Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Friedreich Ataksisi (FA) tedavisinde Kök Hücre

o_n_u_r

Üye
Üyelik
23 Nis 2008
Konular
1
Mesajlar
188
Reaksiyonlar
0
Sevgili hüllü şuanda başım ağrıyo ve bir aspirin içicem. Bu içeceğim aspirin bendeki bu f.a illetini kökten halledecek diye ne kadar kendimi inandırırsam inandırıyım ne kadar umut bağlasamda o aspirin beni kesinlikle ileştirmez bütün inancım ve umutlarımda boşa çıkar. Şimdi diceksinki bu ilaç f.a ile ilgili o yüzden umutlu olalım (yanlış anlama bu catena hakkında benimde umudum var). Fakat benim demek istediğim sevgili kader arkadaşlarım acele etmesinler ilaç bi kullanılsın bakalım neticesi ne. Ha bide demişsinki herkese faydalı olmaz diye doğru olabilir ama benim kişisel görüşüme göre ilaç doz ayarı değişerek çoğu kişiye faydalı olabilir (tabi gerçekten faydalı bi ilaçsa).
Şimdi arkadaşlar benim tek umudum olan şeyi söylücem. Benim tek umudum KÖK HÜCRE TEDAVİSİ. Kök hücre tedavisi 2010 yılında yapılmaya başlanacakmış duyduğuma göre ve bugüne kadar çok doktor çok rrofösör dolaştım ve hemen hemen hepsi bu hastalığın tedavisi şuan yok tek tedavisi var kök hücre tedavisi oda henüz başlamadı diyolar. Şimdi ben sabırla 2010 u bekliyorum fakat bu sürede catenanın 2010 a kadar beni idare etmesini umut ediyorum. Benim catena hakkındakiki umudum budur. Benim asıl umudum kök hücre tedavisi çünkü kesin ve tek çözüm diyo çoğu doktor. Hepimeze sabır diliyorum kader arkadaşlarım... :wink:
 
Onur haklı arkadaşlar ilacın işe yarayacağına bizi tedavi edeceğine inansak ne yazar inanma gücüyle falan olacak iş değil ne kadar işe yararsa yetinmek zorundayız. Onura bi kez daha hak vermek gerek hastalığımızın tedavisi kök hücre naklinden geçer 2010 da drların dediğine göre nakillere başlanacakmış beklemekten başka seçeneğimizin olmadığını biliyorsunuz sağlıcakla kalın arkadaşlar
 
2010da baslar
2020de uygulamalar gorunur bence o da uzun hikaye
catenayi tartismicam ama almicam cunku yeni cikan madeden yapilmadi ana maddesi idebenone bu kadar gerisini size kalmis
 
niye bekliyoruz ki gülşah arkadaşımız çinde kök hüce tedavisi oldu saglıgına kavuştum diyor. ama nsl bir saglık acaba geçtimi fa. yürüyebiliyormu tekrar onuda sölemiyor, tedavi için gereken parada az buz degil ki krdeşim 25,30 BİN dolar neye güvenerekten gidicez.bilmiyorum
nese ALLAH HEPİMİZİN YARDIMCISI OLSUN..
 
Çinde yapıldığı iddia edilen kök hücre tedavisi ile ilgili ilk izlenimlerim olumsuz. Nedeni ise oranın kurucusu ve tedavinin uygulayıcısı olduğu söylenen Dr. Sean Hu'nun hiç bir bilimsel yayınının olmaması. Yaptığım literatür taramasında böyle birinin yaptığı bir bilimsel yayına rastlamadım. Eğer söylendiği gibi Dr. Sean Hu, Gothenburg üniversitesinde kök hücreler üzerine doktora yapmış olasaydı en azından 3-4 makale yayınlamış olması gerekirdi. Ancak bu kişinin yapmış olduğu hiç bir yayın yok, zaten güvenilir olsaydı yaptığı yayınları sitesinde de verirdi. Ancak böyle bir sayfaları da yok. O nedenle burada iddia edilen tedevainin palavradan öte birşey olmayacağını düşünüyorum.

Bu görüşümü facebooktaki gruptada yazmıştım. O nedenle çindeki kök hücre tedavisine şimdilik umut bağlamamanızı tavsiye ediyorum.

Zaten şu andaki FA belirtilerinin (denge kaybı, yürüyememe, nystagmus, konuşma bozuklukları gibi) tamamının geçmesini sağlayabilecek bir kök hücre tedavisinin geliştirilmesi için en azından 50 yıllık bir zamana ihtiyaç vardır.

Hazır yazmışken sorma ihtiyacı duyuyorum, bizlerin önceki sayfalarda yazdıklarını okumuyormusunuz?

Neden sorduğuma gelince, kusura bakmayın ama sürekli aynı şeyleri tartışıp birbirinizi kıracak laflar etmenizi anlayamıyorum. O kadar anlattık, bilimsel makaleleri siteye ekledi, gerekli yerleri çevirdik. Hala aynı şeyler için bir birinize laf yetiştirmeye çalışıyorsunuz.

Kusura bakmayın ama böyle yaparak boşa kürek çektiğinizi söylemek zorundayım.

Benim bu forumdan merakla beklediğim tek bir konu var, bakanlık aracılığı ile Catena'yı isteten arkadaşların bu ilacı alıp almadıkları yada ne zaman alacaklarına dair bilgiler.

Catena yada Deferiprone ile ilgili bir sorunuz yada merakınız varsa önceki sayfaları okuyun lütfen. O yazılar üzerine halen anlamadığınız noktalar olabilir o taktirde o konuları sorun. Ama kalkıp burada gereksiz polemikler çıkartmayın rica ediyorum.

Herkese iyi forumlar.
 
ribozyme arkadaşım bu çin konusunu nerden çıkardınız allah aşkına ben çin diye bişey demedim. Ayrıca kök hücre tedavisi hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadığını düşünüyorum çünkü kök hücrenin iyileştirmesi için 50 yıl geçmesi lazım diyosun ben bu lafa sadece gülerim. :)))

Bak şimdi ribozyme kardeşim hani böbrek hastaları uygun böbreği bulmak için yıllarca bekliyorya bu kök hücrede öyle dokuya uygun kök hücre bulamıyınca değil 50 - 150 yıl beklesende bir fayda göstermiyormuş. Fakat bununda çaresini bulmuşlar çareside: her hangi bir embriyodan elde edilen kök hücreler. Embriyolardan alına kök hücreler vücudun her yerindeki her dokuya uyum sağlıyomuş. Bunu ben söylemiyom bunu tıp siteleri söylüyor. Ankara hacettepe ünüversite hastanesinde farelere kalp krizi geçirtip emriyodn elde edilen kök hücreleri farelere enjekte etmişler ve dokuları farklı olduğu halde kök hücreler uyum göstererek fareleri iyileştirmiş. Ayrıca Ege ünüversite hastenesinde kalp krızi geçiren 4 hastaya imza karşılığı (mesuluyet olayı yani) kalp dokuları üzerine embriyolardan elde edilen kök hücreler enjekte edilmiş ve kalp dokularının düzgün çalıştığı gözlenmiş. Bu kök hücre tedavisinde norolojik ve beyin hastalıklarına yönelik çalışmalar devam etmektedir deniryor.

