Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli olmanız zaman zaman psikolojinizi bozuyor mu acaba?

Hala yaşamak mümkün mü¿ Allah gök kubbeyi yerinde tuttuğuna göre demek ki bir yerlerde hala yaşam devam ediyor... Belki?
 
Öncelikle herkese merhaba arkadaşlar. Benim sağ ve sol kolumda dirseğe kadardır ve iki kolumda da iki tane parmak var bana yetiyor 😁 En baştan başladım okumaya ve bazı yerlerde gözlerim doldu. Allah hepimizin hakkında hayırlısını eylesin. Psikoloji konusuna gelince illa ki bütün engelli kardeşlerim zamanında sıkıntılar yaşamıştır. Bende yaşadım bende zor dönemler atlattım ama çok şükür artık iyiyim. Önceden çocukların garip bakışları insanların değişik değişik sorular sorması vb beni en başta sinir ederdi ama artık alıştım çok rahat cevap veriyorum bazen espri bile yapıyorum 😁 bunu almam da bana para taekwondo milli takım kampı çok yardımcı oldu. Liseden beri taekwondo yaparım ve 2 senedir milli sporcuyum bu branşta. Bu aktivite beni çok rahatlatıyor üstelik takım arkadaşlarım da engelli ve hepsi birer deli 😜 onların büyük etkisi oldu ama en başta ailem hep yanımda oldu onların sayesinde rahatladım ve sosyal çevrem. Arkadaşlarım hiç bana onlardan farklıyım gibi davranmadı hepsinden Allah razı olsun. Normal insanlar gibi gezerim tozarım kafeler avm ler vs vs. Üstelik her ihtiyacımı görürüm çok şükür araba sürmek top oynamak güreşmek yemek yemek aklınıza ne gelirse. Sürekli kendimi zorlayıp bi üstüne çıkmayı hedefledim ve hayat beni buraya getirdi. Binlerce kez rabbime şükür ediyorum bana bu güzel hayatı verdiği için 😊😊
 
Ben kendimi bildim bileli görme engelliyim. Engelin yüzünden değil de insanların davranışları yüzünden isyan ettiğim olmuştur.engelimi kabullenememek gibi bir sorunum olmadı. Bu yüzden çevredeki insanlarda bana engelliymişim gibi davranmadı. Ben de topuklu ayakkabı giyemiyorum bu dert edilecek kadar büyük bir sorun olmamalı.
 
bende kendimi bildim bileli spastik engelliyim tam 36 yıldır.. 36 yıl bişeyle beraber yaşıyorsan onu gayet iyi tanıyorsun tanımıyorsan zaten onunla yasamamışsın demektir. bu herhangi bişey olabilir bir hastalık bir insan yada bir engel çok değişmez fazla farklılıklar yoktur aralarında.. sonuçta bir alışkanlıktır ortada olan. riskli yanlarını bilirsin yada olumlu tarafları nerede mutlu edeceğini nerede sıkıntı çıkarabileceği. bazen iletişimin iyidir zaman zaman tartışırsında ama en önemlisi tanıyor olmandır. yoksa ne kadar uzun süre birlikte oldugunun önemi yoktur zaten. tanıdıktan sonrada gerisi ne derler.. çorap söküğü gibi gelir zayıf yönlerini güçlendirir sivri yönlerini yasam taşıyla yumuşatırsın... güçlü yönlerini kullanıp mutlu olur yumuşamış yanları ile de kendini korursun yada o seni korur. bu sayade herşey yolunda mı gider ?? benim bildiğim gitmez çünkü zaten yasam tahmin edilemediği için tahammül edilebilen bişeydir. inişler çıkışlar her zaman olur bencede olmalı olmuyorsa onun adı yaşam değil ölümdür zaten..ama bu sayede bir dengesi olur insanın bir duruşu olur bazen bu duruş sayesinde çevrende fırtılnalar kopsada uzaktan durup izleyebilirsin yoksa ilk fırtına çıktığında nereye savrulacağını sen bile kestiremezsin. aslında tamda psikolojinin bozulması bu noktaya denk gelir duruşun yoksa rüzgarın hikmetine bırakırsın kendini götürdüğü yer ise gelende bilmediğin bir ıssızlıktır...
 
