Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne hepimiz adına açtığım davada önemli bir gelişme

Oya Tekin

Üye
Üyelik
14 Tem 2004
Konular
59
Mesajlar
414
Reaksiyonlar
0
31 Ocak 2011 Güncel:
Oya Tekin arkadaşımızın açmış olduğu davada İzmir 3. İdare Mahkemesi engelliler Lehine karar vermiştir.
Konuya dair gelişmeler bu başlıktaki 44 ve devamındaki mesajlarda: http://www.engelliler.biz/forum/yer...m-davada-onemli-bir-gelisme-3.html#post827104

05subat2011cts.jpg


16 Temmuz 2010 Güncel:
İzmir Büyükşehir Belediyesi yürütmeyi durdurma kararına itiraz ederek bir üst mahkeme olan Bölge İdare Mahkemesine başvuruda bulunarak itirazda bulunmuştur. Bu itirazları Bölge İdare mahkemesi tarafından kabul edilerek 3. İdare Mahkemesinin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Konuya daire detaylı bilgi bu konunun 31. mesajında

_____
Sayfayı özellikle ayrı açtım. Herkesin göreceği bir yerde olsun diye gözden kaçmaması için.

Mart ayı içerisinde buradan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne dava açtığımı duyurmuş bu konuda yasal haklarımızı arayacağımı söylemiştim: Engelli kartlarıyla alakalı İzmir Büyükşehir Belediyesine 11.03.2010 tarihi itibariyle bölge idari mahkemesine dava açtım

Bugünse bu davanın sonucunu sizlerle paylaşacağım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne açmış olduğum davayla ilgili idare mahkeme yürütmeyi durdurma kararı aldı.. Hepimiz adına bireysel olarak açtığım dava eski şekliyle uygulanması üzere karara bağlanarak yapılan uygulamada belediye haksız bulundu.

İlgili karar özetle şu şekilde;
Bakılan davada davalı idare tarafından 4736 sayılı Yasa’nın verdiği yetkiye istinaden özürlülerin şehir içi toplu ulaşım araçlarından ücretsiz olarak yararlanacağına ilişkin anılan yönetmelik düzenlemesinin yapıldığı anılan yönetmelikte ücretsiz yaralandırmanın sınırlandırılabilmesine yönelik herhangi bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir.

Bu durumda anılan yönetmelikte özürlülerin şehir içi toplu ulaşım araçlarından ücretsiz olarak yararlanacağına ilişkin düzenlemeye aykırı şekilde davalı idare tarafından alınan özürlülere yıllık 750 biniş hakkı yüklemesi ve 90 dakika içerisinde sınırsız aktarma hakkı verilmesi dolayısıyla 750 biniş hakkından fazla binişleri ücretlendirmeye yönelik dava konusu kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere 18.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu konuda derneklerin açtığı bir dava olmuş. Bende basından gördüm. Onlar ne yazık ki açtığı davada haklı görülmemişler. Hangi gerekçelerle açtıklarını yasal dayanaklarını bilmediğim için yorum yapamayacağım onlarla ilgili.

Yalnızca şunu söylemek istiyorum, hukuku iyi biliyor, haklarınızı iyi biliyorsanız kazanamayacağınız hiçbir şey yok. Ben bu davayı birey olarak açtım; dayanaklarım, gerekçelerim ve delillerim sağlamdı. Avukatımda bu konuda gerekenleri fazlasıyla yaptığı için hâkimlerde tüm bunlara dayanarak bu konuda beni, bizi haklı buldu belediyenin itiraz ve gerekçelerine rağmen, yapılan yeni uygulamanın doğru olmadığına karar verdi.

Bu noktadan sonra belediyeye itirazı ne olur, ne yaparlar sonrasında sonuç ne olur bilemem. Şu an itibariyle kazanılan haklarımızın geri verilmesi için gerekli işlemleri başlatıp bunları hızlandıracağım, hızlandıracağız. En kısa zamanda eski haklarımıza yeniden kavuşmamız için elimden geleni yapacağım. Yapacağız Avukatımla.

Buradan da gelişmeleri sizlere duyururum.


Daha öncede söylediğim gibi bu davayı açma nedenim, gerekçelerim, biz yaptık odluların önünü kesmekti.
Açtığım dava insanca yaşama mücadelesinde ötekileştirilmeye bir başkaldırıştı.

“Engelliler üzerinden siyasi emelleriniz için ellerinizi çekiniz, onların insanca yaşama hakkını gasp etmeyiniz, toplumla aralarına kendi siyasi ve ticari emelleriniz için uçurumlar koymayınız” demenin yasal mücadelesiydi bu dava.