Bu yazdıklarım benim uydurduğu şeyler değil arkaşlar. İsteyen googleden kök hücre tedevisi yazıp ünüversite hastanesi sitelerinde (her site olmaz ve her sitede yazılanlara inanmayın bu konuda) araştırma yapabilir. Yok çinmiş yok amerikaymış inanmayın böyle düzmeceye arkadaşlar bunların hepsi para tuzakları. Tıp bilgisi çindede a.b.d.de ülkemizde de kısacası her yerde aynıdır bence çünkü bu doktorların hipograt yemini var ve her yıl bir ülkede kongre düzenliyorlar ve oraya her ülkeden doktorlar gidip oralarda tıbbi olarak bilgi alışverişinde bulunuyorlar. Yanlışsam yanlışsın deyin. :wink:
 
o_n_u_r' Alıntı:
ribozyme arkadaşım bu çin konusunu nerden çıkardınız allah aşkına ben çin diye bişey demedim. Ayrıca kök hücre tedavisi hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadığını düşünüyorum çünkü kök hücrenin iyileştirmesi için 50 yıl geçmesi lazım diyosun ben bu lafa sadece gülerim. :)))

Bak o_n_u_r kardeşim "kardeşim diyorum çünkü benden küçüksün";

1. Bu satırları yazan kişi polemik isteseydi gider bol polemikli forumlarda parmaklarını yorardı.

2. Yukardaki mesajımda sana cevap anlamında birşey yazmış olsaydım senden alıntı yapar ona göre cevap yazardım.

3. Bu satırların yazarı, senin daha önceki sayfaları hiç okumamış olduğuna, son yazdığın cevap itibariyle kanaat getirmiştir. Çünkü eğer önceki sayfalarda verdiğimiz bilgileri okusaydın, bu satırları yazan kişinin biyoloji doktorası yapmış olduğunu bilir ve onun hakkında "kök hücre tedavisi hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadığını düşünüyorum" diye talihsiz bir cümle sarf etmezdin. Zira sen daha kök hücrelerin k'sini bilmezken, bu satırların yazarı kök hücreler hakkında bir çok makale okumuş, dersler almış ve seminerler vermiştir. Ne yazk ki sarf ettiğin bu söz "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya" iyi bir örnek teşkil ediyor.

Ancak benim burada kızdığım nokta sarf ettiğin bu söz değil, vakit ayırarak ve emek harcayarak bu foruma yazmış olduğumuz gerçekten önemli bilgileri okumadan, sırf laf olsun torba dolsun diye mesajlar atmanızdır.

4. Ayrıca yazdıklarımı yanlış anladığın da mesajındaki "çünkü kök hücrenin iyileştirmesi için 50 yıl geçmesi lazım diyosun" gibi benim ifade ettiğim "kök hücre tedavisinin geliştirilmesi için en azından 50 yıllık bir zamana ihtiyaç vardır" ifadesi ile uzaktan yakından alakası olmayan bir sonuca varmış olmandan çok rahat anlaşılıyor.

Zira benim ifade ettiğim teknolojinin henüz emekleme aşamasında olduğu ve olgunlaşıp tam olarak bir tedavi şeklinde uygulanabilmesi için en azından 50 yıllık bir sürece ihtiyaç olduğudur.

5. Çindeki kök hücre tedavisi ile ilgili yazdıklarıma gelince, yukarda da belirttiğim gibi facebook grubunda bana iletilen bir soru üzerine inceleme yaptım ve konuyla ilgili kanaatimi grup üyelerimize aktardım. Burada lakoste arkadaşımız tarafında bahsi tekrar getirlince bu bilgiyi aktarma gereği hissettim. Dolayısıyla, konunun seninle uzaktan yakında alakası yok. Rahatına bakabilirsin.

6. Sonuç olarak sana tavsiyem tanımadığın kimseler hakkında bir daha fikir yürütürken daha dikkatli olman ve o kişinin yazdığı türm mesajları okuman, bilgi sahibi olduktan sonra kişi ile ilgili fikir yürütmendir.

iyi forumlar.
 
ribozyme ablacım ben bu formda kimseyle tartışmak istemiyorum fakat her söylediğimin aksini iddaa birileri çıkıyo ona kızıyorum. Ayrıca kök hücre hakkında kapsamlı bilgiye sahip olmadığını hala düşünüyorum en azından kök hücrede gelinen son noktodan ve çalışmalardan haberdar olmadığını düşünüyorum. Ayrıca doktor olman hiç bişeyi değiştirmez ablacım çünkü ben öyle doktorlar gördümkü bazı şeylerin nasıl yapıldığını bana soruyo. Aramızdaki tek fark onun tııp diploması ver benim yok tek fark bu. Ben bu formda yeniyim toplam iki ay falan oldu katılalı. Daha önceki yazılarını okumadım istesemde okuyamam çünkü silinmiş. Birisi hakkında fikir yürütürken dikkatli olmamı söylemişsin ama bende aynı şeyi sana söylüyorum çünkü bu kök hücre konusunda çoğu insan benimle iddaalaşmamalı diye düşünüyorum çünkü bu kök hücre konusun çok merakım var ve çok araştırmalar yapıyorum. Umarım yeterince açıklayıcı olmuşumdur ablacım iyi formlar arkadaşlar...
 
o_n_u_r' Alıntı:
ribozyme ablacım ben bu formda kimseyle tartışmak istemiyorum fakat her söylediğimin aksini iddaa birileri çıkıyo ona kızıyorum. Ayrıca kök hücre hakkında kapsamlı bilgiye sahip olmadığını hala düşünüyorum en azından kök hücrede gelinen son noktodan ve çalışmalardan haberdar olmadığını düşünüyorum. Ayrıca doktor olman hiç bişeyi değiştirmez ablacım çünkü ben öyle doktorlar gördümkü bazı şeylerin nasıl yapıldığını bana soruyo. Aramızdaki tek fark onun tııp diploması ver benim yok tek fark bu. Ben bu formda yeniyim toplam iki ay falan oldu katılalı. Daha önceki yazılarını okumadım istesemde okuyamam çünkü silinmiş. Birisi hakkında fikir yürütürken dikkatli olmamı söylemişsin ama bende aynı şeyi sana söylüyorum çünkü bu kök hücre konusunda çoğu insan benimle iddaalaşmamalı diye düşünüyorum çünkü bu kök hücre konusun çok merakım var ve çok araştırmalar yapıyorum. Umarım yeterince açıklayıcı olmuşumdur ablacım iyi formlar arkadaşlar...

Burada karşılıklı atışma şeklinde yapılan tartışmalara en karşı olanlardan biriyim ve ne yazık ki şimdi bu tartışmayı ben yapmaktayım. Bu nedenle tüm forum okuyanlarından özür diliyorum.

1. Tıp doktoru değil, biyoteknoloji alanında PhD sahibiyim.

2. Bu ünvanımı her hangi birini küçümsemek için değil, bir soru üzerine bu başlık altında önceki sayfalarda belirmiştim. Bu şekilde, foruma katkı yapmak yerine sırf polemik yaratmak amacıyla girenlerin saldırılarından da korunabileceğimi düşünmedim de değil(!). Ayrıca konuyla ilgili bilgi sahibi olmak için illa ki bir eğitim gerektiğini düşünen biride değilim. İnsan pekala eğitim sahibi olmadığı konularda okuyarak kendini geliştirebilir ve yeni şeyler öğrenebilir. O nedenle hiç kimseyi eğitim durumu dolayısıyla küçümsemem söz konusu olamaz.

