Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Fotoğrafların Diliyle Gündem (1)[Hadi Konuşalım/ DÜNYA]

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Açıkçası İlayda özetlemişsin yazamayanların nedenlerini. Doğruda. Fakat biz en başında da söyledik uzun cümleler istemiyoruz kimseden içinden gelenleri, resimlerde gördüklerini anlatsınlar istedik, istiyoruz. Ortak bir metin çıkaralım hep beraber yaşlı dünyamıza olanları engelliler.biz olarak hep beraber anlatalım istiyoruz. Ama yazmamanın yanında şunu da gördük biz aslında yapmak istediğimizi büyük ölçüde başardık. Okunma oranlarına bakıldığında bu sayfanın vermek istediklerini alanların olduğunu görüyoruz bu da çok önemli bir sonuç bizce. Bugün yazmayabilirler ama yarın yazacaklardır bunda umutluyuz. Özgürlüğün tadını bir kere yakalasınlar yeter ki.
 
Bu son cümle özellikle çok anlamlı ilayda.

Evet, burası özgürlük kokuyor, olmasını istediğimiz şey bu. Özgürce bir konu hakkında fikirlerimizi belki tek kelimeyle belki de sayfalarca dolu kelimelerle ifade edebilmek.

Eğer bir bütün olmayı istemesek, cümlelerinize ihtiyacımız var ve sizlerin cümleleriyle bir yazı dizisi oluşturacağız demezdik.

Kuşkusuz kurallarımız da var, kuralsızlık sadece anarşiye ve dünyanın sonu gibi kargaşaya ve yokluğa götürür bizleri.Kuralsızlıklarımız ve özgürlüğü başıboşluk saymamız nedeniyle çöplüğe döndürmedik mi her yeri?

Umarım parçayı beğenirsin.

Haklısın oya dünyada yıllarca sahnede kalabilmeyi başaran bu cats müzikalinde ilaydaya adadığım parça, artık yaşlanmış ve herkes tarafından bir köşeye atılmış birinin geçmişe duyduğu özlemi anlatıyor.

Tıpkı dünya gibi..... :D
 
andante' Alıntı:


Bu arada gerçekten senin baben, yada senin bayke bu olayın özüyle ilgili olarak söyleyecekleriniz yok mu? Sizce savaşlar kirlilik değilmidir, insanlar kendi elleriyle katletmiyormu dünyayı ? :D :D :D Konu bu sevgili dostlarımmmmmmmmm, öpüldünüz, :lol:

Olmaz olur mu, Sanem Hocam? :D

Tartışmaların polemiğe dönüşeceğini hissettiğimde rölântiye alıyorum. Böylece ortalık sakinleşiyor.. Yani relaks durumu. :p Bu da benim taktiğim.;) Ve bunun da çok ama çok güzel bir yararını halen yaşıyorum.. (Bkz. Müzik bölümünde "Ruhların Göçü" tartışmaları.)


Çünkü:
andante' Alıntı:


Öyle yada böyle savaşlarla kirletiyoruz dünyayı.Hiç kimse bana savaşın ahlaklısını anlatmaya kalkışmasın. En haklı savaşta bile , ne demekse haklı savaş,birileri kaybediyor. Birileri yok oluyor,birileri acı çekiyor....

....

Sen böyle girersen konuya, ben de derim ki: Spartaküs'ün savaşı haklı savaştır, Şeyh Bedrettin müritlerinin savaşı haklı savaştır, Mustafa Kemal'in savaşı haklı savaştır, Che'nin savaşı haklı savaştır ve daha onlarcası… Yani sömürü için savaş: HAKSIZ, Sömürüye karşı savaş HAKLIdır! Bu kadar basit.. :D Böyle öğretildi bize..

