldu farketmesi ve en azından bi kaç dakika daha oyalanmayı göze alıp çekmesi..

bi de yolda geliyoruz, karşıdan karşıya geçicem.. araçlar öyle bi hızla geliyo ki, cesaret edemiyorum.. annem de bi yandan geçecek gibi oluyo kendisi,hadi geç diyo yok diyorum fln.. hafif bi panik havası var.. karşı kaldırımdan bitane orta yaş bi abi yola atladı.. el kaldırdı aracı durdurdu.. bakıyoruz tabi biz, bizede el kaldırdı, geçin siz diye seslendi.. sonra tekrar geldiği yöne geri döndü.. karşıyada geçmedi kendisi.. çok güzel bi duyguydu, böylesine insanların vurdumduymazlığına tahammül edemeyen duyarlı insanların hala var olduğunu görebilmek..
 
Hiç düşülmeyecek yerlerde düşüyordu oğlum. Ona kızıyor, sakarsın önüne baksana diye azarlıyordum. Devamlı parmak uçlarında yürüme eğilimi vardı. Balet mi olacaksın sen benim başıma, doğru düzgün bir şey olsana diye kızıyordum.
Taa ki DMD hastası olduğunu öğrenene kadar...
Doktorun odasından çıkarken anladım her şeyi, ama ağladığımı görmesin diye de ondan kaçıyor, hep başka yöne bakıyordum...
 
Selamlar Arkadaşlar,

Uzunca bir süredir yazmadığımı fark edip sitenizin başına geçtim yine. Yaşadığınız traji komik olayları gülümseyerek okudum.Yaşamın sıkıntılarının içinde bizleri gülümseten ayrıntılar iyi ki var. Ben kendimde değil ama oğlumda sık sık gülümseten ayrıntıları yaşıyorum. Hangi birini yazayım bilemedim şu anda. O kadar çok ki... Zihinsel engelli bir çocuk her zaman sıkıntı vermiyor. Hiç olmadık yerde olmadık davranışlarla (ya da biz olmadık olarak düşünüyoruz) hepimizi şaşırtıyor.

Yaşama farklı gözlerle bakmayı öğrendik oğlum sayesinde. Bazen oğlum yanımda olmasa da onun gözeyle etrafı görüp gülümsemeye başlıyorum. Yaşamın farklı boyutuna girebilmek herkese nasip olmuyor.

Yazın yaşadığımız bir şey bizi çok güldürmüştü. Oğlum denize girmeye hazırlanırken dalgaların büyüklüğü beni ürküttü. Oğlum yüzemezsin çok dalga var deyince patlattı cümleyi: Anne dalgaları ben hallederim....

Öyle bir özgüvenli ki dalgayı bile yok edebileceğine inanıyorum oğlum. Güldük tabii. Oğlum denizin kenarına gidip ilk gelen dalgaya güzel bir yumruk attı. " Anne dalgayı hallettim şimdi yüzeyim" diye koştu. Dalgalar bitmese de benim oğlanın dalgaları aynen devam...

Sevgiyle kalın arkadaşlar.
 
Selam arkadaşlar.
Benim de başımdan ilginç bir olay geçti.
Bir gün otobüsteyim, kadının biri başladı küfür etmeye. Ses karşıdan geliyor, benim de üzerimde beyaz tişört var
-Sana diyorum beyaz tişörtlü
-Bana mı dediniz bayan dedim.
-Evet, utanmıyormusun beni dikizlemeye?
-Ben sizi göremiyorum ki dikizleyeyim!
-Kusura bakmayın görmediğinizi bilmiyordum...
Zaten dışardan bakan biri benim görme engelli olduğumu anlayamaz kolaylıkla, zaten ne geliyosa başıma görmediğimi belli etmediğimden geliyor. Neyse ben alıştım artık sıkıntı yok.
 