Bildiğim kadarı ile konuyla ilgili eğitimi olmayan ancak harcadıkları emekler ile konuyla ilgili belirli bir bilgi birikimine sahip olmuş ve benim taktir ettiğim üyeler forumda var ve bu üyelerden, ben de bilmediğim bir kaç yeni şey öğrendim.

Örneğin "lazuli". Kendisini oldukça taktir ediyorum. Bildiğim kadarı ile konuyla ilgili bir eğitimi yok. Ancak kaderine razı olup yan gelip yatmamış okumuş, araştırmış, doktoruna sormuş ve elinden gelen çabayı göstermiş. Hiç yanlış şeyler söylemiyormu? Söylüyor! Varsa bir yanlışı düzeltiyoruz. Mesela, 1 yada 2 sayfa önce (okumuştum ama tam yerini şimdi hatırlamıyorum) idebenone vitamin değil enzimdir demiş lazuli. Yanlış bildiği için yanlış aktarmış. Bu dikkatimi çekmişti ve fırsat bulunca yazacaktım kendisini düzeltmek amacıyla. Yeri gelmişken burada yazayım o da öğrensin.

Sevgili lazuli, Enzimler proteinlerden oluşan biyomoleküllerdir. İdebenone ise bir Coenzyme Q10 analoğu (benzeri molekül) olup, her iki organik molekülde temelde enzimlere yardımcı olan moleküllerdir ve vitamin olarak adlandırılırlar. Yani idebenone bir enzim değil vitamindir. Belki karışıklığın nedeni Coenzyme Q10'da geçen enzim kelimesidir. Ancak orada Co-enzyme olarak geçer. Oradaki Co- ekinin anlamı yardımcıdır. Yani Coenzyme ile enzim yardımcısı olduğu ifade edilmektedir.

Benimde yanlışım ya da bilmediğim konular olabilir, düzeltmeniz ya da bilginizi aktarmanız kadar doğal bir şey yoktur. Ben mesela, idebenone çalışmlarını takip ediyordum ama "deferiprone ile yapılan çalışmaları forumda lazuli sayesinde öğrendim. O nedenle ona müteşekkirim. Belki belçikada yaşıyor olması bu konuda onun avantajı olmuştur ama "Ben avrupada yaşamıyorum" hiç bir zaman mazeret olamaz. İsteyen kendini her yerde geliştirebilir.

3. Sende kendini bir konuda geliştirmiş olabilirsin. Her ne kadar ifade ediş biçimini oldukça saygısız bulsamda, konuyla ilgili bilgi birikimin bizi bilgilendirebilecek düzeyde olabilir. Zaten ben tanrı değilim dolayısıyla, her şeyi bilmem de doğal olarak mümkün değil. Atalarımızın dediği gibi "Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp". Bu forumu sayfa sayfa takip etmemin nedenlerinden biride budur.

O nedenle sana tavsiyem böyle polemik yaratacak laflar sarf etmek yerine, şu engin bilgi birikimi bir zahmet bizimle paylaş, biz de eskimiş bilgilermizi tazeleyelim, olmayan bilgileride edinelim, mümkünse. Ancak bu paylaşımın bilimsel düzeyde olursa, ben şahsen memnun kalırım. Örneğin, FA üzerine yapılmış kök hücre çalışmaları ile ilgili Science Citation Index'e giren dergilerde yayınlanmış makalelerden örnekler vererek, bize son çalışmalarla ilgili bilgiler aktarırsan, eminim sadece ben değil, forumu takip eden tüm arkadaşlar memnun kalacaklardır.

4. Son olarak, mesajlarımızın silindiğini belirtmişsin. Eğer sayfanın aşağısına inersen orada 1'den başlayan mavi olarak yazılmış rakamlar göreceksin, şu an itibari ile en son rakam 6. Belki yarın 7 olur. Bir zahmet 1 rakamının üzerine tıklayıp forumu oradan itibaren son sayfasına kadar okuyacak olursan, mesajlarımızın sillinmediğini, hali hazırda orada olduğunu görür ve belki de sende, sendeki eksik bilgileri giderme fırsatını bulursun.

Gördüğün gibi öyle ribozyme ablacığım demekle olmuyor bu işler.:evil:

Verdiğim rahatsızlık dolayısıyla herkesten tekrar özür diler, bundan sonra konuyla ilgili mesajlara sadece ÖM yolu ile cevap vereceğimi bildiririm.

Herkese tekrar polemiksiz, bol paylaşımlı, huzurlu ve yeni bilgilerin aktarıldığı bir forum dilerim.
 
ribozyme ablacım sen bana saygısız desende ben hala saygımı elden bırakmayı düşünmüyorum. Bu paylaşım formunda tartışmaktan utanıyorum. Alpay seni şimdi daha iyi anlıyorum. En azında bu forma bir daha yazı yazmamanı çok iyi anladım kardeşim.

1. O dediğin dergileri ben bulamam bulsamda anlayıp okuyamam. Ben öyle tıbbi terimlerin çoğundan anlamam. Ben sadece kendi imkanlarım doğrultusunda ve anladığım kadarıyla telaffuz ediyorum sadece. Öyle molekülermiş bilmem neymiş o kadar detayı bilemem çünkü ben tıp okumadım ve sizlerde tıbbı terimlerle konuşmayın lütfen. Konuşmayınki bu formu takip eden herkesın tıbbi litaratürü sizlerinki kadar geniş olduğunu düşünmüyorum ve o yüzden herkesin anlayacağı şekilde konuşun lütfen. Konuşunki herkes neyin tartışıldığını anlasın.

2. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp diyorsun. Evet çok doğru bir laf ama senin için geçerli değil bu laf çünkü sen öğrenmek istemiyosun hemen tartışmaya giriyosun. Şekil A da olduğu gibi.

3. polemik yaratacak laflar sarf etmek yerine, şu engin bilgi birikimi bir zahmet bizimle paylaş, biz de eskimiş bilgilermizi tazeleyelim demişsin. Bu cümle karşındaki kişi seninle alay ediyor diyor. Bir kez daha söylüyorum benim bu konuda engin tecrübelerim yok (gerçi hiç kimsenin yok çünkü bu f.a yı kök hücreyle tedavi eden kimse yok henüz). Kimsenin engin tecrübeleri varmış gibi konuşmasına gerekte yok.

4. Ablacığım demekle olmuyor demişsin. Eğer olmuyorsa bundan sonra abla demem sorun değil.

Son yazdığına katılıyorum kimseyi rahatsız etmeye hakkımız yok eğer benimle tartışmayı çok istiyosan Ö.M şeklinde tartışalım.