11 yıl önceki ilk köşe yazımda alıntıladığım bir paragrafı yine alıntılayım:
[size=4] “Yaşamda ve toplumda acı var. İnsanın da acı karşısında takınması gereken bir tutum: O da sürekli diri kalmak, sürekli eylem içinde olmak. Yaşayan ve üreten insan için ne karamsarlık söz konusu, ne de acıya tutsak düşmek. Acı, çekilir ve aşılır.” [/size]

Acı; çekilir ve aşılır…

Acı çekilmesin diye savaşların tümüne karşı çıkmak, her şeyden önce doğaya ters! Çünkü; değil dünyanın, evrenin bile temelinde savaş var! Big-bang (büyük patlama) bunun simgesidir aslında.. Zıtların birliği ya da zıtların savaşıdır bu!

Ancak, eline geçirdiği her şeyi yozlaştırmakta sınır tanımayan insanoğlu, "savaş"ın da gerçek anlamını yozlaştırmayı becermiştir! :( O resimlerdeki olumsuzluklar, savaş değil "öküzlük"tür. :evil:

andante' Alıntı:
( Bu arada sevgili baben vallahi bende orman hiç yakmadım ağaç bile kesmedim, ama dünyanın kirlenmesinde benim de katkım var. Kusura bakma senin de vardır. En azından insan olarak dışkılarımız biz istemesekte yanlış uygulamalar sonucu bir yerlere dökülüyor. :D )

Onlardan da; o "yanlış uygulamalar"dan sorumlu olan "öküz"ler sorumludur! :D



Ben yine rölântideyim. :D

Bu arada CATS Memory için çok çok teşekkürler.. Harika! ;)




Sevgili İLAYDA, elbette burası bir okul değildir!

Sanem Hocam ve senin dışında, aktif olarak tartışmalara katılanların içerisinde, "Pedagoji formasyonu" olan kaç kişi var burada?

Benim bildiğim, bu formasyon: Kime, neyi, ne zaman ve nasıl öğretmeyi bilenlere verilir? Doğru muyum? ;) E.. bu bize öğretilmediyse.. Kime, neyi ne zaman ve nasıl öğreteceğimizi nasıl bileceğiz? :p
 
tammmammm objektif olabilmek adına objektifi kendime çevirmeye karar verdim:ve işte gördüklerim.
1-arabamın egzoz emisyonunu yıllardır yaptırmıyorum.
çıkardığım zehirli gazlarla çevrenin kirlenecek olmasını umursuyorum dersem yalan olur.
- sizler yaptırdınız mı?
- evet mi diyosunuz..?
- affferim valla.. :D

2- fosur fosur içiyorum sigarayı. sigara içmenin yasak olmadığı kapalı bir mekana girsem ,bi çay, kahve içsem hemen arkasından etrafımdakileri umursamadan yakarım sigaramı .iki masa ötemde oturanın havasını kirletecek olmayı umursamam.
- siz umursar mıydınız?
- evet diyenler...yalancılar siziiii :D

3- bana bi öneri getirilse ve dense ki sana bedava vereceğiz ve tüm giderleri de bizden..1.000 cc ve hibrit bi otoyu mu tercih edersin. 4.500cc lik BMW jeepi mi ?
- mümkünse biemvi olsun lütfen derim.
- siz hibrit motoru mu tercih ederdiniz?
- yemessler..! :D

4- ..ve dense ki orman içinde ormanın bi kısmı kesilerek elde edilmiş arazide yapılan 5milyon dolar değerindeki villayı mı istersin? yoksa çevreye zarar vermeden yapılmış mütevazi bir sosyal konutu mu istersin?
- mümkünse orman içindeki villa olsun lütfen derim.
- sosyal konut diyenleri kucaklıyorum..öptüm sizi. :D

5- av yasağının olduğu bi dönemde bi balık lokantasında garson önüme "bu müesseseden ve sadece size özel" diye daha yavru barbunları getirse, götür bunları demem hatta riyakarca bi de teşekkür ederim.
- bu lokantıcıyı tersler hatta şikayet edip sonuna kadar olayı takip ederdim diyenler. ağlayarak boynunuza sarılıp öptüm sizi. :D

6- elktronik cihazında, atığı çevreye zararlı olmayan fakat kısa ömürlü hemde daha pahallı pili mi yoksa atığı çevreye zararlı ama ömrü diğerine göre iki misli olan pili mi kullanırsın deseler ikinciyi derim.
birinciyi diyenler..uzatın yanağınızı.valla öpücem itiraz etmeyin. :D