Yazıp yazmama konusunda biraz düşündüm çünkü benim engelim "ruhsal veya duygusal" grubunda; psikotik bozukluğun her demini tattım; bilen bilir pozitif ve negatif semptomların hepsini yaşadım halisülasyonlar dahil olmak üzere... Ve bunları yaşarken krizler atlatırken tamamen yalnızdım çünkü aile desteği de göremedim... İnsanların tuhaf bakışlarıyla olur olmaz sorularıyla karşılaştım hastayken... Bir bankanın engelli alımında sınavı beklerken duyma engelli bir gencin babası bu sınav engelliler için demişti bana; üzüleyim mi, sevineyim mi bunun için anlamadım. Bu hastalık yalnızlaştırdı beni; ve bu yalnızlık düşünce olarak Allah'a yaklaştırdı beni; bol bol dua ediyordum hastayken, krizdeyken; sonra bir de oturduğumuz muhiti değiştirince, "tebdili mekanda hayır vardır" aynen tecelli etti ve engelli kadrosundan işe girince çok daha iyi oldum; ama şimdi olduğu gibi uzun gecelerde uykusuz geçirdiğim zamanlarda geçmişi düşünüp yine afalladığım oluyor... Ayrıca bu psikolojik sorunlar insanın hayatını dolaylı olarak etkiliyor; aile kuramıyorsunuz, çok zor iş buluyorsunuz; iş bulsanız dahi iş sizi iyice bunaltıp sık iş değiştirme durumunda oluyorsunuz ve bu da psikolojik sorunlu(!) olma ya da amiyane tabirle aklından zoru olma damgasını yapıştırıyor hastalıklı insanoğluna... ALLAH 2004 YILINDAKİ ERENKÖY RUH VE SİNİR HASTALIKLARI HASTENESİ DOKTOR PERSONELİNİN HEPSİNDEN RAZI OLSUN. O zamanlar SSK'ya bağlıydı ve o kadar iyi niyetli ve uzman personele ALLAH zeval vermesin, yine ALLAH onlardan razı olsun...
 
Allah hepimize kolaylıklar nasip etsin

[FONT=Helvetica]Cahiliye dönemim olarak adlandırdığım gençlik dönemimde nadiren de olsa zaman zaman “piyango neden bana çıktı” diyerek üzüldüğüm zamanlar elbette oldu. Oysa hayatımın hiçbir döneminde sakatlığımın bana pek fazla olumsuzluğu olmadı. Hiçbir zaman arkadaşlarım tarafından dışlanmadım mesela. Topallayarak da olsa koştum, sağlam adam on km yürüyebiliyor ise ben on değil de altı km yürüdüm,yüzdüm hem de iyi yüzücü idim. Okudum ettim, hiç zorlanmadan iş buldum, istemeye gittiğim ilk kızla hemen evlendim, çocuklarım oldu, yani demek istediğim sakatlığımdan ötürü çok da fazla sıkıntı çekmedim. Tabii her daim birkaç kiloluk metal uzun bacak yürüme cihazımı hep yanımda taşıdım, gölgem oldu benim, dizimi bükmeden adım atmak ve kaba görünümlü botlar kullanmak zorunda kaldım uzun müddet vs vs. Ama yaşımın otuza yaklaştığı zamanlar cehalet dönemim de sona erdi diyebilirim. Rabbime olan sarsılmaz inancımın da etkisi ile ve bu dünyada sakatlık çekenler için öte alemde vaad edilen müjdeleri öğrenince sakat mıyım değil miyim hiç umurumda olmadı açıkçası. Kısacası ben kendimi sakat birisi olarak görmüyorum, sağlamım diyenden daha sağlam olduğumu düşünüyorum. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Benim düşüncem; inancı olan kişiler bu travmayı çok daha çabuk ve hasarsız atlatıyorlar, ancak inanç noktasında sıkıntı var ise sakatlığın sebep olduğu travmayı atlatmak biraz zorlaşıyor hatta imkansız hale geliyor. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Allah hepimize dayanma gücü, şifa ve tabii ki sabır versin.[/FONT]
 