Bir engelli olarak hiçbir derneğe bağlı olmadan bireysel hak mücadelesi yapılabilineceğinin bir örneği olsun istemiştim bu davayı açarken.

Yine bu dava sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi değil tüm bu tarz uygulamaları uygulayan belediyelere de örnek teşkil edecek bir dava olacağı için önemliydi.

Gelinen bu noktada kazanılan bu davanın gerek belediye tarafından gerekse engelliler tarafından kamu yararına kullanılması için gereken adımların hızla atılmasını umut ediyorum. Bundan sonrasında gerek dernekler, gerekse belediye oturup her şeyi yeniden gözden geçirmeli ve silkelenmelidirler. Biz yaptık odluyla bu işlerin olmayacağını anlamalılar. Bunu anlatmak istedim bu davayı açarken.

Ben yarınlarımız için bir adım attım bundan sonrası artık sizlere kalıyor arkadaşlar. Haklarınıza sahip çıkın ve onları hiç kimsenin çıkarları için kullanmasına izin vermeyin.

Umuyorum herkes payına düşeni çıkarır. Hukukun üstünde kimsenin olmadığını anlar… Her yönüyle bu hukuk mücadelesini ve sonucunu iyi algılar.

Şimdilik dava ile ilgili aktaracaklarım bunlar. Bundan sonrasında gelişmeleri yine ileteceğim sizlere. Şimdilik hepinizden sabırlı olmanızı bekliyor, sadece biraz daha beklemenizi istiyorum.

İyi haftalar olsun hepimize…

Oya Tekin
 
Sevgili Oya Tekin; öncelikle göstermiş bizler için göstermiş olduğunuz bu hukuk mücadelesinde gösterdiğin azim ve sabır için sonsuz teşekkürler....Umarım en kısa zamanda alınan haklarımız geri iade edilir..
 
Mükemmel bir haber vay be izmirde böyle savaşçılar varmış demek ki .En kısa zamanda tanımak isterdim sizi oya hanım yaptığınız mücadele için de izmir deki engelli bir birey olarak kendi adıma teşekkür edrim
 
önceliklen hayatta yapılan her haksızlıga kim yaparsa yapsın karsı cıkmak insanlık görevidir vede o yüzden egerki haksızlıga ugramıssanız vede hakınızı savunmussanız tebrikler oya hanım..burda bir cümle aklıma takıldı ... ^^ Engelliler üzerinden siyasi emelleriniz için ellerinizi çekiniz, onların insanca yaşama hakkını gasp etmeyiniz, toplumla aralarına kendi siyasi ve ticari emelleriniz için uçurumlar koymayınız” demenin yasal mücadelesiydi bu dava. ^^...

bu dünyada yasayıpda bir hayat felsefesi olmayan insan yoktur herkesin bir dogrusu vardır vede kimse aslında maşa deildir kimseye olsaydı 7 milyar kisi demekki maşa ..bu istek talep isidir..vede secim zamanı sadece engelli bireyler deil herkes memurundan esnafına iscisinden üreticisine herkes birlesip kendi hakkını isterler cünkü bilirlerki secimden 3 ay önce tanınır dinlenirler sonra secim bitince hersey yalan olur ondan ki en cok istedikleri seyleri almak isterler o zaman herkes bir sekilde kullanılıor..bugün dikkat ederseniz engelli insanlara vaadlerde evet secimlerden önce verilip bazı kesim yapmıs bazısı ise sadece politika deipde verdigi hic bir vaadi gerceklestirmemistir ..ondan ki biz vede tüm insanlar icten vaad verenlerlen politika yapanları anlamalı ona göre davranmalıyız ..yoksa bence kimse bizi kullanamaz eger secimden önceki sözleri kullanılmak olarak görüyorsak sadece engelliler deil herkes payını bos vaadleri alıor...
 
mücadeleniz olması gerektiği şekilde sonuçlanır umarım, tebrik ederim sizi.
 
Önce böyle bir mücadele için yola çıkmanızdan dolayı tebrik ederim.

Kazanmasaydınız bile yola çıkmış olmanız yeterliydi ama siz hediyeyle döndünüz. Ankaradan teşekkürler.
 
Cesaretinizden, haksızlığa tahammül edemeyip gösterdiğiniz savaştan ötürü sizi kutluyorum... En güzeli bu savaştan galip gelmenizdi, artık İzmir Büyük Şehir Belediyesi haklarımızı alır ve kısıtlarken iki kere düşünür umarım...
 
Oya hanım ,
konuyu detaylı irdeleyip , eksik yanlarını çok iyi çıkarıp bu sonuca ulaşmanız gerçekten çok anlamlı olmuş.57 bin arkadaşımın adına teşekkürler..
 