7- diyelim ki atadan dededen bi orman arazisi miras kaldı..yer bodrum.. orman olarak hiç bir değeri yok. ama inşaat izni çıkarsa yedi sülaleme yetecek bi rant elde edeceğim. hele bi yolunu bulayım kitabına uydurayım hiç acımam valla keserim ormanı.
- aaa ben orayı doğal park yaparım diyenler... ısrarla istiyorum ,çeşitli yönlerden fotoğrafınızı gönderin bana. heykelinizi yaptırcam...cepten. :D

8- diyelim ki beş para etmeyen arazimde bol miktarda altın madeni olduğu tespit edildi. bu hem ülke ekonomisi hem benim için müthiş bi imkan. fakat naaparsak yapalım arıtmada kullanacağımız siyanür çevreyi kirletecek. kirletsin valla napiim önce cüzdan pardon vatan..!
- o arazimde ineklerin otlamasını tercih ederdim mi diyorsunuz?
elimden kurtulamazsınız hem heykelinizi dikicem hem de adınıza bi vakıf kurulması için uğraşıcam. :D

9- bi dizüstü almak için pisiciye gittim. 2 marka var..eş değer özellikte ve
güzellikte. biri 1.000$ diğeri 2.000$ çünkü 2.000$ lık pisiyi üreten fabrika çok pahallı bir arıtma tesisi kurmuş çevreye zarar vermeden üretim yaptığı için maliyet artmış. hengisini alırdınız.
- tabii 1.000$ olanını diyenler sizi seviyorum yaa...aynı kafadayız, akşama rakıya beklerim :D

***

silah apayrı bi konu ama görüşümü yazayım.
silahlara karşıyım lakin ABD nin höt bile demekten korktuğu nükleer güce ve en gelişmiş silahlara sahip kuzey kore'ye de özenmiyor değilim.
silahlara karşıyım ama soğuk savaş döneminde ABD-RUSYA öncülüğünde 3. dünya savaşı çıkmamasının en büyük hatta tek sebebinin iki tarafında birbirinin askeri gücünden korkmuş olması olduğunu biliyorum.

silah; güce sahip olmak için kullanılan bir araçtır
hedef güçtür..
güçlü olmak için para lazımdır.
para sadece meta değiş tokuşu için gerekli bir araçtır.
yani öncelikle silahla ulaşılmaya çalışılan hedefi ortadan kaldırmak gerek.
yani metayı.
eee biz metaya tapıyoruz ama silaha karşıyız.
bu ne yaman çelişki anne. :roll:
(not: burda yazdıklarım tamamen bi özeleştiridir)
 
Bayke baba :) :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: :lol:

Mükemmel son için fazla söze gerek bırakmamışın helal sana ve bende seni öptüm muhterem ellerinden :D :wink:
 
Tamamiyle gerçektir

1)Arabamın egzos emisyonu yaptırmayı hiç ihal etmem. Aferim bana :D

2)35 yaşından sonra azanlardanım. Bu yaş öncesinde sigarayı denemedim bile.Bu sebeple teneşirin beni paklayacağını çok iyi biliyorum.Sigara içerken etrafımdakileri umursarım. Biri rahatsız olacaksa o sigara kesinlikle söndürülür.

Salak bir tiryakiyim galiba.Ama yalancı değilim.

3)Arabalardan hiç anlamam. En az masraflı ve çevreye zarar vermeyeni tercih ederim.Toplu taşım araçlarının çok daha sık ve fazla olmasından yanayım. Aylarca arabamı kullanmadığım olur. İşime toplu taşıt araçlarını kullanarak gidiyorum. Kuşkusuz bunda istanbul tarafiğinin salaklığı da var ama son derece rahat bile olsa, İstanbul da trafik ,etrafımı göre göre bir yere gitmeyi yada seyahat esnasında kitap okumayı çok daha fazla sevdiğimden arabamı yine kullanmayacağımı söyleyebilirim. Ne için mi o zaman o araba? yaşlı babam içindi, ambülanslardan nefret ettiğim için özellikle o amaçla kullanırdım. Şimdi de çok acil olmazsa duruyor işte.

