Hiç evlenmedim ama
_çalıkuşu_ na katılıyorum, tüm söylediklerinde haklı. Ya ayrıca benim anlamadığım şu
)) millet yaşı üçlü sayılara gelince çevresinden niye anlamsız baskılar yiyo, kendini neden evlenmek zorundaymis gibi hissediyo
))
Gülüyorum çünkü çok gülünecek bişey...Sizin için ve okuyacak diğer kişiler için farkındalık olsun diye yazıyorum. Evlilik çok ince, çok barındıran, herkes resmi nikah üzerinden ilerlemiş, bunun bir de manevi, imana dayalı dini kısmı vardır...Mesela eşlerden biri diğerinin bi yere gitmesini istemez ama diğeri çok ısrar edince mecbur kalır da "iyi git tamam git" vb bitirici, uzaklaştırici, mana olarak kesici ifadeler kullanırsa maneviyatta o nikah hükmen düşer...Bu bilgi sahihtir...Git ama gel, vb bağlayıcı yumuşak barismaci ifadeler kullanmalıdır...Ne kadar da ince düşünmeye sevk ediyor kişiyi...İnce düşünceyi evlendikten sonra daha akılda tutmalıdır yani kişi...Bu bahsettiğim örnekler çoğaltılabilir ve çevremde eşine saygısızca bakan o kadar çok kişi görüyorum anlatamam...Alışveriş merkezlerinde kişileri gruplara ayırdım
) flört edenler, ciddiye dönenler, mevzuyu ailelere açıp söz yapanlar, evlenenler ve evlendikten sonra ilk çocuk...
Saygısızlık şiddeti inanın ki evlendikten sonra ilk çocuk sinifindakilerde en ileri seviyede...Adam yaşlanmış, kadın kilo almış saç baş üst dağınık, çocuk arabasıyla mağazaya giriyorlar kadın tek başına ayakkabı deniyor, adam bakmiyo bile güzel olmuş mu diye, beş dakka çocuğu kucağında tuttu diye sakalları çıkmış
))
Ailelere mevzular açıldıktan sonra saygısızlıklar başlıyor, çünkü kimse kimseyi idare edemiyo, sosyal medyada fotoğraf paylaşıyorlar, sonra da niye beğenmedi senin annen diye tartışma almış başını gidiyor...Sosyal medya olmasa hiçbiri olmayacak ama farkında değiller tabi
) çünkü şimdiki evliliklerin çoğu sosyal medya evliliği, düğünü sosyal medyada ayrı yapıyorlar, sonra da vay efendim biz niye böyle olduk bana bağırdın...Çünkü hiç nazar değmez herkese bu mutluluğu gösterince...Bi de en şiddetli tartışmaların ardından "canimla kahve keyfisi..." paylaşımını göz ardı etmeyelim
)) beş dakka önce ağzına geleni sayan kişi sosyal medyadan esine sevgi duyuyor...ki birine kötü bi laf etmeye gerek yok bence, insan sevdiğine adıyla hitap etse, kızmak için yeter artar bile...ama bu inceliği çok da bilen yok, o ayirdigim sınıfların içinde bi ya da iki tane boylesini gördüm gerçekten...
Hal böyleyken bi de bekar ama sevgili saygılı ama yaşı otuza gelmiş kişilere de bakıyorum, onlar da gözümden kaçmıyor
) hiç de rahatsız değiller, tabiri caizse "kafa nereye ben oraya" havasindalar, kafalarına esiyor geziyorlar, kafalarına eaiyo film izliyorlar, kitap okuyolar, istedikleri kursa gidiyorlar, onu giyme, o kız sana whatsuptan niye yaziyo, bu çocuk seni niye eklemiş falan diyen yok
)
Manevi ve en büyük çerçevesine geleyim: bu dünya sınırlı ve biz sadece içinden geçiyoruz, yani ömrün, çiçeklerin, hediyelerin bile bir sonu var, güzelliğin, yakisikliligin bir sonu var...ve son geldiğinde bize sorulan ilk soru bekar misin evli misin olmayacak ...
O yüzden çevre baskısına, hele hele de yalnızlıga takılmak yerine belki de tevekkül edilmeli...Kişi yalnız değildir, Allah kişiyledir, ve deneyin isterseniz, siz yalnız birakmasaniz Allah da sizi yalnız bırakmaz...
Burda anlattıklarım gözlemlerim sonucu elde edilen şeylerdir. Destekleyen desteklemeyen herkese saygı duyarım. Bilmeden kötü bi laf ettiysem de ozur dilerim.
Tevekkül edelim, iyi gelir