Arkadaşlar dün yaptığım duyuru ile alakalı yanlış anlamalar olmaması için alınan kararı da yazımın içine ekledim. Birkaç gün içerisinde yeni gelişmeleri de paylaşacağım sizlerle. Yalnız bir şey eklemek istiyorum önemli bir konuda;

Bakanlar Kurulu 22.04.2010 tarihinde yeni bir karar alarak refakatçilerle alakalı yeni bir düzenleme getirmiştir.

Yani refakatçi olayı ile ilgili belediyelerin söylediği gibi, belediye meclislerinin inisiyatif kullandığı, bu uygulamanın yasal olmadığı, biz engellileri düşündüğümüz için böyle bir uygulama getirdik söylemlerinin hepsi gerçek dışıdır. Bunu yasa 2002 yılında belirlemiş 2010 yılında da Bakanlar Kurulu kararı ile 4736 sayılı kanuna eklemiş kesin dille muaf olduklarını belirtmiştir.

Ancak Bakanlar Kurulu kararında şu ibare eklenerek ağır özürlülerin refakatçileri muaftır denmiştir. Yani raporlarında her ne oranda olursa olsun refakatçi kullanması gerekiyor ibaresi bulunan özürlüler bu uygulamadan yararlanabiliyor.

Burada %70 ibaresi daha doğrusu hiçbir oran belirtilmediği için belediye bu konuda da hukuka dayanan bir uygulama yapmamaktadır.

Bununla alakalıda ayrı bir dava hazırlığında olacağım konusunda bilgilendirmek istedim. Aslında bunu benim değil derneklerin yapması, şimdiye kadar görmesi gerekirken neden bu konuda haklıyken haksızmışız gibi olmamıza sebep olduklarını anlamıyorum, anlamakta zorlanıyorum.

Her neyse bunu burada sorgulamayacağım dediğim gibi karar açık bu konuda belediye gerekli düzenlemeleri yapmazsa gereken yapılacaktır zaten.

Bu bilgilendirmeleri önemli bulduğum için paylaşmak istedim…
 
tebrikler oya kardeşim. haklı mücadelende başarılar diliyorum .yüregine saglık.
 
Ya oya hanım siz ne kadar iyi bir insanmışsınız böyle .Peki uygulamaya ne zaman geçilecek yani kontör olayı ne zaman son bulacak
 
tebrik ederim oya ayrıca engellilerin haklarını koruman güzel bir davranış, herkes senin gibi hakkını arayabilen cesur biri olsa. kutlarım
 
Sayın Güven sözleriniz için teşekkür ederim. Ama eskiler, yani bu sitede uzun yıllar yöneticilik yaptığım dönemden beni tanıyanlar bilirler ben insanlık adına yapılan her haksızlığın bireysel sorumluluklar gereği karşısında olmak gerektiğine inanıyorum. Bu felsefeyle de insanlık adına yapılan haksızlıkların karşısında duruyorum. Yani söylediğiniz gibi iyi insan olmamla alakası yok bu hareketimin, insan olmanın, insanca yaşamanın sorumluluğu bu zaten. Herkesin yapması gereken bir davranış.


Gelelim kararın uygulanması konusuna bununla alakalı girişimleri başlatacağız. Mahkeme süreci henüz tamamlanmadı şu an yürütmeyi durdurma kararı aldık bunun için gerekli girişimleri avukatım aracılığıyla, gerekirse bizzat kendim yapacağız. Sadece biraz daha bekleyeceğiz. Ben sizlerden biraz daha sabırlı olmanızı istiyorum. Gelişmeleri yine buradan bildireceğim.

Bu arada buradan mesajlarıyla bana destek veren, temennilerini dile getiren arkadaşlara da tek tek teşekkür ediyorum….

Oya Tekin
 
Ya oya hanım biz sizin yöneticilik yaptığınız zamanlarda nerdeydik ya .Neyse inşallah bir gün gelir izmir de sizinle tanışma fırsatımız olur
 
Dün tüm basın kuruluşlarına aşağıya ekleyeceğim basın duyurusunu yolladım. Bu konuda her zaman ki gibi duyarlı olan ve elini çabuk tutan Yeniasır Gazetesi benimle iletişime geçerek özel röportaj taleplerini dile getirdi. Ofislerinde yaptığımız röportajı ben de sıcağı sıcağına sizle paylaşmak istedim. Yarın yani bugün çıkacak olan baskılarında da manşetten verecekler sanırım haberi. Bugün birkaç basın kuruluşuda bu konuyla ilgili haber yapacak kararın uygulanacağı süre boyunca gerekli kamuoyunu oluşturmak için uğraşacağım. Haklar kazanılmaz alınır biliyorsunuz.:)))

Bu konuyla ilgili haberin linki;Okumak için tıklayın

Basın Duyurusu
09.06.2010

Konu; İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne 11.03.2010 tarihinde avukatım Seher Delibayır aracılığı ile açmış olduğumuz davayla ilgili idare mahkemenin aldığı yürütmeyi durdurma kararının basın aracılığı ile kamuoyunu bilgilendirilmek amacıyla yapılan basın duyurusu.