Herkese yararlı ANLAŞILIR paylaşımcı bilgilerin verildiği forumlar diliyorum...
 
kok hucreyi beklersek :d
bi aralar gen terapi ile kesin tedavi oluyorduk hani uygulamalar 20 yil gen terpiyi gelistirmek icin ugrastilar
en azindan kok ucreler icin ayni sure lazim olur bence
kok hucre hersey icin umut veriyor tipki gen terapisi zamanninda insallah ayni sonuclar elde edilmez
 
Merhaba arkadaşlar sizlere hepimiz için inşallah umutlu olacak haberlerim var. Bugün beni ONKİM kök hücre tedavi labaratuarında çalışan bir doktor hanım aradı ve hastalığım hakkında bilgi alıp kök hücre tedavisinin bu hastalığı tedavi edip edemeyeceğini araştırıp tekrar bana telefonla bildirecek.
Kendisine araştırmalarıma göre kök hücre tedavi sonrası yan etki olarak vucudun bazı yerlerinde tümör ve kansere yol açtığı söyleniyor bu bilgi doğrumudur hocam dedim. Oda böyle bişeyin olmadığını olsa bile 200.000 de bir ihtimal olduğunu söyledi. Zaten böyle bişey olsa bile kök hücre tedavisinde olduğu pek inandırıcı değil çünkü kanserden hayatını kaybeden kişilerin genleri incelendiğinde kanser hastalığı olduğu genlerinde kişinin doğduğu günden itibaren bile genlerine bakıldığında belli olmaktadır dedi.
Telefon konuşması:
- peki hocam türkiyede bu tedavi şeklinin ne zaman uygulanmaya başlayacağı konusunda bir bilginiz varmı?
- hayır bu konuda bilgim yok ama uygulanan ülkeler var
- hocam rusya ve çini kastediyosanız onlara bu konuda sahtekarlık yapıyor diyorlar
- evet oralarda sahtekarlık yapıldığını bizde duyduk ama benim söylediğim ülkeler oralar değil
- neresi hocam
- amerika ve almanyada uygulanıyor şuanda
Ben bu tedavinin Friedreich Ataksi hastalığı üzerindeki etkilerini araştırıp sana tekrar bildiyim bide istersen internetten almanyadaki kliniğin web adresini söylüyüm sende bak istersen dedi. Adres:
http://tr.xcell-center.com

Evet arkadaşlar ben bu adrese mail attım. Mailin ve doktor hanımın telefonunun geldiği zaman tekrar sizlere yazıcam. İnşallah hepimiz için hayırlı haberler alıp burda sevinçle bu haberleri sizlerle paylaşırım.
Hepinizi seviyorum kader arkadaşlarım :wink:
 
http://tr.xcell-center.com a
mail attım görevli kişi hemen cvp verdi sağolsun gelen cvp aynen böle:

Sayin Ercan bey, 11/28/2008

Size yenilikçi yetiskin kök hücre tedavilerimizi sunmaktan gurur duyar, ilginiz için çok tesekkür ederiz.

XCell-Center, Avrupa’nin ilk belgelenmis özel kök hücre tedavi kurulusu ve Avrupa'nin lider yetiskin kök hücre tedavileri saglayicisidir. Klinik ve laboratuar standartlarimiz, Alman Tip Yasasi’nin ve Avrupa Birligi GMP (Iyi Üretim Uygulamalari) yönetmeliklerinin sartlarina uygundur. Söz konusu standartlar ABD Gida ve Ilaç Kurumu FDA’nin yönetmeliklerine esdegerdir.

Hastaliginiz veya rahatsizliginiz yayinladigimiz olasi tedaviler listesinde yer almadigindan, tedavinizin mümkün olup olmadiginin tibbi ekibimiz tarafindan degerlendirilmesini istiyorsaniz ekteki Tıbbi Enformasyon Formu ‘nu doldurmanizi rica ederiz.

Göndereceginiz Tibbi Bilgiler Formu dikkatle incelenecektir. Size doktorlarin kararini bildirmek ve degerlendirme sürecinin diger asamalarini anlatmak için bir hasta iliskileri danismanimiz birkaç isgünü içerisinde sizinle temasa geçecektir.

Otolog yetiskin kök hücrelerinin kullaniminda herhangi bir etik sakinca olmadigi gibi vücut tarafindan reddedilme riski ya da – diger kök hücre kaynaklarinda olabilecegi gibi – yabanci virüs bulasma riski de bulunmamaktadir.

Herhangi bir sorunuz veya destege ihtiyaciniz oldugunda, lütfen istediginiz zaman benimle irtibata geçmekte tereddüt etmeyin.

Baglantilar:

Tıbbi Enformasyon Formu

tıbbi enformasyon formuda açılmadı şimdi ama tekrar deniycem bi cvp gelirse tekrar yazarm buraya
 
Sevgili Baben kendime rumuz buldum: Aycuhan'ın ağabeyi :) :) :)
Arkadaşlar o_n__u_r rumuzlu üyenin mesajını okur okumaz ilgili siteyi dolaştım ve Ercan 1990 rumuzlu üyenin mesajını da okudum.
Kök hücre tedavisi ile ilgili araştırmalarım sürüyor, ortada bir sürü bilgi ve iddia mevcut. İnananlar kadar ve hatta daha da fazla inanmayanlar var. Bana sorarsanız alternatif tıp'a da, akupunktura da, bitkilerle tedaviye de, bio-enerjiye'de, falana da filana da inanan ve inanmayan mevcut. Bu insanoğlunun doğasında var; kimi yeniyi hemen kabullenir, kimi kabullenmez.
Bir FA'lı yakını olarak ortaya çıkan her haberin, her tedavi ihtimalinin, her olası ilacın sizin nezdiniz de nasıl bir umuda dönüştüğünü ve sevinç yaşattığını ve de ortaya atılan herhangi olumsuz bir haberin de bir o kadar ümitlerinizi mahvettiğini, sizleri ne kadar karamsarlığa ittiğinin bilincindeyim.
Sabrınızın sınırlı olmasını da doğal karşılıyorum ama lütfen serinkanlı olalım. Birazdan yazacaklarımı ve değerlendirmelerimi lütfen sonuna kadar dikkatli okuyalım.
İlgili sitede (x-cell center.com) FA ile ilgili bir bilgi yok, bir takım hastalıkların kök hücre ile ilgili tedavi olasılıklarından bahsediliyor. Sitenin tedaviler kök hücre terapisi ile tedavi edilen hastalıklar adlı link'den bir takım alıntıları aktarıyorum:
ALS için bulunmuş bir tedavi henüz bulunmamaktadır. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) bu hastalık için ilk ilacı onaylamıştır: Riluzole. Riluzole’un motor nöronlardaki hasarı azalttığına ve özellikle yutkunma zorluğu çeken hastalarda sağ kalımı birkaç ay uzattığına inanılmaktadır.
Kök hücre tedavisi bazı semptomları azaltmak, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve ALS’nin kronik sonuçlarını yavaşlatmak için kullanılabilir. Hastanın vücuduna yeniden yerleştirilen kök hücrelerin işleyişinin ardındaki kesin süreç tam olarak anlaşılmamıştır.
Alzheimer hastalığının tedavisi imkansız gibidir zira ölü sinir hücreleri yenilenemez. Tedavinin amacı Alzheimer hastalığının belirtilerinin ilerlemesini yavaşlatmak veya durdurmaktır.
Şu an için MS tedavisi yoktur. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatan ve ilgili semptomları azaltan tedaviler mevcuttur. Bu tedaviler arasında kök hücre tedavisi bulunmaktadır.
Tüm bu yazılanlardan benim anladığım; ilgili site de FA gibi genetik olan (veya olduğu düşünülen) ALS, Alzheimer, MS ve Parkinson hastalıkarının kesin tedavisi ile ilgili bir bilgi ve iddia yok. Çinli kök hücrecilerden başka da iddialı konuşan yok. Onları da inceleyip sizlerle paylaşacağım.
Sizlerden ricam ilgili siteye girin bilgi talebi link'ine tıklayın ve form doldurun daha sonra Ercan arkadaşımıza gelen cevap ile karşılaşırsanız Tıbbi Erfonmasyon Formu'nu veya istedikleri ne olursa olsun doldurup gönderin. Herbiriniz başvurun ki oradakiler de FA üzerine odaklansınlar ve araştırmalarına katsınlar. Ben kişisel olarak Almanları, Çinlilerden ve Ruslardan daha güvenilir buluyorum.
SONUÇ: Kök Hücre Terapisi henüz çok yeni olan ve gelişmekte olan bir tedavi yöntemi. Umutlarımızı kaybetmeyelim ama gerçekçi de olalım arkadaşlar. Şu anda FA'nın sizden aldıklarını hemen size geri verecek bir tedavi yok. Bulunan ve denenen ilaçlar ve tedavi yöntemleri FA'nın sizleri daha da yıpratmaması için kullanılıyor. 20 yıldır var olan idebenon'un bugün FA'ya bir nebzede merhem olduğunu düşünürsek 1–2 yıl sonra muhtemel bir ilaç veya tedavinin kesin iyileşmeye neden olup olamayacağını kim bilebilir.
Umudun olmadığı yer karanlık, ümidin olmadığı topraklar çoraktır...
 