Ay durun bende bir şey anlatayım.
Geçenlerde markete gittik. Market iki katlı, alt katta yiyecek içecekleri aldık. Tabi ben gelmişken parfümdü carttı curttu bi kaç bir şey alayım diye üst kata çıktım. Kimsecikler yok, neyse adamın biri elinde telefonla konuşuyor. Bende raftan bir şey alacağım ama boydan alamıyorum. Biraz bekledim, hani telefonu kapatırsa rica ederim diye... Bekle Allah bekle, yok hala telefonda... Neyse dedim bunun kapatacağı yok, ben ilerlemeye başlarken bu demez mi "hadi abicim görüşürüz kendine iyi bak"
Heh dedim kapatıyor telefonunu. Geri döndüm, bu kapatmaktan vaz caydı, birden o anda adamın yanına gidip "kapatırmısın şu telefonu" demek geldi içimden ama, neyse...
Ama inanın, konuşa konuşa bir önceki reyona kadar geldi. Anlaşıldı, senden bize hayır yok, ben bir görevli alayımda geleyim derken birini buldum aldırdım.
Biraz daha bakınayım dedim, ben aşağıya ineyim derken bir yakınımı gördüm, onunla sohbete daldık.
İnanın, adam ben aşağıya inene kadar öylece bekledi...
Dedim acaba ona göre çok mu garip geldim?
 
:)

kgokce;

:confused: Yıllar önceydi. Bir yere gidiyordum ki kadının biri tam önümde durdu ve "yavrum çok da güzelmişsin ,niçin öyle yürüyorsun "dedi.
Ben de "teyzeciğim çok sıkıldım düzgün yürümekten değişiklik olsun istedim:p"dedim.
Tabi ki benim ne dediğimi anlamakta epey güçlük çekti...:eek:
 
Gercekten çok güzel hatıralarımız var. İşte hayatın tadı da bu zannedersem.
 
Ben bu başlığa tekrar hareket kazandırayım. Geçen başımdan geçti ve hemen aklıma bu başlık geldi :)

İzmir Alsancak'ta Kordon'da bir arkadaşım ile giderken rampalardan birine bir arabanın parkettiğini gördük. Bu tip durumlara artık alıştığımız için arkadaşım beni kaldırımdan geri geri indirdi. Bu hareketin duayeni olduk artık :D Her neyse ben tam kaldırımdan inerken, yanımızdan bir hurdacı arabasıyla geçti ve geçerken dönüp arabayı göstererek "duyarsız bu hayvanlar kardeş" dedi :D İnanın o kadar gülmeye başladım ki. Çünkü biliyorum o hurdacı da devamlı o yolu kullanıyor ve giderken hep o rampadan geçiyor. Kaldırımdan geçmesi de daha zor. Yani durumdaki rahatsızlığı engelli rampasının işgal edilmesinden çok kendi işinin engellenmesi :)
 
Geçen hafta yağışlı bir günde , burda bahsettiğim http://www.engelliler.biz/forum/fot...t-olmak/61928-adana-bankasi-atm-basamagi.html nın önünden geçiyordum. (Yüksek basamağını şikayet ettiğim ve yerine rampa yapılan Atm)
Bir hanım rampadan kayıp düşmüş söyleniyordu. Hanımı tanıyorum , lakabı "deli mühendis" tir hatta. İnşaat mühendisidir kendisi.:D "Bu nasıl bir bankamatik, böyle mi yapılır , şikayet edeceğim burayı , kaldırsınlar" filan diye söyleniyor. Geçmiş olsun dedim sadece :) Kayıp düştüğü rampanın benim isteğim sayesinde yapıldığını söylemedim tabi :)
 
En azından o ayağı kayıp rampadan düşüyor. Sen düşmek için rampanın düzlemine çıkamıyordun.:) Dikkat etsin kardeşim, sağına soluna, çaprazına hatta dairenin çevresine, pi sayısına baksın da yürüsün. Bir de mühendis, hesaplasın efendim yürüdüğü rampanın meyilini, üçgenin iç açıları toplamı 180 derece...:) Tabi bunun sinusu, cosinusu, tanjantı, cotenjantı var. Boşuna mı dirsek çürrütü okurken. Kim bilir kaç gömlek eskitti. Bizim zamanımızda yamarlardı. Zamane gençleri ne olacak.:) Semacım sen geçmiş olsun demişsin ya, o nezaket ihtiva eden cümlecik, kâfidir.
 