Sen kendini nasıl hissedersen başkaları seni öyle görür.

Sevgili arkadaşlarım, en başından hepinizin yazdıklarını okudum. kiminiz olumlu, kiminiz ise hala hayata olumsuz yönden bakıyor. Kendimize acıyarak mı mutlu olacağız. Hem neden acıyalım kendimize. Başkalarından farklı görünüyor, farklı yürüyoruz diye mi. çok saçma. Hem neden bu hayatı bitmeyecekmiş gibi algılıyorsunuz. neden başka bir hayat yokmuş gibi. Tüm insanlar bu Dünya'ya bir sınav için geliyor. Her ferdin soru kitapçığı da birbirinden farklı. Her bir ferdin Dünya sahnesindeki rolü farklı. Bu beden ruhumuzun giymiş olduğu bir giysiden başka bir şey değil. İnsanı değerli yapan giydiği elbise midir. yoksa o elbisenin içindeki insanın kendisi midir. Sevgili arkadaşlarım tüm insanlar zamanı geldiğinde bu beden elbisesini istese de istemese de zaten mecbur çıkaracak. İşte o elbise çıktığında gerçek sen önemli. Dünya imtihanını kimi büyük zorluklarla geçirir. Kimi de zenginlik ve sağlık içinde. Size saçma gelebilir ama her ikisi içinde bu imtihanın adaletli olduğunu düşünüyorum. Zor imtihanı zorluklarıyla yaşayıp sabredip şükrederek geçirmek zor biliyorum fakat zenginlik ve sağlık içindeki için ise fakiri yoksulu görmezden gelir ise sağlığı ve güzelliği ile böbürlenip bunlara sahip olmayanı küçük görür ise işi çok daha zor. Kaldı ki insan oğlunun egoları vardır ve bunu yenmek zordur. Neyse konu çok dallandı tam olarak anlatmak istediğimi de anlatamadım sanırım.
Yani bence mutlu olmak için illa ki sağlam bir vücut zenginlik şart değil. Arkadaşlar ben razıyım özrüme. Yeterli özür zihinlerde düşüncelerde olmasın. Hiç bir özrü olmayan ama ruhu yokmuş gibi bitki gibi görünen insanlar biliyorum. Kalbiniz sevgi ile dolsun. Ruhunuz sağlam olsun. Kendimizi de başkalarını da olduğu gibi sevmeyi bilelim mutluluk zaten kendiliğinden geliyor.
Bu uzun yazıma katlandığınız okudunuz için teşekkür ederim.
 