ben bu verdiginiz lik icin tsk ederim
site fransizcasina girdim mail aldim bilgi icin
cevap geldi
automatique cevap
linkte vardi pdf anlatim
fransiz site bazi hastalara fayda etmiyo ama kimisini iyilestiriyormus
bi biolojist arkadasada sordum
kok ucre cok cabuk iyi edermis ama ne kadar kalici oldugunu bilmiyorlar
bence yinede cok umut verici yinede bende doktorumdan bilgi alcam size aktaririm
mail de bavurmak icin gerekli belgeler
scaner
mr
hatalik tespit belgesi
...
sonra bakcaklar
 
Kök hücre

Bilim adamlarının verdikleri bilgiye göre tedavide kullanılan kök hücreler "embriyonik" ve "somatik" olmak üzere iki çeşittir. Embriyonik kök hücre, herhangi bir organdan alınan hücrenin gönüllü bir kadından alınıp içi boşaltılan yumurtanın içine konulmasıyla elde ediliyor. Bu embriyonal hücre, rahimde değil, laboratuvarda çoğaltılıyor. Elde edilen hücreler hangi organa yerleştirilirse o hücreye dönüşebiliyor. Ancak bazen bir hastaya uyacak embriyon yapısını bulmak için çok sayıda embriyonun kök hücreye çevrilmesi gerekiyor.

Somatik kök hücreler ise yetişkinlerin kan ve kemik iliğinde bulunuyor. Ancak sayıları çok daha az. Bu hücreler de hastalığın bulunduğu organa enjekte edilerek tedavide kullanılıyor.

Güney Koreli uzmanların insan embriyonu klonlamasıyla doruğuna varan kök hücre çalışmaları yaklaşık kırk yıl önce başlamış, 2005 yılında Britanyalı ve İtalyan bilim adamları, embriyonik kök hücrelerinden sinir hücresi üreterek alzheimer ve parkinson hastalıklarının tedavisinde kullanmışlar. Bütün bu gelişmelere rağmen bir yandan çalışmalar, diğer yandan din, ahlak ve hukuk açısından tartışmalar devam ediyor.

Üretme ve tedavi için kullanma konusuna olumlu bakanlardan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kemik İliği Transplantasyonu Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Taner Demirer'in görüş ve değerlendirmesi şöyle: "Türkiye'de embriyonik kök hücre çalışması yapılmıyor ama bazı üniversitelerde bireysel çalışmalar var. Çalışmaları durdurmak doğru değil. Elde edilen embriyonik kök hücreler normal embriyon özelliği taşımıyor, anne karnındaki ceninlerin hayatına son verilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Parkinson, böbrek, karaciğer, kalp yetmezliği gibi rahatsızlığı bulunan hastalardan alınacak herhangi bir hücre çekirdeği bir kadından gönüllü alınacak yumurta içine yerleştirilmesiyle laboratuvar ortamında embriyon elde ediliyor ve 'kişiye özel, özdeş hücreler' üretiliyor. Bu hücrelerin hasta organa verilmesiyle organın güçlendirilmesi sağlanır. Ama eğer bu hücrenin yerleştirildiği yumurtayı alıp rahme koyarsanız klonlama olur. Bunu desteklemiyoruz. Laboratuvar ortamında araştırma maksatlı yapılan embriyonik kök hücre çalışmalarının ise sakıncası yoktur. Parkinson, MS, karaciğer, böbrek, beyin felci, kalp yetmezliği gibi hastalıkların tedavisinde, bu organlardaki hücreler kendine özdeş hücre istiyor. Bu çalışmalar sayesinde organların güçlendirilmesinin yanı sıra zamanla yeni organlar da üretilecek."

Bu bilgiler çerçevesinde kök hücre meselesine dinin ne diyeceği konusuna gelelim:

Buna benzer meseleler tüp bebek uygulamasında ortaya çıkmıştı. Yumurta ile spermin nikahlı karı kocaya ait olması şartıyla tüp bebek uygulamasının caiz olduğu İslam alimleri arasında -bazı itirazlara rağmen- genel kabul gördü. Bu uygulamada önemli bir mesele de "birden fazla yumurtanın aşılanması ve birden fazla embriyo oluşturulması, sonra bunlardan bir kısmının imha edilmesi, sağlam ve canlı olanların rahime yerleştirilmesi" idi; yani "henüz rahime yerleştirilmemiş embriyonun cenin sayılıp sayılmayacağı, imha edilmesinin caiz olup olmadığı" sorusu ortaya çıkmıştı. Bu soruya benim verdiği cevap şudur: Aşılanmış yumurta rahime yerleşip cidara tutunarak beslenmeye başlayınca, müdahale edilmediği takdirde gelişir ve insan olarak doğar. İşte bunun -ki, bu cenindir- imha edilmesi (alınması, kürtaj yapılması, düşürülmesi...) caiz değildir. Rahime yerleştirilmemiş embriyo ise kendi haline bırakıldığı takdirde gelişip insan olarak doğmaz; bu sebeple buna insan olarak bakmamak gerekir ve imha edilebilir.

Somatik kök hücrenin tedavide kullanılmasında zaten bir sakınca yoktur.