ÖMSS Kursu

Yaklaşık 1 aydır Çanakkale'de kurs açılmasını halk eğitimden istiyordum. Bana kursun açılabilmesi için 12 kişi şartı var diye söylüyorlardı. En az 10 defa gitmişimdir. Geçenlerde bana telefon geldi, kurs açılıyor diye. Bende Allah Allah 12 kişiyi buldunuzmu deyince "siz haklıymışsınız,12 kişi şartı yokmuş ta deyince baya gülmüştüm. Tabiki karşımdaki baya bozuldu"!!:):):)
 
2 Gün önce başımdan geçen inanılmaz komik bir olayı anlatmak istiyorum. Biraz uzun oldu ama idare edin.

Doğum günüm için bana bir arkadaşım Media Markt'tan hediye almış ama bende olan bir ürün olduğu için değiştirme fişi ile değiştirmeye gittim. Otoparka girdiğimizde hemen girişteki 3 adet engelli otopark yerinin dolu olduğunu gördüm. Hiçbirinin plakasında engelli işareti yoktu. Olabilir bizimkinde de yok babam kullanıyor çünkü arabayı. Başka boş yer vardı oraya gittik parkettik. Herneyse içeri girip alışverişi yaptıktan sonra benim tuvaletim gelmişti ve tuvaletlerin olduğu yere gittik. Çok büyük bir engelli tuvaleti vardı ama dikdörtgen şeklinde bir büyüklük ve çok gereksiz bir büyüklük. Kapıdan girince ise ilk şok geldi. Kapının yan tarafında herzaman olduğu gibi temizlik malzemeleri vardı ve o kadar büyük olan bir tuvaleti depo olarak kullanmışlardı. (burda büyüklüğünün belirtmemin sebebi odayı 2ye bölüp bir engelli tuvaleti ve bir depo olarak kullanılabilecek olmasından ötürü) Eşyalardan dolayı lavaboya tam dönülmüyor. 2. şok sadece 1 adet tutunma barı var ve klozet yüksek. Ve işin komik tarafı tek tutunma barı olması durumunda bu duvara monte edilir diğer tarafta kalan boşlukta ise tekerlekli sandalyeden faydalanılabilir. Bu tuvalette ise tam tersi boşluğa tutunma barı, duvar tarafına hiçbirşey. Duvara tırmanıcaz heralde örümcek adam gibi :) Bu arada annem de bayanlar tuvaletine girdi ve çıktı içerisinin çok pis olduğunu söyledi. Bu yüzden evimiz yakın olduğu için tuvalete girmedik ve eve gitmek için otoparka gittik. Tam biz giderken bir araba geldi ve engelli otoparkına park etti. İçerisinden de yürüme konusunda sıkıntısı olmayan sevgililer çıktı. Giderlerken hemen engelli olup olmadıklarını sorduk ve engelli otoparkına park ettiklerini söyledik. Erkek (aynı zamanda şöför kişi) utandı ve farkında olmadığını hemen çekeceğini söyleyip arabaya gitti. Biz de yolumuza devam ettik ama arkamızdan kadın, sevgilisine "boşver hadi gidiyorlar zaten" dedi. Biz de tekrar uyardık kadını. Sonra dik dik bakmaya başladı. "Ne bakıyosunuz" falan dedik. Biliyorum bütün bu olan çok komik ama ASIL KOMEDİ ŞİMDİ BAŞLIYOR :)

Ertesi gün annem media markt'a bir mail atmış. Kendisi avukattır ve bu tip durumlara çok kızar. O yüzden sivri dilli bir mail atmış. Ardından bilmemkaç saat sonra Media Markt'ın İzmir genel müdürü annemi aramış. Bu durum hakkında bilgilendirdiğimiz için teşekkür etmiş vs. ancak komik olan durum şu ki konuşmanın bir yerinde anneme

"Durumunuz nasıl? Size maddi anlamda destek olalım." diye bir laf etmiş. Annemin kafa iyice atmış tabi ki. Bu kadar saçma birşey ilk defa duydum. İki ebeveynim de avukattır ve çok şükür maddi durumumuz iyidir. Adamlara çok kötü tuvalet yapmışsınız çok kötü engelli otoparkı yapmışsınız diye bildirimde bulunuyoruz ve adam engelli = fakir, acınacak haldeki insan düzmantığı ile böyle bir yargıda bulunuyor.
Şimdi bu adam durumu düzeltmek için sözverdi. Biz de yakın zamanda tekrar gidip bakaıcağız. Yapmadılarsa elimizden çekecekleri var.
 
2 TİRAJİKOMİK HİKAYEDE BENDEN

Sene 2000, askerlik yoklaması var. Yoklama için askerlik şubesine gittim. Allah'ım bir soğuk, bir soğuk, donacağım neredeyse. Askerlik muayenesi için baktım millet habire soyunuyor. Bende gerçekten o hafta bir üşütmüşüm, sadece gömlegimi çıkardım ve başka bir çıkarmadım. Millete bakıyorum üzerinde sadece iç çamaşırı var. Sıra bana geldi, sen neden çıkarmadın üstünü dediler. Bende hastayım onun için dedim. Giy o zaman üstünü başımıza bela olma dediler. Şimdi yazıcı komutanmı yoksa subaymı bilmiyorum, onun önüne vardım. Çık kantara dediler çıktım, 47 kg. geldim. Komutan yüzüme bir baktı, bir daha çık dedi çıktım. Sonuç yine aynı 47 Kilo.
Komutan bana bir seslendi:
-Ne len bu kılık sen hiç ekmek yemiyormusun?
O zaman Ecevit hükümeti iktidarda idi, kriz felan çıkmıştı. Bende dedim ki;
-Komutanım, Ecevit yiyecek hiç bir şey bırakmadı. Ne yiyeyim bu krizde? dedim.
Bana bir fırca bastı...
-Burası askeriye, burada siyaset yapılmaz! dedi.
Bende doğrudur komutanım dedim. 47 kg. olmama rağmen subay 51 kg. yazdı. Başka rahasızlığın varmı dedi. Kulak zarlarım delik agır duyuyorum deyince beni hava hastanesine sevk ettiler. 2 Sene boyunca ertesi yıla sevk aldım. Son 3. sene konturolümde heyete girdim tekrar ismimi seslendiler
-Mehmet!
Filan feşmekan asker sonucu söyledi, ben anlamadım. Komutanım sonuç dedim, tamam çık dışarı dediler. Ben yine anlamadım ama sonuç deyince, yine bana yüksek sesle çık len dışarıda alırsın sonucunu dediler. 10 dakika sonra dışarıda sonuçlar dağılınca bir baktım yüzde 50 ağır işitme kaybı filan feşmekan askere elverişli degildir, çürük yani...
Kalın sağlıcakla, saygılar bizden.
 
Ben kas hastasıyım. Olay 4 yıl önce oldu. O zamanlar kendimi kolladığım için dışardan belli olmuyor. Bir kızla tanıştım fakat oda uzak diyarlardan gurbetçi. Kıza hastalığımı anlattım, sağolsun oda cok destek verdi. Beni ailesine anlatır, aileside benimle aynı şehirdeki dayısına. Dayısınında polis arkadaşları bizim mahalleye gelip çaktırmadan beni araştırırlar. Yan komşumuza kimliklerini gösterip beni sorarlar. Sağolsun komşumuzda 2022 maaşımla ilgili bir araştırma sanıp yerin dibini açar beni sokar çıkarır. Aç olduğumuzu, zor durumda olduğumuzu, benim hastalığımdan dolayı yataktan kalkamadığımı işte aklınıza ne gelirse söylemiş durmuş. Akşam beni çağırıp seni polis sordu bizde böyle böyle dedik. Hadi bakalım yırttın gene dediklerinde ben ne olduğunu anlamamıştım. Türkiye'den giden haber kızın ailesinin evine bir ateş gibi düşer. Kız ağlayarak beni arar. Ne biçim komşularınız var sizin diye. Her neyse, ben olayı toparlamaya çalışırken bu sefer annesi bana hastalığımdan dolayı takar. Kızın benden ayrılması için şeytanın aklına bile gelmiyecek planlar kurar. İlk bomba benim yurt dışından kızları evlilik bahanesi ile kandırıp Türkiye'ye getirtiğimi ve daha sonra onları dağa çıkartıp çatışmalara soktuğumu söyler. Bu plan işe yaramayınca benim aslında İsrail ajanı olduğumu söyler. Böyle bir hayal gücü. Hani bir ara kendimden şüphelenmeye bile başlamıştım, ben gerçekten bumuydum yoksa herşey matrix miydi?? Suçum kas hastası olmaktı. Her neyse, çok şükür kız ile ayrıldık. Allah'ıma hergün binlerce kez şükür ederim, iyiki bedenen hastayım diye.
 