4736 sayılı yasa gereği özürlüler şehir içi toplu ulaşım araçlarından ücretsiz olarak yararlanabilmekteydi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bu yasa çerçevesinde özürlü bireylerin ücretsiz binmelerine olanak sağlarken 28.01.2010 tarihinde yeni bir kararla buna sınırlama getirmiştir. Bu kararın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle İzmir 3. idare mahkemesine açmış olduğum dava sonucunda İzmir idare mahkemesi 18.05. 2010 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı bu kararı hukuka aykırı bularak yürütmeyi durdurma kararı almıştır.
[FONT=&quot] [/FONT]
Hatırlanacağı üzere,[FONT=&quot] [/FONT]Engellilerin toplu ulaşım kartlarıyla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi 01.03.2010 tarihinde uygulamaya koyarak yeni bir düzenleme yaptı. Bu düzenleme ile engellilerin ulaşım kartlarında daha önceden sınırsız olan ulaşım hizmeti şimdi 750 kontör uygulaması ile sınırlandırıldı. Yani bir gidiş bir dönüş hakkı ve 90 dakika hizmeti verildi. Bunun paralelinde görme engellilerin ulaşım araçlarında kolaylığını sağlayan otobüslerin içerisinde hangi durakta inileceğini önceden haber veren Metrolardaki bir sistem olan sesli cihazları kapattırdı. [FONT=&quot][/FONT]

Engelli kartları için “genelin haklarını korumak adına alınan bir karar” diyen Belediye sesli cihazlar için de “İzmir halkı böyle istedi, bu sosyolojik bir durumdur yapabileceğimiz bir şey yok” gerekçelerini gösterdi.

Bunlara paralel olarak “refakatçi Zihinsel Özür, Görme, Ortopedik, Spastik, Otistik, Down Sendromu rahatsızlığı bulunup, Özür oranı %70 ve üzeri olanlar refakatçi kartından yararlanabilirler” denilerek kartlarıyla alakalı yeni bir düzenleme getirdi.

Refakatçi kartlarında belirtilen özür gruplarına bakılınca, belediyenin ne kadar özürlülerden bihaber olduğu görülmektedir.

Bu grupların içerisinde; diyaliz hastaları, ağır diyabet hastaları, epilepsi nöbeti geçiren hastalar, yüksek tansiyon hastaları, işitme engelliler okullarına giden engelliler ve benzeri gruplar yoktu.

Belediye görevlileri, kendilerine göre bir karar alarak kendilerince bir özürlü profili çizmiş, özürlüleri ne kadar tanıdıklarını göstermiştir. Yani önce kazanılmış bir hakkı gasp etmiş sonra da kendilerince yeni bir özürlü profili çizmişlerdir.

Kaldı ki, 20 Mayıs 2010 tarih ve 27586 sayılı Resmi Gazetedeki Bakanlar Kurulunun kararına göre mevzuat uyarınca ağır özürlü olarak kabul edilen ve refakatçi yardımına muhtaç olanların bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisi, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinden yararlanmada 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1’inci maddesinden muaftır.” der.

Yani refakatçi olayı ile ilgili belediyelerin söylediği gibi, belediye meclislerinin inisiyatif kullandığı, bu uygulamanın yasal olmadığı, “biz engellileri düşündüğümüz için böyle bir uygulama getirdik” söylemlerinin hepsi gerçek dışıdır.

Bakanlar Kurulu kararında şu ibare eklenerek ağır özürlülerin refakatçileri muaftır denmiştir:. Yani raporlarında her ne oranda olursa olsun refakatçi kullanması gerekiyor ibaresi bulunan özürlüler bu uygulamadan yararlanabilirler.

Burada %70 ibaresi daha doğrusu hiçbir oran belirtilmediği için belediye bu konuda da hukuka aykırı dayanan bir uygulama yapmaktadır.

Yeni bir özürlü profili çıkaran Belediye;[FONT=&quot] [/FONT]2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı yasada belirtilen engelli tanımı göz ardı etmiştir.

Yasada engelli bireyler şöyle tanımlanır; “Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerinin çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve koruma, bakım, rehabilitasyon danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi”dir. [FONT=&quot][/FONT]

Bu tanımı unutan belediye, epilepsi nöbeti ne zaman geçirebileceği belli olmayan bir özürlünün refakatçisiz sorumluluğunun oluşturacağı tehlikeleri göz ardı etmiştir. Diyaliz hastalarının her an yaşabilecekleri sorunları düşünmemiştir. Her gün okula ailesi tarafından götürülen işitme engellileri düşünmemiş, hastanelerle sürekli işleri olan engellileri unutmuştur.

Bu kararı alırken yaşanabilecek tehlikelerin ve sonuçların tamamını gözden çıkarmıştır. “90 dakika ve sonraki biniş haklarından ücretsiz yararlanacaktır” diyerek işin içinden sıyrılmış görme engelli bireyleri 90 dakika koşuşturmacası içerisinde, yaşayabileceği her türlü kaza ve tehlikeleri göz ardı etmiştir. Yine tüm gün iş koşuşturmacası içerisinde olan bu yüzden ulaşım hakkını sınırsız kullanan engelli bireyleri düşünmemiştir.

Tekerlekli sandalye kullanan bireyleri ise tamamen yok saymıştır.

Bu kararı alma gerekçeleri olarak kötü kullanımların önüne geçmek düzensizliği önlemek, maliyetleri düzenlemek denilmiştir.

5326 sayılı kabahatler kanununu açıktır ve cezaları da bellidir. Bu kanunu uygulamak yerine, kötü kullanımda bulunan engellileri cezalandırmak yerine tüm engellileri bu suçu işliyormuş gibi cezalandırmıştır.
Belediyeler ticari kurumlar değildir. Oysaki İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu kararı tamamen ticari bir yaklaşım ve engellileri yok sayma hareketidir. Bu uygulamayla toplumla iç içe olmayan engelli, gözden uzak olan engelli sorunlarının çözümünde ne kadar etkin olacaktır?
Henüz fiziki çevre koşulları iyileştirilmemiş bir yerel yönetim tarafından ulaşım hakları elinden alınarak tamamen toplumdan uzak kılınmaya çalışılan bir yaklaşımla engelliler görünür kılınamaz.
Buna rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesi alınan kararlara aykırı bir yaklaşımla sosyal devlet, sosyal belediyecilik anlayışıyla örtüşmeyen bir anlayış içerisinde engellilere verilmiş olan ulaşım kartlarında kısıtlamaya giderek, üstelik önceden kazanılmış olan bir hakkı geri almaya yönelik bir meclis kararı çıkartarak uygulamaya koymuştur.
Her fırsatta “engelli dostu” olduğunu belirten, bu unvanı kazandıklarını dile getiren İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bu kısıtlama yakışmadı. Bu yılı engelliler yılı ilan eden Belediye Özürlüleri 750 kontur kısıtlaması, 90 dakika içine sıkıştırma, hapsetmeyle mi engelliler yılı yapacak ve engelli dostu belediye olacak bunu anlamak çok zor…
BM engelli hakları sözleşmesinde “tam ve etkin katılım sağlanmalıdır” ibaresine aykırı bir yaklaşımla eskiden sınırsız olan haklarına kısıtlama getirilerek kontur harcama korkusuna girerek evden çıkmaktan korkacak engelli bireyler yaratmaya çalışılmıştır. Bu şekilde tam ve etkin katılım sağlanamayacağı gibi aksine engelliler toplumdan uzaklaşacağı düşünülmemiştir.
Ülkemizde, yasal boyut ve devlet düzeyinde sunulan hizmet dahil, ciddi bir ayrımcılık yaşanmaktadır. Toplumda özürlülük, yoksullukla, cahillikle ilintili olarak görülüyor, gösteriliyor.

Yani bu vatandaşların da benim gibi hakları vardır, benim gibi ihtiyaçları vardır, biçiminde değil de acıma hisleri ile engelliye bakmaktadırlar.

Oysa ona acıyarak bakmak yerine onun da ihtiyaçları olduğu düşünülmelidir. Çünkü acımak hiç bir problemi çözmüyor. Bu yüzden insanlarımızın mutlak eğitilmeleri dolayısıyla engellinin toplumla ve toplumun da engelli ile bağının çok iyi kurulması gerekmektedir. Bunun içinde engellinin mümkün olduğu kadar halkın içinde, gözler önünde olması şarttır. Böylesi kısıtlamalarla toplumdan uzaklaştırmak engelliye yönelik başka bir yok ediş şeklidir.
İşte tüm bu nedenler yüzünden 11.03.2010 tarihi itibariyle İzmir idare mahkemelerine İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu kararıyla ilgili Avukatım Seher Delibayır aracılığı ile dava açtım.
Açtığım dava insanca yaşama mücadelesinde ötekileştirilmeye bir başkaldırıştı.