Embriyonik kök hücreye gelince bundan insan üretilmediğine göre -ki, bu caiz değildir- yumurtanın yabancıdan alınmasında bir sakınca olamaz; yabancıdan kan ve organ almaya benzer. Rahimde değil de laboratuar ortamında bulunan kök hücreye insan demediğimize göre, ona bir organ gibi baktığımıza göre (çünkü bundan organ üretilecek veya mevcut bir organ tedavi edilecek) kök hücrenin tedavide kullanılması da caiz olacaktır, olması gerekir.
 
slm arkadaşlar öncelikle şunu söylüyüm o beklediğim mail geldi ama sanırım farsçamı artık neceyse olan kelimeler var. Ben o mailde o harfleri türkçeye çevirip yayınlıcam ama öncelikle şunu belirtmek isterim o bahsettiğim siteye mail attığınız zaman tanıtım amaçlı otomatik bir mail geliyor. O mail ilk başta banada geldi ama ben o otomatik maili kastetmedim. Onların kişisel olarak bana gnderecekleri maili kastetdim (nihayet geldi). Arkadaşlarlar bahsettiğim o almanyadaki kiliniğin baya ünlü bir klınik ve bügüne kadar çeşitli hastalıklardan toplam 750 kişiyi kök hücre tedavisiyle sağlıklarına kavuşturduklarınıda okumuşsunuzdur inşallah. Benim merak ettiğim kök hücrenin f.a yı iyileştirip iyileştirmemesi değil (ben %100 iyileştireceğine inanıyorum) benim merak ettiğim duyduğum kadarıyla kök hücrenin kanser ve tümör gibi yan etkilerinin olup olmadığı. Ayrıca o ülkenin dilini bilmemize gerek yok çünkü o klinikte çalışan bir türk var çünkü bana maili gönderen gül demircan isimli bir bayan...
Süleyman abi sende doğum kordonunu bulmana gerek yok çünkü kök hücre insanın kemik iliğindende elde edilebiliyormuş.

İşte o mail:


Sayin Onur bey, 30-11-2008
Kisa bir süre önce bizden Nörolojik hastalıklar tedavimizle ilgili bilgi istemissiniz.
Ücretsiz tedavi degerlendirmenizi baslatmak için, lütfen Tıbbi Enformasyon Formu doldurun.
Bu form, tibbi personelimize gönderilecek ve o personelimiz de, XCell Merkezindeki kök hücre terapisinin sizin için uygun bir seçenek olup olmadigina karar vermek için tibbi geçmisinizi inceleyecek.
XCell Merkezindeki tedaviyle ilgilenmiyor ve bundan sonra bu konuda e-posta almak istemiyorsaniz, bu bağlantıyı tiklatarak veritabanimizdan çikabilirsiniz.
Herhangi bir sorunuz oldugunda veya herhangi bir yardima ihtiyaciniz oldugunda benimle irtibata geçmekten çekinmeyin.



Saygilarimizla,


Ms. Gül Demircan

Tel.: +49 221 299 95951
Fax: +49 221 299 95955
E-mail: gdemircan@xcell-center.de

Şimdi ben enformasyon formunu doldurup gönderdim şimdi yine mail bekliyom. Yanlız sizlerden ricam sizde bu klinikle irtibata geçin bakalım işimize yarayacak bir sonuç çıkacakmı burdan...
 
Gül Demircan'dan Enformasyon Formu nu doldurun diye mail alan arkadaşlar,
Verilen linke tıkladığınızda forum açıılmıyor di mi?O zaman
linki kopyala yapıp adres çubuğunuza yapıştırıp enter a bastığınızda formun olduğu sayfa önünüze geliyor.
Ben doldurup gönderdim dün akşam. Bakalım FA ilgillerini çekecek mi? :roll: [/list]
 
selam onurcm xcell kok hucreyı kemık iliginden elde edıyor tamam kanser tumor gıbı yan etkısı asla yok cunku hastanın kendı kok hucresı olmus oluyo ama kalıte bakımından dandık bı uygulama cunku kemık ılıgınden alınan hucrenın canlılık oranı %80 olması lazım tabı boyle bı rısk varkı yazmıslar ama bana kalırsa en ıyısı kordon kanı super elalım sumuklu cınlısı kadar olamazsak bu doktorlar bosuna yasamasın hepsını toplayalım tamberlı bı kamyona bogazdan asagı dokelım :D :D :D :D
 
Merhaba arkadaşlar. Süleyman abi söylediğin şey doğru ama illa kendi kordonumuzu bulmamız veyada kordon için annemizin tekrar doğum yapmasına gerek yok. Çünkü hemşerim olan doktor abla bana kız kardeşin doğum yaptığı zaman yeğeninin kordonuda aynı kaliteyi sağlıyor demişti. Bunuda göz önünde bulundurmalıyız bence.

Enformasyon formunu bende doldurdum cevap bekliyorum. Arkadaşlar sizlerden ricam herkes yapsınki bu f.a ya ilginin olduğunu anlayıp f.a konusunda eğilim göstersinler. Bu işin almanyada olması iyi çünkü almanlar f.a iyi biliyor f.a ilk teşhis koyan doktorda alman zaten adıda friedreich. :D
 
hmm soyadıda ataxia verdıgın bılgı doru olabılır ama bana gore sahsen ınandırıcı deıl dedıgın akraba hatta yegen ve hatta kardesınde olsa bırebır aynı olmaz tabı kok hucre ıcın bırebır olma sartı aranmıyo ama vudutun hucreyı redetmemesı ıcın doku uyumu sart buda cok zor hatta ımkansız hatırlarsanız tv de amarıkalı doktor vardı adı oktay babuna ydı galıba kanserdı ılık naklı olacakdı amarıkada ılık naklı serbest tr dede ama amarıkada babunaya uygun ılık bulunamadı ve 70 mıkyonluk turkıyede tek tek aradular cunku o zaman tr yede ilik bankası yokdu suanda yok sanırsam bırkac merkez kendı topluyo kordon kanı kendı kullanıyo ama bu yetersız devede kulak gıbı bısey gecen aylarda izmirde bir hasta vardı losemı ilik nakli olması lazımdı son 2 gunu vardı bıdaha haber alamadım oldumu kaldımı bunlar ıcın bırebır uyumluuuluk sart babunaya tr yede 5 6 kısının ılıgı uydu adam yasadıgına gore herhal kurtuldu dedıgın akraba yegen olmaz ısler gec bunları vakıt harcamaya degmez sorun ilik deil zaten biliyom yegen lösemıydı ilik nakli olacak 2 kardesı var ıkısınıde arastırdılar bırının %50 bırının %95 uyuyor ama hıc %100 uyan yok ve 95 olandan aldılar ilik naklı oldu hast ayken yası 5 dı suan 15 ilik verende alanda saglıklı.
ama kok hucre bambaska bı olay
 
bu sıte de yer alan klınık gercekten kök hücreyle tedavi yapıyormu anlamadım.ayrıca burda tedavi edilen hastalıklar arasında kas hastalıkları yokki nasıl olacak anlamadım..biraz bilgi verirmisiniz..
 
