Yok Rekucum, en azından kasıtlı bişey yaptığını düşünmüyorum..
Ama senin mesajının bana karşı kullanıldığını düşündüm.. o kadar.. Ama duygularımı yanlış ifade etmişim.. Seni üzdüm
Ben de üzüldüm şimdi
FA'nın nörolojik bir hastalık olduğunu, buradaki bir çok arkadaştan daha kolay sinirlenebildiğimizi, sert polemiklerin bizi -en azından beni- günlerce etkilediğini söylememe gerek yok sanırım.. Forum, PC ve internet dışından pek çok olumsuz etkenin de bizleri diğer arkadaşlardan daha çok yıpratabileceğini de belirteyim, isteyen arkadaşın "empati" yapabilmesi için!
"duygularin, düshüncelerin vb. genetik shifrelenmesi" teorisi bile kullanmaktan korktugum o kavramin bashinin altindan cikmishtir, ikili sistemin degil
Heee..
Ben de onu söylüyom işte..
Yani
Ya bir, ya sıfır. İki yok! Ya siyah, ya beyaz. Gri yok! Ya genetik/içgüdüsel/doğuştan/doğal ya toplumsal/sonradan kazanılmış. İkisinin bir arada olabilmesi olanaksız!
diye düşünülmez sosyal bilimlerde!!
Yine sen daha iyi bilirsin.. "Kombinasyon hesapları" diye bişey var matematikte.. Burada üçlü dörtlü kombinasyonlar yok! Az gelir o rakamlar..
Binli, milyonlu kombinasyonlar var.
Her duygunun, her düşüncenin, her davranışın gen sistemindeki yerine bir rakam verirsek daha çok sayıya da ulaşabiliriz bence.. İşte bunları bu hesaplamayla birleştirir (ya da ayrıştırırsak) sonsuza varırız gibi..
Yani hiçbir insanın bir diğeriyle tıpatıp/tek fabrikadan çıkmış aynı marka, aynı model arabalar gibi aynı olmadığı, niye herkesin farklı olduğu, insanları sınıflandırmanın, ortak hareket ettirmenin neden çok çok zor olduğunun, "korkan varsa korkmayan da var, acaba neden?" sorularının cevabının hiçbir zaman matematik kesinlikle verilemeyeceği açıktır!
neyse... asil birileri cikip da "benim cocugum eksik uzuvlu insanlardan korkuyo; demek ki bu dogaldir; demek ki degishtirilemez (en azindan bin yil sürer); demek ki amputeler cocuk programlarindan uzak tutulmalidir" dedigi zaman ikili sistem mantigiyla olaya bakarak (gerci pek bakamio, ciddi bi mantik hatasi yapio) bi sonuca varmaya uurashmio da...... bizler "iyi ama korkmayan cocuklar da var, cerrie burnell'in o programi sunmasindan oldukca memnun olan, hatta bunu cok güzel bi firsat bilen ebeveynler de var!... durum böyleyken amputeleri/sakatlari cocuk programlarindan menetmek dogru olur mu, kimin hakki olabilir böyle bisheye?" diye karshilik verdigimiz zaman mi matematiksel kesinlik aramish oluyoz?...
Aslında iki tarafın da hatalı hareket ettiğini düşünüyorum! O "birileri"nin düşüncelerinin yanlışlığı/saçmalığı/abukluğu ortada!.. Onlar Allahlarından bulsunlar! Bana ne
Beni ilgilendiren taraf; bu olayın 'neden' böyle olduğu, düzelmesi için neler yapılabileceği, bizim tutumumuzun nasıl olması gerektiğidir!
Çiğdem Kuyucak, yukarıda söyledi:
KEŞKE dediğiniz gibi olsaydı cicikıs 8.5 milyon sakat dışarlarda olsaydı. otobüsde ,trende, sokaklar tekerlekli sandalyeli binlerce hadi onlarca engelli dışarda olsaydı.Yada tek kolu hemşire olabilseydi, güneyde bacağı olmayan birileri yüzmeye çalışsaydı. Eğer bunlar olabilseydi zaten tartışacak ne kalırdıki.İnanki işte o zaman çocukların psikolojisi bozulmazdı.
İşte bunlardır "ayrımcılık"ın ifadesi! Bunların düzeltilmesi için de; bireylerle/kişilerle polemiğe girmek/ironi yapmak hatta onları muhatap almak değil, bunlardan sorumlu olan devlet/kamu/tüzel kişiler yani otoriteyle mücadele etmek gereklidir!! Onu da örgütlü ve akılcı uygulamalarla yapmak gereklidir!!
[SIZE="1"]
Not 1: Gerçekten yoruldum.. Bu başlığa bir süre yazmamayı düşünüyorum!
Not 2: Rekucum.. Üzdüm seni.. Lütfen bağışla.. [/SIZE]