4)Sosyal konutu tercih edeceğimden hiç kuşkunuz olmasın.Manyağım yaaaa. :D

5) Av yasağını falan bilmem. Mevsiminde balık yemeği kesinlikle çok severim. Diğer av hayvanlarının tadını bile bilmiyorum. Ömrümde kuş yemedim mesela, yada geyik vs.... Et hayatımda olmasa hiç et diye tuturmam.

6)Hemen yanağımı uzatıyorum baykecim ve öpüyorsun. Çünkü ben özellikle birinci pili tercih edenlerdenim.

7) O arazimde çevreye zararı olmayan bir yöntem var mı diye inan araştırırım. Zengin olmak gibi bir hayalim hiç olmadı. Zaten çok zenginim.Bu sebeple sanırım heykelimi de dikmek zorunda kalacaksın ve benim adıma bir vakıf kuracaksın. Gittikçe güzelleşiyorum yaaaaaa.

8)Diz üstü bilgisayarın canı cehenneme diyorum önce. Var olan bana şimdilik yeter. Ama diyelim ki çok daha kullanışlı ve yine çevreye zarar vermeyen bir şey üretildi isterse en pahalısı o olsun aç kalır onu kullanırım.

9)Seninle asla rakı içemeyeceğiz dostum. Bir uzaylıyla rakı içilir mi bu koşulda? İçilmez ama en azından bu koşulda seni eleştirebilme hakkına sahibim. :D

Kesinlikle aynı zamanda biliyorum ki bir dinazor olarak bu yaptıklarımın önemi yok. Ama yine bir tek şeyi söyleyeceğim benim gibi olanların olduğunu bilmek şimdilik bana yetiyor. Genelin içinde değilim anlıyorsun değil mi? :wink:
 
6)Hemen yanağımı uzatıyorum baykecim ve öpüyorsun. Çünkü ben özellikle birinci pili tercih edenlerdenim.
öpiimm öpiim de önce şu pilin markasını bi söyle.
"ederdim" deseydin bu soruyu sormazdım. :D

aslında sorularımı cevaplanması amacıyla yazmamıştım çünkü doğruluğunu sınayacak durumda değilim. nüfus sayımında bile artık beyan usulune geçildi.
yani sözlerinin/sözlerinizin doğruluğunu kabul ediyorum.
ve bu kabulümün ışığında adına heykel dikimini bile yetersiz görerek adına dergah açılması için imza toplicam. SANEM HATUN dergahı :D
çünkü maddeyi bu kadar dışlayabilen bi kişi bence artık ermiştir :D
**
bayındırlık bakanlığında kontrolör olarak çalışan inş. müh bi arkadaşıma 100 bin$ rüşvet teklif edildi. reddettim/reddedebildim dedi.
- peki 500 bin$ verselerdi dedim.
- valla bilemiyorum dedi hiç o kadar parayla sınanmadım. ne karar vereceğimi ben bile merak ediyorum.

şu meşhur "ahlaksız teklif" filminin ana teması işte bu iç muhasebeyi ortaya döküp sorgulamak değil miydi?
..ve paralel sorgulamayı gündeme taşıyan TV deki binbir gece dizisi. TBMM nin bile gündemine girdi .

yıllar önce alplerde düşen bi uçakta arkadaşlarının cesetlerini yiyerek hayatta kalmayı başaran bi adam vardı.
o zaman da sorgulanmıştı bu durum. siz olsaydınız yer miydiniz?
yaşanmadan bilinmezzzz.

hadi konuyu bi fıkrayla tatlıya bağlayayım:

yine alplerde bi uçak düşüyor.
kurtarma ekipleri enkaza ulaşıyorlar. orda bi adam görüyorlar karlar içinde..sırtını bi ağaca yaslamış, elinde koca bi insan bacağı...iştahla onu kemiriyo.
kurtarma ekibindekiler:
- hoop napıyosun yaa bu ne vaziyet diyolar dehşetle.
- yaşama iç güdüsü, napiim açlıktan ölsemiydim yani diyo adam.
iyi de diyo kurtarma ekibinin başı:
- allahın belası.. uçak düşeli henüz 24 saat bile olmadı..! :D

