Kamu zararı var, engelliler kapı dışarı
Yaklaşık 100 bin kas hastasının yardımına koşan tek dernek olan Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, arsa sahibi belediye tarafından 2 Mart günü sokağa atılacak. Belediyenin gerekçesi: 6 bin liralık kamu zararı!
Yeşilköy’de üç katlı bir binanın küçük bir odasında, üstü boncuklarla kaplı yuvarlak masanın etrafına dizilmiş birkaç kişi, hocaları Nurhayat Gür önderliğinde hararetli bir çalışma içinde. Tasarlanacak çok takı, boyanacak çok ahşap kutu, peçetelik var. Hemen yan odada, bilgisayarlarla grafik tasarım, muhasebe dersleri veriliyor. Çoğu yürüyemiyor, ama sadece çalıştıkları masalardan tekerlekli sandalyeleriyle ayrıldıklarında fark ediliyor ‘engelleri’. Orada birlikte, hiç olmadıkları kadar mutlular. Günlerce eve kapanmanın, burada yaşama ‘tutunmanın’ ne demek olduğunu ancak karşısındaki anlıyor. Onlar, Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’nin ‘umut dolu’ engelli hastaları. Şimdi yine ‘yapayalnız günler’e dönme korkusundalar.
Borçsuz ‘Kas Hastalıkları Derneği’, kira borcu ödenmediği veya gecikmeli ödendiği gerekçesiyle ‘tahliye’ için 2 Mart Salı’yı bekliyor. Kendilerine ‘ev sahibi’ İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) gösterdiği başka bir adresleri, gidecek başka bir yerleri yok.
Dernekte verilen bu ücretsiz ‘kamu hizmetleri’, bütçesi milyonlarca doları bulan İBB’nin açıklamasına göre 6 bin TL’lik eski bir borç yüzünden Sayıştay’da sorun çıkaran bir ‘kamu zararı’...
Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, Türkiye’de Bakanlar Kurulu’nca onaylanan ‘İzinsiz yardım toplama’ hakkına sahip 18 dernekten biri. ‘Kamu Yararına Çalışan Dernekler’ statüsüne sahip kuruluş, kas hastası teşhisi konulan hastaların bakımlarını, fizyo -terapilerini, toplumla entegrasyonlarını ve meslek edindirme kurslarını sağlamak adına 1978’den bu yana hizmet veriyor.
Beş şubeleri var. Maddi ihtiyaçları 20 -30 kişinin bağışıyla ve dernek gönüllülerinin cebinden karşılanıyor.
Borcu ödemek yetmedi
31 yıllık dernek İBB tarafından, kiracısı olduğu 578 metrekarelik arsasından, İBB Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı Emlak Müdürlüğü’nce 7 Aralık 2009’da tahliye edilmek istendi.
Dernek kira sözleşmesi gereği 1991 yılından itibaren bu arsayı bir yıllığına kiralamış, üzerine dernek binası yapılmış ve her yıl kira sözleşmesi otomatik olarak yenilenerek bugüne gelinmişti. Ancak 2006 yılında dernek, mali açıdan sıkıntı yaşamış ve 6 bin 240 TL borç ödenememişti.
Ancak dernek yöneticilerinin verdiği bilgiye göre borç daha sonra, 24 Aralık 2009’da ödendi. Görünürde, kira borcunun kapanması sonucu kontratın yenilenmemesi için bir neden kalmamıştı.
Tahliye yazısı üzerine, dernek yönetimi, bu yanlışlık olduğu düşüncesiyle sorunu görüşme yoluyla çözmeye çalıştı ama; İBB Başkanı Kadir Topbaş’tan veya yardımcılarından bir türlü randevu alınamadı. Belediye, tahliyede ısrarlıydı. Uygun görülen tahliye günü 2 Mart 2010, saati bile belli: 14:00..
Dernek başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, akraba evliliklerinin yol açtığı kas hastalıklarına yönelik Türkiye’deki tek dernek olduklarını söylüyor:
“Belediyenin yaptığına anlam veremiyoruz. Türkiye’de yaklaşık 100 bin kişinin yakalandığı 200’ün üzerinde türü olan kas hastalığı var ve biz onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Engeli olduğu için sokağa çıkmaya utanan hastaya bu dernek umut oldu. Ayda ödediğimiz cüzi bir kiraydı; 400 TL. Aslında belediyenin bizden böyle önemli bir kamu hizmeti yaptığımız için kira almaması gerekirken, bizi sokağa atmak istiyor. Eğer direnip de başaramazsak, bu dernek kapanır. Başka bir binanın kirasını karşılayabilecek gücümüz yok. Muhtemelen dernek, kapanır. ‘Dernek, Yeşilköy’de olduğu için ‘iyi para’ getirir, o yüzden belediye çıkarmak istiyor sizi’ diyorlar, biz düşünürken bile utanıyoruz.”