Biz tam yedi cüceyiz ondört kollu bir deviz varmı bize yan bakan hey yan bakan, hepimiz insanız, tek farklılık her insan yapar olduğu ile yargılanacak olması, hiç bir insan, kaderini değiştiremez ve bilemez ama her insan kaderini yaşar, kimi okur doktor, kimi savcı, kimi bakan, kimi müzüzyen, engelli okursa ne olur tıpkı her eşit insanlar gibi aynı haklara sahip olurlar.
Ben sonradan engelli oldum 40 yaşındayken bir anlık dikkatsizlik sonucu gerilim oldu sınır boşalması, bu, vücut iskelet yapısınada zarar verdi bir nevi Allah her insana güç, derman versin felç olma riski vardı, fakat %40 rapor aldım kendisine baka bilir raporu,
Kısacası insanlar bir anlık hevesine yenik düşe bilir ama okumuş olsun ister okumamış olsun hepimizin ortak özelliği, tabiki engelli insanlarda kızar,öfkelenir hatta küfür bile edebilir güvenilir bir ortamda, yinede her engelli bilir yanlış yaptığını, ayıp ettiğini,
Çok engelli arkadaşım var çevremde, engelli haklarından dolayı tanıştığım, spor, tiyatro gibi alanlarda. Hepimizin bir birlerine anlatacağı okadar çok şey varkı, yinede engelli olmamıza rağmen bir birimize mesafeli davranırız, biliriz ki yaşam mücadelesi engel bile tanımıyor o çok acı bir şey, yapılacak birşey yok, sağlık olsun kader,
Hiç bir engelli hak arayışının içinde olmamalı, fakat hanı derler ya armut piş ağzıma düş, malisef yaşam mücadelesinden dolayı bu yanlışlığı, yapıyoruz yanı kuralları bazen ihlal edebiliyoruz, buda engellinin üzerinde büyük bir yük
 
Arkadaşlar insan (engelli - sağlam fark etmez) hayatının bazı dönemlerinde çaresiz, sıkışmış, öfkeli v.b. gibi duygularla bocalama yaşar.
Nacizane benim önerim bir psikolog yardımıyla kendimize dışardan bakmaktır. İnsanın yaşamına dair gördüğü ile dışardan görülen şeyler çok farklı olabiliyor.. Yaşamımız adına gereken şey; doğru soruları bulmak ve verdiğimiz cevaplarla mutluluğu aramak.
"Ben neden bu işte çalışıyorum?" yerine "Binlerce insan işsizken benim bu işte çalışmamı sağlayan şey ne?" gibi..
 
arkadaşlar nasıl tepki verirsiniz bilmiyorum ama ben 9 senedir psikolojik tedavi görüyorum ama hala kabullenemedim lisede çok başarılıydım lise sonda bu rahatsızlık geldi başıma..ben bile kendimi anlayamıyorum hala başkalarının da anlamasını beklemek nasıl bi sey bilmiyorum...ailemle bile konuşmuyoruz bu konuyu...hayattan bi hedefim kalmadı....
 
Engelli olupta zaman zaman psikojinin bozulmaması anormal zaten....
 
MAĞLUBİYET ( Yenilmek )

''Mağlubiyet,insana çaresizlik veren bir şey olacak yerde,insanı daha çok çalışmaya iten bir sebeb olmalıdır.'' ( South )

''Bir kere,iki kere,bir çok kere yenildin,yine de dövüş.Sonunda her an yenmiş gibi bütün hayatında mutlu olursun.'' ( Epictetos )

İradesi,güçlü,azimli ve kararlı insanlar, eğer her şeye rağmen yenilirlerse, daha da başarıya şartlanırlar.Bilenirler,güçlerini bereketlendirirler,heyecanlarını çoğaltırlar.Ve yenilginin verdiği dersle yeniden harekete geçerler...

Rus çarı Deli Petro'ya galibiyetinin,başarılarının sırrını sormuşlar.

''Yenile yenile yenmesini öğrendim.'' demiş...

Uğradığı mağlubiyetlerle pes etmeyen,bitmez bir azim ve kararlılıkta tekrar harekete geçen bir çok ünlü insan vardır.Fakat bu konudaki en ilginç örneklerden biri Amerika Birleşik Devletleri eski başkanlarından Adraham Lincoln olmuştur.

Niçin ?

Çünkü:

''21 yaşında işinde başarısız oldu.

22 yaşında,önemli bir sebeple yaşama sevincini kaybetti.

24 yaşında işinde tekrar başarısız oldu.

26 yaşında karısı vefat etti.

27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.

34 yaşında kongre seçimlerini kaybetti.

36 yaşında kongre seçimlerini yine kaybetti.

45 yaşında senato seçimini kaybetti.

47 yaşında başkan yardımcılığı seçimlerini kaybetti.

49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.

52 yaşında Amerika Birleşik Devletleri'ne BAŞKAN seçildi.''

''Eğer yenildiğini sanıyorsan,yenilmişsindir.

Girişmeye cesaretin yoksa girişemezsin.

Başarmak ister ama başaramayacağını sanırsan

Hiç şüphen olmasın; Başaramazsın!

Harpte muharebeleri kazananlar her zaman daha güçlüler ve ya daha hızlı koşanlar değildir.

Er veya geç başarmış bir kimse

Başaracağına inanan insandır.'' ( ABD-Anonim )

Not: Sanal ortamdan alıntı değildir.Okuduğum bir kitaptan gördüm ve bakarak buraya kendim bizzat yazdım ... Kitap Adı: Gül Destesi Yazar: Hasan ZOR
 
engelli olmak okadar zorki anlatılmaz YAŞANIR.. karşındaki insanların ne oldugununu anında yansıtıyor .. saf, salak , gerizekalı olarak görenimi ararsın .. acıyarak bakanımı ararsın. dalga gecen alay edenimi ararsınnn.. oyuncak olarak görüp kullananımı ararsın ... NEARARSAN VAR YANİ... karşindaki kişinin kişiligini cok çabuk algılayabiliyoruz. engelimizi kabullenmişiz ama ,o sosyal hayat dedigimiz çevre insanlar varya enbüyük engel onlar
 
onlwolf

Aynen öyle bu olayda psikolojiyi ve başka şeyleri bozmada ilk sıralarda yer alıyor.Bunu bende dile getirecektim.Bu konuda size katılıyorum ve bu olayda benim canımı bazen fazlasıyla sıkıyor.O tarz insanlara öyle şeyler yapasım geliyor ki anlatmaya insanlığım el vermiyor maalesef ... Birde insana en çok koyan şeylerden biri de yaşamadan ölecek olması.Mesela gençliğimizi diğerleri gibi doya doya yaşamadan ölüp gideceğiz.Zamanı geri almak gibi bir lüksümüz zaten yok.Sen bir mekana giriyorsun ne bileyim bir kafe,restaurant,toplu taşıma araçları,sinema,tiyatro,park & bahçe,alışveriş merkezi gibi neyse orada sağlıklı olan insanları görünce bak ulan herifler ne güzel gençliğini yaşıyor yanında karı kızlar arkadaşları gezip eğlenip yaşıyorlar bizim ise yıllarımız uçtu gitti diyorsun.Güzel bir kız görüyorsun moralin bozuluyor.Zengin insanlar görüyorsun altındaki arabalar kullandıkları telefonlar evleri vs moralin bozuluyor.Mutlu huzurlu insanlar görüyorsun ben niye böyle olamadım diyorsun.Benim en büyük hayalim polis olmaktı olamadım bazen ekip otosu karakol polis görüyorum moralim bozuluyor.Gençliğini ve hayatını doya doya yaşayamadığın için moralin bozuluyor.Yalnız olduğun için hayatta kimsen olmadığı için sağlam insanların sana tuhaf ve çoğu zaman - dediğiniz gibi - kötü gözle baktığı için.Yaşamadan ölmeye mahkum olmak en kötüsü aslında.Ben size iki söz söyleyeyim Mutluluğu tasarlayamazsın, varsa yaşarsın yoksa bakarsın... Ve Selamete varmayabilir her sabır, bazı davalar mahşere kalır ... Lakin üstte yazdığım mağlubiyet yazısını da dikkate almak gerek.Azimli,inancı güçlü bir insanın aşamayacağı zorluk ve engel yoktur.Yahudiler kusursuz çalışır.Dünyanın hareketine bu sayede yön verirler istedikleri gibi at koştururlar.Onları kusursuz yapan şey ise ne kadar yenilirlerse yenilsinler asla pes etmezler,bitmez bir azim ve kararlılıkta tekrar harekete geçerler.Yani kaybettikçe daha da güçlenirler.Bu nedenden dolayı yenilmezler gücü ve kontrolü daima ellerinde tutmayı başarırlar.Keşke bizde ilham alıp bunu yapabilsek de bu kederden kurtulsak.İsyan var ama Allah'a değil.Ben halime şükürler olsun diyorum her zaman.Lakin saydıklarım da çoğu zaman başıma gelip moralimi bozduğu oluyor.Gene de ayakta durmayı başarıyoruz bir şekilde.Ne diyelim Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun inşallah.
 
Son düzenleme:
Engelli olmanız zaman zaman psikolojinizi bozuyor mu acaba? Ben bu soruya şu şekilde cevap vermek isterim... (Örnek vermek gerekirse mesela sözlü veya fiili yaşadığımız durumlardan dolayı iç veya dış farketmeksizin biz engellilerin psikolojisi haliyle bozulması kacınılmazdır.. Aslında biz engelliler kendi engelimizi değilde cevremizdeki bazı insanların bize bakış acısından dolayı yada acımsı bir çift gözden dolayı ister istemez rahatsız oluyoruz. bu bazende kişinin engelini kabullenememesinden dolayıda olabilir. Bunun en etkin formülü bu tür durumlarla karşılaşıldığında kişinin gülümsemesidir kendi kendini motive etmesidir.Yada sevdiği birisiyle paylaşmasıdır...
 
Benim engelim zaten psikolojik olduğu için ekstra bir bozulma olmuyor zaten bozuk psikolojim .:p
 
aynen arkadaş benimde engelimin bir bölümü psikolojik olduğundan hep nanayım aman be boşver hayat bize güzel alırız ilaçlarımızı bakarız dünyamıza
 
Bana şimdiye kadar konan teşhisler : bipolar bozukluk ,psikotik depresyon ,şizoaffektif bozukluk, obsesif kompülsif bozukluk dört ayrı tehşis ben bile bilmiyorum ne ..ok olduğumu :confused: milletin ne düşündüğüne mi kafa yoracağım boşver gitsin en fazla 50 sene sonra onlarda yok ben de yokum .
 
Son düzenleme:
pluimeranın yorumu okuyunca facedeki bölümümle aramdaki ilişki capsleri geldi aklıma ...
beterin beteri mantığını seven biri değilim sonuçta o beterin beteri dediğiniz insanlarda birey buralarda olan bireyler yani kendinize acınmasını istemiyorsunuz fakat kendiniz bunlara acıyın demeniz biraz bencil bir yaklaşım .Beterin beteri mantığı bir süre sana iyi hissettirebilir fakat toplumda eğer senden iyisi çoksa bir süre sonra tırtlar yani bunun yerine yapabildiklerini imkanlarını nerede olduğunu düşün bir çok nimet hala elindeyken başkasının nimetlerinin fazlalağına üzülmenin bence manası yok yani elinizde neler var ALLAH neler nasip etmiş bunlarla neler yapabilirsiniz bunları düşünün bence hayat gailesinin içine girin içinde olmaya çalışın yani kendinizi soyutlamayın toplumun yanlış hareketlerini çok ciddiye almayın kendi aramızda bile benzer hiyerarşi var malesef ama yanlış yapar insanoğlu çok ciddiye almayın neden böyle diye sorgulayıp cevap bulamadıkça daha da derine iner insan bunun yerine basit şeylerle uğraşın kocanızla iyi vakit geçirin işinize konsantre olun basit yaşayın hayatı açıkcası çünkü hani toplumun yanlışlarıyla yada kötü hissetmeyle bir yere varılamıyor aksine siz daha mutsuz oluyorsunuz kısacası çok derin etraflı düşünmeyin bunu derken toplum niye böyle diye düşünün ama kendi sorunlarınıza düşmeyin yada içine bu kadar düşmeyeceğiniz başka sorunlar edinin hobi vs gibi bunlar nacizane tavsiyeler ...
 
Sonuçta o ya da bu bir sıkıntımız var bende de kardeş aynen öyle biri travmaya bağlı steres yazdı biri bipolar yazdı diğeri anksiyete yazdı hepsinin de belirtileri aynı ne demişler her yol paris diye aman boşverrrrrrr o yada bunu yazsınlar iyi olalımda mühim olan bu
 
Merhabalar ,

Çok geçmiş olsun..

Ben sağ gözümden 13 yaşında kaza geçirdim ve sağ gözüm görmüyor ve şekli bozuldu. Psikoloji olarak çok bunaldım ama bunu ne aileme ne arkadaşlarıma yansıtmadım hep kendi içimde yaşadım özellikle yalnız başıma kaldığımda kafaya çok taktığım dönemler oldu. İntihar etme vs. insan zaman zaman düşünüyor ama kabullenmekten başka bişey kalmıyor ne yazikki ve hayat ne olursa olsun yaşamaya değer. Dışarıda bir ortama girdiğimde veya biriyle göz göze geldiğimde yüzümü hemen kaçırıyordum. Hoşlandığım bayanlara duygularımı ifade edemedim. Özrümden dolayı bana bakış açısı ne olurdu ne cevap verirdi diye .. Özellikle insanının gençlik döneminde çok zorluyor. 12 senem böyle geçti şuan 25 yaşındayım üniversitemi bitirdim 4 yıllık ve özel bir şirkette çalışıyorum. Bu sene protez operasyonu geçirdim. Şuan farkedilmiyor gözüm psikolojik olarak biraz daha rahatladım en azından bir fotoğraf çekilebiliyorum eskiden davetlerde,stadda maçlarda özetle topluluk içerisinde fotoğraf çekilmekten kaçardım..
Zamanın ne getireceği belli olmaz kötü düşünmemek gerek bizimde sınavımız budur belki...
 
Benim psikolojim bozulmuyor sadece anlık öfkeleniyorum sonra düşünüyorum psikolojisi bozuk kişilikleri neden muhattap alayım ki. Engelli biz değiliz engelli görüpte engel koyanlardır
 
Sanmaki dert sadece sende var !'sendeki derdi Nimet sayanlar var
 
Engelsiz olanlarin bile psikolojisi bozuk.
Kaldiki engelliler
 
Ama gercekten sorunsuz adam yok 78 milyon bi kontrolden gecirilse halimiz duman alayimiz delirmek uzereyiz.
 
Zam an zam an, ne diyorlar Indim aşağı kırdım kemiklerini s,k,im ananı, Parapareleyts nedir ( fetoş) iyibilir parelel alt yapıyı arkamızda olanı, hayatımıza mal olmuş bir orta doğu tuzağı, neydi oyunumuz kız, dedekorkut malalımı,
Biz engelliler gitmedi, fakat gidipde gelenler oldu, sıfır bir vizyon uğruna, pes etmedik, etmeyizde, misyonda deyiliz, aklı selim olan bútün engelliler o problemi çözemezler sordum soruyu kôydüm koruyu,
Mesele şuki ben Îstanbul kokarım, ben ışık sacarım, yolumu bulurum, ben bazen Hiltonda bazen kıyı bir bankta uyurum, bazen Güneşin doğuşunu bekler bazen Güneşin batışını sayarım bazende tan vakti keyif catarım ben Îstanbul kokarım düşmanlarımdan, sevdiklerime, cünkü ben delikanlıyım Îstanbul cocuğuyum, hangi cılgın bana zîncir vuracakmış şaşarım,
 
Arkadaslar ben bunun icin pisikiyatride teva goruyorum ben cok sorun ve takindi ediyorum ..ben heyete girsem pisikiyatriden puan alirmiyim aceba
 
Üst Alt