Haha gerçekten hayretle okudum. İnanılmaz bir anı.
 
19 Ocak 2008 bir düğüne gittim. Arkadaşlarla oturuyoruz, tanımadığım kişiler de var. Bir parça çalıyor, biz iki arkadaş diğer arkadaşa teyzesinin kızını dansa kaldırmasını söyledik. Kız bana "gaz vermekle bu iş olmaz sıkıysa sen birini dansa kaldır" dedi. Kızı tanımıyorum, ben de dedim ki eğer birini dansa kaldırırsam benimle dans edeceksin dedim. Oda kabul dedi. Arayışa başladım, kara kara düşünüyordum ki komşu kızını gördüm. Daha doğrusu o beni gördü. Olayı anlattım, ben dans ederim seninle dedi. Kızı aldım arkadaşların yanına gittim hiçbir şey demeden gözleri önünde dans ettik. Bitince dedim ki, "ben sözümü tuttum sıra sende" ve onunla dans ettim. Tam çıkarken teyzemin kızı bana seslendi, "neden görmedin beni" dedi. Ben gözlerimi işaret ettim, "görmediğimi bilmiyormusun dedim" O kız da arkamdaymış, kapıdan çıkarken kolumdan tuttu "sen görme engellimisin" dedi. Evet dedim. "Ama hiç belli etmiyorsun" dedi. Karşımdakinin bana bakış açısı değişmesin diye dedim. Oda özür diledi ve o günden sonra çok sıkı arkadaş olduk.
 
Bu gün oturdum ve 7 sayfayı tekrar okudum. Gerçekten anılarınız çok komik.
 
internet bankaciligini sevmiyorum isitmemde cok ileri kayip var dudak okuyarak iyi iletisim kuruyorum yani kendime yetiyorum
su bankalarin sagirim dedikte en ufak bi islem icin telefon numarasi dayatmalari sizlere komik gelmiyormu :)
ben buna isyan edesim geliyor ayni banka subesini kullanarak burda telefon numaram var diyorum:)
ilk baslarda elimin geldigi numaralari yaziveriyordum:eek:dalga gecmek gibisinden sanki bu zamana kadar arayipta sagidan bi direktif alabilmis mubarek bankacilar isitme kaybinin ne olduguna dair bi fikirleride yok
ben agir isitiyorum telefon kullanamiyorum deyince hadi hadi bulbul gibi otuyosun tefonla hadi hadi konusursun diyolar :(yanimizda tercuman tasimamiz gerek
hep ayni bankada isimiz olmuyorki havale bilem yapsan telefon numarasi
inadima telefon numarasi vermicem
 
Arkadaşlar sizde ÖMSS sınavına girmişsinizder. Bende sınava biraz geç kaldığımda aceleden sınav salonundaki kürsüye ayağım takıldı. Hemen salon görevlileri yanıma geldi. beni hiç göremiyormu zannettiler bilmem ama sınav kitapcığımı ve cevap kağıtlarını açıp önüme koydular. Silgimi şekerlerimi ve kalemlerimi felan hepsini hazırlayıp masama koyduklarında baya hoşuma gitti.
 
:) Nereye gidersek gidelim her seferinde karşılaşmış olduğumuz bir şey..

Şimdi ben hiç duymuyorum sağırım.. Ablamın dudaklarını rahatlıkla okuyorum.(çevremdekilere aşina olduğum için çevremdekilerde hiç zorlanmıyorum) Örneğin Samsun Otogarda büfe gibi şeyler varya oradan ekmek arası alacağız.Adam ablama anlatıyo,ablam da ben anlamazsam diye bana anlatıyo biraz da el hareketleri kullanarak:) Sonra adam nerelisiniz? diye soruyo Tokatlıyız diyo ablam hanfendi neyiniz oluyo diyo Ablam kardeşim diyo yine de adam hanfendi yabancı mı diye soruyo :) Konuşmamda hiç bir problem yok normal Türkçe konuşuyorum:) İşitmem gideli daha 2 yıl oluyo oyüzden galiba düzgün konuşmam bir de kardeşim diyo ama bana yabancı diyolar hep..