“Engelliler üzerinden siyasi emelleriniz için ellerinizi çekiniz, onların insanca yaşama hakkını gasp etmeyiniz, toplumla aralarına kendi siyasi ve ticari emelleriniz için uçurumlar koymayınız” demenin yasal mücadelesiydi bu dava.

Bir engelli olarak hiçbir derneğe bağlı olmadan bireysel hak mücadelesi yapılabilineceğinin bir örneği olsun istemiştim bu davayı açarken.

Yine bu dava sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi değil tüm bu tarz uygulamaları uygulayan belediyelere de örnek teşkil edecek bir dava olacağı için önemlidir.

Gelinen bu noktada İdare Mahkemenin aldığı karar gerek belediye tarafından, gerekse engelliler tarafından kamu yararına kullanılması için gereken adımların hızla atılması gerekmektedir. Aksi takdirde telafisi mümkün olmayan zararlar doğabileceği görülmektedir. Bunun içinde gerekli adımları, Avukatım Seher Delibayır ile birlikte yapacağımızı tüm kamuoyuna basın aracılığı ile bildirir, bu konuda gerekli duyarlılığı göstermelerini bir basın emekçisi olarak umut eder ilgilerinize sunarım.

Oya Tekin
 
Oya buraya yumruk havaya!!!!!!!!!!
Helal olsun sana, alnından öperim.
Şubat ayının ilk günü sabah sabah otobüste gördüğüm uyarı yazısı morelimi bozmuştu. 5 Şubat Bayraklı Belediyesi engelli temalı yerel gündem toplantısında bunu dile getirdiğimde;
- Öyle bir şey yok, düşünüldü ama karar çıkmadı (Büyükşehir Belediyesi Engelli Birimi Koordinatörü Serkan bey)
Tepkiler ve itirazlar, otobüste uyarı var görmedinmi bağırışları, birinin arka taraflardan Serkan bey görmez tabii Mersedese biniyor otobüsmü kullanıyor nidaları, patırtı gürültü sonrasında:
- O kararı belediye meclisi değil UKEMO aldı (Fen işleri daire başkanı Fazıl bey)
O zamanda ben bağırmaya başladım, ne yani engelliler otobüse daha az binsin diye Jandarma, Karayolları falan işbirliğimi yaptı?
Toplantı darmadağın oldu ve Meclis üyelerininde olduğu yöneticiler kaosun içinde kaldı, Bayraklı Belediye Başkanı şaşkına döndü, yahu biz bu kararı engelli yılında nasıl aldık diye dumura uğradı. Adam meclis üyesi ama neye el kaldırıp oy vermiş haberi bile yok!
Sonrasında gelen pretostolar, eylemler, Büyükşehir Engelli Koordinatörünün "750 kontör çok bile bunlara" lafları...
Yerel gündem toplantılarının kentkart çıkışları yüzünden sürekli kaosa girmesi...
Tüm bunlar olurken Oya hanımın yasal yollardan bizim için çabaları...
Şimdi geldiğimiz nokta, Oya Tekin sayesinde ohhhhhh nasılmışşş diye yüzlerine haykırma anıdır.
2010 senesini engelli yılı ilan et, kalk 15 senelik hakları kısıtla, utanmazlar... Saygısızlar...
Seçimden önce tekerlekli sandalyeli insanımızı afişlerinde kullan, sonrada otur fazla gezme diye tökez ol...
Sosyal adalet diye yaklaş, 750 kontör diye yumruk at.
Bu karar onlara tokat gibi değil, tekme gibi gelecek emin olun.
Bir ayrıntı; Engelli dernekleri neden pasif düşüncesi var.
Ben size söyleyim, hepsi için değil ama bir kısmı kasıtlı olarak seslerini çıkarmıyor. Biri demiş ben mazot alıyorum basına çıkarsam mazotum kesilir, diğeri kömürüm kesilir, bir başkası yemek kesilir.........
Çok azı çıkıp eylemlere katıldı, düzenlenen basın toplantılarına geldi.
İzmir dernekleri 3-5 tanesi dışında bu olaya tepkisiz kaldı.
Heleki bazıları belediyeden yana tavır koydu, ne bu yahu bizim otobüsten başka derdimiz yokmu diye olayı hafife aldı.
Direk söyleyim bunlardan iki tanesini, birisi Huzurevi içindeki Buca Engelliler gibi ismi olan dernek, bizzat başkanı Kamuran hanım bu otobüs konusunda çok gereksiz tepki verildiğini söyledi hep, bir diğeride Çöyder.
Ne zaman yerel gündem toplantısında bu 2 dernekten yönetici görsem, otobüs konusunda verilen tepkinin gereksizliği vs. dem vuruldu.
Başka kişilerdende vardı ama hangi dernek olduğunu bilemediğim için isim yazamıyorum.
Demekki derneklerden fazla bir şey beklememek gerekiyor, kişisel olarak birleşip tepki yumağı oluşturmamız lazım.
Biri kömür derdinde, biri mazot biri yemek...
Kontör sınırlamasına en çok kızanlardan biri olarak seni bir daha tebrik ediyorum, iyiki varsın Oya Tekin...
Kötü kullanıcılara verecekleri en kötü cezayı versinler hakkediyorlar, ama gerektiği gibi kullanan binlerce insandan yasakçı ellerini çeksinler biran önce, her bindiğimde senenin kaç gün kaldığını hesaplayarak kontör hesaplama stresinden kurtulmak istiyorum.
Refakatçı olayıda çözülürse, yemin ederim gidip eylem yapmak istiyorum başkanın önünde meclis toplantısı da varken, yar saçların lüle lüle, Aziz sana güle güle...
Sözümden asla geri dönmem diye çok büyük konuşmuştu, Yaşasın adalet...