‘Derneğimize dokunma’ eylemi
Yaklaşık 100 kas hastası dün derneğin tahliyesine karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yapıp ‘Derneğimize dokunma’ çağrısında bulundu.
Belediyenin derdi eşitlik
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yazılı basın açıklamasında derneği ‘tahliye’ kararını şu gerekçelere dayandırıyor:
“Kas Hastalıkları Derneği, tahliye işlemi başlatılana kadar kira ödememiş veya eksik ödemiştir. Tahsil edilemeyen alacaklarla ilgili olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Sayıştay denetimlerinde sorgu yöneltilmekte, ‘kamu zararına’ sebep olma hususu gündeme gelebilmektedir. Bilinmelidir ki bu uygulama sadece Kas Hastalıkları Derneği’ne has bir durum değildir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kiracısı konumunda olan dernek, lokal, vs. tahsisler için de söz konusudur. Burada hiçbir şekilde farklı bir uygulama yoktur.”
Burada yalnızlıktan kurtulmuştum...
Gülizar (solda) ve Medine (sağda) takı yaparken engelli olduklarını unutuyor.
Gülizar Resuloğlu, 48 yaşında. 35 yaşında, yüksek lisansını bitirdikten sonra, başarılı bir kariyerin ilk virajlarında yakalanmış bu hastalığa.. Zar zor yürüyebilen Resuloğlu, yaşadıklarını şöyle özetliyor:
“İşimi kaybettikten sonra günlerce evden dışarı çıkmadım. Utanıyordum. Sürekli düşüyordum, düştükçe daha da hasar görüyordu vücudum. Ölmeyi bile düşündüm. Yemek yemedim günlerce. Ama sonra bu dernek, beni benim gibilerle tanıştırdı ve beni yalnızlığımdan kurtardı. Birçok hasta, hayatını evde internette, insanlardan uzak geçiriyor. Umudu, internette chat yaparken tanıştığı insanlarda bulup, kandırılıyor. Çünkü onu gerçek zannediyor. Derneğin elimizden gittiğini hayal dahi edemiyorum.”
‘Özel hayatım yok’
Sadece engelliler için değil, onlara bakmakla yükümlü engelli yakınları için de derneğin kapanma ihtimali ‘ruhsal yıkım’ anlamına geliyor. Gençliğinden bu yana yürüme engeli olan Medine Erdoğan’ın bakıcılığını üstlenen abla Melahat Erdoğan yıllardır yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Kardeşimin hayatımda olmadığı bir saniyem yok. Tüm hayatımı ona adadım. Kızım var, geçimimizi o sağlıyor. ‘Teyzem ne olur?’ diye düşündüğü için evlenmiyor. Benimse hiç özel hayatım yok. Bu dernek, hepimizi rahatlatmıştı. Senelerce depresyon tedavisi gördüm. Ama bu dernek benim bile sağlığımı yerine getirdi.”
‘Bir çocuğun elinden oyuncağını alırsınız ya...’
Derya ‘Burası benim ailem gibi’ derken Muhammet dernek vasıtasıyla iş sahibi olmuş.
32 yaşındaki Derya Avşar, engelini şiirler yazarak, takılar tasarlayarak kaldırıyor. İki şiir kitabı olan tekerlekli sandalye mahkûmu Avşar için de bu dernek, ‘umut’ demek:
“Bazen burada bu takıları yaparken, tekerlekli sandalyeye bağlılığımı unutuyorum. Su içmeye kalkıp yürüyerek gidecekmişim gibi geliyor. 16 yaşımdan beri bu hastalıkla cebelleşiyorum. Annem ve babam olmadan yaşayamıyorum. Ama artık bu dernek de ailem gibi vazgeçilmez benim için. Bu derneği elimizden alırken bizleri dört duvar içine mahkûm kaderimize terk ettiklerinin bir göstergesi olarak kabul edilmelidir....”
28 yaşındaki kas hastası Muhammet Yavuz, yürüyebilen ‘şanslı’ kas hastalarından.. 1999 yılından beri derneğe neredeyse her gün gelip gitmiş. Bundan iki yıl önce de bir komünikasyon firmasında dernek vasıtasıyla iş sahibi olmuş. Yavuz, ‘ya dernek elimizden giderse’ ihtimalini şöyle değerlendiriyor: “Ufak bir çocuğun oyuncağını elinden alırsanız ne hisseder; biz de onu yaşarız. Burdaki dostluk bizi hayata bağladı. Nerede buluşabiliriz. Kafede mi, restoranda mı? Yine herkes için o ‘karanlık’ günler başlar.”
Radikal