Arkadaşlar bazılarımız kök hücre tedavisiyle ilgili almayada bu tedaviyi yapan kliniğin web sitesinde entesnasyon formu doldurup göndermiştik ve bu form doldurulup incelendikten sonra bize mail yoluyla geri döneceklerdi. Arkadaşlar bana henüz cevap gelmedi ordan. Bu bahsettiğim formu doldurdak sonra beklediği cevap gelen arkadaşım varsa lütfen bizimle paylaşsın... Saygılarımla...
 
bu fa varya adamı inletir oguzcum yanlışmı yazdın benmi yanlış anladım neyse sanırım kök hücre nakli illa kan bagı olması gerekmiyor bir uyum işi var ama bu kan bagı olması demek degil gerçi bu tedavi çok yeni biz tedavi olana kadar ahımız gider vahımız kalır yaa

hayırlısı bakalım...
 
lakoste kardeş evet bu tedavi yeni hatta çoğu ülkede deney aşamasında ama uygulanmaya başlanmış ülkelerde var. Hatta benim bahsettiğim almayadaki klinikte uygulanmaya başlanmış ve çeşitli hastalıkları olan 750 kişiyi kök hücre tedavisiyle iyileştirmiş bir klinik. Seninde dediğin gibi bu f.a öyle bir hastalıkki adamın canını çıkarır o yüzden bu hastalığın ilaçla falan tedavi edilebilmesi bana pek inandırıcı gelmiyor. Ben zaten kök hücre tedavisini bu yüzden çok önemsiyorum. Adı üstünde bu kök hücrenin kökten çözüm olacağına inanıyorum zaten çoğu doktorda aynı şeyi söyledi bana. Ama bu kök hücrenin yan etkileri var deniyor ondan çekiniyorum yoksa şimdiye kadar çoktan almanyaya gitmiştim. Kimileri diyorki bu yan etkiler var kimileride böyle bişey yok diyor. Kimseden doğru düzgün net bir bilgi alamıyorum. Arkadaşlar hepinizden rica ediyorum bu kök hücre olayıyla ilgili yakınınız görüştüğünüz veyada görüştüğünüz doktorunuz falan varsa bu kök hücre tedavisinin ardından yan etkisi olup olmadığını öğrenebilirseniz sizlere minnettar kalırım...
 
slm arkadaşlar,öncelikle site yenilenmiş güzelde olmuş hayırlı olsun,ben artık bazı nedenlerden dolayı siteye yazmıyordum ama onur sana cvp vermek istedim,almanya daki kliniğe bende yazmıştım cvp geldi benden hastalığımın seyri ve durumumla ilgili bilgi istediler birde 1 sene içinde çekilmiş mr raporu,kan tahlilleri elimde olan film vs.raporlarını istediler.şimdi onları hazırlayıp fax yoluyla göndericem cevabı iletirim,öbür konuya gelince siteyi iyice incelersen görürsün kök hücreyi senin kemik iliğinden alıyolar böylece kanser yan etkisi olmuyor,kök hücreyi embriyodan alırlarsa tedavi oranı yüksek olur ama kanser yapma etkisi yüksek,çünki kanser hücreleri vucutta doğuştan gen yapısında bulunur insanın yaşam koşulları yada bağışıklık sistemine göre hücreler kanserli hücreye dönüşebilir yani annenden alamayacakları için sana uygun dokuda birinden alınacak organ nakli gibi böylece kanser yapma etkisi artar,umarım açıklayabilmişimdir,benim en büyük sorunum bildiğim şeyi anlatamamaktır birde kesinlikle yanlış anlaşılmasın anlayamayan olur diye tıbbi terimde kullanmak istemiyorum,hayırlı günler..:)
 
hüllü abla beni dikkate aldığın için çok teşekkür ederim. Söylediğin şeyler gayet mantıklı ama merakımı tam olarak gideremedim çünkü insanın kendi kemik iliğinden alınan kök hücrenin tam iyileştiremeyeceğini duymuştum çünkü kemik iliğinden alınan kök hücrenin canlılık oranı % 80 miş fakat embriyodan alınan % 100 miş. Birde embriyodaki kök hücreler neden kanser yaptığını anlamadım çünkü başkasından değil kendi annemin kök hücresi bana neden uyum göstermesinki. Hüllü abla yaşını bilmediğim için sana abla dedim inşallah doğru düşünmüşümdür.
 
[--------------------------------------------------------------------------------

Kök hücre

Bilim adamlarının verdikleri bilgiye göre tedavide kullanılan kök hücreler "embriyonik" ve "somatik" olmak üzere iki çeşittir. Embriyonik kök hücre, herhangi bir organdan alınan hücrenin gönüllü bir kadından alınıp içi boşaltılan yumurtanın içine konulmasıyla elde ediliyor. Bu embriyonal hücre, rahimde değil, laboratuvarda çoğaltılıyor. Elde edilen hücreler hangi organa yerleştirilirse o hücreye dönüşebiliyor. Ancak bazen bir hastaya uyacak embriyon yapısını bulmak için çok sayıda embriyonun kök hücreye çevrilmesi gerekiyor.

Somatik kök hücreler ise yetişkinlerin kan ve kemik iliğinde bulunuyor. Ancak sayıları çok daha az. Bu hücreler de hastalığın bulunduğu organa enjekte edilerek tedavide kullanılıyor.

Güney Koreli uzmanların insan embriyonu klonlamasıyla doruğuna varan kök hücre çalışmaları yaklaşık kırk yıl önce başlamış, 2005 yılında Britanyalı ve İtalyan bilim adamları, embriyonik kök hücrelerinden sinir hücresi üreterek alzheimer ve parkinson hastalıklarının tedavisinde kullanmışlar. Bütün bu gelişmelere rağmen bir yandan çalışmalar, diğer yandan din, ahlak ve hukuk açısından tartışmalar devam ediyor.

Üretme ve tedavi için kullanma konusuna olumlu bakanlardan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kemik İliği Transplantasyonu Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Taner Demirer'in görüş ve değerlendirmesi şöyle: "Türkiye'de embriyonik kök hücre çalışması yapılmıyor ama bazı üniversitelerde bireysel çalışmalar var. Çalışmaları durdurmak doğru değil. Elde edilen embriyonik kök hücreler normal embriyon özelliği taşımıyor, anne karnındaki ceninlerin hayatına son verilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Parkinson, böbrek, karaciğer, kalp yetmezliği gibi rahatsızlığı bulunan hastalardan alınacak herhangi bir hücre çekirdeği bir kadından gönüllü alınacak yumurta içine yerleştirilmesiyle laboratuvar ortamında embriyon elde ediliyor ve 'kişiye özel, özdeş hücreler' üretiliyor. Bu hücrelerin hasta organa verilmesiyle organın güçlendirilmesi sağlanır. Ama eğer bu hücrenin yerleştirildiği yumurtayı alıp rahme koyarsanız klonlama olur. Bunu desteklemiyoruz. Laboratuvar ortamında araştırma maksatlı yapılan embriyonik kök hücre çalışmalarının ise sakıncası yoktur. Parkinson, MS, karaciğer, böbrek, beyin felci, kalp yetmezliği gibi hastalıkların tedavisinde, bu organlardaki hücreler kendine özdeş hücre istiyor. Bu çalışmalar sayesinde organların güçlendirilmesinin yanı sıra zamanla yeni organlar da üretilecek."

Bu bilgiler çerçevesinde kök hücre meselesine dinin ne diyeceği konusuna gelelim:

Buna benzer meseleler tüp bebek uygulamasında ortaya çıkmıştı. Yumurta ile spermin nikahlı karı kocaya ait olması şartıyla tüp bebek uygulamasının caiz olduğu İslam alimleri arasında -bazı itirazlara rağmen- genel kabul gördü. Bu uygulamada önemli bir mesele de "birden fazla yumurtanın aşılanması ve birden fazla embriyo oluşturulması, sonra bunlardan bir kısmının imha edilmesi, sağlam ve canlı olanların rahime yerleştirilmesi" idi; yani "henüz rahime yerleştirilmemiş embriyonun cenin sayılıp sayılmayacağı, imha edilmesinin caiz olup olmadığı" sorusu ortaya çıkmıştı. Bu soruya benim verdiği cevap şudur: Aşılanmış yumurta rahime yerleşip cidara tutunarak beslenmeye başlayınca, müdahale edilmediği takdirde gelişir ve insan olarak doğar. İşte bunun -ki, bu cenindir- imha edilmesi (alınması, kürtaj yapılması, düşürülmesi...) caiz değildir. Rahime yerleştirilmemiş embriyo ise kendi haline bırakıldığı takdirde gelişip insan olarak doğmaz; bu sebeple buna insan olarak bakmamak gerekir ve imha edilebilir.

Somatik kök hücrenin tedavide kullanılmasında zaten bir sakınca yoktur.

Embriyonik kök hücreye gelince bundan insan üretilmediğine göre -ki, bu caiz değildir- yumurtanın yabancıdan alınmasında bir sakınca olamaz; yabancıdan kan ve organ almaya benzer. Rahimde değil de laboratuar ortamında bulunan kök hücreye insan demediğimize göre, ona bir organ gibi baktığımıza göre (çünkü bundan organ üretilecek veya mevcut bir organ tedavi edilecek) kök hücrenin tedavide kullanılması da caiz olacaktır, olması gerekir.
 
Ama bu kök hücrenin yan etkileri var deniyor ondan çekiniyorum yoksa şimdiye kadar çoktan almanyaya gitmiştim. Kimileri diyorki bu yan etkiler var kimileride böyle bişey yok diyor.

Birde embriyodaki kök hücreler neden kanser yaptığını anlamadım çünkü başkasından değil kendi annemin kök hücresi bana neden uyum göstermesinki.

sevgili o_n_u_r,

hücre bölünmesinin sayisi arttikca, kanser riski, gen hatalarinin cogalma riski de artiomush... bu bölünme özelligi embrional kök hücrelerde coooook cok daha fazla oluomush, ve zaten ilgili arashtirmalarda, kansere yol acma özellikleri/potansielleri yeteri kadar görülmüsh... eger "canlilik oranlari daha fazla" diye embrional kök hücre tedavisi görmek istiosan, korkarim, daha bashka ülkelere gitmen gerekicek :-|... almanya'da kesinlikle yasakmish!...

hüllü'nün de dedigi gibi, xcell-center'de uygulanan tedavi icin zaten sadece ve sadece hastanin kendi kemik iliginden kazanilan yetishkin kök hücreler kullaniliomush... yetishkin hücreler, bebish hücreler :p kadar bölünme meraklisi :) olmadiklarindan kanser riskini artirmazlarmish... laboratuarda uzun süre bekletilerek, hücre kültüründe cogaltildiklari zaman ish degishiomush tabe (e, mecburen bölünüo o zaman garibanlar :))... bu yüsden de xcell-center'deki tedavide hastadan alinan kök hücreler, hemen iki-üc gün icinde arindirilarak hic bekletilmeden, coaltilmadan hastanin bedenine geri ilave ediliomush... hastanin kendi hücreleri oldugu icin de reddedilme, geri tepilme riski neredeyse hic olmuomush... okuduklarimdan kanser riski ve yan etkileri hakkinda anlayabildiklerim bu kadar, sevgili onur...


Adı üstünde bu kök hücrenin kökten çözüm olacağına inanıyorum zaten çoğu doktorda aynı şeyi söyledi bana.
sadece 'kök' kelimesinin üstünde durup 'hücre' kelimesini biras ihmal ettigin icin adi seni yaniltio olabilir mi, onur?... adi üstünde, hücre tedavisi bu... kromozomlardaki bozuk gen tamir edilio mu ki kökten cözüm olsun?... bedenindeki hasar görmüsh bütün hücreler yenilense bile, o hasarlari olushturan genetik hata giderilmedigi sürece, belli bi zaman sonra tekrar hasar görmeye bashlamas mi hücreler? [SIZE=1](ya da ben hersheyi yanlish anliom :rolleyes::eek:)[/SIZE]... bashka yerlerde yapilan kök hücre tedavilerini bilemicem ama xcell-center'deki tedavi, en azindan shu anki haliyle ne friedreich ataksisi icin ne de genetik temelli bashka hastaliklar icin kökten cözüm olabilirmish gibi görünmüyo malesef ... x-cell'in de öle bi iddiasi yok zaten... ama yine de idebenone tedavisinden cok daha iyi, faydali bi tedavi olabilir belki... kimbilir... ben bilemicem, cevaplari beklielim bakalim ;):)...


selamlar :)...
 
Rekursiyon abla iletimi dikkate alıp cevap verdiğin için çok teşekkür ederim ve bilmeni isterimki bu güne kadar bu kanudaki en güzel açıklama bana göre senden geldi. Ben artık bu embriyonik kök hücreden kormaya başladım. Artık somatik kök hücre tedavisi yaptırmaya karar vermek üzereyim. Bu konuda noroloji doktorumlada konuştuktan sonra son kararımı vericem. Rekursiyon senden ricam bana bu somatik kök hücrenin embriyonik kök hücre kadar olmasa bile ne kadar yani % kaç oranında faydası olabileceği hakkında bi fikrin varsa lütfen söylermisin.
Arkadaşlar bu idebenone ve catena ilaçları araştırdığım kadarıyla hücrelere enerji sağlayan enzim ve vitamin içerikli ilaçlar. Arkadaşlar bizim hastalığımızın adı gırip değilki bu vitamin içerikli ilaçlar bizim hastalağımıza çare olsun. Madem öyle alalım bi vitamin şurubu içelim. Üstelik o şuruplar catena gibi 12000 $ da değil.:) Şakası bi yanada bizim hastalığımız öyle basit bir hastalık değil. Sizlerde görüyosunuz bizim hastalığımız genlere, kök hücrelere, kromozomlara, enzimlere, vs. dayanan bunun gibi ciddi bir hastalık ayrıca bu bahsettiğim şeylerde tıbbın bu günkü geldiği son noktalar yani olay bu kadar ciddi. Şimdi kalkmışlar yok ilaçla tedaviymiş bilmem neymiş bir sürü saçmalık. Üstelik o ilaç denilen şeyde resmen bir servet değerinde. Valla arkadaşlar kim ne derse desin ben bu Friedreich Ataksi nin vitamin tarzındaki ilaçlarla tedavi edilebileceğine inanmıyorum. Rekursiyon demişki:
ama yine de idebenone tedavisinden cok daha iyi, faydali bi tedavi olabilir belki...
bu sözüne % 100 katılıyorum...
 
Üst Alt