NOT: Bugün POSTA Gazetesinde EGE eki olayı haber yapmış, muhtemelen Hürriyet Ege ekinde de vardır. Okumak isteyen alabilir.
 
Çöyder ve buca engelliler aynı dernekler zaten buca çöyderin şb konumunda .Çöyder de izmirde yönetimde bulunan düşüncenin kurduğu bir dernek zaten tepki vermeleri imkansız gibi birşey
 
Arkadaşlar basın duyurusunu yayınladığım andan itibaren basının ilgisi konunun üzerinde. Bu akşam EGE TV 19:30 haber bülteninde konuyla ilgili yapılan haber yayınlanacak. Benim açıklamalarmla beraber başkanında bu konuda konuşması olacak sanıyorum. bilgilendirmek istedim sizleri dışarıda olduğum için detaylı yazamıyorum. İlk fırsatta detaylı olarak buraya yazdığınız mesajlara döneceğim. Hepinize tek tek teşekkür ediyorum desteğiniz için. Bu arada Milliyet ege yazarı Hamdi Türkmen'nin köşe yazısını mutlaka okuyalım diyorum.
 
Azminizden ve duyarlılığınızdan dolayı sizi tebrik ederim. Başarılarınızın devamını dilerim.
 
maddi manevi oya hanım yanındayım bunu mutlaka bilmeni isterim,
 
haberleri izledik,çok teşekkür ederiz oya hanım.. umarım refakatçilerimizle birlikte binebiliriz artık,sizden sevinçli haber bekliyoruz...
 
Bugün ki milliyet haberinde başkanın konuyla ilgili demecine (Okumak için tıklayın) yer verilmiş. Ege Tv haber kuşağında da benzeri ifadeleri kullanmıştı. Kısıtlama yok diye ısrar eden belediye başkanına bu uygulama da olan ne diye sormuştum programda ama benim sorum kesilmiş kısaltılan haliyle verilmişti. Başkan duysun duymasın, cevap versin vermesin hukuk cevabını verdi bundan sonraki Bölge İdare Mahkemeside lehimize karar verirse ki umudum bu yönde bu konuda bu şekilde çalışan tüm belediyeler geri adım atmak durumda kalacaklardır. Bu dava emsal teşkil etmesi adına önemli. O gün programda da belirtiğim gibi İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşıyacağım konuyu umuyorum bunlara gerek kalmadan itirazlarıda çürür. Şimdi bekleyip göreceğiz gelişmeleri. Bugün yayınlanan haberi paylaşmak istedim.

Oya Tekin
 
nasıl hakkımızı geri almıyor başkan,bal gibi aldı işte.inanın ben kontür bile yüklemedim kartıma,yanlız başıma dışarı çıkamam ben,epilepsi nöbetim çok ağır oluyor ve yanlızken nöbet gelse ben biterim çünki onkoloji hastalığımla beraber koah da başladı ben bu durumda nasıl yanlız binebilirim ki otobüse,baltazar formülü ile verilen raporum (%90 üstü) refakatçi kullanamazsın deniyor malesef,bana birşey olsa kim ne yapabilir ki,enazından refakatçim biliyor ne yapılması yada yapılmaması gerekenleri, oya hanım sevindirici haberleri bekliyor ve size minnetlerimi sunuyorum.sayılar
 
Bende bir epilepsi rahatsızıyım. ve aranıza yeni katıldım. Ve oya hanımı uzun zamandır takip ediyorum. Oya hanım bu başarınızdan dolayı sizi kutluyorum. Gerçekten bu değerli mücadeleniz hepimize örnek teşkil eden bir davranış oldu. İnanıyorumki bizlerde sizin gibi cesur bi şekilde hakkımızı savunacağız. Tebrik ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum...
 
oya tekin bende aziz kocaoğluna oy verenlerdenim ama bundan sonra oy vermem neyse umarım ulaşmıştır
 
Dava ile alakalı bugün tarihi ile alakalı olan gelişmeyi sizlerle paylaşmak istedim. Basına yollamış olduğum duyuruyu aynen geçiyorum.