***
ilaydanımcım senin HP nin çevreye saygılı olup olmadığını anlamanın yolu kolay.
bak bakiim odaya bi büyük girerken toparlanıyo mu?
yanından birisi geçerken nezaketende olsa mausunu kablosunu
şarjını adaptörünü şööyle bi çekiştirip yol açıyo mu?
bunları yapıyosa çevreye saygılı demektir :D

neyse canım iki yerde firen varmış önemli diil.
iki tane eksik öperim..nooolcek yani..insanlık öldü mü
maksat gönüller hoş olsun :D
 
Sevgili arkadaşlarım izin verirseniz şimdiye kadar yazılan ve çizilenlerin bir özeti şeklinde küçük bir filim izleyelim.Merak etmeyin çok uzun sürmüyor yaklaşık 8 dakika.

Kendimizi ve bizlerin kulaklarına fısıldananları 8 dakika süreyle bir kenara bırakıp yeni baştan bir gözden geçirelim umutları....

Visions of Whitefeather
 
Sekiz dakikada onca yıl yaptıklarımızın özeti, bu kadar net anlatılabilirdi. İzlerken şunu düşündüm dünyaya bunları yaparken acaba kendimize ihanet ettiğimizin farkında değil miyiz? Yada bu farkına varmaktan uzaklaştırılıyor muyuz? Geçenlerde bir gazetede okuduğum bir yazıda şöyle diyordu. Amerikada bir kaç profesör küresel ısınmanın boyutlarını ve nedenlerini açıklayan bir rapor hazırlamış. Ve çözümler. Ancak ne yazık ki bu proflar yine aynı ülke yönetimi tarafından tehditler alarak görevlerinden alınmış. Sanırım birileri sadece rant uğruna güçlerini kaybetmemek adına farkına varmanın önüne set koyuyor. Peki kendi yok olmalarını nasıl önleyecekler? Bu hısrları gözlerini kör ettiği sürece bunu anlamalarını beklemekte hayal galiba.
 


Doğumlar sancılıdır, her doğum beraberinde bilinmezi getirir. Dünya da sancılı başladı doğumuna, ama uzun yılların daha büyük sancılara gebe olduğunun farkındamıydı acaba?

Barber's Adagio For Strings, Op. 11




İlk savaşta neler hissetti, ilk kirlenmemiydi , bilinmez ama yıllarca sürecek bir kirliliğin adımlarıydı

Hair - Flesh Failures (Let the Sunshine in) (1979)




William Orbit - Barbers Adagio For Strings

Hemen herşey aynıydı sanki bilinen bir melodi tekrarlanıyordu sadece...
 
Ve o melodi durup düşünün diyordu insan oğluna fotoğrafların diliyle. Elinizde olanlarda uçup gitmeden kendinize gelin diyordu. Peki biz kendimize gelecek miyiz?
 
Doğumlar sancılıdır, her doğum beraberinde bilinmezi getirir. Dünya da sancılı başladı doğumuna, ama uzun yılların daha büyük sancılara gebe olduğunun farkında mıydı acaba? O kadar çok cevaplanması gereken soru vardı ki aslında
bu kadar çok soruların arasında kafası karıştı. Bir de şu vardı; bir dil sorunu var ortada. Dünya başka şey söylüyor. insan başka anlıyordu.

Acıydı bu.Söylemek istediğini bir türlü anlatamamanın derin sancısındaydı.Ancak bir şeyi öğrenmişti aradan geçen uzun yıllarla birlikte; Acı; çekilir ve aşılır…

Doğru olan aynı anda yalan da olabiliyordu. Öğrenilen bir şey varsa ileriye bir adım oluşturması gerekirken hemen her şey aynıydı sanki bilinen bir melodi tekrarlanıyordu sadece...