Benim birçok komik olayım var hangibirini anlatıyım:) Durakta yada münübüste bir şeyller söyler hatunun biri.. Hanfendi kusura bakmayın ben duymuyorum derim.Hatun hala konuşmaya devam eder.Hanfendi ben hiç duymuyorum enazından bana bakarak konuşun dudaklarınızı okuyabiliyim derim yookk hala kendi kendine konuşur sonra bide bana dönüp cvp bekler:)
 
selam herkese benim için dişarı çıkabilmek lüks unuttum nerdeyse iletişim kurmayı şu sıkotır tarzı akülü araba dikkatimi çekti markası ne nerden alabilirim hastaneye gittiğimde asönsöre sığarmı kimseye muhtaç olmadan yaşamak çarşı pazar gezmek fikri beni heyecanlandirdı doğrusu aynı zamanda bu kabullenmek belki devlet bu konuda destek olurmu arkadaşlar bu konuda bilgi sahibi olanlar paylaşırsa sevinirim teşekkürler
 
evet arkadaşlar çok sinir bozucu evin önüne dip dibe arabaları parkediyorlar uyarıyorum bir sandalye gecicek yer bırakın barı uçucam sanki unuttuk kusura bakma diyorlar sahıbini bulup çektırim derken gidicem yere gecikiyorum
 
nargül bir 5 ay öncesine kadar benim de böyle bir sorunum vardı. sonra başka bir eve taşındık. eski evimizdeyken rampa ile yola inmem gerekiyordu ve park edecek yer hiç olmuyordu. sonradan belediyeye bir rampa yaptırdık ancak yine kapattıklarını görünce oraya bir huni yaptırdık ve üzerine "engelli rampasını kapatmayın" gibi birşey yazdık. rampanın da iki yanına taşlar koyduk ki amacımız oraya park etmek değil sadece sandalyenin geçebilmesini sağlamaktı. mahalleli bu konuda hemen bilinçlendi sağolsunlar ancak yine de 2 kere rampamızı kapattıkları oldu ne yazık ki. 2. park edenin arabasını çektirdik hatta. (bu durumu forumda da yazmıştım. göreceğin gibi adam huniyi ve taşları bile kaldırmış, o derece : http://www.engelliler.biz/forum/fot...eki-rampayi-kapatan-duyarli-vatandasimiz.html ) sen de böyle bir önlem alabilirsin. dediğim gibi yine bu duruma saygı göstermeyenler yada dikkat etmeyenler olacaktır ama en azından bu durum azalır diye düşünüyorum.
 
haklısınız çözüm plabilir

rampa var yazı koysam olr
 
devamlı başımıza böyle şeyler gelmeye devam edecektir. bizim yapmamız gereken elimizden geldiğince karşı koymak. herşey sizin için güzel olsun..
 
Bazen bizim açımızdan komik gelebilir ama gülüyoruz ağlanacak halimize hesabı :) Anlatacağım olay benim değil ama sevdiğim bir arkadaşımın gelmiş anlattığında çok gülmüştük
Arkadaşım kız arkadaşı ile beraber bir lokantaya gitmişler.Tabi boş masa arıyolar .Yanına yaklaşan biri garson bey "arkadaşa yardım yapında gönderin " demiş.Yani arkadaşa dilenci muameseli yapılmış . Arkadaşta biraz çenesi düşük biridir aman duymasın ;) adama açmış ağzını yummuş gözünü engelliyiz diye lokantaya gelip yemek yeme hakkımız yokmu ? sen gördüğün engelliyi dilencimi sanıyorsun? diye azarlamış.Tabi özür dilemeler falan oturmuş bir masaya yemeğini söylemiş ardından özür olarak ikramlar vs vs .
Kısaca toplumumuzun her engelliye dilenci gözüyle bakmasını bende bazen kaldıramadığım durumlardan biri .Bu önyargıyı toplum olarak kaldırmamız gerekiyor.
 
Üst Alt