Basın Duyurusu

Konu: İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin engelli toplu ulaşım kartlarına getirmiş olduğu kısıtlamayla alakalı açmış olduğum dava ile ilgili son gelişme hakkında.

Bilindiği üzere 11.03.2010 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne engelli kartlarında yapmış olduğu kısıtlamadan dolayı avukatım Seher Delibayır aracılığı ile idare mahkemesine yürütmeyi durdurma talebiyle dava açmıştık. Açtığımız bu dava ile ilgili yine hatırlanacağı üzere İzmir 3. idare mahkemesi talebi incelemiş, gerekçelerimizi haklı bularak 18.05.2010 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı almış İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tebliğ etmişti.

Bu tebliğ sonunda İzmir Büyükşehir Belediyesi yürütmeyi durdurma kararına itiraz ederek bir üst mahkeme olan Bölge İdare Mahkemesine başvuruda bulunarak itirazda bulunmuştur. Bu itirazları Bölge İdare mahkemesi tarafından kabul edilerek 3. İdare Mahkemesinin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bölge idare mahkemesince alınan bu karar şu an için yürütmeyi durdurma kararına karşı belediye tarafından yapılan itiraz için alınmış bir karardır. Bölge idare mahkemesi yapılan itirazı haklı bulma gerekçesi olarak Ulaşım Koordinasyon Merkezince Ulaşım Kartları yönetmeliğinin 9. maddesinin 3. bendinde ifade edilen Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin özürlü kartlarının kullanım bedelini belirler ifadesine dayandırarak itirazlarını haklı bulmuştur. Mahkeme henüz bitmemiş olup hukuksal mücadelemizi Avukatım Seher Delibayırla devam ettirmekteyiz.

İtiraz yürütmeyi durdurmaya yönelik olduğu için Belediye’nin otuz günlük yasal süresi dolduğu halde özellikle kararı bekledik, 3. idare mahkemesince alınan kararı uygulamaya geçirmek için girişimlerde bulunmadık. Çünkü bu olayda zaten belediye tarafından mağdur edilen engelli arkadaşlarım bir kez daha mağdur edilsin istemedim. Dava tam sonuca ulaşmadan hareket etmek engelli bireylere bir şey kazandırmayacağı gibi tam tersine mağduriyetlerini daha da artırmaktan başka bir şey olmayacaktı. Bugün alınan karardan çıkan sonuçta bunu göstermektedir. Engelli arkadaşlarım bir süredir merakla gelişmeleri beklemekteydiler bugün çıkan sonuca bakarak demorilize olmalarını istemiyorum, çünkü ben demorilize olmadım, çünkü dava bitmedi, çünkü henüz hiçbir şey bitmedi. Ortada olan mağduriyet hukuksal olarak da bellidir, sosyal olarak da. Bunun anlaşılması, mağduriyetlerinin giderilmesi için bu yolda yapılması gereken her şey yapılacaktır.

Bu gelişmeyi kamuoyunun bilgilendirilmesi adına tüm basın kuruluşlarıyla paylaşır, ilgileriniz sunarım.

Oya Tekin


Not: Basın duyurusunda da belirttiğim gibi demorilize olmayın çünkü henüz dava bitmedi. Ben bu sonuçla mağdur olduğumuzu ya da kaybettiğimizi düşünmüyorum, sizde düşünmeyin çünkü henüz hiçbir şey bitmedi. Hatta yeni başladı. Bu yüzden ben çıkan sonuç karşısında sadece şu açıdan üzüldüm yürütme durmuş olarak dava sürsün istiyordum böyle olursa mağduriyette çözülmüş olurdu dava bitip kesin karar çıkana kadar eski haklarımız devam ederdi. Ama öyle olmadı böyle olması da bir kayıp değil karar kesinleşinceye kadar ortada bir karmaşa olmaz en azından. Bu arada refakatçi kartlarıyla ilgilide girişimlerimiz devam ediyor. O konuyla alakalı çelişkilerin giderilmesi içinde avukatımla çalışmaktayız. Zaman içinde eski haklarımız geri iade edilecek ben buna inanıyorum. Sizlerde inanın ve biraz daha sabır edin diyorum. Bu önemli gelişmeyi bilmenizi istedim. Merakla gelişmeleri beklediğinizi biliyorum çünkü.
 
Üst Alt