Ben mi öğreteceğim insanlara yaptıklarının çirkinliğini ve yok olmaya doğru gidişlerini diye düşündü. Bedenimdeki her darbe göstermiyor mu çektiğim ızdırabı ve hala neden üzerimde konuk olarak yaşanlar devam ediyor çılgınlıklarına…

Yine savaşlar, yine yok olan güzellikler, yine açlık, yine yine diye söylenmeye devam etti. Oysa; "Savaşın kaynağı korkudur." İnsanoğlu bu korkuyu üzerinden attığı gün belki savaşlar da bitecek. Savaş kelimesi, eline silah yerine bilgiyi alan insanların oluşturduğu bir dünyada belki de sözlüklerden çıkacak ve bir daha hatırlanmayacak.. " Bernard Shaw demiş ki; "Hiç bir askerden düşünmesini beklemem ben" ne kadar doğru bir söz değil mi? Diğerinin söyleyenini hatırlayamıyorum ama şöyle diyordu ölen çocuk bedenlerine bakınca aklıma geldi. "Hepsini öldürün! Tanrı kendininkileri ayıracaktır." Bu tablolara baktıktan sonra hala dost olabildiğimizi söyleyebilir miyiz acaba? diyen sesi duydu.

Umudun olmadığı yerde yok oluş kaçınılmazdır cümlesine takıldı sonra bir an için, ister istemez umutlara gülümseyerek baktı.Deli bu insanoğlu, beni de kendilerini de bu delilikleri öldürecek. Ama yine de umut denilen çılgınlıklarını seviyorum dedi gülümseyerek….

Ben umutluyum “bakış açılarımız arınmışsa”
“yol” ,yakın olacaktır bize “arınmışsak biz”…
Ve biz o “her durak”ta buluşacağız…
Amaçlarda…
Velhasıl şimdi öldük! Ama yeniden doğacağız!
Bize ait her şeyi paylaşmak adına…

Diline, yitirilmiş bedeninde yitirdiklerimizle ilgili bir parça takıldı sadece….



The Moody Blues


BİTTİ
 
Evet dünyamızı yok edişimizi konu alan fotoğraflarla gündem başlıklı bu ilk çalışmamızı burada sonlardırdık. Umarım bu sonlandırışımız gibi dünyaya ettiklerimiz de sonlanır. Bu ikinci yazımızın oluşmasını sağlayan isimler andante, Oya Tekin, Baben ve İlayda olmuştur. Diğer gündemlerimizde daha çok katılım bekliyoruz. Bölümümüze katkıda bulunan yazan ve okuyan tüm arkadaşlara teşekkürler. Ve güzel dünyamıza.
 
müziği dinleyemedim. sürekli kesiliyor. bir şey anlayamadım . verdiğiniz tüm linkler de boyle... youtube linklerinde yani... acaba sorun nerde?

Valla sorun bağlantında olsa gerek.. Çünkü ben ilk defa kesintisiz olarak dinleyebildim.. :D Daha önce bende de youtube linklerinde kesintiler vardı. Düzelir düzelir ('Kedidir o kedi' gibi söylenecek..) ;) Sık kulanılanlarına ekle.. Daha sonra hepsini birlikte dinlersin..
 
sevgili ilayda bilgisayar bu tip dosyaları ön belleğe atar ve oradan çağırır.
yani tv gibi anında görüntü vermez
bağlantın hızlıysa ve önbelleğin boşsa kesintisiz görüntü alırsın.
naapmak lazım:
arka planda çalışan açık programları hatta virüs korumayı kapat.
olmadı mı?
bekle film kesik kesikde olsa sonuna kadar devam etsin.
sonra tekrar baştan tıkla..bu sefer normal hızda seyredeceksindir.
çünkü film artık internette değil bilgisayarındaki temprory internet files klasöründedir.
lafım kaka siteleri gezenlere. pisiyi kapattım resimler filmler gitti demeyin.
onlar hala bilgisayarınızda durmaktadır.
peki onlar nasıl silinir..?
söölemicem işte :D
 
Valla bunu söylediğin çok iyi oldu sevgili bayke.. Demek bu dert herkesin başında varmış. Ben de "bağlantıdandır heralde" diye düşünmüştüm.. Klavyen toz görmesin e mi? :D
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt